Eğitim

Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem – Ahmet Akgündüz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem – Ahmet Akgündüz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem kimin eseri? Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem kitabının yazarı kimdir? Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem konusu ve anafikri nedir? Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem kitabı ne konu alıyor? Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem PDF indirme linki var mı? Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem kitabının yazarı Ahmet Akgündüz kimdir? İşte Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Akgündüz

Yayın Evi: Timaş Yayınları

İSBN: 9789752636828

Sayfa Sayısı: 233


Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Akgündüz’ün kitabı, diyebilirim ki, Osmanlı’ya bilhassa padişahlarımıza yapılan iftiraların milli vicdandaki üzüntü ve tepkisine tercüman oluyor. Osmanlı’yı bir bakıma yeniden keşfediyor gibiyiz. Osmanlı’nın ta kendisi ve meşru varisleri, çocukları olarak her türlü yeni ve doğru bilgiye muhtacız. Osmanlı’yı iyi ve doğru bilmeden Türkiye’nin geleceğe yürümesi mümkün değildir. Prof. Dr. Ahmed Akgündüz gibi konularında gerçekten uzman, gayret sahibi, enerji dolu, eline kalem alabilen tarihçilerimizi tebrik ediyorum.”Yılmaz Öztuna, Tarihçi-Yazar

“Osmanlı’da Harem, sadece ciddi bir boşluğu doldurmakla kalmamış maksatlı veya maksatsız yalanların ecdadla aramıza gerdiği perdeye ilmin indirdiği bir kılıç olmuştur. Bu kitapla perde açılıyor, haremin seks; işret yeri değil de, bir hizmet mahilli, eğitim yuvası olduğu karşımıza çıkıyor.”Dr. Mehmed Niyazi Özdemir, Araştırmacı Yazar


Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem Alıntıları – Sözleri

  • ” Osmanlı Devleti’nin iyilikleri de vardır , hataları da vardır. Ancak altı yüz yıl süresince hasenâtının seyyiatına ağır basmış olduğu içindir ki, yazgı-i İlâhi bu uzun süre içinde İslam’ın bayraktarlığı unvanını onlara kayra etmiştir . Seyyiâtı hasenatına ağır basınca da , bu şerefli unvan gene kaderin hükmüyle ellerinden alınmıştır . En fena zamanında bile , değil içki benzer biçimde benzer biçimde İslam’ın açık bir hükmüne karşıcılık, içtihadi meselelerde dahi şer’î hükümlere ri’ayet etmek için elden gelen gayreti gösterdiklerini , sayıları milyonları kabul eden arşiv belgeleri isbat etmektedir . “
  • En mühim özelliği, duvarlarının tamamının, güzel çinilerle ve san’at eserleriyle süslendiği kadar, aynı duvarların aile yaşamı, çocuk terbiyesi ve benzer ulvî meselelere ilişkin âyet, hadis ve kasidelerle süslenmesiydi.
  • Şimdi düşünmek gerekmez mi ki; girişine Kur’an âyetlerinin ilgili olanları yazılan bu şekilde bir evde Kur’an’ın reddettiği hanım âlemlerinin yapılması mümkün müdür? Maalesef bu âyetleri aşk şiirleri diye özetleyen bazı gezgin rehberleri ve hatta turistlere verilen rehber kitaplar bulunmaktadır.


Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bu kitabı okumaya başlarken bu tarz bir olay okuyacağımı asla hayal etmemiştim. Haremin ne işe yaradığını, iyi mi oluşturulduğunu, haremdeki düzenin ne işe yaradığını, haremdeki cariyelerin ve eğitimin, günlük yaşantının ne olacağının anlatılacağını düşünmüştüm. Evet, bunlar da anlatılıyor fakat o denli oldukça müdafa amaçlı bir kitap yazılmış ki bunlar sanki arada kaybolup gitmiş. İki cümleden biri, şunlar şunlar Osmanlı için bu şekilde diyorlar, haremi bu şekilde kötülüyorlar fakat bundan bundan sebep bu tarz bir olay olması imkansız. Bu da belli bir yerden sonrasında insanı boğuyor. Ayrıca o denli yine etmiş ve yine etmekte ısrar etmiş ki insan hakkaten boğuluyor. İşin zamanı boyutu ile değil de dini boyutu ile ilgiliyseniz okuyun evet bu kitabı seveceksiniz fakat benim benzer biçimde objektif zamanı bir kitap okumak istiyorsanız okumayın. (Fatoş)

Ahmed Akgündüz, tüm yanlış ve batı düşüncesi merkezli malum haremle ilgili, gerçekliğe ve belgelere dayanarak oldukça güzel bir yapıt ortaya çıkarmış. Akgündüz, ek olarak yalnız haremle ilgili değil, saray, padişah, saray teşkilatı ve haremin saray içindeki konumu ile ilgili de detaylı ve mühim bilgiler vermiş. Tarih’e meraklı ve gizemli harem konusu ile ilgili, hayal dünyası kitabından oldukça, gerçekleri öğrenmek isteyen her insana şiddetle tavsiye edilir. Okunmalı ve bu gerçek bilgiler yayılmalıdır. (smyrkl)


Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem PDF indirme linki var mı?


Ahmet Akgündüz – Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahmet Akgündüz Kimdir?

 

Rotterdam İslam Üniversitesi rektörü, Osmanlı Araştırmaları Vakfı mütevelli heyeti başkanı.

İlkokulu köyde tamamladıktan sonrasında, Gaziantep İmam-Hatip Lisesi’ni ve Gaziantep Lisesi fen bölümünü tamamladı. 1980 senesinde Erzurum Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nden, 1982 senesinde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne Hukuk Tarihi Araştırma Görevlisi olarak giren Akgündüz, 1983 senesinde Mastırını ve 1986 senesinde de “İslam Hukukunda ve Osmanlı Tatbikatında Vakıf Müessesesi” adlı teziyle doktorasını tamamladı.

1987 senesinin Kasım ayında hukuk doçenti olan Akgündüz, aynı yıl Konya Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne “Hukuk Tarihi ve İslam Hukuku Doçenti” olarak atama edildi. 1986-1991 yılları aralığında Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde Uzman Müşavir ve Devlet Arşivleri Danışma Kurulu üyeliği sıfatlarıyla araştırmalarda bulunan Akgündüz, 1993 Eylül’ünde Dumlupınar Üniversitesi’ne Hukuk Profesörü olarak atandı. Ekim 1993’de aynı üniversiteye bağlı Bilecik İktisadi ve İdari bilimler Fakültesi’ne Dekan olarak atama olunan Akgündüz, hem de Osmanlı Araştırmaları Vakfı Mütevelli Heyet Başkanıdır.

1997-1998 ders senesinde Princeton Üniversitesi’nde konuk profesör olarak araştırmalarda bulunmuş oldu. Arapça, Hollandaca (Flemenkçe), İngilizce ve Farsça bilen Akgündüz, evli ve iki çocuk babasıdır.


Ahmet Akgündüz Kitapları – Eserleri

  • Bilinmeyen Osmanlı
  • Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem
  • Osmanlı’da Harem/İslam Hukukunda Kölelik-Cariyelik Müessesesi
  • Silistre’li Süleyman Hilmi Tunahan
  • Sarayda Harem
  • Çandan Minareye Büyük İtiraf
  • Bilinmeyen Bir Dahi Bediüzzaman Said Nursi
  • İslam’da İnsan Hakları Beyannamesi
  • Tabular Yıkılıyor
  • Belgeler Gerçekleri Konuşuyor 5
  • Sorularla Ermeni Meselesi
  • Risâle-i Nur’a İtirazlar ve Cevapları
  • Osmanlı Devletinde Gayrimüslimlerin Yönetimi
  • Arşiv Belgeleri Işığında Tarsus Tarihi ve Eshâb-ı Kehf
  • Güneydoğu Meselesi ve Çözüm Yolları
  • Risale-i Nur Külliyatından Misallerle: Mantık, Münazara ve Cedel İlimleri
  • Tarih-Lenklere Cevaplar
  • Kiliseden Müzeye Ayasofya Camii
  • Eski Anayasa Hukukumuz Ve İslam Anayasası
  • Arşiv Belgeleri Işığında Somuncu Baba ve Neseb-i Alisi
  • Kamu Hukuku (Birinci Cild)
  • Hususi Hukuk – I (İkinci Cild)
  • Hususi Hukuk – II (Üçüncü Cild)
  • Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi
  • Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi
  • Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi
  • Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi
  • Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi
  • Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi
  • Bediüzzaman Said Nursi’nin İlmi Şahsiyeti
  • Ta’likat
  • Kızıl İcaz
  • Hakkın Hatırı Alîdir
  • Mukayeseli İslam Ve Osmanlı Hukuku Külliyatı
  • Üç Devirde Bir Mabed Ayasofya


Ahmet Akgündüz Alıntıları – Sözleri

  • Bizim asla duracak zamanımız yok. Ümmet-i Muhammedin evlatları cehenneme bir sel benzer biçimde akıp giderken, biz onlara izleyici kalamayız. Bu selden ne kütük kurtarırsak kârdır.” “Biz, değil bitkinlik, hastalık, mezara gidiyor dahî olsak, okumak, okutmak ve hizmet denince koşarız.”
    Süleyman Efendi Hazretleri (k.s) (Silistre’li Süleyman Hilmi Tunahan)
  • Sultan Süleyman bigün mahremleriyle görüşürken onlara “Velinimet-i âlem kimdir?” diye sormuş. Onlar “Padişah efendimizdir” demeleri üstüne: “Hayır, velinimet-i âlem reâyadır kısaca köylüdür ki, ziraat ve hirâset (çiftçilik) emrinde rahatlık ve rahatı terk ile iktisab ettikleri nimetle bizleri it’âm ederler” demiştir. (Bilinmeyen Osmanlı)
  • Allah yolunda ol,
    dosdoğru ol,
    verdiğin sözün eri ol. (Silistre’li Süleyman Hilmi Tunahan)
  • bir hatt-ı humâyûnda osmanlı sultanı şer’-i şerife bağlılığını şu şekilde açıklıyor:
    “cümlemizin başı şeriat-ı mutahhara’ya bağlı olduğundan kâffe-i ef’al ve harekâtımızı fakat uygulama etmeğe sa’y eder isek, ol zaman ruhaniyat-ı peygamberî dahi hoşnud ve razı olarak cenab-ı hayru’n-nâsırîn devlet-i aliyyemiz’de fevz ü nusret ü tevfîkât-ı samedaniyesine mazhar edeceğine kat’a kuşku yoktur.” (Tarih-Lenklere Cevaplar)
  • * Oğlan ve kız çeken (kaçıran, saldırı eden) kimselerin, hıyanet ile eve girenlerin ve avrat veya kız çekmeye kalkanların içmeğini (âletlerini) keseler. (İslam’da İnsan Hakları Beyannamesi)
  • Der tarik-i nakşibendi lazım amed çar ter
    terk-i dünya terk-i ukba terk-i hesti terk-i terk (Tabular Yıkılıyor)
  • Şehzade Bâyezid ile babasının karşılıklı olarak birbirine yazdıkları şu şiir, meselenin künhünü anlatması açısından oldukça manidardır. Sadece birer dörtlüklerini alıyoruz:
    Şehzâde Bâyezid (Şâhi)
    “Ey serâser âleme Sultân Süleyman’ım baba,
    Tende canım, canımın içinde canım baba.
    Bâyezid’ine kıyar mısın benim canım baba,
    Bî günahım Hak bilir devletlü Sultânım baba.”
    Kanuni (Muhibbî):
    “Ey demâdem mazhar-ı tuğyân-ı isyanım oğul,
    Takmayayım boynuna herkiz tavk-ı fermanım oğul.
    Ben kıyar mıydım sana ey Bâyezid Hânım oğul,
    Bî günahım deme bârî tevbe kıl canım oğul.” (Bilinmeyen Osmanlı)
  • hazmedilmeyen ilim ilim değildir. bir ilim, hazmedilmeden aktarılmaya kalkışılırsa, o vakit, ilmin aktarılması değil, hazmedilmeyen artık maddelerin kusulması mevzubahistir. bu hastalığın bizde yaygın olduğu acı bir vakıadır. (Tarih-Lenklere Cevaplar)
  • “Ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür seda İslam’ın sadası olacaktır.” (Çandan Minareye Büyük İtiraf)
  • ..insan, fikir istidadını, muhakeme esnasında, fikrinin salim bir halde ve hatalardan uzak olarak ortaya çıkması ve maksadının hasıl olması için öteki bir kanuna gerekseme vardır. Bu ise mantık ilmidir. (Risale-i Nur Külliyatından Misallerle: Mantık, Münazara ve Cedel İlimleri)
  • Fâtih’in yazdığı gazellerde kullandığı, şarap ve benzeri kelimelere, ince remizler ve mecâzî mana ve mazmûnlar yüklerken, bigün gelip de bir ekip araştırma ve ilim özürlü insanların bu kelimelere gayr-i meşru manaları yükleyeceklerini tahmin dahi edemezdi. Onun şarabı Mevlânâ’nın, Hacı Bektaş Veli’nin ve Hacı Bayram Veli’nin kâsesinde demlenmektedir ve ilahî aşkın mest eden şarâbıdır. (Bilinmeyen Osmanlı)
  • Korkunun dağları beklediği bu orta derecede, öteki dersiâmların bir bir çok teslim bayrağını çekerken, Süleyman Efendi’ye öğütte bulunmayı da dikkatsizlik etmediler: “Artık hocalıkta bizlere ekmek kalmadı. Bize tevdî edilecek yeni meleklere gidelim.”
    O ise tüm azim ve kararlığıyla: “Efendiler, hocalık bir meslek, bir ekmek teknesi değildir. Hocalık, Allah’ın, Resûlullah’ın, Kitabullah’ın ve dîn-i mübîn-i İslâm’ın bildiri memurluğudur” diye yanıt verdi. (Silistre’li Süleyman Hilmi Tunahan)
  • Tasavvur bir tek bir mefhumu algı etmeye ve onay dahi bir mefhumu bir başka mefhuma nefy veya sübut ile nisbet edildiğini bilmeye denir. (Risale-i Nur Külliyatından Misallerle: Mantık, Münazara ve Cedel İlimleri)
  • İlim kelimesi müştakklarıyla beraber Kuran’da 750 yerde geçmekte olup, Allah ve O’nun yarattıklarından bilinç sahibi olan insan, cin ve melekler için kullanılmıştır. Bununla beraber, okumak,düşünmek, öğrenek almak, akıl, nazar, hikmet, düşünce, ayet benzer biçimde ilim ile ilgili kelimeler de dikkate alındığında, Kuran’daki her dört ayetten birinin ilimle ilgili olduğu görülür.
    Mantıkta ise, akılda bir şey hakkında hasıl olan surettir. Diğer bir tabirle aklın tasarım ve onay arasındaki hareketedir. (Arşiv Belgeleri Işığında Bediüzzaman Said Nursi)
  • ” Osmanlı Devleti’nin iyilikleri de vardır , hataları da vardır. Ancak altı yüz yıl süresince hasenâtının seyyiatına ağır basmış olduğu içindir ki, yazgı-i İlâhi bu uzun süre içinde İslam’ın bayraktarlığı unvanını onlara kayra etmiştir . Seyyiâtı hasenatına ağır basınca da , bu şerefli unvan gene kaderin hükmüyle ellerinden alınmıştır . En fena zamanında bile , değil içki benzer biçimde benzer biçimde İslam’ın açık bir hükmüne karşıcılık, içtihadi meselelerde dahi şer’î hükümlere ri’ayet etmek için elden gelen gayreti gösterdiklerini , sayıları milyonları kabul eden arşiv belgeleri isbat etmektedir . ” (Tüm Yönleriyle Osmanlı’da Harem)
  • Senelerdir Elmalılı Hamdi Yazır’ın Hak Dini Kur’an Dili adlı görkemli tefsirini sadeleştirerek soyulmuş portakal benzer biçimde çürümeye terk eden meslektaşlarıma içimden itiraz ederdim, aynı duyguları normal olarak Bediüzzaman’ın eserlerine meydana getirilen işlem de bende aynı itiraz duygularını depreştirdi. (Risâle-i Nur’a İtirazlar ve Cevapları)
  • islam hukuku bilinmeden gerçek tarihimiz ve bilhassa de osmanlı zamanı ve müesseseleri tam olarak araştırılamaz. (Tarih-Lenklere Cevaplar)
  • Tarih bizlere gösteriyor ki, başta peygamberler ve onların gerçek mirasçıları olan din adamları olmak suretiyle, insanıık âlemi, büyük insanların kıymetlerini zamanında tam takdir edememişlerdir. Sonradan ise, bu takdir edememenin cezasını, hem muâsırı olan insanoğlu ve hem de onların nesilleri çekmişlerdir. Hemen derhal tüm peygamberler, bu hükmümüze müşahhas birer örnek olarak verilebileceği benzer biçimde, İmam-ı A’zam ve Ahmed bin Hanbel benzer biçimde islam âlimleri de, bu acı hükmü teyid eden canlı misallerdendir.
    Tesbitlerimize gore, asrında tam anlaşılamayan şahsiyetlerin bu asrımızdaki misallerinden biri de Süleyman Efendi Hazretleri’dir. Maalesef, tıpkı Bediüzzaman’da olduğu benzer biçimde, devletimizin istihbârât kaynakları, resmî kurumların hazırladıkları raporlar ve doğal ki, bunlardan etkilenen medya ve ansiklopediler, bu büyük İslâm âlimi hakkında yalan yanlış şeylerle doludurlar. (Silistre’li Süleyman Hilmi Tunahan)
  • Görülüyor ki, Fatih Sultân Mehmed’in Sırbistan’da uygulama edeceğini va’d etmiş olduğu “Her Caminin yanında bir kilise inşasına müsaade” durumu, İstanbul’da da uygulama olunmuştur. Fener’de Abdi Subaşı Mahallesi’ndeki Caminin bitişiğinde Rum Patrikhanesi ile kilisesine mevcudiyeti Osmanlı Devleti’nin gerçek mânâda din ve vicdan hürriyetni göstermiyor mu?Edirnekapı Caddesi’nin son kısmında yer edinen Mihrimah Sultân Camii’nin derhal karşında bir Rum Kilisesi’nin inşasına müsaade etmek, bu hürriyetin maddî delillerinden değil midir? (Bilinmeyen Osmanlı)
  • .. Yapılan izahlar karşısında, İslam hukukunun belli bir devlet şeklini öngörmediğini, sadece koyduğu prensipler ve egemenlik anlayışının dindar bir cumhuriyet bulunduğunu söyleyebiliriz. Gerçekten Raşit Halifeler(Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ra) hem bir halife hem de dindar bir cumhur reisi idi. (İslam’da İnsan Hakları Beyannamesi)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş