Eğitim

Esircibaşı – Reşad Ekrem Koçu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Esircibaşı – Reşad Ekrem Koçu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Esircibaşı kimin eseri? Esircibaşı kitabının yazarı kimdir? Esircibaşı konusu ve anafikri nedir? Esircibaşı kitabı ne konu alıyor? Esircibaşı PDF indirme linki var mı? Esircibaşı kitabının yazarı Reşad Ekrem Koçu kimdir? İşte Esircibaşı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Reşad Ekrem Koçu

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN: 9786050938098

Sayfa Sayısı: 112


Esircibaşı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Uzun seneler öncesine dönüyorum ve Murat Reis’in Oğlu’nu okumaya başlıyorum. Büyük bir hayranlıkla okuduğum bu roman uçsuz bucaksız denizlerden geçip giderek bana Osmanlı tarihini sevdiriyor. Yazarı Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı tarihini ‘bugünde yaşatan’olağanüstü, görkemli bir yazar! Reşad Ekrem’in eşi olmayan eseriyle dostluğum artık hep sürecek, herhalde ölünceye kadar…”

Selim İleri

“20. yüzyılın başında şehrin hüzünle yaraladığı ve şehrin hüzünlü ama tamamlanmamış bir imgesini yaratan o özel ruhlardan biridir Reşad Ekrem Koçu.”

Orhan Pamuk

Reşad Ekrem Koçu, Patrona Halil’de Osmanlı İmparatorluğu’nun hem “lüks” hem de “aydınlanma” anlamında en parlak, en ışıltılı çağı olan Lale Devri’ni ve bu devri sona erdiren kanlı ayaklanmayı tüm cepheleri ve tüm kişileriyle ele almıştı. Esircibaşı’nda ise “bir buçuk asırdan beri güzel insan alım satımıyla geçinen bir ailenin servet ve görgü mirasına konmuş olan” Esircibaşı Muhsin Çelebi’yi ve onun Çingene kızı Bal’a aşkını konu alıyor. Reşad Ekrem Koçu’nun usta kaleminden Lale Devri’nde geçen ve Patrona Halil İsyanı’yla yarıda kalan acıklı bir aşk hikâyesi.


Esircibaşı Alıntıları – Sözleri

  • Nîm sun peymâneyi sâkî tamam ettin beni*
    *Nedim
  • Halkın umumi fikirleri, civa şeklinde oynaktır. Onu bir noktada uzun süre tutabilmek, bir ilke sahibinin güçlü iradesi ile mümkündür.
  • Nevşehirli (Damat İbrahim Paşa), “Para, bir hükümdarın istinatgâhıdır. Fakat padişahın parası, milletin malı demektir. Hiç olmazsa bu paranın bir kısmını ya padişah yahut vezirleri halka muhtelif yollarla dağıtmalıdır. Bir memlekette nizam ve intizam kadar büyüklerin cömertliği de kuvvet ve saadet amillerinden biridir.”derdi.
  • Çırağan eğlencelerinde İstanbul güzelleri en güzel tuvaletleri, en zarif giysileriyle görünürlerdi. Pembe bir topuğun, kızıl bir şalın, kara bir kâkülün, veya fettan bir gamzenin peşinden tutsak gönüller sürüklenirdi.
  • Ali Beşe kahvehaneleri, nakışlı, yaldızlı, havuzlu, fiskiyeli kahvehanelerdi, şabb-ı emred hademeleriyle meyhaneden nişan verirdi. Misafirlerine “şerbet” isminde hurma şarabı, nar şarabı, dut şarabı ve üzüm şarabı bulundururdu: “Ol badeden kim nuş eder, içtiği dem sarhoş eder”di.

  • “Bre medet Muhsin Çelebi… Civan alıp civan satarsın… Nigâr satıp Nigâr alırsın… İstanbul’da esircibaşı olmuş adamsın… Bre Medet; sana ah vah çekmek yaraşmaz…”
    “Bre, ben esirciyim karındaşım… Huri ve gılman alıp satmam… Bu canfes şemsiyeli cennet kaçkını huridir…”
  • “Şimâlden, cenuptan, şarktan ve garptan, İstanbul’a esen tüm rüzgârlar, fitne ve fesat tohumları saçıyordu.”
  • Kağıthane Deresi ve civarı, İstanbul’un her tabakadan halkının tekellüfsüz gidip eğlenebilecekleri yerlerdendi. Bu taraflarda İstanbul halkının gittiği yerlerden biri Alibeyköy’dü. Bir geniş çimenli dere içinde yetmiş seksen kadar çınar ağaçlarıyla müzeyyengün görmez bir teferrücgahtı. Onun azca ötesinde ” Lalezar Mesiresi” vardı. 16.asırdan beri ünlü Kağıthane laleleri burada yetiştirilirdi. Lale vakti bu mesireyi görmek, aklı perişan ederdi. Kağıthane Deresi kenarında ” İmrahor Kasrı Mesiresi”, Ali Osman padişahlarının atlarının çayırlandığı yerdi. Dere kenarında, eski ve ahşap bir kasrı vardı. Etrafı azim çınarlardı. Burada olan arpa, tirfil, yonca bir yerde olmazdı, meğer ki Bingöl Yaylası ola. Derisi kemiğine yapışmış bir at getirilse, o çimenden on gün yese semirirdi. Onun tarafındaki aslolan Kağıthane Mesiresi’ne erişince, Arap ve Acem, Hint, Yemen, Habeş seyyahları burayı gördüklerinde, ” Bizim diyarlarda eşi yoktur” derlerdi. Ab ve havasının letafeti kaleme ve dile gelmezdi. Kaynağı Karadeniz Boğazı’na yakın Levent Çiftliği civarında bulunan bir dere akardı ki, İstanbul’un bekar çamaşırları yıkayan tüm çamaşırcıları oraya giderler, don ve gömlek ve destarları orada yıkarlardı.


Esircibaşı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Esircibaşı Muhittin Çelebi’nin Lale Devri’nde yaşamış olduğu yaşam, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın saltanatı, Atlıases Fatma, Ozan Nedim ve Patrona Halil İsyanı. (feyza tüm)

Reşad Ekrem Koçu’dan beşinci kitabımı da okumuş bulunmaktayım. Kitabın adı “Esircibaşı’’ alt başlığı ise”Lale Devrinde Bir Aşk Romanı”. Fakat alt başlığın kitaba uygun olmadığı düşüncesindeyim. Şundan dolayı kitapta aşk diye nitelendirebileceğim bir durum yoktu, ki bahsedilen aşk da kitabın son dört-beş sayfasında anlatılıyor. Yani kitabın alt başlığına konulacak bir halde kitabın konusunu oluşturmuyor.
Kitap Lale Devri sürecini ve Patrona Halil isyanını, bu isyanın oluşma evrelerini konu alıyor. Başlarda kitabından hiçbir şekilde roman havası alamadım. Tarihi bir araştırma kitabı şeklinde ilerledi ve mevzudan mevzuya atladı. Bir bölümde Esircibaşı Muhsin Çelebi’yi anlatırken, öteki bölümde Saraç Ali Bey’e, akabinde Civelek Mustafa’ya geçebiliyor. Bu da ister istemez kitabın içine girememeye ve kim kimdi diye kafa karışıklığına niçin oldu. Ancak sonlara doğru vakaları anlamaya ve sebep-netice ilişkisi kurmaya başladım, böylece de kitap daha akıcı bir hale geldi. Kitabın konusunu çok da fazla bilmeden okuduğum için de kitabından bir süre sıkıldığımı ve birazcık zor bitirdiğimi söyleyebilirim. O yüzden okuyacak olanlara yarar sağlasın diye yeniden ediyorum; kitap aslen Lale Devri’ni ve Patrona Halil isyanını konu alıyor. Bunun içinde de oldukça yoğun olmasa da ara ara Esircibaşı’nın hikayesi geçiyor.
Ben kitabı oldukça sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Ama Patrona Halil isyanının oluşması ile ilgili fazladan bir kaynak okumamıştım. Tarihin belli vakaları ve dönemleri hakkında detaylı okumalar yaptığım bir dönem olmuştu. O dönem Lale Devri ile ilgili de bir okuma yapmak istiyordum. Fakat sonrasında gerçekleştiremedim bunu. O açıdan da iyi oldu. İyi okumalar. (Merve)


Esircibaşı PDF indirme linki var mı?


Reşad Ekrem Koçu – Esircibaşı kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Esircibaşı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Reşad Ekrem Koçu Kimdir?

Tarihi mevzularda yazdığı fıkra, roman, hikâye ve incelemeleriyle ve en mühim yapıtı İstanbul Ansiklopedisi’yle bilinmektedir. 1905’te İstanbul’da doğan Koçu, Bursa Erkek Lisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi Tarih Kısmı’nü 1931 tarihinde tamamladı. Aynı fakültede asistan oldu, sadece, 1933 Üniversite Reformunda hocası Ahmet Refik Altınay’la birlikte üniversiteden ayrıldı. Alman, Kuleli, Pertevniyal ve Vefa liselerinde tarih öğretmenliği yapmış oldu. Reşad Ekrem Koçu 6 Temmuz 1975’te İstanbul’da öldü.

Öğretmenliği esnasında Tarihten Sesler şeklinde çeşitli mecmua ve gazetelerde şiir, hikâye ve çocuk romanları, Osmanlı sürecinin garip vakalarını ve kişilerini öyküleştirdiği Forsa Halil (1962), Patrona Halil (1967), Erkek Kızlar (1962) ve Haşmetli Yosmalar (1962) şeklinde kitaplar yazdı. Evliya Çelebi Seyahatnamesinin (1943-1967, 6 cilt) bazı bölümlerini bugünkü dile aktardı. Türk Giyim, Kuşam ve Süsleme Sözlüğü (1967) ise alanında yapılmış ilk mühim çalışmadır. Reşad Ekrem Koçu’nun en mühim ve büyük yapıtı, İstanbul’u her yönüyle detaylı şekilde özetleyen İstanbul Ansiklopedisi olarak kabul edilir. Bu ansiklopedinin ilk baskısı 1944-1951 Aba-Bahadir Sokağı maddeleri ve ikinci baskısı 1958-1971 yayımlandı ve 11’inci ciltte 7076 sayfaya ulaşarak “Gökçınar” makalesinde yarım kaldı. Koçu’nun öteki kitapları içinde Osmanlı Padişahları (1960) ile Eski İstanbul’da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri (1947) ve 2 ciltlik Kösem Sultan sayılabilir.


Reşad Ekrem Koçu Kitapları – Eserleri

  • Tarihimizde Garip Vakalar
  • Yeniçeriler
  • Kızlarağasının Piçi
  • Kösem Sultan
  • Fatih Sultan Mehmed
  • Osmanlı Padişahları
  • Aşk Yolunda İstanbul’da Neler Olmuş
  • Eski İstanbul’da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri
  • Tarihimizde Kahramanlar
  • Topkapı Sarayı
  • Patrona Halil
  • Kabakçı Mustafa
  • Forsa Halil
  • Erkek Kızlar
  • Osmanlı Tarihinin Panoraması
  • Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar
  • Esircibaşı
  • Kafes Arkası Günahkarları
  • Cevahirli Hanım Sultan
  • Aşık Ozan ve Padişahlar
  • Tarihte İstanbul Esnafı
  • Dağ Padişahları
  • Hatice Sultan ile Ressam Melling
  • Haydut Aşkları
  • Türk Giyim Kuşam ve Süslenme Sözlüğü
  • Türk Zaferleri
  • İstanbul Tulumbacıları
  • Taçlı Fahişeler
  • Selçuk Tarihi
  • Ahmed Rasim – Ahmed Refik


Reşad Ekrem Koçu Alıntıları – Sözleri

  • Bir kere bir akıl çelindi mi üst yanı kolaydır. (Kafes Arkası Günahkarları)
  • Alemdar Mustafa Paşa’nın İstanbul’a girdikten sonrasında yapmış olduğu işler Vaka-yi Selimiye denilen 1807 Mayıs İhtilali’ne kuvvetle bağlıdır. (Kabakçı Mustafa)
  • Bir gün yeni harp hazırlığının nereye karşı bulunduğunu soran bir ordu kadısına;
    “Efendi! Eğer sakalımın tellerinden bir tanesi tasavvurlarımı bilseydi onu koparır ve yakardır!” demişti.. (Fatih Sultan Mehmed)
  • Mayaları aynı çamurdan insanoğlu acele anlaşırlar, ilk tanıştıkları gün kırk senelik dost kadar yaklaşırlar. (Cevahirli Hanım Sultan)
  • Tüm tebaasının malı ve canı iki dudağı içinde çıkacak emre bağlı padişahlar, askeri ihtilallerde öyleki bir acze düşmüşlerdir ki, yüzlerine karşı pervasızca hitaptan ve hatta hakaretten çekinilmemiştir. (Topkapı Sarayı)
  • Abdülaziz’in horoz ve koç dövüştürme merakı ve galip gelen hayvanların boyunlarına elmas nişanlar taktığı rivayetleri saltanatının bu sonuncu devrine yakıştırılan şeylerdir. (Osmanlı Padişahları)
  • Gidenler devlet hazinesini soymuştu, gelenler hazinede bir şey bulamadıkları için gidenlerin terekesini yağmaladılar. (Yeniçeriler)
  • Eski berberler bununla birlikte sünnetçi, dişçi ve hacamatçıydı;kellik, uyuz, sıraca, egzama şeklinde cilt hastalıklarına da ilaçlar, merhemler yapardı,çeşitli uzmanlık sahibi mütetabbiptiler. (Tarihte İstanbul Esnafı)
  • “Bir yeniçeriye de bigün,
    – Nizamıcedid olur musun? diye sormuşlar.
    – Vallah billah Moskof olurum, Nizamıcedid olmam!.. demiş.” (Yeniçeriler)
  • “Şimâlden, cenuptan, şarktan ve garptan, İstanbul’a esen tüm rüzgârlar, fitne ve fesat tohumları saçıyordu.” (Esircibaşı)
  • Sarayın odun ambarı 16. asırda bir adam öldürmeye sahne olmuştu. 17. yüzyıl ortasında ise zamanı bir idam fermanının uygulama edilmiş olduğu yer oldu. Sultan IV. Murad zamanında asrın büyük şairi, Türk hiciv edebiyatının büyük üstadı Nef’î, bu padişahın gazabına uğrayarak burada idam olundu. … Şairin cesedi Saray-ı Hümayun’un deniz kenarındaki Balıkhane Kapısı önünden denize atıldı. (Topkapı Sarayı)
  • Tüm bu suları, merhemleri, tozları hazırlamak için kimi zaman 14 yaşlarında bir adam evladı beyni, bir minik kızcağızın kalbi lazım geliyordu.
    Evinin fırınında ve bahçesinin çeşitli yerlerinde, 2.000’den fazla yakılarak öldürülmüş çocuk iskeleti buldular!.. (Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar)
  • Büyük İtalyan edibi Edmondo de Amicis de (1846-1908) İstanbul Seyahatnamesi’nde İstanbul esnafından bahsederken şunları yazıyor :
    Türklerle pazarlık etmeyin
    “Rum, müşteriyi seslenip çağırır, eliyle koluyla işaretler yaparak çağrı eder ;Ermeni, birazcık daha temkinlidir;Yahudi, malının fiyatını kulağa fısıldayarak arz eder;Türk’e erişince, sessiz, müşterisini yalnız bakışlarıyla çağırır. Bir Türk’e söylediği fiyat için, sakın, ‘Biraz aşağı olmaz mı?’ diye pazarlığa girişmeyin, bunu kendisine bir hakaret sayar ve ‘Ben hırsız mıyım ki ilkin sizden hakkım olmayan fahiş bir para isteyeyim ve sonrasında pazarlığa girişeyim!..’ der. ” (Tarihte İstanbul Esnafı)
  • Halk denilen esrarengiz kitlenin içinde kulakların asla duyamayacağı ve gözlerin asla göremeyeceği kim bilir ne acayip ve acaip şeyler oluyordu? (Erkek Kızlar)
  • Sultan İbrahim’in devrinde hakikat olan yolsuzluk, makam temini için rüşvet toplama, hısım ve akrabayı bir mansıpa kaydırmada dalkavuk hanımefendilerin devlet işlerine karışmasıdır; sancakbeyleri, valiler ve kadılar dama taşları şeklinde durmadan değiştirilmiş, hepimiz makamından güvenilir olmadığı için verdiği rüşveti gittiği yerde halktan fazlasıyla çıkarmaya çalışmış, bu suretle memleketi zulüm kaplamıştır. (Osmanlı Padişahları)
  • “Şu dünyada acayip kaldım. ” (Kafes Arkası Günahkarları)
  • “Bencillik gütme, *müstebit olma. Adalet tarlasını informasyon sapanı ile sür ve **meşveret tohumunu ek. Bir an evvel bitip yeşermesi içinde durmadan gözyaşlarınla sula”
    *ceberrüt, baskıcı
    **danışma, istişare, görüş paylaşımı (Dağ Padişahları)
  • Abbasi halifelerinden Filozof Memun, “İnsan üç çeşittir” diyor, “Bir kısmı besin şeklinde daima ve her yerde lazımdır. Bir kısmı ilaç gibidir, yerinde ve zamamnda lazımdır, bir kısmı da illet gibidir, Allah bizi onlardan korusun!..” (Patrona Halil)
  • Bu hezele guruhunun (Patrona Halil ve peşinden giden ayaktaşlar) kıyamını, Lale Devri’nde İbrahim Paşa ve yâranının sefahat ve lüksüne karşı cemiyet ıstırabından dünyaya gelen bir hareket şeklinde göstermek, bizce oldukça hatalıdır. Patrona ile ayaktaşlarının acı yaşam hikâyesini yazar ve onların hakiki simalarını göstermeye çalışırken yukarıdaki satırları, işte bunun için yazdık Halkın ve esnafın bin türlü şikâyeti, vergiler, para ayarsızlığı, toplumu kızdıran himayeler de, lale merakı ve helva sohbeti şeklinde, Lale Devri’nden evvel de vardı, sonrasında da devam etti. Kaldı ki, karşısında tutkulu muhalifleri ve düşmanları bulunamayan bir iktidar, Türkiye tarihinde değil, cihan tarihinde görülmez. (Patrona Halil)
  • Oğullar ataya yürek yağıdır.
    Oğulun iyisi gamı dağıtır,
    Oğlu kim atanın hemsazı olsa
    Safalı bağları, bostan bağıdır.
    Oğlu kim yakarış alup makbul olsa
    Atanın devleti, yüzü akıdır. (Fatih Sultan Mehmed)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş