Eğitim

Babil ve Asur Mitleri – Donald A. Mackenzie Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Babil ve Asur Mitleri – Donald A. Mackenzie Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Babil ve Asur Mitleri kimin eseri? Babil ve Asur Mitleri kitabının yazarı kimdir? Babil ve Asur Mitleri konusu ve anafikri nedir? Babil ve Asur Mitleri kitabı ne konu alıyor? Babil ve Asur Mitleri PDF indirme linki var mı? Babil ve Asur Mitleri kitabının yazarı Donald A. Mackenzie kimdir? İşte Babil ve Asur Mitleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Donald A. Mackenzie

Çevirmen: Nisan Benzergil

Yayın Evi: İlya Yayınları

İSBN: 9786054473250

Sayfa Sayısı: 512


Babil ve Asur Mitleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Babil ve Asur Mitleri isminde bu yapıt bugünkü Irak’ta Fırat ve Dicle nehirleri arasındaki alanda ortalama 5000 yıl ilkin yaşamış Babil ve Asur uygarlıkları hakkında geniş ölçekli bilgiler vermektedir. Marduk Efsanesi, Gılgamış Destanı ve Büyük Tufan Miti benzer biçimde günümüzde hala dikkat çeken ve büyük ilgi gören efsaneler kitabın ortak noktalarıdır


Babil ve Asur Mitleri Alıntıları – Sözleri

  • Doğanın ruhlarıyla uyum içinde acı çeker ya da memnun olurlardı.
  • Öğretilerin savaşı devamlı fikirlerin mücadelesi olmuştur.
  • Kendi saf büyüsünü ekledi benimkine.
  • Her bir bölgede tanrının karakteri mahalli şartlarla uyum içinde şekillendirilmiştir.
  • Ölülerin ilgilenilmeye, topraklarına şarap dökülmesine, beslenmeye gereksinimleri vardı.
  • Ölüm, tüm insani duyguları soğuturdu.
  • ve hastalar seni gördüğünde, iyileşecekler.
  • Ressamlarımız ve heykeştraşlarımız ideallerini, fikirlerini ve izlenimlerini sembolize ederken muhteşemdirler. Bu şekilde yaparak bizi kendi ruh hallerine çekerler.
  • Cehennem bomboş bundan dolayı tüm şeytanlar burada.
  • Diğerlerine önemsiz görünen bir şey beni gülücüklere ve gözyaşlarına boğar…


Babil ve Asur Mitleri İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Sevgili arkeoloji ve tarih severler için alıntıladığım ve üstünde durmak istediğim birkaç nokta var.
Syf: ” Antik dönemde yaşamış bir halkın entelektüel yaşamındaki dönemler jeolojik zaman içinde karşılaştırılamaz. Şundan dolayı işleyen güçler insan iradeleriyle yönetilmiştir. Öğretilerin savaşı devamlı fikirlerin mücadelesi olmuştur. Bu nedenle insan öğesinin Babil’in dini tarihinde Hamlet oyunundaki Danimarka prensi kadar mühim bir yeri vardır. Sadece hikâyeyi gözetmiyoruz. Karakterlerde de dikkat edilmelidir. İstekleri ve zaferleri, önyargıları ve gafları hikayenin kenarını şekillendiren ve zamanı yazan dalga dalga güçlerdir.”
Dicle ve Fırat içinde,Mezopotamya toprakları üstünde yaşayan Babil, Asur, sümer vb. Medeniyetlerin bir arada yaşayıp, dini inanç olarak Hıristiyanlığın gelişmesine en büyük payları olmuştur. Biroldukça bahsedilen mit veyahut Babil uygarlığında ki anlatılar incil’de geçmektedir. Biroldukça kazıbilimci, filolog, antropologun ilk başvurduğu kaynaktır -ki
Babil’in en görkemli hamurabi kanunlarının yanında o denli da siyasal buhranla yozlaşmış bir medeniyetin oluşmasıdır. EA olarak tanımladıkları ve filologların çözemediği anlam ,Babil uygarlığı için mühim bir tanrı sembolüdür.
Bu kitap hakkında uzun uzun düşüncelerimi paylaşacağım bundan sonraki birkaç incelememde. 🙂 (Virginia woolf)


Babil ve Asur Mitleri PDF indirme linki var mı?


Donald A. Mackenzie – Babil ve Asur Mitleri kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Babil ve Asur Mitleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Donald A. Mackenzie Kimdir?


Donald A. Mackenzie Kitapları – Eserleri

  • Elfler ve Kahramanlar
  • Babil ve Asur Mitleri
  • Çin ve Japon Mitolojisi


Donald A. Mackenzie Alıntıları – Sözleri

  • Şeytanın karanlık çağının metaliydi
    (Hint “Kali Yuga”) (Çin ve Japon Mitolojisi)
  • Boşa bu bitmek tükenmek bilmeyen harp,
    Aptal güdülere ve isteklere karşı.. (Elfler ve Kahramanlar)
  • Çin’liler, bir insanoğlunun iki ruhu olduğuna inanırlar. Bunlardan biri Kwei ve bu ruh, Yin unsurunun doğasına katılır ve doğduğu topraklara geri dönerdi; öteki ruh ise Yang unsuruna katılan shen idi. Shen, yaşayan bedende İse, ona Khi ya da “nefes” adı verilirdi; ölümden sonrasında, “ming biçiminde, parlak bir ruh olarak yaşamaya devam ederdi”. Kwei adındaki öteki ruh, yaşam süresince, p’ob olarak bilinir; ölümden sonrasında, mezarda, cesedin yanı başlangıcında yaşamaya devam eder ve bu cesedin, doğudan ve batıdan “akan” iyi etkisinde bırakır, yeşimtaşı, inciler, denizkabukları vs. tarafınca korunduğuna inanılırdı. (Çin ve Japon Mitolojisi)
  • Diğerlerine önemsiz görünen bir şey beni gülücüklere ve gözyaşlarına boğar… (Babil ve Asur Mitleri)
  • “Hiçbir soyut öğreti, insanoğlunun naturel eşitliğini savunandan daha yanlış ve zararı dokunan değildir… Ortak yaşam tecrübesi, bu şekilde boş bir hayalle yeterince çelişmektedir… En keskin zekaya ve en kuvvetli karaktere haiz insanoğlu diğerlerini yönetir ve en azından dışarıdan görünmüş olduğu kadarıyla, toplumun içine konulacağı kalıplara biçim verir… İnsanların gerçek idarecileri, bilgiyi daha da geliştren düşünürlerdir… Uzun vadede, toplumun güçlerini yöneten ve denetim eden bilgidir. Böylece, yeni gerçekleri ortaya çıkaranlar, taç takmasalar ve ellerinde asa taşımasalar da insanoğlunun gerçek krallarıdır.” (Çin ve Japon Mitolojisi)
  • Ressamlarımız ve heykeştraşlarımız ideallerini, fikirlerini ve izlenimlerini sembolize ederken muhteşemdirler. Bu şekilde yaparak bizi kendi ruh hallerine çekerler. (Babil ve Asur Mitleri)
  • Uygarlık zamanı, aynı mit ve dini uygulamaların, birbirinden oldukça uzak ülkelerde aynı anda ortaya çıkmış olduğu hipotezini desteklememektedir. Kültür karışımları, biyolojik evrim ilkelerinin uygulanması ile açıklanamaz. (Çin ve Japon Mitolojisi)
  • Aşağılamayın kimseyi kibrinizle,
    Batıya esen rüzgar
    Yön değiştirip güneye esmeye başlayabilir. (Elfler ve Kahramanlar)
  • Her bir bölgede tanrının karakteri mahalli şartlarla uyum içinde şekillendirilmiştir. (Babil ve Asur Mitleri)
  • Ah unutuyorsun tanıştığımız o saatleri
    Gözyaşı vadisinin gelgitlerinde.
    Beni sevmek ve güldürmek için gelişini,
    Ve fısıldayışını kulağıma; “Benim gelinim ol.” diye.. (Elfler ve Kahramanlar)
  • Hiçbiri bilmiyordu yüreğini kaplayan
    Ve yüzünün asılmasına yol açan fena hisleri. (Elfler ve Kahramanlar)
  • ve hastalar seni gördüğünde, iyileşecekler. (Babil ve Asur Mitleri)
  • Pek azı icad eder, pek bir çok onu kullanır; pek azı düşünür ve pek bir çok onları izler. (Çin ve Japon Mitolojisi)
  • Öğretilerin savaşı devamlı fikirlerin mücadelesi olmuştur. (Babil ve Asur Mitleri)
  • Doğanın ruhlarıyla uyum içinde acı çeker ya da memnun olurlardı. (Babil ve Asur Mitleri)
  • Ah bu yaşam, terk ediyor olduğum,
    Gamı, kederiyle grileşmiş.
    Derinliklerde göz boyayan.. (Elfler ve Kahramanlar)
  • Kuzey penceresini kapat
    Ve güneye doğru olan pencereyi hızlıca kapat.
    Ve batıya bakan pencereyi kapat
    Fenalık hiçbir süre doğudan gelmez. (Çin ve Japon Mitolojisi)
  • Son zamanlarda elde edilmiş kanıtlar, dünyanın neredeyse hiçbir yerinin, eski çağların büyük uygarlıklarının etkilerinden bağımsız kalmadığını ve bu uygarlıkların, tarihlerinin hiçbir periyodunda “muhteşem bir yalıtım” durumunda bulunmadıklarını ortaya koymaktadır. Bu bilgilerin ışığında, Viktoriyan etnologların oldukça fazla benzerlik oluşturmak istedikleri ve daha yoğun bir bölgesel kültür araştırmasının ortaya koyduğu farklılıkları hesaba kat­makta başarısız oldukları her geçen gün daha açık hale gelmekledir. Tabii ki, geri kalmış toplulukların kolonicilerinin gelişmiş topluluklar arasına yerleşmeleri ve kültürel temaslarda bulunmalarının etkisiyle ortaya çıkmış olduğu kabul edilen benzerlikler bulunmaktaydı, fakat bölgesel temellere dayanan ve büyük olasılıkla “yüzeysel” olarak, nitelendirilebilecek inanç ve tane
    farklılıkları da vardı. Bu temasların neticelerinden biri de “kültür karışımı” süreciydi. Adetler ve fikir biçimleri bir ülkeye getiriliyor ve bölgesel gelenekler ve bölgesel fikir biçimleriyle harmanlanıyordu. Daha sonrasında da gösterime başlayacağı benzer biçimde, Eski Çin’de “kültür karışımı” bulunmaktaydı. Çin fikir biçimi, oldukça eski zamanlarda uygulanmış olan uzlaşmaların bir sonucudur. Öyleyse, ilerleme fikri iyi mi oıtaya çıktı? İnsan zihninde insanoğlunu ilerleme halletmeye sevk eden bir içgüdü mü var? Eğer öyleyse, bazı toplumlar, gelişmiş ırklarla temas kurana dek niçin ilerleme kaydedemediler? Mesela, MalezyalIlar,
    misyonerler ve sandal ağacı tüccarlarının onlara ulaşmasına dek niçin Taş Devrinde kaldılar? Misyonerler ve tüccarlar onların Taş Devri’nden Maden ve Makina Devirlerine kısa zamanda İlerlemelerine niçin oldular. Eski çağlarda ani değişimlerin gerçekleşmediği düşünülebilir mi? Mesela, bir ülkeye bronz işçiliğini getiren insanoğlu, başka hiçbir şey getirmediler mi? İnançlarını, mitlerini, adetlerini ve tarihlerini geride mi bıraktılar? (Çin ve Japon Mitolojisi)
  • Bir toplumun kaderi, ona ilişkin fikir biçimleri ile şekillenir ve bundan dolayı onun gerçek zamanı aslına bakarsak ona ilişkin kültürün tarihidir. (Çin ve Japon Mitolojisi)
  • Ölülerin ilgilenilmeye, topraklarına şarap dökülmesine, beslenmeye gereksinimleri vardı. (Babil ve Asur Mitleri)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş