Eğitim

Gölgene Sahip Çık – Robert A. Johnson Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Gölgene Sahip Çık – Robert A. Johnson Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Gölgene Sahip Çık kimin eseri? Gölgene Sahip Çık kitabının yazarı kimdir? Gölgene Sahip Çık konusu ve anafikri nedir? Gölgene Sahip Çık kitabı ne konu alıyor? Gölgene Sahip Çık PDF indirme linki var mı? Gölgene Sahip Çık kitabının yazarı Robert A. Johnson kimdir? İşte Gölgene Sahip Çık kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Robert A. Johnson

Çevirmen: Kemal Atakay

Yayın Evi: Okuyan Us Yayınları

İSBN: 9786055134846

Sayfa Sayısı: 108


Gölgene Sahip Çık Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Gölgemizi genel olarak toplumdan saklamak zorundayız yoksa çekilmezin teki olur çıkarız; fakat onu asla kendimizden gizlemeye çalışmamalıyız.”

Gölge: Persona, ne olmayı istiyor ve dünya tarafınca iyi mi görülmeyi diliyorsak odur. Psikolojik giysimizdir ve gerçek benliklerimiz ile çevremiz içinde aracılık eder, tıpkı fizyolojik giysimizin, karşılaştığımız kişilere bir imge sunması benzer biçimde. Ego, ne isek ve bilgili olarak ne biliyorsak odur. Gölge, benliğimizin göremediğimiz ya da bilemediğimiz kısmıdır.

Johnson, insanların kültürel uyum sürecinde, doğuştan gelen özelliklerini “toplumca kabul edilebilir olanlar” ve “vazgeçilmesi gerekenler” şeklinde sınıflandırdığını, bunun da çağdaş dünyada iyi-fena ayrımı için lüzumlu bulunduğunu sadece reddedilen özelliklerin hiçbir vakit çekip gitmediğini, kişiliğin karanlık köşelerinde biriktiğini konu alıyor.

Bugün pek fazlaca sektör gölgelerimizi kendimize saklamamız için uğraşır. Sinema sektörü, moda tasarımları ve romanlar gölgemizi yerleştireceğimiz kolay bölgeler sunarlar bizlere. Gazeteler her gün felaketlerden, cinayetler ve korkulu haberlerden payımıza düşeni sunup gölge mizacımızı dışsal olarak beslerler, oysa yapılması ihtiyaç duyulan kişiliğimizin bütünleyici bir parçası olarak gölgenin içselleştirilmesidir.

Geniş kitleler tarafınca kabul gören, fazlaca satan kitapların yazarı Jungcu analist Robert A. Johnson bu kitabında, Jung teorisine nazaran egonun karanlık tarafını simgeleyen kendi gölgemize haiz olmaya ihtiyacımızı konu alıyor.

Gölgene Sahip Çık, sizi kişiliğinizin derinlerine götürecek, karanlık noktalarınızı keşfettirecek, kendinize objektif gözle bakmanızı sağlayacak ve kim bilir hayatınızın anlamını bulmanızı sağlayacak bir kitap.

(Tanıtım Bülteninden)


Gölgene Sahip Çık Alıntıları – Sözleri

  • Aşık olmak, kişinin en asil ve son aşama kıymetli parçasını bir başka insana yansıtmasıdır.
  • Hepimiz savaşı kötülüyoruz fakat toplu olarak ona doğru ilerliyoruz. Bu kaosu gerçekleştiren dünyanın zalimleri değil, her birimizin katkıda bulunmuş olduğu kolektif gölgedir.
  • Zıtları kucaklama cesaretimiz olsa, yazgımız hakkaten değişebilir.
  • Ne vakit altın ağaçtan yaratıcılık meyvesini koparsak, diğeri elimiz yıkım meyvesini koparır. Bu içgörüye (derin anlayışa) direncimiz fazlaca fazladır! Yıkımsız yaratıcılığa haiz olmayı fazlaca isteriz fakat bu mümkün değildir.
  • Fiil açısından varlıklı diller, büyük bölümüyle adlara dayalı dillerden daha güçlüdür. Çince ve İbranice ilk gruptandır. İnsan hitabı temel olarak fiillere dayanırsa daha etkili olur. Konuşmayı temel olarak adlar üstünden kurarsak konuşma zayıf olur; sıfatlara ve zarflara dayanırsanız, yolunuzu kaybetmişsiniz anlama gelir.
  • ne olmayı istiyor ve dünya tarafınca iyi mi görülmeyi diliyorsak odur. Psikolojik giysimizdir ve gerçek benliklerimiz ile çevremiz içinde aracılık eder, tıpkı fizyolojik giysimizin karşılaştığımız kişilere bir imge sunması benzer biçimde. Ego, ne isek ve bilgili olarak ne biliyorsak odur. Gölge, benliğimizin göremediğimiz ya da bilemediğimiz kısmıdır.
  • Asıl yaşamın sakladığın “sen” de,
    haiz çıkmadığın “gölge”nde.


Gölgene Sahip Çık İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bizden uzak kalmasını istediğimiz, uzaklaştırdığımız her ne var ise ya bizimle yola devam eder ya da bigün devasa bir alev topu halinde karşımıza çıkar. İkinci seçeneğin yaşanması için büyük bir vakaya gerek kalmamıştır. Ufak bir meselede bile ortaya çıkabilir. Dengede tutmakta zorlandığımız tahterevallinin sol yanı yüzümüze çarparak sağ tarafında biriktirdiklerimizi heba edebilir. İyi-fena, güzel-çirkin, hanım-adam, aydınlık-karanlık benzer biçimde zıtlıkların oluşturduğu dengeden kötüyü ya da karanlığı çıkarırsak ayak uydurduğumuz ritim bozulur, ilişkilerimizi benin maskeleriyle sürdürebiliriz. Sağlıklı bir yazışma için bastırdığımız özelliklerimizin sesini ayarlayabilirsek kendini gerçekleştirmenin büyüsünü de oluşturabileceğimizi de biliyor muydunuz? Bastırılan her ne var ise gölgemizi oluştururken bizi pasifleştirip yolun arkasında bırakacak ve kendimize olan inancı çürütecektir. Hatta Jungcu analist Robert A. Johnson, gölgede saklı olan yalnız negatif yanlarımız olmadığını, pozitif yönde yada yaratıcı yanlarımız da olabileceğini belirtiyor. Belki de kimi zaman dışarıdan duyduğumuz takdir içerikli sözler karşısında takındığımız -alçakgönüllülük- tutumun temeli gölgemizde yatmış olduğu için bizde var olduğundan haberdar olmadığımız pozitif yönde yönlerimizdir. Johnson, dışarıya gereksinimlerimiz için takındığımız tavrın, personanın bizi dışarıya olduğumuz benzer biçimde yansıtmadığını, gidişatı lehimize çevirebilmek için maske taktığımızı belirtirken fazlaca haklı. Bundan dolayı fazla abartıyoruz. İçeride sakladığımız kişiliğe de ses olmamız gerekiyor. Üstelik tabiatın üstüne kurulu olduğu zıtlıklar durumunu da dile getirecek olursak, negatif yanlarımızı da dışarıya yansıtmalıyız. Zira neticeleri kaçınılmazlaşacaktır.
Psikolojiden fazlaca iyi anlamadığım için kendimce yorumladığım bu kitabı her insanın okuması icap ettiğini düşünüyorum. (Esengül Ersoy)

Büyük hayranlıklar nereden gelir?
Neden bir başkası olmak için çırpınır dururuz?
Pekiyi, niçin başkalarına düşmanlık besleriz?
Hayran olmakla, nefret etmek arasındaki belirsiz çizgi nerede adım atar, nerede biter? Jung şu şekilde diyor:
“İyi ki düşmanlarımız var. Yoksa onlara benzerdik.”
Yine de, içerideki düşmanı tanımadan, kendi karanlığımın içinden geçmeden, düşmanımı ya da kendimi affetme olasılığına açık değilim. Birine karşı kuvvetli duygular beslediğim vakit, kendi köklerime inmem icap ettiğini biliyorum. Hayranlık ya da düşmanlık duyguları, bir matruşkanın içinden çıkan bebekler benzer biçimde. Nerede başlayıp nerede sona erdiğini kestirmek zor.
“Gölgene Sahip Çık” isminde kitabın yazarı Robert Johnson bu mevzuyla ilgili şu şekilde diyor:
“Uygarlığın tamamının büyük bir olasılıkla yok olacağı çatışmadan uzak durmak istiyorsak şunu anlamak zorundayız: Artık yaşanmamış yanımızı bir başkasına yüklemeye devam edemeyiz.”
Belki de aynayı kendi yüzümüze çevirip bakmanın zamanı çoktan gelmiştir. Aynada görmekten korktuklarımızı başkalarında seyretmek; eleştirmek, yargılamak fazlaca kolay. Açık bir kalple kendi gölgemize bakmak, şefkat göstermek alışılmadık bir tutum. Jack Sanford’un fazlaca sevdiğim bir sözü var:
“Bilmelisiniz ki Tanrı gölgenizi egonuzdan çok daha fazla sever. Çünkü gölge ne kadar tehlikeli olursa olsun, merkeze daha yakın ve sahicidir.”
Gölge yanımız anlaşıldığı vakit lütuflar sunan bir araca dönüşür. Fazlaca sevmiş olarak okuduğum “nefs yolu” kitabının yazarı Bill Plotkin, “Tanrı’ya giden yol aşağı doğrudur” der ve nefs terimine parlak bir bakış bırakır. Kitabında nefs ve ego arasındaki farka dair çarpıcı sözler söyler.
“Nefsinizi yansıtması için vahşi doğaya güvenebilirsiniz çünkü nefsiniz en vahşi ve doğal boyutunuzdur. Doğa nefsinizi doğurur (ve gezegendeki tüm hayvan ve bitkileri). Egonuz ise doğrudan doğadan doğmaz daha çok kültür-dil ailesinin bir matriksi gibidir. Nefsin başlangıcı sıklıkla ölüm ve ikinci doğuş ile tanımlanır. Bir kozaya girer gibi, ilk egonuz ölür sonra nefse kök salmış ikinci ego doğar; günümüzün kültüründen değil, doğanın rahminden.”
Aynı kitapta nefsle yazışma oluşturmayı unutmanın büyük bir anlam kaybı yarattığından söz ediliyor. Sanırım bu duyguya tamamımız aşinayız.
Bazen dayanılmaz bir acı hissederim. Bu acının bir davete dönüştüğü zamanlar gelir. Çağrıyı hissettiğim anda yazmaya koşarım. Bazen bir rüyayla, kimi zaman bir şarkıyla, kimi zaman bir şiirle, kimi zaman bir filmin içinden cımbızladığım şiir kokan bir cümleyle gelir çağrı. Adımla seslenen bir hayalet bile olsa hikâyesini dinlerim. Bundan dolayı yazı korkunun arka tarafını şeffaflaştıran bir güce haiz… Sonradan anlarım, gelen hayalet vedalaşamadığım bir parçamdır. Bırakamadığım ne var ise yüklenmiş, dumandan bir bedenle karşıma dikilmiştir. Duyulmak ister. Eğer dikkatlice dinlersem, kendime karşı ne kadar körleştiğimi fark edip, ürperirim. Kendimden bu kadar uzaklaşmanın sonucu; “evin yolunu unutmak”. Evin yolunu unuttuğumda ne mi olur? Size tanıdık gelebilir.
Doyarım fakat yiyecek yemeye devam ederim.
Bir kadeh şarapla yetinebilirim fakat şişenin dibini görmek isterim.
İhtiyacım olmayan nesnelere çekilir, alır, biriktirir, istiflerim.
Tembelleşirim. Hareket etme isteğim yok olur. Bedenim ağırlaşır. Bedenimin gerçek gereksinimlerini hissedemem.
İnsanlardan uzaklaşırım bu sebeple gerçek doğasından uzağa fırlatılmış, içi boş bir bedene dönüşürüm.
Yine bir ümit vardır. Bir şiir okur ağlarım. Günbatımlarına hayranlık duyarım. Bir ağacın altında oturur, toprağın şarkısını dinlerim. Gökyüzünün güzelliğinden büyülenirim. Yağmur başladığında ıslanmaya çıkarım.
Umut ve davet asla kaybolmaz. Nefs bizi her an yaratmaya , değişmeye, dönüşmeye çağrı eder. Açık bir kalp kendi gölgesini tanır, uzlaşır, ışığa yollar. Bazen karanlığımın içinden geçerken kemiklere rastlarım. Yaşanmış yaşlarıma ilişkin bedenlerin anılarını toplarken, hikâye anlatmanın büyüsünün kemiklerden geldiğini duyumsarım. Acı söylediğim ne var ise, hikâyeye dönüşürken, kemiklere ruh üflemenin mümkün olduğu görünmeyen dünyada oturur, sıranın hangisine geldiğini anlamaya çalışırım.
Sıra en fazlaca direnen parçama gelmiş olur. Tuttuğuna yapışan, değişime direnen, yıkılmaktan korkan parçama. Onu yazarım. Onu sadece yazarak ikna ederim.
Bazen küçücük bir değişime bile ne kadar dirençli olduğuma şaşkınlık ediyorum. İyi ki fırtınalar var. İyi ki yok oluşlar var.
Ben yapamadığım vakit meydana getiren o görkemli güç olmasaydı, ne sanat kalırdı, ne yaşam…
Doğmaya da ölmeye de gönüllü değiliz. (Nazlı Akın)

Son zamanlarda sıkça karşıma çıkması üstüne merak ettiğim, karakterimizin görmek istemediğimiz, bastırdığımız yanı olan ‘gölge’mizi idrak etmek ve keşfetmede destek olacağını ümit ederek okuduğum fakat tam anlamıyla doyum olmadığım bir kitap oldu. Kitabın ilk 30 sayfasında gölge’nin tanımı güzel bir halde yapılmış olsa da kalan kısmının fazlaca yüzeysel kaldığını, yazarın mevzunun derinine inemediğini düşünüyorum. Bilhassa hristiyanlığa meydana getirilen atıflar, kitabın Jung’dan fazlaca İncil’e dayandığını düşündürüyor; psikoloji kitabından fazlaca din kitabı okuyormuş hissi veriyor.
Beklentiyi yüksek tutmadığınız takdirde hayal kırıklığına uğramayacağınız, yüzeysel de olsa bir düşünce edinmek isterseniz işinize yarayacak bir kitap. (Arife Urgan)


Gölgene Sahip Çık PDF indirme linki var mı?


Robert A. Johnson – Gölgene Sahip Çık kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Gölgene Sahip Çık PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Robert A. Johnson Kimdir?

Robert A. Johnson

Yazar

Doğum: 26 Mayıs 1921 (93 yaşlarında)

Eğitim: Stanford Üniversitesi, Oregon Üniversitesi


Robert A. Johnson Kitapları – Eserleri

  • Gölgene Sahip Çık
  • She-Kadın Psikolojisini Anlamak
  • He-Erkek Psikolojisini Anlamak
  • Biz Romantik Aşkın Psikolojisi
  • Düşler Ve Aktif Hayal Gücüyle Bilinçdışına Yolculuk
  • Bir Yaşamınız Daha Olsa
  • Inner Work
  • She Kadın Psikolojisini Anlamak
  • He Erkek Psikolojisini Anlamak


Robert A. Johnson Alıntıları – Sözleri

  • Eğer, kurdu iyice öfkelendirip saldırmaya kışkırtmışsanız, ansızın kapınızı açıp, ona: “Artık gidebilirsin,” diyemezsiniz. (He-Erkek Psikolojisini Anlamak)
  • Bilinçdışının içinde ne olduğu aslen içimizde derinlerde olsa da egolarımız bilinçdışını dışımızdaymış benzer biçimde düşünme eğilimindedir. İnsanların, “Bunu yaptığımda kendimde değildim” benzer biçimde şeyler söylediğini duymamızın sebebi budur. (Düşler Ve Aktif Hayal Gücüyle Bilinçdışına Yolculuk)
  • “Erkekle kadının, Goethe’nin gözlemindeki gibi karşılıklı olarak birbirlerine hizmet etmeleri, olağanüstü bir güzellik yaratır.” (He-Erkek Psikolojisini Anlamak)
  • Bilinçdışının içinde ne olduğu aslen içimizde derinlerde olsa da egolarımız bilinçdışını dışımızdaymış benzer biçimde düşünme eğilimindedir. (Düşler Ve Aktif Hayal Gücüyle Bilinçdışına Yolculuk)
  • Kişi başkası benzer biçimde olmak için savaşım etmenin lüzumlu olmadığını anlamaya adım atar bu sebeple insan kendisi olmakla en güvenilir zeminde durur. (Düşler Ve Aktif Hayal Gücüyle Bilinçdışına Yolculuk)
  • İç dünya, en sonunda yüzleşmemiz ihtiyaç duyulan bir gerçekliktir. (Düşler Ve Aktif Hayal Gücüyle Bilinçdışına Yolculuk)
  • Zıtları kucaklama cesaretimiz olsa, yazgımız hakkaten değişebilir. (Gölgene Sahip Çık)
  • İntihar için hissettiklerini atlattığında sükunet içinde oturur.
    Tüm dengenizi yitirip kendinizi yenik hissettiğinizde en iyi rol eylemsizliktir. Hristiyanlıkta şarap ve ekmek kutsama töreninde “Burada kendimizi sana sunuyor ve adıyoruz… Yaşayan bir kurban olarak” denilen andır. (She-Kadın Psikolojisini Anlamak)
  • Hepimiz savaşı kötülüyoruz fakat toplu olarak ona doğru ilerliyoruz. Bu kaosu gerçekleştiren dünyanın zalimleri değil, her birimizin katkıda bulunmuş olduğu kolektif gölgedir. (Gölgene Sahip Çık)
  • Ne vakit altın ağaçtan yaratıcılık meyvesini koparsak, diğeri elimiz yıkım meyvesini koparır. Bu içgörüye (derin anlayışa) direncimiz fazlaca fazladır! Yıkımsız yaratıcılığa haiz olmayı fazlaca isteriz fakat bu mümkün değildir. (Gölgene Sahip Çık)
  • Bütünsel benliğin dengesinde ,hem bilgili hem bilinçdışı zihnin oyuncakları eleştiri roller vardır, Jung bunu bizlere göstermiştir. Bu ikisi arasındaki doğru denge bozulduğunda nevroz yada başka rahatsızlıklar ortaya çıkar. (Düşler Ve Aktif Hayal Gücüyle Bilinçdışına Yolculuk)
  • Aşık olmak, kişinin en asil ve son aşama kıymetli parçasını bir başka insana yansıtmasıdır. (Gölgene Sahip Çık)
  • “Bir kadının duygularını ve iç dünyasını denetim altına alabilme gücünün derecesini ayırt etmek adam için şaşırtıcıdır. Bir çok adamın haiz olmadığı bir kabiliyettir bu. Kadın kendi içinde iyileşme ve dengeyi tekrardan bulmuş olduğu derin bir mekana girer. Bir çok adam duyguları ve iç dünyası üstünde bu şekilde bir denetim kabiliyetine haiz değildir.” (She-Kadın Psikolojisini Anlamak)
  • Sevgiden yoksun güç, vahşete dönüşmeye mahkumdur. (Biz Romantik Aşkın Psikolojisi)
  • “Artık elinde mitolojinin anahtarı var. Ruhun tüm kapılarını açmakta özgürsün” der Carl Gustav Jung. (She-Kadın Psikolojisini Anlamak)
  • Her hanım benliğinde bir Afrodit barındırır.. (She-Kadın Psikolojisini Anlamak)
  • “Eğer, bir adam cesaretini kaybederse bir bayan ona kendini iyi hissetmesini sağlayacak bakışı ve tılsımı verebilir. (…) Bir çok adamın kendi değerinin farkına varması, eşi ya da anası benzer biçimde bir bayan yada tam anlamıyla ‘anima’sının bilincinde olması sebebiyle gerçekleşmiştir.” (She-Kadın Psikolojisini Anlamak)
  • Bireyler benzer biçimde görünsek de aslen çoğul varlıklar olduğumuzu biliyoruz. Her birimiz, tek bir bedende bir arada mevcud, tek bir psikeyi paylaşan fazlaca sayıda kişiliğe sahibiz. (Düşler Ve Aktif Hayal Gücüyle Bilinçdışına Yolculuk)
  • ne olmayı istiyor ve dünya tarafınca iyi mi görülmeyi diliyorsak odur. Psikolojik giysimizdir ve gerçek benliklerimiz ile çevremiz içinde aracılık eder, tıpkı fizyolojik giysimizin karşılaştığımız kişilere bir imge sunması benzer biçimde. Ego, ne isek ve bilgili olarak ne biliyorsak odur. Gölge, benliğimizin göremediğimiz ya da bilemediğimiz kısmıdır. (Gölgene Sahip Çık)
  • Eğer sevgi, 110 voltluk kullanılabilir elektrik akımı ise, aşık olmak, hiçbir evde bulunmayan 100 bin voltluk insanüstü bir enerji anlama gelir. (She-Kadın Psikolojisini Anlamak)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş