Kitap Künyesi

Yazar: Eyyüp Akyüz

Yayın Evi: MGV Yayınları

İSBN: 9786055000448

Sayfa Sayısı: 296

Kayıp Ülke Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Şu an 18 yaşlarında olsaydınız neler yapardınız? Eyyüp Akyüz; bu suali ozan, yazar, gazeteci, karikatürist ve entelektüellere sordu ve tam üç yüz on kişiden yanıt aldı. Böylece ortaya, gençler için baş ucu kitabı olacak özellikte bir yaratı çıktı. Yazarlara geçmiş muhasebesi yaptıran ve hem de mini bir otobiyografi özelliği taşıyan kitap; “keşke”ler, “iyi ki”ler ekseninde yazarları daha yakından tanımak isteyenlere de kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor.

“Enfes bir kitap. Geleceğe bırakılmış bir şişe benzer biçimde.”

Mustafa ARMAĞAN

“18 yaşın kavak yelleri derhal herkeste değişik esiyor benzer biçimde görünse de; yaşam ve vakit içinde savrulan rüzgarlara açık bir ülkenin iyi mi gençleri olduğumuza dair de ipuçları veriyor. Şairler, yazarlar… Kitap, kalemin gölgesi ve ilk gençlik özlemlerinin eşliğinde değişik fakat yinede ana çerçeveyi oluşturan benzer aynılıkların ortak dili ile buluşuyor okurla.”

Müge İPLİKÇİ

“Her yaşam herhangi bir çağlarında daha doğru bir halde yaşanma istikameti kazanabilir. Eyyüp Akyüz’ün gençlik çağına ilişkin sorusu, geride kalanı hatırlamaya çağırırken şimdiki zamanı layıkıyla yaşamı sürdürmenin haklı sebepleri üstüne düşündürüyor.”

Cihan AKTAŞ

Kayıp Ülke Alıntıları – Sözleri

• İçimde çoğalan hüzne sarılıp uykuya dalardım. Düşlerimde kendimi çoğaltırdım.
• Mevcut şartlarda nelerin boyutunu, nelerin yönünü değiştirebilir insan?
• Hayatı bir bakıma nöbette geçirirdim. Akıl nöbetinde, ruh nöbetinde, insanlık nöbetinde, kulluk nöbetinde…
  Mehmet Gündem
• Öğrenen yoksul düşmez. İyiliklere özendirmek, kötülükleri önlemek her insanın görevidir.
  Prof. DR. Ersin Nazif Gündoğan
• Biz bu ülkeden bir gençlik alacaklıyız. Çocukken şımaramadık, genç olup hep kendimizle uğraşmadık. Canımızı kurtaramazken ülke iyi mi kurtulur diye kafa yorduk. Dört başı mamur okumadık, ne okullarda ne sanatta. Gene de, her şeyin oldukca ciddiye alındığı bir çağda yetiştiğim için mutluyum. Ya şimdiki naylon zamanlarda bir örnek hayatların içinde genç olsaydık?
• Bu ülke insanlarının belleklerinin 18 yaşına ulaşmadan sıfırlandığını düşünüyorum. Ve muhtemelen bu sıfırlanma her 5-10 yılda bir filan oluyor. Ve bu ülkede insanların belleği, vicdanı, ahlakı, kişilik averajı 5-10 yaşını aşamıyor kim bilir bu yüzden.
• Vaktinde eda edilmemiş her namazın kaybedilen bilmiyorum kaç kilometrelik topraktan daha acı ve ağlatısal bulunduğunu düşünür ve zaman namazlarıma oldukca daha çok dikkat ederdim.
  Ahmet Edip Başaran
• Hepimizin üzerine çöken darbelerin hayatla aramıza girmesinden, bizi genç olmaktan alıkoymasından, genç olamamak bir yana, yaşımızın üstünde bir olgunluk dayattığından üzgünüm.
• Sevginin aslına bakarsak dokunmak bulunduğunu da 18 yaşımda bilmeyi oldukca arzu ederdim. Bundan dolayı harcamadığın para, oturmadığın ev, dokunmadığın sevgili asla senin değildir. Bir insanoğlunun; bir insan yüreğine dokunması kadar haz veren, onur veren başka duygu tanımıyorum.
  Ahmet Selçuk İlkan
• Aynı ülke insanlarının yaşamları, yaşlarına bakılırsa fazla değişmez. Bugün 18 yaşlarında, üniversiteye girmeye yada iş bulmaya çalışan gencin sorunları; ay sonunu zor getiren, geleceğine güvensiz bakan emekliden daha mı azdır? İnsan ilişkilerindeki tıkanma, aşkın paraya yada sanala indirgenilmesi, özgürlük adına bazı değerlerin yok olması, kaygı, kaygı, korku; her yaşlarındaki insanı esir almıyor mu?

Kayıp Ülke İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Sonsözünde:
“Neden on sekiz yaş? Ebeveyn iznine gerek duyulmayan yaştır on sekiz. Çocukluktan gençliğe adım atılan, “Artık seçmensin, hadi seç! “ denilen yaştır on sekiz. Hayatın ceza sahasına fütürsuzca girmektir on sekiz yaş. Rotanın belirlendiği basamaktır. Demir almaktır limandan. Hayat bir kavgadır ve kavganın tam ortasında gözünü açtığın yaştır on sekiz. Fırtınanın başkentidir. Dahası bir Kayıp Ülke’dir on sekiz yaş. “ diyerek oldukça etkisi altına alan bir anlatımla bitirmiş kitabı Eyyüp bey.
Sadece 2,5 sayfa olan sonsöz için bile alıp okuyabileceğim bir kitap.
– değil mi ki bazı kitapları içindeki tek bir cümleden dolayı sever ve sahipleniriz. Ben de bir tek sonsözü için bile sahiplenebilirim. –
“Şu an 18 yaşlarında olsaydınız neler yapardınız? “ sorusuyla cevabı tamamen muhatabın anlayış ve kavrayışına bırakılmış.
18 yaş oldukca rahat bir sual benzer biçimde görünse de ucu oldukça açık, ciddi anlamda muhasebe yaptırıp sorgulatan, geçmiş ve şimdiki vakit içinde karşılaştırma imkanı sunuyor size.
313 kişinin verdiği cevaplarla hayatlarına, data birikimine,tecrübelerine, keşke ve pişmanlıklarına tanık oluyor kendi 18 yaşınıza seyahat yaparken buluyorsunuz kendinizi. Sahi ben 18 yaşlarında ne yapıyordum! sorunda baya mesai harcıyorsunuz.
18 yaşımdan hayatıma ne taşıdım, kendimi kaç yaşlarında hissediyorum… on sekizimden değişik olarak ne yapıyorum benzer biçimde benzer biçimde ardı arkası kesilmeyen sorular soruyorsunuz kendinize.
Kitabın içinde birbirinden kıymetli adlar ve benim asla tanımadığım fakat not aldığım adlar de var. Hepsinden öğrenecek oldukca şeyimiz var aslına bakarsak. Beni benden alan müthiş cevaplar yaşam dersi durumunda. Bu kadar güzel bir kitabın sesinin duyulmamış olması üzüntü veriyor.
Öğretmen ve öğrencilerin kütüphanelerinde olsa hatta öğretmen dostlar öğrencilerine armağan etse gençlerimiz değişik yaşam tecrübelerine tanık olsalar verilen emeğin karşılığı alınsa oldukca güzel olmaz mı!
kitap/kitap–113669 yazar/i11103 (Yağmur)

Yazar birçok mühim isme “ Şu an 18 yaşında olsaydınız neler yapardınız ?” diye sorup cevaplardan bu kitabı yazmış. Gerçekten oldukca güzel bir emek harcama ve emek söz konusu; kitabı okurken sevdiğim, yazarların, şairlerin, gazetecilerin pişmanlıklarını;hayallerini;keşkelerini ve iyi kilerini samimi bir söyleşi havası içinde öğrendim. Elimde kalem sık sık notlar aldım, 18 yaşlarında tanımak istedikleri yazarları, okumak istedikleri kitapları not aldım ki daha da geç kalmayayım; bir ihtimal bana bu suali soran kimse bulunmaz diye. Sevdiğim insanları yazar, ozan benzer biçimde bir ünvanla değil bir tek insan olarak; pişmanlıkları, kayıpları, lukları, özlemleri olan birer insan olarak görmek beni onlara birer adım daha yaklaştırdı sanki. Kitabın en sevdiğim özelliği belirli bir kesime odaklanmayıp her kesimden insanla görüşülmüş olması. Çeşitlilik arttıkça kitap güzelleşmiş bence. Bu kitabı sevdiklerime bilhassa 18 yaşına girenlere armağan ediyorum ki hayatlarının kim bilir en mühim yaşlarında onlara yol gösteren yazarlar, şairler, ressamlar olsun. Yine kendi hatalarını yapsınlar, kendi doğrularını bulsunlar fakat kitabı da rehber olarak yanlarında taşısınlar isterim, oldukca mu şey istedim acaba ? Ve son olarak 18 yaşımda olsaydım bu kitabı okumak arzu ederdim. (Şefika Y.)

“Eyyüp Akyüz’ün gençlik çağına ilişkin sorusu, geride kalanı hatırlamaya çağırırken şimdiki zamanı layıkıyla yaşamı sürdürmenin haklı sebebleri üstünde düşündürüyor.” diyor Cihan Aktaş, kitabın arka kapağında yer edinen yazısında.
310 kişiye ki bunlardan bir çok yazar ve şairlerden oluşuyor, “Şu an 18 yaşlarında olsaydınız neler yapardınız?” diye sormuş yazar.
Sorunun içindeki tefekkürü algı edip, oldukça hikmetli cevaplar verip ve okuyana bir şeyler söyleyen kıymetli yazar ve şairler olduğu benzer biçimde, suali bir tek zahiriyle algılayanlar da olmuş normal olarak.
Sorunun her kesimden insana yönetilmesi iyi mi olmuş bilemiyorum bu yüzden.
İsmini aradığım oldukca şahıs oldu, inanırım onlar daha nasihatkar ve tefekkür edilecek cevaplar verirlerdi ve kitabın hazırlanmasında ki niyet, ortaya çıkan haline daha oldukca yansırdı.
Yine de büyük bir emek var bu ziyadesiyle aşikâr.
Mavi Marmara şehidi Furkan Doğan’ın okumuş olduğu son kitabın bu kitap bulunduğunu öğrenince de daha bir değişik baktım kitaba, garip bir hüzün çöktü içime.
Ona sorulsaydı bu sual cevabı ne olurdu acaba… Rahmet olsun.
Bu kitabı 18 yaşımda okumuş olmayı oldukca arzu ederdim bir de.
Kitap bittiğinde bu suali kendime sormuş oldum.
O yaşlarda bir rahlenin başlangıcında ilme, Allah’ın rızasına, aşk ehlinin eşiğine talib olma gayretindeydim, yazıyordum, okuyordum.
Yine 18 yaşlarında olsam gene rahlemin başlangıcında olmayı, gene kendi dünyamın içinde, kitaplarla, gene rahlenin üstünde, acziyetinin bilincinde bir mürekkeb izi olmayı arzu ederdim…
Vesselâm. (dargın havsala)

Kayıp Ülke PDF indirme linki var mı?

Eyyüp Akyüz – Kayıp Ülke kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Kayıp Ülke PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Eyyüp Akyüz Kimdir?

Eyyüp Akyüz Kitapları – Eserleri

• Dervişhane
• Delinin Biri
• Kayıp Ülke
• Biri Beni Onarsın
• Masal Kuyusu
• 18+ Kayıp Ülke
• Uyandıran Masallar
• Eskiden Buralar
• Kalp Tamircisi
• Enfes Masallar
• Masal Kuyusu
• Gökten Düşen Masallar
• Mutlu Sinekler İmparatorluğu
• Masal Sepeti

Eyyüp Akyüz Alıntıları – Sözleri

• “dünya benden büyüktü, aştan küçük” (Biri Beni Onarsın)
• bakın romantikleri sevmiyor yaşam (Biri Beni Onarsın)
• “Gördün mü Oynamış? Bir eksi bir kafeslerde oturuyor artık insanlar. Mahremiyet yok, misafir ağırlayacak oda yok. Nefes alacakları muhabbet yok. Gördün mü?” (Delinin Biri)
• “Her şeyi hazır etmeli. Tek tamamlanmamış rüzgâr olmalı ki o da gelip bir el atsın.” (Dervişhane)
• Bu ülke insanlarının belleklerinin 18 yaşına ulaşmadan sıfırlandığını düşünüyorum. Ve muhtemelen bu sıfırlanma her 5-10 yılda bir filan oluyor. Ve bu ülkede insanların belleği, vicdanı, ahlakı, kişilik averajı 5-10 yaşını aşamıyor kim bilir bu yüzden. (Kayıp Ülke)
• Öğrenen yoksul düşmez. İyiliklere özendirmek, kötülükleri önlemek her insanın görevidir.
  Prof. DR. Ersin Nazif Gündoğan (Kayıp Ülke)
• “Az data ukalâlaştırır insanı. Her şeyi bildiğini sanan şahıs, öteki insanları küçümsemeye adım atar. Sonunda da ki bir illeti gelir ve kalbine oturur insanın.” (Dervişhane)
• aşk azınlıktaysa baştan helaka uğramışız (Eskiden Buralar)
• “Sizler her fena düşüncenizle zindanın duvarlarına bir yenisini eklediniz. Oysa bu genç, her güzel düşüncesiyle bir duvarı yıktı. Hayat da böyledir.” (Masal Kuyusu)
• İnsanoğlu böyleymiş işte. Dünya kuruldu kurulalı çözülmemiş sır bırakmamak için elinden geleni ardına koymazmış. (Gökten Düşen Masallar)
• sevgisiz murdarmış dünya, butlanmış meğer (Eskiden Buralar)
• her şeyin fazlası fazladır (Eskiden Buralar)
• uyanık adamlar hep uyuyan güzellere aşık oluyor (Eskiden Buralar)
• Hayatı bir bakıma nöbette geçirirdim. Akıl nöbetinde, ruh nöbetinde, insanlık nöbetinde, kulluk nöbetinde…
  Mehmet Gündem (Kayıp Ülke)
• Son sürat aşama kaydediyor sol kulvardan bir terimler dizgesi
  Sağda rayını aramaktan usanmış trenler
  ortada bir ‘kinlik’ problemi
  gelenler, gidemeyenler
  iyi mi da bizi konu alıyor
  ayakta gidenler (Biri Beni Onarsın)
• Baksana burada yaşayan yok! (Delinin Biri)
• benim küfredecek yerde duaya durmuşluğum var (Eskiden Buralar)
• Bugün, dünyanın fena gidişatına nazar ettiğimizde akıllı geçinenlerin yol açtıkları akılsızlıkların acı neticelerini görürüz. (Delinin Biri)
• Mevcut şartlarda nelerin boyutunu, nelerin yönünü değiştirebilir insan? (Kayıp Ülke)
• Çocuk, hamurdur; aile ise yoğuran el. Hamura balçık ekleyip da ‘Bu niye çamurlu?’ demek akıllı adam işi midir? (Dervişhane)