Kitap Künyesi

Yazar: Can Yılmaz

Yayın Evi: İnkılap Kitabevi

İSBN: 9789751037602

Sayfa Sayısı: 235

Yap Bi Babalık Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sevgili okur, sen de ben de ne kadar şanslıyız bir bilsen…

Ha benim şu şekilde bi avantajım var; ben yazarın eserlerini okumayı söktüğüm 1989 yılından beri okuyorum. Hatta yazarın bana “meksefe”, “mukallit”, “filateli” benzer biçimde kelimelerin anlamını ve cümle içinde kullanılışlarını taaa 6 yaşımda öğretmişliği var. Dur bak bir de gezilmesi ihtiyaç duyulan saraydı, sarnıçtı, mesireydi, sayfiyeydi her yeri gezdirmişliği var. Off bir de cumartesi pazarları asla üşenmeyip beyazperde-tiyatro sevdirmişliği var.

Ya bak bir de kendi bütçesinden ayırıp şahsıma çocuk dergisi aboneliği yaptırmışlığı var. Temiz bakacağıma söz verirsem kitaplarından okumama izin vermişliği de var. Kendisine ayva dilimlersem, samanlı A4’lerinden 1-2 tane alabilirdim bile. Evet farkındayım, imrendin fakat kızacak bi şey yok.

Şöyleki düşün, sen de şimdi bu iyi fikirli insanın, oturup çay içip, muhabbet etmek isteyeceğin insanlarıyla dolu hikâyelerini okuyacaksın. Ne güzel değil mi?

Özge Yılmaz Çevik

Yap Bi Babalık Alıntıları – Sözleri

• “Ulan oğlum, adam benzer biçimde ayrıldık. Niye evinize gitmiyorsunuz da içmeye devam ediyorsunuz? Ulan hadi doymadınız, zıkkımlandınız; niye evinize gitmeyip adam kaçırıyorsunuz? Ulan hadi zıkkımlandınız, adamı kaçırdınız; niye benim evime geliyorsunuz? Karşı bankanın kamerası düğün kasedi benzer biçimde kaydediyor o sokağı…”
• Bahtiyar Abi’nin önündeki boş tabağı alıp, dilimlenmiş ayva dolu meyve tabağı ile değiştirdiler, Bahtiyar Abi ince dilimlenmiş ayvaya elini attı:
  “Bu var ya bu, eczane gibidir; ayvada bulunan vitamim hiçbir yerde yok…”
  Bahtiyar Abi’nin vitamine “vitamim” demesi Nurettin’in dikkatini çekti.
• “Kazanın öyküsünü söyledi bir rakı sofrasında. Camdan çıkmışım, sonrasında otomobile baktım yattığım yerden, bazen hatırlıyorum. Vay be demiştim, adama bak, iyi mi vurmuş güzelim arabayı. Halbuki vuran benim ha. Hale bak ya. Allah bu içkinin belasını versin.”
• Şeker kardeşim biz insan sarrafıyız, ben kapıdan girdiğinde sana notunu verdim esasen

Yap Bi Babalık İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Genel olarak bakıldığında aslına bakarsak pek beğendiğim söylenemez, arada birkaç tane güzel öykü olsa da bir çok fazlasıyla orta derecedi bana bakılırsa. Burada detaylı bir halde tüm hikayeler için tek tek yorum yapabilirdim fakat ne siz okursunuz, ne de ben bunu lüzumlu görüyorum. O yüzden fazla uzattığım bir yorum olmayacak.
Bazı hikayeler başlarıyla bazıları sonlarıyla hayal kırıklığı yaşattı ve oldukça daha keyifli olabilecek hikayeler maalesef pek hoşuma gitmedi. Elbette bir ihtimal sizler okursanız daha değişik tatlar alabilirsiniz fakat bana bir kez daha hitap edemedi maalesef. (Alper Yazır)

238 – Meşhur güldürmen Cem Yılmaz’ın abisi Can Yılmaz’ın (ki kendisi hocaların hocası, ozan, yazar, degüstatör, oyuncu,senarist, CFO, Türkiye kareli gömlek giyenler konfederasyonu genel başkanıdır. Ben demiyorum, Zafer Algöz diyor.) ikinci kitabı. İlki benzer biçimde kısa öykü derlemelerine devam ediyor Can Bey. Hem toplumu kendi süzgecinden geçiriyor, hem topluma ayna tutuyor, hem çalıyor, hem oynuyor. Öykülerin kendince bir kurgu derinliği olsa da dil mevzusunda oldukça mütevazı ve akıcı üslupla yazıyor Can Bey. Zaman vakit da tarih öncesinden kelimeleri cımbızla ayıklayıp tutup önümüze getirmiş olduğu olabiliyor doğal olarak. Bu da yazıları yazanla okuyan içinde dönem farkı olduğu hissiyatını kuvvetlendiriyor. Bazı hikayelerde vaka gereği okuru ters köşe yapmayı seviyor çok açık ki. Bunu bazı konularında başarsa da genel anlamda olayın gidişatı ilk birkaç paragraftan sonrasında aşağı yukarı belli oluyor. Hikayenin sonunu tahmin edebilmek de edememek de ayrı ayrı keyif veriyor bana kalırsa. Eğlenerek, hüzünlenerek ve meraklanarak, bir çırpıda okuduğum bir kitap oldu. Can Bey’in öteki kitaplarına da göz atmak isterim aslına bakarsak, fakat onları alma-okuma sırası gelene kadar sanırım seriye birkaç değişik renkte gömlek daha eklenmiş olur. Benim okuma hızımdan daha süratli yazıyor resmen. Ya da öyleki yapmıyor, senelerdir yazıp biriktirdiklerini daha yeni yeni okurla bir araya getiriyor. Bilemem. (Ahmet Ceran)

Benzetmede hata yapabilirim fakat Can Yılmaz’ın hikayelerinden Aziz Nesin hikayesi okuyormuş hissiyatı alıyorum. Bir vaka karşısında ısrarla absürd mizahın üstüne giden Yılmaz, bu kitabında da bir oldukça hikayede gülümsetti. Bilhassa Kara Perşembe, Alçak Gerilim hikayelerindeki alkolik esnafa fazlasıyla güldüm. Karakterler oldukça samimi ve aramızdan. Sürpriz sonlu hikayeler bir süre sonrasında artık tahmin edilebilir olmaya başlasa da Can Yılmaz bir kitap takip ederken kolaylıkla okunabilecek 2.alternatif olabilir. (Evren Erarslan)

Yap Bi Babalık PDF indirme linki var mı?

Can Yılmaz – Yap Bi Babalık kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Yap Bi Babalık PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Can Yılmaz Kimdir?

Can Yılmaz Kitapları – Eserleri

• Klişe Hayatlar Matbaası
• Yap Bi Babalık
• Bilinmeyen Numaralar
• Kafa’da Kalmasın
• Hayatım Roman
• Kafa’da Kalmasın
• Aşkın Tekil Hali

Can Yılmaz Alıntıları – Sözleri

• Uçmak bir yığın problemi çözer, ne otomobil ne otobüs ne vapur, salla kanadı git… Kuş kadar hükmümüz yok lan bu dünyada. (Kafa’da Kalmasın)
• Beni merak ettiklerini sandım, beni sevdiklerini sandım, bana aşık olduklarını, bana düşman olduklarını, benden nefret ettiklerini, beni bağırlarına bastıklarını sandım. (Bilinmeyen Numaralar)
• Sevgisizlik çağlarında uyum sağladık içi çürümüş kalabalığa. Kendimizi ayıramadık, değişik olmaya çalışmadık, en süratli trene binmek istedik, etrafımızdaki güzellikleri görmeden ilerlemeye razı gelip. Plastiğe, metale, betona sarıldık sevdiğimiz yerine. (Kafa’da Kalmasın)
• “Ateşe dayanabildiğin kadar günah işleyeceksin” derdi babam. Ve acısına dayanabildiğin kadar ayrılığın, seveceksin bir insanı. Şundan dolayı ne kadar oldukça seversen o denli fazla acı çekersin. Her büyük mutluluğun sonu, hep büyük hüsranları getirir. (Aşkın Tekil Hali)
• “Ulan oğlum, adam benzer biçimde ayrıldık. Niye evinize gitmiyorsunuz da içmeye devam ediyorsunuz? Ulan hadi doymadınız, zıkkımlandınız; niye evinize gitmeyip adam kaçırıyorsunuz? Ulan hadi zıkkımlandınız, adamı kaçırdınız; niye benim evime geliyorsunuz? Karşı bankanın kamerası düğün kasedi benzer biçimde kaydediyor o sokağı…” (Yap Bi Babalık)
• “Babalarımız hayatımızın tam ortasında fakat onlarla yaşamıyoruz sanki.” (Bilinmeyen Numaralar)
• Şeker kardeşim biz insan sarrafıyız, ben kapıdan girdiğinde sana notunu verdim esasen (Yap Bi Babalık)
• “Kazanın öyküsünü söyledi bir rakı sofrasında. Camdan çıkmışım, sonrasında otomobile baktım yattığım yerden, bazen hatırlıyorum. Vay be demiştim, adama bak, iyi mi vurmuş güzelim arabayı. Halbuki vuran benim ha. Hale bak ya. Allah bu içkinin belasını versin.” (Yap Bi Babalık)
• “Her şeye karşın bahar gelmeye devam ediyor; ısrarla bıkmadan usanmadan, dalını kırmamıza kızmadan, suyuna kattığımız zehre küsmeden, yağmuruna bile karıştığımız, düzenine çomak yerleştirip, soktuğumuz çomağı da kırıp attığımıza kulak asmadan, gene tekrardan taptaze bir yaşamı önümüze seriyor, alın hayrını görün diye. Belki o da boş vermiş, otomatiğe takmış, bizi kendi halimize bırakmış, ne haliniz var ise görün hesabı…” (Kafa’da Kalmasın)
• Her şeye karşın bahar gelmeye devam ediyor; ısrarla bıkmadan usanmadan, dalını kırmamıza kızmadan, suyuna kattığımız zehre küsmeden, yağmuruna bile karıştığımız, düzenine çomak yerleştirip, soktuğumuz çomağı da kırıp attığımıza kulak asmadan, gene tekrardan taptaze bir yaşamı önümüze seriyor, alın hayrını görün diye. (Kafa’da Kalmasın)
• “Ateşe dayanabildiğin kadar günah işleyeceksin” derdi babam. Ve acısına dayanabildiğin kadar ayrılığın, seveceksin bir insanı. Şundan dolayı ne kadar oldukça seversen o denli fazla acı çekersin. Her büyük mutluluğun sonu, hep büyük hüsranları getirir. (Aşkın Tekil Hali)
• Yaşlı birini memnun etmek için ona ne verebilirsin? Para, para etmez, altına otomobil çeksen gözü görmez, sekiz çeşit yiyecek versen yiyemez… Ucuz ve en kıymetli şeyi ver… Söylediklerine kıymet ver… (Hayatım Roman)
• Mutsuz bulunduğunu fark edemeyecek güzellikte bir hayal dünyası, insanoğlunun en büyük düşmanı. (Kafa’da Kalmasın)
• Korkumu bastırmak ve fena şeyler düşünmemek için, içimden şiir okuyordum.
  “Beni sev “dedi hanım.
  Ama kendin benzer biçimde sev.
  Yani kendini sever benzer biçimde sev.
  İçten ve nedensiz sev.
  O şekilde bir sev ki beni.
  Bana baktığında kendini gör… (Aşkın Tekil Hali)
• Bu seyahat seni sertleştirecek de, yumuşatacak da, eritecek de… Mühim olan içindeki sen, onu bulmalısın… (Kafa’da Kalmasın)
• Korkumu bastırmak ve fena şeyler düşünmemek için, içimden şiir okuyordum.
  “Beni sev “dedi hanım.
  Ama kendin benzer biçimde sev.
  Yani kendini sever benzer biçimde sev.
  İçten ve nedensiz sev.
  O şekilde bir sev ki beni.
  Bana baktığında kendini gör
  …. (Aşkın Tekil Hali)
• . …ve bir gece tüm yalnızlıklarımızla beraber el ele tutuşarak geçiyorduk şehrin en ihtişamlı insan köprüsünden… (Aşkın Tekil Hali)
• Kulağımız Cüneyt Koryürek’te, gözümüz Daley Thompson’da nefesimizi tuttuk; sanki madalyayı Britanyalı Thompson değil, Muş Vartolu Veli Ballı alıyor… (Klişe Hayatlar Matbaası)
• Mesela, “Siz ne öneriyorsunuz?” sorusuna şu cevabı verirdi:
  “İkisi de ultra pırlanta…” (Klişe Hayatlar Matbaası)
• Hep sandım ben, sandım… Tüm bu tarz şeyleri yaşadığımı sandım, insanların benimle konuştuğunu sandım, bana sorular sorduklarını sandım, beni hikâyeleriyle doldurduklarını, taştığımı sandım. (Bilinmeyen Numaralar)