Eğitim

Atlılar – Joseph Kessel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Atlılar – Joseph Kessel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Atlılar kimin eseri? Atlılar kitabının yazarı kimdir? Atlılar konusu ve anafikri nedir? Atlılar kitabı ne konu alıyor? Atlılar PDF indirme linki var mı? Atlılar kitabının yazarı Joseph Kessel kimdir? İşte Atlılar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Joseph Kessel

Çevirmen: Dursun Hatko

Orijinal Adı: Les Cavaliers

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750719691

Sayfa Sayısı: 600


Atlılar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Joseph Kessel’in, konusu Afganistan’da geçen, 1971’de beyaz perdeye da uyarlanan Atlılar adlı bu romanı 1967 senesinde yayımlanmıştı. Asya kıtasının göbeğinde, Hindikuş Dağları’yla ortadan ikiye kesilen bu büyük ülkede, yenileşmeyle beraber hâlâ göçebe yaşamı sürüp gitmektedir. Afganlar, kentleşmeye alışamamakta, Afgan bozkırlarında at koşturmaya bayılmaktadırlar. Atlılar, Afganistan’da en sevilen oyun, atla oynanan buzkaşi oyunu ekseninde kurgulanmıştır. Bizdeki cirit oyununu çağrıştıran fakat ciritten fazlaca daha ağır, fazlaca daha güç, içinde öldürmek de olan, atadan kalma geleneksel bir harp oyunu; gerilim dolu seyirlik bir oyun. Bu oyun geleneğini sürdüren usta çopendozların en ünlüsü, tüm bir Asya kıtasında tanınan Tursen, artık yaşlanmış, köşesine çekilmiştir. Yerine oğlu Uraz geçmiştir. Oğul, babayı geçmişteki başarılarından, baba da oğlu kendini aşan ustalığından dolayı kıskanmaktadır. Romanın başkişilerinden biri de yaşlı bilge Gardi Geç’tir. Belleği akıl almaz seviyede kuvvetli, “Cümle Âlemin Atası” diye anılan bu yaşlı bilge, bu usta anlatıcı, tüm Asya’yı dolaşmış, umulmadık yerlerde ortaya çıkıp birbirinden garip öyküler anlatmıştır.

Yaşamının büyük bir bölümünü değişik coğrafyaları arşınlayarak geçirmiş olan yazar, bu anlamda, yarattığı Gardi Geç’le de benzerlikler taşır. İçinde yaşamış olduğu yüzyıla biçim veren vakalara tanıklık etmiş olan Kessel, bu tanıklığını yazılı düzlemde okurlarıyla paylaşmış, XX. yüzyılın usta anlatıcıları arasındaki yerini almıştır.

(Tanıtım Bülteninden)


Atlılar Alıntıları – Sözleri

  • – “Neden korktun?”
    – “Neden olacak, ölümden.”
    – “Gerekmezdi,” dedi usulca yaşlı adam.
    Demirci heyecanla fakat tatlılıkla
    – “Senin kadar ölüme yakın olunca bu şekilde konuşmak kolaydır, dede.”
    – “Sen daha yakınsın,” oğlum dedi yaşlı adam “Bu sebeple sen ondan korkuyorsun.”
  • Şan ve şöhretin korkudan daha güvenilir bekçisi yok.
  • “Bir yaranın iyileşmesi için ağrı çekmek gerekir.
    Mutluluk da böyledir Uraz, ruh ağrımalı ulaşmak için.”
  • – “Tanrılar her insanın yardımcısı olsun.” Dedi Gardi Geç.
    – “Neden Tanrılar dedin,” diye mırıldandı Uraz ” Bir tek Tanrı var.”
    – “İnsan dünyayı fazlaca dolaşınca, buna inanmakta güçlük çekiyor.” Dedi Gardi Geç.
  • “Bir yaranın iyileşmesi için ağrı çekmek gerekir.
    Mutluluk da böyledir Uraz, ruh ağrımalı ulaşmak için.”
    .
  • – “Ölüyormuş, ee napalım? Yeterince uzun yaşamadı mı?”
    – “İnsan hiçbir süre yalnız ölmeyi hak edecek kadar uzun yaşamaz.”
  • Eğer talihin sürüp gitmesi isteniyorsa ondan söz etmek olmazdı.
  • Sözlerin kanatlanıp uçabilmesi için içinde doğdukları dilde yuvalanmaları gerek. Bir başka dilde kanatlarını yitirirler.
  • “Şunu iyi bil, ey baça, eğer bir anı taze kalacaksa, önemi olmayan isimlerle yüklenmemelidir, dedi.”
  • Kendi postu içinde yapayalnız boğulup ölmemek için her insanın, bir başkası için lüzumlu bulunduğunu duymaya ihtiyacı vardır.
  • “Elinde olmayan bir vakası asla sarsılmadan kabullenebilen insan hakikaten insandır sadece.”
  • “Bir fazlaca ergin insanoğlunun tersine, elindeki nesnenin kıymetini, ne olduğundan fazlaca ne amaç için kullanacağına nazaran ölçüyor…”
  • “Suyun saflığı, içinde durduğu kabın pahasına mı bağlıdır?”
  • “İnsanın, kendi de bilincinde olmadan tasarladığı kötülüğü sadece Allah evvelde bilir.”
  • “Gün gelir, en kuvvetsiz olan kadar en kuvvetli olan da kendisine yardım edilmiş olduğu görmek ve bu yardımdan hoşlanmak ihtiyacını duyar. İnsanoğluna kimi zaman başkalarını korumak, kimi zaman de başkalarının onu koruması gereklidir.”


Atlılar İncelemesi – Kişisel Yorumlar

1967 senesinde piyasaya çıkan Atlılar, Afganistan’da geçiyor.
Buzkaşi, Afganlıların atların sırtında oynadığı, geleneksel bir harp oyunu.Ölmek de öldürmek de fazlaca uzak değil oyun içersinde.Çopendozların (Buzkaşi oynayanlara verilen ad) ustası Tursen, bölgenin en güzel atlarını yetiştirir, sadece artık yaşlanmıştır.Tursen’in oğlu Uraz babasının ünü altında ezilen bir Buzkaşi oyuncusudur.Baba da oğlu Uraz’ın Buzkaşi oyunlarındaki ustalığını kıskanmakta, yaşlılığı kabul edememektedir.Tüm hikâye süresince baba-oğul çekişmesini hissediyoruz.Hikâyenin beslendiği en mühim mevzu aslına bakarsak bu.
Kabil’de yapılacak Buzkaşi karşılaşmasına atı Cahil ile katılan Uraz, oyun sonrası bir nevi kendini bulgu yolculuğuna çıkar.
Seyisi Mukhi ve sonradan yolculuğa katılan hizmetçi hanım Zere, Uraz’a birlikte rol alır bu yolculukta.
Gerilim de üst noktaya çıkar, Zere’den sonrasında.
Atlılar’ı okurken, Yaşar Kemal tadı aldım.
Fazlaca zevkli bir okumaydı benim için. (Hasret Akbaş)

Dikkat spoiler ihtiva eder.Otuz yıl ilkin okumuştum.Etkisinden uzun süre çıkamadığım bir kitaptı.O şekilde ki bu kitabından sanırım beş yada altı tane alıp arkadaşlarıma armağan ettim.Otuz yıl sonrasında yine okuduğumda fazlaca daha leziz geldi.Değeri, eskidikçe artan bir kitap.Afgan törelerini ve Buzkaşi atlı oyununu okumayacak âdeta yaşayacaksınız. Fazlaca uzun yolculuklar yapmış olup yorulacak, aç ve susuz kalacaksınız.Afganistan ve yokluk , at ile dostluk bu kitapta okuyucusunu bekliyor. Fazlaca bekletmemek lazım. (Mehmet Kesdal)

Atlılar romanı, Joseph Kessel ile ilk tanışma kitabım… Ve o denli keyifli bir bulgu oldu ki benim için ümit ederim öteki kitaplarını da süre içinde okuma şansını bulabilirim.
Roman, Afgan halkının en sevilmiş olduğu oyunlardan, buzkaşi oyunu ekseninde kurgulanmış. Geleneksel bir oyun olan buzkaşi, atla oynanan yaralanmanın, sakatlanmanın, hatta ölümün bile göze alındığı oldukça yırtıcı bir oyun…
Romanda; şampiyonlarının en ünlüsü Tursen ve Tursen’in oğlu Uraz’ın buzkaşi macerası içeriyor. Bu serüven; Afganistan coğrafyası, bozkır kültürü, Afgan gelenekleri ve inanışlarıyla ilgili okurun zihninde birçok pencerenin açılmasına olanak sağlıyor.
Neredeyse tüm insanî duyguların zayıflık sayıldığı, bu duyguların hissedilebilirliğine karşı gösterilen akıl almaz direnç, aile içinde katı ve soğuk sıradüzen, kadının yok sayıldığı, aşağılandığı cemiyet yapısı…
Sinirlerin yıpranmasına niçin olsa da kesinlikle okunmaya kıymet bir kitap. Okumadan geçmeyin derim…
Keyifli okumalarımız olsun, sevgiyle kalınız… (Lilakitap)


Atlılar PDF indirme linki var mı?


Joseph Kessel – Atlılar kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Atlılar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Joseph Kessel Kimdir?

Rus Asıllı Joseph Kessel 1898 senesinde Arjantin’de doğan. Doktor olan babası üç yıllığına Arjantin’e gittiğinde Kessel bu topraklarda dünyaya gelmiş. Aile ondan sonra Rusya’ya dönmüş fakat 1908 senesinde Fransa’ya göçerek ilkin Nice’e sonrasında da Paris’e yerleşmis. Joseph Kessel 17 yaşlarında gazeteciliğe başlamış.

Birinci Dünya Savaşında orduda ilkin süvari olarak vazife yapmış ondan sonra pilot olmuş. Bir görevle Vladivostok’a gitmiş sonrasında tüm dünyayı dolaşmış. Sandi ile tanışarak evlenmiş. Esrar ile de tanışmış ve ömrü süresince kullanmış.

Uluslararası gazeteci olan ve hemen hemen yirmisine gelmeden meşhur bir yazar olan . Kessel 1922 ve Kızıl Stepler,’i 1923 senesinde Tayfa’yı yazmış . Maceraseven bir delikanlı olan ve hanımefendileri. Içkiyi, kavgayı seven Kessel, değişik ülkeleri, değişik kişilikleri tanımak için dünyayı dolaşmaya başladı. Paris’e bayılıyordu. Montmartre gansterleri ile Rus göçmenleri en iyi romanlarından önde gelen “Gündüz Safası” na mevzu oldu. Otuz yaşına varmadan Fransız Akademisine üye oldu. Tüm bu başarılar ve maceralarla süslü bir yaşam, karısının ölümü ile, Kessel’ın gözünde anlamsızlaştı.

1932 senesinde bir gazetecilik görevi ile Kızıl Denize gitti. Hitler başa geçtiğinde yahudilere meydana getirilen zülum karşısında sessiz kalamıyarak yahudi alehtarlığı hayata geçirmeye süregelen Gringoire gazetesinden çekilme etti. Amerikaya film yapımı için çağrıldı. Cenup Amerikaya gitti. Savaş muhabiri olarak İspanyol iç savaşına katıldı. İkinci Dünya Savaşı başladığında Fransa’ya yerleşti ve Rezistansa katıldı . Kessel yahudi olduğundan tehlikeli seneler yaşadı. Savaş sonrasında Petain hakkında ve Nürenberg’de harp suçluları için oluşturulan mahkemelerde gazetecilik görevini üstelendi

Savaş sonrasında üç kitabı yayımlandı. Yeniden evliliğe ilk adımını attı. Afrika’ya gitti. “Aslan” adlı kitabı büyük başarı kazadı. Bir milyondan fazla sattı. Nazi – Eichman davasını gazetecii sıfatıyle izledi. Afganistana gitti “Atlılar”ı yazdı .

Yetmişini aştığında dostlarını birer birer yitirmek onu fazlaca etkiledi. “Dosta Veda” ve “Vahşi Zaman” adlı kitaplarını yazdı. Kalp krizi geçirmesine karşın alkolü ve sigarayı bırakmadı.1979 da seksen yaşlarında öldü.

Kessel, Albert London ve Ernest Hemingway benzer biçimde gazeteci-yazar geleneğindendir. Onda, fanatik olduğu Joseph Conrad’ın da izleri görülür.

Kessel’ın romanları pek fazlaca filme mevzu olmuştur. Başlıcaları Bunuel’in Gündüz Safası, Melville’in Gizli Ordusu ve Frankenheimer’ın Atlılar’ıdır


Joseph Kessel Kitapları – Eserleri

  • Aslan
  • Atlılar
  • İblisin Oyunu
  • Gündüz Güzeli
  • Gölgeler Ordusu
  • Stavisky Rezaleti
  • Gündüz Safası
  • Kanatlılar
  • Çöl Menekşesi ‘Violette’


Joseph Kessel Alıntıları – Sözleri

  • Son haddine varan korkunun kıskançlıkla şu ortak yanı vardır: Onu duyan kimse için en minik olasılık bile kesinlik haline geliverir. Severine’in birbiri ardınca aklına getirmiş olduğu varsayımlar, olmuş bitmiş birer vaka haline dönüşüveriyordu derhal. Felaketin kopacağından kuşkulanmıyordu artık. (Gündüz Güzeli)
  • Zevk söylediğin boşuna şeydi, tadını alır almaz tadı bozuluverirdi. (İblisin Oyunu)
  • Sözlerin kanatlanıp uçabilmesi için içinde doğdukları dilde yuvalanmaları gerek. Bir başka dilde kanatlarını yitirirler. (Atlılar)
  • “İnsanın, kendi de bilincinde olmadan tasarladığı kötülüğü sadece Allah evvelde bilir.” (Atlılar)
  • Jandarmaların tutuklularıyla beraber ona getirdikleri polis notlarındaki satırlardan bir şeyler çözmeye çalışıyordu.
    “Bağımsız kişilik, keskin zekâ; kibirli ve alaycı tavır” diye okuyordu kumandan. “Ezilmesi gerek” diye yorumluyordu. Sonra “seçkin bir köprü ve yol mühendisi” diye yazıyordu. “İyi kollamalı” (Gölgeler Ordusu)
  • Burada hayvanlar her hakka haizdir. Onların rahatlık içinde olmalarını isterim. Hiçbir gereksinimleri noksan olmasın, insanlardan korunsunlar, mutlu olsunlar isterim. (Aslan)
  • Birbirimize yaptığımız kötülüğü en uç noktada hissedecek kadar seviyoruz birbirimizi ve bunu kaldıramıyoruz, anlıyor musunuz? O süre da her birimiz suçu ötekinin üstüne atmak istiyor, atmak zorunda. (Aslan)
  • Durgun sular ekseriyetle tehlikeli ve zararı dokunan olur. (Aslan)
  • ölmeye karar verdim ,beni öldürmen için de seni seçtim .. (İblisin Oyunu)
  • Kimi insanoğlu vardır, yanlarına yaklaşıldığında, beraber olunduğunda, nezaket kurallarının gerektirdiği girizgâhların, söz dolandırmaların onlar için hiçbir anlamı yoktur, bundan dolayı bu insanoğlu kendi dünyalarında tüm uzlaşımların haricinde yaşarlar ve sizi derhal bu dünyaya çekerler. (Aslan)
  • Bir ölüm mahkûmu son anlarını sevdiğinin anılarıyla geçirmez miydi? (Gündüz Güzeli)
  • “Gün gelir, en kuvvetsiz olan kadar en kuvvetli olan da kendisine yardım edilmiş olduğu görmek ve bu yardımdan hoşlanmak ihtiyacını duyar. İnsanoğluna kimi zaman başkalarını korumak, kimi zaman de başkalarının onu koruması gereklidir.” (Atlılar)
  • – “Ölüyormuş, ee napalım? Yeterince uzun yaşamadı mı?”
    – “İnsan hiçbir süre yalnız ölmeyi hak edecek kadar uzun yaşamaz.” (Atlılar)
  • Şan ve şöhretin korkudan daha güvenilir bekçisi yok. (Atlılar)
  • Fazlaca güzel, görkemli şafaklar görmüştü, insanoğlunun âşık olmak isteyeceği, insana güç veren, sevinç veren şafaklar… Ama hiçbiri, yaşamış olduğu dehşetin sonrasında sökerken, ona tekrardan doğduğunu hissetiren bir şafağın yerini tutamazdı. (İblisin Oyunu)
  • Dünyada onlar kadar varlıklı kimse yoktu. Bu sebeple hiçbir şeye haiz değillerdi ve bundan fazlasını da istemiyorlardı. (Aslan)
  • Sonra, koca kafası toza gömüldü, hareketsiz kaldı.
    Benzi atan Miss Evelyn yere atladı. Kuruma’nın cesedi karşısında, en sonunda karşısındakinin bir insan olduğu yönünde muğlak bir izlenime tutuldu. (İblisin Oyunu)
  • “Evlatların kitaplardan daha acele yaşlanacağını hesaplamamıştım.” (Aslan)
  • – “Neden korktun?”
    – “Neden olacak, ölümden.”
    – “Gerekmezdi,” dedi usulca yaşlı adam.
    Demirci heyecanla fakat tatlılıkla
    – “Senin kadar ölüme yakın olunca bu şekilde konuşmak kolaydır, dede.”
    – “Sen daha yakınsın,” oğlum dedi yaşlı adam “Bu sebeple sen ondan korkuyorsun.” (Atlılar)
  • “Bir yaranın iyileşmesi için ağrı çekmek gerekir.
    Mutluluk da böyledir Uraz, ruh ağrımalı ulaşmak için.” (Atlılar)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş