Mübarek Vakitler kimin eseri? Mübarek Vakitler kitabının yazarı kimdir? Mübarek Vakitler konusu ve anafikri nedir? Mübarek Vakitler kitabı ne konu alıyor? Mübarek Vakitler PDF indirme linki var mı? Mübarek Vakitler kitabının yazarı Ömer Tuğrul İnançer kimdir? İşte Mübarek Vakitler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Ömer Tuğrul İnançer

Yayın Evi: Sufi Kitap

İSBN: 9786055215668

Sayfa Sayısı: 256

Mübarek Vakitler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Şüphesiz Allah’ın yarattığı her şey şeklinde süre da mübârektir. Yaratılmış her şey benzeri olmayan ve benzersizdir, sadece bazı kişiler, zamanlar ve mekânlar ötekilerden fazîletli ve üstündür. Rabb’imiz daha üstün ve fazîletli kıldığı bazı vakitleri, merhameti ve şefkatiyle, bizlere Kitab-ı Kerîm’indeki âyetleriyle, kevnî âyetleriyle, yegâne örneğimiz olan Habîb-i Edîb-i Zîşân’ı vasıtası ile ve velî kullarının tembih ve tavsiyeleriyle göstermiştir.

Ö. Tuğrul İnançer, bu hakîkatlere dikkat çekerek kıymetli izler düşürüyor yaşamımıza. Bizleri içinden akıp gittiğimiz süre hakkında daha şuurlu olmaya, mübârek vakitlerin hakkını verip, onlardan istifadeye çaba ederek, o vakitlerle ihyâ olmaya çağırıyor. Muhabbete, kemâle ve yükselmeye vesile olması temennisiyle…

Mübarek Vakitler Alıntıları – Sözleri

• Efendimiz, “Bir mü’min Ramazan geldi-geliyor diye sevinse, Allah O’nu cennetle mükâfatlandırır” buyuruyorlar. Ramazan-ı Şerîf gelmeden bile, geliyor olmasına sevinildiğinde, Rabb’imizin mükâfat verdiği bir kutlu süre dilimidir. Mahaza hayırdır. Rabb’imizin hususî ihsânıdır. Bize de en azından emirleri uygulayıp yasaklardan kaçarak şükretmek düşer… Cennet arzusu ve cehennem korkusu değil! Allah ve Resûlu için. Yâr için. Canı veren canan için…
• Aşıklar sultanı Yunus Emre Hazretlerinin duasına da amin diyelim:
  İlahi! Cennet Evine girenlerden eyle bizi
  Varub onda Cemalini görenlerden eyle bizi
  Mahşerde halk ola fanatik, oldukça yürekler ola püryan
  Arşın gölgesinde seyran edenlerden eyle bizi
  Ya Hayy-ü Kayyum-ü Samed, ihsanına yokdur aded
  Firdevs bahçesinde ebed kalanlardan eyle bizi
  Şu dünyanın cefası oldukça, kimi aç gezer kimi tok
  Ol mizanda sevabı oldukça gelenlerden eyle bizi
  Bakma dünyanın varına, düşüp daim Hak yoluna
  Beratını sağ eline alanlardan eyle bizi
  Mü’minlere rahmet ola münafıklar yoksun kala
  Yunus eydür doğru yola gidenlerden eyle bizi
• Hatâ yapmak Rahmanî’dir, hatâda ısrar etmek şeytanidir.
• ‪Tarihi bir gerçeklik olarak Türkler İ’lâ-yı Kelîmetullah’ta öteki Müslümanlardan üstündürler. İstesek de istemesek de, isteseler de istemeseler de, hapırsalar da köpürseler de Türkler İ’lâ-yı Kelîmetullah hususunda Müslümanların bayraktarıdırlar. Allah İslâm bayraktarlığını Türklere ihsân etmiştir.‬
• Şunu unutmamak lâzım; Müslüman, sarhoşun değil sarhoşluğun düşmanıdır. Dirsek çevirmek, itip kakmak yerine, onu bağrımıza basıp o huyundan vazgeçirmek için çaba sarf etmeliyiz. “Ben kendimi kurtardım o ne halt ederse etsin.” diyen şahıs hayvan derecesindedir.
• Kurban Bayramı vesâir kutsal vakitlerde “bayramınız mübarek olsun”, “bayramınız kutsal olsun” diye tevhîdleşiriz, yâni birleşiriz. Biroldukça kimsenin ağzından duymaktayız: “Birlik, beraberlik.” Bu, çarpıcı söz hâline gelmiş bir sözdür. Ayrıca manâsızdır. Bir olan birlikte olur mu? Beraberlik birden fazla olanlar içindir. Bir, birdir!
• Bayramın şuûruna yükselebilmek için, “Allah bizi kutsal Kurban Bayramı’nın mübârekliğinin şuûruna yükseltsin” diye duâ edelim.
• Takvim yaprağı koparmakla ve ayın hareketiyle bayram günleri gelir fakat şahıs için bayram, büyüklerimizin ifade etmiş olduğu şeklinde Yâr ile buluşmakla, Hak ile vuslat etmekle, affa nâil olamkla, günâhtan çekinmekle, kendi miktarımızca Resulullah’ın kutsal haline erişmekle olur. Elbette bayram günleri esas bayram olan Hak ile vuslata erişebilmek için vesiledir. Bu nedenle, evet bayram edelim, fakat bayram etmeyi hak edelim. Günü geldi diye değil. bayram o bayram olduğundan bayram edelim.
• Bilhassa tüm Türkler de Kudüs’e gidip Mescid-i Aksa’yı görmeliler. Tarihi bir gerçeklik olarak Türkler i’lâyı kelîmetullah’ta öteki Müslümanlardan üstündürler. İstesek de istemesek de, isteseler de istemeseler de, hapırsalar da köpürseler de Türkler ilâ’yı kelîmetullah’ta Müslümanların bayraktarıdırlar. Allah İslâm bayraktarlığını Türklere ihsân etmiştir.

Mübarek Vakitler İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Zaman ve mekân mevhumu insan içindir. Allah zamandan da mekândan da münezzehtir. Hâl böyleyken dönemin da mekânın da batıni anlamları olması mantıklı. Farklı zamanların değişik anlamları vardır. Bu genel anlamda de bu şekilde kendi kişisel tarihimizde de bu şekilde. Tinsel anlamda da değişik zamanlar değişik anlamlar ihtiva etmekte. Yazarın verdiği örnekte olduğu şeklinde: Cuma gününün anlamı ve önemi başkadır. Cuma namazının anlamı ve önemi başka. Cuma namazı örnek salı günü kılınamıyorsa bu bir anlam ifade ediyor anlamına gelir.
Kitap; yaradılan her şeyin benzeri olmayan ve benzersiz olduğu sadece bazı vakitlerin hususi anlam ve öneme haiz olduğu, Allah’ın bu zamanları daha üstün ve faziletli kıldığı perspektifi üstünden yol alıyor. Bu bağlamda bizlere hususi zamanlar için hususi virdler, tesbihatlar veya namazlar anlatılmıyor. Daha oldukça o günlerin anlamı ve ruhu üstüne temel felsefeyi veren, o mantığı işleten açılımlar yapılıyor. Kutsi anlam atfedilen zamanlar olan üç aylar, kandiller, bayramlar, muharrem ayı, hicret ve Peygamberimiz’in (S.A.V.) yaşamındaki hususi olayların gerçekleştiği belirli günler üstüne yanlış bilinenlerin, aslına bakarsak meselenin çıkış noktalarının, bu noktaların toplumsal yaşam içindeki kullanılan takvimden ayların isimlendirilmesine kadar olan yansımalarının ve eskiden bu yana meydana getirilen taat ve anmaların detaylandırıldığı bölümler mevcut. Ö. Tuğrul İnançer’in o celalli anlatımı ve sorgulayıcı görüş açısı ile Kur’an ve hadisleri de dayanak noktası alarak bu kutsal vakitler hakkında detaylı bir informasyon edinmek mümkün. Tasavvuf Sohbetleri dizisi içinde ele alınan bir emek verme, bu yüzden ifade olarak da söyleşi tadında akıcı ilerleyen bir yaratı.
Kitap içinde bazı meselelerin ele alınış ve hükmü mevzusunda Ö. Tuğrul İnançer’den beklediğimin altında açıklamalarla karşılaşmış olsam da, genel bilgilendirme mevzusunda başarıya ulaşmış bulduğum, çeşitli bölümlerde ilgi çekici detayların da olduğu bir emek verme olmuş. (Emin K.)

Mübarek Vakitler PDF indirme linki var mı?

Ömer Tuğrul İnançer – Mübarek Vakitler kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Mübarek Vakitler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ömer Tuğrul İnançer Kimdir?

Ömer Tuğrul İnançer (d. 1946, Bursa), Türk avukat, mutasavvıf, müzisyen.

Ömer Tuğrul İnançer 1946 senesinde Bursa’da dünyaya gelmiştir. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olarak, 1991’e kadar hukuk müşavirliği yapmıştır. 1991 senesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu’nun genel müdürlüğüne atanmıştır.

Kitapları

Dinle Neyden & Mesnevi Sohbetleri

Vakte Karşı Sözler

Ömer Tuğrul İnançer ile Gönül Sohbetleri

Bir Muhammedi Aşık: Hz. Mevlana

Muhabbet Peygamberi Hz. Muhammed (sav)

Sohbetler

Gönül Gözü (Kenan Gürsoy)

Şarkılar Seni Söyler (Ahmet Özhan ile)

Aşk Kağıda Yazılmıyor (Ayşe Şasa, Abdurrahim Karakoç, Lale Müldür, Erol Göka, Sadık Yalsızuçanlar, Enis Batur, Laurent Mignon, Mahmud Erol Kılıç ile)

Mübarek Vakitler

TV ve Radyo Programları

Tuğrul İnançer ile Seyir Defteri (Burç FM)

Mesneviden : Mehmet Fatih Çıtlak ile beraber (Mehtap TV)

Ömer Tuğrul İnançer ile Gönül Dünyamız: Saadettin Acar ile beraber (TRT Türk)

Ömer Tuğrul İnançer Kitapları – Eserleri

• Muhabbet Peygamberi Hz. Muhammed (sav)
• Gönül Sohbetleri
• Vakte Karşı Sözler
• Dinle Neyden
• Hz. Mevlana: Bir Muhammedi Aşık
• Sohbetler
• Mübarek Vakitler
• Gönül Gözü
• Dinle Ney’den
• Dinle Ney’den
• Dinle Ney’den
• Dinle Ney’den

Ömer Tuğrul İnançer Alıntıları – Sözleri

• Der-ne-yâbed hâl-i puhte hîç hâm
  Pes sühan kûtâh bâyed ve’s-selâm
  “Ham olanlar, pişkin ve olgun olanların halinden anlarlar mı?
  Mâdemki anlamazlar, öyleyse sözü kısa kesmek lâzım vesselâm” (Dinle Neyden)
• Kitap boş vakitte okunmaz, kitap okumaya zaman ayrılır.. (Vakte Karşı Sözler)
• Ben yokum ki ! Ben sen olmuşum (Gönül Gözü)
• Dinleyenler dinlenir ve dinlemeyenler dinlenmez. Ve… “Din” lenmek için dinlemek gerekir. Dinlemek… Ama neyi? “Ney’i…” (Dinle Neyden)
• Gönül ve aşk meselelerinde akıl,bataklığa düşmüş eşek gibidir , çırpındıkça daha da batar . (Gönül Sohbetleri)
• Güzel terbiye ahâlinin değil, Allah’ın güzel gördüğüdür.. (Muhabbet Peygamberi Hz. Muhammed (sav))
• Elbette can kuşu hiçbir süre ten kafesinde bâki kalmayacak .Hepimizin can kuşu inşallah Hakk’a doğru… (Sohbetler)
• Tasavvuf bir gönül meselesidir… (Vakte Karşı Sözler)
• “Ben yârimi tenhâ severim.” (Gönül Sohbetleri)
• “Münferit kılmak esas değildir, müsâade edilmiş bir hâldir. Namaz cemâatle kılınır.” (Muhabbet Peygamberi Hz. Muhammed (sav))
• “Akla sormuş oldum, nedir inanç? Akıl, kalp kulağıma eğilip dedi ki, inanç edebdir.” (Dinle Neyden)
• İnsan ile hayvan arasındaki fark edeptir (Sohbetler)
• Sevginin kantarı nedir ,bilir misiniz ? Fedakarlıktır.Neyini ,ne kadar ,kim için fedâ edebiliyorsan,onu o denli oldukça seviyorsun anlamına gelir (Sohbetler)
• Resûlullah Efendimizin yeri başımızın üstü değildir. Şu sebeple baş üstü olunca, baş üstünde bile olsa hakikatte dışımızda oluyor. O iki cihan serveti pek Sevgili Efendimizin yeri CANIMIZIN TAA İÇİDİR… (Muhabbet Peygamberi Hz. Muhammed (sav))
• Ney, içi boş, sadece neyzenin sadâsı ile dolan bir kamış parçasıdır. Neyzen, “Hû” sadâsı ile onu üflediğinde sesi çıkar. Ney; neyzenin bir âletidir ve neyzenin istediği ses ve nağmelerin ortaya çıkmasına, zâhir olmasına vâsıtadır. Ney, dokuz boğumlu kamıştan yapılır. İnsanın da ana rahmindeki yaşamı dokuz aydır. (Nâdiren yedi ayda doğanlar olduğu şeklinde, nâdiren yedi boğumlu kamıştan da ney yapılabilir.) Bir sazlıktan kesilen kamış, türlü terbiyelerden geçtikten sonrasında ney olur ve neyzenin dudağı, nefesi ve parmaklarıyla ses verir hâle gelir. İnsanın da ses verecek hâle gelebilmesi için nice terbiyelerden geçmesi gerekir. İnsanın sembolü olan yüzünde yedi delik vardır. İki göz, iki kulak, iki burun, bir ağız. Ney de yedi deliklidir. Bunlardan biri altta, altısı üsttedir. Ney üfleme tekniğinde, üstteki altı delik sürekli olarak parmakla açılıp kapatılarak nağme icra edilir. Alttaki tek delik oldukça seyrek olarak açılır. İşte insan da öyleki olmalı; iki gözünü (hattâ biri baş gözü, biri kalp gözü), iki kulağını (Hak sözü duymak için) ve iki burun deliğini (“Ez söyleşi-i dervişân, bûy-i Muhammed âmed. -Dervişlerin sohbetinden Muhammed (s.a.v.) kokusu gelir.” kuralınca, o kokuları almak için) açmalı. Ama, ağzını neyin alttaki deliği şeklinde azca açmalıdır. (Dinle Neyden)
• “Kesret-i muhabbette edeb sâkıt olur-düşer” (Muhabbet Peygamberi Hz. Muhammed (sav))
• İslam, Efendimizin yaşamış olduğu süre ve mekanda tamamlanmıştır, fakat O’nun zamanı ve mekanı ile sınırı olan bir din değildir. Efendimizin uygulamalarını yorumlamaktan çıkan mezhepler İslam’ın süre ve mekanla sınırı olan,donmuş bir yapı olmadığının işaretidir. (Muhabbet Peygamberi Hz. Muhammed (sav))
• Kalb sahipleri değil fakat gönül sahipleri, sözsüz ve sessiz de söyleşi ederler. (Gönül Sohbetleri)
• Aşıklar sultanı Yunus Emre Hazretlerinin duasına da amin diyelim:
  İlahi! Cennet Evine girenlerden eyle bizi
  Varub onda Cemalini görenlerden eyle bizi
  Mahşerde halk ola fanatik, oldukça yürekler ola püryan
  Arşın gölgesinde seyran edenlerden eyle bizi
  Ya Hayy-ü Kayyum-ü Samed, ihsanına yokdur aded
  Firdevs bahçesinde ebed kalanlardan eyle bizi
  Şu dünyanın cefası oldukça, kimi aç gezer kimi tok
  Ol mizanda sevabı oldukça gelenlerden eyle bizi
  Bakma dünyanın varına, düşüp daim Hak yoluna
  Beratını sağ eline alanlardan eyle bizi
  Mü’minlere rahmet ola münafıklar yoksun kala
  Yunus eydür doğru yola gidenlerden eyle bizi (Mübarek Vakitler)
• Doğunun büyük simalarından Şeyh Sâdî Hazretleri “Gülistân” kitabının girişinde buyuruyor ki; insanoğlunun nefes alması yaşamının uzaması, nefesi vermesi zâtının ferahlamasıdır. Nefes alamamanın korkusunu yaşamışsınızdır, bir de veremediğinizi düşünün. (Dinle Neyden)