Genel

03.06.2022 Diyanet cuma hutbesi yayımlandı

Tüm Türkiye’de ortak olarak okunan ve Diyanet tarafınca hazırlanan Cuma Hutbesi yayımlandı mı ve bu haftanın şu demek oluyor ki 3 Haziran 2022 Cuma hutbesi mevzusu nedir? İşte Diyanet İşleri Bakanlığı tarafınca hazırlanan ve Türkiye geneli tüm camilerde okunacak 03.06.2022 Cuma Hutbesi mevzusu ve cuma günü hakkında informasyon.

Cuma namazı; Cum’a günü öğlen namazı vakti içinde bir hutbeden sonrasında cemaatle ve cehren kılınan iki rekat farz-ı ayn namazdır.

Cuma günü müslümanlar için, haftanın en mühim günü sayılır. Mesela Yahudiler Cumartesi, Hıristiyanlar Pazar gününü mukaddes kabul ederler. Bunlara karşılık Yüce Allah müslümanlar için Cuma gününü seçmiştir. Sevgili Peygamberimiz: “Üzerine güneş doğan günlerin en hayırlısı Cuma günüdür. Adem Aleyhisselam o gün yaratıldı. O gün cennete girdirildi, o gün cennetten çıkarıldı. Kıyamet Cumadan başka bir günde kopmayacaktır.” “Cuma gününün içinde öyle bir saat vardır ki Allah duaları kabul eder.” buyurmuştur.

En güzel cuma mesajları 2022 sayfası için tıklayın!

Cuma namazının vakti tam öğle namazının vaktidir. Camilere gidince ilkin aynen öğle namazının sünneti benzer biçimde, dört rekat cumanın ilk sünneti kılınır. Ondan sonrasında cami içinde bir ezan daha okunması mümkün. Minberde cemaata karşı bir hutbe okunması mümkün. Bu hutbeden sonrasında ikamet alınarak cumanın iki rekat farzı cemaatle aşikare okuyuşla kılınır. Bir farzdan sonrasında gene öğlenin ilk dört rekat sünneti benzer biçimde, cumanın son dört rekat sünneti kılınır. Bundan sonrasında da ‘Zuhrü ahir’ diye dört rekat namaz kılınır. Arkasından da ‘Vaktin sünneti’ niyeti ile aynen sabahleyin namazının sünneti benzer biçimde iki rekat namaz daha kılınır.

3 Haziran 2022 Tarihli Türkiye Geneli Cuma Hutbesi03 06 2022 diyanet cuma hutbesi yayimlandi 629af7b72bd92ÇEVREYE VEFA MÜMİNİN ŞİARIDIR

Muhterem Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz kusursuz bir kâinat yarattı. Onun bayındır ve ihyasını, cennetten yeryüzüne indirdiği ve halifesi kıldığı biz Âdemoğluna emanet etti. Hak duyarlılığı ve mesuliyet bilinciyle çevremize muhabbet ve acıma beslemeyi, onu koruyup gözetmeyi emretti. Her alanda olduğu benzer biçimde naturel kaynakların kullanımında da israf, sömürü ve açgözlülükten kaçınmayı öğütledi.

Aziz Müminler!
Allah’ın yarattığı kâinatı okuma ve anlamlandırmada en güzel rehber Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’dir. Allah Resûlü (s.a.s), Mekke’de ve Medine’de “Harem Bölgesi” 1 duyuru etmiş, bir bakıma naturel koruma alanları oluşturmuştur. Akıp giden nehirden abdest alırken dahi suyun israf edilmemesini emrederek suya vefasını göstermiştir. “Uhud bizi sever, biz de onu severiz.” 2 diyerek dağa muhabbetini izhar etmiştir. “Kıyamet kopuyor olsa dahi elinizdeki fidanı dikin.” 3 buyurarak tabiata karşı sorumluluğumuzu hatırlatmıştır. “Bu dilsiz hayvanlar hakkında Allah’tan korkun.” 4 uyarısıyla mümine yakışanın tüm canlılara acıma bulunduğunu beyan buyurmuştur.

Kıymetli Müslümanlar!
Son iki asırda insanlık ailesi maalesef, kendisine emanet edilen dünyanın kıymetini bilemedi. İsraf ve savurganlıkla her türlü nimeti sınırsız bir halde tüketti. Neticede devasa boyutlara ulaşan çevre problemlerine maruz kaldı. Temiz havamız kirlenmeye devam ediyor, nefesimize nefes katan ormanlar yok oluyor, sadık yârimiz topraklar çöle dönüyor, yaşam pınarımız sular kuruyor. Denizlerimizin ve okyanuslarımızın düzeni altüst oluyor. Can taşıyan nice tür yok olup gidiyor. Hâsılı dünyamızın dengesi her geçen gün daha da bozuluyor.

Değerli Müminler!
Kâinatı duyarlı bir denge üstüne yaratan, kâinat ve içinde olanların dengesini koruma görevini insanoğluna veren Rabbimiz, Yüce Kitabında bakınız ne buyuruyor: “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah dönüş yapsınlar diye işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.” 5

Evet, ayet-i kerimede buyrulduğu suretiyle, dünyanın dengesi insan eliyle bozuldu. Dünyanın sahibi değil, emanetçisi olduğumuzu aklımızdan çıkarmamaktır. Cenâb-ı Hakk’ın kâinata koyduğu duyarlı dengeyi bozmamaktır. İsraf ve açgözlülük hastalığından kurtulmak, kaynakları ölçülü kullanmaktır. Bir lokma ekmeği, bir damla suyu dahi heba etmemektir. Piknik ve mesire alanlarında daha bir duyarlı hareket etmek, çevreyi gözü benzer biçimde korumaktır. Arkamızda yaşanabilir bir dünya bırakmak için görevli hareket etmektir. Unutmayalım ki çevreyle ilgili duyarlılık, Rabbimizin emanetine hakkıyla riayet ve gelecek nesillerin hakkını teslim etmektir.

1 İbn Mâce, Tahâret, 48.
2 Buhârî, Megâzî, 82.
3 İbn Hanbel, III, 184.
4 Ebû Dâvûd, Cihâd, 44.
5 Rûm, 30/41.

Cuma günü ve namazı hakkında informasyon
Cuma günü müminlerin hatalık bayramı sayılır. Kılınan Cuma namazının fazileti pek büyüktür.

Müslümanlar Cuma günü banyo yapar, en temiz elbiselerini giyer, en güzel kokularını sürünüp, güler yüzle sokağa çıkarlar. Cuma için ezan okunduğu zaman her türlü işlerini bırakarak camilere koşarlar. Zira Yüce Allahımız:

“Cuma günü namaz için çağrıldığınızda hemen Allah’ın zikrine koşun. Alışverişi bırakın” buyurmuştur.

Cuma Namazı, müslüman erkeklere farz olan bir ibadettir. Vakti, öğle namazının vaktidir. Cuma günleri öğle namazı vaktinde bu namaz kılınırsa, öğle namazı da kılınmış sayılır. Dört rekat ilk sünneti, iki rekat farzı, dört rekatta son sünneti vardır. Bu dört rekatlık “Vakit Sünneti” kılmak sevaptır. Farz kılınmadan ilkin imam minbere çıkıp hutbe okur. Bu hutbenin okunması ve dinlenmesi de Cuma Namazı’nın farzlarındandır.

Cuma namazı hanımefendilere farz olmadığı halde eğer onlar da cemaatle beraber Cuma’yı kılarlarsa öğle namazını kılmış sayılırlar.

Cuma namazı hür ve özgür olmayanlara, yolcu olanlara, hasta olanlara, kör olanlara, ayakları olmayan sata kimselere farz değildir. Sonra Cuma’nın 4 rekatlık ilk sünnetini kılkmak için kalkılır. “Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının ilk sünnetini kılmaya” diyerek tekbir alınır. Sübhaneke, euzu besmele, Fatiha ve bir sure okunarak rüku ve secdelere gidilir. İkinci rekatta Fatiha ve bir sure okunup oturulur. Sadece Ettahiyatü duası okunup kalkılır. Besmele, Fatiha ve bir sure okuyarak üçüncü ve dördüncü rekatlar tamamlanır.

Bu arada imam hutbe okumak suretiyle minbere çıkar. Zira hutbeyi dinlemek farzdır. Hutbeden sonrasında imam mihraba geçer. Artık Cuma’nın iki rekatlık farzı kılınacaktır. Bunun için “Niyet ettim Allah rızası için Cuma Namazı’nın farzını kılmaya, uydum hazır olan imama” denilir. Herkes içinden sübhanekeyi okur, sonrasında imam açıktan Fatiha ve bir sure okur. Cemaat imamı dinler. Kendileri bir şey okumaz. Sonra rüku ve secdelere gidilerek iki rekat tamamlanır.

Farz cemaatle kılındıktan sonrasında Cuma’nın son sünneti niyetiyle dört, Ahir Zuhur niyetiyle dört ve Vaktin sünneti niyetiyle iki rekat namaz daha kılkınır. Müslüman olmak,

2. Akıllı olmalı,

3. Ergenlik çağına gelmiş olmak,

4. Erkek olmak,

5. Hür ve özgür olmak,

6. Mukim olmak (konuk olmamak),

7. Sağlıklı olmak,

8. Kör olmamak,

9. Ayakları sağlam olmak.

.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş