Biçem Alıştırmaları – Raymond Queneau Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Biçem Alıştırmaları – Raymond Queneau Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Biçem Alıştırmaları kimin eseri? Biçem Alıştırmaları kitabının yazarı kimdir? Biçem Alıştırmaları konusu ve anafikri nedir? Biçem Alıştırmaları kitabı ne konu alıyor? Biçem Alıştırmaları PDF indirme linki var mı? Biçem Alıştırmaları kitabının yazarı Raymond Queneau kimdir? İşte Biçem Alıştırmaları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…
Kitap Künyesi
Yazar: Raymond Queneau
Çevirmen: Armağan Ekici
Orijinal Adı: Exercices De Style
Yayın Evi: Sel Yayıncılık
İSBN: 9789755702056
Sayfa Sayısı: 140
Biçem Alıştırmaları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Biçem Alıştırmaları, Queneau’nun adının duyulmasına neden olan kitabı. Basit bir konunun 99 değişik halde anlatılmasına dayanan bu küçük kitap. Queneau’nun en mühim yapıtlarından biri; Oulipo akımının birçok hususi durumunun nüvesi, bu kitabından geliyor. Biçem Alıştırmaları, doğurduğu illüstrasyonlar, kabareler, tiyatro oyunları, başka yazarlarca meydana getirilen ekler, esin verdiği yapıtlarla uygar edebiyatın klasiklerinden biri.
Biçem Alıştırmaları, dilin, anlatımın, gerçekliğin çokyönlülüğü ve çeşitliliği üstüne son aşama ciddi imalar içeren bir gülmece kitabı (ya da son aşama gayriciddi bir dilbilim kitabı) olarak okunabilir.
Kitabı, tüm Avrupa dillerinden sonrasında nihayet Türkçe’ye getiren bu tercüme, Queneau’nun hazırladığı iki edisyondaki (1947 ve 1973) tüm alıştırmaları içeriyor.
Biçem Alıştırmaları Alıntıları – Sözleri
- …Bitaraf olduğum nispette dehşetle tanık olmuş olduğum aşağıdaki gerçekleri, nazar-ı dikkatinize arz etmekten onur duyarım…
- …Hakikat değildi,
yalan da değildi,
fakat 1bahaneydi. - Şafağın gül parmaklarının çıtırtılarının
kulakları okşadıkları saatte, yılan şeklinde kıvrak S
hattının ihtişamlı duruşlu ve öküz gözlü
otobüsüne bir alev dili şeklinde kıvrakça biniverdim. Savaş boyalarını sürünmüş bir kızılderilinin
bakışının keskinliği ve hassaslığıyla farkettim
ki, orada, boynu sav ayaklı bir zürafanınkinden
daha uzun olan bir civan vardı, fötr şapkası
sanki bir biçem alıştırmasının kahramanınki
şeklinde bir örgülü sicimle taçlandırılmıştı.
Memelerinden is akan, tarümar edici bir İntizar,
civanın kesinlikle diş macunu kokmayan
ağzından fışkırdı; o şekilde bir İntizardı ki, o habis
virüsünü zürafa boyunlu ve örgülü sicimli
şapkalı bu civan ile kaypak ve irmikli bir suratı
olan bir yolcunun arasına üfleyiverdi. Evvelki
berikine hitaben şu ifadelerle söz söylemiş oldu:
“İtikadımca, bayım, bu manzarayı kim görse,
ayaklarıma kasten bastığınızı söyler!” Bu
sözleri söyledikten sonrasında, zürafa boyunlu ve
şapkası sicimli civan hızlıca gitti ve oturdu.
Neden sonrasında, Cour de Rome’un ihtişamlı
boyutlarının içinde, bu zürafa boyunlu ve
şapkasmın etrafı sicimli civan yine dikkatimi cezbetti; bir dostu ona refakat ediyordu, neyin moda olacağını saptayan o hususi insanlardan biriydi bu dost; istekli kulaklarıma çarpan ilenç sözleri, zürafa boyunlu ve şapkasının çevresinde sicim olan genç insanın elbiselerinin en dış sathını hedefalmış şu laneti okuyordu: “bunun yaka açıklığını bir düğmenin yakanın dairesel
çeperinin üstüne eklenmesi ya da
yükseltilmesi marifetiyle azaltman koşul”. - Yumuşak, kahverengi, ortasında çukurluğu
olan bir şapka, siperliği indirilmiş, etrafına
örülmüş bir sicim takılmış, birçok şapka
arasından yalnızca birisi. Sakin duruyor, sadece
yoldaki çukurlar onu taşımakta olan otobüsün
tekerlekleri tarafınca kendisine iletildiği
zamanlarda zıplıyordu bu şapka. Her durakta
yolcuların gelmeleri ve gitmeleri ona vakit
vakit oldukça dikkat çekici yatay hareketler
yaptırdı, ve bu da onu kızdırdı, şapkayı şu demek oluyor ki.
Rahatsızlığını, altında duran ve kendisine
birkaç oyukla delinmiş bir tür kemikli kürenin
etrafındaki bir et hacmi kanalıyla bağlanmış
insan sesi kanalıyla belli etti bizim şapka. Sonra
ansızın gitti ve oturdu bu şapka.
Bir ya da iki saat sonrasında onu (şapkayı) yine
gördüm, yerden ortalama 1 m 66 santimetre
yüksekliğinde, Saint-Lazare garının önünde
gidip geliyordu. Bir arkadaşı ona paltosuna
fazladan bir… paltosuna… eklemesi… fazladan
bir düğme… ona diyordu ki… ona… şapkaya… - Anagramlar
S sotedübüno frantiği ablakalık namazında
tirilayım aylannşad dama, kep uznu nice
buloyun ev lakerdu reyine cisimle ağlanbımş
bri paşasık vra. Dayanın udnar irb yollu-cay
tatyarışma yorgiir, uno beli beli sikininde
ekmekleelit çulsuyor. Rib üzgel dinletekin
arson obş ibr koaltuğ duroğ reysitiroğ.
Bri tasa soran uno Cuor ed More’da gömdür,
Satin Azar-le ıranıng dönüne. Rib alyarakdaşı
dirlikbeyti, karadaşı do-yurid ik: “Onaptal
fazdalan bri müğde doyurmank mazlı”. Yerene
doluğunu östgerdi (akay ağılkıçma) - Aaşamüstü meydanda bi baktım ki aynı oolan dönerek-duruu. Yanında kendisi şeklinde pek yaman bi oolan vaa; ona akıl veriveeyo: “Efe” deeyo, “ülen mintanının düğmesi kopmuş, bi diktiriveesen ya!”
- Kuş dili
Bigir gügün ögöğlege vagaktigi sege
ogotogobügüsü-gündege uguzugun
bogoyugunlugu vege şagapkagasıgı
kugurdegelaga yegeriginege bigir tügür
sigicigimlege sa-garıgılmıgış bigir gegenç
gögözügümege tagakıgıldıgı. Aganigidegen
yagamgmdagakigi yogolcuguylaga bigir tagartıgışmagayaga
gigirigiştigi, ogonugu
agayagak pagar-magaklagarıgınaga
bagasmagaklaga suguçluguyogordu-gu.
Buğu tagartıgışmagayıgı hıgızlaga
tegerkegettigi vege kegendiginigi bogoş
bigir kogoltuguğaga agattıgı.
Igikgi sagaagat sogonraga ogonugu
Segen-Lagazagar gagarıgınıgın
ögönügündege tegekragar gögördügüm,
ke-gendigisiginege pagaltogosugunugun
yagakaga agaçıgıklı-gığıgmıgı igişigi
bigilegen bigir tegerzigiyege sögözügü gegeçegen pagaltogonugun ügüst
dügüğmegesiginigi yügüksegelttigiregeregek
agazagaltmagasıgmıgı sögöylege-yegen
bigir agarkagadagaşıgıylaga
sogohbegetege dagal-IHiglŞtlgl. - Geometrik
84 x + S = y eşitliğince belirlenen bir
doğru süresince ilerleyen dik açılı bir
paralelopipedde, / uzunluğu / > n olan bir
silindirik bölgenin üstünde iki sinüzoidal
eğriyle sınırlandırılmış bir küre kesitine
haiz bir A homoidinin, başka bir apaçık B
homoidi ile teğet konumunda bulunduğunu
varsayalım. Bu teğet noktasının aynı
zamanda bir dönüm noktası bulunduğunu
gösterin.
A homoidi, bir homoloji ilişkisi içinde
olduğu bir C ho-moidiyle kesiştiği vakit,
kesişim noktası, çapı r - Dolu bir Osman’ın arka Seherinde bigün Cevat’ı gördüm; yanında uzun Hüsnü ve Samil vardı, fakat Samil’in çevresinde Kurthan yerine Cezmi dolanıyordu. Aniden Cevat Cavit ile bir münakaşaya girişti; ne vakit Hasan ile Hüseyin girip çıksa, Cavit Hulki ile Nedim’i eziyordu. Ne var ki; Cevat Ateş’i derhal terketti ve Didem’i park etmeye koştu.
Iki Safinaz sonrasında Cavit ile yine karşılaştım, Laz Ahmet’in önünde, Cemal ile büyük bir Habip’e dalmıştı; Cemal ona acilen Hızır’a gidip Dursun’u Hüdaverdi kadar yükseltmesini söylüyordu. - Yalnızca büyük şehirler, fenomenolojik
ruhaniyete geçici ve düşük olasılıklı
rastlantıların canalıcı önemliliğini
sunabilirler. Arada sırada bir S otobüsünün
boşuna ve faydacı varolmayışsallığına ağan
bir felsefeci, bu otobüsün içinde, pineal
gözünün aydınlığıyla, şapkasal cehaletle
sicimlenmiş ve züppeliğin uzun ensesiyle
malul profan bir bilincin gelip geçici ve
solmuş görünümünü alımlayabilir. Gerçek
anlamda bir enteleki’ye haiz bulunduğunu
söyleyemeyeceğimiz bu varlık, vakit
vakit kendisinin suçlayıcı yaşama
gücünün ulamsal emrine doğru ve neo-berkleygil gerçekdışılığına karşı, herhangi
bir vicdani kaygı taşımadan dalışa geçer.
Bu etik tutum, akabinde, bu ikiliden daha
bilinçsiz olanını bir yokluk uzamsallığına doğru yönlendirir, bu uzamsalda o da
birincil ve sapmış unsurlarına ayrılacaktır.
Felsefi araştırmalar, bunun arkasından,
düzgüsel olarak, aynı varlığın kendisinin özce
önemsiz fakat terzisel bir replikası ile, son
aşama tesadüfi fakat ulvi bir hikmet içeren
karşılaşmasını inceleyerek devam eder; söz
konusu replika, ona sosyolojikman fazlaca düşük
bir seviyede konumlanmış bir palto düğmesi
konseptinin dönüştürülmesini noumenik olarak
önermektedir.
Biçem Alıştırmaları İncelemesi – Kişisel Yorumlar
99 değişik metin, değişik görüş açısı, değişik kelimeler… Aynı vaka!
Normal bir vaka sadece bu kadar sıradışı bir halde anlatılabilirdi.
Kitaptaki vakası ilk sayfada kavrıyorsunuz, sayfanın geri kalanında aynı vakası okuyacağınızı biliyorsunuz ki fakat elinizden bırakamıyorsunuz. Sonunu görmek istiyorsunuz ‘Daha ne kadar değişik cümleler kurabilir ki?’ diye yazarı takip ediyorsunuz, bir yerde bocalamasını dikkatle bekliyorsunuz. Ancak kitap bitince yazarın kelimeleri ve cümleleri kullanma bütünlüğüne fanatik kalıyorsunuz.
Okuyun ne demek istediğimi anlayacaksınız…
Not: Ferit Edgü’nün ‘ Yazmak Eylemi’ adlı kitabı bu kitabından esinlenip yazıya döktüğü bir vakası 101 değişik şekilde anlattığı bir yazı imiş. Kitabın başlarında ‘Biçem Alıştırmaları kitabını okumayan bu kitabı okumasın’ diye bir cümle ile başlamış. İlgisini çekenlere duyurulur. (Sema Gndg)
Gerçekten mükemmel bir kitap. Aynı hikayeyi ki bu öykü iki paragraftan mürekkeptir, yüz değişik şekilde konu alıyor yazar. Kimi şarkı kimi mişli geçmiş vakit, kimi sone kimi kitap arkası yazısı biçiminde… Bir okura elbet fazlaca hoş gelebileceği şeklinde bir yazar için de bulunmaz bir kaynak, beklenmedik bir esin meyvesi oluveriyor bu kitap. (Murat Çalık)
Anlatmanın 99 yolu: Kitapta Raymond Queneau tarafınca aynı olayın değişik şekillerde (biçemlerde) aktarımına yönelik örnekler veriliyor. Dil oyunları, kelime oyunları ve tasarı oyunları ile dolu oldukça keyifli bir kitap. Söz konusu alıştımaların toplu listesine vikipedia üstünden erişmek mümkün. (Elif BAKTIR)
Biçem Alıştırmaları PDF indirme linki var mı?
Raymond Queneau – Biçem Alıştırmaları kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Biçem Alıştırmaları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Raymond Queneau Kimdir?
Raymond Queneau (1903 – 1976), düzyazı ve şiirlerinde dili büyük bir ustalıkla kullanan 20. yy. ortalarının önde gelen gelen Fransız yazarıdır. Ansiklopedik merakları da olan yazar, etkili Encyclopédie de la Pléiade’in ilkin düzeltmenliğini, 1955’ten sonrasında da yönetmenliğini yapmış oldu. 1920’lerde gerçeküstücülükten etkilenerek benimsediği sözcük oyunlarını, kara mizahı ve otoriteye karşı alayı içeren üslubunu sonradan da sürdürdü.
1960’lı yıllarda edebiyatın sınırlarını genişletmek amacıyla bir grup arkadaşıyla oulipo akımını kurdu.
Mizahi üslubu ve dilsel çarpıtmalarıyla gerçekte köklü kötümserliğini ve ölüm mevzusundaki saplantısını gizliyordu.
Konuları çoğu zaman bir banliyöde, bir lunaparkta ya da metroda geçen romanlarında saçma bir dünya imgesi çizen Queneau, bu yapıtlarında bayağı insanların yaşamını, günlük dildeki argodan yüksek şiirsel anlatıma kadar değişen bir üslupla betimler.
Queneau’nun yayınladığımız öteki kitapları: Zazie Metroda, Zorlu Bir Kış Biçem Alıştırmaları ve Dostum Pierrot’dur.
Raymond Queneau Kitapları – Eserleri
- Biçem Alıştırmaları
- Zazie Metroda
- Dostum Pierrot
- Zorlu Bir Kış
- Biz Qadınlarla Həmişə Nəzakətliyik
- The Flight of Icarus
- The Sunday of Life
Raymond Queneau Alıntıları – Sözleri
- İnsan, bir tek kendi vücudunda durmaya katlanamadığı için ölebilir. (Zorlu Bir Kış)
- İnanın bana, insanları o şekilde çabucak yargılamamalı. (Zazie Metroda)
- Yumuşak, kahverengi, ortasında çukurluğu
olan bir şapka, siperliği indirilmiş, etrafına
örülmüş bir sicim takılmış, birçok şapka
arasından yalnızca birisi. Sakin duruyor, sadece
yoldaki çukurlar onu taşımakta olan otobüsün
tekerlekleri tarafınca kendisine iletildiği
zamanlarda zıplıyordu bu şapka. Her durakta
yolcuların gelmeleri ve gitmeleri ona vakit
vakit oldukça dikkat çekici yatay hareketler
yaptırdı, ve bu da onu kızdırdı, şapkayı şu demek oluyor ki.
Rahatsızlığını, altında duran ve kendisine
birkaç oyukla delinmiş bir tür kemikli kürenin
etrafındaki bir et hacmi kanalıyla bağlanmış
insan sesi kanalıyla belli etti bizim şapka. Sonra
ansızın gitti ve oturdu bu şapka.
Bir ya da iki saat sonrasında onu (şapkayı) yine
gördüm, yerden ortalama 1 m 66 santimetre
yüksekliğinde, Saint-Lazare garının önünde
gidip geliyordu. Bir arkadaşı ona paltosuna
fazladan bir… paltosuna… eklemesi… fazladan
bir düğme… ona diyordu ki… ona… şapkaya… (Biçem Alıştırmaları) - “Ah! Paris,” diyor yüreklendirici bir sesle. “Ne güzel bir şehir. Baksana, ne kadar güzel!” (Zazie Metroda)
- “İlgileniyorsunuz, değil mi?”
“Hususi olarak değil.”
“Ne kadar iki yüzlüsünüz.” (Zazie Metroda) - Dolu bir Osman’ın arka Seherinde bigün Cevat’ı gördüm; yanında uzun Hüsnü ve Samil vardı, fakat Samil’in çevresinde Kurthan yerine Cezmi dolanıyordu. Aniden Cevat Cavit ile bir münakaşaya girişti; ne vakit Hasan ile Hüseyin girip çıksa, Cavit Hulki ile Nedim’i eziyordu. Ne var ki; Cevat Ateş’i derhal terketti ve Didem’i park etmeye koştu.
Iki Safinaz sonrasında Cavit ile yine karşılaştım, Laz Ahmet’in önünde, Cemal ile büyük bir Habip’e dalmıştı; Cemal ona acilen Hızır’a gidip Dursun’u Hüdaverdi kadar yükseltmesini söylüyordu. (Biçem Alıştırmaları) - Kuş dili
Bigir gügün ögöğlege vagaktigi sege
ogotogobügüsü-gündege uguzugun
bogoyugunlugu vege şagapkagasıgı
kugurdegelaga yegeriginege bigir tügür
sigicigimlege sa-garıgılmıgış bigir gegenç
gögözügümege tagakıgıldıgı. Aganigidegen
yagamgmdagakigi yogolcuguylaga bigir tagartıgışmagayaga
gigirigiştigi, ogonugu
agayagak pagar-magaklagarıgınaga
bagasmagaklaga suguçluguyogordu-gu.
Buğu tagartıgışmagayıgı hıgızlaga
tegerkegettigi vege kegendiginigi bogoş
bigir kogoltuguğaga agattıgı.
Igikgi sagaagat sogonraga ogonugu
Segen-Lagazagar gagarıgınıgın
ögönügündege tegekragar gögördügüm,
ke-gendigisiginege pagaltogosugunugun
yagakaga agaçıgıklı-gığıgmıgı igişigi
bigilegen bigir tegerzigiyege sögözügü gegeçegen pagaltogonugun ügüst
dügüğmegesiginigi yügüksegelttigiregeregek
agazagaltmagasıgmıgı sögöylege-yegen
bigir agarkagadagaşıgıylaga
sogohbegetege dagal-IHiglŞtlgl. (Biçem Alıştırmaları) - Aaşamüstü meydanda bi baktım ki aynı oolan dönerek-duruu. Yanında kendisi şeklinde pek yaman bi oolan vaa; ona akıl veriveeyo: “Efe” deeyo, “ülen mintanının düğmesi kopmuş, bi diktiriveesen ya!” (Biçem Alıştırmaları)
- “Ah, Paris! ” diye haykırdı. Sonra birden fazlaca uzakta bir şey göstererek , “Bak, Zazie,” diye ekledi, “bak ! ! metro! ! ! ” “Metro mu?” dedi Zazie.
Kaşlarını çattı . (Zazie Metroda) - “Nasıl , iyi eğlendin mi?”
“Şu şekilde bu şekilde.”
“Metroyu gördün mü?”
“Hayır.”
“Ne yaptın peki ?”
“Yaşlandım .” (Zazie Metroda) - – Ölünün nəyindən qorxmaq olar?… Dirilər daha qorxuludur. (Biz Qadınlarla Həmişə Nəzakətliyik)
- …Bitaraf olduğum nispette dehşetle tanık olmuş olduğum aşağıdaki gerçekleri, nazar-ı dikkatinize arz etmekten onur duyarım… (Biçem Alıştırmaları)
- Geometrik
84 x + S = y eşitliğince belirlenen bir
doğru süresince ilerleyen dik açılı bir
paralelopipedde, / uzunluğu / > n olan bir
silindirik bölgenin üstünde iki sinüzoidal
eğriyle sınırlandırılmış bir küre kesitine
haiz bir A homoidinin, başka bir apaçık B
homoidi ile teğet konumunda bulunduğunu
varsayalım. Bu teğet noktasının aynı
zamanda bir dönüm noktası bulunduğunu
gösterin.
A homoidi, bir homoloji ilişkisi içinde
olduğu bir C ho-moidiyle kesiştiği vakit,
kesişim noktası, çapı r Biçem Alıştırmaları) - “Şimdi filmlerin sonunda eskisi kadar evlenmiyorlar. Ben hepsinin gebermesini yeğlerim.” (Zazie Metroda)
- “Öyküm sizi ilgilendiriyor mu?”
“Evet.” (Zazie Metroda) - “O şekilde güzel konuşuyorsunuz ki.” (Zazie Metroda)
- Elə adamlar var ki, onların qadınlar haqqında danışmağa haqqı yoxdur. (Biz Qadınlarla Həmişə Nəzakətliyik)
- Anagramlar
S sotedübüno frantiği ablakalık namazında
tirilayım aylannşad dama, kep uznu nice
buloyun ev lakerdu reyine cisimle ağlanbımş
bri paşasık vra. Dayanın udnar irb yollu-cay
tatyarışma yorgiir, uno beli beli sikininde
ekmekleelit çulsuyor. Rib üzgel dinletekin
arson obş ibr koaltuğ duroğ reysitiroğ.
Bri tasa soran uno Cuor ed More’da gömdür,
Satin Azar-le ıranıng dönüne. Rib alyarakdaşı
dirlikbeyti, karadaşı do-yurid ik: “Onaptal
fazdalan bri müğde doyurmank mazlı”. Yerene
doluğunu östgerdi (akay ağılkıçma) (Biçem Alıştırmaları) - …Hakikat değildi,
yalan da değildi,
fakat 1bahaneydi. (Biçem Alıştırmaları) - “Konu o değil. Kendimi kaybettim ben, kendimi.”
“Anlayamadım,” dedi Gridoux , gene birazcık kaygılanmıştı.
“Sorular problem bana, sorular problem, anlayacaksınız.”
“Ama sorulara cevap vermiyorsunuz ki .” (Zazie Metroda)
Yorum Ekle
[
YORUMLAR
YORUM YAZ!