Eğitim

İbn-i Sina – Yasemin Bülbül Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İbn-i Sina – Yasemin Bülbül Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İbn-i Sina kimin eseri? İbn-i Sina kitabının yazarı kimdir? İbn-i Sina konusu ve anafikri nedir? İbn-i Sina kitabı ne konu alıyor? İbn-i Sina PDF indirme linki var mı? İbn-i Sina kitabının yazarı Yasemin Bülbül kimdir? İşte İbn-i Sina kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Yasemin Bülbül

Yayın Evi: Gece Kitaplığı

İSBN: 9786051805764

Sayfa Sayısı: 453


İbn-i Sina Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kıvrım kıvrımdır Zerefşan, sessiz sedâsız akıp giderken bolluk bırakır ardında. Bir yanında Amuderya, bir yanında Sırderya, o ise ortalarında; çırpınıp durur kavuşmak için sevdalısına. Tüm nehirlerin tek sevdalısı denizken, onunki çöllerin susuz kumudur. Cennete çevirmeyi dilerken koca çölü, çaresizce yutulup yok olur sarı çölün kızgın kumları içinde. Sevdalısının kollarında eriyip onunla tek gövde olmak için yanıp tutuşan genç bir kızın hasreti vardır onda. Her damlası hasret, her damlası aşk, her damlası kösnü olup aşarken dağları, ovaları; kendinden geçerek çağıldar da çağıldar. Onun sesine kulak veren âşıklar; kavuşamadıkları, özlem kaldıkları sevdalılarının “bana gel” diyen sesini onun çağıltısında duyar. Kimi de takılıp bu sesin peşine, mecnun olup onunla beraber dağ bayır demeden aşar.

Asidir Zerefşan; ne güneyindeki Kaşkaderya’ya benzer, ne de kuzeyindeki Aral’a. Kendi başına emir bir tay gibidir; yola gelmez, zapt edilemez. Coştu mu dur durak bilmez, alıp götürür önüne ne çıkarsa fakat gönlü hoşsa huşu ile salınır durur yatağında.


İbn-i Sina Alıntıları – Sözleri

  • Sen iyi mi davranırsan, sanada o şekilde davranılır.
    Demek ki, sana dönen senin amelindir.
  • *
    ” … fıkıh bugünkü mezheplerin oluşmasının temel sebebi.”
    “Oldukca doğru bir tespit evlat; Kur’an, hadis, icma ve kıyasın değişik yorumlanmasından oluşmuş mezhepler. Yoksa Hz. Muhammed (s.a.v) döneminde olan şeyler değil, dinin kendisinde mezhep vakası yoktur.”
    “İşte anlamadığım bir nokta bu baba, dinin kendisinde bu mezhep vakası yoksa sonradan insanoğlu niçin meydana getirilen yorumlara gore bir tarafı seçme mevzusunda kendilerini mecburi hissetmişler?”
    “Şu sebeple evlat insanların hiçbir şeye bakış açıları bir olmuyor, yazılan bir şeyi hepimiz değişik değişik yorumlayabiliyor. Mesela benim Bakara Suresi’ni okuduğumda anladığım şey değişik seninki değişik olabiliyor bundan dolayı değişik zekâlara ve duygulara sahibiz.”
    *
  • Emin olma duygusu insan ruhunda kolay kolay ortaya çıkan bir duygu türü değildir. İnsanlar bir şeye kati karar verseler bile bir çok süre içlerinde hep bir acaba duygusu yaşatırlar. Bunu yaptım fakat şunu yapsaydım daha mı iyi olurdu acaba? Bunun yerine ötekini mi alsaydım acaba? Konuştum fakat yanlış mı yaptım acaba… Bu acabaların bir sınırı yoktur aslen. Her şeyin bir alternatifi olduğu müddetçe de bu acabalar hep olacaktır fakat ender de olsa bazı durumlarda bu acabalar ansızın hükmünü kaybeder.
  • Canlılıktır bahar ; tabiatın, yaşamın, evrenin yenilendiği güzeller güzeli bir mevsimdir. Dalda tomurcuklanan çiçekten tutun da toprakta filizlenip kök salmaya süregelen buğday başağına kadar yaşamın, tabiat ananın damarlarında daha bir canlı dolaşmaya başlamasıdır.
    Öyleki bir mevsimdir ki bahar, ümit olur en karamsar insana. Gülmeyi bilmeyenler bile güneşin sıcaklığıyla tebessüm ederler hayata.
  • Vaktin durduğu, dönemin ehemmiyetini kaybedip varlığını yitirdiği, insanoğlunun akıl melekelerinin tek bir noktaya odaklandığı yorucu anlardır ölüm anları. Ölmek suretiyle olan, o anlarda arafın bilinmezinde gezinmektedir. Artık bir yanı yaşama, bir yanı yokluğa aittir. Ruhu terk etmek istemezken dünyayı, bedeni zaman tamam demektedir. Ruh çırpınır o anlarda ; “Ya sevdiklerim, eşim evladım, güneşim, mavi gökyüzüm? Sonra ağaçlarım, çiçeklerim…” Düşünür, bırakıp gitmek istemez alışılmışlıklarını. Beden ise direnmektedir ;” Ver hadi sana emanet olanı, görmez misin Hak emanetini istemekte, direnmek ise son aşama anlamsız bence. ” Beden ile ruh arasındaki bu çatışma sürüp gittikçe şahıs teslim edemez canını bir nefeste.
  • Toplumdan insanlardan kopuk olan, onların acılarını, sıkıntılarını, sevinçlerini, öfkelerini bilmeyen bir insan iyi mi tam olabilirdi ki? Tam olmayan bir insan da iyi mi bir alim olurdu? İnsanları tanımadan onlara bir şeyler öğretmenin imkanı var mıydı?
    Bunlar sancılı saatlerdi, insanoğlunun canını yakan, içini sızlatan, tüm yetersizliğini acizliğini yüzüne vuran ve kendi üst benliğini yerle bir eden, insanoğlunun kendi kendine hesap verme kendi kendinden hesap sorma saatleriydi.
  • Evrenin tek hakikati olan süre hızla akıp giderken, bazı insanlardan oldukça şey alıp götürüyor bazı insanlara da oldukça şey veriyordu. Zamanı kullanmasını bilmeyenler onun ellerinden hayatlarını, gençliklerini, güzelliklerini aldığını düşünürken ; zamanı kullanmasını bilenler onun kendilerine yaşamın sırrını verdiğini, yaşamı anlamlandırmak için gerçeklerini gösterdiğini düşünüyorlardı.
  • İnsanların bazı şeylerin kıymetini kaybetmeden anlayabilmeleri her ne kadar zor olsa da, kaybettikten sonrasında kıymeti anlaşılan şeyleri tekrardan kazanmanın da tadı tanım edilemezdi.
  • “Aristo” ya gore insan toplumsal bir varlık ve insanı toplumdan ayrı düşünmek mümkün değildir. Ona gore cemiyet içinde yaşama kabiliyetine haiz olmayanlar ya da buna gerekseme hissetmeyenler ya hayvandır ya da Yaratıcı. İnsanın toplumdan bağımsız yaşama şansı yoktur. Şu sebeple insan yaratılışı itibari ile daima başkalarına gerekseme duyar. Bu sebeble de insan sadece devlet düzeni içinde varlığını sürdürüp gereksinimlerini giderebilir. Zaten devletin var oluş amacı da insanoğlunun mutluluğunu sağlamaktır. Devlet insanoğlunun mutluluğu için vardır. Ona gore yeryüzündeki her şey bir amaca yönelmiştir ve o amacı gerçekleştirebilmek için savaşım eder. Devletin amacı da insan için en iyiyi gerçekleştirmektir. Devlet de tıpkı doğada mevcud şeyler şeklinde naturel bir varlıktır, bundan dolayı insanoğlunun naturel gereksinimleri sonucu ortaya çıkmıştır. “
  • Itimat duygusu insanoğlu için kazanılması en zor duygudur. Birine güvenmek, ona inanmak, her şeyden ilkin cesaret ve kendine itimat gerektirir. İnsan sadece ihanete uğramayı, aldatılmayı, kandırılmayı ve bunlar yaşandığında yıkılmamayı göze alabilirse başkasına güvenebilir. Geçmiş yaşantısında itimat duygusundan kaynaklı ziyan olmuş insanoğlu içinse tekrardan birine güvenmek sırat köprüsünü Küleylan’ın sırtında geçmek kadar zor olsa gerek.
  • Vaktin durduğu, dönemin ehemmiyetini kaybedip varlığını yitirdiği, insanoğlunun akıl melekelerinin tek bir noktaya odaklandığı yorucu anlardır ölüm anları.Ölmek suretiyle olan,o anlarda arafın bilinmezinde gezinmektedir.Artık bir yanı yaşama,bir yanı yokluğa aittir.Ruhu terk etmek istemezken dünyayı,bedeni zaman tamam demektedir.Ruh çırpınır o anlarda;”Ya sevdiklerim, eşim, evladım, güneşim,mavi gökyüzüm?Sonra ağaçlarım, çiçeklerim…”Düşünür, bırakıp gitmek istemez alışılmışlıklarını.Beden ise direnmektedir;”Ver hadi sana emanet olanı,görmez misin? Hak emanetini istemekte,direnmek ise son aşama anlamsız bence.”Beden ile ruh arasındaki bu çatışma sürüp gittikçe şahıs teslim edemez canını bir nefeste.
  • Zaman bazı duyguları köreltirken bazı duyguları da yeşertir. Bilhassa kin, nefret, hiddet şeklinde insana zarar veren duyguların en büyük düşmanı zamandır. Usta bir heykeltıraş inceliği ile bu duyguları yontar yontar ve insana zararsız bir hale getirir. Bağışlama, acıma ve kabullenme şeklinde duygular ise dönemin yeşerttiği, gizliden gizliye insanoğlunun ruhunu ekerek, ara sıra yoklayıp sulayarak büyüttüğü duygulardır. Aslında bu duygular ruhumuza zarar veren fena duyguların birer panzehiri niteliğindedir. Muhteşem bir mekanizmaya haiz olan insan vücudu daima kendine en iyiyi bilir ve ona gore de tedbirini alır. Yoksa kin şeklinde, hiddet şeklinde bir duygu ile insanoğlunun oldukça fazla yaşaması mümkün değildir. Bunlar köreltilmediği takdirde eninde sonunda insanı yer bitirir.
  • “insanoğlunun derdi de kendisidir dermanı da. Bir insan hakikaten isterse kendini her türlü hastalıktan kurtarabilir fakat istemezse hicbir doktor onu iyileştiremez. Elbette ki Takdir-i tanrısal ayrı bir sorun fakat iyileşmede inanç ve talep oldukça mühimdir. İnanç hem ruhu hem de bedeni besleyen en büyük ilaçtır. “
  • İnsanları yönetmenin ve yönlendirmenin yolu onları tanımaktan geçer. Eğer bir insanı yeterince tanırsanız onun vakalar karşısında sergileyeceği tutumları evvelinde tahmin edebilir ve onu istediğiniz şekilde yönlendirebilirsiniz. İnsanları tanımak için de yapılması ihtiyaç duyulan iki şey vardır ; bu da onların zaaflarını ve korkularını keşfetmek. Bunları öğrendiğiniz anda artık o insanı tanıyorsunuz anlama gelir.
    Her insanoğlunun zaafiyetleri vardır, ister alim olsun ister hükümdar isterse basit bir köylü. İnsanlığın fıtratında olan zaaflar kişiden kişiye göre değişiklik gösterir. Kiminin varlığa, zenginliğe ; kiminin yüceltilmeye ; kiminin ilgiye ; kiminin şehvete karşı zaafiyeti vardır. İnsanların zaaflarını kullanarak onları elde etmek ise oldukça kolaydır. Kazanmak, yanınıza almak istediğiniz kişinin zaafını bildikten sonrasında bir halde onu elde etmenin bir yolu bulunur.
    Korku ise insanları gizliden gizliye ele geçirip onların beyinlerinin bir köşesini salgın ederek insanları tutsak alan yırtıcı ve acımasız bir histir. Zaman süre saklandığı köşeden başını uzatıp korkulu ve keskin dişlerini çıkararak beyni kemirmeye adım atar.
  • Beklemek sabrın sınandığı zamanlardır. Günler uzar, geceler bitmek bilmez, saatler güne, günler ise aylara karşılık olur. Hele bu bekleyişin sonunda dirimsel bir değişim söz konusu ise beklemek o süre bir işkenceye dönüşür. Beklerken insan yaşamdan elini ayağını çeker, hiçbir şey için plan yapması imkansız, karar alamaz. Her şey bekleyişin sonunda ortaya çıkacak olan duruma bağlıdır. O sebeble bu zamanlar boşlukta yaşanmış olan, hiçbir şeye tutunmanın mümkün olmadığı insana uzun fakat oldukça uzun gelen sıkıntılı süreçlerdir.


İbn-i Sina İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İbni Sina’nın biyografisinin anlatıldığı bu etkisinde bırakan kitapta beni en oldukça büyüleyen şeylerden en mühimleri İbni Sina’nın zekası, çalışkanlığı ve durumlara bakış açısındaki mantıksal yaklaşımlarıydı. Öğrenme aşkı ölene dek devam eden, kendini birçok alanda tam anlamıyla geliştirmiş, kendi aydınlandıkça ışığı ile çevresindeki insanları da aydınlatmayı kendine vazife edinmiş kıymetli bir insan, kıymetli bir alim. Yazarın sürükleyici dili ve anlatımıyla da mükemmel bir yaratı ortaya çıkmış. Mutlaka okuyun. Seveceğinizi ve oldukça şey öğreneceğinizi biliyorum. (vatapitta)

Itimat duygusu kazanılması en zor duygudur.Birine güvenmek ,ona inanmak her şeyden ilkin cesaret ve kendine itimat gerektirir. İnsan sadece ihanete uğramayı aldatılmayı kandırılmayı ve bunlar yaşandığında yıkılmamayı göze alabilirse başkasına güvenebilir. (Eda)

Ustunde titizlikle çalıșılmıș, 450 sayfalık; fakat bir çırpıda okunabilecek akıcı bir roman. Beni en oldukça etkileyen kısmı İbn-i Sina’nın ilim öğrenmeyi, aklını veren Allah’a bir borç görmesiydi. (Esra Arslan)


İbn-i Sina PDF indirme linki var mı?


Yasemin Bülbül – İbn-i Sina kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de İbn-i Sina PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Yasemin Bülbül Kimdir?

1969 Malatya´da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimimi Malatya da tamamladı. Erciyes Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Kısmı Mezunudur.

1991 senesinde Edebiyat öğretmeni olarak göreve başladı. Ovacık Maraşal Fevzi Çakmak Lisesi, Tarsus Kerim Çeliktaş İ.Ö.O., Tarsus Mustafa Kemal Anadolu Lisesi’nde öğretmen olarak vazife yapmış oldu. 2005 yılı itibariyle Tarsus Zühtü Günaştı Anadolu Lisesi’nde ve Mehmet Canbolat İlkokulu müdürü olarak görevine devam etti, Akdeniz Atatürk Lisesi ´nde müdür olarak görevine başladı.

Yazarın daha evvelinde yayınlanmış eserleri:

Gümüş Kutunun Sırrı

Hayat İksiri

Karanlığın Bilgesi

Mitra’nın Işığı

Akrebin Gözyaşları

Otogar Kedileri

Bir Günlük Özgürlük

Kız Kalesinde Macera

Gelin Kayanın Sırrı

Kovuklu Çınar Düşü

Güneş Ülkesinin Sultanı


Yasemin Bülbül Kitapları – Eserleri

  • Ben Şems
  • Hayyam
  • Hallacı Mansur
  • İbn-i Sina
  • Biumar Aşk
  • Son Saltanat Ertuğrul
  • Hünkar
  • Hayat İksiri
  • Ahi Evran
  • Otogar Kedileri
  • Gelinkayanın Sırrı


Yasemin Bülbül Alıntıları – Sözleri

  • Yeri vardığında zerdüşt oldum yeri vardığında budist yeri vardığında de karmati. Bana bisey öğreten her insana ve herşeye minnet duydum. Onlar olmasaydı ben ‘Enel Hakk’ diyemezdim.
    Anlıyor musun? (Hallacı Mansur)
  • Kalıba giren her ruh evrene sunulan bir can anlama gelir. (Hayyam)
  • Insan bir tek öğrenen değil, bununla birlikte öğreten ve örgütleyen de olmalıdır bundan dolayı sadece bu şekilde öğrendiklerin işe yarar. Yok, öğrendiğini kendine saklayıp kimselerle paylaşmazsan o öğrendiklerinin hiçbir anlamı olmaz. Sen bir tek data hamalı olursun o denli. (Biumar Aşk)
  • Oysaki bilmedikleri bir gerçek var.
    – Nedir o şeyhim ?
    – Savaşılması ihtiyaç duyulan şeyin aslen insanoğlunun kendi içinde olduğu gerçeği. Onlar düşmanı hep dışarda hep başkalarında arıyorlar oysaki düşman hep bizim yanı başımızda ta içimizde.
    – Nedir o şeyhim ?
    – Nefis denen köpek. İşte en azılı düşmandır insana. Nefsin kabardı mı gözün döner acıkırsan çalmanı emreder, birine kızarsan ona vurmanı, birini seversen hep senin olmasını ister. Doyumsuzdur senin anlayacağın, daima aç bir kurt şeklinde senin zayıf bir anını kollar ve bulmuş olduğu her fırsatta saldırır sana… (Hallacı Mansur)
  • İnsanın yaşı kaç olursa olsun sadece babası ölünce büyüyor. Babası ve anası sağ olan hiçbir evlat büyümüyor, ister on beş yaşlarında olsun, ister kırk, ister elli hangi yaşta olursan ol baban sağsa sen hep bir çocuksun. Şu sebeple o hayattayken kaç yaşlarında olursan ol, daima seni kötülüklerden korumak için çırpınıyor. (Hünkar)
  • Zahirde dönüş Kabe etrafındadır, hakikatte dönüş kendi temizlenmiş nefsinedir. (Biumar Aşk)
  • Bence dünyanın merkezi orası olmalı . (Hayyam)
  • “İşimiz Allah’a kalmışsa, olmuş bil..” (Ben Şems)
  • Herkese Yaradan’in bir lutfu şeklinde davransinlar. Insanlari ve kendilerini sevsinler bundan dolayı seven insandan zarar gelmez. (Biumar Aşk)
  • “-Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün” (Ben Şems)
  • Ketum yürekleri suskun dilleri çözmekte şarabın üzerine yoktur (Hayyam)
  • Canlılıktır bahar ; tabiatın, yaşamın, evrenin yenilendiği güzeller güzeli bir mevsimdir. Dalda tomurcuklanan çiçekten tutun da toprakta filizlenip kök salmaya süregelen buğday başağına kadar yaşamın, tabiat ananın damarlarında daha bir canlı dolaşmaya başlamasıdır.
    Öyleki bir mevsimdir ki bahar, ümit olur en karamsar insana. Gülmeyi bilmeyenler bile güneşin sıcaklığıyla tebessüm ederler hayata. (İbn-i Sina)
  • Okuyarak öğreneceksin fakat sevmiş olarak anlayacaksın. (Ben Şems)
  • Okuyarak öğreneceksin fakat sevmiş olarak anlayacaksın (Ben Şems)
  • İyiliğe iyilik her kişinin karıdır, kötülüğe iyilik er kişinin karıdır. (Hünkar)
  • Hayattaki en bunaltan şey uykun olmadığında uyumaya çalışmaktır . (Hayyam)
  • Allah aşkı derya deniz gibidir. Kendi meşrebince her insan ondan su alır.Fakat kimin ne kadar alacağı kabın ebatlarına bağlıdır. Kiminin kabı fıçıdır, kiminin kova; kiminin kırbardır, kiminin matara. (Ben Şems)
  • *
    ” … fıkıh bugünkü mezheplerin oluşmasının temel sebebi.”
    “Oldukca doğru bir tespit evlat; Kur’an, hadis, icma ve kıyasın değişik yorumlanmasından oluşmuş mezhepler. Yoksa Hz. Muhammed (s.a.v) döneminde olan şeyler değil, dinin kendisinde mezhep vakası yoktur.”
    “İşte anlamadığım bir nokta bu baba, dinin kendisinde bu mezhep vakası yoksa sonradan insanoğlu niçin meydana getirilen yorumlara gore bir tarafı seçme mevzusunda kendilerini mecburi hissetmişler?”
    “Şu sebeple evlat insanların hiçbir şeye bakış açıları bir olmuyor, yazılan bir şeyi hepimiz değişik değişik yorumlayabiliyor. Mesela benim Bakara Suresi’ni okuduğumda anladığım şey değişik seninki değişik olabiliyor bundan dolayı değişik zekâlara ve duygulara sahibiz.”
    * (İbn-i Sina)
  • Ama bilmezsin ki aslolan karanlık girdiğin yolda değil, senin gözlerindedir. (Hallacı Mansur)
  • Hayırsız denen birşey yoktur. Olduğu süre hayırsızmış şeklinde görünen şeylerin ardında ne olursa olsun bir hayır vardır. (Biumar Aşk)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş