Sessiz Oyun – René Char Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sessiz Oyun – René Char Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sessiz Oyun kimin eseri? Sessiz Oyun kitabının yazarı kimdir? Sessiz Oyun konusu ve anafikri nedir? Sessiz Oyun kitabı ne konu alıyor? Sessiz Oyun PDF indirme linki var mı? Sessiz Oyun kitabının yazarı René Char kimdir? İşte Sessiz Oyun kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…
Kitap Künyesi
Yazar: René Char
Çevirmen: Özdemir İnce
Yayın Evi: Alkım Kitabevi
İSBN: 9789756363225
Sayfa Sayısı: 110
Sessiz Oyun Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Char, tüm dış görünüşlere rağmen ne bir felsefeci, ne bir mistik, ne de bir yalvaçtır. Char, yatışma diye bir durum tanımaz onlar şeklinde. Onun şiiri bir sertlik ve direnme şiiridir: Patlama, şimşek, yıldırım görüntüleri onun şiirini belirleyen şiirsel eylemin temel öğeleridir. Herhangi bir şeyi kanıtlamak gereği duymayan Char, şiirlerine bir sarsma, isyan ve ümit gücü verme çabası içindedir. Dış dünyayla, güncel vakalarla, tarihle ilgisini kesmiş şeklinde görünen ozan için şiir, ne bilinçsizliğin ve düşün araştırılması, ne de dünyayı seyreden uyanık bilincin türküsü olmalıdır; şiir, bununla birlikte hem gerçekçi, hem üstgerçekçi olmalı, bu iki evrene de katılmalıdır.
Sessiz Oyun Alıntıları – Sözleri
- Boyun eğin siz mevcud domuzlarınıza.
Var olmayan tanrılarıma boyun eğeceğim ben.
İnsan kalacağız bağışlanmazlık adına. - Gitmekle iyi ettin, Arthur Rimbaud! İyi ettin dostluğa, düşmanlığa, Parisli ozanların budalalıklarına, Ardenli birazcık kaçık ailenin kısır arı vızıltısına boyun eğmeyen onsekiz yılını enginin yellerine saçmakla, mevsimsiz giyotinlerinin bıçağı altında atmakla. Hayvanların cehennemi, düzenbazların alışverişi ve basit adamların merhabası uğruna tembellerin bulvarını, sidik-sazlı kahveleri bırakışında haklıydın. Beden ve ruhun bu saçma atılımı, havaya uçurarak hedefini gören top güllesi, işte bunlardır yaşamı bir adamın! Çocukluktan çıkar çıkmaz, sonsuza dek kişioğlunu boğazlayamaz insan. Volkanlar pek azca yer değiştirirlerse de, lavları dünyanın büyük boşluğunu bir baştan bir başa dolaşır ve yaralarında türkü söyleyen erdemler getirir ona. Gitmekle iyi ettin, Arthur Rimbaud! Olası mutluluğa kanıtsız inanabilecek birkaç kişiyiz, senin yanında.
- Geniş kanatlı keçisağan, dönen ve sevincini haykıran evin çevresinde. Böyledir yürek.
Yıldırımı kurutur. Tohum saçar dingin gökyüzüne. Yırtılır yere değerse. - Uzaklaşın ağız açmadan sabreden benden;
O biricik güzel yalımlı sığınak, çöl de
Hiç adlandırmadı beni, asla onarmadı. - Sen bana göründüğünde gözde kayası üstünde türkü söylüyordu yaz, sessizlik, sevgi, hüzünlü özgürlük, uzun mavi küreği ayaklarımızla eğlenen denizden daha deniz olan bizlerden uzakta türkü söylüyordu yaz. Türkü söylüyordu yaz ve yüreğin yüzüyordu ondan ötelerde. Kucaklıyordum gözüpekliğini ve şaşkınlığını duyuyordum. Yol, evlerimizi taşıyan eller için öldürücü erdemlerin yelken açmış olduğu yüksek köpük tepelerine doğru uzanan dalgaların saltıklığı süresince. Seneler geçti. Fırtınalar öldü. Çekip gitti dünya. Yüreğinin beni artik tam olarak farketmemesinden acı çekiyordum. Seviyordum seni. Yüz yoksunluğunda ve mutluluk boşluğumda. Seviyordum seni, tepeden tırnağa değişerek, sana yürekten bağlı.
- Hüzünlüdür aşkım
Şundan dolayı aşkın kargışlı huyundandır
hüzünlü olmak. - Sarsılmak gerek büyümek için.
Bugün halkım egemen oluyor surlara,
Güneşin bana beşik olarak seçtiği.
Saklıyorum yürek sözcüğünün bağladığı çifti yol gösteriyorum
Sönmüş bulunduğunu anlasalardı dünyanın
Kaygılarını giderirdim bir kraliçe olarak. - Hüzünlüdür aşkım
İçten bağlıdır zira
Sorguya çekmez unutkanlığını kimsenin
Dökülmez ağızdan düşmesi şeklinde cepten bir gazetenin
Birleştiricisi değildir burgaçlanan sıkıntının
Çekilmez yarımadanın dalgakıranına karamsarlık taslamak için
Hüzünlüdür aşkım
Şundan dolayı aşkın kargışlı huyundandır hüzünlü olmak
Işık şeklinde
Mutluluk da hüzünlüdür - Yumruklar sıkılı
Gözlerde yaş
Hayat,
Dişler kırık
Beni azarlayan, paylayan, alay eden
Ben ağustos ürünü geçkin başak
Güneşin tacında
Bir güneş görüyorum
Sidiğinde boğuluyorum. - Aşkım var benim kentin sokaklarında.
Önemi yok nereye gittiğinin bölünmüş zamanda.
Aşkım değil artık, dileyen konuşabilir onunla.
Anımsamıyor artık, kim sevmiş oldu onu eksiksiz ve düşmesin diye kim aydınlatır onu uzaktan?
Sessiz Oyun İncelemesi – Kişisel Yorumlar
Sessiz Oyun PDF indirme linki var mı?
René Char – Sessiz Oyun kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Sessiz Oyun PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı René Char Kimdir?
René Char (14 Haziran 1907, L’Isle-sur-la-Sorgue – 19 Şubat 1988, Paris), Fransız ozan.
Avignon Lisesi ve d’Aix-en-Provence Üniversitesi’nde tahsil gördü. II. Dünya Savaşı’nda Nazi işgaline karşı Direniş Hareketi’nde vazife alarak Provence bölgesinde ‘Yüzbaşı Alexander’ takma adıyla bir taşra çetesinin komutanlığını yapmış oldu. Savaştan sonrasında doğduğu yer olan L’Isle-sur-la-Sorgue’a yerleşti.
René Char kendinden sonraki kuşakları hem biçem hem de içerik açısından etkilemiştir. Başlangıçta gerçeküstücülüğü benimsemiş, sonradan uzaklaşmış; özdeyişler ve yoğun imgelerle gelişen kısa ve özlü şiirler yaratmış, mağrur fakat gösterişsiz bir alay içeren, yer yer ahlaksal bir boyut taşıyan ekonomik ve son aşama çetin bir hermetik şiire yönelmiştir. Düzyazı şiirler de yazan Char, karşıt düşünceleri iç içe geçirişiyle Heraklitos-Heidegger esintileri de barındıran değişik ve örneksiz bir söyleyiş elde etmiştir. 1966’da tüm yapıtları için Eleştirmenler Ödülü’nü (Prix des Critiques) almıştır.
René Char Kitapları – Eserleri
- Sessiz Oyun
- Seçme Şiirler
- Seçme Şiirler
- Seçilmiş Şiirler
- Fureur et mystere
René Char Alıntıları – Sözleri
- Sarsılmak gerek büyümek için.
Bugün halkım egemen oluyor surlara,
Güneşin bana beşik olarak seçtiği.
Saklıyorum yürek sözcüğünün bağladığı çifti yol gösteriyorum
Sönmüş bulunduğunu anlasalardı dünyanın
Kaygılarını giderirdim bir kraliçe olarak. (Sessiz Oyun) - .
Yaşamak, bir anıyı bitirmekte ısrar etmektir.
… (Fureur et mystere) - Uzaklaşın ağız açmadan sabreden benden;
O biricik güzel yalımlı sığınak, çöl de
Hiç adlandırmadı beni, asla onarmadı. (Sessiz Oyun) - .
Bir şimşek çakmasının içinde yaşarsak,
sonsuzluğun kalbidir.
… (Seçme Şiirler) - .
Ozan, yaşayanların sonsuz yüzlerinin küratörü.
… (Fureur et mystere) - .
Ortaya çıkacak kelimeler bizim onlar hakkında bilmediğimiz şeyleri biliyor.
… (Fureur et mystere) - Hem acılıyım hem de tüy şeklinde hafifçe. (Seçilmiş Şiirler)
- ”Kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz.” (Seçme Şiirler)
- Kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz. (Seçme Şiirler)
- Yumruklar sıkılı
Gözlerde yaş
Hayat,
Dişler kırık
Beni azarlayan, paylayan, alay eden
Ben ağustos ürünü geçkin başak
Güneşin tacında
Bir güneş görüyorum
Sidiğinde boğuluyorum. (Sessiz Oyun) - Aşkım var benim kentin sokaklarında.
Önemi yok nereye gittiğinin bölünmüş zamanda.
Aşkım değil artık, dileyen konuşabilir onunla.
Anımsamıyor artık, kim sevmiş oldu onu eksiksiz ve düşmesin diye kim aydınlatır onu uzaktan? (Sessiz Oyun) - .
Sadece sevmek için eğilin.
… (Fureur et mystere) - Geniş kanatlı keçisağan, dönen ve sevincini haykıran evin çevresinde. Böyledir yürek.
Yıldırımı kurutur. Tohum saçar dingin gökyüzüne. Yırtılır yere değerse. (Sessiz Oyun) - “Terkedildim diye yalnız değilim
yalnız olduğum için yalnızım ben,
kendi duvarları içinde badem ağacı şeklinde.” (Seçme Şiirler) - “Terkedildim diye yalnız değilim
yalnız olduğum için yalnızım ben,
kendi duvarları içinde bademağacı şeklinde.” (Seçme Şiirler) - Kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz. (Seçme Şiirler)
- “Terkedildim diye yalnız değilim
yalnız olduğum için yalnızım ben,
kendi duvarları içinde bademağacı şeklinde.” (Seçme Şiirler) - Ve toprağın yemişlerle sonlanacağını görebilen şahıs
Hiç sarsılmaz başarısızlıktan, yitirmiş olsa da her şeyi. (Seçilmiş Şiirler) - .
Bataklıkların çetin gecelerinde birbirlerine seslenen ve birbirlerini görmeyen, aşk çığlıklarına evrenin tüm yazgısına boyun eğen o kara kurbağaları gibiyiz.
… (Fureur et mystere) - terkedildim diye yalnız değilim; yalnız olduğum için yalnızım ben, kendi duvarları olan bademağacı şeklinde. (Seçme Şiirler)
Yorum Ekle
[
YORUMLAR
YORUM YAZ!