Eğitim

Kan Şarkısı – Anthony Ryan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kan Şarkısı – Anthony Ryan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kan Şarkısı kimin eseri? Kan Şarkısı kitabının yazarı kimdir? Kan Şarkısı konusu ve anafikri nedir? Kan Şarkısı kitabı ne konu alıyor? Kan Şarkısı PDF indirme linki var mı? Kan Şarkısı kitabının yazarı Anthony Ryan kimdir? İşte Kan Şarkısı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Anthony Ryan

Çevirmen: Barış Tanyeri

Orijinal Adı: Blood Song

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786053753810

Sayfa Sayısı: 664


Kan Şarkısı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Amazon’a gore Bilimkurgu & Fantazi türünde 2013’ün en iyi kitabı

“Pek fazlaca adı vardı. Daha otuz yaşına gelmemiş olmasına karşın, tarih ona bolca unvan kayra edilmesini layık görmüştü: Onu bizlere eziyet etsin diye gönderen deli kralın karşısında Diyar’ın Kılıcı, savaşlar süresince onu izleyen adamların yanında Genç Atmaca, Cumbraelli düşmanlarına karşı Karanlıkkılıç ve sonradan öğrendiğime gore Büyük Kuzey Ormanı’nda yaşayan esrarengiz kabileler içinde da Beral Shak ur adıyla anılırdı, kısaca; Kuzgun Gölgesi.

Ama benim insanlarım onu tek bir isimle tanırdı ve onu iskeleye getirdiklerinde aklımda dönerek duran da bu isimdi: Umut Katili. Yakında öleceksin ve ben de bunu göreceğim. Umut Katili.”Vaelin Al Sorna, annesinin ölümünün yarattığı üzüntüyü hemen hemen üstünden atamamışken, kendisini İtikad’ın koruyucusu Altıncı Nişan’ın kapısında, Kral’ın Savaş Lordu olan babası tarafınca terk edilmiş olarak bulur. Nişan’a adım attıktan sonrasında ise artık yaşamı eskisi şeklinde olmayacaktır. Bu inanç koruyucusu harp okulunda ölümcül sınavlarla boğuşurken, dövüşmenin yanı sıra kardeşliği, sadakati, karanlığı, ihaneti ve hayatta kalmayı öğrenir. Diyardaki kardeşleri ise onun tek ailesidir. On yaşlarında o kapıdan adım atan çocuk, genç bir adam olduğunda, Diyar’ının en tanınmış figürlerinden biri haline gelmiştir. Krallarla pazarlık yapar, ordular yönetir ve Diyar’ın kâbuslarından Karanlık’la başa çıkmaya çalışır. Artık bir tek Diyar’ının değil, tüm dünyanın kaderi onun ellerindedir. Her şeyden öte, Vaelin’in sıkıntılı hayatında böylesine yükselmesini elde eden gizli saklı ve karanlık bir gücü vardır: Kan Şarkısı.

“Eğer Rothfuss yada Sanderson seçimi fantastik kurgu seviyorsanız, Kan Şarkısı sizin için biçilmiş kaftan.”

-Felicia Day-

“Cesur bir kurgu, kadim büyüler, amansız entrikalar ve kanlı bir serüven…”

-Publishers Weekly-

(Tanıtım Bülteninden)


Kan Şarkısı Alıntıları – Sözleri

  • “Birinden nefret etmek için onu tanıman gerekir.”
  • Al Sorna alaylı bir halde güldü.”Kendisinin aptal bulunduğunu düşünmeyen şahıs salaktır.İzin verin de uyuyayım,lordum.”
  • Bir kitabın kıymeti içindeki bilgiden oluşur ve informasyon tehlikeli bir şeydir.
    “Yani kitabı yakmak bilginin yaratabileceği tehlikeyi bertaraf eder.”
    “Belki de.Bu adam bilgin dedin.Ne kadar bilgin?”
    Vaelin bir an duraksadı ve adını söylemekten çekindi.”Bir zamanlar Büyük Kütüphane’de araştırmacıymış.”
    “Oldukça bilgin demek.”Prenses ağzını büzdü.
    “Hiçbir kitabı iki kez okumadığımı biliyor muydun?Gerek duymuyorum çünkü.Her bir kelimeyi mükemmel derecede hatırlıyorum.”
    Kızın ses tonu o denli ifadeden yoksundu ki Vaelin prensesin böbürlenmediğini,basitçe gerçeği söylediğini fark etti.”Yani aynı beceriye haiz bir insanın da kitabı tutmasına gerek kalmaz,bilhassa de tehlikeli bir kitapsa.Bir kere okuyunca nede olsa tüm bilgiye haiz olur.”
    Prenses başını salladı.”Belki de adam o bilgiyi yok etmeye değil,muhafaza etmeye çalışıyordu.”
  • “Söylesenize,Ekselans,”dedi Vaelin.”Neden yaşamını öğrenmeye adamış bir adam,bir kitabı okumayı bitirir bitirmez onu ateşe atsın?”
  • Beşi de de kalkıp el ele tutuştu. Dentos, Barkus,Nortah,Vaelin ve Caenis.
    Çocukkenki halleri geldi aklına. Barkus iri ve sakar. Caenis sıska ve korku dolu. Dentos fazlaca konuşup fazlaca öykü özetleyen.Nortah somurtkan ve acele gücenen.
    Şimdi karşısında duran kaslı ciddi suratlı yüzlerle etrafa bakan kardeşlerinde o evlatların yalnızca gölgesini görmüş oldu. Güçlüydüler. Katildiler. Nişan onları bu hale getirmişti.Bu bir şeyin sonu. Yaşa ya da öl. İşte burada her şey sonsuza dek değişiyor.
  • Babam onu buraya beni görsün diye mi göndermiş?Neden ki?Halâ hayatta mıyım diye bakması için mi?Ne kadar uzadığımı görsün diye mi?Göğsünde yükselen,artık aşina olduğu içsel acıyı bastırdı.Neden bir yabancıdan nefret edeyim ki?Nefret edecek bir babam yok benim.
  • Keskin tarafı olmayan bir balta yalnızca bir çubuktur.
  • Vaelin başını salladı. “Seneler ilkin bende gördüğün şey buydu. Daha benim haberim yokken sen anlamıştın.”
    “Senin yeteneğin nadir bulunur türden ve fazlaca kıymetli. Annem ona Avcı’nın Çağrısı adını veriyordu. Dört Derebeylik zamanında Savaş Görüsü olarak bilinirdi.”
  • Bir çok adamdan daha uzun boylu olsa da duydum hikayelerin aksine dev şeklinde olmadığını gördüğümde şaşırmıştım. Yüz hatları sert dursa da yakışıklı olduğu söylenemezdi. Kaslı bir yapısı vardı fakat öykü anlatıcılarının anlata anlata bitiremediği adalelere haiz değildi. Dış görünüşünde, hakkından yaratılan efsaneye yakışır tek şey gözleriydi: oltu taşı kadar kara ve atmacanın ki kadar delici. Gözlerinin insan ruhunu soyabildiğini,bakıştığı birinin ondan hiçbir sır saklayamayacağını söylerlerdi. Buna asla inanmamıştım fakat şimdi diğerlerinin niçin inanmış olabileceklerini görüyordum.
  • ….. babamın bizim hakkımızdaki planı sanırım benden çekinmelerine yol açıyordu.”
    “Biz mi,Ekselans?”
    Kız bir kaşını kaldırdı. “Evlenecektik. Bilmiyor muydun?”
    Evlenmek mi? Düşüncesi bile komik, saçmaydı.Bir prensesle evlenmek. Onunla evlenmek. Çocukken ulaştığında karşısına çıkan kaba ufak kız geldi aklına. ‘Ben seninle evlenmem,pissin.’ Kral hakkaten bu şekilde mi onu soyuna bağlamak istiyordu?
  • Onur yalnızca bir kelimedir. Onur, yenen ya da içilen bir şey değildir, fakat gene de nereye gidersem gideyim insanoğlu onurdan bahsediyor ve hepsi de anlamı hakkında değişik bir şey söylüyor.
  • Bilgili ve kimi zaman ürkütücü derecede zekiydi fakat hem de hayalperestti. Aklında binlerce hikayeden oluşan bir kütüphanesi vardı ve hepsine inanıyor gibiydi. Kahramanlar, kötü karakterler, kurtarılmayı bekleyen prensesler, canavarlar ve esrarengiz kılıçlar. Hepsi aklının içinde yaşıyordu. Kendi anıları kadar gerçek ve elzemlerdi.
  • “Unutma Genç Atmaca,” dedi kral. Başını parşömenden kaldırmamıştı.
    “Bu, planımın yalnızca başı. Seninle ilgili planlarım daha yeni başlıyor.Ben komut vereceğim,sen yerine getireceksin. Bu akşam yaptığın antak kalma buydu.”
    Başını kaldırıp Vaelinin gözlerine baktı.
    “Anlıyor musun?”
    “Gayet iyi bir halde Ekselans.”
  • “Nişan’da hepimizin değişik görevleri var. Çoğumuz savaşırız,bazılarımız krallığı gezip sapkınları avlar,bazıları gizli saklı işlerini yapmak için gölgelere karışır,birkaçımız öğretmenlik yapar ve fazlaca azımız,fazlaca fazlaca azımız da liderlik eder.”
    “Benim liderlik etmemi mi istiyorsunuz?
    “Suret bunun senin görevin bulunduğunu söylüyor ve o nadiren yanılır.”
    Vaelin başını taş duvara dayadı ve içini çekti: Liderlik.Yeterince yüküm yok mu?..
  • “Genç adamlar bana pek fazlaca ıvır zıvır verir. Ama daha ilkin hiçbiri bir tabanca vermemişti.” “Sizde kalsın,”dedi Vaelin “İzninizle, Ekselans.” Eğilerek merhaba verdi ve gitmek suretiyle arkasını döndü.
    “İzin vermiyorum,”dedi düzgüsel bir ses tonuyla. “Konuşmamız bitmedi. Gel,” diye işaret etti elindeki bıçağı gidecekleri yönde sallayarak. “Yıldızların altında konuşacağız, sen ve ben. Sanki bir şarkıdaymışız şeklinde olacak.”


Kan Şarkısı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

KAN ŞARKISI – KUZGUNUN GÖLGESİ 1 || YORUM: Bir süredir kitap okumakta zorlanıyordum. Bundan dolayı okuduğum kitaplar ya beni ruhsal bunalımlara sokuyor ya da zevkime hitap etmeyerek beni okumaktan iyice soğutuyordu. Açıkçası bu durum epey bir süre sürdüğü için artık bunaltıcı bir hale dönüşmeye başlamıştı ki Kan Şarkısı kitabına tevafuken başlayana kadar bu durumdan kurtulacağımı da asla sanmıyordum. Serinin ilk kitabının baskısı olmadığı için devam kitaplarını satın alsam da ilk kitabı ekitap olarak okumak durumanda kaldım. Ekitap okumak da ayrı bir keyifli aslen fakat kitabın fizyolojik bir kopyasının elimde bulunmasını da isterim normal olarak. İthakiden ricam, lütfen şu kitabın yeni baskısını yapın artık. Neyse, mevzumuza dönelim biz.
.
Kan Şarkısı, Kuzgunun Gölgesi serisinin ilk kitabı. Fantastik kitaplara olan hususi ilgimi beni azca buçuk takip eden hepimiz bilir. Hatta bu kitabından sonrasında fark ettim ki fantastik alanında da en sevdiğim tür epik fantastik. O yüzden bu kitap da bir süredir listemde okunmayı bekliyordu. Nihayet kısa sürede okumaya başlayınca bu seriyi niçin bu kadar geçe bıraktığımı sorgular oldum. Kuzgunun Gölgesi serisi anladığınız suretiyle epik fantastik bir kurguya haiz, görkemli kişiliklerle harmanlanmış ve bir o denli sağlam kurgusuyla bu türü sevenler için tadından yenmeyecek kadar çok büyük bir yazıma haiz. Okurken, ciddi manada film izlediğiniz sanrısına kapılabiliyorsunuz ve emin olun okurken bu duygudan arınmak şeklinde bir niyetiniz olmuyor hiçbir vakit. İlk sayfalarından itibaren başlıyor büyüleyici yolculuğumuz, son sayfaya kadar da soluksuz devam ediyor. Bir kere başına oturunca, kitap bitene kadar kalkmamak geliyor içinizden. Kurgusu o şekilde bir sarıp sarmalıyor ki sizi, karakterler ne yaşıyorsa siz de aynını hisseder hale geliyorsunuz. Açıkçası işim olmasa devamlı olarak oturup kitabı okumak geliyordu içimden. Bundan dolayı yazar üslubu ve samimiyetiyle beni kendine fanatik etmeyi başardı. Belki abarttığımı düşüneceksiniz fakat kitabı hakkaten fazlaca fazlaca sevdiğim için bu sözlerimin azca gelmesinden korkuyorum. Özetlemek gerekirse kitabın işlenişinden ve mevzusundan da bahsedeyim sizlere.
.
Kitabımız, her fantastik eserde olduğu şeklinde bambaşka bir evrende geçiyor. Bu evreni tanımak normal olarak ki kolay olmayacak, yavaş yavaş tanıyor ve öğreniyoruz her bir lüzumlu bilgiyi. Bizim baş karakterimiz Vaelin Al Sorna, Birleşmiş Diyar’da doğan ve büyümüş bir genç. Ancak bizi aslolan ilgilendiren kısmı burası değil. Kitabımızın ilk sayfalarında Vaelin’in bizim hemen hemen bilmediğimiz bir şeylerden dolayı yakalandığını ve ölümüne bir düelloya doğru sürüklenişini görüyoruz. Bu bölümleri bizlere özetleyen ise Alpir imparatorluğu tarihçisi Verniers’in kalemi oluyor. Bu süreçte Vaelin, kendi yaşam hikayesinin halkın dilinde dolaşan çarpık hikayelerden ziyade doğru ve katıksız halini Verniers’e anlatmak ister ve Lord Verniers’in de tarihçi kimliğinden dolayı bu teklifi reddetmeyeceğini bilerek bu yaşananları kağıda aktarmasında bir mahzuru olamayacağını ifade eder. Ve Vaelin anlatmaya adım atar. Yani, aslen biz geçmişi izliyoruz kitabın her bir satırında. Aynı Kralkatili Güncesi serisinde olduğu şeklinde. Ve aynı Kvothe şeklinde Vaelin’in de onlarca adı var halk ağzında. Diyar’ın Kılıcı, Umut Katili, Atmaca ve daha birçok isim. Bu arada, bu bölümden hiçbir şey anlamamanız oldukça naturel, söylediğim şeklinde geçmişe yönelik bir ifade söz konusu olduğundan dolayı kitabı bitirmeden bu ilk sayfalar birazcık anlamsız kaçıyor. O yüzden bu kısımlardan yarım bırakmayıp sabırla kitaba devam etmenizi rica edeceğim.
.
Vaelin’in anlattığı kısımlardan da birazcık anlatmak uygun kaçacaktır diye düşünüyorum. Vaelin hemen hemen 10 yaşlarındayken babası, kısaca Kralyk Al Sorna, namı öteki Diyar’ın ilk Kılıcı ve Savaş Lordu, oğlunu 6. Nişan’a adar. Bu Nişan terimi üstünde birazcık durmak gerek. Vaelin’in doğduğu, Birleşmiş Diyar denen yerde kabul gören din anlayışıyla ilgili aslen. Bu din anlayışında İtikad 6 ayrı bölüme bölünmüş ve her bir parça da nişan olarak adlandırılmaktadır. Bu nişanların başlangıcında ise rahip olarak görebileceğimiz Suretler yer almakta. Ama bu İtikattaki din anlayışı oldukça değişik. Bundan dolayı Tanrı’nın olmadığını kabul edip bu dünyadan göçüp Öte’deki atalarının onlara rehberlik ettikleri inanışına sahipler. Özetlemek gerekirse nişanların özelliklerinden de bahsetmekte yarar var. Mesela 5. Nişan şifacılıkla ilgili ve bu yönde bir eğitim vermekte. 6. Nişan kısaca Vaelin’in dahil olduğu Nişan ise İtikadın muhafızları olarak nitelendirilebilir. Bu nişanda fazlaca zor şartlar altında yırtıcı sayılabilecek yöntemlerle eğitilen çocuklar, (bu nişana yalnızca çocuklar girebiliyor) eğitimin tamamlanmasından sonrasında haliyle duygusuz, acımasız ve şiddete eğilimli bir yapıya haiz oluyorlar. Ancak Vaelin her ne kadar onca insanoğlunun canına kıymış ve acı çektirmiş olsa da bunu yapmaktan nefret ediyor. Anlaşılacağı şeklinde bizi en fazlaca ilgilendiren 6. Nişan oluyor kitap süresince.
.
Özetlemek gerekirse karakterlere de değinmek gerekirse baş karakterimiz olan Vaelin’i fazlaca fakat fazlaca sevdim. Acımasızlık pelerini altına gizlenmiş adaletli birinin kalbi vardı Vaelin’de. Yaşadıkları onu şiddete eğilimli hale getirmiş olsa da bunun hakkaniyet anlayışına yansımasına izin vermemesi benim fazlaca hoşuma gitti. Uzun zamandır okuduğum en iyi karakterlerden birisiydi hatta. Bir de 6. Nişana dahil olan, Vaelin’in kardeşlerinden de bahsedeyim. Bu arada küçük bir informasyon olsun, İtikada dahil olanlar birbirlerine kardeş diye sesleniyorlar. Nişana alım da her yıl belli dönemlerde yapılıyor. Vaelin ile aynı yıl Nişana girenlerden bazıları ise Barkus, Dentos, Nortah, Caenis, Frentis kardeşler. İnanın, hangi karakteri daha fazlaca sevdin diye sorsanız yanıt veremem. Yazarın karakterleri yaşayış biçimi (yaşayış diyorum şundan dolayı her birini yaşamışçasına gerçekçi anlatışını basite indirgemek istemedim.) beni aşık etti. Her bir karakteri kalbimde hissettim, attıkları her adımda, aldıkları her nefeste ben de onların yanıbaşındaydım sanki. Onların hislerine ve kitap süresince büyümelerine tanık olmak fazlaca başka hissettirdi. Her bir karakteri fazlaca yakınımmış şeklinde tanıyabildim. Ve her birini anlatamayacağım kadar fazlaca sevdim. Mesela Caenis’in yumuşacık kalbini, Dentos’un sarsılmaz görüntüsünün aksine yaşamış olduğu acıları iyi mi gizlediğini okumak beni mest etti.
.
Kitapta en sevdiğim özelliklere gelecek olursak heyecanı devamlı diri tutması, karakterleri böylesine yakında tanıyabilmemizi elde eden samimi anlatımı ve yaşanmış olan her bir sahneyi zihnimde canlandırabileceğim kadar betimleyici yazılmasına bayıldım! Ayrıca, karakterlerin küçücük bir çocukken devasa bir adama dönüşmesi, bilmiyorum fazlaca daha değişik hissettiriyor, duygulandırıyor sizi. Bu yorumu yazmak bile beni öylesine heyecanlandırıyor ki varın siz düşünün gerisini. Ayrıca kitabın son sayfalarında yer edinen karakterler dizini kısmını da fazlaca sevdim. İçinde fazlaca fazla karakter barındıran serilerde bu biçim ayrıntılar olunca okuduğum seriyi ayrı bir seviyorum sanırım. Ufak bir bilgilendirmem olacak, eğer kitaplarda küfürden fazlaca rahatsız oluyorsanız okumamanızı tavsiye ederim.
.
Daha ilk kitabından serinin muhteşemliğinden favorilerime gireceği mevzusunda şüphem olmadığını söylemek isterim. Hatta daha şimdiden serinin bitecek olması beni üzmüyor değil. İlk kitabın bitişi aklımda devasa sual işaretleri bıraksa da bu durum devamı için daha fazlaca heyecanlanmama sebep oluyor. Ancak derhal okumayı da düşünmüyorum, ilk kitabı birazcık sindirip aklıma kazıyayım, sonrasında devam ederim inşallah. Bu arada bu seri yazarın ilk serisiymiş. O şekilde şaşırdım ki. O görkemli satırları okuyunca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Son olarak, bence fantastik kurguya aşina olanlar bu seriye bayılacaktır. Eğer Locke Lamora’nın Yalanları serisini, Kralkatili Güncesi serisini, Brandon Sanderson kitaplarını ve Zaman Çarkı serisini sevdiyseniz bu seriyi de kesinlikle seversiniz. Hatta ben bu seriyi Kralkatili Güncesi’nden daha fazlaca sevdiğimi söylemeliyim. İnanın, kitap hakkında anlatacak daha fazlaca şey var. Ama gerisini sizin okuyup görmeniz daha keyifli olacaktır. O yüzden, kesinlikle fakat kesinlikle okumanızı tavsiye ediyor, kitabı fazlaca sevdiğimi yeniden belirterek düşüncelerimi sonlandırıyorum. Keyifli okumalar!
Puanım: 5/5 (Zeynep EGE)

Kan şarkısı kıymeti pek bilinmeyen fakat sizi içine çeken bir kitap. Değeri bilinmemesinin sebebi sanırım ilk 300 sayfa kadar bir sürede ana karakterimizin eğitimine, gençlik ve çocukluğuna tanıklık ediyor oluşumuz. Ki bu tarz şeyleri öğrenmenin {hiç de} boş olmadığını görüyoruz. Ama kitabın devamı yazılacakmış şeklinde yazıldığını düşünmüyorum. Ya da yazılacaksa 1.kitaptaki tarihçimizin tüm yaşananların arkasından öyküsünü yazmasını ve öteki iki kitapta da aynı şekilde karşımıza çıkmasını tercih ederdim. Kitap eğer talih verirseniz sonlarına doğru heyecanı katlayarak devam ediyor ve sevdiğiniz karakterleri bile harcamaktan çekinmiyor. (kadir aydoğan)

Uzun zamandır daha yazınsal kitaplar okumak için fantastik okumaya ara vermiştim ve bu süreden sonrasında ilaç şeklinde geldi bu kitap. Aslında fazlaca sevdiğim Patrick rothfuss- kral katili güncesi serisini beğenenlerin bu kitabı da seveceğini bir yerde okuduktan sonrasında başladım. O şekilde de oldu. Kitabımızda kahramanımız öyküsünü bir tarihçiye anlatmaya başlıyor bizde vakalara bu şekilde şahit oluyoruz. Öncelerinde nişan adında olan harp eğitimi verilen bir yere bırakılan bir çocuğun hikayesi iken ikinci bölümde hikayeye karanlık vs. değişik faktörler giriyor ve en sonda da daha karmaşık bir halde sonlanıyor kitap. Son aşama akıcı. İçine alan bir öyküsü var. Bilhassa ikinci yarısında soluksuz okudum hatta uzun süre sonrasında ilk kez daha çok okumamak için kendimle savaşım ettim. Aslında öykü o şekilde aşırı katmanlı değil bu yüzden en iyi fantastik kitap falan diyemem. Ama değişik bir aleme kendini kaptırmak isteyen her insana tavsiyemdir. Normalde harp hikayelerini de duygusuz olduğunda sevmem fakat burda kahramanımızın girmiş olduğu her savaşı büyük bir heyecanla okudum. Kitap çocukluğundan itibaren yaşadıklarını anlattığı için de karakterler ile bağ kurabildim. Öldüğüne fazlaca fazla üzüldüğüm karakterler bile oldu. Bu yüzden fazlaca sevdim diyebilirim. Bolca coşku, karanlık güçler , savaşlar, gizemler, silahlar , kardeşlikler , entrikalar isteyen hepimiz derhal okuyabilir. (Duygu Ertanç)


Kan Şarkısı PDF indirme linki var mı?


Anthony Ryan – Kan Şarkısı kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Kan Şarkısı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Anthony Ryan Kimdir?

1970’te İskoçya’da dünyaya geldi. Araştırmacılık yaparken kendi başına yayımladığı düşlem romanı Kan Şarkısı büyük bir ilgi görüp Penguin Books tarafınca basıldıktan sonrasında tam zamanlı olarak yazarlığa başladı. Halen Londra’da yaşayıp, Kuzgunun Gölgesi serisinin devam kitaplarını yazmaktadır.


Anthony Ryan Kitapları – Eserleri

  • Kan Şarkısı
  • Kule Efendisi
  • Ateş Kraliçesi


Anthony Ryan Alıntıları – Sözleri

  • Bir çok adamdan daha uzun boylu olsa da duydum hikayelerin aksine dev şeklinde olmadığını gördüğümde şaşırmıştım. Yüz hatları sert dursa da yakışıklı olduğu söylenemezdi. Kaslı bir yapısı vardı fakat öykü anlatıcılarının anlata anlata bitiremediği adalelere haiz değildi. Dış görünüşünde, hakkından yaratılan efsaneye yakışır tek şey gözleriydi: oltu taşı kadar kara ve atmacanın ki kadar delici. Gözlerinin insan ruhunu soyabildiğini,bakıştığı birinin ondan hiçbir sır saklayamayacağını söylerlerdi. Buna asla inanmamıştım fakat şimdi diğerlerinin niçin inanmış olabileceklerini görüyordum. (Kan Şarkısı)
  • ”Birinin yalanı bir başkasının gerçeğidir.” (Ateş Kraliçesi)
  • O vakit ıskala. Tekrar at ve ıskala. Tekrar ve yeniden, ta ki vurana kadar. O vakit nasılını öğrenmiş olursun. (Kule Efendisi)
  • Ama insanoğlu en sonunda insanoğlu, ne kadar rahat bir ortam içinde yaşıyor olurlarsa olsunlar. Yalan söylüyorlar, gizli saklı kapaklı işler çeviriyorlar, ihanet ediyorlar ve onlara ne kadar verirsen ver hep daha fazlasını istiyorlar….
    Kuzgunun Gölgesi 3-Ateş Kraliçesi
    Sayfa 535 (Ateş Kraliçesi)
  • Ben daha fazlasını isterim ve alacağım da , yanımda seninle birlikte. (Kule Efendisi)
  • “Genç adamlar bana pek fazlaca ıvır zıvır verir. Ama daha ilkin hiçbiri bir tabanca vermemişti.” “Sizde kalsın,”dedi Vaelin “İzninizle, Ekselans.” Eğilerek merhaba verdi ve gitmek suretiyle arkasını döndü.
    “İzin vermiyorum,”dedi düzgüsel bir ses tonuyla. “Konuşmamız bitmedi. Gel,” diye işaret etti elindeki bıçağı gidecekleri yönde sallayarak. “Yıldızların altında konuşacağız, sen ve ben. Sanki bir şarkıdaymışız şeklinde olacak.” (Kan Şarkısı)
  • “Nişan’da hepimizin değişik görevleri var. Çoğumuz savaşırız,bazılarımız krallığı gezip sapkınları avlar,bazıları gizli saklı işlerini yapmak için gölgelere karışır,birkaçımız öğretmenlik yapar ve fazlaca azımız,fazlaca fazlaca azımız da liderlik eder.”
    “Benim liderlik etmemi mi istiyorsunuz?
    “Suret bunun senin görevin bulunduğunu söylüyor ve o nadiren yanılır.”
    Vaelin başını taş duvara dayadı ve içini çekti: Liderlik.Yeterince yüküm yok mu?.. (Kan Şarkısı)
  • Lyrna ani bir ürperti hissedince arkasını döndü ve pencerelerin açık bulunduğunu görmüş oldu.Rüzgâr ve yağmur içeri giriyor,perdeler uçuşuyordu.Tekrar yaşlı adama döndü ve onu yanağından öptü.”Keşke daha iyi bir insan olsaydın,baba.” (Kule Efendisi)
  • ” Benden nefret ediyor musun, lordum?”
    “Nefret için tutku gerekir,” diye yanıt verdim. (Ateş Kraliçesi)
  • ”Asil kanın bedeli budur: Hayattaki yolumuzu seçemeyiz ,yalnızca yolu iyi mi yürüyebileceğimizi seçebiliriz.” (Kule Efendisi)
  • ”Asil kanın bedeli budur: Hayattaki yolumuzu seçemeyiz ,yalnızca yolu iyi mi yürüyebileceğimizi seçebiliriz.” (Kule Efendisi)
  • ”Kadına iyi bir sebep verirsen yüz insanla da savaşır. Ve zayıf bir adam korku ve nefretle dolduğunda güç kazanır.” (Kule Efendisi)
  • Onur yalnızca bir kelimedir. Onur, yenen ya da içilen bir şey değildir, fakat gene de nereye gidersem gideyim insanoğlu onurdan bahsediyor ve hepsi de anlamı hakkında değişik bir şey söylüyor. (Kan Şarkısı)
  • Keskin tarafı olmayan bir balta yalnızca bir çubuktur. (Kan Şarkısı)
  • Ama insanoğlu en sonunda insanoğlu, ne kadar rahat bir ortam içinde yaşıyor olurlarsa olsunlar. Yalan söylüyorlar, gizli saklı kapaklı işler çeviriyorlar, ihanet ediyorlar ve onlara ne kadar verirsen ver hep daha fazlasını istiyorlar… (Ateş Kraliçesi)
  • Vaelin başını salladı. “Seneler ilkin bende gördüğün şey buydu. Daha benim haberim yokken sen anlamıştın.”
    “Senin yeteneğin nadir bulunur türden ve fazlaca kıymetli. Annem ona Avcı’nın Çağrısı adını veriyordu. Dört Derebeylik zamanında Savaş Görüsü olarak bilinirdi.” (Kan Şarkısı)
  • Babam onu buraya beni görsün diye mi göndermiş?Neden ki?Halâ hayatta mıyım diye bakması için mi?Ne kadar uzadığımı görsün diye mi?Göğsünde yükselen,artık aşina olduğu içsel acıyı bastırdı.Neden bir yabancıdan nefret edeyim ki?Nefret edecek bir babam yok benim. (Kan Şarkısı)
  • “Savaşlarda hep böyle olur. Çarpışmalar olur ve küçük insanlar ölür.” (Ateş Kraliçesi)
  • ‘Kışdönümü Arifesi … Tüm kırgınlıkların affedildiği bir vakit olduğu söylenir; şundan dolayı kışın güçlükleri içinde kim kin gütmek ister ki?” (Ateş Kraliçesi)
  • Zeka ve harp nadiren birbirlerine eşlik ederler lordum. (Ateş Kraliçesi)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş