Eğitim

Lacivert – Kübra Nur Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Lacivert – Kübra Nur Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Lacivert kimin eseri? Lacivert kitabının yazarı kimdir? Lacivert konusu ve anafikri nedir? Lacivert kitabı ne konu alıyor? Lacivert PDF indirme linki var mı? Lacivert kitabının yazarı Kübra Nur kimdir? İşte Lacivert kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Kübra Nur

Yayın Evi: Angel Yayınları

İSBN: 9786056536076

Sayfa Sayısı: 224


Lacivert Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

‘Bencede Leylan’, dedi kibirli burnunu birazcık daha havaya kaldırarak.Kendini daha iyi tanıtmak için başka kelimeler aradı. Ama adı haricinde benliğine ilişik olduğundan güvenilir olduğu bir şey kalmamıştı sanki. Bulamadı.’Asla senin yanına yakışmak benzer biçimde bir çabam olmayacağından güvenilir olabilirsin!’ dedi sonunda. Ardından Cesuru’un yüzüne bile bakmadan arkasına döndü, öfkeli adımlarla toprağı ezerek otomobile yürüdü. Sinirle attığı her adım altında ki kurak toprağa ayak izini kazırken,Cesur’un şaşkın bakışları onu takip ediyordu…

(Tanıtım Bülteninden)


Lacivert Alıntıları – Sözleri

  • “Çok canım yanıyor,” dedi Cesur, fısıltıyla.
    “İçim acıyor. Her şey siyah, her şey karanlık…”
  • ” Bir insana yanında bulunduğunu hissettirmenin en iyi yolu sarılmaktır…”
  • Lacivert diyorum…:
    ” Siyah kadar asil,mavi kadar güzel. “
  • ” Pişmanlık denilen duyguyu asla sevmezdi.Ama sık sık yaşıyordu ne yazık ki. “
  • ” … dünyadaki en güzel mesuliyet insanoğlunun kendisine ilişik bir ailesi olmasıydı… “


Lacivert İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Konusu rahat fakat anlatımı güzeldi Türk filmi tadında. Leylan ‘ın yaşamı mutlu sona ulaştı her zamanki benzer biçimde. En oldukca Fırat ve Zeylan’ın vakası ilgimi çekti. Daha oldukca öykü eklenebilİrdi .Acele bitti. (mslme)

Leylan, ailesini bir trafik kazasında kaybettikten sonrasında tek akrabası olan amcasının yanına Mardin’in bir köyüne yerleşir. Amcasının 9 sözü geçen evine bir sığıntı olarak yerleşir. Bir ay sonrasında amcası Onu bir ağanın oğlu ile evlendirir.
Cesur, ağa oğlu , İstanbul’da ailesi ve kuzeni ile bir yalıda yaşıyor. 2 yıl ilkin başlarına bir vaka ulaştıktan sonra yeğeniyle arası bozulmuş ve ikisi de oldukca değişmiş. Cesur, içine kapanık, vurdum duymaz olmuş. Aynı şirkette çalışan biri ile ilişkisi var. Ama sevmiyor. Sorumsuzlukları yüzünden babası Onu evlendirmeye karar verir. İtiraz edemez, tek düşündüğü evlendikten sonrasında en kısa zamanda bu kızdan boşanıp kurtulmaktır. Tabi işler o şekilde olmaz.
Leylan, istemediği birlikteliği yapar ,aslen istediği tek şey üniversite okumaktır ve kocası eğer İstanbul kazanırsan olur diyince oldukca sevinir ve İstanbul’u kazanır.
Cesur ve Leylan çekişmeli geçen birliktelikleri hemen sonra birbirlerine aşık olmaları ile gerçek bir evliliğe döner (Persephone)

Sürükleyici bi konusu var bikaç saat içinde bitirilecek bir roman fakat etkisinden çıkılmayacak kadar da güzel değil. Yazarın sanırım ilk yazdığı roman .Uzunca bi tecrübe etme benzer biçimde. (Arife Akar)


Lacivert PDF indirme linki var mı?


Kübra Nur – Lacivert kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Lacivert PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Kübra Nur Kimdir?

1994 senesinde Van’da doğdum.

Babamın mesleği dolayısıyla İstanbul, Balıkesir, Kastamonu benzer biçimde şehirler gezdim.

Şu an Yalova Üniversitesinde Endüstri mühendisliği okumaktayım.

Hikayelerimi yazmaya ise 14 yaşlarında başladım.


Kübra Nur Kitapları – Eserleri

  • Üç Yapraklı Ahududu
  • Bir İstanbul Gecesi
  • Çirkin Ördek Yavrusu
  • Son Şansım
  • Son Çarem
  • Ben Prenses Değilim!
  • Lacivert
  • Son Aşkım


Kübra Nur Alıntıları – Sözleri

  • Yalan sizi kendisine tutsak eder. (Son Aşkım)
  • ~ Sokakları denize çıkan bir şehirde yaşamı sürdürmenin hafifletici hissi vardı yüreğimde. / 69
    ~ Beni yoran şey yaşamın ta kendisiydi, ne yazık. / 201
    ~ Herkesin her duyguyu gizleme derdinde olduğu şu dünya…
    / 218
    ~ Elinizde hakikaten fena bir örnek varken, iyi olanın aslen ne işe yaradığını daha kolay öğreniyordunuz. / 273
    ~ Hayatın bir çok vakit karmaşık olduğu doğruydu fakat oldukca rahat noktaları da vardı. Sevgi tüm yaraları kapatmaya yetmiyordu bir ihtimal. Her şeyi kolaylaştırdığını da söyleyemezdim fakat birçok şeye iyi geldiğini biliyordum. Birine bir evi sevdirmeye yetiyordu. Bazen karanlıkları aydınlatmaya yetiyordu. Bazen tek başımıza kaldığımızda aslen tek başımıza olmadığımızı bilmemize yetiyordu. Sevgi rahat bir şeydi. Doğru anda, doğru insanoğlu içinde filizlenip büyüdüğünde dünyanın en güzel şeyine dönüşüyordu. Birbirini seven iki insan, bu dünyada asla yalnız kalmıyordu. Aralarında kilometreler olsa bile. Bu, her şey demek değildi bir ihtimal fakat birçok insan için oldukca şey demek bulunduğunu biliyordum. Benim için öyleydi. / 292
    ~ Sevgi saklanamazdı. / 316 (Bir İstanbul Gecesi)
  • “Seninle tanışmadan ilkin bir insanoğlunun bu kadar mutlu olabileceğini de bu kadar üzülebileceğini de bilmiyordum.Yaşamın değişik bir boyutunu keşfetmiş gibiyim.Şimdi de tüm bu tarz şeyleri; daha oldukca hissedebilmeyi, daha içten gülebilmeyi, kalbimin mutluluktan perendeler atışını,tüm güzel rüyalarımı ve nicesini kaybettiğim için müthiş bir azap çekiyorum.” (Son Çarem)
  • “Bakışları almam ihtiyaç duyulan bir emanetmiş benzer biçimde orada öylece bekliyor ve beni her hatırladığımda yeniden yeniden gülümsetiyordu.” (Bir İstanbul Gecesi)
  • “Yanlış bir zamanda mı geldim?” diye sordu Arın.
    “Hayır,” dedim derhal. “Akın’ın gömleğine bir şey dökülmüş. Ben de çıkarmaya çalışıyordum.”
    Arın’ın tek kaşı yavaşça yukarı kalktı. “Gömleği mi?”
    “Hayır,” dedim gene. “Lekeyi. Aslında gömleğini de çıkarmak istedim fakat Akın istemedi.
    Arın gür sesli bir kahkaha koyuverirken başını iki yana salladı. “Kardeşim hep birazcık salak olmuştur.” (Son Aşkım)
  • “Aşkın sabitlerden, değişkenlerden, kısıtlamalardan daha fazlası olduğunu öğrendim. En büyük değişkenin, insanın sol kaburgasının altında sakladığı yüreği olduğunu öğrendim. Kalp ve yüreğin aslında çok da aynı anlama gelmediğini öğrendim. Aşk kimileri için bir yuva, kimileri için huzurdu. Benim içinse akasyalar, ateş böcekleri, yıldızlı gökyüzü ve mavi renk olduğunu öğrendim.” (Son Aşkım)
  • Sizin derdinizi kendi derdi bilecek insanların olması kalkandır. (Bir İstanbul Gecesi)
  • Bahçeden çıkıp Akın’ın yolun karşısına park etmiş olduğu otomobilinin yanına gittik. Bir beyefendi benzer biçimde, benim için kapımı açıp binmemi bekledikten sonrasında kapıyı kapattı. Ardından sürücü koltuğuna yerleşti. Tam arabayı çalıştırmaya hazırlanıyordu ki, bakışları torpidonun üstündeki bir şeye takıldı. Yarım bir gülüşle uzanıp, orada duran tek dal pembe gülü alıp bana uzattı.
    ”Bir çiçekçi yolumu kesti ve ondan bir çiçek almam için oldukca ısrar etti. O şekilde ki , almazsam beni lanetleyeceğini falan düşünmeye başladım. En sonunda pes ederek bu gülü aldım ve randevumuz için güzel bir başlangıç olur diye düşündüm.”
    Gülü sapından tutarak aldım ve burnuma götürüp kokladım. ”Teşekkür ederim. Fazlaca hoş,” dedikten sonrasında, pembe yapraklarından birini koparıp ağzıma attım.
    Akın’ın bana taraftan bir bakış attığını, sonrasında minik bir hıhlama sesi çıkararak yeniden yola döndüğünü, arkasından yeniden bana dönerek kaşlarını şaşkınca çatarak yüzüme baktığını fark ettim. Tamamı iki saniye içinde oluverdi.
    ”Bir şey mi oldu ? ” diye sormuş oldum ağzımdaki yaprağı yutarken.
    ”Yanlış mı gördüm, yoksa birazcık ilkin sana verdiğim gülü mü yedin ?”
    Bir an durakladım. Bir çok insanoğlunun onlara armağan edilen gülü yemedikleri bilgisi her nede olsa beynimin arka köşelerine saklanmıştı. Ve sadece Akın’ın şaşkın bakışlarını gördüğünde saklandığı köşeden çıkma zahmeti göstermişti.
    ”Hı,hı.” Usulca mırıldanırsam bir ihtimal mevzuyu uzatmaz, öylece geçiştirmeyi tercih ederdi. (Son Aşkım)
  • ” Bir kadının sevilmeyi ya da kabul görülmeyi hak etmesi için güzel olmasına gerek yoktu. Kadınlar, hayatlarındaki iyi şeyleri güzellikleri karşılığında almak zorunda değillerdi. Güzellik, onların sevilmemelerinin karşılığında ödedikleri karşılık değildi. ” (Çirkin Ördek Yavrusu)
  • Ben, Damla’yı güzel buluyor, bilhassa gözlerini oldukca beğeniyordum. Ama bu, gözleri mavi olmasa onu sevmeyeceğim anlamına gelmiyordu. Damla’yı beğeniyordum fakat insan her beğenmiş olduğu hanıma aşık olmuyordu. Aşk için daha fazlası gerekiyordu; onun için kendinde, kişiliğinde, kalbinde bir yer açabilecek kadar önemsemen gerekiyordu. Ve bu bir tek güzellikle olmuyordu. (Çirkin Ördek Yavrusu)
  • Lacivert diyorum…:
    ” Siyah kadar asil,mavi kadar güzel. ” (Lacivert)
  • ” Sizi öldürmeyen şey güçlendiriyordu. ” (Çirkin Ördek Yavrusu)
  • Eğer ilişkiyi doğru temeller üstünde başlatırsan en küçük sıkıntıda yıkılmaz (Üç Yapraklı Ahududu)
  • Terbiyesizin biri kapıma dayandı diye evimden ayrılmam haksızlık.”
    Elindekileri yeniden sehpanın üstüne bıraktı ve gelip yanıma oturdu. “Elbette haksızlık,” diye konuşmaya başladı, içimi titreten bir anlayışla gözlerimin içine bakarken. “Elbette olması ihtiyaç duyulan o insanın bir yere kapatılması, cezalandırılması ve senin asla bu şekilde rahatsız edilmemen. Elbette bir evde dilediğin benzer biçimde tek başına kalabilmelisin, sokakta günün her saatinde dilediğin benzer biçimde yürüyebilmelisin, yaşamının hiçbir anında hiçbir insan seni rahatsız
    etme hakkını kendinde bulmamalı. Fakat olması gerekenin olduğu bir dünyada yaşamıyoruz,
    ne yazık ki. (Son Şansım)
  • Dudaklarımdan bir homurdanma döküldü.”Kuvvetli kadınmış”diyerek pufladım.
    “Bu da yeni moda.Kuvvetli kadınız diye her şeye yakınma etmeden katlanmamız umut ediliyor.Ne hikmetse ya kuvvetli ya zayıf oluyoruz ,ya hep ya asla oluyoruz.Bir türlü insan olamıyoruz sizin gözünüzde.” (Üç Yapraklı Ahududu)
  • Kış bitmişti fakat yeniden vardığında el ele tutuşup gene baharı getirecektik (Son Şansım)
  • – şimdi sen bu şekilde söyledin ya .
    Ben sanki bu şehri fethetmişim benzer biçimde hissettim. Ama savaşmadan,kan dökmeden. Acısız bir yengi. (Ben Prenses Değilim!)
  • “Bana uyacak biri nasıl biri, onu soruyorum.” dedi gülerek.
    Ortada gülünç bir şey vardı da ben mi göremeiyordum. Omuz silktim. ‘“Başvuranlar arasında henüz öyle bir adaya rastlamadım. O yüzden tam bilemiyorum.”
    “Sana bu konuda yardımcı olabilirim.”
    Önerisine göz devirmemem hakikaten yaptığım en zor şeylerden biriydi. Benim ne kadar başarı göstermiş ve ustalaşmış bir çöpçatan olduğumu buradan anlayabilirdiniz.
    “Öyle mi ? Bu… iyi olur.”
    Evet, lütfen sana iyi mi birini ayarlamamı istediğini anlat bana. Anlat da ağlayarak masanın altına girme aşamasına daha süratli geleyim.
    “Bence…” dedi, benim içimdeki fena hislerden habersiz,rahat, güzel bir gülümsemeyle.
    “Bana uyacak kişi sevimli biri olmalı. Orta boylu, beyaz tenli. Çilli.’”
    Bunları saydıktan sonrasında bir yanıt bekliyormuş benzer biçimde yüzüme baktı. Ama ne diyebilirdim ki ? Tüm çilli hanım müşterilerimle yollarımızı ayırma planları yapmakla meşguldüm.
    Akın minik bir öksürükten sonrasında devam etti.
    “Çok zeki biri olmalı.” derken kaşları yukarı doğru kavislendi.
    “Bana gökyüzünde yıldızların yerini gösterip isimlerini söyleyebilecek kadar zeki.”
    Bir dakika. Beklediğim bu değildi… Kaşlarım şüpheyle birbirine yaklaşırken Akın saymaya devam etti.
    “Sonra, biraz tuhaf biri olmalı. Erkek köpeğine, bir dişi ismi verecek ya da ona getirilen çiçekleri yiyecek kadar tuhaf biri.”
    İşte bu tarz şeyleri söylemesinin arkasından gözlerim hayretle dev gibi açılmıştı. Bu şahıs sana da birazcık tanıdık geliyor muydu, sayın okur ? Yoksa beynim üzüntüden kendini kapattı da rüyalar âlemine mi geçiş yapmıştım?
    “Her güzel şeye, onu anlamak için pürdikkat bakacak biri olmalı.” diye sürdürdü Akın konuşmasını.
    “Etrafındaki insanlara ger zaman ayak uyduramasa da onları incitmeden yaşamayı başarmış biri olmalı. Kendisi incinmiş olduğu halde üstelik. Eşsiz biri olmalı. Kendi mucizevi ışığını yaymalı.”
    Beynim kendini kapatmış mıydı bilmiyordum fakat bana komut vermeyi kestiğine güvence verebilirim. (Son Aşkım)
  • ” Birine güvenmek, aşktan, sevgiden, iyilikten bağımsız bir şeydi.Birine güvenmek, insanoğlunun karşısındakinden ziyade ta kendisiyle alakalıydı. ” (Ben Prenses Değilim!)
  • Ama geçiyordu işte. Herşey gelip geçiyordu. Ve geriye yalnız ben kalıyordum.. (Çirkin Ördek Yavrusu)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş