Ramazan Kitabı – Kemal Özer Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ramazan Kitabı – Kemal Özer Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ramazan Kitabı kimin eseri? Ramazan Kitabı kitabının yazarı kimdir? Ramazan Kitabı konusu ve anafikri nedir? Ramazan Kitabı kitabı ne konu alıyor? Ramazan Kitabı PDF indirme linki var mı? Ramazan Kitabı kitabının yazarı Kemal Özer kimdir? İşte Ramazan Kitabı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…
Kitap Künyesi
Yazar: Kemal Özer
Yayın Evi: Hayykitap
İSBN: 9786055181673
Sayfa Sayısı: 246
Ramazan Kitabı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Ramazan ayında bedeni, yemekten içmekten kesmek bir semboldür. Ramazan’ın aslı, midevi açlık üstünden nefsin tüm açlıklarının oruca durmasıdır. Ramazan’da oruç farizasını yerine getirmeye niyet eden kul yalnız açlığa ve susuzluğa değil, nefsini bilmeye ve algı etmeye ve nefsinin tutacağı oruca niyet etmiştir.
O yüzden oruç; yalandan, riyadan, batıldan ve küfürden sakınmak anlama gelir. Dahası oruç, bedenin ve nefsin susmasıyla kalbin muhabbete yaklaşması, açılması anlama gelir. Kendini bilmeye, dostunun derdini anlamanın vereceği kalp ağrısına, hataları göğüslemekten gelecek güce ve nedametle akıtılacak olan gözyaşına niyet etmek anlama gelir.
Günümüzde olduğu benzer biçimde şatafatlı sofralar, gösteriş, riya, israf, kilolarımıza kilo katmak, ürünleri fahiş fiyata satarak fırsatçılık yapmak, mutfaklara daha çok besin sokmak değildir Ramazan. Ramazan tefekkür etmek, arınmak, daha azca yiyerek gövde temizliği yapmak, daha çok yardımlaşmak, daha yoğun yakarma, zekât, sadaka, iyilik, yetimleri daha çok anımsamak, yoksulu daha çok gözetmek, teravih, sahur, iftar, söyleşi, muhabbet anlama gelir. Bu sayede ruhu ve bedeni dinlendirmektir.
Ramazan temiz dualarla temiz bir sayfa açmaktır…
Ramazan Kitabı Alıntıları – Sözleri
- Ramazan ayında bedeni, yemekten içmekten kesmek bir semboldür. Ramazan’ın aslı, midevi açlık üzerinden nefsin bütün açlıklarının oruca durmasıdır. Ramazan’da oruç farizasını yerine getirmeye niyet eden kul yalnız açlığa ve susuzluğa değil, nefsini bilmeye ve algı etmeye ve nefsinin tutacağı oruca niyet etmiştir.
O yüzden oruç; yalandan, riyadan, batıldan ve küfürden sakınmak anlama gelir. Dahası oruç, bedenin ve nefsin susmasıyla kalbin muhabbete yaklaşması, açılması anlama gelir. Kendini bilmeye, dostunun derdini anlamanın vereceği kalp ağrısına, hataları göğüslemekten gelecek güce ve nedametle akıtılacak olan gözyaşına niyet etmek anlama gelir.
Günümüzde olduğu benzer biçimde şatafatlı sofralar, gösteriş, riya, israf, kilolarımıza kilo katmak, ürünleri fahiş fiyata satarak fırsatçılık yapmak, mutfaklara daha çok besin sokmak değildir Ramazan. #Ramazan tefekkür etmek, arınmak, daha azca yiyerek gövde temizliği yapmak, daha çok yardımlaşmak, daha yoğun yakarma, zekât, sadaka, iyilik, yetimleri daha çok anımsamak, yoksulu daha çok gözetmek, teravih, sahur, iftar, söyleşi, muhabbet anlama gelir. Bu sayede ruhu ve bedeni dinlendirmektir.
Ramazan temiz dualarla temiz bir sayfa açmaktır… - Ramazan’ın bir başka güzelliği yardımlaşma ve dayanışmanın artması,yoksul fukaranın gözetilmesidir. Bizde bir grup hep verici, bir grup da hep alıcı konumdadır. Oysa her insanın verebilecek bir şeyi kesinlikle vardır.
- Dünyada ilk kahve 16. asırda Yemendeki Osmanlı vilayet konağında, arkasından da Topkapı sarayında içildi. Bir elli yıl öncesine kadar da devam edip geldi. Ama sanayi kendi bileşik içeceğini gerçek kahvenin yerine ikame etmek için ‘Türk kahvesi’ diye bir isim uydurdu. Kahve, Türklerin pişirdiği usulde içilen içecek olup gerçekte şekersiz içilir. Şeker ekleme işi de yakın devrin uyduruk eylemlerinden biridir.
Onlarca çeşit kimyasalı bir araya getirip sunanlar bunu ‘kahve’ diye takdim ettiler. Ilkin Batı hayranı kitlelerimiz, sonrasında da onların değersiz hayatlarına öykünen dindarlarımız düştü bu tuzağa. Şimdi bir de kahve derseniz ‘mütevazı mi’ sütlü mü’ diye merak ederler. Sade dedikleri kahve değil, sütlü dediklerindeki de süt değil. Hepsi kimsayal. Gerçek kahve istiyorsanız, size zorla ‘Türk kahvesi’ dedirtirler. Buna direnme, ne içersiniz dendiğinde ‘kahve’ demeye devam ediniz. ‘Sade mi’ denildiğinde ‘evet’ deyiniz. Muhtemelen size sensetik boyayı getirecekler kahve diye. Bu durumda, bu kahve değil ki ben gerçek kahveden istemiştim. Biz bu zararı dokunan şeyleri içmiyoruz’ diyerek ıtiraz edebilirsiniz. ‘Türk kahvesi mi’ diye soracaklardır. Bu durumda ‘hayır Türk kahvesi diye bir şey yok, küçük fincanda içilen kahve var ve ondan isterim’ diyerek koymalisinuz tepkinizi. Yoksa gerçek kaybolup gidecek. - Bir başka ifadeyle ifsadimizin mühim seviyede midemizden geçtiğinin farkındalar ve savaşlarını bir yüz yıl ilkin bu alana kanalize etmişlerdir. Lisanimizin kavramlarımızın ve dunumuze dair her şeyimizin bir çırpıda silinmesine ağıt yakarken, onlar yarinimizin bile işgaline yönelik zafer naraları atıyorlar.
- Haram dini yok eden bir zehirdir. Helâl ise azı yarar bir çok zarar veren bir ilaçtır. Oructan amaç helali azaltmaktır..
- Kameri aylardan olan Ramazan ayi, Arapça ‘remd’ kökünden türemiştir. Güneşin yakıcı sıcaklığı anlamındadir. Oruç ayına bu ismin verilmesi, ateşin herhangi bir şeyi yakıp bitirmesi benzer biçimde, orucun da insanoğlunun günahlarını yok etmiş olduğu içindir.
Ramazan Kitabı İncelemesi – Kişisel Yorumlar
Yenilir yutulur şeyler söylemiyor.: Bu kitap, besin hareketi olarak helal ve temiz gıdaların tüketilmesi icap ettiğini gündeme getiren ve bu alanda araştırmalar yapmış olup yayınlar ortaya koyan kıymetli araştırmacı yazar Kemal Özer’in en mühim eserlerinden biridir. Oldukça mühim besin detayları sunarak besin üstünden kurulmak istenen besin sömürüsünün ve hatta terörünün foyasını ortaya çıkarıyor. (Ömer Faruk Zorlu)
Yazarın besin güvenliği ve beslenme üstüne olan kitaplarının yanı sıra bu kitap Ramazan ekseninde ideal beslenmeyi irdeliyor.Sade üslubuyla bir müslümanın yeme içme ahlakını anlatırken soframızda ikramda bulunduğunuz şahıs Peygamberimiz olsa bu şey ona layık mı ya da o bunu alıp yer miydi sorusuyla sık sık düşündürmekte ve sorgulatmakta. Özetle Ramazan öncesinde ya da ortasında okumaktan keyif aldığım bir yapıt. (Bahar Aydın)
Ramazan Kitabı PDF indirme linki var mı?
Kemal Özer – Ramazan Kitabı kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Ramazan Kitabı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Kemal Özer Kimdir?
– 1968 Konya Bozkır Armutlu’da dünyaya geldi.
– Gazeteciliğe 1988’de Türkiye’de Yarın Gazetesi’nde başladı. Çeşitli medya kuruluşlarınca muhabir, editör, gösterim danışmanı, haber müdür, genel gösterim yönetmeni benzer biçimde görevlerde bulunmuş oldu. Muhtelif sivil cemiyet kurumlarında yöneticilik yapmış oldu. Bilişim ve kamuoyu araştırma şirketlerinde çalıştı.
– Kendisini “emanetin izinde Müslüman düşünce işçisi” olarak tanımlayan Kemal Özer, evli ve İstanbul’da yaşıyor.
– Kemal Özer’e Feta Medeniyet, Emanet Fetası Ödülü verilen Özer, son olarak 15 Mart 2018’e kadar YENİSÖZ Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olarak vazife yapmış oldu.
– Halen Sağlık ve Besin Güvenliği Hareketi Başkanlığını görütüyor.
– Yazılarına İlim İrfan Dergisi ile akkalemler.com ‘da devam ediyor.
Kemal Özer Kitapları – Eserleri
- Müslüman’ın Diyeti
- Deccal Tabakta
- Şeytan Ye Diyor!
- Yediklerinizin İçinde Ne Var?
- İyi Besin Fena Besin
- Şeytan Çıplak
- Bir Yaşam Ramazan
- Ramazan Kitabı
- Gülen Şeytanlar Tarihi
- Hikmetli Kıssalar Gençlere Hisseler
- Organ Nakli Hakkında Gizlenen Gerçekler
- Hangi Suyu İçmeli?
- Hasta Değil Susuzsunuz
- Ramazan Diyeti
Kemal Özer Alıntıları – Sözleri
- Unutmayın, biz zaferle değil seferle mükellefiz! (İyi Besin Fena Besin)
- Geçmişte, elde edilmiş her data, deneyim ile birleştirilir, sonrasında da yeni nesillere aktarılırdı. Mesela günümüzde kaç marangoz, ağacın tıpkı mıknatıs benzer biçimde artı ve eksi kutbunun bulunduğunu ve eğer ağaç kutbuna bakılırsa işleme doğal olarak tutulmazsa mesele çıktığını bilir? Günümüzde kaç genç kız, sirke, yoğurt, tarhana, hoşaf, şerbet, sadeyağ, ayran, peynir, pekmez, maya, ekmek, bulgur benzer biçimde ürünleri yapmasını bilir? Kaç şahıs, deterjan bulamadığında meşe külüyle çamaşırlarını yıkayabilir? Kaç insan, bitkileri tanır ve onları sıhhatli kullanabilir? Kaç delikanlı bez yakıp külünü yaraya basarak, kanamanın durdurulabileceğinden haberdar? (Şeytan Ye Diyor!)
- British Medical Journal’da yeni gösterilen bir makalede, “Şeker, tütün kadar tehlikeli, zarar verici ve bağımlılık yapıcı olduğu için uyuşturucu sınıfına sokulmalıdır” diyor. (İyi Besin Fena Besin)
- Adları demokratik ülkeler sıralamasında yer alsa bile hepimiz biliyor ki o ülkelerin yasaları da küresel güçlerin arzuları doğrultusunda yapılır. Türkiye de bunlardan biridir. (Deccal Tabakta)
- “Yeme ve içmede dengeli olmayan kimsenin düşmanı karnıdır.”
(Hz. Ali k.v) (İyi Besin Fena Besin) - Dünyada ilk kahve 16. asırda Yemendeki Osmanlı vilayet konağında, arkasından da Topkapı sarayında içildi. Bir elli yıl öncesine kadar da devam edip geldi. Ama sanayi kendi bileşik içeceğini gerçek kahvenin yerine ikame etmek için ‘Türk kahvesi’ diye bir isim uydurdu. Kahve, Türklerin pişirdiği usulde içilen içecek olup gerçekte şekersiz içilir. Şeker ekleme işi de yakın devrin uyduruk eylemlerinden biridir.
Onlarca çeşit kimyasalı bir araya getirip sunanlar bunu ‘kahve’ diye takdim ettiler. Ilkin Batı hayranı kitlelerimiz, sonrasında da onların değersiz hayatlarına öykünen dindarlarımız düştü bu tuzağa. Şimdi bir de kahve derseniz ‘mütevazı mi’ sütlü mü’ diye merak ederler. Sade dedikleri kahve değil, sütlü dediklerindeki de süt değil. Hepsi kimsayal. Gerçek kahve istiyorsanız, size zorla ‘Türk kahvesi’ dedirtirler. Buna direnme, ne içersiniz dendiğinde ‘kahve’ demeye devam ediniz. ‘Sade mi’ denildiğinde ‘evet’ deyiniz. Muhtemelen size sensetik boyayı getirecekler kahve diye. Bu durumda, bu kahve değil ki ben gerçek kahveden istemiştim. Biz bu zararı dokunan şeyleri içmiyoruz’ diyerek ıtiraz edebilirsiniz. ‘Türk kahvesi mi’ diye soracaklardır. Bu durumda ‘hayır Türk kahvesi diye bir şey yok, küçük fincanda içilen kahve var ve ondan isterim’ diyerek koymalisinuz tepkinizi. Yoksa gerçek kaybolup gidecek. (Ramazan Kitabı) - İman kalpte olur, dışa yansır fakat!
Kalp bir denizdir, dil ise bir kıyı!
Denizde ne var ise, dışa ,kıyıya o vurur. Dıştaki sorunlarımız içten kaynaklanıyor. Mikroplar bedeni düzmece ilah ve rabler de ruhu işgal etti.
Onları kovmadan…
Bakın, Allah (c.c) ayette ne diyor: “Bu Kur’an’ı, sadece temiz akıl(hikmet) sahipleri anlayabilir.”Bakara 269.Ayet
Allah! Allah! Herkes Kur’an’ı okuyor! İdrak edemiyor.
Neden?
Bilgisayarın beyni,hard diski,kafasına virüs girmiş olduğu vakit format atıp temizlemezsen istediğin kadar data yükle. Boştur kardeşim! Beyni temizleyeceksin! Peygamberimiz(s.a.v) hadis-i şerifte şu şekilde buyuruyor:” İman ile sövgü bir kalpte yan yana olması imkansız.” Yine Peygamberimiz(s.a.v) gene buyuruyor ki: “Haram lokma yiyen kalbe Allah girmez!”
” Allah diyor ki, Temizle Ben gireyim! Temizlemeden girmem. Temizle Ben içeri gireyim!” (Gülen Şeytanlar Tarihi) - Amerika’da meydana getirilen kontrol sonuçlarına bakılırsa, dünyada içinde mikroorganizma ve bakteri bulundurmayan tek su olan Zemzem suyudur. (Hikmetli Kıssalar Gençlere Hisseler)
- Bugün yiyip içtiğimiz sözde gıdalar, bizlere ‘şifa’ şu şekilde dursun, ‘dert’ getiriyor. Elbette midemizi doyuruyoruz, fakat aslolan yiyecek değil, beslenmektir. Yediğimiz şeyler bizleri beslemeyip yalnız doyuruyor, hatta üstelik bir de çeşitli hastaliklara yol açıyor ise, acaba bu gıdalar, Kur’an’ı Kerim’in arzu etmiş olduğu ‘tayyib’ vasfını taşır mı? (Bir Yaşam Ramazan)
- Artık işgaller toprak üstünden değil, mide ve zihinler üstünden yapılıyor. (Deccal Tabakta)
- Zihnî/aklı kirleten şey batıl data, bedeni kirleten şey necis besin, ruhu kirleten şey ise sapkın inanışlardı. (Gülen Şeytanlar Tarihi)
- Bayramsa…
Bayram benzer biçimde kutlansın!
Bayramsa…
Bayram dinlence değil, sıla-ı rahim olsun!
Bayramsa…
Bayram israf ve ifratla değil, mutlulukla anılsın!
Bayramsa…
Bayram kan değil, gül koksun!
Bayramsa…
Bayramınız kutsal olsun! (Bir Yaşam Ramazan) - Yiyecekler üzeride oynanan oyunlar, insani hasletlerimizin korunup korunmayacağıyla da yakından ilişkilidir. Bozuk yiyeceklerle beslenen insanoğlu vücudunun birliğini iyi mi muhafaza edecek?
CANLIYI HER AÇIDAN ŞEKİLLENDİREN ŞEY VE BİR MİDE KENDİSİNE SUNULAN ŞEYLERİN GIDA ,DİL İSE TATTIĞI ŞEYİN ZEHİR OLUP OLMADIĞINI ANLAYAMAZ HALE GELMİŞSE , ACABA BOZULAN ŞEY SADECE GIDA MI YOKSA BİZLER Mİ? (Yediklerinizin İçinde Ne Var?) - Kişi herhangi bir hastanede vefat etmiş ise ve göz korneası sağlam ise cenaze yakınları itiraz etmediği sürece onlara sorulmadan göz korneası alınır.Buna izin vermemek için cenaze sahiplerinin o anda itiraz etmeleri gerekir.(Türkiye yasalarına bakılırsa) (Organ Nakli Hakkında Gizlenen Gerçekler)
- “Midenize gönderdiğiniz her lokma, hastalıklardan korunmak için aldığınız her hap, haberiniz bile olmadan çocuğunuza meydana getirilen aşılar, temizle(n)mek için kullandığınız deterjanlar, hepsi küresel amaca araçlık eden eşyalara dönüştürülmüşlerdir.” (Yediklerinizin İçinde Ne Var?)
- Halka baş olmak büyük ve ağır bir iştir; daima başa dert olur ve insana eziyet verir. Nereye baksan orada bir çekince vardır, sevincini sorsan o daha azdır. Sevmeyeni oldukca, seveni nadirdir, didinmesi oldukca, rahatı azdır.
Kutadgu Bilig- Yusuf Has Hacib (Şeytan Çıplak) - İnsanın nefsinin arzularını frenleyen ve şeytanın telkinlerinden uzak tutan ahlâk nizamının adı İslam’dır. İnsanlık zamanı süresince da bu isim asla değişmemiştir. İyinin de, kötünün de ölçüsünü koyan Allah’tır. (İyi Besin Fena Besin)
- Meşhur kapitalis eğitimci, gerçeği şu şekilde dile getiriyor:
Geri ülkelerde ekonomik , toplumsal ve politik ortamı istenilen yöne değiştirebilmek için , bizlerden yana 200 bilim adamı( !) hizmete sokmamız yeterlidir! (Yediklerinizin İçinde Ne Var?) - Gazze’nin kim bilir en rahat süreci, Mursi’nin iktidarında oldu. (Şeytan Çıplak)
- …Ruha giydirilen gövde insana verilmiş bir emanetse, bu emaneti korumak her insanın kişisel sorumluluğunda olan bir eylemdir. Bu eylemden kendini azad edenler büyük dava adamı Necip Fazıl’ın,”Dinde zorlama yoktur, insan hürdür normal olarak .İster dünyada pişer, ister ahirette !” cümlesinden her anlamda faydalanabilirler. (Şeytan Ye Diyor!)
Yorum Ekle
[
YORUMLAR
YORUM YAZ!