Saç ekimi çoğu zaman 22-65 yaş arasındaki kişilerde en yüksek başarıyı verir. 22 yaşından ilkin adam tipi dökülme hâlâ agresif ilerleyebilir; bu durumda ekilen kökler kalıcı kalsa bile çevredeki naturel saçlar dökülmeye devam ederek “adacık” görüntüsü oluşturabilir. Öte taraftan ileri yaşta kronik hastalıklar sıklaştığından, operasyon öncesi tam kan sayımı, EKG ve anestezi onayı mecburi hâle gelir. Doktor, donör alan yoğunluğunu ve dökülme hızını dikkate alarak “şimdi mi, sonra mı?” kararını kişiye hususi verir—böylece saç ekimi uzun solukta naturel bir yoğunluk sağlar.
Saç ekiminde FUT, FUE ve DHI teknikleri arasındaki temel farklar nedir?
FUT tekniği, enseden ince bir deri şeridi çıkarıp dikişle kapatır; lineer iz bıraksa da yoğun greft sağlar. FUE, 0,7-0,9 mm’lik mikro-punch ile folikülleri tek tek toplar, görünür iz bırakmaz ve iyileşme süresi kısadır. DHI, grefti toplamış olduğu anda kalemle ekerek extra kanal açma ihtiyacını ortadan kaldırır; kök hava ile daha azca temas etmiş olduğu için tutunma oranı yüksektir. Seçim, kellik alanının genişliği, saç telinin kalınlığı ve bütçe benzer biçimde kişisel değişkenlere gore yapılır.
Saç ekimi sonrası “şok dökülme” niçin olur ve endişelenmeli miyim?
Operasyondan iki-üç hafta sonrasında ekilen saç telleri dökülür, buna “şok dökülme” denir; kökler dermiste güvende kalır, bir tek tel yenilenir. Bu süreç, cerrahi strese karşı saçın verdiği düzgüsel tepkidir ve ortalama 60-90 günde biter. Üçüncü aydan itibaren yeni saçlar ince tüyler şeklinde çıkmaya adım atar, altıncı ayda fark edilir yoğunluk kazanır. Senelik final netice ise on ikinci-on sekizinci ayda görülür; sabır, sürecin anahtarıdır.
PRP ve kök hücre tedavisi saç ekimi sonucunu iyi mi destek sunar?
PRP, hastanın kendi kanından elde edilmiş trombosit zengini plazmadır; ihtiva ettiği gelişme faktörleri kanlanmayı artırıp greft çevresindeki iyileşmeyi hızlandırır. Kök hücre enjeksiyonu ise adipoz dokudan ayrılan stromal vasküler fraksiyonu kullanır; bu hücreler inflamasyonu azaltır ve saç kalınlığını artıran sinyaller gönderir. Her iki biyolojik destek de ilk altı ayda görülen anajen oranını yükselterek saç ekimi sonucunu daha yoğun ve parlak hâle getirir.
Saç ekimi yaptırdıktan sonrasında spor ve günlük aktivitelere dönüş takvimi nasıldır?
Üçüncü günden itibaren hafifçe yürüyüşe başlanabilir; sadece tempolu koşu, ağırlık antrenmanı yada HIIT benzer biçimde terlemeyi artıran aktiviteler on beşinci güne kadar ertelenir. Temas sporları (futbol, basketbol) ve yüzme, mikrop riski ve kafa travması ihtimali sebebiyle altıncı haftadan sonrasında güvenlidir. Egzersiz programına kademeli dönüş, hem ödemi azaltır hem de greftlerin zorlanmasını engeller.
Sakal ekimi kimlere önerilir?
Genetik seyrek sakal yapısı, yanık-yara izi yada hormonal dalgalanma sonucu bölgesel boşluk yaşayan erkekler sakal ekimi için ideal adaydır. Donör alan olarak ense yada göğüs kılları kullanılır; enseden alınan saç telleri kalınca ve pigmentlidir, sakal dokusuna iyi uyum sağlar. Dermatolojik mesele (etken akne, dermatit) var ise ilkin tedavi edilir, şundan dolayı sıhhatli deri, sakal ekiminin tutma oranını direkt etkisinde bırakır.
Sakal ekimi ile bıyık, favori ve çene hattı aynı seansta şekillendirilebilir mi?
Evet. Cerrah yüzü bölgelere ayırarak her alanın greft ihtiyacını ayrı hesaplar. Mesela dolgun bıyık için 400-600, favori hattı için 300-400, tam sakal için toplam 2 000-2 500 greft gerekebilir. Tek seans yaklaşımı, donör bölgeyi optimal kullanmanın yanı sıra hastaya tek iyileşme süreci pozitif yanları sağlar. Tasarım esnasında kıl açıları bölgeye gore 10-20° içinde değişmiş olur; bu sayede ışık yansıması naturel sakal dalgalanmasını öykünmek eder.
Sakal ekimi sonrası bakımda nelere dikkat edilmeli?
İlk 48 saat alkol, sigara ve kafeinli içecekler kan dolaşımını etkileyerek ödemi artırabileceği için sınırlandırılır. Beşinci günde küçük kabuklar yumuşak sabun ve ılık su ile temizlenir; ovalamak kesinlikle yasaktır. On dördüncü günden sonrasında sakal yağları kullanmak cildi nemlendirir, kaşıntıyı azaltır ve yeni köklere besleyici destek sunar. SPF 50 güneş koruyucu, kızarıklık ve pigmentasyon riskini en aza indirir.
Sakal ekiminin kalıcılığı iyi mi güvence altına alınır?
Donör ense kökleri androjen hormonlarına dirençlidir; dolayısıyla ekildikleri yüzde de bu özelliği sürdürürler ve yaşam boyu kalıcıdır. Yine de çevre dokuda devam eden hormonal dökülme var ise dermatolog, topikal minoksidil yada sistemik DHT blokeri önerebilir. Tertipli peeling ve sakal şampuanı kullanmak folikül çevresinde sebum birikimini engeller, enfeksiyon riskini düşürür. Böylece sakal ekimi sonrasında hem yoğunluk hem de deri sağlığı uzun seneler korunur.
