Hiçbir Yerde kimin eseri? Hiçbir Yerde kitabının yazarı kimdir? Hiçbir Yerde konusu ve anafikri nedir? Hiçbir Yerde kitabı ne konu alıyor? Hiçbir Yerde PDF indirme linki var mı? Hiçbir Yerde kitabının yazarı Christa Wolf kimdir? İşte Hiçbir Yerde kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Christa Wolf

Çevirmen: Alev Yalnız

Orijinal Adı: Kein Ort. Nirgends

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789755105161

Sayfa Sayısı: 112

Hiçbir Yerde Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Christa Wolf 1929 senesinde Landesberg/Warthe’de ( Almanya) dünyaya geldi. ‘Christa T’yi Anlamak’ (1968) adlı romanının yayımlanmasından sonrasında çağımızın en mühim yazarlarından biri sayıldı. ‘Heinrich Mann’ (1963), ‘Bremen Edebiyat’ (1977), ‘Georg Büchner’ (1980), ‘Avusturya Devlet’ (1984) ödüllerini aldı. Christa Wolf, Hiçbir Yerde adlı bu romanında genç yaşta intihar eden iki yazarı anlatır: ‘Tian’ takma adıyla şiirler yazan Karoline von Günderrode ile Heinrich von Kleist. Bu iki olağandışı insanoğlunun rastlaştıkları, Alman ozan Clemens Brenta’nun evi, anlatının temelini oluşturmaktadır. Anna Seghers’in ‘Toplumsal engellerin oluşturduğu duvara çarpıp durdular.’ söylediği iki olağandışı insan, ‘insan’ın yaşamış olduğu dönemin ağırlığı altında ezilmesi olgusunu korkulu boyutlarda yaşadılar; doğadaki uyum ile insan varlığının parçalanmışlığı arasındaki çelişkiyi görerek isyan ettiler, dengeli bütünlüğü aradılar, başkalarıyla aramızda bulunan görünmez duvarı eritecek ateşi yakalamaya çalıştılar. Hiçbir Yerde, insana özgü olan tüm varlıksal değerlerin ve onun yazgısının tartışıldığı, düşünen ve düşündüren bir roman.

Hiçbir Yerde Alıntıları – Sözleri

• “Sanırım ben ve siz, yeni çağın kötülüklerinden acı duyuyoruz.”
• “İnsanın kendi derinlerine inmekte aşırı davranması iyi değildir.”
• “Beyninin içinde kaos var.”
• Mutluluk, benim olmadığım yerdir.
• ‘Tutku’ bizlere devamlı istemediğimiz şeyler yaptırır.

Hiçbir Yerde İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İntihar Eden 2 Yazarın Hayali Buluşması: Hiçbir Yerde: “Bir kuzey ülkesinin tropikal bir meyvenin tohumunu içinde taşıması gibi, bir yürek taşıyıp duruyorum içimde. Yeşerdikçe yeşeriyor ama bir türlü olgunlaşamıyor.” – yazar/i3655
1. Yazar Hakkında:
1929 doğumlu yazar yazar/i7219 bugün Polonya sınırları içinde kalan Landsberg an der Warthe kentinde dünyaya geldi. Alman Dili ve Edebiyatı bölümünü okuyan yazarın eserlerini değindiği dil de Almanca oldu. Lektör, redaktör, editör, tecrübe etme yazarı şeklinde birçok değişik alanda çalışan ve üreten Wolf, öykü ve roman mevzusunda da kendisini kanıtladı. Biroldukca edebiyat antolojisi hazırlayan yazar hem de Berlin Alman Yazarlar Birliği’nde de bilimsel danışman olarak vazife aldı. Alman Kitap Ödülü de dahil olmak suretiyle eserleriyle onlarca ödül kazanmıştır ve kısa bir süre ilkin, 2011’de ise aramızdan ayrıldı.
2. Eserleri Hakkında Özetlemek gerekirse:
“…acaba bunca gülümseyen yüzün ardında toplumun ağır bir hastalığı mı gizliydi?”
Psikolojik yönü kuvvetli öyküler özetleyen Wolf’un kitaplarında mitolojik öğelerden de sıkça beslendiğini görmekteyiz. kitap/kitap–198788 romanı ve kitap/kitap–288775 adlı oyunu bu duruma örnektir. Antik Yunan tragedya yazarlarından yazar/i6712’in kitap/kitap–17130 oyunu ve Antik Roma tragedya yazarlarından yazar/i8990’nın gene kitap/kitap–22824 oyununda işlediği mitolojik öyküyü bir kez de Wolf işlemiştir. Eserler bu sırayla okunabilir.
Yazarın Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nın Modern Klasikler dizisi kapsamında piyasaya çıkan kitap/kitap–275699 adlı bu romanında ise intihar etmiş olan 2 yazar kurgu karakterler olarak çıkıyor karşımıza: yazar/i3655 ve Karoline von Günderrode.
3. Romanda Anlatılan 2 Yazara Dair:
“Boş laflar. Bütün ağızlar bir anda sussa da düşüncelerin sesi yükselse.”
yazar/i3655 : Klasik Alman edebiyatının usta yazarlarından kabul edilen ve çağdaş Alman edebiyatına bir köprü görevi üstüne alan Heinrich von Kleist, 1777’de dünyaya geldi. 19. yüzyılın en bütük tiyatro yazarlarından biri olarak anılan Kleist hem de öykücü, romancı ve şairdir. yazar/i3819, yazar/i24485 ve yazar/i565 şeklinde büyük komedya yazarlarına öykünerek yazdığı kitap/kitap–48675 ve kitap/kitap–126982 en mühim eserleri içinde gösterilir. Çağının ötesinde eserlere imza atmış olan yazarın hasta ve parasız bir şekildeyken yaşamına son vermesi şüphesiz dünya edebiyat tarihinin mühim anlarından biridir.
Karoline von Günderrode: 19.yüzyılda Romantik edebiyatın yazar/i12213’su olarak anılan Günderrode’nin ne yazık ki ülkemiz sınırları içinde herhangi bir eseri basılmış değil. 1780-1806 yılların içinde oldukca kısa bir süre dünyaya konuk olan yazar, Fransız İhtilali’nden de etkilenerek edebiyatı kendisine sığınak olarak seçti. Bunaltan, bunaltıcı, baskıcı hayatından kaçmak için şiir yazdı ve sevgi, tutsaklık, özgürlük şeklinde kavramları işledi. yazar/i3457, yazar/i59630, yazar/i29109 şeklinde şairlerden esinlendi ve oyunlarında toplumsal cinsiyet şeklinde mevzulara odaklanarak, hanıma biçilen rolleri masaya yatırdı. Melankolik ozan, kendisini Ren Nehri’nin sularına bıraktığında hemen hemen 26 yaşındaydı.
4. Kitap Hakkında:
“Yaşamın dinmeyen yaralarına merhemdir şiirler.”
Yukarıda adı geçen 2 yazar çevresinde şekilleniyor Hiçbir Yerde’nin öyküsü. Fakat başı sonu olan, mekânlar içinde geçen bildiğimiz klasik anlatılardan değil. Diyaloğa dayalı olsa da, belli bir tema çerçevesinde ilerlemeyen garip bir kurguya haiz. Yer yer monologlarla da şekillenen anlatıda Kleist ve Günderrode’nin düşsel karşılaşması bekliyor okuru. Yaşamlarında birbirlerini dahi göremeyen bu ikiliyi bir araya getirme fikri ilk etapta kulağa garip gelse de, ortaya çıkan netice tatminkar.
1979’da değindiği eserinde Wolf, Alman edebiyatı için son aşama mühim olan bu 2 melankolik yazarı 1804 senesinde bir araya getiriyor. Winkel’de bir görüşmede söyleşi etmeye süregelen ikili birbirlerine karşı bir yakınlık hisseder. 27 yaşlarında olan Kleist’ın karşısında 24 yaşındaki Günderrode vardır ve her ikisinin zihni de birçok açıdan aynı iş koşturmacasındadır. Dünyanın ağırlığına katlanamayan ikili, ruhsal yönden adeta birbirlerine bağlanırlar.
Devrin siyasal ve toplumsal atmosferinden birçok vaka da gene bu sohbetin ana temalarından biri olur. Sanatçının cemiyet içindeki görevi, hanım ve adamın toplumsal cinsiyet rolleri, şiirin insanoğlu için önemi, aşk, insan ilişkileri, sevgi, dostluk, tabiat ve yaşam şeklinde mevzular sık sık karşımıza çıkar ve ikili birbirleriyle entelektüel bir söyleşi gerçekleştirir. Onların sıkılmadan yaptıkları bu sohbeti okumak her okura aynı tadı sağlamayacaktır elbet fakat şiir, felsefe, müzik ve psikoloji şeklinde değişik dallarda okumalar yapmaktan hoşlanan kişilerin sıkılmadan okuyabileceği harikulade bir yapıt Hiçbir Yerde.
Karakterlerin iç dünyalarının da oldukça başarı göstermiş bir halde yansıtıldığını söylemek mümkün. Birbirlerine sordukları sorularla gerek yaşadıkları döneme gerekse de dünyadaki birçok probleme dikkat çeken Klesit ve Günderrode ikilisi, biz okurları düşünmeye teşvik ediyor ve bu durum da haliyle kitabı bir çırpıda okumamızı engelliyor. Yavaş yavaş, özümseyerek, kendimize bir şeyler katarak okumak gerekiyor.
yazar/i877, yazar/i1249, yazar/i755, yazar/i8684 ve yazar/i568 şeklinde yazar ve düşünürler de ara sıra fikirleri ve eserleriyle karşımıza çıkıyor ve bu uzun sohbete eşlik ediyorlar; bu durum da haliyle kitabı daha da güçlendiren etmenlerin başlangıcında geliyor.
5.Son Söz:
“İnsanlık, Vaat Edilmiş Topraklar’a ulaşabilmek için bu ıssızlıktan geçmek zorunda mı? İnanamıyorum buna.”
Eserin geneline yayılan aforizma sayılabilecek cümleler, yazarların fikir yapılarını ortaya çıkarıyor. Her iki yazarın da hayatlarına ve eserlerine hakim olmak bu sebeple daha da ehemmiyet teşkil ediyor. Hiçbir şey bilmeden okumak da elbet okurun tercihidir zira bu durum da bahsi geçen yazarları araştırmaya ve okumaya itecektir.
Belki yazarla tanışma kitabı olarak tercih edilmeyebilir fakat günlük, yaşam öyküsü şeklinde kitaplar okumayı seven okurların da ek olarak ilgisini çekeceğini düşündüğüm kitap/kitap–275699, talih verilmesi ihtiyaç duyulan eserlerden biri. Modern dünya edebiyatının kuvvetli simalarından yazar/i7219’u tanımak gerek.
Keyifli okumalar dilerim.
“Dünya en kolay olanı seçmiş: Susuyor.” (Bahri Doğukan Şahin)

“Sizce her insanoğlunun dile getiremediği bir sırrı var mıdır?”
Neyse ki dile getiremediğimiz, hatta iç monologlarımızın göz hapsine almış olduğu sırlarımız, iç dünyamızın kapılarını aralıyor. Fazla zahmette bulunmadan, kendi içimizdeki ruhsal savaşın erişilemeyen boyutlarıdır; bizi biz icra eden, bizi dışarıya betimleyen duygu durumlarımız. Sorgulamanın, düşünceyi icraate geçirmenin, yeteneğin durağanlaşmasının, kendimizi keşfedip değerlendirebilmenin ve içinde bulunduğun dönemin altında ezilmenin aynadaki yansımasıdır; Hiçbir Yerde!
Christa Wolf’un Hiçbir Yerde’sinde gerçek adlar üstünden oluşturulan bir kurguda buluyoruz kendimizi. Fakat kurgu kısmını okuyunca bir roman ya da öykü atmosferi beklemeyin. Diyalogların, monologların, ruh durumlarının tahlili ve mekanın psikolojisi hakkında kelimeler diziliyor karşımızda. Konuşmalarda kullanılmayan tırnak işaretleri, akıcılığı elde eden paragraf başlarının yokluğu, bizlere sunulan okuma deneyimini sorgulatsa da gerçek karakterlerimiz Alman yazar Heinrich von Kleist ile ozan Karoline von Gündorre’nin kurgusal karşılaşmasını izliyoruz satır aralarında.
Christa Wolf, “eğer bu iki büyük isim karşılaşsaydı ortaya çıkan tablo ne olurdu” diyerek kaleme sarılırken aslına bakarsak yerinde bir karar aldığını düşünüyorum. Zira yaşamı, sanatı, edebiyatı, sanatçıyı, siyasal rejimin baskıladığı insanları ve daha fazlasını aralarında geçen diyaloglarda keşfediyoruz. 89 sayfalık ve birkaç saatte bitecek bir kitap olmasına karşın kitaptaki mevzunun derinliği, okumayı içselleştirerek yapmamız icap ettiğini ortaya çıkarıyor.
Unutmadan bu iki gerçek karakterimizin beş yıl arayla intihar etmiş olması da dikkati üstüne çekmiyor değil.
Şiirsel ve sohbete dayalı bir kurgu okumak isterseniz tavsiyemdir. Zira felsefi yaklaşım oldukça baskın!
Hiçbir süre, hiçbir yerde!
[Kaynak: https://www.instagram.com/p/CTX6QJZIlce/?utm_medium=copy_link] (Esengül Ersoy)

Yakın zamanda okuduğum Christa Wolf kitabı olan Hiçbir Yerde’den anlatmak isterim bugün.
Kitapla ilgili meydana getirilen yorumların, kitabın güzelliğini azalttığını düşünüyorum. Bazı kitapları okuyanların, kitabın detaylarını ve karakterleri anlamadan yapmış olduğu yorumları görünce sanırım şaşırıyorum. Bir de ruh hali ya da anlam ifade etmeyen bir hisle verilen kitap puanları bu ara moda oldu, gene bu kitapta da bunu görmek beni üzüyor.
Alman yazar Heinrich von Kleist ve ozan Karoline von Günderrode eğer karşı karşıya gelseydi iyi mi bir söyleşi gerçekleşirdi sorusunu yanıtlıyor Wolf bu güzel kitabında. İki portrenin de ortak özelliği, gerçek hayatlarında yaşadıkları acılar ve hayal kırıklıkları sebebiyle intihar etmiş olmalarıdır.
İki intiharı da özetlemek gerekirse anlatacağım şimdi sizlere. 1809’da Prag’a gidip Berlin’e yerleşen yazar gene kendisi şeklinde yaşama amacı kalmadığını düşünen Henrietti Vogel isminde bir Alman müzisyen ile beraber olmaya adım atar. Ancak Vogel, rahmindeki kanser yüzünden fazlaca zor zamanlar geçirmeye adım atar ve 1811’de bu durum daha da zorlaşır. Heinrich ile paylaşır bu hastalığı ve ölmek istediğini söyler. Kendi halletmeye korkmuş olduğu için Heinrich’ten ister bunu. Heinrich ise Vogel’e asla beklemediği bir şey söyler ve beraber intihar etmeyi teklif eder.  Günler geçer, 21 Kasım 1811’de iki aşık yanyana intihar ederler. Heinrich ilkin Henriette’yi kalbinden vurur ve arkasından kendi ağzına doğrultur tabancayı. Ve ardında şu cümlenin yazılı olduğu bir intihar mektubu bırakır:
“Asıl sorun şu ki: Bana bu gezegende hiçbir süre bir yardım eli uzanmadı.”
Karoline von Günderrode ise, eskiçağ araştırmacısı Friedrich Creuzer’in derslerine katılırken ona gönlünü kaptırır. Ve iki yıl beraberlik yaşarlar. Ancak aslına bakarsan Creuzer evlidir bu da ilişkiyi güç duruma sokmaktadır. Creuzer’in ayrılık mektubu ile sarsılan Günderrode kendini hançerler ve 26 yaşlarında ölür. Ölmeden evvel Creuzer ile olan ilişkisini takma isimle yazmışsa da yayınlanma tam 100 yıl sonrasında olur. Ayrıca Christa Wolf, Günderrode eserlerini toparlayarak yayınlanmasını da elde etmiştir.
Bu kederli iki adı ve yaşadıklarını okuyacak ve düşüneceksiniz; eğer yanyana gelselerdi, iyi mi bir konuşma yaparlar neler anlatırlardı birbirlerine ve kim bilir kim bilir onları başka bir son beklerdi…
İşte tüm bu gerçeği bilerek okunmasını tavsiye ediyorum kitabın. Bu şekilde dikkatle incelenip puanlamayı da bu şekilde yapmalarını tavsiye ediyorum okuyucuların. (fazi)

Hiçbir Yerde PDF indirme linki var mı?

Christa Wolf – Hiçbir Yerde kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Hiçbir Yerde PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Christa Wolf Kimdir?

1949 senesinde üye olduğu Sovyet yanlısı Sosyalist Birlik Partisi’ni ve devletin uyguladığı baskıyı eleştirdi. 1989-90’da parti üyeliğinden ayrıldı. Jena ve Leipzig’de Germanistik öğrenimi görmüş oldu. 1993 senesinde açıklanan belgeler 1959-61 içinde Stasi için muhbir olarak çalıştığını göstermektedir.

Biroldukca eserinde DAC yönetimine dolaylı yoldan eleştirilerini sürdürdü. Mesela Kassandra adlı eserinde öykü tamamiyle Truva’dageçmektedir. Ancak Yunanlı’larla Truva’lılar içinde geçen savaşın doğu ve batı bloklarının savaşını çağrıştıran özelliklerini ortaya çıkarıp değerlendirmektedir.

Demokratik Alman Cumhuriyeti döneminde devlet yönetimini açıkça eleştirdiği halde yazar Karl Marx’ın öğretilerine bağlı kalmış ve iki Alman cumhuriyetinin birleşmesine karşı çıkmıştır.

Christa Wolf Kitapları – Eserleri

• Kassandra
• Hiçbir Yerde
• Medeia / Sesler
• Melekler Şehri ya da Dr. Freud’un Paltosu
• Kesinti
• Tensel
• Cassandra

Christa Wolf Alıntıları – Sözleri

• Emin olmak mı? …insan niçin güvenli olabilir ki? (Medeia / Sesler)
• Haberim yoksa tasam da olmaz. (Kesinti)
• “Bir araya gelmemiz mümkün değilse, o süre Tanrı niçin tanışmamıza izin verdi?” (Melekler Şehri ya da Dr. Freud’un Paltosu)
• “Hayatımın benden nasıl uzaklaşıp gittiğini hala görüyorum. “ (Kassandra)
• “Gittiğimde, yaptığım her şeyi hatırla.” (Melekler Şehri ya da Dr. Freud’un Paltosu)
• “Bana bir keresinde, seni öldürecek olurlarsa, ayrıca bir de gururunu öldürmeleri gerekir, dediğini asla unutmadım.” (Medeia / Sesler)
• Gezegenimizin pırıltısı gitti, değil mi? (Kesinti)
• İçinden sevme kabiliyeti atılan şahıs de başkalarını alıkoyardı sevmekten. (Kesinti)
• “Hararetle arzulanan armağanlara artık onları arzulamadığım süre haiz olmaya ne kadar oldukca alıştım.” (Kassandra)
• Öylesine güvenli olduğum gerekçeleri iyi mi da soldurup siliyor seneler.. (Medeia / Sesler)
• “Her süre bir seçenek vardır. Mühim olan senin neyi seçtiğin.” (Cassandra)
• …her et yığınını bir insana dönüştüremezsin, bunu bilmek avutucudur kimi zaman, o şekilde değil mi sence? (Medeia / Sesler)
• “En sondaki, bir görüntü olacak, bir sözcük değil. Görüntülerden önce sözcükler ölüyor. “ (Kassandra)
• Mutluluk, benim olmadığım yerdir. (Hiçbir Yerde)
• iyi bir baht içinde iken kendini bahtsız sanma. (Medeia / Sesler)
• İnsanları ürküten ve öfkelendiren kötülük değil, kötülüğün açıklanmasıdır, kendimden biliyorum. Ve eylemi yapandan ziyade onu söze dökeni cezalandırırız. (Kassandra)
• ‘Tutku’ bize her zaman istemediğimiz şeyler yaptırır. (Hiçbir Yerde)
• “Beyninin içinde kaos var.” (Hiçbir Yerde)
• “Bizi ayıran şeyi, kendim -ve onun- için taşıyordum.” (Kassandra)
• Kim bilir kaç şahıs yanlış duygularıyla, körü körüne inandıkları fikirlerle ölüme gitti. (Melekler Şehri ya da Dr. Freud’un Paltosu)