Eğitim

Anne Saati Geldi mi? – Banu Yaşar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Anne Saati Geldi mi? – Banu Yaşar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Anne Saati Geldi mi? kimin eseri? Anne Saati Geldi mi? kitabının yazarı kimdir? Anne Saati Geldi mi? konusu ve anafikri nedir? Anne Saati Geldi mi? kitabı ne konu alıyor? Anne Saati Geldi mi? PDF indirme linki var mı? Anne Saati Geldi mi? kitabının yazarı Banu Yaşar kimdir? İşte Anne Saati Geldi mi? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Banu Yaşar

Yayın Evi: Zafer Yayınları

İSBN: 9789752611788

Sayfa Sayısı: 120


Anne Saati Geldi mi? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Evlatların yaşamımıza girişiyle dünyamız renklenirken, her şeyin tadı da değişmiş olur. Çocuk aynasında kendimizle yüzleşme fırsatını yakalamış oluruz. 

Bu yüzleşmeyle kendimizi tanımaya ve anne-baba olmanın benzeri olmayan deneyimini yaşamaya başlarız. 

Bu edinim, sıhhatli bir süreçte yaşanmış olursa, aile yapısı sağlam temellere oturmuş olur. 

Böylece yaşam yolculuğu ‘ben’ ve ‘sen’in merkezinden uzaklaşır, ‘biz’liğe ulaşır.

Bu kitap, ‘biz’ olma yolculuğunda mühim ipuçları içeriyor. 

Kitabın sayfaları içinde, çocuklarımızla beraber sıhhatli büyümenin keyif veren taraflarını bulacaksınız. 

Onlarla ilişkilerimizde dikte edici ve dayatmacı yaklaşımlardan ziyade; şefkatli, onarıcı ve şefkatli yolların varlığını keşfedeceksiniz…


Anne Saati Geldi mi? Alıntıları – Sözleri

  • ÇOCUKLAR her yaş döneminde değişik şeylere ilgi duyarlar. Bir yaş ilkin asla ilgilerini çekmeyen bir mevzu, bir yaş sonrasında oldukca fazla dikkat çekici olabilir. Bilhassa de okul öncesi dönemde bu durum oldukca belirgindir. Anneler çocuklarındaki bu süratli değişime alışmakta güçlük çekerler.
    “Bu çocuğa ne oldu anlamıyorum, geçen sene böyle huyları yoktu” diye şikâyet ederler. İşte bu yüzden her yaşa ilişik gelişim özelliklerini bilmek oldukça kolaylık elde edecektir.
  • çocuklarda bilhassa dört yaş civarında görülen, argo ve küfürlü kelimelere ilginin artması da gelişimle ilgili bir durumdur. Dört yaş civarında evlatların kelimelere ilgisi oldukça artar. Bilhassa de yeni duydukları kelimelere karşı hususi bir merak duyarlar. Anlamını bilmeseler bile bu tarz şeyleri tekrarlamak oldukca hoşlarına gider.
  • Karşımızdaki ister çocuk, ister eş ya da dost olsun, kullandığımız dil ve iyi mi söylediğimiz oldukca önemlidir. Ne söylediğimizden oldukca, onu iyi mi ve hangi kelimelerle söylediğimiz daha önemlidir.
  • Çocuk bir yaramazlık yapar, anası ya da babası, “Sen ne yaramaz bir çocuksun, ne kadar sorumsuzsun! Senden adam olmaz, ne zaman akıllı bir çocuk olacaksın…” diye söylenmeye adım atar.
    Bu şekilde yetiştirilen bir çocuk ciddi özgüven sorunları yaşar ya da vurdumduymaz bir kişilik yapısı geliştirir. Devamlı eleştirilen, kişiliği aşağılanarak büyütülen çocuklar küçücük yüreklerinde hiddet büyütürler.
  • Söylenmesine izin verilmemiş, üstü örtülen masum duygular, zaman içinde gereksiz öfkeli tepkilere yol açabilir. Kendini ifade edebilen,
    duygularını güzel bir üslupla söylemeyi öğrenen bir çocuk, öfkeyi yüreğinde büyütmemeyi de öğrenir.
  • Çocuk resmi çocuk hakkında informasyon verdiği şeklinde, hem de tedavi edici olarak da kullanılmaktadır. Çocuklar günlük yaşam içinde karşılaştıkları sorunları ve ailelerinde yaşanmış olan olumsuzlukları fotoğraf yaparak ve oyun oynayarak aşmaya ve onarmaya çalışırlar. Onlar kelime ve cümleleri kullanarak anlatamadıklarını resmin diliyle ifade etmeye çalışırlar.
  • Çocuğun duyduğu değişik kelimelere ilgisinin arttığı dört ve beş yaşlarında ona tekerlemeler, kelime oyunları öğretilebilir. Sayışma tekerlemeleri (portakalı soydum, başucuma koydum ya da komşu komşu hu hu şeklinde..) oldukca hoşlarına gidecektir. Ayrıca çocuğa yatmadan ilkin kitap okumak, kitabın resimleri üstünde onunla konuşmak kelime hazinesi açısından yararlı bir yönlendirme olacaktır. Çocukla kurulacak sıhhatli kontakt ve beraber oyun oynamak bazı negatif davranışların aşılmasında oldukca destek olacaktır.
  • Çocuğun tarafı olmaz, çocuğun tarafında olunur
  • İnsan ne acayip bir sonuçtur. Ne kim bilir bir sebeptir…


Anne Saati Geldi mi? İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Bazı şeyler tesadüftür…Bu kitabı nerden getirdim.Neden okudum cidden bir fikrim yok fakat güzelliği ile geleceğin anne talibi olarak oldukca şey öğrenmeme vesile oldu.
Bir bebeğin anne rahmine düşmüş olduğu andan gençliğine kadar olan süreçte neler yaşayacağına evlatlarımıza iyi mi davranacağımıza anası,babası olmayan evlatların psikolojisi ve yaşantısını kısacası mutlu bir yuvanın olmadığı ailelerde evladı konu alıyor.
Kitabın son iki sayfasın da anlatılan öykü ağlamama sebebiyet verdi birazını aktarıp bitirmek isterim incelememi
Babası ile silahçılık oynuyan bir adam çocuğunun hikayesi daha ilk okula giden şen şakrak bir çocuğun hüzünlü hikayesi anlatılıyor babası gözlerinin önünde ölüyor ne acı 🙁
Bu süreçten sonrasında içine kapanıyor her insana donuk ifadeler ile bakıyor en sevilmiş olduğu aktivite olan fotoğraf çizmeyi bile yapmıyor fakat öğretmeni onun hayattına dokunuyor kalbine dokunuyor ne mutlu bu şekilde eğitmencilerimizin olması bu vesile ile tüm öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyor ve yüreklere dokunmalarını temmeni ediyorum .
~~İyi okumalar~~ (Merve)

Cok güzel.ozellikle yeni annelerin okumasi ihtiyaç duyulan hem annelikte yol gosterici hemde kişinin kendi çocukluğuna dair izler bulabileceği bir kitap. Severek okudum. (Çağla Kuvvetli)


Anne Saati Geldi mi? PDF indirme linki var mı?


Banu Yaşar – Anne Saati Geldi mi? kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Anne Saati Geldi mi? PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Banu Yaşar Kimdir?

1972 senesinde Amasya’da hayata merhaba dedi. İlkokulu Samsun’da, ortaokul ve liseyi İstanbul’da tamamlamış oldu. 1990’da İstanbul Üniversitesi Psikoloji kısmına girdi. Okuldayken ağırlıklı olarak klinik psikoloji üstüne dersler aldı. Stajlarını klinik psikoloji ve psikoterapi üstüne yapmış oldu. Çocuk psikolojisi, bireysel psikoterapi, evlilik danışmanlığı, kognitif terapi, ruhsal kontrol ve teknikler mevzusunda süpervizyonlar aldı. 1994 senesinde mezun olduktan sonrasında hususi bir kolejde ruhsal danışmanlık yapmış oldu. Bu süreçte çeşitli kurum ve kuruluşlarda aile içi kontakt ve çocuk psikolojisine yönelik seminerler vermeye başladı.

Dikkat ve konsantrasyon güçlüğü çeken çocuklarla dikkat eğitimi üstüne emekler yapmış oldu. 2002 yılından beri hususi okul öncesi kurumlarda psikolog olarak vazife yapmanın yanında aile danışmanlığı, evlilik terapisi, bireysel psikoterapi ve çocuk ruh sağlığı üstünde de çalışmalarını sürdürmektedir. Mesleki konuların ele alındığı radyo programları hazırlayıp sunmaktadır. Ulusal ve mahalli olmak suretiyle çeşitli gazete ve dergilerde yazı çalışmalarına tertipli olarak devam etmektedir.

Duygu Keşifleri, Aşk Biter, İnsan Yorulur ve Anne Saati Geldi mi? ismiyle yayınlanmış kitaplarının yanı sıra yeni kitap emek harcamaları da devam etmektedir. Evli ve bir kız annesidir.


Banu Yaşar Kitapları – Eserleri

  • Benim Sessiz Arkadaşım
  • Duygu Keşifleri
  • Kızları Kız Gibi Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek
  • Aşk Biter İnsan Yorulur
  • Anneme Soramadığım Sorular
  • Anne Saati Geldi mi?


Banu Yaşar Alıntıları – Sözleri

  • Sevgiye, sevginin kalıcılığına ve verdiği güvene olan inancımız gitgide azaldı. İnsan, haiz olduklarına karşın, daha da yalnızlaştı. Ne kadar isterdi asla değişmeden onu seven, onu bekleyen birilerinin olmasını… (Duygu Keşifleri)
  • Çocuğa karşı işlenen cinsel suçların en sık görüldüğü durumlar çoğu zaman aile içi ve akrabalar içinde oluyor. Dışarıdan yabancı biri tarafınca meydana getirilen rahatsızlık vakaları aile içinde yaşananlara oranla istatistiki olarak daha azca. (Anneme Soramadığım Sorular)
  • “Sorun ve sızlanma ile adım atmak işi zorlaştırır.” (Aşk Biter İnsan Yorulur)
  • Her şeyi genetiğe bağlama çabası, insanı mesuliyet alan ve davranışlarının sorumluluğunu taşıyan bir varlık olma boyutundan çıkarmaktadır. (Kızları Kız Gibi Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek)
  • Dayağın öğretici bir yanı yoktur. Cezanı ödersin ve biter. (Kızları Kız Gibi Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek)
  • “İnsan tüketmeden sevgiyi üretebilmeyi öğrendiğinde, dünyayı değiştirmeyi de başaracaktır” (Aşk Biter İnsan Yorulur)
  • Karşımızdaki ister çocuk, ister eş ya da dost olsun, kullandığımız dil ve iyi mi söylediğimiz oldukca önemlidir. Ne söylediğimizden oldukca, onu iyi mi ve hangi kelimelerle söylediğimiz daha önemlidir. (Anne Saati Geldi mi?)
  • Kız evladı için baba, bir dağın eteğinde özgürce oynamak gibidir. (Kızları Kız Gibi Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek)
  • “Çocuk anne ya da babasıyla özdeşim kurarak onlara benzemeye çalışır. Bilinç dışı yapılan bu özenme ve taklitler sayesinde çocuğun cinsel kimliği olgunlaşır. Erkek çocuk babasına, kız çocuk annesine benzemek için çaba sarf eder.” (Kızları Kız Gibi Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek)
  • Çocuk bir yaramazlık yapar, anası ya da babası, “Sen ne yaramaz bir çocuksun, ne kadar sorumsuzsun! Senden adam olmaz, ne zaman akıllı bir çocuk olacaksın…” diye söylenmeye adım atar.
    Bu şekilde yetiştirilen bir çocuk ciddi özgüven sorunları yaşar ya da vurdumduymaz bir kişilik yapısı geliştirir. Devamlı eleştirilen, kişiliği aşağılanarak büyütülen çocuklar küçücük yüreklerinde hiddet büyütürler. (Anne Saati Geldi mi?)
  • Bir çok süre, niye ben bunu yaşadım ki diye sorarız ve anlayamayız neler bulunduğunu. Bize kalan, onları iyi mi karşıladığımızdır ve iyi mi uğurladığımızdır aslen. Her gelen, bir konuk niyetiyle gelir, görevini yapar ve gider. Aşırı sahiplenmek, tutkuyla bağlanmak, onsuz yaşayamayacağımızı düşünmek, yaşamı zorlaştırır yüreğimize. Devamlı yakınma etmek ve sızlanmak da bir tek süre kaybettirir insana. (Duygu Keşifleri)
  • İnsanlığın karşı karşıya bulunmuş olduğu sorunların kaynağında; emperyalizmin ekonomik, siyasal ve varoluşsal boyutlarında sömürüsü bulunmaktadır. Sömürü dengesizliklere niçin olmakta, yabancılaşma sorununu beslemekte, yabancılaşma insanı insan olarak tanımlayan alt argümanlarda tahribatlara yol açmakta, egoist ve aşırı istekli insan tipini ön plana çıkartmaktadır. (Kızları Kız Gibi Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek)
  • Bağlanalım sevdiğimiz insanlara, fakat onlara bağımlı olmayalım, her duygumuzu onlara endekslemeyelim.
    (Gerçek özgürlük, yitirme korkusuna karşın, sevmeye devam edebilmektir.) (Duygu Keşifleri)
  • Umut etmek güzel şey. En kötüsü umut edecek bir şey bulamamak sanırım. (Benim Sessiz Arkadaşım)
  • Bitse de bigün, gene de yaşamak arzu ederdim,gelen ve gelecek olan,biten ve bitecek olan her şeyi.Görmek arzu ederdim tüm gördüklerimi ve göreceklerimi,gene sevmek arzu ederdim,tüm sevdiklerimi… (Duygu Keşifleri)
  • “Nefsini bilen, kendini bilir, kendini bilen, haddini bilir, haddini bilen Rabbini bilir, Rabbini bilen huzuru ve emniyeti yaşar.” (Aşk Biter İnsan Yorulur)
  • Anne ne kadar kolay öfkeleniyorsun bilincinde mısın? Hemen bağırmaya ve vurmaya başlıyorsun, yaptığım şeyin cezası bu kadar ağır mı olmalıydı? Ne süre kızsan dövüyorsun beni… Dayağın sanki asla sonu gelmeyecek şeklinde oluyor. Benden bu kadar mı nefret ediyorsun? Öfken bana olan sevginden daha mı oldukca? Vurduğun zamanlarda da beni hala seviyor musun anne? Biliyorum ben uyuduğum süre başucumda ağlıyorsun, pişman oluyorsun. Sen benim uyuduğumu sanıyorsun fakat ben seni duyuyorum. Pişman oluyorsun fakat ertesi gün gene dövüyorsun. Bana vururken “Bu sana ders olsun!” diye bağırıyorsun fakat bana asla ders olmuyor. Beni daha oldukca öfkelendiriyor, kızgınlığımı, inadımı artırıyor…
    Keşke bana vurmasan anne. (Anneme Soramadığım Sorular)
  • Hayatı iyi niyet ve hevesle okumak, parçaları eksiksiz olduğuna inanarak aramak ve bulmak duasıyla… (Aşk Biter İnsan Yorulur)
  • Bir gün arkadaşın bizlere gelmişti. Onunla konuşurken bana istemeden hamile kaldığını anlatıyordun. Hamile bulunduğunu öğrenince oldukca mutsuz olmuşsun, oldukca üzülmüşsün.
    Sen benim duymadığımı zannettin fakat ben hepsini duydum anne…
    Gerçekten beni istemedin mi?
    O yüzden mi kimi zaman bana bu kadar oldukca bağırıyorsun? (Anneme Soramadığım Sorular)
  • İnsan oğlu çoğunlukla sevgi mevzusunda bencildir. Olduğu şeklinde sevmek istemez. İstediğim, hayal ettiğim şeklinde olursan severim, şartlı refleksini dayatır karşısındakine. Bana benim istediğim şeklinde davranırsan ve istediğimi verirsen seni severim, şeklinde bir sevmektir bu. Sen olduğun, öyleki olduğun için değil… (Duygu Keşifleri)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş