Yunus Emre – Abdülbaki Gölpınarlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yunus Emre – Abdülbaki Gölpınarlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Yunus Emre kimin eseri? Yunus Emre kitabının yazarı kimdir? Yunus Emre konusu ve anafikri nedir? Yunus Emre kitabı ne konu alıyor? Yunus Emre PDF indirme linki var mı? Yunus Emre kitabının yazarı Abdülbaki Gölpınarlı kimdir? İşte Yunus Emre kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…
Kitap Künyesi
Yazar: Abdülbaki Gölpınarlı
Yayın Evi: Milenyum Yayınları
İSBN: 9789758773480
Sayfa Sayısı: 133
Yunus Emre Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Özlü ve bilgiyle genişleyen güçlü bir görüş ve anlayış kabiliyeti,bu kabiliyetin verdiği tedâi kudreti ,tasavvufla gelişen müsamalı, insani ve ileri bir dünya görüşü , nihayet sanatını halkın hizmetine verdiği için halk fadesini benimseyiş ve en kuvvetli şeyleri bile rahatça ve halk diliyle anlatış.İşteYunus’un sanatındaki sır ve işte onu ebedileştiren kudretin sırrı.
Yunus Emre Alıntıları – Sözleri
- Âşık öldü deyi salâ verirler,
Ölen hayvân olur, aşıklar ölmez. - Bir zerre aşkın odu kaynatır denizleri,
Düştüm aşkın oduna tutuştum da yandım ben. - Dervişlik dedikleri hırka ile taç değil,
Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil. - Niceler der ki Yunus’a, kocaldın sen, aşkı bırak
Bu aşk bizlere yeni geldi , hemen hemen daha turfandadır. - O’dur bana Yunus diyen , odur benim bağrım delen,
O’dur beni bensiz koyan , hem ben oyum , bu ben neyim ? - Sana öğrenek gerek ise gel göresin bu sinleri (gömüt)
Ger taş isen eriyesin bakıp göresin bu tarz şeyleri.
Şunlar ki çoktur malları, gör nice oldu hâlleri.
Sonucu bir gömlek giymiş , onun da yoktur yenleri.. - Miskin Yunus bî-çareyim, baştan ayağa yâreyim.
Dost ilinden âvâreyim , gel gör beni , aşk ne’yledi. - gel mevc-i acâib gör, deyâ-yı nihân gizler,
zî-bahr-i nihâyetsiz katrede olur pinhân.” - benim ol aşk bahrîsi, denizler hayrân bana,
deryâ benim katremdir, zerreler ummân bana.” - bu dünyanın misâli benzer bir değirmene,
gaflet onun sepeti, bu halk onda öğüne.” - sen sana ne sanırsan başkasına onu san,
dört kitabın ma’nâsı budur eğer var ise. - dört kitabın ma’nâsın okudum, öğrenim ettim,
ne hâcet ki karayı ak üzerine yazarım.” - gönüllerde iğ olma sen, mahfillerde pişmemiş olma sen,
pişmemiş nesnenin ne tadı var, gel aşk oduna piş, yürü.” - sen ikilikten geçmedin, kâlini kîlden seçmedin,
dosttan yana sen uçmadın, fakîlik oldu sana fak.”
Yunus Emre İncelemesi – Kişisel Yorumlar
Abdülbâki Gölpınarlı’nın hazırlamış olduğu bu yapıt Yunus Emre’nin Hayatı ve Sanatı bölümüyle başlıyor. Bu bölümden anlıyoruz ki Yunus’un yaşamış olduğu devir düzenin büyük seviyede sarsıldığı, değişik dini telakkilerin kendisine yer aramış olduğu bir dönemdir. Yunus’un sanatı bölümünde ise onun kaynaklardan bizlere gelen iki eserinin bulunduğunu görüyoruz. Bu eserlerden birisi tembih için yazmış olduğu şiir tarzında, İslam’ın temel yaklaşımını, temel felsefesini özetlediği “Risaletün Nushiyye”dir. Diğeri ise ilahilerden oluşmuş “Divan”dır. Fakat bu divan klasik divanlardan değildir. Klasik divanların birkaçı hariç geneli yöneticilere takdim edilmiştir. Derviş olanların ise bu şekilde bir derdi yoktur. Derviş olan Padişaha yaranmak için tanrısal söylemez. Allah aşkı ile söyler. İşte Derviş Yunus sanatını halkın hizmetine vermiş, Allah aşkı ile söylemiştir. En güç şeyleri bile rahatça ve halkın diliyle anlatmıştır. Fakat Yunus hiçbir zaman halk şairi değildir. Hatta dili de katıksız bir Türkçe değildir. O hem halka hem okumuş zümreye hitap eder. Peki Yunus’u yaşatan ve halk şairi olmadığı halde halkın şairi meydana getiren sır nedir? Halktan ve yaşamdan ayrılmayış…
Yunus’tan sonrasında gelen fakat Yunus’un yolunu takip edenler Yunus’a atfedilen şiirler söylemişlerdir. Hangi şiirler Yunus’un şiirleridir, sonradan eklenmemiştir? Bunu ortaya çıkarmak fazlaca zor olsa gerek. En eski yazmaları bulup bunların değerlendirmesini yaparak Yunus Emre’nin gerçek şiirlerini bulmak gerekir. Peki aslolan Yunus şu demek oluyor ki Bizim Yunus’un şiirleri hangileridir? İşte probleminin cevabı bu kitapta toplanmış bulunmakta. Abdülbâki Gölpınarlı Bizim Yunus’un divanından 132 şiiri seçip bu kitabı hazırlamış ve belli bölümlere ayırarak tasnif etmiştir. Bu seçmeleri bugünkü Türkçeyle vermiş olmasına karşın gene de bugün bilmediğimiz eski Türkçeden fazlaca fazla kelime bulunmakta. Bu sebepten olsa gerek şiirler beyit beyit numaralandırılarak yan sayfasına beyit numarasına nazaran notlar eklenmiştir. Bu beyitleri okuduğum an duyduğum hisler fazlaca başkaydı. Bizim Yunus’un şiirlerini okumak isteyenlerin başvurabileceği yegâne kaynak. Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar… (Gözde Karadağ)
Yunus Emre PDF indirme linki var mı?
Abdülbaki Gölpınarlı – Yunus Emre kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Yunus Emre PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Abdülbaki Gölpınarlı Kimdir?
1900 senesinde İstanbul’da dünyaya geldi. Asıl adı Mustafa İzzet Baki’dir. Ailesi Azerbaycan’dan göçtü. Menbaü’l-İrfan İdadisinin rüştiye kısmında ve Gelenbevî İdadisinde okudu. Öğretmenlik ve Vezneciler’de kitapçılık yapmış oldu. Bir arkadaşının davetine uyarak Çorum’un Alaca ilçesine öğretmen olarak gitti (1918). 1923’te İstanbul’a döndü. İstanbul Erkek Muallim Mektebini (1927) ve İ.Ü. Edebiyat Fakültesini (1930) tamamlamış oldu. Konya, Kayseri, Balıkesir, Kastamonu, Haydarpaşa liselerinde edebiyat öğretmenliği yapmış oldu. A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesine Farsça okutmanı olarak atama edildi. Burada doktorasını verdi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde metinler şerhi okuttu. Doçentliğe terfi etti. İ.Ü. Edebiyat Fakültesine geçerek İslâm-Türk tasavvuf zamanı okutmaya başladı. Bu sıra 142. maddeden tutuklandı. Beraat ettikten sonrasında üniversiteye döndü. 1949’da emekliye ayrıldı. 25 Ağustos 1982’de İstanbul’da öldü.
Abdülbaki Gölpınarlı çalışmalarını Tasavvuf, Mevlevîlik, Şiîlik ve Divan Edebiyatı üstüne yoğunlaştırmış, bu sahalarda dikkate kıymet eserler vermiştir. Ayrıca devrin gazete ve edebiyat dergileri yanında Türk Ansiklopedisi, İslâm Ansiklopedisi ile Şarkıyat, Türkiyat ve İktisat Fakültesi mecmualarında fazlaca sayıda makalesi çıkmıştır. 60’a yakın yapıt bıraktı.
Abdülbaki Gölpınarlı Kitapları – Eserleri
- Yunus Emre – Hayatı ve Tüm Şiirleri
- Pir Sultan Abdal
- Nehcü’l Belaga
- Yunus Emre
- Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri
- Türkiye’de Mezhepler ve Tarikatlar
- Nedim Divanı
- Hayyam ve Rubaileri
- 100 Soruda Tasavvuf
- Melamilik ve Melamiler
- Şeyh Galip
- Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 1-2
- Mevlana Celaleddin-i Rumi
- Tasavvuf
- Nasreddin Hoca
- Mevlana’dan Sonra Mevlevilik
- Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik
- Baki
- Mevlana Celaleddin
- Divan Edebiyatı Beyanındadır
- Mevlevi Adab ve Erkanı
- On İki İmam
- Yeni Gülzar-ı Haseneyn – Kerbela Vak’ası
- Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri
- Sosyal Açıdan İslâm Tarihi
- Müminlerin Emiri Hz. Ali
- Yunus Emre
- Yunus Emre Ve Tasavvuf
- Kaygusuz Abdal, Hatayi, Kul Himmet
- Mevlana Celaleddin Mektuplar
- Alevi Bektaşi Nefesleri
- Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 5-6
- Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 3-4
- Şeyh Bedreddin ve Manakıbı
- Mevlana Adı Aşk
- Türkiye’de Mezhepler ve Tarikatlar
- Nesimi Usuli Ruhi
- Hz. Muhammed ve Hadisleri
- Hafız
- 100 Soruda Türkiye’de Mezhepler Ve Tarikatler
- Mevlana
- Fuzuli
- Şeyh Galib Divanı’ndan Seçmeler
- Türk Tasavvuf Şiiri Antolojisi
- Yurt Bilgisi
- Hafız Hayatı Sanatı Eserleri
- Nail-i Kadim
- Ramazan Geldi Hoş Geldi
- Mesnevi Şerhi – Cilt 1
- Kur’an-ı Kerim ve Meali
- Yunus Emre Hayatı ve Tüm Şiirleri
- Yunus ile Âşık Paşa ve Yunus’un Bâtıniliği
- Fuzûlî Dîvânı
- Mevlana
- Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin ve Menakıbı
- Kaygusuz Vizeli Alaeddin
- Yeni Gülzar-ı Haseneyn
- Mesnevi Şerhi – Cilt 6
- Mesnevi Şerhi – Cilt 5
- Mesnevi Şerhi – Cilt 4
- Mesnevi Şerhi – Cilt 2
- Mesnevi Şerhi Cilt 3
- Divan Şiiri XV-XVI. Yüzyıllar
Abdülbaki Gölpınarlı Alıntıları – Sözleri
- İnanmayanlara de ki: Gücünüzün yettiğini yapın, şüphe yok ki ikimiz de yapmadayız.
Ve bekleyin, şüphe yok ki ikimiz de beklemedeyiz. (Kur’an-ı Kerim ve Meali) - Hiç buğday ekersin de arpa biter mi? Attan sıpa doğduğunu gördün mü asla? (Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 1-2)
- 1.Gittin ammâ ki kodun özlem ile cânı bile
İstemem sensiz olan söyleşi-i yârânı bile
2. Devr-i meclis bana girdâb-i belâdır sensiz
Mey-i zehrâb-i sitem sâgar-i gerdânı bile
3. Bâğa sensiz bakamam çeşmime âteş görünür
Gül-i handânı değil, serv-i hirâmâm bile
4. Sineden derd ile bir âhedeyim kim dönsün
Aksine çerh-i felek mihr-i dırahşanı bile
5. Hâr-i firkatle Neşâti-i hazînin vâhayf
Dâmen-i ülfeti çakoldu girîbânı bile (Divan Şiiri XV-XVI. Yüzyıllar) - Gel gel beru ki savm ü salatın kazası var
Sensiz geçen vakit ı yaşamın kazası yok
(Gel gel beri ki orucun da namazın da kazası var fakat sensiz geçen dönemin kazası yok) (Nesimi Usuli Ruhi) - Hoca, bir köye misafir olmuş. Köy ağası, Hoca’ya sormuş;
— Padişah mı büyük, ziraatçi mi?
Hoca yanıt verir.
— Elbette ziraatçi büyük. Ziraatçi buğday vermese padişah acından ölür. (Nasreddin Hoca) - ?
Allah’ın ihsânı ve acıması olmasaydı pek azınız müstesna, Şeytan’a uyup gitmiştiniz. (Kur’an-ı Kerim ve Meali) - Sen seher yelisin gider gelmezsin
Gelirsen de bana bâki kalmazsın
Seni uçuranlar murad almasın
Seni kim havalandırdı gölünden sunam (Pir Sultan Abdal) - ,
Bunalıp sana geldim halimi bil
Mededin var ise gözüm yaşın sil.
… (Yunus Emre Ve Tasavvuf) - Onun Sana Şeker Gibi Olmasını İstiyorsan Ona Aşıkların Gözüyle Bak,
Güzele Sen Kendi Gözünle Bakma İstenilene Onu İsteyenin Gözüyle Bak..(mesnevi) (Mevlana Celaleddin-i Rumi) - Ya Râb âleme yayılan bu acı nedir; dünya halkının hepsi yas ve mateme girdi
Yerden bir kıyamet kopuyor,göğe bir sur sesi yükseliyor
Âlemleri gam vadisine salan bu karanlık sabahleyin,hangi tan vakti doğmaktadır
Sanki güneş batıdan dünyaya geldi,dünyadaki tüm zerreler birbirine girdi
#Aşura (Yeni Gülzar-ı Haseneyn – Kerbela Vak’ası) - Hz. Rasul-i Ekrem (S.M), “Her peygamberin bir vasisi ve varisi vardır; Ali, benim vasim ve var isimdir” buyurmuşlardır.
(Künuzü’l Hakaık; 2 , s.148). (Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik) - Hz Peygamber (S.M), Ali’yi (A.M), ilminin, hükmrtinin kapısı olarak bildirmişler, “Ali bendendir, ben O’ndanım” buyurmuşlar, O’nu, “Hayırlı, iyi kişilerin imamı, kafirlerin öldürücüsü” olarak övmüşler, O’nun Kur’an’la birlikte bulunduğunu beyan etmişler…. (Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik)
- “Bir günah işlediğinde derhal tövbe et. İnsan suya düşmüş olduğu için değil, sudan çıkamadığı için boğulur.”
-Hz. Mevlânâ (k.s) (Mevlana Adı Aşk) - Ortodoks Müslümanlık insanları inanışlarına nazaran sınıflandırırken tasavvuf, büyük bir müsamahayla dinlerin üzerine çıkıyor, herkesi bir görüyor, ârifin, yâni gerçeği bilip anlayan kişinin su şeklinde, bulunmuş olduğu kabın renk ve şeklini alacağını söylüyor, hattâ böyle de kalmıyor, hayrı, şerri nisbî ve izafî kabul edip herkesten zuhur eden işin, istidada nazaran doğru ve yerinde bulunduğunu telkin ediyordu. (Mevlana Celaleddin)
- Görmezler mi ki onlar her yıl bir, ya da iki kere musibetlere uğratılırlar da gene ne tövbe ederler, ne öğrenek alırlar. (Kur’an-ı Kerim ve Meali)
- Bir yağ parçasıyla gören, bir et parçasıyla konuşan, bir kemikle işiten ve bir delikten solunum eden şu insana şaşırın doğrusu! (Onun yaratılışı hakkında düşünün.) (Nehcü’l Belaga)
- Muradım olsun diye iplikler bağlanmış,üfürükçülerin elleri öpülmüştür.Ölüye kandil,mum,elektrik yapmaktansa parasıyla vatanın evlatlarına okul açılsa elektrikler konuşma salonlarında yakılsa olmaz mıydı ? Hiç hekim bakmazsa,ilaç alınmazsa,iplik bağlamakla hastalık geçer mi ? (Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri)
- Ben özümden bîhaber mecnûn iken verdi hıraş
Akl edip şâgird-i nâ kabil Felâtun’u bana
Ben, kendinden haberi bile olmayan bir deliyken akıl, tuttu da Eflatun’u, bana kanikiyetsiz bir talebe yapmış oldu… (Nail-i Kadim) - Din dersinin mecburi olması kuşkusuz laikliğe aykırıdır. (Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri)
- Birinci karısı ihtiyarlayınca genç bir hanımla evliliğe ilk adımını atmıştır. Lâkin gene kabak, Hoca’nın başına patlar…
Her gün, Hoca’ya, hangimizi daha fazlaca seviyorsun diye merak ederler. Hoca’yı, yanıt vermeye zorunlu etmek için bigün, suali şu şekilde yeniden ederler; İkimiz birden suya düşsek hangimizi daha evvel kurtarırsın? O vakit Hoca, ihtiyar karısına dönerek, tatlılıkla, sen birazcık yüzme biliyorsun, değil mi der. (Nasreddin Hoca)
Yorum Ekle
[
YORUMLAR
YORUM YAZ!