Eğitim

Gören Göz İçin Fikret Mualla – Abidin Dino Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Gören Göz İçin Fikret Mualla – Abidin Dino Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Gören Göz İçin Fikret Mualla kimin eseri? Gören Göz İçin Fikret Mualla kitabının yazarı kimdir? Gören Göz İçin Fikret Mualla konusu ve anafikri nedir? Gören Göz İçin Fikret Mualla kitabı ne konu alıyor? Gören Göz İçin Fikret Mualla PDF indirme linki var mı? Gören Göz İçin Fikret Mualla kitabının yazarı Abidin Dino kimdir? İşte Gören Göz İçin Fikret Mualla kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Abidin Dino

Yayın Evi: Dünya Aktüel

İSBN: 9789753043281

Sayfa Sayısı: 180


Gören Göz İçin Fikret Mualla Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu, dünya görüşleri birbirinden değişik, sanatları birbirinden ayrı yollarda ilerlemiş iki sanatçının dostluğunun kitabıdır. Tek sözcükle bir vefa kitabıdır.

Ferit Edgü

Ayasofya’nın göğe değen kubbesinden, Galata’nın sonsuza akan yokuşlarından, Paris’in yalnızlık sızan ışıklarından yoğurur çizgilerini, bir demirci ustası benzer biçimde. Tuvalinde döver, günlerce bekler ısısının düşmesini, Yeniden tekrardan..Bir masaldır Fikret Mualla, uyku kaçıran, dirilten..

Elinizdeki yapıtta, Türk resminin büyük ustalarından Abidin Dino, Fikret Muallay’la yaşamış olduğu derin dostluğu bir anlatı şölenine dönüştürerek paylaşıyor.


Gören Göz İçin Fikret Mualla Alıntıları – Sözleri

  • Gerçek uğruna abartma, abartmada gerçek var… Fırtına, zelzele, cenk, kara sevda abartma… Destanlar abartma, ağıtlar abartma, fotoğraf abartma! Abartmanın kendine özgü dilleri ve araçları var.
  • “benden kırk sayfa istediler, yüz kırk sayfa yazdım; bir ayda bitiririm dedim, altı ayda bitirdim.”
  • “Sureti duvara öyleki bir kutlu gelir ki duvar, derhal ikiyüzlülükten kurtulur.”
  • Bellek açılıp kapanan bir göz… Kimi gün kapalı da olsa gören bir göz, kimi gün de aldıklarını geriye vermeyen bir kuyu, körlenmiş bir kuyu.
  • Kimi gün dünya iyi mi da kıyasıya kapı duvar kesilir insana, kirpileşir diken diken.
  • “ey sevgili kardeş, kimi vakit öylesine iyi biliyorum ki istediğimi. hem hayatımda hem resmimde Allah’sız edebilirim, fakat hastalığıma karşın, kendimden büyük olan bir şey var ki onsuz edemem. bu hayatımdır, yaratma gücüm.”
    Van Gogh
  • Seneler süresince kimsenin aldırmadığı çöp dolu kümbet, ressamın gözü ona ilişir ilişmez, ansızın yontulmuş bir sivri pırlanta kesilir.
  • Sanatçı, üreticiler ve tüketiciler, sömürülenler ve sömürenler içinde yerini arayıp duruyordu..
  • Aklı başlangıcında bir yaratığın, dünyayı dolu dizgin yaşamadansa bir yere mıhlamıp, boya ya da sözcüklerle kendince bir dünya yaratma sevdasına kapılması, çılgınlık değil de ne, sizce?
  • Tüm güzel, hoş ve yaraşan şeyler, gören göz için yapılır.


Gören Göz İçin Fikret Mualla İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bir kitap fazlaca eski bir dostuna vefa aslen. fazlaca güzel kalemi Abidin beyin, fazlaca naif, fazlaca kültürlü. Erken Cumhuriyetin aydın kişilerinin kitapları hep beni bir fazla etkiliyor. bununla beraber devrin ressama bakışını da fazlaca iyi konu alıyor. her devri adamıysanız problem yok fakat kendi düşünceniz var ise yandınız. sanatın ne kadar değişken olduğu, içinde olduğunuz dünyaya bir türlü sığamadığınız.. Otoriteler belirliyor gene neyin sanat olup olmadığını o dönemlerde. Sanat simsarları da cepliyor tüm eserleri de asla parasına. Fikret Muallâ’nın acı yaşam öyküsü de böğrümüzü deşerken, Nazım Hikmet, Neyzen Tevfikler, Mina Urgan’lar Salvador Dali, Picasso ve daha kimler kimler arka planda giriyor yaşamımıza. Ay ben ölünce beni de biri anlatsaya bu şekilde valla.
Keşke he kitap güzel olsa fakat olmuyor, kavun değil sonuçta koklayıp alalım. İşte 2019’da okuduğum en fena kitaplar sıralaması. kanalıma destek verseniz ne güzel olmaz mı ya?
https://www.youtube.com/watch?v=NkxB9U0wsRU&feature=youtu.be (Joy Ivy)

Abidin Dino nun Fikret Mualla’yı anlattığı, dönemin ressamlarından, şairlerinden bahsedilmiş olduğu samimi yazılmış bir yapıt. İçinde Fikret Mualla ya ilişik eserlerin fotoğrafları da mevcut. Resimle ilgilenmeyenlerin de kolaylıkla okuyabileceği, basım kalitesi fazlaca iyi olan, değişik tarzlar okumak isteyenlerin ilgisini çekebilecek güzel bir kitap. (Nehir)

Fikret Mualla… Renkler ve çizgilerden kendisine bir gezegen inşa etmiş, içine ise İstanbul’u, Paris’i, sanatı, şairleri, ressamları, sokağı, kendi insanlarını almış. Nev-i şahsına münsahır olanlardan Mualla. O şekilde olmasa adına kitap yazılır mıydı asla? Neydi Fikret’i garip kılan? Akıl hastanesinde yatmış olması mı? Dünya görüşü mü? Kişiliği mi? Sanat anlayışı mı? Yoksa tüm bunların haricinde varoluş şekli mi? Belki de hepsi… Belki de asla biri… Okuyun Mualla’yı. Tanıyın. Abidin Dino’nun dostuna özenle, incelikle ve vefa ile yazdığı güzel kaleminden, Ara Güler’in eserlerini fotoğrafladığı görsellerden inceleyin. Hatta bu kitap ile Mevlana’nın fotoğraf sanatına iyi mi baktığını ne şekilde gördüğünü gören göz için seyredin… (Y.)


Gören Göz İçin Fikret Mualla PDF indirme linki var mı?


Abidin Dino – Gören Göz İçin Fikret Mualla kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Gören Göz İçin Fikret Mualla PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Abidin Dino Kimdir?

Divanı Muhasebat Müdürü Rasih Bey ile müzik ve edebiyatla ilgili bir hanım olan Saffet Hanım’ın oğlu olan Abidin, ailenin beşinci evladı idi. Doğduğu yıl ailesi Cenevre’ye, peşinden Fransa’ya yerleştiğinden çocukluğu Avrupa’da geçti.

1925’te ailesiyle beraber İstanbul’a döndü. Robert Kolej’de tahsil görmeye başladı. Ilkin babasının ve peşinden annesinin ölümünden sonrasında sanata olan ilgisinin ağır basması sebebiyle öğrenimini yarıda bıraktı ve ağabeyi ozan Arif Dino’nun desteğiyle fotoğraf, karikatür ve yazı alanında kendini geliştirmeye başladı.lk çizimleri Yarın gazetesinde, ilk yazıları Artist dergisinde 1930’lu yılların başlangıcında yayımlandı. Bu yıllarda Nazım Hikmet’in Sesini Kaybeden Kent (1931) ve Bir Ölü Evi (1932) adlı kitaplarına kapak desenleri de çizdi ve kendini fazlaca genç yaşta “ressam” olarak kabul ettirdi. Halkın Dostu Gazetesi’nde piyasaya sürülen Atatürk’ü mevzu alan, çizgilerle süslü röportajı ile Atatürk’ün de takdirini topladı.

1933 senesinde “D Grubu” adlı sanat grubunun kurucuları içinde yer aldı. Bu grubun amacı, memlekette sanatın gelişmesini ve yayılmasını sağlamak, fikir yanı ağır basan resimler yaparak, batıdaki modern akımlarla boy ölçüşecek yenilikler getirmekti.Aynı yıl Türkiye’nin Kalbi Ankara isminde belgesel filmi çekmek için Türkiye’ye gelen Sovyetler Birliği’nin meşhur yönetmenlerinden Sergey Yutkeviç bir sergide resimlerini görüp beğendi. Yutkeviç’in filmini izleyen Atatürk, kendisinden bir Türk gencini yetiştirmesine olanak olup olmadığını sormuştu. Böylece Yutkeviç, Dino’dan dekoratör ve ressam olarak çalışmak suretiyle kendisiyle SSCB’ye gelmesini istedi. Dino, 1934 senesinde beyaz perde öğrenimi görmek suretiyle SSCB’ye gitti ve üç yıl kaldı. Üç yıl boyuncaLeningrad’da Eisenstein ve Yutkeviç’in yanında makyajdan dekora, rejiden senaryoya tüm yönleriyle beyaz perde eğitimi aldı. Yutkeviç’in yönettiği Madenciler filmimizde çalıştı. Bu dönemde sol fikirlerle tanıştı. 1937’de II. Dünya Savaşı sebebiyle Sovyetler Birliği tüm yabancı öğrencileri geri gönderince Leningrad’dan ayrılmak mecburiyetinde bırakıldı.

Dino, Sovyetler Birliği’nden sonrasında Londra’ya ve sonrasında da Paris’e gitti. İspanya’daki iç muharebede Cumhuriyetçiler safındaki internasyonal gönüllü tugaylar bünyesinde savaşmak için Paris bürosuna başvurduysa da cumhuriyetçiler açıkça yitirmek suretiyle olduğundan kabul edilmedi. 1937’de yerleştiği Paris’te ressam ve dekoratör olarak film çekim çalışmalarında bulunmuş oldu. Gertrude Stein, Tristan Tzara, Eisenstein, Andre Malraux ve Pablo Picasso benzer biçimde devrin önde gelen sanatçılarıyla dostluklar kurdu.Abidin Dino 1939’da Türkiye’ye döndü, 1941’de dostlarıyla Yeniler Grubu’nu oluşturdu. Grubun açmış olduğu ve Liman çevresindeki balıkçıları mevzu alan sergi, büyük ilgi uyandırdı.

Dino, çizgi ve desenlerin ön plana çıkmış olduğu resimlerinde işçi ve köylü tiplerini örneksiz bir üslupla işledi. Başlangıçta Picasso’nun tesirinde kalan sanatçı, daha sonraları yapıtlarında örneksiz ve mahalli bir senteze ulaştı.

Çeşitli dergilerde çizgi ve yazılarıyla halktan yana, gerçekçi bir sanat görüşünü savundu. İlk sayısı 18 Kasım 1938’de çıkan S.E.S (Sanat.Edebiyat.Sosyoloji) adlı derginin çıkmasına büyük katkı veren sanatçı, bu derginin kapanmasından sonrasında pek fazlaca başka mecmua çıkardı. Amacı, faşizm ile mücadelede mümkün olduğunca fazlaca kişiyi harekete geçirmekti. Türkiye Komünist Partisi’nin mühim üyelerinden birisi oldu.Liman Sergisi’nin açıldığı 1941 senesinde Abidin Dino, siyasal nedenlerle ilkin Mecitaslı’ne (Çorum), sonrasında Adana’ya sürgüne gönderildi. Adana’da Türk Sözü gazetesini yönetti. “Kel” adlı bir oyun yazdı, sadece oyun derhal toplatıldı. Çukurova’nın pamuk işçilerini mevzu alan resimler yapmış oldu ve heykel ile ilgilenmeye başladı. 1943 senesinde yazar ve dilbilimci Güzin Dikel ile evliliğe ilk adımını attı. Sürgün sona erince İstanbul’a döndü.1950’de “Çingeneler” adlı filmin senaristliğini yazdı, senaryo yasaklandı.1952’de yurt dışına çıkış yasağı kalkınca kati olarak Paris’e yerleşti. 1954’ten itbiaren sekiz yıl süresince Paris’teki Mayıs Salonu sergilerine katıldı. Fransa, Cezayir, Amerika benzer biçimde değişik ülkelerde sergiler açtı. Fransa Plastik Sanatlar Birliği onur başkanlığı New York Dünya Sanat Sergisi danışmanlığı benzer biçimde görevlerde bulunmuş oldu.

‘İşkence’, ‘Atom Korkusu’, ‘Savaş ve Barış’, ‘Çıplaklar’, ‘Dört Kent’, ‘Dağ-Deniz’ benzer biçimde birçok yapıtı çeşitli galeri, müze ve koleksiyonlarda yer aldı.

1966’da yönettiği Dünya Futbol Kupası’nı mevzu alan “Gol” adlı belgesel filmle İngiliz Film ve Televizyon Sanatları Akademisi tarafınca yönetmen Robert Joseph Flaherty anısına verilen belgesel film ödülünü aldı.

1968 talebe vakaları esnasında Paris sokaklarında yürüyüşlere, toplantılara katıldı, sokaklardaki etkinlikleri çizdi. Türkiye’deki ilk kişisel sergisini 1969’da açarak Paris çalışmalarının bir bölümünü gösterdi.

1979 senesinde Fransız Plastik Sanatlar Birliği”nin Onursal Başkanlığı’na seçildi, 1989’da Fransız Kültür Bakanlığı’nın Sanat ve Edebiyat Altın Şövalye Nişanı ile ödüllendirildi.

Zaman vakit Türkiye’de kişisel sergiler açan Abidin Dino’nun sergileri içinde “Eller, Parmaklar, Acılar, Acayipler, Tedirginler, Domatesler” başlıklı sergisi (1984, İstanbul) ve “Bu Dünya Sergisi” (1987, İstanbul) vardır. El motiflerinden oluşan heykeli 1993’te Maçka’ya yerleştirildi. Aynı yıl, ‘Biçimden Öte’ ve ‘Acıyı Çizmek’ adlı kitaplarını yayımladı.

1990’da troid kanseri teşhisi konan sanatçı, 7 Aralık 1993 günü Paris’te yaşamını yitirdi. Cenazesi İstanbul’a getirilerek Aşiyan’daki aile mezarlığında toprağa verildi.


Abidin Dino Kitapları – Eserleri

  • Ölüm mü? Ne Buluş!
  • Nâzım Üzerine
  • Sinan
  • Yeditepe Öyküleri
  • Sensiz Her Şey Renksiz
  • Kısa Hayat Öyküm
  • Eller
  • Pera Palas
  • Abidin Londra’da
  • Adana Yazıları
  • El Yüz
  • Gören Göz İçin Fikret Mualla
  • Kızılbaş Günlerim
  • Kültür, Sanat ve Politika Üstüne Yazılar
  • Ne Güzel Çocukluktu
  • Verese Kel
  • Toplu Yazılar
  • Güzin Dino – Abidin Dino Mektupları
  • Acıyı Çizmek


Abidin Dino Alıntıları – Sözleri

  • “İz bırakmak. Bundan başka ne ki resim yapma dürtüsü?” (Eller)
  • Gelgelelim İstanbul devamlı, hem evvelinde kestirilemeyen, hem de apansız değişimlere sahne olmuştur… (Pera Palas)
  • Büyükler “çocuk” ister illa, bir de bebeklere problem (dilleri yetse) büyükleri istiyorlar mı bakalım ? (Kısa Hayat Öyküm)
  • Padişah bile olsa insanoğlu haddini bilmeliydi. (Sinan)
  • Ölüm gelip geçtikten sonrasında salt eller kalır aslına uygun. (Eller)
  • İstanbul şehrinin fetih edilmesi 1453’te başlamış ve Süleymaniye’nin bittiği güne kadar sürmüştür. (Sinan)
  • Sert ve siyah kirpiklerinden öperim, onlar alnıma değse, isteksizliğim kalmayacak. (Güzin Dino – Abidin Dino Mektupları)
  • Kahve telvesinin vaatlerine güvenerek yaşayan sanatkâr fincan dibinde ki coğrafyadan ümidini kesti.
    Sanat sanat için, sanat kendin için,sanat komşun için cinsinden muskaları bırakıp başımızın çaresine bakalım. (Toplu Yazılar)
  • Felek, “Yürü yâ kulum!” demeye görsün, devşirmenin başına devlet kuşu bile konabilirdi günün birinde. (Sinan)
  • Şairler ölmez.
    Hiç kuşkusuz.
    Ama görmüş olacaksınız, dostluklar da ölmüyor… (Nâzım Üzerine)
  • Yine de ölmekle, dünyadan ayrılmak kadar zordu doğmakla dünyaya alışmak. (Kısa Hayat Öyküm)
  • Saray benzer biçimde adam, içi dışı bilinmedik cinsten. (Kültür, Sanat ve Politika Üstüne Yazılar)
  • Dört ayaklı bir mahluk olan atın gözlerine dikkatli baktınız mı asla? Parmaksız bacaklarının küt uçları, ne verecek, ne de bir şey alacak durumda, böylece at ne fotoğraf yapabilir, ne de okşayabilir. Gözlerinin sonsuz kederi işte bu yüzden. (Eller)
  • Reis ne bilsin ki hanımefendilerin ve denizin hafızası yok! (Yeditepe Öyküleri)
  • Bedri Rahmi – maazallah – cehenneme gitse, cehennemin bile sevilecek bir tarafını bulur. (Kültür, Sanat ve Politika Üstüne Yazılar)
  • Sevgimizde aşınma şöyleki dursun, yepyeni dalbudaklar fışkırmış her taraftan, hangisine bakacağıma şaşırdım, hem de ne güzelleştin! (Sensiz Her Şey Renksiz)
  • Tüm bunların hiçbiri umurumda değil, seninle birlikte bir Sputnik hızı ile dünyayı dolanıyorum durmadan, başka bir şey bilmiyorum. (Sensiz Her Şey Renksiz)
  • Derken denizlerden haber gelir; Uskumru geliyor! “Uskumru geliyor” çığlıklarını işiten hamile hatunlar çocuk düşürür, Rum balıkçılar ıstavroz çıkarır, mi­narelerde müezzinler haykırır, askerler merhaba verir; meyhane müşterileri ayağa kalkar, genelevde faali­yet durur, deniz dibinde iki sıra çurçur, iki sıra kayabalığı heyecanla haykırır: Yaşa, yaşa, bin yaşa! (Yeditepe Öyküleri)
  • Mikelanj’ın Zapata isminde birine yazdığı mektupta söylediği benzer biçimde: “Ne vakit büyük bir ressam – ki öylesi azca – suni ve düzmece görünen bir iş yapmışsa, bu sahtelik gerçektir; bir yerde daha büyük bir gerçek, yalan olur.” (Kültür, Sanat ve Politika Üstüne Yazılar)
  • “ey sevgili kardeş, kimi vakit öylesine iyi biliyorum ki istediğimi. hem hayatımda hem resmimde Allah’sız edebilirim, fakat hastalığıma karşın, kendimden büyük olan bir şey var ki onsuz edemem. bu hayatımdır, yaratma gücüm.”
    Van Gogh (Gören Göz İçin Fikret Mualla)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş