Vesile; neden, bahâne, neden, fırsat, imkân, ergonomik gidişat gibi anlamlara kazanç. İşte vesile kelimesi ile alakalı cümleler.
– Seninle fikir için vesile arıyordum, bu sohbet iyi geldi.
– Bana kızacak vesile tespit etme peşinde.
– Şeyh Cemâleddin bize bu vesîle ile Arapça bir mektup göndermiş. (C. Meriç)
– evrek kahkahalar arasında vesîle getirip kuru üzümden iki çekilmiş yirmi iki grado sert rakısını övdü.
H. Karay)
– Her şeyin alana gelmesinde kesinlikle bir vesile vardır.
– Dostlar birer vesile ile dağıldılar ve beni Besim Bey’le yalnız bıraktılar. (M. Ş. Esendal)
– Bu vesile ile Olimpiyat Oyunlarının açılışını bülten ediyorum.
-İkide birde içimizden birine çatmak için vesile arıyordu. (Y. K. Karaosmanoğlu)
– Şeyh (…)e takarrüp için vesîle arıyor (Hâlide E. Adıvar). Tabiî ayrılmaya vesîle arıyordu.
H. Tanpınar)
– Hayırlara vesile olsun diye bu iki aileyi tanıştırmayı uygun baktık.
– Biz, ancak her vesile ile bize yapılmış olan yersiz hakaretlere, istihfaf ve tezyiflere layık olmadığımızı açıklıyoruz. (A. H. Çelebi)
– Bu vesileyle serginin açılışını bülten ediyorum.
– Bir vesile tespit edip size ibraz edilmek pek basit bir iş oldu. (H. C. Yalçın)
– Bu dünya hoşu evlâtlar kuşkusuz ki birer gurur vesîlesiydiler.
Ayverdi)
– Bir iyiliğe vesile olan o iyiliği yapmış gibi olur.
– Değişik yandan ilk fetih devresinin mîrâsı olan büyük feodalite saltanata her vesîle ile ortak olmaya çalışır. (A. H. Tanpınar)
– Bir işe vesile olduğun zaman emanet sağlayacaksın.
– Kendisine vesîle-i mülâkat olmak üzere bir armağan ibraz etmeliyim ki bunalmayayım. (M. Nâci)
– Bu vesile ile müsabakaya katılan öğrencilerimize zaferler diliyor.
– Evinde bazen namaz kılar ancak bir vesile olursa camiye giderdi.
Ş. Hisar)
– Her vesîle ile bana ders veren hekim açıklıyor. (P. Safâ)
– Bir vesile olmadan da kalkıp buralara gelemiyoruz.
– Eşimle tanışmamıza vesile olduğunuz için teşekkür ederim.
Vesile Ne Demek ayrıntılı bilgi
.
