Eğitim

Sultan Abdülhamid – François Georgeon Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sultan Abdülhamid – François Georgeon Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sultan Abdülhamid kimin eseri? Sultan Abdülhamid kitabının yazarı kimdir? Sultan Abdülhamid konusu ve anafikri nedir? Sultan Abdülhamid kitabı ne konu alıyor? Sultan Abdülhamid PDF indirme linki var mı? Sultan Abdülhamid kitabının yazarı François Georgeon kimdir? İşte Sultan Abdülhamid kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: François Georgeon

Çevirmen: Ali Berktay

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9789750510786

Sayfa Sayısı: 648


Sultan Abdülhamid Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Osmanlı İmparatorluğu zamanı ele alınırken üstünde en oldukca tartışılan sultanlardan birisi kuşkusuz II. Abdülhamid’dir. “Ulu Hakan” ya da “Kızıl Sultan” olarak sıfatlandırılıp,

tarih yazımı ekollerinin kahramanı ya da düşmanı sayılmıştır. François Georgeon bu kapsamlı eserinde, kendi periyodunun ve imparatorlukların millet-devletlere dönüştüğü sürecin bir aktörü olarak II. Abdülhamid’i konu alıyor. Hafiyeler ve jurnallerle iktidarını otoriter bir halde korumaya çalışan Abdülhamid’le, muhafazakâr modernleşmeci bir padişahın imparatorluğu eski gücüne kavuşturma telaşına eş zamanlı olarak bakıyor.

Georgeon, bu süreçte yaşanmış olan siyasal ve diplomatik gerilimler kadar II. Abdülhamid’in kişiliğini etkileyen faktörleri de inceliyor.

İmparatorluğun gereksinimleri ile padişahın bu gereksinimleri iyi mi karşılamaya çalıştığını tarihçi titizliği ile ince ince işliyor.

Klişelere saygınlık etmeyen bir bakışla, kanlı canavar ya da paranoyak hükümdar çizgilerine indirgenemeyecek bir portre çiziyor. Sultan Abdülhamid, usta bir tarihçinin kaleminden çıkan sürükleyici bir yaşam öyküsü…


Sultan Abdülhamid Alıntıları – Sözleri

  • “Sağlığı pek iyi olmayan Tir-i Müjgân, Abdülhamid on yaşlarında iken veremden ölür. (…) Annesi ölünce, babası ufak Abdülhamid’i hasekilerinden Perestû Kadın’a emanet eder; kendi evladı olmayan hanım Abdülhamid’i oğlu şeklinde yetiştirir.”
  • Tek geçerli politika, hileye hileyle karşılık vermektir.
  • “22 Eylül 1842’de namaz vaktinde duyulan beş para top atışı, Osmanlı payitahtı İstanbul’un ahalisine Çırağan’daki saray-ı hümayûnda Sultan Abdülmecid’in ikinci oğlunun doğduğunu haber verir. Çocuğa Abdülhamid adı verilir.”
  • “1892’de çarşafı yasaklayan bir buyrultu çıkarılır; gerekçeler içinde, hanımefendilerin bellerini sıktıkları, Hıristiyan hanımefendilerin matem giysilerine benzeyen siyah çarşaflar giyindikleri ve tüm bunların İslâm’a uymadığı belirtilmiştir.”
  • “Abdülhamid’in Yıldız’a kapanarak yaşamayı tercih etmesinin başlıca sebebi, suikast korkusudur. Sarayın çevre duvarlarını bizzat tahkim ettirmiş, muhafızları artırmıştır.”
  • Cevdet paşa, bu sorumlulukları imgesel bir üslupla nakleder: ” Midhat Paşa tüfeği doldurdu, Mahmud Celaleddin Paşa horozu kaldırdı ve Redif Paşa tetiği çekti: Memleketi felakete işte bunlar sürükledi.”
  • “Abdülhamid imajına da itina gösterir. Halkına yakın görünmeye ehemmiyet verir. Cülus bahşişini kendi kesesinden öder. Sarayından çıkmış olduğu, kenti gezdiği, kalabalığa karışığı, namaz kılmak için Ayasofya Camii’ne gittiği görülür.”
  • “Kasım 1881’de Yahudilerin Osmanlı İmparatorluğu’na girişine ve yerleşmesine ilk kısıtlayıcı tedbirler getirilir. Yahudilere Filistin hariç her tarafa yerleşme hakkı tanınırken, devletin yasalarına uymaları ve Osmanlı tabiiyetine geçmeleri koşul koşulur.”
  • “Abdülhamid devrinin ayırt edici özelliği okulların daha ilkin asla görülmemiş bir gelişme kaydetmeleridir. Milletlerin içinde evlatları okutma çabası hatırı sayılır boyutlardadır ve gerek okuma yazma oranı gerekse okur kitlesi üstünde benzer sonuçlara yol açmaktadır.”
  • “Midhat Paşa’nın sürgün edilmesiyle beraber bir dönem, Tanzimat devri kapanır. 5 Şubat 1877, 1839’dan beri derhal asla kesintisiz politika sahnesinin önünü işgal eden reformcu paşaların da sonudur.”


Sultan Abdülhamid İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Sultan Abdülhamid: Sultan II.Abdülhamid gerek saltanatı müddetince, gerek tahttan hal’ edildikten sonrasında ve gerekse günümüzde gündemden düşmeyen zamanı bir şahsiyet.
33 yıl iktidarda kalmış olan II.Abdülhamid’i daha iyi idrak etmek, öğrenmek ve türlü spekülasyonlardan uzak durmak için seneler öncesinde başladığım süreci üstünde yaptığım okumalarda 49.kitabı da bitirmiş bulunuyorum.
Kitap için en iyi II.Abdülhamid biyografilerinden biri diyebilirim kendimce. Kimi vakaları detaylı kimi vakaları ise kısa fakat okuyucuya doyurucu bir halde vermiş yazar. Olabildiğince yansız yaklaşmış. Tek bir negatif tarafı ise -aslında gerçek olmayan- II.Abdülhamid’in hatıra defterinden yararlanmış olması. Aslında bir çok büyük tarihçi bu hataya düştü zamanında. Ama gene de II.Abdülhamid üstündeki okumalarda gözardı edilemeyecek bir kitap. (Yaşam Berat ÇALIK)

Objektif bir bakış açısıyla yazılmış bir yapıt. Ayrıntılı ve belgelerden yararlanılmış. Yazar, Sultan Abdülhamid’i ve periyodunu kalıplara sıkıştırmadan objektif bir bakış açısıyla ele almış. Bu süreci merak eden her insanın okuması ihtiyaç duyulan bir yapıt bulunduğunu düşünüyorum. (Rümeysa Alpaslan)

Osmanlı İmparatorluğu’nun kim bilir en oldukca tartışılan padişahı II. Abdülhamid hakkında yazılan son aşama nesnel ve “Kızıl Sultan” ile “Ulu Hakan” içinde tercih yapma zorunda hissetmeksizin eldeki verilere bakılırsa hakikati ortaya çıkarmaya çaba gösteren kıymetli bir eserdir. Bu şekilde bir eserin hangi fikre haiz olursa olsun bir yabancı tarafınca değil de, bizlerden biri tarafınca yazılmasını arzu ederdim. Hakikat ideolojik kalıplara saplanarak ortaya çıkmamakta olup uzun, yorucu ve sabra dayanan çalışmaların neticesidir. Salt yada saptırmaya dayalı övme ve yerginin yerini hakikati arama çalışmalarına bırakması bilime, ülkeye ve insanlığa en mühim hizmettir. Tarihimizin tartışmalı şahsiyet ve dönemine dair çalışmanın başarı göstermiş bir halde ele alınması takdire şayandır. Eserin tercümesi son aşama akıcı ve sadedir. Sadece “Sultan” kelimesinin ilk harfinin yazım kurallarına riayet edilmeksizin “sultan” şeklinde yazılması tercümanın vermek istediği muzip bir bildiri olsa gerek. (İzzet Eroğlu)


Sultan Abdülhamid PDF indirme linki var mı?


François Georgeon – Sultan Abdülhamid kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Sultan Abdülhamid PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı François Georgeon Kimdir?

1942’de dünyaya geldi. École des langues Orientales’i tamamlamış oldu. Centre National de la Recherche Scientifique (CNRS) bünyesindeki “Türk ve Osmanlı Araştırmaları Kısmı’nün yöneticisidir. Osmanlı İmparatorluğu ve çağdaş Türkiye zamanı üstüne emek harcamaları olan Georgeon’un Türkçede yayımlanmış başlıca eserleri şunlardır: Aux origines du nationalisme turc, Yusuf Akçura (1876-1935), Paris. 1980 [Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri: Yusuf Akçura (1876-1935), çev. Alev Er, Tarih Vakfı Yurt Yayınlan, 1998]; Modernleşme Sürecinde Osmanlı Kentleri (Paul Du-mont’la beraber), çev. Ali Berktay, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1999; Doğu’da Kahve ve Kahvehaneler, (yay. haz.), çev. Meltem Atik-Esra Özdoğan, YKY, 1999; Osmanlı İmparatorluğu’nda Yaşamak (Paul Dumont’la beraber), çev. Maide Selen, İletişim Yay., 2000; Doğu’da Mizah, (yay. haz.), çev. Ali Berktay, YKY, 2001; Osmanlı-Türk Modernleşmesi (1900-1930) Seçilmiş Makaleler, çev. Ali Berktay, YKY,


François Georgeon Kitapları – Eserleri

  • Sultan Abdülhamid
  • Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri
  • Osmanlı-Türk Modernleşmesi
  • Osmanlıdan Cumhuriyete İstanbul’da Ramazan
  • Kemalizm ve İslam Dünyası
  • Bir İmparatorluğun Ölümü 1908- 1923
  • Modernleşme Sürecinde Osmanlı Kentleri
  • Doğu’da Kahve ve Kahvehaneler
  • Doğu’da Mizah


François Georgeon Alıntıları – Sözleri

  • “Midhat Paşa’nın sürgün edilmesiyle beraber bir dönem, Tanzimat devri kapanır. 5 Şubat 1877, 1839’dan beri derhal asla kesintisiz politika sahnesinin önünü işgal eden reformcu paşaların da sonudur.” (Sultan Abdülhamid)
  • Oldukça yüksek oranda Müslüman bir nüfus ve lâik devlet: Kemalist dönemden beri modern Türkiye’nin sosyopolitik gerçekliği budur. Arnavutluk örneği bir kenara bırakılacak olursa, İslami gelenekten gelip en azından dış çizgileri itibarıyla Batı Avrupa ülkelerininkine benzeyen laik milliyetçilik modelini benimsemiş tek ülke Türkiyedir. (Osmanlı-Türk Modernleşmesi)
  • “Abdülhamid imajına da itina gösterir. Halkına yakın görünmeye ehemmiyet verir. Cülus bahşişini kendi kesesinden öder. Sarayından çıkmış olduğu, kenti gezdiği, kalabalığa karışığı, namaz kılmak için Ayasofya Camii’ne gittiği görülür.” (Sultan Abdülhamid)
  • Akçura için, herşeyden ilkin Türklük’ün kaderi söz mevzusuydu. Nitekim, Üç Tarz-ı Siyaset’te Türk milliyetçiliğinin İslamiyet’ten oldukca daha üstün bir ilke haline geldiğini açıkça ortaya koymuş ve
    İslamiyet’in bu temel ilkeye hizmet etmesi icap ettiğini vurgulamıştı. (Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri)
  • Ramazan’ın ilk cuma günü ilk büyük namazı Ayasofya’da kılmak adettendir, peşinden ikincisi Eyüp Sultan’da, üçüncüsü de Fatih Camii’nde kılınır. Ramazan’ın dördüncü ve son cuma namazıysa Süleymaniye’de kılınır. (Osmanlıdan Cumhuriyete İstanbul’da Ramazan)
  • “22 Eylül 1842’de namaz vaktinde duyulan beş para top atışı, Osmanlı payitahtı İstanbul’un ahalisine Çırağan’daki saray-ı hümayûnda Sultan Abdülmecid’in ikinci oğlunun doğduğunu haber verir. Çocuğa Abdülhamid adı verilir.” (Sultan Abdülhamid)
  • Bağımsızlık saplantısı Kemalistleri, ekonomik açıdan kendi kendine yetmeyi, bu açıkça ifade edilmese de, bir ideal haline getirme noktasına götürür. (Osmanlı-Türk Modernleşmesi)
  • Kandil yakılması Müslüman ülkelerin hepsinde görülüyorsa da, mahya kurma geleneği bir tek Osmanlı’ya özgüdür. (Osmanlıdan Cumhuriyete İstanbul’da Ramazan)
  • “Bir ulusun aslolan doğuşu, bir avuç insanoğlunun onun mevcut bulunduğunu açıklamış olduğu ve bunu kanıtlamaya giriştiği andır.” (Osmanlı-Türk Modernleşmesi)
  • “Özgürlük sarhoşluğu”,taşkınlıklara,disiplinsizlik ve kargaşa gösterilerine, vergi ödemeyi reddetmeye yol açtı. Görevliler, dairenin yolunu tutmak istemiyorlardı artık,öğrenciler de okulun. (Bir İmparatorluğun Ölümü 1908- 1923)
  • “Sağlığı pek iyi olmayan Tir-i Müjgân, Abdülhamid on yaşlarında iken veremden ölür. (…) Annesi ölünce, babası ufak Abdülhamid’i hasekilerinden Perestû Kadın’a emanet eder; kendi evladı olmayan hanım Abdülhamid’i oğlu şeklinde yetiştirir.” (Sultan Abdülhamid)
  • Ramazan ışığın karanlıklar karşısında zafer kazanması demekti. (Osmanlıdan Cumhuriyete İstanbul’da Ramazan)
  • Ramazan bir taraftan da dilenci sayısının hissedilir seviyede arttığı bir aydır. 🙂 (Osmanlıdan Cumhuriyete İstanbul’da Ramazan)
  • Tarih Akçura’yı bütünüyle unutmamışsa, bunu onu “Pantürkizm’in babası” olarak tanımasına borçludur. (Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri)
  • Irk sözcüğü, ırkçı ve ırkçılık şeklinde türevleri ile beraber bugünkü türkçe de kalıtımsal olarak ortak fizyolojik ve fizyolojik özelliklere sayip insan topluluğunu ifade etmek için kullanılmaktadır. (Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri)
  • Ramazanın ilk günü kar yağdı. Kutsal ay pirüpak bir çehreyle geldi. Ama soğuğa karşın, oruçluyken evde kalmak imkânsız. Sokağa indik. Ne var ki açlığın pençesinde kıvranan ve sokakta birbirlerine sataşan insanların aptalca münakaşalarından başka bir şey göremedik. (Osmanlıdan Cumhuriyete İstanbul’da Ramazan)
  • Cevdet paşa, bu sorumlulukları imgesel bir üslupla nakleder: ” Midhat Paşa tüfeği doldurdu, Mahmud Celaleddin Paşa horozu kaldırdı ve Redif Paşa tetiği çekti: Memleketi felakete işte bunlar sürükledi.” (Sultan Abdülhamid)
  • Türk Ocakları’nın düşünce hocası Ziya Gökalp ise, örgütleyicisi de Hamdullah Suphi’dir. (Osmanlı-Türk Modernleşmesi)
  • İslam ülkelerinin Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda dünya çapındaki durumunu gözden kaçırarak Kemalizmi anlamaya olanak yoktur. (Osmanlı-Türk Modernleşmesi)
  • “Abdülhamid devrinin ayırt edici özelliği okulların daha ilkin asla görülmemiş bir gelişme kaydetmeleridir. Milletlerin içinde evlatları okutma çabası hatırı sayılır boyutlardadır ve gerek okuma yazma oranı gerekse okur kitlesi üstünde benzer sonuçlara yol açmaktadır.” (Sultan Abdülhamid)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş