Eğitim

Bin Atlının Akınları – İsmet Miroğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bin Atlının Akınları – İsmet Miroğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bin Atlının Akınları kimin eseri? Bin Atlının Akınları kitabının yazarı kimdir? Bin Atlının Akınları konusu ve anafikri nedir? Bin Atlının Akınları kitabı ne konu alıyor? Bin Atlının Akınları PDF indirme linki var mı? Bin Atlının Akınları kitabının yazarı İsmet Miroğlu kimdir? İşte Bin Atlının Akınları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: İsmet Miroğlu

Yayın Evi: Babıali Kültür Yayıncılığı

İSBN: 9789758486892

Sayfa Sayısı: 312


Bin Atlının Akınları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Osman Gazi’yle devlet olmak, Sultan Murad ile Kosova’ya varmak… Fatih ile İstanbul’a girmek, Mimar Sinan’la değişik kıtalara çil çil kubbeler serpmek… Çaka Bey’le Adalar Denizi’ne, Barbaros’la Preveze’ye, Kurdoğlu’yla Endonezya’ya sefere çıkmak… Merzifonlu’yla Viyana’dan dönüş… ve Budin’in, Nazlı Budin’in elden çıkışı…

Bin Atlının Akınları, Osmanlı tarihinden kesitler aktaran, o günlerin üslubunun tadılabileceği anekdotlarla bezeli bir kitap.

“Budin’de fare delikleri bile didik didik yağma edildi. Ertesi gün seksen bir cami olmak suretiyle, tüm Osmanlı eserleri, temellerine kadar yıkıldı. Sefere iştirak eden Marsigli Kontu, birçok cami, saray ve kütüphane dolaşarak bulabildiği kadar elyazması eseri kurtardı. Sonra bunlarla memleketi olan Bologna’da bir müze ve kütüphane kurdu.”

“1568 senesinde Kurdoğlu Reis’e yeni bir vazife verildi: Portekizliler’in fazlaca rahatsız ettikleri Endonezya’ya sefer yapacaktı. Kurdoğlu’nun görevi, Açe’nin yardımına koşmaktı. Kurdoğlu, yirmi iki parçadan oluşan Süveyş Donanması ile kısa zamanda Açe’ye ulaştı. Osmanlı donanmasının Endonezya sularına girdiğini öğrenen Portekizliler çoktan kayıplara karışmışlardı. Kurdoğlu, ilkin getirmiş olduğu fermanı, Açe Hükümdarı’na sundu…”


Bin Atlının Akınları Alıntıları – Sözleri

  • Yıldırım Beyazıt Han’ın fazlaca oğlu vardı. Hepsinin de iyi terbiye edilmesini temin etmek için hususi hocalar tutmuştu. Emir Süleyman’ın hocası da, pek bilgili ve otoriter imiş. “Şehzâdedir, bir ihtimal bigün Osmanlı tahtına geçer padişah olur” düşüncesiyle, asla hoşgörme göstermez imiş.
    Bir gün canı iyice yanan ufak Süleyman dayanamamış:
    “Biz senin oğlun değil miyiz baba?” diye sormuş.
    Yıldırım Gazi, “Hem oğlumsun, hem tahtımın vârisisin! Ne oldu?” diyince,
    “Madem ki sen Sultan-ı Rum’sun , biz dahi senin oğlunuz, reva mıdır ki hocamız, bizi de, sair oğlancıklar benzer biçimde döve, kulağımızı çeke!”
    Meseleyi anlayan hünkar ferahlamış ve “Demek o şekilde! Yarın biz dahi seninle hocaya gidelim ve ona o şekilde bir iş eleyelim ki, âlemlere şağıda olsun…” diye cevaplamış.
    Buna fazlaca sevinen Süleyman, ertesi günü iple çekmiş. Padişah ilkin sabahleyin namazından sonrasında hocaya bir haberci yollamış. Daha sonrasında da kendisi Süleymanla birlikte gitmiş ve seslenmiş:
    “Bre Hoca! Biz sana oğlumuzu okumaya yolladık. Sen ne hakla, ötekiler benzer biçimde onu da döver, azarlarsın?” Der demez, habercinin getirmiş olduğu talimata uyan Hoca, sopasını kaptığı benzer biçimde, koca Sultanı kovalamış. Sonra da ufak Süleyman’ı kulağından tutup sırasına oturtmuş.
    Akşam sofraya ulaştığında babası,
    “Ey oğul! Hocan ne yavuz kişiymiş… Sana olan hıncından dolayı, bizi dahi kovaladı. Var edebinle otur; okumaya, adam olmaya çalış” diye tembih etmiş.
  • Bizanslılar artık anlamışlardı ki, bu çarpışanlar, “bu dünya” için savaşmıyorlar.
  • Şeyhülislamlar, Devlet-i Aliyye toprakları içinde doğan Müslüman ailelerin çocuklarıdır. Tüm Ulama sınıfı böyledir. Ulamanın da başı Şeyhülislam addedilir. Yani devşirmeler, Şeyhülislam yapılmazlardı. Devletin en yüksek mevkilerine çıkabildikleri halde örnek olarak veziriazam olabilecekleri halde, şeyhülislam olamazlardı.
  • Bir kimse sana Allah’ın emrettiği şeyi söylerse, kabul et. Emretmediği şeyi söylerse, kabul etme! Eğer bilmezsen, bilenlere sor!
  • Bir keresinde Fatih, Şeyhi Akşemseddin’i ziyarete gitti. Yanına vardığında Akşemsettin, Fatih’i buyur etse de ayağa kalkmadı.
    Ziyaretten sonrasında, Fatih sultan Mehmet Han tarafındaki Ahmet Paşa’ya,
    “Şahsımız için değil, fakat peygamber efendimizin medhine mazhar olmuş bir Fatih’e tazim gerekmez miydi?“ diye üzüntüsünü beyan etti.
    Bir gün sonrasında durumu öğrenen Akşemsettin de,
    “Cenabı hak eski Hakan ve sultanların hiçbirine nasip etmediği, bu Feth-i Mübin-i müyesser kıldığından dolayı, padişah da dünyaya gelmesi muhtemel gurura engel olmak için bu denli hareket eylediğini“ beyan buyurmuşlardır.
  • Bir aşevi yaptırdı. Yoksullar istedikleri an gelip yiyecek yiyebiliyorlardı. Tek dileği o yoksulların duasını almaktı.
    Âlimleri toplamak için medrese yaptırdı.
    Ibadet ve ikamet için zaviyeler yaptırdı.
  • “Sahibi Süleyman, mimarı Sinan, hamur harcını İmandır.”
  • “Bre gönüllü gaziler! Gaza erlerindir, hanımefendilerin değil”
    Vidinli Sinan


Bin Atlının Akınları İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Osman Gazi’yle devlet olmak, Sultan Murad ile Kosova’ya varmak… Fatih ile İstanbul’a girmek, Mimar Sinan’la değişik kıtalara çil çil kubbeler serpmek… Caka Bey’le Adalar Denizi’ne, Barbaros’la Preveze’ye, Kurdoğlu’yla Endonezya’ya sefere çıkmak… Merzifonlu’yla Viyana’dan dönüş… ve Budin’in, Nazlı Budin’in elden çıkışı…
Bin Atlının Akınları, Osmanlı tarihinden kesitler aktaran, o günlerin üslubunun tadılabileceği anekdotlarla bezeli bir kitap.
“Budin’de fare delikleri bile didik didik yağma edildi. Ertesi gün seksen bir cami olmak suretiyle, tüm Osmanlı eserleri, temellerine kadar yıkıldı. Sefere iştirak eden Marsigli Kontu, bir fazlaca cami, saray ve kütüphane dolaşarak bulabildiği kadar elyazması eseri kurtardı. Sonra bunlarla memleketi olan Bologna’da bir müze ve kütüphane kurdu.”
“1568 senesinde Kurdoğlu Reis’e yeni bir vazife verildi: Portekizliler’in fazlaca rahatsız ettikleri Endonezya’ya sefer yapacaktı. Kurdoğlu’nun görevi, Açe’nin yardımına koşmaktı. Kurdoğlu, yirmi iki parçadan oluşan Süveyş Donanması ile kısa zamanda Açe’ye ulaştı. Osmanlı donanmasının Endonezya sularına girdiğini öğrenen Portekizliler çoktan kayıplara karışmışlardı. Kurdoğlu,ilkin getirmiş olduğu fermanı, Açe Hükümdarı’na sundu…”
Detaylar eserde keyifli okumalar… (celal çelik)

Tarihi Ve Bilinmeyen Kahramanları Öğrenmek İçin Güzel Bir Kitap Lakin Osmanlı Kelimeleri Oldukça… (onur alağaş)


Bin Atlının Akınları PDF indirme linki var mı?


İsmet Miroğlu – Bin Atlının Akınları kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Bin Atlının Akınları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı İsmet Miroğlu Kimdir?

1944 senesinde Bayburt’un Kalecik köyünde dünyaya geldi. İlkokulu Kalecik köyünde, ortaokulu Bayburt’da, liseyi Erzincan’da tamamladı. 1965 senesinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Kısmı’ne girdi. Dört yıl sonrasında Yeniçağ Tarihi Kürsüsü’nden, ‘Fatih Devrinde Osmanlı-Kırım Münasebetleri’ temalı lisans teziyle mezun oldu. 1970 yılı Ocak ayında aynı kürsüye asistan atama edildi. Başbakanlık Arşivi’nde bulunan Tapu Tahrir Defterlerine ve öteki arşiv belgelerine dayanarak, ’16. Yüzyılda Bayburd Sancağı’ başlıklı doktora teziyle 1974 tarihinde hekim unvanını kazanmıştır.

1976 yılındaki kısa dönem askerlik hizmetini yapmış oldu. 1978’de fakülte tarafınca Fransa’ya gönderildi. Fransa, Almanya ve Hollanda’da mesleğiyle ilgili araştırmalar yapmış oldu. 1981 senesinde ‘I8.Yüzyılda Kemah Sancağı’ başlıklı doçentlik tezi ilgili jüri tarafınca kabul edildi ve üniversite doçenti oldu. 1989 senesinde profesörlüğe yükseltildi.

13 Mayıs 1987 tarihinde 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun 38. maddesine istinaden Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü vazifesine atama edildi. Senelerce dikkatsizlik edilmiş Osmanlı ve Cumhuriyet arşivlerini çağdaş anlamda tekrardan yapılandırdı. Üniversite mezunu yüzlerce genç arkadaşımızın bu sahada uzmanlaşmasına vesile oldu. 31 Aralık 1990 evveliyatına kadar bu görevi yürüttü. Bu tarihten sonrasında tekrardan üniversitedeki görevine döndü.

24 Temmuz 1991 tarihinde Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı Başkanı oldu. Üniversitedeki görevinin yanısıra, ilk sayısını 1994’ün Mart ayında çıkaran ‘Tarih ve Medeniyet’ dergisini kurdu ve 23 Ekim 1997 tarihindeki vefatına kadar derginin Genel Yayın Danışmanlığı vazifesini yürüttü.


İsmet Miroğlu Kitapları – Eserleri

  • Bin Atlının Akınları


İsmet Miroğlu Alıntıları – Sözleri

  • Bir keresinde Fatih, Şeyhi Akşemseddin’i ziyarete gitti. Yanına vardığında Akşemsettin, Fatih’i buyur etse de ayağa kalkmadı.
    Ziyaretten sonrasında, Fatih sultan Mehmet Han tarafındaki Ahmet Paşa’ya,
    “Şahsımız için değil, fakat peygamber efendimizin medhine mazhar olmuş bir Fatih’e tazim gerekmez miydi?“ diye üzüntüsünü beyan etti.
    Bir gün sonrasında durumu öğrenen Akşemsettin de,
    “Cenabı hak eski Hakan ve sultanların hiçbirine nasip etmediği, bu Feth-i Mübin-i müyesser kıldığından dolayı, padişah da dünyaya gelmesi muhtemel gurura engel olmak için bu denli hareket eylediğini“ beyan buyurmuşlardır. (Bin Atlının Akınları)
  • “Sahibi Süleyman, mimarı Sinan, hamur harcını İmandır.” (Bin Atlının Akınları)
  • Yıldırım Beyazıt Han’ın fazlaca oğlu vardı. Hepsinin de iyi terbiye edilmesini temin etmek için hususi hocalar tutmuştu. Emir Süleyman’ın hocası da, pek bilgili ve otoriter imiş. “Şehzâdedir, bir ihtimal bigün Osmanlı tahtına geçer padişah olur” düşüncesiyle, asla hoşgörme göstermez imiş.
    Bir gün canı iyice yanan ufak Süleyman dayanamamış:
    “Biz senin oğlun değil miyiz baba?” diye sormuş.
    Yıldırım Gazi, “Hem oğlumsun, hem tahtımın vârisisin! Ne oldu?” diyince,
    “Madem ki sen Sultan-ı Rum’sun , biz dahi senin oğlunuz, reva mıdır ki hocamız, bizi de, sair oğlancıklar benzer biçimde döve, kulağımızı çeke!”
    Meseleyi anlayan hünkar ferahlamış ve “Demek o şekilde! Yarın biz dahi seninle hocaya gidelim ve ona o şekilde bir iş eleyelim ki, âlemlere şağıda olsun…” diye cevaplamış.
    Buna fazlaca sevinen Süleyman, ertesi günü iple çekmiş. Padişah ilkin sabahleyin namazından sonrasında hocaya bir haberci yollamış. Daha sonrasında da kendisi Süleymanla birlikte gitmiş ve seslenmiş:
    “Bre Hoca! Biz sana oğlumuzu okumaya yolladık. Sen ne hakla, ötekiler benzer biçimde onu da döver, azarlarsın?” Der demez, habercinin getirmiş olduğu talimata uyan Hoca, sopasını kaptığı benzer biçimde, koca Sultanı kovalamış. Sonra da ufak Süleyman’ı kulağından tutup sırasına oturtmuş.
    Akşam sofraya ulaştığında babası,
    “Ey oğul! Hocan ne yavuz kişiymiş… Sana olan hıncından dolayı, bizi dahi kovaladı. Var edebinle otur; okumaya, adam olmaya çalış” diye tembih etmiş. (Bin Atlının Akınları)
  • Bizanslılar artık anlamışlardı ki, bu çarpışanlar, “bu dünya” için savaşmıyorlar. (Bin Atlının Akınları)
  • “Bre gönüllü gaziler! Gaza erlerindir, hanımefendilerin değil”
    Vidinli Sinan (Bin Atlının Akınları)
  • Bir aşevi yaptırdı. Yoksullar istedikleri an gelip yiyecek yiyebiliyorlardı. Tek dileği o yoksulların duasını almaktı.
    Âlimleri toplamak için medrese yaptırdı.
    Ibadet ve ikamet için zaviyeler yaptırdı. (Bin Atlının Akınları)
  • Bir kimse sana Allah’ın emrettiği şeyi söylerse, kabul et. Emretmediği şeyi söylerse, kabul etme! Eğer bilmezsen, bilenlere sor! (Bin Atlının Akınları)
  • Şeyhülislamlar, Devlet-i Aliyye toprakları içinde doğan Müslüman ailelerin çocuklarıdır. Tüm Ulama sınıfı böyledir. Ulamanın da başı Şeyhülislam addedilir. Yani devşirmeler, Şeyhülislam yapılmazlardı. Devletin en yüksek mevkilerine çıkabildikleri halde örnek olarak veziriazam olabilecekleri halde, şeyhülislam olamazlardı. (Bin Atlının Akınları)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş