Eğitim

Türkiye’de Manevi Buhran – Osman Turan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Türkiye’de Manevi Buhran – Osman Turan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Türkiye’de Manevi Buhran kimin eseri? Türkiye’de Manevi Buhran kitabının yazarı kimdir? Türkiye’de Manevi Buhran konusu ve anafikri nedir? Türkiye’de Manevi Buhran kitabı ne konu alıyor? Türkiye’de Manevi Buhran PDF indirme linki var mı? Türkiye’de Manevi Buhran kitabının yazarı Osman Turan kimdir? İşte Türkiye’de Manevi Buhran kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Osman Turan

Yayın Evi: Ötüken Neşriyat

İSBN: 9789754375305

Sayfa Sayısı: 188


Türkiye’de Manevi Buhran Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Avrupa’da ortaya çıkan laiklik, din ve mezhepler arası kıtâl ve mücadelelere, dindar ve dinsizler arasındaki çatışmalara son vermek, insanları mütecâviz bir taassuptan düşünce ve vicdan hürriyetine saygı gösteren bir zihniyete kavuşturmak maksadıyla dünyaya gelen, ilmî ve demokratik bir müessesedir. Türk-İslâm dünyasında din ve mezhepler arası ciddî bir kıtâl yada tehlikeli bir bağnazlık ve fikrî tahakküm mevcut olmadığından ve bu şekilde görünen hareketler de aslına bakarsak siyasî bir mâhiyeti hâiz bulunduğundan, Türkiye’de laiklik dinî ve içtimaî zaruretlerin bir neticesi olarak dünyaya gelen değildir. Türkiye’nin geri kalması ve son devirlerde ilerleme vâdisinde istenilen hızı alamaması mesuliyeti, halkın cehâlet ve taassubuna değil, aydınların kifâyetsizliğine ve uygarlık dâvamızı yanlış teşhislerine, ve bu uğurdaki sakat teşebbüslerine aittir; bu hususta, hatalı olarak bağnazlık bir netice iken sebep sanılmıştır… “… Laiklik, bu isabetsiz görüş ve teşhis dolayısıyla, tamamıyla bu mefhuma aykırı olarak, din ve düşünce hürriyetini ortadan kaldıran bir tatbikata araç olmuştur…


Türkiye’de Manevi Buhran Alıntıları – Sözleri

  • Medeniyet tarihimizin milletimize bahşettiği manevî miras ve hasletlerin kıymeti bilinip bu tarz şeyleri işleyebildiğimiz taktirde, Türkiye yalnız bir uygarlık yolunda ilerlemeyecek, daha büyük seviyede olarak, yeni bir uygarlık kurulmasına da sahne olabilecektir.
  • Dinî gereksinimler inkâr edilse bile, ilim kapılarını millî kültür kaynaklarından önde gelen İslâmiyet’e ve İslâm medeniyetine kapamak, uygarlık dâvası içinde bulunan Türkiye’de, hakikatte, medeniyete aykırı ve geriliğe doğru bir hareket idi. Daha garibi Avrupa’nın yüksek ilim müesseselerinde ciddî uzmanlık ve incelem mevzuu olarak yükselen bu ilimler, İslâm’ın bin senelik hâmi ve mümessili Türklerin memleketinden hudud dışı edilirken bu hareket Avrupalı ve medenî olmak iddiasiyle vuku buluyordu ki, uygarlık tarihinde bu şekilde bir sukut yada tenakuza rastlamak imkânsızdır.
  • Türkiye’de İslâmiyet aleyhtarı hava ve kültür sükutu o şekilde bir zihniyet bozukluğu ve iptidaî bir ruh hâleti yaratmıştır, ki üniversitelerde bile, yalnız din ilimleri değil, İslâm felsefesi, hukuku, sanatı… benzer biçimde önemli kürsülerin ihdası daha ciddî mukavemetlerle karşılaşmıştır. İlerilik vehim ve gafletiyle gösterilen bu mukavemetin, hakikatte, geriliğin bâriz bir delili olduğuna hükmedebilmek için de, Avrupaî ilim ve zihniyete haiz olmak şöyleki dursun, düzgüsel muhakemeyi muhafaza etmek ve şaşkınlıktan kurtulmak kâfidir.
  • Tarih şeklî ve mutlak yansılamak esasına dayanmış bir kültür ve cemiyetin hayatiyet gösterdiğine dair bir misâl kaydetmemiştir.
  • Ey Türk milleti, titre ve kendine dön!
    Bilge Han
  • Efsanede tarih ve tarihte efsaneleşmiş vardır.
  • “… kin ve nefret duyguları ile tüm dünyayı tehdit eden Komünizm, ‘toplumcu Cennet’ yerine cehennem yaşamı getirmekle, hakikatte, hiçbir memlekette yaşama imkânına haiz olmadığını isbat etmiştir.”
  • Şunu da anımsamak lazımdır ki ileri Avrupa memleketlerinden bir bir çok ve Asya ve Afrika’nın pek oldukça devleti de devlet olarak laik değil dini anayasalara haizdir.
  • “… asırlar da geçse Komünist idareler zulüm yapmaktan ve yıkılmaktan kurtulamazlar.”
  • Her şeye karşın ecdattan bizlere intikal eden büyük tinsel gömü tükenmiş değildir.


Türkiye’de Manevi Buhran İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Rahmetli Osman Turan; onun anlatımı ile saf ve duru, ter temiz tarihimiz. Türkiye’deki tinsel buhranın deposu ve özümüze dönüş ile tedavi yollarının anlatılması. Kitap gerçektende oldukça güzel. Okunması gerekir. (Yazar Fatih Karatekin)


Türkiye’de Manevi Buhran PDF indirme linki var mı?


Osman Turan – Türkiye’de Manevi Buhran kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Türkiye’de Manevi Buhran PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Osman Turan Kimdir?

1914 senesinde dünyaya geldi. Trabzon’un Çaykara kazasının Soğanlı Köyünde Kurunoğulları adı ile anılan bir aileden gelmektedir. Babası, Birinci Dünya Savaşı’na katılarak Kafkas Cephesi’nde şehid düşen Hasan Ağa’dır. Osman Turan; ilk mektebi Çaykara’da, liseyi Trabzon ve Ankara’da tamamladı. 1940 senesinde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nden mezun oldu. Oniki Hayvanlı Türk Takvimi adlı teziyle doktorluk payesini aldı. Doktora jürisinin reisi Ord. Prof. Dr. Fuad Köprülü idi. 1944’de doçent oldu ve Türk-İslâm Tarihi dersleri okutmaya başladı. 1948-1950 yılları aralığında Londra ve Paris’te araştırmalarda bulunmuş oldu. 1951’de profesörlüğe terfi etti. 1954 senesinde Demokrat Parti Trabzon listesinden milletvekili seçildi ve 27 Mayıs 1960’a kadar bu vazifede kaldı. Yassıada’da 17 ay hapis yattı. 1964’te Adalet Partisi Umum Reis Muavini seçilen ve 1965’te yine Trabzon’dan milletvekili olan Turan, 1969’da siyasetten tamamen çekildi. 1972 senesinde da profesörlükten emekli olan Osman Turan 17 Ocak 1978 tarihinde vefat etti. Prof. Dr. Osman Turan Sultan II. Abdülhamid’in torunu Nemika Sultan’ın kızı Satıa Hanımsultan (1927-2003) ile evliydi.

Yakınları tarafınca “Ciddi ilim adamı formasyonu, sağlam karakteri, yüksek çağdaş cesareti, doğrulu ve tok sözlülüğü, oldukça geniş fikri ihata kabiliyeti, Türklükle ilgili geniş ve sağlam bilgisi, muktedir kalemi ile tanınmış bir ilim adamı” olarak tanım edilen Turan; İngilizce, Fransızca, Arapça ve Farsça biliyordu.Türk Ocakları Genel Merkezi’nin Ankara’ya nakli üstüne 1959’da meydana getirilen kurultayda umum reis seçildi. Türk Yurdu Mecmuası’nı yepyeni bir muhteva ve ruhla çıkararak Türkiye’nin popüler okunan düşünce dergisi haline getirdi. Yassıada’ya sevkedilince bir süre Türk Ocakları’ndan ayrı kaldı.

Dünya genelinde bir “Selçuklu Tarihi mütehassısı” olan Osman Turan’a, Kadir Mısıroğlu, Doğru Türkçe Rehberi adlı eserini “İşbu yapıt; doğru Türkçe’nin yılmaz müdafii büyük yurtsever ve kıymetli alim Prof. Dr. Osman Turan merhumun necib hatırasına cenab-ı Hakk’ın vasi rahmetine nailiyyeti niyazıyla” sözleri ile ithaf etmiştir.


Osman Turan Kitapları – Eserleri

  • Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi
  • Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti
  • Selçuklular Zamanında Türkiye
  • Türkiye’de Siyasi Buhranın Kaynakları
  • Türkiye’de Manevi Buhran
  • Selçuklular ve İslamiyet
  • Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi
  • Kunlar ve Eski Türkler
  • Oniki Hayvanlı Türk Takvimi
  • Türkiye Selçukluları Hakkında Resmi Vesikalar Metin, Tercüme ve Araştırmalar
  • Makaleler
  • İstanbul’un Fethinden Ilkin Yazılmış Tarihi Takvimler
  • Kızıl Tehlike
  • Türkiye’de Manevi Buhran
  • Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi
  • Selçuklular Zamanında Türkiye
  • Türkler Anadoluda
  • Makaleler 2
  • Tarihi Akışı İçinde Din ve Medeniyet
  • Yeni İstanbul Yazıları
  • Türkiye’de Komünizmin Kaynakları
  • Vatanda Gurbet
  • Türkiye’de Komünizmin Kaynakları
  • Makaleler 1
  • Gafletten Uyanalım
  • Makaleler
  • Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi


Osman Turan Alıntıları – Sözleri

  • Türklere aid ulusal ve İslâmi tüm değerler tasfiye edilse idi bu, Avrupalılaşıyor zannı ile milletin tarihe karışması demekti. Zira ne Türk milletini ulusal ve islâmî vasıflardan ayırmak, ne dinsiz bırakmak ve ne de onu dağılmaksızın Hıristiyan yapmak kabildi. Gerçekten bu şekilde bir Avrupalılaşmak için başka bir şık da bahis mevzuu değildi. Bu gidiş bizi Şarkın efendiliğinden uzaklaşıp Garbın kapılarında uygarlık dilenciliğine ve bizzat Avrupa’nın istihzasına düşürüyordu. (Türkiye’de Siyasi Buhranın Kaynakları)
  • Gerçekten Türkler, başka milletlerden değişik olarak, daha peygambere haiz olmadan, kendi anlayışları ile tek bir Tanrı inancına yükselmişler; ulusal ve insanı duygularıyla beraber tarih sahnesine çıkmışlardır. (Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi)
  • Malazgirt Zaferi yersiz ve yurtsuz kalan Türk muhacirlerine Anadolu’da sonsuz bir vatan hazırladı. Selçuklular bu kahir zaferleri ile ve bir millet halinde bu ülkede yerleştileri halde Bizanslılar Haçlı seferlerinin Türklere verdiği sarsıntı dolayısıyla uzun bir devir Anadolu’yu kurtaracaklarını umuyorlardı. Bu umut ve inanç II.Kılıç Arslan’ın 1176 senesinde Myriokephalon’da imparator Manuel Komnenos’a karşı kazanılmış olduğu büyük zafere kadar devam etmiş, Bizanslılar bu ikinci bozgundan sonrasında hayalleri tamamıyla yıkılmış ve Anadolu’ya ebediyen veda etmişlerdi. (Selçuklular Zamanında Türkiye)
  • Ey Türk milleti, titre ve kendine dön!
    Bilge Han (Türkiye’de Manevi Buhran)
  • Fakat daima bir Türk’ü tepeleyen bir Türk bulunur. (Selçuklular ve İslamiyet)
  • En büyük kırım Sultân Sancar’ın payitahtı Merv’de oldu. Ova insan cesetlerinden tepe haline geldi. Toprak kan rengine boyandı. Kale ve Hisarı yerle bir ettiler. Camileri yaktılar. Hazine bulmak maksadıyla mezarları ve Sultân Sancar’ın mezarını açtılar. Cuveyni’ye gore ölü miktarı 1 milyon 300 bin kişiye yükselmişti. İbnül Esir’e gore ölü sayısı 700 bindir. Subki bir günde şehit edilenlerin sayısını 700 bin diye yazar. (Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti)
  • İhtimal ki, bu Oniki hayvan Türklerin Oniki boy teşkilâtına mensup oldukları bir devrin totemik bir hatırasıdır. (Oniki Hayvanlı Türk Takvimi)
  • Tarih, hâdiseleri sadece vakit ve mekân içinde tespit ettikten sonrasında kendisine mal edebilir. (Oniki Hayvanlı Türk Takvimi)
  • “Türk dilini öğreniniz! Şu sebeple onların hâkimiyeti uzun sürecektir.” (Kâşgari, hadîs) (Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi)
  • Türkiye’de yeni nesillerin, Avrupalı olmak hevesi ile ulusal kültür kaynaklarından uzaklaşmasına vesile olmakla kalmamış tarih şuuru ve ulusal mefkureyi de köklerinden sarmıştır. (Kunlar ve Eski Türkler)
  • Türkler Anadolu’ya geldikleri vakit, bir asırdan beri, İslam dinini kabul etmiş bulunmakla birlikte, göçebe yaşamın icabı, hemen hemen yüzeysel bir halde İslamlaşmış ve İslam cilası altında eski Şamani ve inanışları yaşamıştır. Baba İshak, Barak Baba, Sarı Saltuk, ve sair Türkmen babaları bir müslüman şeyhi kadar eski Türk şaman (kam)larının da bir devamı idiler. Bu sebeple Şamanilik müslüman Türk tarikatlerine etki etmiş; ayinlerine girmiş, raks ve müzik de dini bir vecd unsuru haline gelmiş ve Müslüman alimlerinin mücadeleleri bu unsurları bertaraf edemememiştir. (Selçuklular ve İslamiyet)
  • Süçü: Gök-Türkler, Uygurlar ve Ortaçağ Türkleri’nde şerbet ve tatlı yada hafifçe şarap hakkında kullanılan bu kelime süçük, süçiğ, süçi, süçü şekillerinde kullanılan bu içkiyi Bulgarlar baldan yapıyorlardı. (Kunlar ve Eski Türkler)
  • Bir rivayete gore İmâm-ı A’zam Hacda yakarış ederken hatiften gelen bir ses onu “Kılıç Türklerin elinde bulundukça senin mezhebine zevâl yoktur” müjdesi ile tebşir etmişti. (Türkiye’de Siyasi Buhranın Kaynakları)
  • Tarih şeklî ve mutlak yansılamak esasına dayanmış bir kültür ve cemiyetin hayatiyet gösterdiğine dair bir misâl kaydetmemiştir. (Türkiye’de Manevi Buhran)
  • Gerçekten insan madde ve ruhtan mürekkep olduğu, onun saadeti ve medeniyetin de akıbeti bu iki unsur arasındaki muvazeneye bağlı. (Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi)
  • Kendime bir köşk yapmış olup da yanında bir câmi inşaa etmezsem Allah’tan utanırım.
    Tuğrul Bey (Selçuklular Tarihi ve Türk-İslâm Medeniyeti)
  • “… asırlar da geçse Komünist idareler zulüm yapmaktan ve yıkılmaktan kurtulamazlar.” (Türkiye’de Manevi Buhran)
  • Filhakika Or hon’dan beri, elimizde bulunan vesîkaların tarih zabıtlarında oniki hayvan takvimile beraber kullanılan yıl ve aylar bu aylardır. Bahsettiğimiz Türk ayları şunlardır:
    Aramay, ikindi ay, üçüncü ay, törtinç ay, beşinç ay, altınç ay, yi tinç ay, sekizinç ay, tokusınç ay, onınç ay, bir yiğirminç (yirmiye bir, kısaca on birinci) ay, çakşaput” ay. (Oniki Hayvanlı Türk Takvimi)
  • Millî alın yazısı üstünde bu kadar büyük âmil olan üniversitelerimizin memleketin hal ve istikbaldeki gerekseme ve gayelerine yanıt verecek bir sevi¬yeye erişebilmeleri ve öteki devlet makamlarına nazaran mânen daha büyük bir mevki olan kürsülerin ilim, ahlâk ve ideal bakımından daha kıymetli insanlarla doldurulması, şüphesiz, başta gelen millî bir savunma meselesi olmak gerekir. (Gafletten Uyanalım)
  • (Az vakit içinde oldukça iş etmiş ve gölgesi dünyayı tutmuştu. Asrının güneşi idi. Nitekim ikindi (asr) vakti de güneşin gölgesi uzun ve zamanı kısa sürer.) İbn Kemal (Türkiye’de Siyasi Buhranın Kaynakları)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş