Eğitim

Sıla Hasreti Fabrikası – Douwe Draaisma Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sıla Hasreti Fabrikası – Douwe Draaisma Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sıla Hasreti Fabrikası kimin eseri? Sıla Hasreti Fabrikası kitabının yazarı kimdir? Sıla Hasreti Fabrikası konusu ve anafikri nedir? Sıla Hasreti Fabrikası kitabı ne konu alıyor? Sıla Hasreti Fabrikası PDF indirme linki var mı? Sıla Hasreti Fabrikası kitabının yazarı Douwe Draaisma kimdir? İşte Sıla Hasreti Fabrikası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Douwe Draaisma

Çevirmen: Dürrin Tunç

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750837555

Sayfa Sayısı: 120


Sıla Hasreti Fabrikası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yaşlı insanların belleği zayıflar mı, yoksa yalnız değişik şekilde işlemeye mi adım atar? Yaşlandığımızda değişik bir insana mı dönüşürüz? Anılarımızın doğruluk oranı nedir? Geçmişimiz hakkında bir soruya değişik zamanlarda değişik yanıtlar vermemizin sebebi nedir?

Meşhur psikolog Douwe Draaisma, Sıla Hasreti Fabrikası’nda otobiyografik belleğin yaşlılıktaki işleyişini, kişiye kurabileceği tuzakları ve çelişkilerini son 40 senenin bilimsel araştırmalarında elde edilmiş bulgular ışığında değerlendiriyor.

(Tanıtım Bülteninden)


Sıla Hasreti Fabrikası Alıntıları – Sözleri

  • “Zayıf olduğuna inanılmış olduğu için belleğini zorlamaktan vazgeçen, er ya da geç hafıza sorunlarıyla karşılaşır. “
  • “Kederli ve yalnız şahıs hatıraları arasından onu daha da kederlendirecek olanları bulup çıkarır.”
  • “İnsanın yaşı ilerledikçe çocukluk süreci belirginleşiyor.”
  • “Istıraptan korkmak da bir ıstıraptır.”
  • “Hayat sadece geriye doğru bakarak anlaşılabilir fakat ileriye doğru yaşanmak zorundadır.”
  • “Anılar çıkartıp baktıktan sonrasında olduğu benzer biçimde yine belleğe koyduğumuz birer klasör değildir. Kullanıldıkça değişirler. Aynı olayın anısı hatırladığımız anın ruh haline nazaran değişik hisler uyandırabilir.”
  • “Asıl sıla hasreti fabrikası herkesi birer göçmene dönüştüren zamandır.”
  • “Yazarların dörtte üçü hayatlarının kitabını yirmi üç yaşından ilkin okumuştu. Daha sonrasında süratli bir düşüş görülüyordu. Hayatının kitabını otuz yada kırk yaş dolaylarında okuyan sadece birkaç yazar vardı.”
  • “Dergi sayfalarındaki yaşlanmış delikanlılar egzotik kumsallarda istedikleri kadar çılgınlık yapsınlar, yeni abonelere ‘hoş geldiniz’ hediyesi, bir gerilim aletidir.”
  • “En nefes mürekkep bile en kuvvetli hafızadan iyidir.”
  • “Çekingen birisi başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğüne büyük ehemmiyet verir. Sonuçta ilgisi çevresine değil çevresinin kendisi ile alakalı fikirlerine yöneliktir.”
  • “Hayat sadece geriye doğru bakarak anlaşılabilir fakat ileriye doğru yaşanmak zorundadır. ” (Kierkegaard)
  • “Hayat ancak geriye doğru bakarak anlaşılabilir ama ileriye doğru yaşanmak zorundadır.”
  • “Bir çok informasyon, bir çok hatıra biz onlarla bir kez daha temas edemeden kaybolur. Unutulup gitmiştir gerçi fakat yokluğu da fark edilmez. Gizli gizli saklı gerçekleşen unutma sürecidir bu.”
  • “Yüz yaşını gören her altı hanıma karşılık yalnız bir adam vardır.”


Sıla Hasreti Fabrikası İncelemesi – Kişisel Yorumlar

“Acılar tıkandıkça bende, hep seni seslendirir.”: Nasıl söylenirse söylensin, iyi mi yaşanırsa yaşansın bugünün dünde, dünün de bugünde hakkı var. Anımsadığımız her an ‘şimdi’nin loşluğundan ya da ışıltısından izler taşıyor. Ne kendimizde, ne de bir başkasında yeniyiz, fakât izler bambaşka manzaralara sürüklüyor bizleri… Kim belleğinin üstüste iki nefesinde aynı görüntüyü verdiğini iddia edebilir?
Hatırlamaya başladığımız ilk andan, belleğimizin dayandığı son ana kadar, sayısız değişime ve dönüşüme uğrayan anlamış olur, hareketsiz birer külçe benzer biçimde ilk anın dehşetini ya da sevincini taşısaydı, buna katlanabilir miydik?
Eser, birkaç ay evvel İkincil Parkinson ile beraber Alzheimer teşhisi konulmuş olan annemin (kayın validem), yaşamış olduğu evreleri daha iyi anlayabilmek için okumak istediğim bir eserdi. Draaisma ruhsal anlatımların okuru yer yer sıkıntıya sokabildiğini keşfetmiş olacak ki, 115 sayfayı bir solukta okuyabileceğiniz akıcı ve keyifli bir uslup geliştirmiş. Bunu Demans hastası bir yakınınızın ellerini avuçlarınızın arasına alıp ondan öyküsünü dinliyormuşsunuz benzer biçimde, eski bir fotoğraf albümünü karıştırıyormuşsunuz benzer biçimde, geçmişinizde ve geleceğinizde yapacağınız yolculuğunuza eşlik ederek yapıyor…
Bundan 6 ay evvel bir bayramda kayınvalidem, 40 yaşındaki oğluna durmadan gelenlerin elini öptün mü, hal hatır sordun mu benzer biçimde sorular sormaya başladığında, bir şeylerin ters gittiğini anladık. Kendisi sevecenliğiyle ve içtenliğiyle hepimizin gönlünde taht kurmuş bir sultandır.Muayene sonrası endişelerimizin yersiz olmadığını anladık. Zira 40 yaşlarında ki oğlunu minik bir çocukmuş benzer biçimde telkinlerle izleyeceği yolu göstermeye çalışırken, muhtemelen kendisi de 20’li yaşlarda ki anılarının içinde nefes alıp veriyordu. İlk belirtilerden biri, oldukca uzak bir anının şimdi yaşanıyormuş benzer biçimde aniden parlayıp tüm belleği bununla meşgul etmesiydi. Ve sonrasında bu anılar, anıların anısına dönüşecek ve artık yalnız belge benzer biçimde bir fotoğrafın anımsattıklarına kadar gerileyecekti.
Eserde en oldukca ilgimi çeken iki husustan ilki, esere de adını veren “Sıla Hasreti Makinesi” ve “Hatırlama Efekti.” kavramları…
İlk duyulduğunda şiirsel bir tınısı olan “Sıla Hasreti” bir hastalığın adı; Nostaljia hastalığı… Doğup büyümüş olduğu evden ve topraklardan harp, açlık ve işsizlik yüzünden göç etmek zorunda kalan, başlangıçta masum hüzün, uykusuzluk ve iştahsızlıkla kendini belli eden ve zaman içinde ciddi bir depresyona dönüşen bu hastalık, artan kontakt ve ulaşım imkanlarıyla azalmış olsa da hâlâ insan diline, kültürüne ve inançlarına yabancılık duyduğu bir ülkede Nostaljia hastalığına yakalanabiliyor.
Draaisma, etkisi altına alan bir saptama da bulunuyor ve bu hastalığın doğasını Demans’a (unutkanlık hastalığı) benzetiyor ;
“Asıl sıla hasreti fabrikası herkesi birer göçmene dönüştüren zamandır.Yaşlılıkta insan asla başvurmaksızın bir göçmenlik bürosu tarafınca uzaklara göndermiş olduğu sonucuna varır haberi bile olmamıştır. Olduğu yerde kalmış, aşina olduğu bir çevrede yetişmiş bile olsa hatıralar artık gençliğinin ülkesinde yaşamadığını kafasına dank ettirir. Kişi yerinden yurdundan asla ayrılmasa da yabancı bir ülkeye varmıştır. ”
İlgimi çeken öteki kavram, hafıza eğrisinde ortaya çıkan anımsama tümseği ve bunun yaşamımıza tesirleri oldu…Hani dilimizden düşmeyen ‘bizim zamanımızda ne müzikler vardı vay gidi, şimdikiler de müzik mi’ cümlesi vardır, ya da ‘eski filmler bambaşkaydı evladım.’ bilmişliği 🙂 Bunlar sevdiğimiz kitaplar ve dergiler için de geçerlidir. Aslında her insanoğlunun, benim zamanım söylediği, ilgilerinin ve beğenilerinin en yoğun olduğu dönem yirmili yaşlarının ortasına ve anımsama eğrisinin zirvesine karşılık ediyor. Bir bakıma en iyi anımsayabildiğimiz beğenilerimiz, bizim için tesiri en kuvvetli olan, unutulmazlar listesini oluşturuyor. Daha sonrasında bu eğri zaman içinde düşüşe geçiyor ve yaş ilerledikçe birkaç dakika sonrasında yapmamız ihtiyaç duyulan günlük işleri dahi unutabilecek hale geliyoruz.
Bellek, doğumdam ihtiyarlığa iyi mi bir seyirle çalışıyor? Bu probleminin tıbbi taraflarını de merak ediyorsanız, bu yapıt ilginizi çekebilir ve aramızda 20 ile 35 yaş içinde okurlar var ise, onlar için torunlarına anlatabilecekleri kadar kuvvetli bilgiler içeriyor olabilir. 🙂
Keyifle okuyun…
*Başlık İsmet Hususi’in bir şiirinden alıntıdır. Kederin ve acının belleğimizdeki hegamonyasına atıftır. 🙂 (Eylül Türk)

“Yaşlılar “diyordu Aristoteles “umuttan oldukca anılarla yaşarlar şundan dolayı onlara yaşamdan geri kalan şey uzun geçmişle karşılaştırıldığında, oldukca azdır. Umut geleceğindir ,anılarsa geçmişin.Bu da onların gevezeliğinin nedenidir;boyuna geçmişten konuşurlar, şundan dolayı geçmişi anımsamak hoşlarına gider.”(s.74)
Bellek iyi mi işler? Bizim zamanımızda denilen süre,aslına bakarsak hangi zamandır?Geçmişi anlatırken her seferinde değişik yanıtlar vermemizin sebebi nedir?
40 senelik araştırma sonucu yazılan kitap konuların ağırlığına karşın dili her insanın okuyup anlayabileceği akışkanlıkta.
Beni en oldukca etkileyen Sıla Hasreti kısmı oldu.Evlerinden,ailelerinden iş ya da harp sebebiyle göçmek zorunda kalanların yaşamış olduğu ruhsal hastalıklar insanı kederlendiriyor…
Tavsiyedir efendim… (H.Ozer)


Sıla Hasreti Fabrikası PDF indirme linki var mı?


Douwe Draaisma – Sıla Hasreti Fabrikası kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Sıla Hasreti Fabrikası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Douwe Draaisma Kimdir?

Douwe Draaisma (1953) Hollanda’daki Groningen Üniversitesi’nde psikoloji ve felsefe eğitimi almıştır ve halen aynı üniversitenin Psikoloji Tarihi ve Teorisi bölümünde öğretim üyeliği yapmaktadır. Utrect Üniversitesi’ndeyken hafıza dilinin metaforik doğası hakkında yazdığı sav 1993’te De metaforenmachine. Een geschiedenis van het geheugen (Bellek Metaforları) adıyla kitaplaşmış ve Hollanda Ulusal Psikologlar Enstitüsü’nün verdiği Heymans ödülünü kazanan kitap hem kendi dilinde hem de çevrildiği sekiz dilde büyük ilgi görmüştür. 2001’de piyasaya sürülen Waarom het leven sneller gaat als je ouder wordt. Over het autobiografische geheugen (Yaşlandıkça Hayat Neden Hızlanır? Otobiyografik Bellek Üstüne) adlı, daha da fazla ilgi gören ve on bir dile çevrilen kitabı da Metis gösterim programındadır. Draaisma bu kitapla Hollanda’da dört ödül almıştır: “En iyi düşünsel tecrübe etme” kitabına verilen J.

Greshoff Ödülü, informasyon ve bilim alanında en iyi araştırma kitabına verilen Euroka Ödülü, Jan Hanlo Edebi Deneme Ödülü ve Ulusal Psikologlar Enstitüsü’nün “psikoloji alanını en iyi tanıtan kitaplara verdiği” medya ödülü. Draaisma deneysel psikolojinin ilk dönemlerinde kesinlik teriminin görevi üstünde yapmış olduğu araştırmaların neticelerini The Age of Precision: F. C. Donders and the Measurement of Mind (2002, Kesinlik Çağı. F. C. Donders ve Zihnin Ölçümü) adlı kitapta yayımlamıştır. 2006 senesinde da Ontregelde geesten. Ziektegeschiedenissen (Akıl Hastalıkları) adlı bir kitabı piyasaya sürülen Draaisma’ nın Hollandalı psikolog-felsefeci Heymans, William James, süre ölçümünün zamanı ve nörolojinin zamanı mevzusunda değindiği çeşitli bilimsel yazıları de vardır.


Douwe Draaisma Kitapları – Eserleri

  • Düş Dokumacısı
  • Yaşlandıkça Hayat Neden Acele Geçer
  • Unutmanın Kitabı
  • Sıla Hasreti Fabrikası
  • Aklın Çıkmazları
  • Bellek Metaforları


Douwe Draaisma Alıntıları – Sözleri

  • İnsan gözlemlemekten, tepki vermekten ve harekete geçmekten vazgeçerse kendi yaşamını yaşamaktan da vazgeçmiş olur. (Yaşlandıkça Hayat Neden Acele Geçer)
  • “Dergi sayfalarındaki yaşlanmış delikanlılar egzotik kumsallarda istedikleri kadar çılgınlık yapsınlar, yeni abonelere ‘hoş geldiniz’ hediyesi, bir gerilim aletidir.” (Sıla Hasreti Fabrikası)
  • “Yazarların dörtte üçü hayatlarının kitabını yirmi üç yaşından ilkin okumuştu. Daha sonrasında süratli bir düşüş görülüyordu. Hayatının kitabını otuz yada kırk yaş dolaylarında okuyan sadece birkaç yazar vardı.” (Sıla Hasreti Fabrikası)
  • Rüyalar parça parça sahnlerin kaotik bir halde montajlandığı bir filme benzer. Bu yüzden bu sahnelerin hafızamızda kalmamasına şaşırmamalıyız. (Unutmanın Kitabı)
  • “Bilinçli zihinsel yaşamın doğasına oluşturulan kapının informasyon anahtarı bilinçdışı alanındadır.” Erişilmez olan, fakat bundan dolayı de belirsiz olmayan bu bilinçdışı bir yaşamsallık rezervi, bir yaratıcılık kaynağıydı, bilgili zihinsel yaşamın kökeniydi. (Bellek Metaforları)
  • “Bir çok informasyon, bir çok hatıra biz onlarla bir kez daha temas edemeden kaybolur. Unutulup gitmiştir gerçi fakat yokluğu da fark edilmez. Gizli gizli saklı gerçekleşen unutma sürecidir bu.” (Sıla Hasreti Fabrikası)
  • “Asıl sıla hasreti fabrikası herkesi birer göçmene dönüştüren zamandır.” (Sıla Hasreti Fabrikası)
  • “En nefes mürekkep bile en kuvvetli hafızadan iyidir.” (Sıla Hasreti Fabrikası)
  • “Hayat sadece geriye doğru bakarak anlaşılabilir fakat ileriye doğru yaşanmak zorundadır. ” (Kierkegaard) (Sıla Hasreti Fabrikası)
  • En güzel anılar paylaşılanlardır ve paylaşılan insan artık yoksa, tam da bu anıları bir yük benzer biçimde algılar insan. (Unutmanın Kitabı)
  • “Gündüz bilinçdışımız, sıkı sıkı kapalı tutulur. Bir sansürcü buradan bilgili yaşantımıza bir sızıntı olmaması için nöbettedir. Uyku esnasında da bu sıkıdüzen devam eder fakat gündüz ki tetiktelik kalmamıştır. Yer değişiklik yapma, yoğunlaştırma ve simgeleştirme, gizli saklı düş düşüncelerinin kılık değiştirmiş olarak sansürcüye gelmesini sağlar; o da uyku mahmurluğundan geçmelerine izin verir. Uyanır uyanmaz sıkıdüzen kendini toparlar. ” (Düş Dokumacısı)
  • Uykusuzluktan mustarip olan hepimiz bir süreliğine kusursuz bir belleğin lanetiyle yaşar. (Yaşlandıkça Hayat Neden Acele Geçer)
  • Asperger ruhsal testlere, suni tanısal durumlara ya da tipolojilerin katı, mekanik uygulamalarına inanmıyordu. Zeka benzer biçimde kati ölçüme uygun benzer biçimde görünen bir özellik söz konusuyken bile, mühim olan zeka testinde elde edilmiş puandan ziyade, testin, çocuğun emek verme davranışı, ilgi alanları ve yaratıcılığıyla ilgili ne söylediğiydi. Zeka ferdin dokunduğu ipliklerden yalnız biriydi ve rengini tüm diğeri iplikler veriyordu. (Aklın Çıkmazları)
  • “Zayıf olduğuna inanılmış olduğu için belleğini zorlamaktan vazgeçen, er ya da geç hafıza sorunlarıyla karşılaşır. ” (Sıla Hasreti Fabrikası)
  • Einstein bir ışık ışını üstünde meydana gelen bir seyahat hayal etmiştir mesela. Bu şekilde bir seyahat esnasında Einstein aynaya bakacak olsa, aynada kendi imgesini göremezdi, şundan dolayı ışık, ışık hızından daha süratli gidemezdi, dolayısıyla aynaya yetişemezdi. Bu şekilde bir durumda Einstein tıpkı bir vampir benzer biçimde aynaya baktığında hiçbir şey göremeyecek ve optik süreçlerin gerçekliğinin farkına varacaktı. (Bellek Metaforları)
  • Hakikat nedir?
    Seyyar bir metaforlar ordusu (Bellek Metaforları)
  • “Körlük benzer biçimde doğuştan bir engel, yaşantıda bir eksiklik duygusuna yol açmıyor, düşlerde dahi. Yalnızca gözleri görenler körlerin karanlıkta yaşadıklarına inanıyor. Karanlık ‘değil, tıpkı aynı nedenden aydınlık olmadığı benzer biçimde: Karanlık ve aydınlık görsel kavramlar ve tamamlanmamış olan da esasen bunlar. Gelgelelim, edinilmiş engellerde durum değişik.” (Düş Dokumacısı)
  • Yeni anılar oluşurken eski anılara ulaşmak zorlaşıyor. (Unutmanın Kitabı)
  • “Çekingen birisi başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğüne büyük ehemmiyet verir. Sonuçta ilgisi çevresine değil çevresinin kendisi ile alakalı fikirlerine yöneliktir.” (Sıla Hasreti Fabrikası)
  • “Hayat sadece geriye doğru bakarak anlaşılabilir fakat ileriye doğru yaşanmak zorundadır.” (Sıla Hasreti Fabrikası)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş