Eğitim

Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz – Haluk Sena Arı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz – Haluk Sena Arı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz kimin eseri? Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz kitabının yazarı kimdir? Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz konusu ve anafikri nedir? Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz kitabı ne konu alıyor? Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz PDF indirme linki var mı? Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz kitabının yazarı Haluk Sena Arı kimdir? İşte Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Haluk Sena Arı

Yazar: Kadriye Bayraktar

Yayın Evi: Eşik Yayınları

İSBN: 9786055455934

Sayfa Sayısı: 182


Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz” Radyo Onbeş’te meydana getirilen “Edep Sohbetleri” programının kitaplaştırılmış; kitaplaşırken de şiirlerle, hikayelerle, resimlerle zenginleştirilmiş hali.

Bu kitabı okurken Osmanlı terbiyesi ile yetişmiş son şahsiyetlerin davranış biçimlerini görecek, göç ederken bıraktıkları hoş sedanın sesini duyar şeklinde olacaksınız. Kaybedilmiş bir hazinenin güzelliklerini tekrardan elde etmek isteyenler için…


Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz Alıntıları – Sözleri

  • Günümüzde mezarlar şehirlerden uzak bölgelere kuruluyor Osmanlı’da her mahallede bir mezarlık ,yaşam ve ölüm birbirine kenetlenmiş gibidir. Biz mezarları ne kadar uzaklara kurarsak kuralım ölüm bizlere oldukça yakın.
  • Eskiden el yüz yıkayanlara ,abdest alanlara evin evlatları havlu tutarlardı .İki ellerini açarlar üstünde havluyu sererler, büyükler o havlu ile kurulanırlardı.
  • Allah katında meydana getirilen her hareketin hesabının verileceği düşüncesi insanı negatif duygulardan alıkoyar.
  • Fedekarlık, dürüstlük, cömertlik, acıma şeklinde vasıflar, insanı insan icra eden değerlerdir. Bunlar da ciddi bir nefis terbiyesi ile elde edilir. Bu şekilde erdemli insanoğlu haiz oldukları vasıfları Allah’ın bir ikramı olarak görür, ellerinden alınmaması için dualar ederler. Başarıyı kendinden bilmez. “Ben kazandım, ben başardım” demek kişinin nefsinin esaretinden hemen hemen kurtulmadığını, benlikten sıyrılamadığını gösterir.
  • Alemlerin Rabbine sadece edeple güzel kul olur insan.


Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz İncelemesi – Kişisel Yorumlar

“Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep,
Dediler ilim geride, illa edep illa edep…”
#yunusemre (k.s.)
İlimden evvel edep öğretilirdi… Şundan dolayı; insanı insan icra eden bilimsel değil, edebidir. Ölçü; bu minvaldeydi. Lakin, kaybediyoruz.
“Ben güzel ahlakı tamamlamak suretiyle gönderildim.” diyen o kutlu peygamberin (s.a.v.) bizlere bıraktığı tüm ahlakî değerlerden uzaklaşıyor hatta bundan bihaber yaşıyor ve bizi eşref-i mahlukat icra eden kıymeti kaybediyoruz!..
Bu kitabı okurken Osmanlı terbiyesi ile yetişmiş son şahsiyetlerin davranış biçimlerini görecek, göç ederken bıraktıkları hoş sedanın sesini duyar şeklinde olacaksınız. Kaybedilmiş bir hazinenin güzelliklerini tekrardan elde etmek isteyenler için… (KaraBeg)


Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz PDF indirme linki var mı?


Haluk Sena Arı – Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Haluk Sena Arı Kimdir?

Haluk Sena Arı, İstanbullu bir ailenin kızı olarak dünyaya gelir. Asker evladı olan Arı’nın doğum yeri babasının Jandarma Komutanı olarak vazife yapmış olduğu Erzincan’ın Kemaliye ilçesidir. Tablolara taşımış olduğu İstanbul ile üç aylık bir bebekken tanışır. Çocukluğunu ve genç kızlık yıllarını, duvarında mor salkımların sallandığı Üsküdar’ın ahşap evlerinden birinde geçirir. Eşinin görevi sebebiyle oldukça sevilmiş olduğu İstanbul’a veda ederek Anadolu’ya yerleşir. Kısa süre sonrasında İstanbul hasreti adım atar. Bu özlem o denli derinleşmiştir ki, bigün oturmuş olduğu evin bahçesine atılmış yongaları yontar ve bir kartona yapıştırır. Ortaya özlemiyle yanıp tutuştuğu baba evinin maketi çıkar. Uzun seneler evinin en güzel köşesini süsleyen makete bakarak Üsküdar hasretini birazcık olsun gidermeye çalışır.

Türk el sanatlarını oldukça seven Haluk Sena Arı, fotoğraf kabiliyetini geliştirmek için Karamürsel’de bir sanat okulunun fotoğraf kısmına kaydolur. Bir ders esnasında fotoğraf öğretmenine evinde yapmış olduğu maketten bahseder. Öğretmeninin kendisine ödev olarak verdiği tablo rölyef sanatının ilk adımı olur bununla beraber. Haluk Sena fotoğraf tekniği ile yapmış olduğu çalışmalarını geliştirmek ister. Aynı apartmanı paylaşmış olduğu Amerikalı komşusu kendisini rölyef sanatıyla tanıştırır. O yıllarda Türkiye’de bilinmeyen bu sanatı “mektupla eğitim yöntemi”yle öğrenmeye adım atar. Bir taraftan evinin işini yapar, eşinin hizmetini aksatmaz, tek evladı olan oğlunu büyütür öteki taraftan kendisine mektupla gönderilen proje derslerini başarıyla verir. İki buçuk yıl devam eden mektupla eğitim sonunda “Chicago Laselle Extension University” İç Dekorasyon Kısmı’nden mezun olur. Bu arada, eşi ve çocuğuyla İstanbul’a döner. Böylece, senelerdir ayrı kalmış olduğu İstanbul’a Üsküdar’a tekrardan kavuşur. Vakit kaybetmeden İstanbul Pratik Kız Sanat Okulu’na kaydolan Haluk Sena Arı, fotoğraf sanatının tüm branşlarını başarıyla bitirir.

1978 senesinde ilk kişisel sergisini açar. Eski İstanbul evlerini üç boyutlu anlattığı tabloları büyük beğeni kazanınca sergiler ard arda devam eder. 1989 senesinde düzenlenen Mevlana haftasında Konya Mevlevi Müzesi’nde sergilediği tablolarıyla Konyalıları İstanbul evleriyle tanıştırır.

Eski İstanbul evlerini yalnız tablolara taşımakla kalmayan sanatçı, o evler içindeki yazınsal ve aile yaşamını anlattığı “Edep Mektebinden Hatıralar” ve “Osmanlı’da Aile Hayatı” adlı iki kitap yazdı. Fazlaca sayıda rölyef sanatçısı yetiştiren Haluk Sena Arı, uzun seneler Sanatçı Kadınlar Grubu’nun başkanlığı yapmış oldu. Şimdilerde bu grubun danışmanlığını devam ettirirken, bir taraftan da tecvid derslerine ve tefsir sohbetlerine katılıyor. Emek harcama hayatına asla girmediğini belirten Arı, “Eşim çalışmama izin vermedi ancak ben de çok arzu etmedim. Sanatımı geliştirmeyi tercih ettim. Çünkü sanatı yaşlılığıma bir yatırım olarak gördüm. Bunun çok doğru bir karar olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Çünkü, herkes çok meşgul. Kimse dert dinlemek istemiyor. Herkes geçim derdinde, kimse kimseyle ilgilenmiyor. Birbirini aramıyor. Ayrıca, komşuluklar ve dostluklar bitti denecek kadar azaldı. Günümüz insanı çok yalnız. Özellikle de yaşlılar” diyor. Sanatı yardımıyla zihninin sürekli meşgul bulunduğunu belirten Arı, tablolarındaki kompozisyonları, kullanacağı renk ahengini düşünmenin beynini sürekli meşgul ettiğini ve negatif düşüncelerden kendini uzaklaştırdığını söylüyor.


Haluk Sena Arı Kitapları – Eserleri

  • Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz
  • Edep Mektebinden Hatıralar
  • Osmanlıda Aile Hayatı
  • Mahalle Kültürümüzden Yansımalar


Haluk Sena Arı Alıntıları – Sözleri

  • مَنُصِبٌ=Mansıp, makam, vazife, yücelik
    إسْتِقَامَةٌ=İstikamet, doğruluk, dürüstlük
    Aileler, evladı oya şeklinde işler, insanoğlunun değerinin mevki, makam ve zenginlikle ölçülemeyeceğini, her fırsatta anlatırlar, insanların mansıpları ile değil, mansıpların insanla şereflenmesinin esas olduğu, yetiştirilirken ufaklıklara öğretilirdi.
    Herkes nasibince bu nasihatlardan hissesine düşeni alır; hayatına, ona nazaran doğrultu verirdi. (Edep Mektebinden Hatıralar)
  • ‎أَدَبٌ ‎(ج) آدَاب= Edep, edepler, adaplar
    ‎أخـــــلاق=Ahlâk
    ‎سَارٍ= Bulaşıcı
    “Ahlâk sâridir, iyi ile temas edersen iyilik geçer, kötü ile temas edersen kötülük geçer, edep edepliden öğrenilir.”
    Çinili Camii İmamı (Edep Mektebinden Hatıralar)
  • Ozan ne kadar veciz bir halde anlatmış;
    “Ferhat bugün ben oldum,
    Varlık dağını deldim.”
    Kendinde varlık görmemenin, dağ delmek kadar güç bulunduğunu belirtiyor. (Edep Mektebinden Hatıralar)
  • Alemlerin Rabbine sadece edeple güzel kul olur insan. (Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz)
  • Günümüzde mezarlar şehirlerden uzak bölgelere kuruluyor Osmanlı’da her mahallede bir mezarlık ,yaşam ve ölüm birbirine kenetlenmiş gibidir. Biz mezarları ne kadar uzaklara kurarsak kuralım ölüm bizlere oldukça yakın. (Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz)
  • “Gül, o güzel kokuyu, dikeni ile hoş geçindiği için kazanmıştır” (Edep Mektebinden Hatıralar)
  • Nemli Arnavut kaldırımlarından yürüyerek, Üsküdar meydanına indik. (Edep Mektebinden Hatıralar)
  • Fedekarlık, dürüstlük, cömertlik, acıma şeklinde vasıflar, insanı insan icra eden değerlerdir. Bunlar da ciddi bir nefis terbiyesi ile elde edilir. Bu şekilde erdemli insanoğlu haiz oldukları vasıfları Allah’ın bir ikramı olarak görür, ellerinden alınmaması için dualar ederler. Başarıyı kendinden bilmez. “Ben kazandım, ben başardım” demek kişinin nefsinin esaretinden hemen hemen kurtulmadığını, benlikten sıyrılamadığını gösterir. (Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz)
  • Bahçe içindeki ahşap evlerin önünden geçtik. Yediveren gülleri, kırmızı kırmızı açmışlar. Yeşil yapraklar arasından ressamları imrendirecek bir renk ahengi sergiliyordu. Açık pencerelerin önündeki raflarda , pembe sardunyalar, küpe çiçekleri, ıtırları vardı ve evler ne kadar tabiatla iç içe idi o yıllarda Bağlarbaşı’nda. (Edep Mektebinden Hatıralar)
  • Eskiden el yüz yıkayanlara ,abdest alanlara evin evlatları havlu tutarlardı .İki ellerini açarlar üstünde havluyu sererler, büyükler o havlu ile kurulanırlardı. (Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz)
  • Allah katında meydana getirilen her hareketin hesabının verileceği düşüncesi insanı negatif duygulardan alıkoyar. (Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz)
  • “Kavgayı ağacın yaprağına yaz,
    Sonbahar gelsin, yapraklar kurusun diye.
    Öfkeyi, bir bulutun üzerine yaz,
    Yağmur yağsın, bulut yok olsun, diye.
    Nefreti, karların üzerine yaz,
    Güneş açsın, karlar erisin diye.
    Ve dostluk ve sevgiyi, yeni doğan bebeklerin yüreğine yaz,
    Onlar büyüsün, dünyayı sarsın diye.”
    Anonim (Edep Mektebinden Hatıralar)
  • “Kederli bir anımda o dost bana , “Beklemezsen, gocunmazsın” demişti. Bu iki kelime ciltler dolusu kitabın anlatacağı gerçeği özetliyordu. Herkesi olduğu şeklinde kabul etmeyi öğrendim. Kimsenin benim düşündüğüm şeklinde davranmaya zorunlu olmadığını anladım ve bundan sonrasında kolay kolay gocunmadım.” (Edep Mektebinden Hatıralar)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş