Eğitim

Türkler Niçin Müslüman Oldu? – İsmâil Hâmî Dânişmend Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Türkler Niçin Müslüman Oldu? – İsmâil Hâmî Dânişmend Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Türkler Niçin Müslüman Oldu? kimin eseri? Türkler Niçin Müslüman Oldu? kitabının yazarı kimdir? Türkler Niçin Müslüman Oldu? konusu ve anafikri nedir? Türkler Niçin Müslüman Oldu? kitabı ne konu alıyor? Türkler Niçin Müslüman Oldu? PDF indirme linki var mı? Türkler Niçin Müslüman Oldu? kitabının yazarı İsmâil Hâmî Dânişmend kimdir? İşte Türkler Niçin Müslüman Oldu? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: İsmâil Hâmî Dânişmend

Yayın Evi: Timaş Yayınları

İSBN: 9789752637429

Sayfa Sayısı: 230


Türkler Niçin Müslüman Oldu? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İslam dünyasının genel tarihini göz önüne getirecek olursak, Doğu’dan Batı’ya kadar neredeyse tüm Müslüman milletlerin kılıç diretmesiyle ihtida etmiş, şu demek oluyor ki İslâm’a girmiş olduklarını görürüz. 

Sadece ve yalnız Türk milleti görkemli bir kural dışı oluşturarak bu kuralın haricinde kalmıştır. Emeviler devrindeki Orta Asya fetihleri esnasında Müslüman Arap ordularını onlarca defa hezimete uğratan muzaffer Türk milleti, acaba ondan sonra niçin yenik etmiş olduğu bir milletin dinini kabul ederek kütleler hâlinde toptan

İslam’a geçmiştir? 

Bu mevzu son aşama mühim olması durumunda, her nedense şimdiye kadar köklü ve tutarlı bir yöntemle araştırılıp incelenmemiştir. Aslına bakarsanız, Kur’an-ı Kerim’in geleceği evvel haber veren bazı mucizevî ayetlerinde Arap milletinin yerine Arap olmayan başka bir milletin

geçeceği bildirilmiş ve 11. yüzyılda bu tanrısal müjde gerçekleşerek Abbasi halifeliği, İslam alemi üstündeki dünya işleriyle ilgili egemenliğini Türk milletine resmen ve hatta merâsimle devretmiştir. 

İsmail Hami Danişmend, Türklerin niçin ve iyi mi Müslüman olduklarını özetleyebilecek en ehliyetli kişilerden biridir. Zira o, bu meseleyi ta Türklerin Müslüman olduğu dönemde yazılan Arapça ve Farsça eserlerden tutun da, bu mevzuda kaynak oluşturabilecek tüm yabancı data ve belgeleri tek tek inceleyerek ortaya koymuştur.


Türkler Niçin Müslüman Oldu? Alıntıları – Sözleri

  • “Eğer Araplar söz sanatında daha usta olmasalardı, kuvvet ve kudretçe Türkler üstün gelirdi. Ama nihayet o siyasetçi belâgat ustaları, düşmana darbe indirmekte gayet mahir oldukları için, söz söylemekte pek acemi olan er meydanlarının eski kurtlarına karşı zafer kazanmaksızın galip geldiler.”
  • İslâm’ın ortaya çıkışı zamanındaki Arap nüfusunun çoğunluğu bedevîdir. Kur’an onların “medenî” denilen şehirlilerden beter bulunduğunu ilân etmiştir. Yine Tevbe sûresinin işte şu 97’inci ayeti bu noktayı şu şekilde belirtir:”Bedevîler, sövgü ve nifak bakımından beterin beteridirler,
    Allah’ın Resûlüne indirdiği hükümleri kavramaları beklenmez.
    Allah bilendir, hikmet sahibidir…
  • Çin vakanüvisinin ifade etmiş olduğu benzer biçimde:
    Türklerde hanım kişisel soyluluk timsali sayıldığı için, onur ve haysiyetine zarar verecek bir harekette bulunamaz: Türklerin asil hanımefendileri vardır.
  • Bilindiği benzer biçimde, Türk hanımefendileri fazlaca ahlaklı, iffetli ve ismetlidirler.
  • İslam dinine birçok dinin hurafeleri girmiştir; fakat en fazla giren İsrailiyattır, şu demek oluyor ki Yahudi ve Hristiyan hurafelerinin.
  • Türkler size ilişmedikçe siz de onlara ilişmeyiniz!
  • İmam Hüseyn’ül-Bagavî’nin “Mesâbîh’üs Sünne” ismindeki eserinin 1294 Mısır baskısının ikinci cildinin 139’uncu sayfasında da bu son şeklin şu değişik tarzını buluyoruz:
    “Habeşliler size dokunmadıkça siz de onlara dokunmayınız ve Türkler size ilişmedikçe siz de onlara ilişmeyiniz!”
  • Profesör Henri Maspero’nun “Eski Çin / La Chine antique” ismindeki eserinin 1927 Paris baskısının 107’nci sayfasında süregelen açıklamalara gore, eski Çin toplumu yalnız asil ve köylü sınıflarına ayrılan bir kütledir. Köylü hacminin büyük bahar bayramları vardır. Bu bayramlarda genç kızlarla delikanlılar on beş yaşlarından itibaren açık havada açıkca yiyişmeye başlarlar. Bu hâl yaz sonuna kadar sürüp gider. Ertesi bahar aynı çiftler aynı hayata devam edebilecekleri benzer biçimde âşıklar sevgili ve sevgililer de âşık değiştirebilir ve bu durum, adam otuz kız da yirmi yaşına gelinceye kadar öyleki devam eder. Eğer sonbaharda kızlar hamile duracak olurlarsa sadece işte o süre nikâhları kıyılabilir! Netice itibariyle adam on beşinden otuzuna kadar on beş hanım, kızlar da gene on beş yaşlarından yirmi yaşına kadar beş adam değişiklik yapma hakkına haizdir. Eski Çin töresi işte bu şekilde bir töredir.
  • İtiraf etmelidir ki Araplar ister hızla yer değiştiren ve dirençli bir kuvvetle karşılaşmış olmalarından, ister o sahaya gevşeme hâlinin son hadlerinde varmalarından olsun, kesinlikle Türklere karşı hiçbir kati başarı kazanamamışlardır. Türklerin benzeri görülmemiş bir vaka olarak İslâm âlemine katılışları fetihlerin diretmesiyle olmuş değildir.
  • Abbâsi hilâfetinin doğu toprakları, daha dokuzuncu asrın 821 senesinde, Benî Tâhir hanedanının Horasan’da ve 868 senesinde de Benî Saffâr sülâlesinin İran ve Horasan’da birer devlet kurmalarıyla elden çıkmaya başlamış ve 874’ten itibaren de Sâmânîlerin Mâverâünnehir, Buhara ve Semerkant’ta kurmuş oldukları devlet gittikçe Hindistan sınırlarından Basra körfezine kadar yayılmıştı.
    Fakat Abbâsî hilâfetinin en büyük felâketi, Batı İran’da “Bûyî” veya “Büveyhî” devletinin kurulmasıyla ortaya çıkmış oldu. Bu Şiî devletinin 932’den 1055 senesine kadar devam eden tarihinde kurucuları olan üç kardeşten Muizzüddevle Ahmed’in 19 Aralık 945 Cuma günü Bağdat’a girişinden devletin çöküşüne kadar geçen 110 senelik devir, Sünnî İslâm halifelerinin Şiîler elinde her emre boyun eğen birer tutsak zilletine katlanmalarıyla geçmiştir. Abbasi halifesi El-Müstekfî-billah Bağdat’a giren Bûyî hükümdarı Ahmed’e o devrin hilâfet ananesi gereğince Muizzüddevle ünvanını vermiş olmasına karşın, aradan birkaç hafta geçer geçmez Muizzüddevle Ahmed, hâlife Müstekfî’yi gözlerine mil çektirip Hilâfet makamından hal’ederek yerine El-Mutî’lillâh’ı belirleme etmiştir!


Türkler Niçin Müslüman Oldu? İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İsmail Hami Danişmend koyu bir Türkçü görüşe haiz olduğu sebebiyle bu tefekkürünü eserine fazlasıyla yansıtmış. Sırf bundan dolayı Danişmend’i objektif olmamakla suçlayabiliriz lakin kitapta önümüze çıkan geniş ve güvenilir kaynaklar, inandırıcı ve ikna edici yorumlar ve bilimsel olma hususunda gösterilen hahişkâr tavır takdir edilmelidir. Mühim bir yapıt, eski Türklerin Araplarla olan münasebetlerini, Türkler ile ilgili iddia edilen hadisler, Kur’an’ın tarihçi perspektifinden yorumlanması kitabın ana esaslarını oluşturuyor. (Sefa Akgül)

Olumsuz önyargılarım ile başladığım saygı ile bitirdiğim kitap. Bilhassa Kuteybe Ibn Müslim’in sözde Türk katliamlarına (Curcan ve Talkan) açıklık getirmiştir.
Bir avuç Hazar Türkünün çembere alıp aylarca dalga geçmiş olduğu Kuteybe’nin!
“Kuteybe dört ay düşman çemberi içinde kalmıştı. Bu müddet zarfında Haccâc kendisinden hiçbir haber alamamış ve zihni en müthiş endişelerle kaplanmıştı. Bütün camilerde Kur’an okunuyor ve Kuteybe’nin kurtuluşu için Allah’a yalvarılıp cemaatlerle dualar ediliyordu.” (birgenelleme)

Yazarın bu kitabı onyedi bölümden oluşuyor.Türk ırkının ihtida sebepleri,Arap ırkının Türk düşmanlığı benzer biçimde mevzular anlatılıyor.Gerek ayetler ve hadisler ışığında Türk – Arap düşmanlığının arka planı açıklanıyor.
Kitapta dikkat çeken bir öteki mevzu ise yabancı ( Batılı ) tarihçilerden aşırı derecede kaynak bulunması…İşte bu nedenlerle katılmadığım bazı tespitler var.
Tarih sever okurlara tavsiye eder, iyi okumalar dilerim. (Ekrem Özkara)


Türkler Niçin Müslüman Oldu? PDF indirme linki var mı?


İsmâil Hâmî Dânişmend – Türkler Niçin Müslüman Oldu? kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Türkler Niçin Müslüman Oldu? PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İsmâil Hâmî Dânişmend Kimdir?

Babası Cebel-i Garbî mutasarrıfı Emir Mehmed Kâmil Beğ’dir. Orta tahsilini Beyrut ve Şam’da tamamladı. İstanbul’da Mekteb-i Mülkiye’yi bitirmeden evvel, Fransa’da Pâris College’de Fransızca okudu. İstanbul Mâliye Mektebi, Edebiyât Fakültesi ile Mülkiye Mektebi’nde Dinler Târîhi ve Siyâsî Târîh dersleri verdi. Bağdat’ta Hukuk Mektebi Müdürlüğü yapmış oldu. Kendi gayretiyle Nisan 1919’da çıkardığı Memleket Gazetesi ile Hâkimiyet-i Milliye, İrâde-i Milliye gazetelerinde neşrettiği yazılarıyla Millî Mücâdele’yi destekleyen aydınlardandır. Sivas Kongresi’ne katılan delegeler içinde yer aldı. Cumhuriyet’ten sonrasında resmî bir vazife almadı. Kendini tamâmıyla Türk ve İslâm Târihi araştırmalarına verdi. Çalışmalarını otuzdan fazla kitapta topladı.

“Îzâhlı Osmanlı Târîhi Kronolojisi” adlı eserine târih araştırmalarında günümüzde de sıkça başvurulmaktadır. Bilhassa “Îzâhlı Osmanlı Târîhi Kronolojisi” adlı kitâbında, devşirmelerin Türk milletine yapmış olduğu ihânetlerin üstünde durdu. Eserlerinde Türk milliyetçiliğinin pek fazlaca temel iddiasını dile getiren Dânişmend, 12 Nisan 1967’de İstanbul’da vefât etti.

Türk-İslâm Târîhi’ne âit birçok eseri bulunan Dânişmend’in; Türkçe-Osmanlıca-Fransızca Sözlük, Destan ve Dîvan Edebiyâtı’nda İstanbul Sevgisi, Türkçe Resimli Büyük Dil Klavuzu adlı eserleri Türkçe husûsundaki önemli çalışmalarıdır.


İsmâil Hâmî Dânişmend Kitapları – Eserleri

  • Türkler ve Müslümanlık
  • Eski Türk Seciyye ve Ahlakı
  • Batı Kaynaklarına Gore İslam Medeniyeti
  • Tarihi Hakikatler
  • Türkler Niçin Müslüman Oldu?
  • Türklük Meseleleri
  • İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi
  • Türkler
  • Fetih ve Fatih
  • Garp İlminin Kur’an-ı Kerim Hayranlığı
  • 31 Mart Vak’ası
  • Rabia Hatun Şiirleri
  • Garp Membalarına Gore Eski Türk Demokrasisi
  • Ali Suavi’nin Türkçülüğü
  • Fatih ve Fetih


İsmâil Hâmî Dânişmend Alıntıları – Sözleri

  • Ne kadar alçağım: Nâzan 1948’de öldü, ben 1949’da hâlâ yaşıyorum. (Rabia Hatun Şiirleri)
  • HENRi MATHiEU NAZARiYESi
    Birinci cildin ilk doksan sahifesi Türk ırkının menşeinden itibaren Osmanlı devletinin zuhuruna kadar geçen umumi Türk tarihiyle etnoloji bahislerine temas ediyor: Ondan sonrasında Türklük Meseleleri)
  • Karmatiler, 930 tarihinde Mekke’yi yağma edip 30,000. Müslümanı kılıçtan geçirdiler ve pek fazlaca ganimetler alıp götürdüler. Kabe örtüsüyle Hacer-ül-Esved de bı miyandaydı. (Türkler ve Müslümanlık)
  • Bu meselenin çeşitli Batı kaynaklarında açıklaması vardır.Mesela meşhur tarihçi Seignobos’un “Histoire de la civilisation ancienne” adındaki eski medeniyetler tarihinin 1905 Paris baskısının 41’inci sayfasındaki(1) numaralı haşiyede eski Roma’dan söz edilirken çoğunlukla biri doğuda biri batıda iki imparator olduğu kaydedilir;imparatorlar ikidir fakat imparatorluk birdir!Bu iki hükümdarın biri Roma’da ve biri de İstanbul’da oturmuş olduğu süre bile ikisi bir şahıs sayılmıştır!Bunların herhangi birine hitap edilirken ikisine birden hitap edilir benzer biçimde “siz”demek işte bundan dolayı âdet olmuştur.Daha eski devirlerde Doğunun ve Batının tüm imparatorları ile krallarına “sen”diye hitap edilmiş olduğu halde Romalıların “siz”tabiri gittikçe her tarafa yayılmış ve nihayet halk tabakaları içinde da mecburi bir nezaket tabiri haline gelmiştir. (Tarihi Hakikatler)
  • İnkarına olanak olmayan bir hakikat vardır; İslamiyyet Oğuz-Türklüğünden ne kadar kuvvet almışsa, Türklük de İslamiyet’ten o denli kuvvet almış ve netice itibariyle İslamiyyeti Türklük ve Türklüğü de İslamiyyet yaşatmıştır. (Türkler ve Müslümanlık)
  • Eski Türkler öldükten sonrasında bile hiç kimseye muhtaç olmamak için kefen paralarını daima üzerlerinde taşımayı ulusal bir tane haline getirmişlerdir. (Eski Türk Seciyye ve Ahlakı)
  • “Yıkılubdur bu cihân sanma ki bizde düzele
    Devleti çarh-ı denî virdi kamu mübtezele
    Şimdi ebvâb-ı sa’âdetde gezen hep hazele
    İşimiz kaldı hemân acıma-i Lem-yezel’e.”

    III. Mustafa (1756-1774) (İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi)

  • Türklüğü ve Türk tarihini yalnız Osmanlılarla müslüman Türk devletlerine hasretmeyip tıpkı (Süleyman Paşa) benzer biçimde çeşitli kollara ayrılmış büyük bir câmia şeklinde incelem eden (Ali Suâvi)nin bu husustaki fikirleri «Irk», «Dil» ve «Umumî kültür»
    sahalarına ilişkin üç ana teze ayrılabilir. Bu tezleri şu şekilde hulâsa edebiliriz:

    1- Türk ırkı askerî, medenî siyasî rolleri itibariyle tüm ırklardan üstün ve eski bir ırktır;
    2- Türk dili dünyanın en varlıklı ve en muhteşem dilidir: Avrupa’nın en büyük dilleri bile Türk diline nisbetle geridir;
    3- Türk ırkı dünya kültür tarihinde en büyük görevi oynamış ve bilhassa islâm kültürünü Türkler vücuda getirmişlerdir. (Ali Suavi’nin Türkçülüğü)

  • Avrupalılar içinde nezaket iç yüzü örten bir perdeden ibaret olması durumunda, Türkler içinde son aşama samimi bir teamüldür. (Eski Türk Seciyye ve Ahlakı)
  • Nâmık Kemâl’in oğlu rahmetli dostum Ali Ekrem Bey anlatmıştı: Bir gün babasından fazlaca hoş bir mektup almış; hâfızâsına nakşolup kalan bu unutulmaz mektup aynen şu şekilde imiş: “Ekremciğim ne yapacağımı bilmediğim için sana mektup yazıyorum. Ama ne yazacağımı da bilmediğim için sözüme son veriyorum; gözlerinden öperim!”
    [İsmâil Hâmi Dânişmend, Tarihî Hakîkatler, 1978, c. 1, s. 354] (Tarihi Hakikatler)
  • Oğuzhan’ın dehası yalnız cihangirlik sahasına münhasır değildi. Teknik saha ve teşkilatçılıkta da misli yoktu. Mesela ”ıslıklı oklar’ı işte o buluş etmiş ve ve fetihlerinde buluşundan fazlaca faydalar görmüştür. (Tarihi Hakikatler)
  • “(Ali Suâvi) eskiliğini ve eski yazısını savunma etmiş olduğu Türk dilinin tüm dillerden üstün oluğunu da kanidir..(Nüsha3, s. 116.)” (Ali Suavi’nin Türkçülüğü)
  • Profesör Henri Maspero’nun “Eski Çin / La Chine antique” ismindeki eserinin 1927 Paris baskısının 107’nci sayfasında süregelen açıklamalara gore, eski Çin toplumu yalnız asil ve köylü sınıflarına ayrılan bir kütledir. Köylü hacminin büyük bahar bayramları vardır. Bu bayramlarda genç kızlarla delikanlılar on beş yaşlarından itibaren açık havada açıkca yiyişmeye başlarlar. Bu hâl yaz sonuna kadar sürüp gider. Ertesi bahar aynı çiftler aynı hayata devam edebilecekleri benzer biçimde âşıklar sevgili ve sevgililer de âşık değiştirebilir ve bu durum, adam otuz kız da yirmi yaşına gelinceye kadar öyleki devam eder. Eğer sonbaharda kızlar hamile duracak olurlarsa sadece işte o süre nikâhları kıyılabilir! Netice itibariyle adam on beşinden otuzuna kadar on beş hanım, kızlar da gene on beş yaşlarından yirmi yaşına kadar beş adam değişiklik yapma hakkına haizdir. Eski Çin töresi işte bu şekilde bir töredir. (Türkler Niçin Müslüman Oldu?)
  • Asırlardan beri tüm dünyada kullanılan ve tüm ilimlerin teşekkül ve tekamülünde amil olan kağıt, bir İslam icadıdır. (Batı Kaynaklarına Gore İslam Medeniyeti)
  • Arap müelliflerine gore Türk olan «Ye’cuc ve Me’cuc» ırkının bir kolu da «Nesnas» taifesidir! Bu taife de fazlaca uzun ve fazlaca kısa olarak iki kısma ayrılır ve «çengel benzer biçimde tırnaklari», «canavar benzer biçimde dişleri» olduğundan bahsedilir! Çeneleri «dev çenesi» ne benzetilir ve tüm vücutları «kıllarla kaplanmış» gösterilir ! Ne yazık ki, dindaşlarımız olan Arap alimleri, Ehl-i-Salip ordularına karşı memleketlerini savunma edip kendilerini rahat yaşatan Türklere hem din, hem ilim namına işte bu şekilde safsatalar isnadından geri kalmamışlardır. (Türklük Meseleleri)
  • “İslâmın müessisi öteki bir cihetten de zamanımızın meseleleriyle ilgi ve bağlantı halindedir: Çünki O, tarihin kaydettiği ilk içtimâî ve beynelminel inkılâbın âmilidir.”
    -Raymond Lerouge (Türkler ve Müslümanlık)
  • Meziyetlerinin temin etmiş olduğu üstünlüklere tevazu faziletini zammeden (ekleyen) bir kimse, üstündeki yemişlerin çokluğundan dolayı başını yere doğru eğen bir ağaç dalına benzer. (Eski Türk Seciyye ve Ahlakı)
  • Kopernik, İslam ilminden almış olduğu feyiz ile dünyanın hem kendi çevresinde hem güneşin çevresinde döndüğünü tespit etmiş olduğu süre, Hristiyan karanlıkçılığına karşı büyük bir kabahat işlediğini hissettiği için kanaatini ölünceye kadar bir sır benzer biçimde saklamak mecburiyetinde kalmış ve ünlü eseri De Revolutionibus sadece 70 yaşlarında öldüğü gün neşredilip ortaya çıkabilmişti! (Batı Kaynaklarına Gore İslam Medeniyeti)
  • Oğuz han, dünyayı fethetmiş, yüz on altı yıl yaşamış ve hâkimiyyet timsalî olan altın yayla üç oku ölümünden evvel oğulları içinde paylaşmıştır. (Türkler ve Müslümanlık)
  • İkinci Meşrutiyet’ten itibaren yurdumuza giren bazı Mongolların yaptıkları propagandalardan dolayı bugünkü yarı aydınlarımız içinde artık bir millî kahraman sayılmaya süregelen Türk ve Islâm düşmanı Timurlenk hakkında birçok menkıbeler rivayet edilir. Bunlardan biri de işte bu kârınca menkıbesidir. Rivayete gore Timur ilk lütuhatı esnasında bigün bir bozguna uğradıktan sonrasında çadırına çekilmiş; işin içinden iyi mi çıkacağım düşünürken çadır bezinin üstünde bir karıncanın tırmana tırmana yukarı çıktığını görmüş. Hemen bir fiske atıp yere düşürmüş, gene düşüncelerine dalmış. Bir iki dakika sonrasında hayvanın yeniden yukarı çıkmaya başladığını görmüş. Bir fiske daha atmış. Ama birazcık sonrasında gene aynı manzarayla karşılaşmış. Bu hâl üç dört kere daha tekrarlanınca Timurlenk nihayet elini alnına vurup:
    İşte şimdi anladım, bunu bana bu karınca öğretti. Geleceğe egemen olınanın yegâne çaresi’ sebat etmektir! Demiş ve ondan sonrasında ömrü süresince bu esastan ayrılmamış!.. (Tarihi Hakikatler)



YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş