Eğitim

47 Numaralı Kamara – Hikmet Hükümenoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

47 Numaralı Kamara – Hikmet Hükümenoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

47 Numaralı Kamara kimin eseri? 47 Numaralı Kamara kitabının yazarı kimdir? 47 Numaralı Kamara konusu ve anafikri nedir? 47 Numaralı Kamara kitabı ne konu alıyor? 47 Numaralı Kamara PDF indirme linki var mı? 47 Numaralı Kamara kitabının yazarı Hikmet Hükümenoğlu kimdir? İşte 47 Numaralı Kamara kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Hikmet Hükümenoğlu

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752896741

Sayfa Sayısı: 215


(*47*)

47 Numaralı Kamara Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yakın zamana dek entelektüel aşırılığıyla malum, yakın zamandan beri ise artık oldukça satmaya başlamış bir yazar olan Hikmet Bey, asistanı ve eşiyle çıkmış olduğu bu deniz yolculuğunun tadını çıkartmaktadır. Herkes ağzının içine bakarak onu dinlemekte, veciz cümlelerinden esin almaya çalışmakta, meşhur bir yazarın yakınında bulunmanın büyüsü içinde tüm entelektüel özlemlerini dindirmektedir. Ancak bir şahıs, her şeyin gerisindeki, mutlu evliliğin, oldukça beğenilen kitapların ardındaki o zavallı, minik sırrı bilen bir tek şahıs, sıkıntıdan bu deniz yolculuğunda. Akşam yiyecekleri bitmek bilmez, yol uzadıkça uzar. Sır ise çatallandıkça çatallanır.

Romanlarında gerilimi en iyi halde kullanan genç dönem yazarlarımızdan Hikmet Hükümenoğlu’nun Kar Kuyusu ve Minik Kadınlar Kitabı’ndan sonrasında, yeni romanı 47 Numaralı Kamara bir kez daha okurları nefes nefese bir serüvene sürüklüyor.

“Suya atılan cansız beden kime aitti, merak ediyoruz. Sabahın en soğuk saatinde, güneşin doğmasına birkaç dakika kala, güvertede kim vardı, merak ediyoruz. Hepimizin ortak noktası bu merak işte. Merak etmezsek bir satır bile okumayız. Merak etmezsek sayfayı çevirmeye üşeniriz, uykumuz gelir, gözlerimiz kapanır, elimiz başucu lambasını söndürmek üzere uzanır. Cinayeti kimin işlediğini merak etmeyeceksek roman okumanın ne anlamı kalır?..”


(*47*)

47 Numaralı Kamara Alıntıları – Sözleri

  • eline kalem alan hepimiz başta kendini anlatır derler.
  • Aşka dair tüm acılar unutulabilir, en azından dondurulup uzun süre bozulmadan saklanabilir.
    Şundan dolayı lüzumlu koşullar bir araya vardığında, olasılıkları tüketmemek adına her türlü zorluğu ve acıyı unutmak, hanımefendiler için basit bir kabiliyettir.
    Şundan dolayı hanımefendiler ilkin affeder, sonrasında uygun bir anı yakalayıp intikam alır.
  • “Hiç eğer olmazsa canı yanmıyordu uzun süredir, fizyolojik acılar kadar, içindeki sızılar da anlamını yitirmeye başlamıştı.”
  • Her insan hata yapar. Mühim olan, hatasından sonrasında ne yapmış olduğu .


(*47*)

47 Numaralı Kamara İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Yazarın öteki kitapları kadar sevemedim. Güzel fakat öteki kitaplari ile kıyaslayınca çok da fazla çarpıcı ve şaşırtıcı sonlu olmadi. Bu kadar rahat bir mevzuyu bile güzel işlemiş aslına bakarsak yazar o mevzuda gene oldukça iyi fakat tam da beni vurmadı. Yazarın eline alın terine sıhhat (ELİF)

Hikmet Hükümenoğlu denilince bir çok kişinin aklına Körburun kitabı gelir. Ben Körburun’u elime aldım evirdim çevirdim gözüme bir sürü sayfa battı, korktum, ben de Hikmet Bey ile macerama 47 Numaralı Kamara ile başlamaya karar verdim. Ve evet kitaplarını bulmak pek meşakkatli oldu hala beklediğim iki kitabı var fakat biri tamamen buğu olmuş halde. Kitap; bir hayalet yazarımızın artık kitap yazamaz olan meşhur ve ne yazdığı anlaşılmayan başka bir yazar için asistanlık yapması ile başlıyor. Biz anlıyoruz ki güncel hayatımızda da oldukça parlatılan fakat kitaplarını bir türlü anlayamadığımız fakat yayınevlerinin parlatıp okura sattığı yazarlar var. Bazılarının da kitabın kahramanı Hikmet Bey benzer biçimde minik sırları. Fazlaca keyifli; seveceksiniz. (Burcu Bergen)

O şekilde inandık Murat’ın anlattıklarına, onun gözlerine öyleki güvendik ki onun gözüyle gördüklerinin dışındaki gerçekliğe kör olduk, duyduğumuza sağır! Ayşe görünümlü Merve; Ali görünümlü Murat derken tek gerçeğimiz Hikmet’miş meğer.. özetle; hayatta bir ‘şey’ olamamış Ali görünümlü Murat’ın bir romana baş kahraman oluşunda buluşalım. Bir de değinmezsem noksan kalacağım bir şey daha; bitirdikten sonrasında ‘bu kadarmış’ dedim içimden ve kesinlikle ‘körburun’u tekrardan tek geçtim!
.
“Sen buna aşk mı diyorsun?… ne kadar tanıdın onu? En sevdiğin rengin hangisi bulunduğunu biliyor musun? Tahmin et bakalım; kırmızı mı yeşil mi?Dişlerin hangi yöne doğru fırçaladığına dikkat ettin mi asla? Ya da her yıl en baştan okumuş olduğu romanın hangisi bulunduğunu söyledi mı sana? En yakın arkadaşının hangi huylarını gıcık bulunduğunu? Bugünlerde anası ile arasının iyi mi bulunduğunu? Babasına niye asla kızamadığını? Kızı olursa hangi adı koymak istediğini söylemiş oldu mi?Bir davete gitmek için hazırlanırken ilkin ayakkabılarını sonrasında elbisesini giydiğini biliyor musun? Gece ağırlık basma görüp uyanırsa buzdolabına gidip ne yedigini?….biliyor musun?”
Biraz da siz kendinizi sorgulayın diye bu alıntıyı yaptım galiba. Siz biliyor musunuz? (Enesay)


(*47*)

47 Numaralı Kamara PDF indirme linki var mı?


(*47*)

Hikmet Hükümenoğlu – 47 Numaralı Kamara kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de 47 Numaralı Kamara PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hikmet Hükümenoğlu Kimdir?

1971 senesinde İstanbul’da doğdum. Üniversite sınavlarında tek bir fizik sorusuna bile doğru yanıt veremeden fizik bölümünü kazandım. Baktım dersler hoşuma gidiyor, dişimi sıkıp mezun oldum. Ama fizikçi olmaya cesaret edemedim. 2004′e kadar finans sektöründe çalıştım. Sonra işi gücü bırakıp roman yazmaya başladım.  İnternette bulduğunuz eski fotoğraflara aldanmayın, bir zamanlar daha kiloluydum ve saçlarım vardı. İlk romanım, Kar Kuyusu 2005′de yayımlandı. Daha sonrasında Minik Yalanlar Kitabı, 47 Numaralı Kamara ve son olarak 2012′de 04:00 çıktı.  Roman haricinde öykü yazıyorum ve arada sırada tercüme yapıyorum. Aslına bakarsanız şimdilik bir tek bir tane tercüme yaptım (İnsan Çatlatan Hayvan Öyküleri, Hannah Tinti) fakat fırsat olursa devamı gelsin isterim.

Yazı yazmaktan vakit kaldığında elektronik müzik yapmayı seviyorum…

…fakat para kazanmak için değil, bir tek kendi kendimi eğlendirmek için. Doğrusu müzik yaparak para kazanmak asla kötü olmazdı, kendime daha oldukça elektronik müzik oyuncağı alabilirdim ve asla suçluluk duygusu hissetmezdim. Hala İstanbul’da yaşıyorum fakat günün birinde şu şekilde bir yere yerleşme hayallerim var. Ya da şu şekilde bir yere. En sevdiğim film  Blade Runner ve en sevdiğim şarkı sözü “…teach me the value of restraint / of saving my strength / and long pauses.” Jun Miyake’nin Turn Backisimli şarkısından bu sözler. 04:00 adlı romanımın sonunda, mühim bir sahnede karşınıza çıkabilir. 


(*47*)

Hikmet Hükümenoğlu Kitapları – Eserleri

  • Körburun
  • Atmaca
  • 04:00
  • Aşka İnanmayanlar İçin Aşk Öyküleri
  • 47 Numaralı Kamara
  • Kar Kuyusu
  • Minik Yalanlar Kitabı
  • Eşit Masallar
  • Pamuk Kalpli Prens ve Yedi Cüceler


(*47*)

Hikmet Hükümenoğlu Alıntıları – Sözleri

  • Aşka dair tüm acılar unutulabilir, en azından dondurulup uzun süre bozulmadan saklanabilir.
    Şundan dolayı lüzumlu koşullar bir araya vardığında, olasılıkları tüketmemek adına her türlü zorluğu ve acıyı unutmak, hanımefendiler için basit bir kabiliyettir.
    Şundan dolayı hanımefendiler ilkin affeder, sonrasında uygun bir anı yakalayıp intikam alır. (47 Numaralı Kamara)
  • “Annem babama niye aşık olmuş sence abi?”
    “Bana ne soruyorsun, git ona sor.”
    “Sordum. Hatırlamıyorum dedi.” (Aşka İnanmayanlar İçin Aşk Öyküleri)
  • Artık kabuk bağlamıştır söylediğim yaralar hala açıkmış… (Atmaca)
  • “Sondan başa doğru okuyabilseydik, tüm aşk öyküleri mutlu biterdi.” (Aşka İnanmayanlar İçin Aşk Öyküleri)
  • Ben iyi mi mutlu olacağını asla keşfedemeyecek insanlardan biriyim sanırım (Kar Kuyusu)
  • eline kalem alan hepimiz başta kendini anlatır derler. (47 Numaralı Kamara)
  • Bu şekilde rasgele bir evrende kendi yaşamımıza yön verebileceğimize inanmamız oldukça acıklı değil mi? (04:00)
  • Hepimiz gözlerimizi kapatıp unutuyoruz. Hiçbir şey olmamış benzer biçimde yaşamımıza devam ediyoruz. Tüm kent çıldırdı, gökdelenlerin tepesinden kanalizasyonların altına tamamımız kafayı sıyırdık fakat baksana asla belli etmiyoruz. (04:00)
  • “Aşkın o kadar da mühim bir şey olduğuna inanmıyorum. Sarhoşluk gibi.. Sofradayken iyi hoş ama ardından günlerce hasta yatıyorsunuz. Acıdan kıvranıyorsunuz” (Aşka İnanmayanlar İçin Aşk Öyküleri)
  • Hem insanoğlunun televizyonu olunca kocaya ne gerek var, değil mi fakat? (Kar Kuyusu)
  • İnsanlara hala okudukları kitaplara nazaran aklımda not veriyordum;fizyolojik özellikler ikinci sırada geliyordu. (Atmaca)
  • Gerçek sanıp sırtımızı yasladığımız her şeyin çatlaklarla dolu bulunduğunu görünce, korku anlık bir şey olmaktan çıkıp asla bitmeyen bir kabusa dönüşüyordu. (04:00)
  • ‘Ben iyi kötü ne yaptığımı biliyorum. Seni kafamda küçük bir kutuya kapattım, dışarıya taşmana izin vermeyeceğim.’ (Atmaca)
  • Biraz geç doğmuştuk, dünyaya yirmi yıl ilkin gelseydik bu kadar bilgisiz olmazdık büyük olasılıkla. Bize anlatılanlarda Cumhuriyet’ in ilanıyla Özal’ ın başbakan olması içinde sisli bir dönem vardı, o arada mühim şeyler olmuştu…. (Atmaca)
  • Ama bir tek şeyi anladım, o da her gün bundan önceki gün benzer biçimde geçip giderken kendimi otomatik pilota bağlayıp sonrasında da mutsuzum diye söylenmek işe yaramıyor. Dönerek geri baktığımda mutlu olabilmek için elimden gelen her şeyi yaptım diyebilmen lazım. (Kar Kuyusu)
  • “İnsan kalemini kaybeder, anahtarını kaybeder. Sonra da bulur. Babasını kaybetmez ki ! O kadar saçma geliyor ki ! Nereye koyduğumu unuttuğum bir eşya gibi günün birinde karşıma çıkmayacak. Çünkü artık öyle birisi yok.” (Körburun)
  • Seviye itimat verir fakat devamlı mutlu etmez. (Kar Kuyusu)
  • Bir şeyin kıymetli olması için oldukça pahalı olması, ışıklar saçması gerekmiyor. En zoru basitliğin içindeki güzelliğe erişebilmek. (Atmaca)
  • Umarsızlık denilen şeyin lafın gelişi değil de gerçek olanını bir kere tadan, neye benzediğini asla unutmaz. (04:00)
  • “Aşkın o denli da önemli bir şey olduğuna inanmıyorum. Sarhoşluk benzer biçimde… Sofradayken iyi hoş fakat arkasından günlerce hasta yapıyorsunuz. Acıdan kıvranıyorsunuz.” (Aşka İnanmayanlar İçin Aşk Öyküleri)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Hosting Nilüfer kombi servisi toptan çakmak
likit