Eğitim

Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir? – Sevan Nişanyan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir? – Sevan Nişanyan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir? kimin eseri? Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir? kitabının yazarı kimdir? Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir? konusu ve anafikri nedir? Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir? kitabı ne konu alıyor? Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir? PDF indirme linki var mı? Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir? kitabının yazarı Sevan Nişanyan kimdir? İşte Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Sevan Nişanyan

Yayın Evi: Karşıt Yayınları

İSBN: 9786056137907

Sayfa Sayısı: 106


Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Türkiye’de pek fazlaca insanoğlunun kafası din ve ifade özgürlükleri mevzusunda karışıktır: Bu kitapta derlenen yazı parçacıklarından çıkan ana netice bu. Ama hem de bu mevzuları düşünmeye ve münakaşaya yönelik ciddi bir talep ve merak vardır. Cumhuriyet döneminde dindarlara yöneltilen hoyrat ve küçümseyici dil bu münakaşa sürecini zorlaştırmıştır. İnsanlar din ve ifade özgürlüğü mevzularını konuşmaya istekli, fakat hem de, anlaşılır nedenlerle, son aşama ürkek ve alıngandır. Bu aşama çetrefil bir meseleye, ucundan bir ayna tutabildiysem ne mutlu bana” diyor Nişanyan.

Yazar’ın köşe yazarlığı serüveninin mühim bir halkasını oluşturan bu macerayı, yazarın bakış açısından okuyabilirsiniz. Sadece bir olay incelemesi değil, hem de toplumun nabzını din ve ifade özgürlüğü mevzularında yakınen tutabilen bir emek harcama…


Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir? Alıntıları – Sözleri

  • Din konusu daha da hassastır. İnsanın ve toplumun omurgasını oluşturan bu
    mevzuda da eleştiri hakkınız olabilir fakat insanların inançları ile alay
    edememeyi sıkıdüzen ile açıklamak absürd bir mantıktır.
  • Bu ülkenin bir de kürt meselesi varmış efenim. Cumhuriyet Kürtlerin varlığını bile inkar izini sürmekteymiş. Eh, ‘dindarlık’ ortak
    paydası, ‘ümmet’ bilincinin sağlamış olduğu kardeşlik imkanı da devletin ‘vicdanları laikleştirme’ faaliyetleri ile epey örselendiğinden, aynı dine mensup olmanın birleştirici işlevi yara aldığından, ciddi maraza çıkmış, pek kötü olmuş, milliyetçilik karşı milliyetçiliği doğurmuş.
  • Oysa dindar insanların acaip bir ALINGANLIK meselesi var. Olayı bir düşünce ayrılığı olarak görmek istemiyorlar. Anasına nenesine dil uzatılmış moduna geçiyorlar anında. Bu da bana haksızlık şeklinde geliyor.
  • İnsan kalabalıkla birlikte özgür olabilir mi? Seni seven insanoğlu bir süre sonrasında sakın senin zindancın olmasınlar? Sevgi bağlarıyla seni tutsak almasınlar?
  • Haşa, varlığın anlamı üstüne kafa yoranları sarakaya almak aklıma gelmez; onlara muhabbetim vardır. Belki tam tersine, yeterince kafa yormayıp hazır şablonlara kaldıkları için onlara çıkışıyorum.
    Hayatı, ölümü varlığı yokluğu anlamlandırma amacıyla yola çıkıp, insanlığın çocukluk çağından kalma bazı hurafeleri yanıt zannedenlerdir bir ihtimal hedefim.
    Kıral çıplak demek ‘herşey anlam ifade etmeyen demek değil ki? ‘ Anlamsız şeylerle zaman yitirme, aklını başına al’ çağrısıda alabilir pekala.
  • “Biz herkesi eleştirebiliriz. Bu oldukça düzgüsel… Ancak, hepimiz bizi eleştiremez! Bilhassa dilimize, dinimize, bayrağımıza söz söyletmeyiz… Bilhassa devletimize, milletimize, cumhuriyetimize… Bilhassa atalarımıza, Atatürk’ümüze, tarihimize… Fena halde kızar köpürürüz, işte o vakit. Elbette kızarız… Kızmayalım mı doğrusu? Dilimizi, dinimizi, mezhebimizi…Devletimizi, milletimizi, bayrağımızı, cumhuriyetimizi… Atalarımızı, ata yurdumuzu, Atatürk’ümüzü, tarihimizi eleştiri edecekler de sesimizi çıkarmayacak mıyız biz? Türk olduğumuz, Müslüman olduğumuz nerden belli olacak? Devletimizi, milletimizi sevdiğimizi başka iyi mi kanıtlama edeceğiz? Ayağına gelen bu şekilde bir fırsatı kaçıranın ya aklı yoktur, ya cesareti…” (Hüseyin Erkan)
  • Ne güzeldir sisli dağlarda hiç kimseye hesap vermeden serbestçe dolaşmak!
  • Efendim bazı kavramlar kutsalmış, falan filan. Kutsal bulunduğunu söyleyen SENSİN.
  • “Bu yobazlık müslümanların kendilerine olan güvensizliklerinden geliyor. Aykırı bir fikre tahammül edemiyorlar. Zira hakiki olarak ne dini biliyorlar, ne de uyguluyorlar.”
  • Bazı şeyler kutsaldır, aman dikkat kırılır, adlarını anacaksan salavatla
    anmalısın tezine katılmıyorum. Kutsal bulunduğunu söyleyen SENSİN. Sana
    saygı duyarız bu sebeple insana saygı duyarız. İnsanların kendilerince haklı yada
    kuvvetli gerekçelerle dine bağlanmış olabileceğini anlarız, bu işe akıl, zekâ,
    duygu ve sevgi yatırdıklarını biliriz. Bazılarını severiz de. Ama onların
    putlarına, öteki putlara gösterdiğimizden daha çok niçin saygı göstermemiz
    icap ettiğini anlamakta güçlük çekeriz.


Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir? İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kitap, Sevan Nişanyan tarafınca bir zorunluluk sonucu kaleme alınıyor. Peki iyi mi bir zorunluluk?
Sevan Nişanyan, 21 Eylül 2009 tarihinde Karar Gazetesi’nde yazdığı “Sansür” başlıklı yazı sebebiyle dindar kesimden büyük bir tepki görüyor. Zira Nişanyan, bu yazısında ateist kimliğiyle bir yaklaşım sergileyerek ağır bir eleştiri ve iğneleyici dille bazı dini değerleri ele almıştır. Tesadüf ve şanssızlık odur ki, Nişanyan’ın “Sansür” yazısından on gün ilkin kadar yazıya döktüğü ve halk ağzındaki bir ifadenin esas manasını ortaya çıkarmak istediği fakat dini çevrelerce gene yanlış anlaşılmasına sebebiyet verecek olan “Feriştah” yazısı, “Sansür” yazısından bigün sonrasında 22 Eylül’de yayımlanıyor. Durum bu şekilde olunca Sevanyan’a gelen tepkiler büyüyor ve işin içinden çıkılmaz bir hâl alıyor.
İşte bu kitap, Sevan Nişanyan’ın gelen bu tepkileri teker teker ele alarak toplu bir yanıt verme ihtiyacı ve bu tepkileri kitaplaştırma isteğinin zuhur etmesiyle oluşuyor.
Sevan Nişanyan’a dindar cepheden gelen tepkiler içinde ağır sövgü içerikli mesajlar olduğu şeklinde, tamamen nezih ve davetkâr bir üslupla yazılmış mesajlar da var. Aynı zamanda bir taraftan yergi mesajları da geldiği şeklinde bir taraftan da övgü mesajları geliyor. Bu mesajlar da anlayacağınız gibi gene ateist cepheden oluyor.
Bahsettiğim suretiyle Nişanyan kendisine gelen bu pozitif negatif mesajları araştırma ve kendisinin itham edilmiş olduğu hususlara karşı müdafa yapma minvalinde bu eseri meydana getiriyor ve hakkında yanılsamaları ortadan kaldırmayı, en azından ne demek istediğini ve ereğinin ne işe yaradığını bildirmeyi amaçlıyor.
Esere 10/10 puan vermemin sebebi, Nişanyan’ın kendisine gelen iyi-fena mesajları kişilerin ismiyle ve ayırt etmeden yayınlayıp bunlara samimi cevaplar getirme isteğiydi. Aynı zamanda vakaya kendi açısından baktırarak gerçek fikir özgürlüğünün ne işe yaradığını gösterme azmi de saygıya değerdi. Kendisinin bu hususiyetlerde dostça bir yaklaşım sergilediğini hissettirmeyi başarmış olmalı ki tarafımdan bir 10 puanı hak ediyor. Lakin daha ilkin niçin düşük puanlandığını anlamakta zorlandım. Zannımca puanlayanlar eserde duymak/okumak istemedikleri şeyi duymuş/okumuş olmalılar. Demek ki Nişanyan’ın ortaya koymak istediği “özgürlük” kimi insanlarda ters tepmiş.
Her şeye karşın kişisel bir yorum olarak, “Din ve ifade özgürlüğüne dair bir münakaşa” olarak şüphe götürmeyecek bir değere haiz bir yaratı bulunduğunu söylemek isterim. Okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim… (Mustafa Gökduman)

Kitap 2008 yılının bayram zamanlarına denk gelen eylül ayının bir gününde sevan nişanyan’ın “sıkıdüzen” başlığı ile; ifade özgürlüğünü, din ve onun islamdaki karşılığı olan Allah’ı esprili bir üslupla eleştiren bir yazı yazması üstüne halktan gelen aşırı tepkilerin, kendisine yazılmış maillerin ve köşeyazıların derlendiği ve nişanyan’ın bunlar üstüne düşüncelerini ve analizlerini belirttiği bir kitap. Yaklaşık 10-20 günlük süre zarfında yaşananları aktarıyor, o tarihte yaşananların anlık bir fotoğrafı diyebiliriz. Şunu söylemem lazım; kitabından entelektüel zevk alma beklentiniz olmasın. Zira tüm kitap yaşadığımız ortadoğu bataklığında her aklını çalıştıranın karşılaşacağı sığ tepkilerden ve kısır tartışmalardan ibaret; Din vs. özgürlük. (Aristo)


Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir? PDF indirme linki var mı?


Sevan Nişanyan – Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir? kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir? PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Sevan Nişanyan Kimdir?

İlköğrenimini Hususi Pangaltı Ermeni İlkokulu’nda görmüş oldu; 1968’de, Milliyet gazetesi tarafınca düzenlenen İlkokullararası Bilgi ve Kültür Yarışması’nda üçüncü oldu.[1] Orta öğrenimini Işık Lisesi ve Robert Lisesinde tamamladı. 1974’te ABD’ye giderek Yale Üniversitesi ve Columbia Üniversitesinde tarih, felsefe ve Cenup Amerika Siyasi Sistemleri üstüne eğitim görmüş oldu.

1984-1985 yıllarında Commodore 64 adlı kişisel bilgisayarı (PC) Türkiye’ye getiren firmanın kurucusu ve yöneticisi oldu. Bilgisayar programcılığı ile ilgilendi, çeşitli konuşma ve konferanslara katıldı. Türkiye’nin ilk popüler bilgisayar dergisi olan Commodore’u kurup orada Baytan Bitirmez müstear ismiyle yazılar yazdı.

Sevan Nişanyan, çeşitli Britanya ve Uzakdoğu yayınevleri için gezi kitapları kaleme aldı. 1998 senesinde “Ufak Oteller Kitabı” adlı kitabı ilk kez yayımladı. Türk turizmine kitle turizmi haricinde yeni bir yön kazandırma çabası olarak görülebilecek “Ufak Oteller Kitabı”‘nı her yıl yenileyerek bir referans kitabı haline geldi.

1995 senesinde eşi Müjde Nişanyan ile beraber İzmir’in Selçuk kazasının Şirince köyüne yerleşen Nişanyan, bu köyde geleneksel mimari dokuyu korumak ve canlandırmak için yapmış olduğu çalışmalarla tanındı. Eski köy evlerini geleneksel tarzda onararak oluşturduğu Nişanyan Evleri adlı otel 1999’da işletmeye girdi. Şirince’de yıkılmakta olan evleri resmi izin olmadan restore etmiş olduğu nedeni öne sürülerek 2001 senesinde 2863 sayılı yasa kapsamında 10 ay hapis cezası aldı.

Bu dönemde Türkçenin etimolojisi üstüne ilk kapsamlı bilimsel emek harcama olan “Sözlerin Soyağacı: Uygar Türkçenin Etimolojik Sözlüğü” adlı çalışmasını tamamladı; aynı sözlüğün popüler bir özeti olan “Elifin Öküzü ya da Sürprizler Kitabı” adlı kitabı yayımlandı.

2004’te İnsan Hakları Derneği tarafınca verilen Ayşenur Zarakolu Özgür Fikir Ödülü’ne layık görüldü.[5] Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu bölgeleri hakkında resmî görüşün verilerini sorgulayan “Ankara’nın Doğusundaki Türkiye” adlı seyahat rehberi 2006’da yayımlandı.

Nişanyan’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin kurum dönemine ilişkin eleştirel görüşlere yer veren “Yanlış Cumhuriyet: Atatürk ve Kemalizm Üstüne 51 Soru” adlı kitabı 2008’de basıldı. “Sözlerin Soyağacı”‘nın geniş seviyede gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni versiyonu da aynı tarihte piyasaya sunuldu.

Agos gazetesindeki köşe yazarlığının yanı sıra, 29 Ekim 2008 ve 14 Aralık 2009 tarihleri içinde Taraf gazetesinde “Kelimebaz” adıyla dile ilişkin köşe yazıları yazdı. Bu yazıları iki ayrı kitapta toplanarak “Kelimabaz – 1” ve “Kelimebaz – 2” isimleriyle yayımlandı.

2009’dan itibaren Anadolu yer adlarına ilişkin geniş kapsamlı bir emek harcama başlattı. Çalışmanın ilk ürünleri 2010’da piyasaya çıkan “Adını Unutan Ülke: Türkiye’de Adı Değiştirilen Yerler Sözlüğü” adlı kitapta ve Index Anatolicus internet sayfasında yayımlandı.

Likya hakkında kitap yazma emek vermesi esnasında aklına düşen kaya mezarı inşa etme fikrini, yirmi yıl sonrasında, 2012 senesinde Şirince’de gerçekleştirmiş oldu.

Agos yazılarını da kapsayan otobiyografisi Aslanlı Yol, 2012 senesinde yayımlandı.

Şirince’de inşa etmiş olduğu taş binalar mühürlendikten sonrasında mührü sökerek inşaata devam eden Nişanyan iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. Daha ilkin onanan hapis cezaları da buna eklenince infaz süresi 11 yıl 5 aya çıktı. Söke Cezaevi’nde cezası infaz edilmeye başlandı. 2017’de sonrasında aktarılmış olduğu Foça Açık Cezaevi’nden firar ederek yurtdışına firar etti. Sığındığı Yunanistan’dan sığınma talebinde bulunmuş oldu.


Sevan Nişanyan Kitapları – Eserleri

  • Aslanlı Yol
  • Yanlış Cumhuriyet
  • Elifin Öküzü ya da Sürprizler Kitabı
  • Kelime Baz 1
  • Halim İle Selim
  • Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir?
  • Şirince Meydan Muharebelerinin Mufassal Tarihçesi
  • Sözlerin Soyağacı
  • Kelime Baz 2
  • Swami Dayananda Saraswati’nin Kuran Eleştirisi
  • Nişanyan Lügat Uygar Türkçenin Etimolojisi
  • 100 Güzel Kelime
  • Ağır Kitap
  • Ankara’nın Doğusundaki Türkiye
  • Türkiye Yer Adları Sözlüğü
  • Yanlış Cumhuriyet
  • Hayali Coğrafyalar
  • Cezaevi Yazıları
  • Karadeniz Black Sea
  • Din Savaşları
  • Adını Unutan Ülke
  • İyimser Zamanlar
  • Türkiye Kişi Adları Sözlüğü
  • Sürgün Yazıları


Sevan Nişanyan Alıntıları – Sözleri


  • “Hoca kıyafetli sahte alimlerin […] menfi istikamette atacakları bir hatve […] milletimin kalbine havale edilmiş zehirli bir hançerdir. Benim ve benimle aynı fikirde arkadaşlarımın yapacağı şey mutlaka ve mutlaka o adımı atanı tepelemektir. Farzı muhal eğer bunu temin edecek kanunlar olmasa, bunu temin edecek Meclis olmasa, öyle menfi adım atanlar karşısında herkes çekilse ve ben kendi başıma yalnız kalsam, yine tepeler ve yine öldürürüm.” (Yanlış Cumhuriyet)
  • Vefa mah.
    1665 Vefa
    • Fatih devri âlimlerinden “Şeyh Muslihüddin Ebülvefa”nın inşa ettirdiği camii ve hayrat sebebiyle. (Türkiye Yer Adları Sözlüğü)
  • “Bu yobazlık müslümanların kendilerine olan güvensizliklerinden geliyor. Aykırı bir fikre tahammül edemiyorlar. Zira hakiki olarak ne dini biliyorlar, ne de uyguluyorlar.” (Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir?)
  • Bazı şeyler kutsaldır, aman dikkat kırılır, adlarını anacaksan salavatla
    anmalısın tezine katılmıyorum. Kutsal bulunduğunu söyleyen SENSİN. Sana
    saygı duyarız bu sebeple insana saygı duyarız. İnsanların kendilerince haklı yada
    kuvvetli gerekçelerle dine bağlanmış olabileceğini anlarız, bu işe akıl, zekâ,
    duygu ve sevgi yatırdıklarını biliriz. Bazılarını severiz de. Ama onların
    putlarına, öteki putlara gösterdiğimizden daha çok niçin saygı göstermemiz
    icap ettiğini anlamakta güçlük çekeriz. (Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir?)
  • Balçık atmak istersen gericilik, övmek istersen muhafazakarlık. Yoksa nesne üç aşağı beş yukarı aynı şey. (Kelime Baz 1)
  • Derin bir yaratıcılığın eseri olan -sel/-sal eki yanılmıyorsam ilk olarak 1932 yada 33’te Fransızca universel sıfatına karşılık Çankaya’da buluş edilen evrensel sözcüğünde kullanılmış. … Ondan sonrasında Öztürkçecilere gün doğan, tecimsel, kamusal, ulusal, arsıulusal, tinsel, cinsel, siyasal, yazınsal, dirimsel, özdeksel, artık Allah ne verdiyse dayamışlar. (Kelime Baz 1)
  • İslamiyet’ten sonrasında Horasan ve Maveraünnehir’de Farsça-Arapça kırması konuşan fakat Arap kökenli kabul edilen Müslüman ahaliye çevre halkları ‘Taçik’ demişler. Erken Türkçede ve Moğolcada bol miktarda geçen, oldukça aşağılayıcı bir tabir. Modern Tacik halkının adı oradan geliyor. Ermenice taçik de oradan gelir, bizim Batı lehçesinde dacig olur, “Türk” anlama gelir, iyi bir manada değil.
    Anlamı iyi mi evrilmiş derseniz, al sana doktora tezi konusu derim. (Kelime Baz 1)
  • Bir gün rakı sofrasında dilimi tutamayıp Atatürk’ün Çanakkale Harbi’nde düşük rütbeli bir subay bulunduğunu, Türkiye’de aslolan Batılılaşma hamlesinin Cumhuriyet değil Tanzimat döneminde yapıldığı şeklinde zındıkça görüşleri savunduğum için mi tehlikeli bir vatan haini olduğuma kanaat getirdi? Bilemiyorum. (Şirince Meydan Muharebelerinin Mufassal Tarihçesi)
  • Ali [Nesin] ile aramızda biriken gerginlik açılış vesilesiyle kriz noktasına geldi. (…) Sert diyaloglar oldu.
    Tam o günlerde canım aslına bakarsanız başka bir şeyden dolayı sıkkın. Çektim Etiyopya’ya gittim, Allah’ın kaybetmiş olduğu bir dağ başlangıcında bin senelik bir manastır buldum, birkaç gün orada kalıp kendi kendimle hesaplaştım.
    Ali’yle üç dört ay küs kaldık. Ama geride tam 32 senelik arkadaşlık var. Hem yetmiş milyon içinde o denli kaliteli bir deliyi tekrar nereden bulacaksın? Barıştık doğal. (Şirince Meydan Muharebelerinin Mufassal Tarihçesi)
  • Haşa, varlığın anlamı üstüne kafa yoranları sarakaya almak aklıma gelmez; onlara muhabbetim vardır. Belki tam tersine, yeterince kafa yormayıp hazır şablonlara kaldıkları için onlara çıkışıyorum.
    Hayatı, ölümü varlığı yokluğu anlamlandırma amacıyla yola çıkıp, insanlığın çocukluk çağından kalma bazı hurafeleri yanıt zannedenlerdir bir ihtimal hedefim.
    Kıral çıplak demek ‘herşey anlam ifade etmeyen demek değil ki? ‘ Anlamsız şeylerle zaman yitirme, aklını başına al’ çağrısıda alabilir pekala. (Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir?)
  • Soluk gül rengi olarak kullandığımız “pembe” kelimesi, dilimize Farçadan geçmiştir. Pambe “pamuk” anlama gelir. (Nişanyan Lügat Uygar Türkçenin Etimolojisi)
  • “1924 muhalefeti, İttihatçı-Milliyetçi kadroların dışından bir karşıcılık değil, o hareketin içinde, rejimin Tek Adam diktatörlüğüne dönüşmesi ekseninde oluşan bir düşünce ayrılığının ürünüdür.” (Yanlış Cumhuriyet)
  • Ahiboz mah.
    Gorbeus/Gorbaios?
    [ AnD ]; 1928 Axıboz
    • Mithridates Savaşları bağlamında Cicero, Appianus ve Dio Cassius’un anmış olduğu Gorbeus, 334 yılına ilişik Itinerarium Burdigalense’de “Ankara – Aksaray” yolunda üçüncü menzil olarak gösterilir. Türkçede anlamı olmayan “Ahiboz/Ahıboz” adı muhtemelen *Xırboz > *Axırboz kanalıyla antik addan türemiştir. (Türkiye Yer Adları Sözlüğü)
  • Hocam çekil kenara… Bu denklem hakkında yıkım sonucu var! (Şirince Meydan Muharebelerinin Mufassal Tarihçesi)
  • Vatanımıza ne cüretle “hindi” derler diye hop oturup hop kalkanların esas dert etmesi ihtiyaç duyulan mevzu o değil. Vatanın adı İtalyanca, onu neydeceğiz? (Kelime Baz 1)
  • İman vicdanın zıddıdır. Vicdanın yükünü topyekün terketme denemesidir. Kime? Belki kitap isminde olan hazırlop öğretiler dizisine, ecdadın töresine, alip hazretlerinin çiğneyip tükürdüğü lokmaya, ”hoca efendi demiş ki” nin kolaylığına, ümmetin icmaına, kalabalığın irfanına… Yeryüzünde kötülüğün ve etik çürümenin ana deposu budur. (Halim İle Selim)
  • Bu ülkenin bir de kürt meselesi varmış efenim. Cumhuriyet Kürtlerin varlığını bile inkar izini sürmekteymiş. Eh, ‘dindarlık’ ortak
    paydası, ‘ümmet’ bilincinin sağlamış olduğu kardeşlik imkanı da devletin ‘vicdanları laikleştirme’ faaliyetleri ile epey örselendiğinden, aynı dine mensup olmanın birleştirici işlevi yara aldığından, ciddi maraza çıkmış, pek kötü olmuş, milliyetçilik karşı milliyetçiliği doğurmuş. (Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir?)
  • İnsanoğlu sonuçta toplumsal bir varlık; kendini grup aidiyetleriyle tanımlar. Etik davranışlarımızın tümü, aidiyetlerimizin ince ayarıyla ilgilidir. Siyasi tercihlerimizden saç modelimize, giysiden dil alışkanlıklarımıza, ev seçimimizden partner seçimimize kadar her an, her eylemimizde, beş dakika durup dinlenmeden, karmaşık bir aidiyetler ağı içinde kendimize pozisyon tanımlarız. “Modern olmak isterim fakat nineyi üzmeyelim.” “Bıyığım falancalara benzedi kenarını kırpayım.” “O kelimeyi keşke kullanmasaydım, kıro diyecekler.” Dini inancın da bunlardan değişik olması için bir niçin göremiyorum. İnsanlar dine inanır yada inanmazken ya da şu seviyede ve şu şerhlerle inanırken, aslen “Ben kimlerdenim?” sorusuna yanıt verirler. Çeşitli kimlik ve ilinti talepleri içinde son aşama kırılgan ayarlı bir pozisyon tuttururlar. (Halim İle Selim)
  • Din konusu daha da hassastır. İnsanın ve toplumun omurgasını oluşturan bu
    mevzuda da eleştiri hakkınız olabilir fakat insanların inançları ile alay
    edememeyi sıkıdüzen ile açıklamak absürd bir mantıktır. (Hocam, Allaha Peygambere Laf Etmek Caiz Midir?)
  • Harikulade: Dilimizde fazlaca değişik anlamda kullanılan (Oldukça güzel) harikulade, aslen “rutin bozan” demek. hārik(yırtan bozan), āde(alışkanlık) kelimelerinin birleşmesi ile oluşmuştur. (Nişanyan Lügat Uygar Türkçenin Etimolojisi)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş