Eğitim

Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti – İsmâil Hâmî Dânişmend Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti – İsmâil Hâmî Dânişmend Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti kimin eseri? Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti kitabının yazarı kimdir? Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti konusu ve anafikri nedir? Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti kitabı ne konu alıyor? Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti PDF indirme linki var mı? Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti kitabının yazarı İsmâil Hâmî Dânişmend kimdir? İşte Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: İsmâil Hâmî Dânişmend

Yayın Evi: Yağmur Yayınları

İSBN: 00000IDE38033

Sayfa Sayısı: 80


Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bizler Müslüman Türk olarak körü körüne Batı hayranı olmaya ve kendimizi aşağılayan bir fikir ile, geçmişte Batı Yaşamına ışık tutan Müslüman alimlerinin eserlerini görmemezlikten gelmeye devam mı edeceğiz? Yoksa bizzar Batılı alimlerin eserlerinde de görüleceği şeklinde eski Grek ve Latin medeniyetlerini aşan Tıp, astronomi, edebiyat matematik, (cebir – geometri), mimari ve daha birçok dallardaki asırlar devam eden üstünlüğümüzü ortaya koyamacak mıyız?

Üstünlük suuru devrindeki atalarımızın haklı bir istihfaf ile “Frenk” dedikleri Avrupa ırklarından mıyız? Tabii değiliz! Biz Asya’nın tüm dillerine destan olmuş görkemli Türk ırkına mensubuz. 

“Garp” dediğimiz Svrupa, Ehl – i Salip zihniyetiyle lekeli Hıristiyan Avsupa’dır. Biz Hıristiyan mıyız? Tabii Değiliz! Bin senedir Müslümanız ve İslamın başına geçip onu hem savunma eden, hem genişleten iki büyük milletten biriyiz. 

Bu vaziyete gore biz cihet itibariyle “Şarklı”, Kıt’a itibariyle “Asyalı”, ırk itibariyle “Türk” ve din itibariyle “Müslüman” bir millet olduğumuzu iyi mi unutabilir ve ya da inkar edebiliriz? Fakat ettik ve etmekteyiz. Tarihimizi istihfaf ettik: atalarımızı Şarklı ve Asyalı diye hor gördük: niçin bizlerden evvel Garplılaşmadılar diye eleştiri ettik: nihayet uygarlığı alafrangalık zannedecek derekelere düşerek İslamiyete “Çöl kanunu” dedik! Buları inkar edebilir miyiz?.

İşte hacmen ufak, fakat muhtevası büyük olan bu yaratı bizlere kendimizi tanıtmaktadır.


Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti Alıntıları – Sözleri

  • İslamiyet’in Avrupa’ya getirmiş olduğu en hayırlı nimetlerden biri de kağıt olduğunda asla kuşku yoktur.
    (Jacques Risler)
  • Cahil sofu, değirmenin eşeği gibidir. Beşikten mezara ilim öğrenim edin.
    Evladın babadan alacağı en kıymetli miras iyi bir tahsildir.
    (Hadis-i Şerif)
  • Tahsil cihad-ı mukaddestir.
    İlim öğrenim edin: Zira öğrenim, bizim düşmanlarımıza karşı silahımızdır.
    İlimler hazinelerdir; sualler de onların anahtarlarıdır.
    (Hadis-i Şerif)
  • “Tarihten Müslümanları silerseniz ilmî Rönesans’ımız asırlarca geri kalmış olur.”
  • Maddi ve tinsel bünyemiz küçüldükçe her şey bizlere bizlerden büyük görünmeye başladı. Asırlarca tüm dünyayı kendimize dar gördükten sonrasında, nihayet en ufak düşmanlarımızı bile büyütmeye, tüm yabancı milletlere saygı ve haşyetle bakıp fanatik olmaya ve bizlerden olmayan her şeyi kendimizden üstün tutmaya başladık!
  • Asırlardan beri tüm dünyada kullanılan ve tüm ilimlerin teşekkül ve tekamülünde amil olan kağıt, bir İslam icadıdır.
  • Unutmamalıyız ki, fert için tabiiyet değişiklik yapmak ne demekse, millet içinde kimlik değişiklik yapmak o anlamına gelir.
  • İbni Sina tercümeleri tam 600 yıl Avrupa üniversitelerinde ders kitapları olarak öğretim edilmiştir.
    (Gautier)
  • Roma sayıları denilen bu iptidai sistemde her sayı bir harf ile anlatılır. Fakat bu kullanışsız sistemde en zaruri sayı olan “Sıfır” yoktur. Sıfırsız Roma sayıları ile de riyazi (matematik) ilimler kurulamayacağı tabiidir. Profesör Risler’in “La civilisation arabe” adı ile 1955’te neşredilen eserinin 161-162 nci sayfalarında bir İslam icadı olan “sıfır” ın keşfi işte şu şekilde izah edilir:
    Herhalde bu bir dahiyane icattı ve hiçbir latifeye kapılmadan denilebilir ki “sıfır” ın icadı insan cinsinin en en büyük keşiflerinden biriydi.
  • Kopernik, İslam ilminden almış olduğu feyiz ile dünyanın hem kendi çevresinde hem güneşin çevresinde döndüğünü tespit etmiş olduğu vakit, Hristiyan karanlıkçılığına karşı büyük bir kabahat işlediğini hissettiği için kanaatini ölünceye kadar bir sır şeklinde saklamak mecburiyetinde kalmış ve ünlü eseri De Revolutionibus sadece 70 yaşlarında öldüğü gün neşredilip ortaya çıkabilmişti!


Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Muhteşem bir kitap. Her müslüman okumalı bence. Medeniyetin İslam’dan mı yoksa daha varlığını bile bilmeyen Avrupa’dan mı geldiğini oldukca güzel izah etmiş. (Mevlüt Çalışkan)

Danişmendoğullarının kurucusu Danişmend Gazinin soyundan geliyormuş yazarımız.
Kitap Batının batı olmasını İslam Medeniyetine borçlu olduğu üstüne vurgu yapıyor.İslam Medeniyeti olmasaydı Avrupa da Rönesansın yaşanmayacağını ve yaşansaydı dahi matematik,tıp,astronomi…şeklinde bilimlerden yoksun olacağını söylemiş.Bu yüzden yüzümüzü batıya dönmememiz gerektiği aslen cevherin bizim içimizde olduğu üstünde durmuş.Bolca hadis ( hadis mi hakkaten orası birazcık tartışmalı fakat ben yazarın yalancısıyım 🙂 ) ile ilim ve irfanı vurgulamış,İslamın her şeyin üstünde ilim ve irfanı gördüğünü desteklemek istemiş.
Benim fikrime ulaşınca bilim,ilim yada irfan birikerek çoğalan ve enerjisini bu birikimden alan dallardır.Ha İslam Medeniyeti ha Yunan Medeniyeti oldukca farkı yok benim için mühim olan bilginin,ilimin nerede olduğu.Lakin yazar İslam Medeniyetini mihenk taşı olarak göstermesi sanki dünya İslam Medeniyetiyle yaratıldı edasını taşıyor bu da doğru bir perspektif değil en azından benim fikriyatımda.
Şu an hepimiz bizlerden ilkin yaşamış tüm insanlardan daha büyük bir data birikimiyle karşı karşıyayız lakin bir tek bizim bir adım atmamız yada bir tuşa basmamız umut ediliyor onu da bi zahmet yapın.
Felsefe,bilim ve tarih kılavuzunuz olsun. (bhmflzf)


Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti PDF indirme linki var mı?


İsmâil Hâmî Dânişmend – Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İsmâil Hâmî Dânişmend Kimdir?

Babası Cebel-i Garbî mutasarrıfı Emir Mehmed Kâmil Beğ’dir. Orta tahsilini Beyrut ve Şam’da tamamladı. İstanbul’da Mekteb-i Mülkiye’yi bitirmeden evvel, Fransa’da Pâris College’de Fransızca okudu. İstanbul Mâliye Mektebi, Edebiyât Fakültesi ile Mülkiye Mektebi’nde Dinler Târîhi ve Siyâsî Târîh dersleri verdi. Bağdat’ta Hukuk Mektebi Müdürlüğü yapmış oldu. Kendi gayretiyle Nisan 1919’da çıkardığı Memleket Gazetesi ile Hâkimiyet-i Milliye, İrâde-i Milliye gazetelerinde neşrettiği yazılarıyla Millî Mücâdele’yi destekleyen aydınlardandır. Sivas Kongresi’ne katılan delegeler içinde yer aldı. Cumhuriyet’ten sonrasında resmî bir vazife almadı. Kendini tamâmıyla Türk ve İslâm Târihi araştırmalarına verdi. Çalışmalarını otuzdan fazla kitapta topladı.

“Îzâhlı Osmanlı Târîhi Kronolojisi” adlı eserine târih araştırmalarında günümüzde de sıkça başvurulmaktadır. Bilhassa “Îzâhlı Osmanlı Târîhi Kronolojisi” adlı kitâbında, devşirmelerin Türk milletine yapmış olduğu ihânetlerin üstünde durdu. Eserlerinde Türk milliyetçiliğinin pek oldukca temel iddiasını dile getiren Dânişmend, 12 Nisan 1967’de İstanbul’da vefât etti.

Türk-İslâm Târîhi’ne âit birçok eseri bulunan Dânişmend’in; Türkçe-Osmanlıca-Fransızca Sözlük, Destan ve Dîvan Edebiyâtı’nda İstanbul Sevgisi, Türkçe Resimli Büyük Dil Klavuzu adlı eserleri Türkçe husûsundaki önemli çalışmalarıdır.


İsmâil Hâmî Dânişmend Kitapları – Eserleri

  • Türkler ve Müslümanlık
  • Eski Türk Seciyye ve Ahlakı
  • Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti
  • Tarihi Hakikatler
  • Türkler Niçin Müslüman Oldu?
  • Türklük Meseleleri
  • İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi
  • Türkler
  • Fetih ve Fatih
  • Garp İlminin Kur’an-ı Kerim Hayranlığı
  • 31 Mart Vak’ası
  • Rabia Hatun Şiirleri
  • Garp Membalarına Göre Eski Türk Demokrasisi
  • Ali Suavi’nin Türkçülüğü
  • Fatih ve Fetih


İsmâil Hâmî Dânişmend Alıntıları – Sözleri

  • Ne kadar alçağım: Nâzan 1948’de öldü, ben 1949’da hâlâ yaşıyorum. (Rabia Hatun Şiirleri)
  • HENRi MATHiEU NAZARiYESi
    Birinci cildin ilk doksan sahifesi Türk ırkının menşeinden itibaren Osmanlı devletinin zuhuruna kadar geçen umumi Türk tarihiyle etnoloji bahislerine temas ediyor: Ondan sonrasında Türklük Meseleleri)
  • Karmatiler, 930 tarihinde Mekke’yi yağma edip 30,000. Müslümanı kılıçtan geçirdiler ve pek oldukca ganimetler alıp götürdüler. Kabe örtüsüyle Hacer-ül-Esved de bı miyandaydı. (Türkler ve Müslümanlık)
  • Bu meselenin çeşitli Batı kaynaklarında açıklaması vardır.Mesela meşhur tarihçi Seignobos’un “Histoire de la civilisation ancienne” adındaki eski medeniyetler tarihinin 1905 Paris baskısının 41’inci sayfasındaki(1) numaralı haşiyede eski Roma’dan söz edilirken çoğunlukla biri doğuda biri batıda iki imparator olduğu kaydedilir;imparatorlar ikidir fakat imparatorluk birdir!Bu iki hükümdarın biri Roma’da ve biri de İstanbul’da oturmuş olduğu vakit bile ikisi bir şahıs sayılmıştır!Bunların herhangi birine hitap edilirken ikisine birden hitap edilir şeklinde “siz”demek işte bundan dolayı âdet olmuştur.Daha eski devirlerde Doğunun ve Batının tüm imparatorları ile krallarına “sen”diye hitap edilmiş olduğu halde Romalıların “siz”tabiri gittikçe her tarafa yayılmış ve nihayet halk tabakaları içinde da mecburi bir nezaket tabiri haline gelmiştir. (Tarihi Hakikatler)
  • İnkarına olanak olmayan bir hakikat vardır; İslamiyyet Oğuz-Türklüğünden ne kadar kuvvet almışsa, Türklük de İslamiyet’ten o denli kuvvet almış ve netice itibariyle İslamiyyeti Türklük ve Türklüğü de İslamiyyet yaşatmıştır. (Türkler ve Müslümanlık)
  • Eski Türkler öldükten sonrasında bile hiç kimseye muhtaç olmamak için kefen paralarını daima üzerlerinde taşımayı ulusal bir tane haline getirmişlerdir. (Eski Türk Seciyye ve Ahlakı)
  • “Yıkılubdur bu cihân sanma ki bizde düzele
    Devleti çarh-ı denî virdi kamu mübtezele
    Şimdi ebvâb-ı sa’âdetde gezen hep hazele
    İşimiz kaldı hemân acıma-i Lem-yezel’e.”

    III. Mustafa (1756-1774) (İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi)

  • Türklüğü ve Türk tarihini yalnız Osmanlılarla müslüman Türk devletlerine hasretmeyip tıpkı (Süleyman Paşa) şeklinde çeşitli kollara ayrılmış büyük bir câmia şeklinde incelem eden (Ali Suâvi)nin bu husustaki fikirleri «Irk», «Dil» ve «Umumî kültür»
    sahalarına ilişkin üç ana teze ayrılabilir. Bu tezleri şu şekilde hulâsa edebiliriz:

    1- Türk ırkı askerî, medenî siyasî rolleri itibariyle tüm ırklardan üstün ve eski bir ırktır;
    2- Türk dili dünyanın en varlıklı ve en muhteşem dilidir: Avrupa’nın en büyük dilleri bile Türk diline nisbetle geridir;
    3- Türk ırkı dünya kültür tarihinde en büyük görevi oynamış ve bilhassa islâm kültürünü Türkler vücuda getirmişlerdir. (Ali Suavi’nin Türkçülüğü)

  • Avrupalılar içinde nezaket iç yüzü örten bir perdeden ibaret olması durumunda, Türkler içinde son aşama samimi bir teamüldür. (Eski Türk Seciyye ve Ahlakı)
  • Nâmık Kemâl’in oğlu rahmetli dostum Ali Ekrem Bey anlatmıştı: Bir gün babasından oldukca hoş bir mektup almış; hâfızâsına nakşolup kalan bu unutulmaz mektup aynen şu şekilde imiş: “Ekremciğim ne yapacağımı bilmediğim için sana mektup yazıyorum. Ama ne yazacağımı da bilmediğim için sözüme son veriyorum; gözlerinden öperim!”
    [İsmâil Hâmi Dânişmend, Tarihî Hakîkatler, 1978, c. 1, s. 354] (Tarihi Hakikatler)
  • Oğuzhan’ın dehası yalnız cihangirlik sahasına münhasır değildi. Teknik saha ve teşkilatçılıkta da misli yoktu. Mesela ”ıslıklı oklar’ı işte o buluş etmiş ve ve fetihlerinde buluşundan oldukca faydalar görmüştür. (Tarihi Hakikatler)
  • “(Ali Suâvi) eskiliğini ve eski yazısını savunma etmiş olduğu Türk dilinin tüm dillerden üstün oluğunu da kanidir..(Nüsha3, s. 116.)” (Ali Suavi’nin Türkçülüğü)
  • Profesör Henri Maspero’nun “Eski Çin / La Chine antique” ismindeki eserinin 1927 Paris baskısının 107’nci sayfasında başlamış olan açıklamalara gore, eski Çin toplumu yalnız asil ve köylü sınıflarına ayrılan bir kütledir. Köylü hacminin büyük bahar bayramları vardır. Bu bayramlarda genç kızlarla delikanlılar on beş yaşlarından itibaren açık havada açıkca yiyişmeye başlarlar. Bu hâl yaz sonuna kadar sürüp gider. Ertesi bahar aynı çiftler aynı hayata devam edebilecekleri şeklinde âşıklar sevgili ve sevgililer de âşık değiştirebilir ve bu durum, adam otuz kız da yirmi yaşına gelinceye kadar öyleki devam eder. Eğer sonbaharda kızlar hamile duracak olurlarsa sadece işte o vakit nikâhları kıyılabilir! Netice itibariyle adam on beşinden otuzuna kadar on beş hanım, kızlar da gene on beş yaşlarından yirmi yaşına kadar beş adam değişiklik yapma hakkına haizdir. Eski Çin töresi işte bu şekilde bir töredir. (Türkler Niçin Müslüman Oldu?)
  • Asırlardan beri tüm dünyada kullanılan ve tüm ilimlerin teşekkül ve tekamülünde amil olan kağıt, bir İslam icadıdır. (Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti)
  • Arap müelliflerine gore Türk olan «Ye’cuc ve Me’cuc» ırkının bir kolu da «Nesnas» taifesidir! Bu taife de oldukca uzun ve oldukca kısa olarak iki kısma ayrılır ve «çengel şeklinde tırnaklari», «canavar şeklinde dişleri» olduğundan bahsedilir! Çeneleri «dev çenesi» ne benzetilir ve tüm vücutları «kıllarla kaplanmış» gösterilir ! Ne yazık ki, dindaşlarımız olan Arap alimleri, Ehl-i-Salip ordularına karşı memleketlerini savunma edip kendilerini rahat yaşatan Türklere hem din, hem ilim namına işte bu şekilde safsatalar isnadından geri kalmamışlardır. (Türklük Meseleleri)
  • “İslâmın müessisi öteki bir cihetten de zamanımızın meseleleriyle ilgi ve bağlantı halindedir: Çünki O, tarihin kaydettiği ilk içtimâî ve beynelminel inkılâbın âmilidir.”
    -Raymond Lerouge (Türkler ve Müslümanlık)
  • Meziyetlerinin temin etmiş olduğu üstünlüklere tevazu faziletini zammeden (ekleyen) bir kimse, üstündeki yemişlerin çokluğundan dolayı başını yere doğru eğen bir ağaç dalına benzer. (Eski Türk Seciyye ve Ahlakı)
  • Kopernik, İslam ilminden almış olduğu feyiz ile dünyanın hem kendi çevresinde hem güneşin çevresinde döndüğünü tespit etmiş olduğu vakit, Hristiyan karanlıkçılığına karşı büyük bir kabahat işlediğini hissettiği için kanaatini ölünceye kadar bir sır şeklinde saklamak mecburiyetinde kalmış ve ünlü eseri De Revolutionibus sadece 70 yaşlarında öldüğü gün neşredilip ortaya çıkabilmişti! (Batı Kaynaklarına Göre İslam Medeniyeti)
  • Oğuz han, dünyayı fethetmiş, yüz on altı yıl yaşamış ve hâkimiyyet timsalî olan altın yayla üç oku ölümünden evvel oğulları içinde paylaşmıştır. (Türkler ve Müslümanlık)
  • İkinci Meşrutiyet’ten itibaren yurdumuza giren bazı Mongolların yaptıkları propagandalardan dolayı bugünkü yarı aydınlarımız içinde artık bir millî kahraman sayılmaya başlamış olan Türk ve Islâm düşmanı Timurlenk hakkında birçok menkıbeler rivayet edilir. Bunlardan biri de işte bu kârınca menkıbesidir. Rivayete gore Timur ilk lütuhatı esnasında bigün bir bozguna uğradıktan sonrasında çadırına çekilmiş; işin içinden iyi mi çıkacağım düşünürken çadır bezinin üstünde bir karıncanın tırmana tırmana yukarı çıktığını görmüş. Hemen bir fiske atıp yere düşürmüş, gene düşüncelerine dalmış. Bir iki dakika sonrasında hayvanın yine yukarı çıkmaya başladığını görmüş. Bir fiske daha atmış. Ama birazcık sonrasında gene aynı manzarayla karşılaşmış. Bu hâl üç dört kere daha tekrarlanınca Timurlenk nihayet elini alnına vurup:
    İşte şimdi anladım, bunu bana bu karınca öğretti. Geleceğe başat olınanın yegâne çaresi’ sebat etmektir! Demiş ve ondan sonrasında ömrü süresince bu esastan ayrılmamış!.. (Tarihi Hakikatler)



YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş