Eğitim

On Derin Ayak İzi – Lüset Kohen Fins Kitap özeti, konusu ve incelemesi

On Derin Ayak İzi – Lüset Kohen Fins Kitap özeti, konusu ve incelemesi

On Derin Ayak İzi kimin eseri? On Derin Ayak İzi kitabının yazarı kimdir? On Derin Ayak İzi konusu ve anafikri nedir? On Derin Ayak İzi kitabı ne konu alıyor? On Derin Ayak İzi PDF indirme linki var mı? On Derin Ayak İzi kitabının yazarı Lüset Kohen Fins kimdir? İşte On Derin Ayak İzi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Lüset Kohen Fins

Orijinal Adı: Ten Deep Footprints

Yayın Evi: Gate Yayınları

İSBN: 9786058572003

Sayfa Sayısı: 520


On Derin Ayak İzi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Günümüz toplumunda derslik atlamanın hem oldukca zor hem de oldukca kolay olabileceğini gözler önüne seren, enerjisini karakterlerinden alan bir hikâye. Son sayfayı bitirdiğimde kendimi beyaz perdeden çıkmış şeklinde hissettim.”

-The U.S. Book Review-

Zhuizm fikir akımının lideri Wen Bao Zhu’nun evinde ölü bulunmasının arkasından aklına gelen kurnazca bir düşünce yardımıyla izlenme oranını tekrardan yükselteceğine inanan dünyaca meşhur talk-show yapımcısı Chloe Franklin, seneler ilkin Wen Bao Zhu’yla tanışmasına sebep olan dört eski arkadaşına toplu bir e-posta mesajı göndererek onları canlı yayına çağrı eder. Oysa programa çağrı edilen kişiler Chloe Franklin’e karşı artık değişik hisler beslemektedir… On Derin Ayak İzi, 2020 senesinde Chloe Franklin’in programına çağrı edilen bu dört konuğun yaşamının 2013 senesinde hangi şartlar altında kesiştiğini çarpıcı bir kurguyla işleyen düşündürücü bir hikâye. Kahramanlarının yaşamını yalnız dört ay şeklinde kısa bir sürede değişik yönlere sürükleyen vakalar zinciri ise Wen Bao Zhu’nun yeni projesi için araştırma yaparken bir mahalle çamaşırhanesinde tesadüfen tanıştığı bir adama kişisel bir sual sormasıyla başlıyor…

Doğru zamanda doğru kişilerle meydana getirilen bağlantılar sonucu elde edilmiş mesleki başarılara ve tesadüfen tanıştığımız kişilerin hayatımızdaki önemine değinen Fins, yaşama tutunabilmek için elimizden geleni değil gerekeni yapmamızı vurguluyor.

-Brandon Zimmerman, Societal Equilibrium’un yazarı-

New York’ta geçen; Tokyo, Londra, Roma ve Mumbai’nin arkasından İstanbul’a kadar uzanan, her insanın kendinden azca ya da oldukca fakat ne olursa olsun bir parça bulabileceği bu kitapta insan ilişkileri, kariyer seçimi ve yaşamın anlamı şeklinde geniş kapsamlı mevzular gerçekçi bir bakış açısıyla ele alınmış. 

-Georgina Famett, The Chorus of the Universe’in yazarı-


On Derin Ayak İzi Alıntıları – Sözleri

  • İnsanoğlu hemen hemen hamken sert ve hoşgörüsüz oluyor, ta ki çeşitliliği kucaklayıp, kendinden değişik olanı artık istese bile “diğeri” olarak algılayamadığı bir olgunlaşma evresine girene kadar….
  • Hayatın süresince karşına çıkan her türlü zorluğun üstesinden geldin. Ve unutma ki her seferinde ayakta kalmayı başardın.
  • Sen gene de kimseyi kınama, her insanın ınancı kendine.
  • Hayatın işleyiş şekli, aslı ve iskeleti aslına bakarsak hepimiz için aynı. Farklı olan yalnız üstüne döşenmiş olan hikâyeler…
  • Hayatla ilgili her şeyi bilmek için değil, bilinmeyene teslim olabilmek için yaşıyorum…
  • Birinci Derin Ayak İzi:
    Her insan değişik meziyetlere haizdir, iyi huyları olmasıyla birlikte irade zayıflıkları da vardır. Hislerimizin kölesi olmadan hayatla başa çıkma sanatını öğrenmek, evrimimizi daha kolay değil fakat daha bilgili yaşamamızı sağlar.
    İkinci Derin Ayak İzi:
    Hayata ve kendime artı bir şeyler katmak istiyorsam, adı üstünde; çoğul düşünmeliyim. Bakış açımı çeşitlendiremezsem ilerleme kaydedemem.
    Üçüncü Derin Ayak İzi:
    Endişe, faydası olmayan kararlar almamızı kolaylaştırıran, ruhu ele geçirme potansiyeline haiz kurnaz bir virüstür. Kadim dostları kuşku ve korkuyla her daim iyi geçinir. Barınacak uygun bir yuva bulduğunda da kendini hiddet, inkâr, tutarsızlık ve ümitsizlik olarak gösterir. Panzehiri sevinç ve sabır şeklinde gözükse de sadece mantık ve tedbirle önü kesilebilir.
    Dördüncü Derin Ayak İzi:
    İnançlar ve alışkanlıklar yaşarken edinilir, asla kimse anasının karnından profesör, madde bağımlısı yada aziz olarak çıkmaz.
    Beşinci Derin Ayak İzi:
    Hayatın, ya kazan ya da iskala formülüyle yürüyen keskin hatlara haiz bir yol olmaması umut verici bir durumdur. Bundan dolayı ölüm ve elimizde olmayan değişimler hâricindeki her şeyin yönü bizlere bırakılmıştır.
    Altıncı Derin Ayak İzi:
    Üzülmek ruhta tahribata yol açıyorsa, çoşkuya fren basmak da öz benliği zedeliyor.
    Yedinci Derin Ayak İzi:
    Hayatta rastlantı diye bir şey yoktur, Bundan dolayı her şey olasılıklar dâhilinde gerçekleşir. Bu olasılıklar bizim kavrayabileceğimizden daha çeşitli ve karmaşık şeklinde görünseler de, ki öyledir, bir çok süre bizlere minik yada büyük bir öğreti sunmak için İlahi Sistem tarafınca kurgulanmışlardır.
    Sekizinci Derin Ayak İzi:
    Cesurca verilmiş bir karara, doğru zamanlama eşlik ederse, gelecek güvenle bakılması ihtiyaç duyulan bir oluşuma dönüşür. Burada unutulmaması ihtiyaç duyulan en mühim nokta, ölümlü olduğumuzu aklımızdan asla çıkarmadan hareket edebilmektir.
    Dokuzuncu Derin Ayak İzi:
    Tam ‘hayatla ilgili birçok temel bilgi ve donanıma sahip oldum, sırtım yere gelmez artık’ dediğimiz aniden, yaşam bizi bambaşka ve bilinmedik yeni bir deneyimin ortasına götürür.
    Onuncu Derin Ayak İzi:
    Evrensel sistemin yargılama mekanizması bizi ne düşündüğümüzden ziyade ne yaptığımızla değerlendiriyor. Bu dünyada yaptığımız iyi yada fena her şeyden yalnız biz sorumluyuz, şartlar değil.
  • Beni mutlu kılabilecek şeylerin ötelerde bir yerde bulunduğunu varsayarak hayatımı zorlaştırdım. Asıl zorluk derecesi yüksek, bazı şeylerin burnumun ucunda olabileceğini kabul edebilmekmiş.
  • Hem güçlüyüm hem aciz. Hem muammayım hem belirgin.


On Derin Ayak İzi İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Tesadüflerin hayatımızda hangi kapıları kapatıp hangilerini açtığını asla bilemeyiz. Bu yüzdendir li asla rastlantı diye birşey yoktur. Evrenin matematiği öyleki kurgulanmıştır ki, aklın üstündeki o akıl biz için en uygun zamanı bilir. Tıpkı beş yıl ilkin Luset kitplarını almama ve anca yeni okuyup bitirmeme ve tüm hayatımı değişmesine vesile olana kadar. Herşeyin bir zamanı ve yaşadığımız fena düşündüğümüz olayların bile bizlere getirmiş olduğu bir sürü güzellikler var. İnsanoğlu ne süre bunu algı etmeye başlarsa herşeyin değiştiğini kendi gözleriyle görecek. Luset Kohen Fins seni oldukca seviyorum. Bu kadar akıcı ve rahat bile tabir edilebilecek bir üslupla yazdığın ve hayatlarımıza dokunup düşünmemizi, kendimize dönmemizi sağladığın için… (Elif Emre)

Mutlaka okunması ihtiyaç duyulan kitaplardan biri bulunduğunu düşünüyorum. Bu kitap insana yol gösteriyor, kendini bulmaya destek oluyor ve güvenli olun tam da bir terapi şeklinde ruhu derin uykudan uyandırıyor. Kitapta yazar doğru zamanda doğru insanlarla tesadüfen tanışmanın dönüm noktası bulunduğunu anlatmaktadır. Aynı zamanda, iş, kariyer, insan ilişkileri ve yaşamın anlamını gerçekçi bir bakış açısıyla anlatmış. Herkes okumuş olduğu birçok cümlede kendini bulabilecek bir kitap.
Yazarımızı bu şekilde güzel bir kitap yazdığından dolayı kutlama ederim. Türkiye’ye bu şekilde yazarlar oldukca lazım diye düşünüyorum. (DERUN-İ KİTAP)

517 sayfadan olusan kıtabı , 295.sayfada yarım bıraktım.cok bunaltıcı akmıyor,akılda kalıcı bir kurgu yok.iyi mi madalyo almış şaşırdım.saçma bir kitap.. (yaprak gül)


On Derin Ayak İzi PDF indirme linki var mı?


Lüset Kohen Fins – On Derin Ayak İzi kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de On Derin Ayak İzi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Lüset Kohen Fins Kimdir?

1970 İstanbul doğumlu Lüset Kohen Fins, 1997-2009 yılları aralığında yayınladığı City Plus Istanbul dergisinin arkasından çalışmalarına Amerika’da devam etti. New York’ta NYC Food & Mood adlı yüksek tirajlı bir kültür-sanat dergisini hayata geçirdikten sonrasında Türkiye’nin yurt dışı tanıtımlarında etken vazife aldı. On Derin Ayak İzi adlı 518 sayfalık ilk romanını İngilizce olarak yazan ve kitabı bizzat kendisi Türkçe’ye çevirerek Türk okuyucularla buluşturan Lüset Kohen Fins, bu kitabıyla 2013’te Uluslararası HarperCollins Authonomy altın madalya ödülünü kazanmıştır. İkinci romanı Enginar Mevsimi’ni 2015’te çıkardı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin desteğiyle kurulan Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali danışma kurulu üyesi olan Fins, Bilgi Çağlarında İletişim ve Yeni Nesil İş Hayatı şeklinde birçok örneksiz projeye ev sahipliği yapmaktadır ve uygar Türk edebiyatına yeni kabiliyetler kazandırmak amacıyla 2014’te Yaratıcı Yazarlık Atölyesi’ni kurmuştur.


Lüset Kohen Fins Kitapları – Eserleri

  • Enginar Mevsimi
  • Şarlatan
  • Kor Sancısı
  • Hasta Bakıcı
  • On Derin Ayak İzi
  • Dahil


Lüset Kohen Fins Alıntıları – Sözleri

  • Hayatın süresince karşına çıkan her türlü zorluğun üstesinden geldin. Ve unutma ki her seferinde ayakta kalmayı başardın. (On Derin Ayak İzi)
  • İnsan hayal etmekte güçlük çekmiş olduğu şeylerden korkar (Şarlatan)
  • Boşluklar için boş yere dertlenmeye gerek yokmuş zira evrende boşluk yokmuş ve “gerçek anlamda” boşalan tek bir nokta dahi, zamanı ulaşınca bir başka noktayla doldurulurmuş. (Kor Sancısı)
  • “Keşke günahlarımız da gözyaşlarımız şeklinde elimizin tersiyle silinebilseydi.” (Kor Sancısı)
  • “İnsan galiba aklını susturamadığı için insan sıfatı taşıyan bir varlık; düşüncelerinden utansa da düşünmeye devam ediyor.” (Hasta Bakıcı)
  • Seni tanımadan ilkin yalnızlığın bu kadar ürkütücü bulunduğunu anlayamazdım.. (Dahil)
  • İnsanoğlu hemen hemen hamken sert ve hoşgörüsüz oluyor, ta ki çeşitliliği kucaklayıp, kendinden değişik olanı artık istese bile “diğeri” olarak algılayamadığı bir olgunlaşma evresine girene kadar…. (On Derin Ayak İzi)
  • Ve bir şey daha anladım ki yakınma etmek insanı yaşam yolunda geri itiyor. Ne bileyim, eskiden dostlarımla dertleşmek beni oldukca rahatlatırdı, oysa şimdi sıkıntılarımdan anlatmak beni yalnız yoruyor. (Enginar Mevsimi)
  • “Bazı insanoğlu soğan gibidir; yaklaştıkça gözyaşı döktürürler insana. Yaratılışları icabı esanslı bir frekans yayarlar etrafa, bundan dolayı varlıkları derhal fark edilse de bazılarına hastalık verirler oldukca kötü. Esas lezzetleri öteki malzemelerle kaynaştıklarında ortaya çıkar, hepimiz beni sevsin derdinde değillerdir, sifa içlerinden gelir, istenmedikleri oyunda da asla oynamazlar.” (Kor Sancısı)
  • Neye dahilsek karşımıza o frekanstan kapılar açılır” (Dahil)
  • “Beyin ile kalp, anlaşamayan üvey kardeşler gibidir, biri cimrilik yaparken diğeri bizlere eli bol davranır zira amaçları bizi her an seçim hayata geçirmeye zorlamaktır. Hayatı zorlaştıran kimi zaman öteki insanoğlu olsa da, insanı kahreden bir çok süre yanlış seçeneğe harcanan zamandır. Doğru seçenek ise yalnız bizim işimize gelen değil, kıymet verdiğimiz öteki kişileri de iyileştirebilecek olandır.” (Kor Sancısı)
  • Unutma, kim bilir sana dayatılan tüm bilgiler bir başka yorumcunun sana oynadığı bir akıl oyunundan ibarettir. Bir tek kişisel gözlemlerinle edindiğin neticeleri dikkate al. (Şarlatan)
  • “Yapmak istemediğim ve katlandığım için bana acı veren bir şeyden, kendimi küçük ve değersiz hissettiren herkesten uzaklaşmak istiyorum.” (Hasta Bakıcı)
  • “Hayatta hiçbirşeye şaşırmadığın gün artık büyüdün anlamına gelir” (Dahil)
  • Ağlamak kimi zaman en güçlülerin bile müdafa kalkanıdır,zayıflık değildir. (Şarlatan)
  • Hayatın işleyiş şekli, aslı ve iskeleti aslına bakarsak hepimiz için aynı. Farklı olan yalnız üstüne döşenmiş olan hikâyeler… (On Derin Ayak İzi)
  • O gün ciğerlerimize dolan yapışkan hava,meğer ıslak ve kederli bir günün habercisiymiş.Dünyadaki tüm kuşlar birbirlerinden habersiz yarattıkları dünyalarında iş başındayken biz iyi mi da korkulu bir yalnızlığa gömülmüştük.İşte o gün, beraber mutlu bir dünya kurma olasılığımızı bilmeden almışız elimizden. (Dahil)
  • “Kendi elimi yakmaktansa, hep eli yanmış diğer insanların tecrübelerinden kendime bir pay çıkarttım.” (Hasta Bakıcı)
  • Birinci Derin Ayak İzi:
    Her insan değişik meziyetlere haizdir, iyi huyları olmasıyla birlikte irade zayıflıkları da vardır. Hislerimizin kölesi olmadan hayatla başa çıkma sanatını öğrenmek, evrimimizi daha kolay değil fakat daha bilgili yaşamamızı sağlar.
    İkinci Derin Ayak İzi:
    Hayata ve kendime artı bir şeyler katmak istiyorsam, adı üstünde; çoğul düşünmeliyim. Bakış açımı çeşitlendiremezsem ilerleme kaydedemem.
    Üçüncü Derin Ayak İzi:
    Endişe, faydası olmayan kararlar almamızı kolaylaştırıran, ruhu ele geçirme potansiyeline haiz kurnaz bir virüstür. Kadim dostları kuşku ve korkuyla her daim iyi geçinir. Barınacak uygun bir yuva bulduğunda da kendini hiddet, inkâr, tutarsızlık ve ümitsizlik olarak gösterir. Panzehiri sevinç ve sabır şeklinde gözükse de sadece mantık ve tedbirle önü kesilebilir.
    Dördüncü Derin Ayak İzi:
    İnançlar ve alışkanlıklar yaşarken edinilir, asla kimse anasının karnından profesör, madde bağımlısı yada aziz olarak çıkmaz.
    Beşinci Derin Ayak İzi:
    Hayatın, ya kazan ya da iskala formülüyle yürüyen keskin hatlara haiz bir yol olmaması umut verici bir durumdur. Bundan dolayı ölüm ve elimizde olmayan değişimler hâricindeki her şeyin yönü bizlere bırakılmıştır.
    Altıncı Derin Ayak İzi:
    Üzülmek ruhta tahribata yol açıyorsa, çoşkuya fren basmak da öz benliği zedeliyor.
    Yedinci Derin Ayak İzi:
    Hayatta rastlantı diye bir şey yoktur, Bundan dolayı her şey olasılıklar dâhilinde gerçekleşir. Bu olasılıklar bizim kavrayabileceğimizden daha çeşitli ve karmaşık şeklinde görünseler de, ki öyledir, bir çok süre bizlere minik yada büyük bir öğreti sunmak için İlahi Sistem tarafınca kurgulanmışlardır.
    Sekizinci Derin Ayak İzi:
    Cesurca verilmiş bir karara, doğru zamanlama eşlik ederse, gelecek güvenle bakılması ihtiyaç duyulan bir oluşuma dönüşür. Burada unutulmaması ihtiyaç duyulan en mühim nokta, ölümlü olduğumuzu aklımızdan asla çıkarmadan hareket edebilmektir.
    Dokuzuncu Derin Ayak İzi:
    Tam ‘hayatla ilgili birçok temel bilgi ve donanıma sahip oldum, sırtım yere gelmez artık’ dediğimiz aniden, yaşam bizi bambaşka ve bilinmedik yeni bir deneyimin ortasına götürür.
    Onuncu Derin Ayak İzi:
    Evrensel sistemin yargılama mekanizması bizi ne düşündüğümüzden ziyade ne yaptığımızla değerlendiriyor. Bu dünyada yaptığımız iyi yada fena her şeyden yalnız biz sorumluyuz, şartlar değil. (On Derin Ayak İzi)
  • Kelimelerin gücü vardır,ne düşünürsen onu yaşarsın (Şarlatan)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş