Eğitim

Bozcaada Öyküleri – Kadir Aydemir Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bozcaada Öyküleri – Kadir Aydemir Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bozcaada Öyküleri kimin eseri? Bozcaada Öyküleri kitabının yazarı kimdir? Bozcaada Öyküleri konusu ve anafikri nedir? Bozcaada Öyküleri kitabı ne konu alıyor? Bozcaada Öyküleri PDF indirme linki var mı? Bozcaada Öyküleri kitabının yazarı Kadir Aydemir kimdir? İşte Bozcaada Öyküleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Kadir Aydemir

Yayın Evi: Yitik Ülke Yayınları

İSBN: 9789944362016

Sayfa Sayısı: 205


Bozcaada Öyküleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Bozcaadaya gitmek… İki büyülü sözcük. Ada orada bizi bekliyor devamlı. Tek yapmamız ihtiyaç duyulan bir sırt çantası hazırlamak bir ihtimal, kim bilir asla düşünmeden ilk otobüse yer ayırtmak. Bozcaada Öyküleri, gidenler, gidemeyenler ve hep gitmek isteyenler için kaleme alınmış bir kitap. Uzun bir çalışmanın ürünü olan bu eşi olmayan kitap elinizden düşmeyecek. Tıpkı ada benzer biçimde; çantanızda, kütüphanenizde, ofisinizdeki can sıkan çekmecenizde hep sizi bekleyecek. Okuduğunuz her öyküde daha derin bir nefes alacaksınız. Dar sokaklarıyla, üzüm bağları ve meşhur şaraplarıyla, Polente feneriyle, dev rüzgârgülleri ve kalesiyle olmasıyla birlikte yaşanmış olan aşklarıyla da Bozcaada sizleri çağırıyor. Sayfaları çevirin ve kaçın bu kentten…

“Bozcaada Öyküleri” kitabında 34 yazar sizi öyküleriyle yolculuğa çağrı ediyor. Gülsel Ceren Güneş, Çiğdem Aldatmaz, Çiler İlhan, Deniz Günal, Duygu Günkut, Ebru Durupınar, Esra E. Kutengin, Figen Alkaç, Gürgen Öz, Hasan Topçu, İdil Giray, Jak Alguadiş, Kadir Aydemir, Lâle Dilligil, Mehmet Ünver, Nefin Huvaj, Neval Sultan, Nihat Ziyalan, Nurcan Göksel, Hasret Özyurt, Reyhan Yıldırım, Sabri Kuşkonmaz, Saliha Yadigâr, Seran Demiral, Serdar Çekinmez, Serkan Türk, Sine Ergün, Sinem Karhan, Solmaz Aksoy, Turgay Yılmaz, Türkan Çim Işık, Yeşim Ağaoğlu, Zerrin Yılmaz ve Zeynep Zişan öyküleriyle kitapta yer alıyorlar. Bozcaada yolcusu kalmasın!

Tanıtım Yazısı’ndan


Bozcaada Öyküleri Alıntıları – Sözleri

  • Gidenlerin peşinden virane evler kalır geriye. Kilidi yoktur. Sır taşımaz bu evler. Dökülen sıvalarından, yıkılan çatılarından, kırılan pencerelerinden ve tarumar bahçelerinden sökün eder tüm sırlar. Kahkahalar, gözyaşları, su sesi, ocağın ateşi sokaklardan akıp denize karışır. Dalga olup kıyıya vurur ve bu yüzden, bu adada en sessiz zamanlarda dahi bir tek bilenin duyduğu bir uğultu hep vardır. Harabe olan evler değildir bir tek, o evleri terk edenlerin anıları da harabedir artık.
  • Güneşten parlayan uzun upuzun bir yolda ilerliyorum. İçimde acayip bir sakinlik var. Kaçmıyorum bir şeylerden fakat uzaklaşıyorum. Uzaklaştıkça sakinleşiyorum. Düşünmeye zaman buluyorum geçen saatlerde. Yol yapmak hoşuma gidiyor. Kendimle yalnız kalmak.
  • Şarap içmiştik seninle, gül renginde şarap, dolunayı seyredip hayal kurmuştuk, seninle beraberken Bozcaada’ya bir kez daha âşık olmuştum ben. Bir kez daha görmüştüm güneşi adada. Kendimi aramaya gelmişken seni bulmuştum, sende de kendimi.
  • Kimi ruh, büyük şehirlere aittir, kimisi minik ufacık kasabalara. Arada sıkışıp da nerede durduğunun bile bilincinde olmayanları saymıyorum.
  • Ada her daim rüzgârlıdır, zira başına buyruktur Bozcaada. Tek bir gönül borcu vardır, o da eşi olmayan denizinedir mütevazı. Gerisi bildiğin hikâye…
  • “Biz kendi içimizdeki ebeveynlere yenildik aslen; tüm hazları yasaklayan hükümran anneye ve hiçbir şeye yeterince kıymet vermeyen, sadece başkalarından yansıyan başarı madalyalarımıza gore kim olduğumuza kabul eden kör babaya yenildik. Kendimize bile değil.”
  • “Kimi ruh, büyük şehirlere aittir, kimisi minik ufacık kasabalara. Arada sıkışıp da nerede durduğunun bile bilincinde olmayanları saymıyorum.”
  • “Nasıl olabilir!?? Bunca işaret iyi mi boşa çıkabilir!?? Ya sezgilerim? Ilk kere beni yanıltacaklar demek, buna hazırlanmışlar ve ruhum bile duyamamış. Suratımda tükürüklerin karşılığı haykırışlar, kulağımdaki tüm fısıltılar, aynaya verdiğim her söz, ölmüş babama öfkem ve kazamadığım tünellere dolan deniz suyu. Moleküllerime ayırıyorlar sanki beni, derimden, içimden, organlarımdan süzülüp terk ediyorlar bu anda beni.”
  • Ve aslen biliyorum ki, gerçek yalnızlık, kimi zaman en yakınındaki insanoğlu, hatta sevgilin de dahil, kimsenin seni anlamadığı, anlayamadığı ya da idrak etmek istemediği bir kalabalığın içinde olmaktır.
  • “Gidenlerin peşinden virane evler kalır geriye. Kilidi yoktur. Sır taşımaz bu evler. Dökülen sıvalarından, yıkılan çatılarında, kırılan pencerelerinden ve tarumar bahçelerinden sökün eder tüm sırlar. Kahkahalar, gözyaşları, su sesi, ocağın ateşi sokaklardan akıp denize karışır… Dalga olup kıyıya vurur ve bu yüzden, bu adada en sessiz zamanlarda dahi, bir tek bilenin duyduğu bir uğultu hep vardır. Harabe olan evler değildir bir tek, o evleri terk edenlerin anıları da harabedir artık.”


Bozcaada Öyküleri İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kitapta bir fazlaca kişiye ilişkin, kısa kısa hikayelerden oluşuyor.. Oldukça güzel öykülerin bulunmuş olduğu bir kitap.. her değişik insanoğlunun geçmişteki bir anısı resmediliyor hafızalarda. Tavsiye ederim. (Ebru Daşdöğen)


Bozcaada Öyküleri PDF indirme linki var mı?


Kadir Aydemir – Bozcaada Öyküleri kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Bozcaada Öyküleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Kadir Aydemir Kimdir?

İlk, orta ve lise öğrenimini İstanbul’da tamamladı. Üniversitede bir süre İşletme, sonrasında Halkla İlişkiler eğitimi aldı. Şiirleri Varlık, Kitap-lık, Şiir Oku, No, Dize, Özgür Edebiyat, Akatalpa, Mor Taka, Ada benzer biçimde dergilerde ve çeşitli şiir yıllıklarında yayımlandı. Cumhuriyet Kitap, Virgül ve Radikal Kitap dergileri başta olmak suretiyle pek fazlaca dergide röportaj ve kitap eleştiri yazılarına rastlandı. 1997 senesinde Başka şiir dergisini çıkarttı. 2000 senesinde Yitik Ülke şiir-edebiyat dergisini kurdu. 2006 senesinde Yitik Ülke Yayınları’nın kurucusu ve editörü oldu. Şiirleri ve öyküleri Almanca, Rusça, İngilizce, Fransızca, Ermenice, Azerice, Bulgarca, Japonca benzer biçimde dünya dillerine çevrildi. Yazarın “Aşksız Gölgeler” adlı kısa öykü kitabı 2013’te Almanya’da Binooki Yayınları tarafınca “Lieblose Schatten” adıyla Almancaya çevrilerek yayımlandı. Şiirin yanında öyküler, düz yazılar da yazmaktadır. Yazar, bununla beraber İstanbul’da gazetecilik ve editörlük yapmaktadır.


Kadir Aydemir Kitapları – Eserleri

  • 80’lerde Çocuk Olmak
  • 90’lar Kitabı Çocuk Mu? Genç Mi?
  • Sonsuz Unutuş
  • Ay Yağmurları
  • Aşksız Gölgeler
  • Bozcaada Öyküleri
  • Kedi Öyküleri
  • Soğuk Yazgı
  • Sessizliğin Bekçisi
  • Tuhaf Alışkanlıklar Kitabı
  • Dikenler Sarayı
  • Rüzgarla Saklı
  • Yitik Öykü
  • Mutsuz Aşk Vardır
  • Olimpos Öyküleri
  • Cunda Öyküleri
  • Köpek Öyküleri
  • Ekşi Öyküler


Kadir Aydemir Alıntıları – Sözleri

  • “Uyumsuz olmalısın…” demiştim sana, “Başka türlü yazılamaz bir ihtimal o şiirler.” (Aşksız Gölgeler)
  • Beni seviyor musun, dedi hanım
    Seni o şekilde seviyorum ki, dedi adam
    Her an kar yağabilir (Soğuk Yazgı)
  • Sahi beni ne kadar seviyordun? (90’lar Kitabı Çocuk Mu? Genç Mi?)
  • “Ve işte şimdi buradayım
    Bu som ölü kentte
    Dikenler ülkesinde.” (Olimpos Öyküleri)
  • Hevesi kursağında kalmıştı. Kendine ilişkin bir düş kurmasına bile izin yoktu. (Aşksız Gölgeler)
  • Ağzım suya kavuşuyor; işte o an kurumuş dallarıma narçiçekleri açıyor; ben beyazım derken nara çalıyorum. Uzun süredir bekledim ne sessiz tanıktı süre. (Olimpos Öyküleri)
  • “Uzun süredir bekledim ne sessiz tanıktı zaman.” (Olimpos Öyküleri)
  • “Her insanoğlunun kendine özgü tuhaflıkları var sanırım fakat etrafa düzgüsel görünmek için üstesinden gelirler ve kendilerine haslıklarını yitirirler… ben korudum benimkini ve inanıyorum ki varoluşuma cömertçe katkısı oldu… ” diyen Bukowski ‘ye slm vermeden ilkin kendisine içtiği şarabın tarihini soralım.
    (Ardagül Yıldız) (Tuhaf Alışkanlıklar Kitabı)
  • Kim demişse demiş, “Kedi evine, köpek sahibine bağlıdır,” diye. Sevgiyi çoğaltmak için vardılar onlar. Yazın gölgesine, kışın kuytu sıcaklığına yakışan varlıklarıyla… Bir küskün, bir barışık, çoluk çocuk oynaşırdık hep beraber. (Kedi Öyküleri)
  • İşte bu çocukluğumun en tatlı, en sorunlu, en Kozmopolitik, en sıradışı, olduğu yıllarda, “kırmızı nokta” isminde bir sloganla tanışmıştık. Tutti Frutti isminde bir İtalyan erişkin programı gece saatlerinde gösterilmeden ilkin televizyonumuz bir kırmızı hale geliyor, utanıyor, birazcık utangaç anlatıyordu sonraki olacakları bizlere. Bizler daha buluğ çağına gelememiş delikanlı adayları olarak, yorgan altından veya da parmak arasından izlemeye çalışırdık olan bitenleri. (80’lerde Çocuk Olmak)
  • Zaman kimi zaman iyi mi da ezerek geçiyor üzerimizden ve altında duygularımız kalıyor. Hatta dümdüz olup pestilleri çıkıyor. Ya da bir tüfek maharetiyle dağılıyor her şey…Bu şekilde tasvir etmek istemesem de, böylesi sert tanımlamalar ihanet benzer biçimde görünse bile, gerçeğin hep tahmin ettiğimden sert olması beni yoluma döndürüyor. Bir tüfeğin ucuna… Geriyeyse şarkılar ve kim bilir kâğıtlara sükunet içinde karalanan, yaşama karşı yakılmış ağıtlar misali notlar kalıyor… (90’lar Kitabı Çocuk Mu? Genç Mi?)
  • Ölümün için o şekilde saatleri diyorlar. Oysa fazlaca “zamansızdı” bilmiyorlar… (Yitik Öykü)
  • Sadece bir yol
    Şu tarla kuşları
    İnce gecede. (Sessizliğin Bekçisi)
  • “Ne yapıyorsun?” dedi.
    “Yaşlanıyorum,” dedim. (Ay Yağmurları)
  • Bir martı öldüğünde,
    Neden kaskatıdır deniz? (Rüzgarla Saklı)
  • “Kavuşmalı
    Ve orada incecik belini
    sararken tatlı yapraklar
    senelerce bekledim
    Aramızda kıyı
    kaybolana dek
    Vapur uzaklaştıkça
    suya değiyordu kırlangıç kanatları
    Göğsünde denizanaları
    binlerce şey biriktiren kalbim
    yosun, kılıçbalığı, sünger
    karnında patlayan mavi gök
    ve senin elmas ayakların
    aklımdan asla çıkmayan
    o elmas ayakların…
    Sevgilim, hangi mısra anlatabilir
    susayarak uyumayı senle
    Beyaz gül kokan elini?
    Dudağındaki çiçek batsın etime
    Ve sevişelim ağlayarak!” (Soğuk Yazgı)
  • İnsanın acısını hissederdi kendisi benzer biçimde olmayan her şey. Bir tek insan anlamazdı bunu. (Ay, Zaman, Ölüm) (Sonsuz Unutuş)
  • “Yarınlarından koparıp
    Almalıdır mutluluğu insan.
    Şu yaşamda en kolay iştir ölmek
    Asıl güç olan
    Yepyeni bir yaşama adım atmak…
    Ve…
    En güzel günlerimiz:
    Henüz yaşamadıklarımız
    Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
    Henüz söylememiş olduğum sözdür.” (90’lar Kitabı Çocuk Mu? Genç Mi?)
  • Gittikçe bir kitaba dönüşüyorum… (Ay Yağmurları)
  • ”Eskiler alırım,” diye bağırdı. Tablasının üzerine yukardan yaşlı bir bayan düştü. Yükte ağır, pahada hafifti. İnsanlık ölmüştü!
    (TimeStain) (Yitik Öykü)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş