Eğitim

Bugünün Diliyle Hayyam – A. Kadir Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bugünün Diliyle Hayyam – A. Kadir Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bugünün Diliyle Hayyam kimin eseri? Bugünün Diliyle Hayyam kitabının yazarı kimdir? Bugünün Diliyle Hayyam konusu ve anafikri nedir? Bugünün Diliyle Hayyam kitabı ne konu alıyor? Bugünün Diliyle Hayyam PDF indirme linki var mı? Bugünün Diliyle Hayyam kitabının yazarı A. Kadir kimdir? İşte Bugünün Diliyle Hayyam kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: A. Kadir

Yayın Evi: Say Yayınları

İSBN: 9789754680232

Sayfa Sayısı: 128


Bugünün Diliyle Hayyam Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hayyam, insana ehemmiyet verir. İnsanın özgürlüğüne ehemmiyet verir. Alçakgönüllülüğü, olduğu benzer biçimde görünmeyi, düşünce ve vicdan özgürlüğüne bağlanmayı, yiğit bir yürek taşımayı, yalandan ve ikiyüzlülükten iğrenmeyi, insanoğlunun insana kulluk etmeden yaşamasını öğütler.

“Bugünden kendini yok sayacaksın, kendi buyruğunda bey benzer biçimde yaşayacaksın.” diyor Hayyam. “Geçmişi düşünmeyeceksin, gelecekten korkmayacaksın.” Hayyam bu tarz şeyleri bizlere, günümüzü gün etmek için mi söylüyor? Hiç sanmam. İnsanoğluna yaşamı sürdürmenin yollarını açıyor bir bakıma. Karanlıklar içinde yolunu şaşırmış insana yol gösteriyor. Yüz bin yıl sonraki geleceği bile düşünüyor Hayyam:

Yüz bin yıl sonrasında, yerin altından

otlar benzer biçimde, yeşil yeşil, çıkma umudu.

Tertemiz, ak yüreğini dünyaya bir sema benzer biçimde açmak, insanoğlu için varını yoğunu cömertçe harcamak, galiba yalnız Hayyam gibilere, büyük ozanlara, büyük sanatçılara vergi.

Tanrı benzer biçimde gökyüzüne uzanabilseydim,

canına okurdum şu feleğin, canına.

Bir dünya kurardım, gönlümce, yepyeni,

ey insan, derdim, ey insan,

dile benden ne dilersen.


Bugünün Diliyle Hayyam Alıntıları – Sözleri

  • Kendini sorguya çek, aklın başındayken.
    Ne getirdin? Ne götüreceksin?
  • Yel olsam bir ulaşsam saçının teline,
    derdinin elinden bir kurtarsam dizgini.
  • İnsan ömrü masaldan başka ne?
  • Bir sürü alçağı sensin adam eden,
    toprak sahibi yaptın hergeleleri, davar sahibi.
    Han verdin, hamam verdin, bolca keseden.
    Beri yanda yiğit insanın kuru ekmeği yok.
    Köpek işesin senin içine, kancık dünya.
  • Günahsız tek şahıs göster bana.
    İnsan iyi mi yaşar günah işlemeden?
  • “Yeryüzü sevene ışıl ışıl ışıldar.”
  • Bir zamanlar vardım, ben bendim.
    Bugün mevcud neyin nesi?
  • Tüm bu çablaman niçin?
    Karnını doyurmak içinse bir diyeceğim yok
    Üstün başın, çoluğun çocuğun içinse gene yok
    Ama oldukca paralı bir adam olmak içinse
    Kıyma güzel ömrüne, değmez.
  • Hadi ben içi kapkara bir nesneyim,
    fakat senin aydınlığın hani nerde?


Bugünün Diliyle Hayyam İncelemesi – Kişisel Yorumlar

1969: Hayyam, insana ehemmiyet verir. İnsanın özgürlüğüne ehemmiyet verir. İnsanlara alçakgönüllülüğü, olduğu benzer biçimde iğrenmeyi, insanoğlunun insanı kullanmasını, insanoğlunun insana kulluk etmeden yaşamasını öğütler.
Onun meyhane söylediği yer, yobazların asla anlamayacağı bir yer, insanoğlunun insanca yaşayabileceği bir yer. Fazlaca çekmiş Hayyam yobazlardan, dar kafalılardan…
Hayyam, istediği benzer biçimde yaşayamamış, dünyaya niçin geldiğini, bu dünyada ne işinin bulunduğunu insanların acısıyla yaşamış bir ozan.
Tertemiz, ak yüreğini dünyaya bir sema benzer biçimde açmak, insanoğlu için varını yoğunu cömertçe harcamak, galiba yalnız Hayyam gibilere, büyük ozanlara, büyük sanatçılara vergi.
BENİM PAYIM
Düşe düşe sarhoşluk düştü benim payıma.
İnsanlar, niçin kınarsınız beni?
Ya tüm haram şeyler sarhoş etseydi,
Ortada bir tek ayık zor görürdünüz. (Murat Sadak)

Ömer Hayyam şimdi yaşasaydı eğer kesinlikle linç edilir hatta kim bilir idam edilirdi. Bilhassa Allah a yazdığı dortlukler yüzünden.
Günümüzde bazı insanoğlu Hayyam ı dinsizlikle itham eder oysa gerçek oldukca başkadır. Hayyam bir çok kişinin inanılmış olduğu tanrı olgusundan oldukca değişik görmektedir tanrıyı. Spinoza nin tanrısı benzer biçimde değil bir ihtimal fakat kesinlikle bizlere dayatılan korkulu, acımasız işkenceler meydana getirecek olan bir tanrı da değil onun inanılmış olduğu.
Ömer Hayyam çağının oldukca büyük düşünürlerindendir, keşke oldukca daha çok dörtlüğü ulaşmış olsaydı günümüze. (Hüseyin karaköse)


Bugünün Diliyle Hayyam PDF indirme linki var mı?


A. Kadir – Bugünün Diliyle Hayyam kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Bugünün Diliyle Hayyam PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı A. Kadir Kimdir?

A. Kadir ya da tam adıyla İbrahim Abdülkadir Meriçboyu (d. 1917, İstanbul – ö. 1 Mart 1985, İstanbul), 1940 kuşağı toplumcu şairleri içinde yer edinen Türk ozan. Tercüme çalışmalarıyla dünya şiirinin tanınmasına katkıda bulunmuştur.

Ortaöğrenimini Eyüp Ortaokulu (1933) ve Kuleli Askeri Lisesi’nde (1936) tamamladı. Kara Harp Okulu son derslik öğrencisiyken (1938) Nâzım Hikmet’le birlikte tutuklandı; on ay hapse mahkûm oldu. Hapisten çıkınca askerlik görevini er olarak tamamladı. İstanbul Hukuk Fakültesi’ne girdi (1941). 1943’te yayımladığı Tebliğ adlı şiir kitabı yasaklanarak toplatıldı. İstanbul’da bulunması sakıncalı görülen kişilerle beraber sıkı yönetimce sürgüne gönderildi. Sürgünlük periyodunu Muğla, Balıkesir, Konya, Kırşehir ve Adana’da geçirdi. 1947’de İstanbul’a döndü ve bir bisküvi fabrikasında çalışmaya başladı. Buradan ayrılınca çeşitli gösterim evlerinde düzeltmenlik, çevirmenlik benzer biçimde işler yapmış oldu. 1965’ten sonrasında kitaplarını kendisi yayımlayarak yazarlık yaşamını sürdürdü.


A. Kadir Kitapları – Eserleri

  • Bugünün Diliyle Hayyam
  • Mutlu Olmak Varken
  • Bugünün Diliyle Mevlana
  • 1938 Harp Okulu Olayı ve Nazım Hikmet
  • Bugünün Diliyle Tevfik Fikret
  • Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri 1
  • Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri 3
  • Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri 2
  • Hoş Geldin Halil İbrahim
  • Sovyet Rusya’da On Beş Gün


A. Kadir Alıntıları – Sözleri

  • Bir gün gelir,
    dünyamız aydınlık olur,
    dünyamız kurtulur. (Mutlu Olmak Varken)
  • Tüm bu çablaman niçin?
    Karnını doyurmak içinse bir diyeceğim yok
    Üstün başın, çoluğun çocuğun içinse gene yok
    Ama oldukca paralı bir adam olmak içinse
    Kıyma güzel ömrüne, değmez. (Bugünün Diliyle Hayyam)
  • “Ne okumamı istiyorsunuz benim? Halit Fahri’leri
    Orhan Seyfi’leri, Yahya Kemal’leri mi?
    okuyacağım, Nâzım Hikmet’i okuyacağım. Ama
    okuyorum diye isyan falan mı düşünüyorum sanıyorsunuz? Askeri isyan nerde, ben nerde?. Bizim aklımızın ucundan geçmiş değil bu şekilde şeyler. Bedava yiyecekleri kursağımızdan çıkarmak istiyorsunuz bakıyorum. Nedir bu dünyada zenginlik, yoksulluk, diye düşündük mü, derhal komünist deniyor. Ben zenginleri sevmiyorum. Komünistlik mi bu sizce? Soruyorum, koministlik mi? Mahallemizde 《yorgancilar》 denen birleri vardı, oldukca zengindiler, komşumuzdular. Bir akşam bir tabak yiyecek gönderdiler bizlere. Koyduk yemeği sofraya. İlk lokma boğazımda kaldı. Yemek ekşimişti. Namussuzlar, bizi insandan mı saymıyorlardı fukarayız diye?
    İşte ben o günden beri asla iyi gözle bakmam zenginlere. Zenginleri sevmemek, fakirlere acımak, Nazım’ı okumak ve sevmek komünistlik mi? Eğer komünistlikse bu, komünistim ben işte, ne yapmış olursanız yapın.” (1938 Harp Okulu Olayı ve Nazım Hikmet)
  • …oldukca acele çoğalıyoruz biz yoksullar
    beşikten mezara kan ter içinde
    luktan yana hep sonda.
    çabucak büyüyor, yaşlanıyoruz
    bitiveriyor yaşamımız herkesten ilkin…

    (vasil karagozov) (Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri 3)
  • Ne kadar da mutsuz bizim şu halk (Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri 1)
  • Gene bir sis kaplamış ufuklarını, inatçı bir sis,
    gitgide büyüyen bir ak karanlık.
    Ağırlığı altında ne var ise sanki yok olup gitmiş,
    kalmış ortada kala kala bir tozlu yığın,
    o tozlu, korkulu yığına bakan göz
    şaşırır titrer, ilerisine gidemez.
    Ama sen hak ettin bu karanlık, kalınca örtüyü, bu örtü tıpatıp sana uydu, ey kanlı toprak,
    ey zulümler meydanı, ey yaldızlı ülke, döktüğü kanla, çektirmiş olduğu acıyla çalım satan! Ey gösterişin, şatafatın beşiği ve mezarı, oldum ihtimaller içinde imrenilen kraliçesi Doğu’nun!
    Ey kanlı sevgileri, kılı kıpırdamadan
    zevk ve safaya susamış bağrında emziren! Ey Marmara’nın mavi kucağında
    ölüm uykusuna dalmış diri,
    ey köhne Bizans, büyücü kocakarı,
    ey bin kocadan artakalan el değmemiş dul, gene de güzel görür, taptaze görür seni, gene de üzerine titrer sana bakan.
    Ne kadar tatlı, cana yakınsın, ne kadar, süzgün, mavi gözlerinle sen uzaktan!
    Oysa ne farkın var kirli kadınlardan senin, hiçbir şey umurunda değil, belli,
    ne bunca acı türkü, ne bunca kan ağlayan! Sen kurulurken katmış olmasın bir hain el senin temeline zehirli suyunu kötülüğün.
    İşte her yanda ikiyüzlülüğün kiri,
    nereye baksan çekememezlik, nereye baksan çıkarcılık,
    nereye baksan hergelelik, yalan dolan.
    Demek yükselmek yalnız bunlarla oluyor.
    Koynunda barınan nice mahluk içinde
    kaç tanesinin alnı açık, yüzü ak?
    Örtün, ey İstanbul, kanlı toprak,
    örtün, kart orospu, örtün, asla uyanma!
    (…)
    Adamı yukarlara çıkaran yol, el etek öpme yolu.
    Yakınması senin yüzünden tüm
    öksüzlerin, dulların, arkasızların,
    senin yüzünden tüm, ey silahlı korku!
    Nasıl dokunulmaz olacak, özgür olacak şu şekilde bir nefes almayla şahıs,
    söyle, ey kanun denen efsaneleşmiş!
    Ey tutulmayan sözler, sonsuz yalan!
    Ey mahkemelerden her gün kovulan hak!
    Ey kuşkunun pençesinde kıskıvrak, duygusuz,
    ta yüreklere dek uzanan gizli saklı kulak,
    senin korkundan ağızlar sımsıkı kilitli.
    Seni hor görüyorlar, halkım için dökülen alınteri!
    Ey kalem ve kılıç, siyasal iki mahkûm,
    ey doğruluk ve yiğitlik,
    unutulmuş yüzlersiniz artık!
    Ey kodamanlar ve kuyrukları onların, pısırıklar, çekingenler, korkaklar sizi,
    iyi mi da alışmışsınız iki büklüm yaşamaya, adınızın sanınızın da maşallahı var hani!
    Ey yere eğilmiş kafalar, ak temiz, fakat tiksindirici!
    Ey genç hanım ve arkasından koşan delikanlı!
    Ey kahırlı ana, ey dargın karı koca!
    Ya sizler be çocuklar,
    anasız babasız, başı boş yavrucaklar, ya sizler…
    Örtün, ey İstanbul, kanlı toprak,
    örtün, kart orospu, örtün, asla uyanma! (Bugünün Diliyle Tevfik Fikret)
  • “Bugün pazar.
    Bugün beni ilk kez güneşe çıkardılar.
    Ve ben ömrümde ilk kez
    gökyüzünün bu kadar benden uzak,
    bu kadar mavi,
    bu kadar geniş olduğuna şaşarak
    kımıldanmadan durdum.
    Sonra saygıyla toprağa oturdum.
    Dayadım sırtımı beyaz duvara.
    Bu anda ne düşmek dalgalara,
    bu anda ne kavga, ne özgürlük, ne karım.
    Toprak, güneş ve ben…
    Bahtiyarım. ”
    Nazım Hikmet RAN (1938 Harp Okulu Olayı ve Nazım Hikmet)
  • Ben bir denizim,
    kendi varlığı içinde taşan,
    uçsuz bucaksız,
    alabildiğine geniş,
    kıyısız, hür bir deniz. (Bugünün Diliyle Mevlana)
  • …durur kankırmızı barikatta, ayakta
    durur içinde ölü kardeşlerinin
    yıkıntılar üstünde tek başına ve yüce
    bir hayalet benzer biçimde bakar dosdoğru…
    ….
    (hristo smirnenski) (Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri 3)
  • Hiçbir şeyden korkmuyorum artık. Kaya benzer biçimde kuvvetli buluyorum kendimi. Ve en ağır acılara katlanmaya hazırım. (1938 Harp Okulu Olayı ve Nazım Hikmet)
  • Bir fikir durmadan kurcalar kafamı:
    Yatakta, başım yumuşak yastıkta mı ölmeli?
    Yoksa bir karanfil benzer biçimde mi solmalı yavaşça,
    gizli saklı bir kurdun içten içe kemirdiği?
    Sessiz sedasız eriyip gitmeli mi yoksa
    boş bir odaya bırakılmış mum benzer biçimde?
    İstemem, tanrım, bu şekilde bir ölüm istemem!
    Ölmeyi dilerim ben, ölmeyi ansızın:
    Ayakta, yıldırımla parçalanan bir ağaç benzer biçimde,
    kasırgayla devrilen bir ağaç benzer biçimde ölmeyi,
    uçuruma yuvarlanan bir kaya benzer biçimde,
    tepeden tırnağa titrete sarsa yeri göğü.
    -Sandor Petöfi-
    (Çev.: A. Kadir – Asım Bezirci) (Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri 2)
  • Kimden medet umayım? Tanrıdan mı? Onunla bir ilişiğim yok. Oldum ihtimaller içinde aramız iyi değil. Hiçbir ahbaplığım olmadı onunla. Ne diye medet umayım ondan? (1938 Harp Okulu Olayı ve Nazım Hikmet)
  • Siz bakmayın onların pazar töreninde yakarış ettiklerine,
    hele tanrıyı hoşnut etmek istediklerine inanmayın sakın,
    derdi günü paradır onların,
    dinleri imanları para. (Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri 1)
  • Bir de mutlu görünürsünüz
    – fakat yalnız görünürsünüz -,
    acıyı gizlemek istersiniz,
    içinizden asla çıkmayan acıyı,
    gizlemek için de konuşursunuz durmadan, fakat bir türlü gizleyemezsiniz (Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri 1)
  • Bu memlekette bu iltimas varken biz adam olmayız, arkası olan gemisini kurtarıyor, bizim benzer biçimde kimsesizlere iş yok. (1938 Harp Okulu Olayı ve Nazım Hikmet)
  • Kendilerinden başka türlü düşünenleri beğenmezdiler kolay kolay. Burunları Kafdağındaydı. Yalnız kendileriydi gerçek milliyetçi. Bu vatan yalnız onlarınmış benzer biçimde, bu yurt üstünde söz etmek yalnız onların hakkıymış benzer biçimde bir halleri vardı. (1938 Harp Okulu Olayı ve Nazım Hikmet)
  • Günahsız tek şahıs göster bana.
    İnsan iyi mi yaşar günah işlemeden? (Bugünün Diliyle Hayyam)
  • Siz ki, sillesini yediniz kaderin,
    durursunuz gene dimdik, ayakta,
    yürekleriniz öfkeli, inanç dolu,
    siz ki, kederlisiniz ve kavgaya hazır,
    siz ki, sürgündesiniz ve baş kaldırmışsınız,
    ve yüzleriniz taş benzer biçimde katıdır;
    geliyor mısralarım size doğru. (Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri 1)
  • – Fazlaca teşekkür ederim… Fazlaca teşekkür ederim… Açıklayın, açıklayın… Olmaz… Olmaz. Pişsinler, pişsinler… Bırak pişsinler… (1938 Harp Okulu Olayı ve Nazım Hikmet)
  • Şimdi iyi mi bu şiire emek veriyorsam,
    şu satırlarda, sanatın şu ince dokusunda
    iyi mi apaçık, ortadaysa çabam,
    ömrümün oranı yıkım ve mutluluk da
    öyleki gelir, kendi isteğim, emeğimle.
    Arada kafam bozulunca gülerim içimden:
    Tüm acı, tatlı günlerimi meydana getiren benim,
    şu güzel duruşu, şu çok kötü şekli
    değersiz mermere keyfimce veren ben.
    Demek bir oyuncağım kendi elimde ben kendim. (Bugünün Diliyle Tevfik Fikret)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş