Eğitim

Bedene Veda – David Le Breton Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bedene Veda – David Le Breton Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bedene Veda kimin eseri? Bedene Veda kitabının yazarı kimdir? Bedene Veda konusu ve anafikri nedir? Bedene Veda kitabı ne konu alıyor? Bedene Veda PDF indirme linki var mı? Bedene Veda kitabının yazarı David Le Breton kimdir? İşte Bedene Veda kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: David Le Breton

Çevirmen: Aziz Ufuk Kılıç

Yayın Evi: Sel Yayıncılık

İSBN: 9789755708201

Sayfa Sayısı: 244


Bedene Veda Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Dinlerin ve ideolojilerin aşağıladığı, ‘kirli’, ‘ahlaksız’ görmüş olduğu yıpranabilir, sakatlanabilir, yaralanabilir ve ölebilir “gövde”den kurtulma düşüncesi, yalnızca bedenle ruhu birbirinden ayıran felsefenin ve teolojinin değil, tüm insanlığın kafasını kurcalayan bir ütopya ve hayal konusu olmuştur. Günümüzde ise bilimin ve hızla gelişen teknolojinin ulaştığı düzey, hem protezler ve simülasyonlar hem de her türden sanatla alakalı performans yöntemiyle bedeni deformasyona uğramış etmeyi, kullanım dışı bırakmayı, hatta bedenden tümüyle kurtulmayı mümkün kılıyor.

Peki, gelinen bu nokta insanlığımız açısından pozitif yönde, sevindirici bir gelişme midir, yoksa aslen bir tüm olan bedensel-ruhsal yapımızı sakatlayan, bizi insanlıktan çıkartan bir süreç midir?İşte bu temel probleminin peşinden giden David Le Breton Bedene Veda’da, dövme, piercing, güzel duyu cerrahi benzer biçimde en bayağı deformasyonlardan body-art ve gövde performanslarına, bilişim teknolojilerinin sunmuş olduğu imkânlardan siber-cinsellik, “tüp bebek” şekilleri ve protezlere dek çeşitli örnekleri sürükleyici bir üslupla ve kısmen distopik bir bakış açısıyla ele alarak bizi insanlığımıza tekrardan haiz çıkmaya çağrı ediyor.

Yürümeye Övgü, Acının Antropolojisi, Ten ve İz benzer biçimde mühim çalışmalarının arkasından David Le Breton, kişinin haiz olduğu gövde coğrafyasında kendi duygu ve düşünceleriyle gezindiği, kusurlu veyahut tamamlanmamış de olsa onun imkânlarını kullandığı mevcut realitenin karşısına, bedensiz yaşama hasret fenomenini koyuyor.

(Tanıtım Bülteninden)


Bedene Veda Alıntıları – Sözleri

  • Modern bilimsel söylemde gövde, kişiyi taşıyan kayıtsız bir madde olarak düşünülür. Özneden ontolojik olarak ayırt edilen gövde, iyileştirmek için üstünde etkide bulunulan bir kullanım nesnesine dönüşür; artık insanoğlunun kimliğinin kökü değil, kişisel kimliğin içinde eridiği bir hammaddedir.
  • Birey bedenini değiştirerek yaşamını değiştireceğini, kimlik duygusunu değiştireceğini düşünür.
  • “gövde insanda ölümün yeridir.”
  • Silikon enjekte edilmiş, protezlerle modifiye edilmiş ya da tekrardan biçim verilmiş memeler, çeşitli şekillerde kaldırılmış yüzler, enjeksiyonla tekrardan şekillendirilmiş dudaklar, yağları emilmiş, traşlanmış karın ve kalçalar, ekilmiş saçlar, arzu edilmiş fizyolojik oranları elde etmek için deri altlarına yerleştirilen implantlar… Tüm bunlar kişinin kendisiyle arasındaki sapmayı azaltmanın yoludur.
  • ‘’… İnsan genlerinin ürünü değil, genleriyle ne yaptığının ürünüdür.’’
  • Kifayetsizlik geleceğin harikalarının en iyi kozudur.
  • ‘’(…) Kullanımı azaldıkça taşıması da daha zahmetli olan bir yüktür gövde. Fiziksel ve duyusal etkinliklerin kısıtlanması kişinin varoluşunu da etkisinde bırakır. Onun dünya görüşünü çürütür, gerçeklik düzlemindeki inisiyatif sahasını daraltır, benliğin sebat duygusunu azaltır, şeylerle ilgili direkt bilgisini zayıflatır ve devamlı bir hastalık deposu olur.’’
  • “Erotizm” der Bataille, “insanoğlunun bilincinde var­lığın sorgulanmasına yol açan şeydir” Gündelik yaşamın sakin akışından ontolojik bir kopuş olarak kendi dışına çıkan cinsellik ya da erotizm başkasının bedeninin deneyimlen­mesini imler.
  • Uzman sözü, laik toplumun İncil’idir.
  • “body art, yaşam koşullarının gövde üstünden eleştirisidir.”


Bedene Veda İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Beden: Bedene Veda* kitabı geçmişten günümüze gövde algısından bedenin iyi mi kullanıldığına, iyi mi pazarlandığına ve hatta iyi mi yok olduğuna dair görkemli bir kitap. Kitabın güncel dünya ile yakından ilişkisi olması okura kendisini daha fazlaca yakınlaştırırken akıllardaki sual işaretlerini her bölümde tek tek cevaplıyor. Kitap giriş, açılış, kaynakça ve teşekkürler kısımları hariç yedi ana bölümden oluşuyor ve her kısmı kendi alt başlıklarıyla detaylıca irdeleniyor. Aşağıda bölümleri alt başlıkları ile paylaştıktan sonrasında kitap hakkında daha detaylı data sahibi olacaksınız:
1. Aksesuar gövde: Bedeni üst-imlemek, bedene hakim olmak, transseksüelizm ya da cinselliksizlik, gövde damgaları, body building, body art ve partner gövde bölümün alt başlıklarıdır.
2. Benliğin farmakolojik üretimi: Ruh hali orgu, gündelik ruh halinin tıbbileştirilmesi ve benliğin farmakolojik üretimi bölümün alt başlıklarıdır.
3. Çocuk imalatı: Tıbbi yardımla üreme, arzulanmayan hanım: gövde dışı gebelik, tıbben ıslak edilen hanım, kiralık rahim, adam gebeliği, embriyonun icadı, hayata giriş imtihanı, çocuk katli hakkı ve karar verilemeyen bölümün alt başlıklarıdır.
4. Yaşam bilimlerinin müsvedde bedeni: Dünya olarak enformasyon, genom projesi, genetik doğruculuk, canlının patentlenmesi, genetik denetim, genetik mimarlık, klonlanma ya da ikiz insan ve hayvansal gen aktarımı bölümün alt başlıklarıdır.
5. Siber-uzayın fazladan bedeni: Dünyanın ikileşmesi, kimlik engellemelerinin sonu, dünyadan tutum etmek, sanal tanrı, bilişimsel kişilik, suni yaratıklar ve bilimkurgu bölümün alt başlıklarındandır.
6. Siber-cinsellik ya da bedensiz erotizm: Beden dışı bir erotizm, android aşkı ve siber-cinsellik ya da disketteki gövde bölümün alt başlıklarındandır.
7. Fazlalık Beden: Yapay zeka ya da zekanın hileleri, bedenin itirazı, duyarlı ve akıllı android, bilişim tutkusu, homo sicilium, siborg manifestosu ve bedenin sonu bölümün alt başlıklarındandır. (leyli ince)

Toplum tarafınca benliğin amblemi olarak kabul edilen gövde olgusu; değişik ifade biçimlerine kaynak olmuştur. Zihnin karşıtı olarak kabul edilen gövde; somutluğu kadar insanoğlunun sürekli yüküdür. (Rumeysa Bayrak)


Bedene Veda PDF indirme linki var mı?


David Le Breton – Bedene Veda kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Bedene Veda PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı David Le Breton Kimdir?

Strasbourg İnsan Bilimleri Üniversitesi’nde profesördür. Araştırmalarını gövde ve riskli tavırlar antropolojisi üstünde yoğunlaştırmış, ayrıca sessizlik ya da yürüyüş benzer biçimde daha kişisel temalara da el atmıştır.

Breton’un mühim yapıtları içinde Yürümeye Övgü (Sel Yayıncılık), Acının Antropolojisi (Sel Yayıncılık), Anthropologie du Corps et Modernité (Bedenin Antropolojisi ve Modernite, 1990), Du Silence (Sessizlik Üzerine, 1997), La Sociologie du Corps (Bedenin Sosyolojisi, 2002), La Saveur du Monde (Dünyanın Tadı, 2006) sayılabilir.


David Le Breton Kitapları – Eserleri

  • Yürümeye Övgü
  • Acının Antropolojisi
  • Ten ve İz
  • Yüz Üstüne
  • Bedene Veda
  • Sessizlik Üstüne


David Le Breton Alıntıları – Sözleri

  • Bir şahıs yeryüzünün resmini hayata geçirmeye kalkışır. Seneler süresince bir mekânı, illerin, krallıkların, dağların, koyların, teknelerin, adaların, balıkların, odaların, aletlerin, yıldızların, atların, insanların resimleriyle doldurur. Ölmeden azca bir süre ilkin bakar ki sabırla meydana gelen bu labirent kendi yüzünün çizgilerini taşıyor.
    Jorge Luis Borges/Yaratan (Yüz Üstüne)
  • Acı, bilincin ortaya çıkışının bir sonucudur. (Acının Antropolojisi)
  • Acı hak eden insana verilmiş bir ceza değildir, günahın ya da kusurun bir sonucu değildir, çarmıhtaki İsa’nın çilesine ortak olmak için bir fırsattır.Acının kabullenilmesi insanı Tanrıya yaklaş­tıran ihtimaller içinde bir yakarma biçimidir, ruhu arındırır. Bilhassa Antik dönemde ve Ortaçağda uzun bir süre hususi bir lutuf, bir yardım benzer biçimde düşünülmüştür. Alçakgönüllülü olmayı öğretir ve ruhu kuvvetlendirir: “Bu muhteşem açınlamalar kibirden başımı dön­dürmesin diye etime bir kıymık soktu, dengemi yitirme­mem için melek yüzlü bir şeytan gönderdi bana.”. (II Cor, XII, 7.) (Acının Antropolojisi)
  • Ölmeyi bilmek yaşamayı bilmek kadar önemlidir. (Acının Antropolojisi)
  • Modern bilimsel söylemde gövde, kişiyi taşıyan kayıtsız bir madde olarak düşünülür. Özneden ontolojik olarak ayırt edilen gövde, iyileştirmek için üstünde etkide bulunulan bir kullanım nesnesine dönüşür; artık insanoğlunun kimliğinin kökü değil, kişisel kimliğin içinde eridiği bir hammaddedir. (Bedene Veda)
  • İlk adımlar bir düş benzer biçimde hafiftir, insan, arzusunun ipinin üs­tünde yürür, kafası imajlarla doludur, her şeye hazırdır, birkaç saat sonrasında kendisini bekleyecek olan bitkinlikten habersizdir. (Yürümeye Övgü)
  • Bedenin doğası diye bir şey yoktur, yere ve zamana gore değişen bedensel koşullar söz mevzusudur. (Acının Antropolojisi)
  • Yanında sevdiği olmadan yaşamayı kesinlikle asla düşünmüyor. Birkaç gün ilkin sevişmişler. Derisindeki işaretler kan bağları benzer biçimde, ilişkiyi ölümsüzleştirme isteği. Öbürünün uzaklaşmaması için geleceğe duyulan simgesel bir itimat. Ve birkaç yıl sonrasında yeni kız arkadaşıyla kavgalar çıkmasına neden olan ve tehlikeli hale gelen bu işareti iyi mi yok edebileceğini düşünmeye başlıyor. (Ten ve İz)
  • İnsanın kendisinin ardında koşması engebeli yollara götürür onu. İnsanın kendini doğurmak adına, tercih etmiş olduğu için değil, bir iç gereklilik dolayısıyla, kimi süre kaybolma tehlikesini göze alması gerekir, bundan dolayı acı ya da yaşamdaki bir boşluk insanı kemirir ve yaşamdan ayırır. Burada incelenen tavır ve davranışlar bağlamında kişiye özgü bir anlam üretmek, yaşamla barışık olabilmek için ölümle ya da acıyla oynamak söz mevzusudur. Ama bu yaşam içinde yanmaktan da korkmamak gerekir. İnsan kimi süre en kötüsüne ulaşarak kendisinin sonunda rahatlamış bir versiyonunu elde edebilir. (Ten ve İz)
  • “karşı karşıya konuşma, ayrıcalıklı bir şekilde ‘karşı karşıya’ konuşmadır. Kişiler arasındaki alışverişlerde, yüz, yazışma bedeninin billurlaştığı, en belirgin göstergelerinin açığa vurulmuş olduğu başkent, yer ve zamandır. Söz sussa bile, yüz oradadır ve kişilerin birlikteliğine bağlı anlamlara tanıklık eder.” (Yüz Üstüne)
  • Bedene zarar verme durumu fazlaca minik yaşlarda başlayabilir. Bu alanda meydana getirilen emek harcamalar ilk çocukluk döneminde “kendine hücum” davranışlarının “normalliğini” göstermektedir. çocuğun kendini ısırması, tırmalaması, çimdiklemesi, yara kabuklarını koparması, kan çıkıncaya kadar kaşınması, başını bir bölgelere vurması, kendini yere atması. Shentoub ve Soulairac yaptıkları incelemelere gore bu durum 9 aylıktan 2 yaşına kadar olan, daha sık olarak da 12 ve 18 ay arası çocuklarda görülür. (Ten ve İz)
  • “Söz ve sessizlik karşıt değildir, her ikisi de etken ve anlamlıdır ve söylem sadece ikisinin karşılıklı ilişkisiyle mümkün olabilir.” (Sessizlik Üstüne)
  • Tecavüz, bilhassa ensest ya da cinsel rahatsızlık vakalarında bedende devamlı yara açma, bedene kesikler atma pamuk ipliğine bağlı bir gündelik yaşamdan kurtulmanın ve artık ölümle hesaplaşma olmayan bir yaşama kavuşmanın simgesel bir biçimidir. Bu bağlamda amaçlardan biri arınmadır, kiri pası kanla yıkamak ve yitirilmiş sınırları tekrardan bulmak. Simgesel olarak sakatlanan genç, bedeninin bir tek ve bir tek kendisine ilişkin bulunduğunu söyler. (Ten ve İz)
  • Kent bizlere dünyanın yuvarlak bulunduğunu unutturur. (Yürümeye Övgü)
  • ‘’(…) Kullanımı azaldıkça taşıması da daha zahmetli olan bir yüktür gövde. Fiziksel ve duyusal etkinliklerin kısıtlanması kişinin varoluşunu da etkisinde bırakır. Onun dünya görüşünü çürütür, gerçeklik düzlemindeki inisiyatif sahasını daraltır, benliğin sebat duygusunu azaltır, şeylerle ilgili direkt bilgisini zayıflatır ve devamlı bir hastalık deposu olur.’’ (Bedene Veda)
  • “Yüzün tekilliğini sergilemek başkalarının gözünde yaşamın doluluğuna tanıklık etmektir. Onun açıklığını görünmez kılmak, duyguları gizlemeye, göze çarpabilecek tüm farklılıkları, belirginlikleri yok etmeye uğraşmaksa insan figürüne can veren anlamın ortadan kaldırılmasıyla ölüme öykünmek anlama gelir. Ötekini yüzünden yoksun bırakmak da apaçık bir simgesel yöntemle ölümü öncelemektir.
    Yüz insanoğlunun varlık göstergesiyse, insanı yadsımanın yolu da yüzün yadsınmasından geçer. Aynı şekilde, yüz kutsallığın merkeziyse, insanı minik düşürmek isteyen bir anlayış onun yüzüne saygısızlık etmeye, kimliğini aşağılamaya ya da yadsımaya çalışır.” (Yüz Üstüne)
  • “Yüz, daima insanoğlunun kendisi için en yakın Diğeri’nin yeridir. Descartes’ın cogito’da dile getirmiş olduğu şekilde öznenin kendine karşı saydamlığı duygusunun ilk kez yalanlandığı ve kendi içinde gizlenen, hem yakın, hem de ulaşılmaz bir dünya sezgisine takıldığı, gizli saklı anlamların yeri. “Kendime benzemiyorum” diye düşünür aynanın karşısında dürüstçe birazcık süre geçiren şahıs. Yüzü onu sorgular; duyduğu hastalık güzel duyu (kendini çirkin vb. bulmak) değildir; daha derinlere, herhangi başka bir yüz yerine bu yüze haiz olmanın yabancılık duygusuna dayanır.” (Yüz Üstüne)
  • “Tezimi yazdıktan sonrasında bir sayfa çevrildi hayatım da sanki. …” (Ten ve İz)
  • Uzman sözü, laik toplumun İncil’idir. (Bedene Veda)
  • Kifayetsizlik geleceğin harikalarının en iyi kozudur. (Bedene Veda)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş