Eğitim

İktidar Seçkinleri – C. Wright Mills Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İktidar Seçkinleri – C. Wright Mills Kitap özeti, konusu ve incelemesi

İktidar Seçkinleri kimin eseri? İktidar Seçkinleri kitabının yazarı kimdir? İktidar Seçkinleri konusu ve anafikri nedir? İktidar Seçkinleri kitabı ne konu alıyor? İktidar Seçkinleri PDF indirme linki var mı? İktidar Seçkinleri kitabının yazarı C. Wright Mills kimdir? İşte İktidar Seçkinleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: C. Wright Mills

Çevirmen: Ünsal Oskay

Yayın Evi: Bilgi Yayınevi

İSBN:

Sayfa Sayısı: 579


İktidar Seçkinleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İktidar seçkinleri adlı eseri hakkında; Bu eseri Wright Mills 1956’da kaleme almıştır. Amerikan toplumunun güç, iktidar seçkinleri analizi üstüne odaklanır. Nitekim Mills’a gore iktidar 19. yüzyılda bir orta derslik toplumu olan Amerika’da iktisat kendi başına, ufak, kendine gore bir denge içinde devam eden bağımsız üretim birimlerinden oluşurken, ekonomik güç bu oldukça sayıda ufak üretim birimi içinde parçalanmışken süreç içinde ekonomik, yönetimsel ve siyasal yönden birbirleriyle bağlantılı iki yada üç büyük firmanın egemenliği altına girmiş, ekonomik alanda alınacak en mühim kararlarda iktidar bu şirketlerin eline geçmiştir. Wright Mills, önceki seçkin kuramcıların aksine seçkin yönetimi kaçınılmaz yönetim biçimi olarak görmez, ek olarak seçkinlerin doğuştan seçkin bir karakterle dünyaya geldikleri benzer biçimde bir görüşe saygınlık etmez. Seçkinlerin arasından bazıları iddia edilen özelliklere sahipse bu doğuştan değil, haiz olunan ayrıcalıklı yaşam koşullarından kaynaklandığını belirtmiştir.

Mills, kuramının tarihin her süreci için geçerli olamayacağını söylemiş olmakla beraber; büyük seviyede 20.yüzyıla uygun olduğu düşüncesindedir (aslen Mosca ve Pareto’nun seçkin teorileri ile beraber düşünülürse, Mills’in tezi demokrasiye karşı sunulan görüşlerin antitezi, şu demek oluyor ki bir Neo-Elit kuramıdır). Mills’in iktidar yapısı çözümlemesi karamsardır; hanım ve erkeği, kaderleri elitin toplumsal eylemlerince belirlenen piyonlar olarak görme eğilimindedir.

Mills’e gore demokrasi, yurttaşlara söylenmekte olan bir yalandır ve işin aslı başkadır: Toplum, üçlü bir dikta (triviumverate) tarafınca, şu demek oluyor ki siyasal-endüstri-askeri seçkin tarafınca, üçlü bir etkileşimle (Capitol-Pentagon-Wall Street) yönetilmektedir. Bu etkileşim içindeki üçlü şema, bir “kenetli müdüriyet” (directorate) oluşturmuşlardır. Bu elitin (ana para-iktidar-ordu üçgeninin) özellikleri ise;

Karşılıklı değiştirilebilen roller ihtiva eder (Fabrika sahibi varlıklı bir işadamının, bir sonraki dönemde rahatça bakan olabilmesi benzer biçimde/Üçlü diktanın herhangi bir branşında dorukta olanlar, öteki branşa süratli ve kolayca geçebilirler).

Benzer toplumsal geçmişlere sahiptirler.

Hiçbir seçkin, tek başına güç olması imkansız.

Yoksulluk, durgunluk, ekonomik bunalım ve cenk kararları, iktidar eliti tarafınca verilir.

Gizlilik içinde çalışmalarının, temel prensipleridir (sadece bunu reddetmeleri, inkâr etmeleri).

Devasa yükseklikte bir prestije ve teknoloji benzer biçimde istediklerinin uygulanmasını sağlayacak araçlara sahiptirler.

Siyasal iktidar, hükümetin üst düzeylerinde yoğunlaşır.

Günümüzde hükümet ve ekonomik sermayeyi büyük hükümetten ayırmak imkânsızdır, askeri güç ise II. Dünya Savaşı’ndan bu yana yükseliştedir. O’na gore “Amerika’da bugün askeri yapı, politik yapının önemli bir parçasını oluşturmaktadır”, “askeri kapitalizm”dir: Zira siyasal elitin dikkat noktası ulusal konulardan uluslar arası mevzulara kaymıştır, bu da büyük askeri liderlere karar verme sürecinde daha çok söz hakkı tanımaktadır. Ekonomi ise; aynı anda hem cenk ekonomisini hem de hususi şirket ekonomisini yaşamaktadır.

Bu açıdan Mills, “Equilibrium” şu demek oluyor ki “Hükümetin, çekişen çıkarlarının dengelenmesiyle düzenlenen bir çeşit otomatik makine olduğu” şeklindeki denge tezine de karşı çıkar. Amerikan sahnesindeki yakın olayların tarihsel kargaşasına bakıldığında, Mills’in siyasal seçkin tartışmasının tümüyle isabetli bir kehanet bulunduğunu söylemek mümkündür. Tüm emareler, toplumda iktidar paylaşılmasına ve dağılımına değil; iktidarın tekelleşmesine, toplanmasına, merkezileşmesine gidildiğini göstermektedir.

Milovan Djilas’ın “Sosyalist Toplumda Yeni Sınıf ve Tabaka” adlı eseri ve C. Wright Mills’in “İktidar Seçkinleri”, birbirlerini toplumcu ve paracı düzende tamamlayan iki çalışmadır. Djilas’a gore, eski sistemin siyasetçi ve sosyalistleri, yeni sistemin kapitalistleri olmuşlardır.


İktidar Seçkinleri Alıntıları – Sözleri

  • Modern toplumda iktidar seçkinleri, kurumlarının yapısal koşullarına bağlı olmaları şöyleki dursun, dilediklerine değişik değişik roller icra edebilecekleri başka başka kurumlar bile kurabilmektedirler. Gerçekten, tüm iktidar vasıta ve olanakları ile bu tür kurumları ortadan kaldırmak; işler gerektirdiğinde yenilerini oluşturmak, netice başarıya ulaşmış olursa “büyük bir önderliğin” göstergesi; işler fena giderse de “despotluğun” bir göstergesi sayılmaktadır.
  • İnsanlar kendilerine, bir çok kere kendi içlerinde yaşattıkları umutları ideal edinirler.
  • Fakat hiçbir vakit bugünkü kadar her şey seçkinlerin iradesine bağlı olmamış, iktidar araçları ve olanakları hiçbir vakit, bugünkü kadar büyük olmamıştır.
  • Fakat öteki taraftan, günümüzde cenk, sulh, yoksulluk ve esenlik benzer biçimde problemler “yazgı” meselesi değil, denetlenmesi mümkün problemler olduğuna gore, temel iş bu denetlenemenin kimin eliyle yapılacağını saptamaktadır.
  • “Tarihten öğrenebileceğimiz tek şey, tarihten fazla bir şey öğrenmemizin olanaksızlığıdır.
  • Toplumda alınan kararlar sayısız denecek kadar çoksa ve bu kararların hepsi de mühim bir netice yaratmayacak kadar ufak çapta kararlarsa, tüm bu kararlar asla kimsenin öncesinden hedef almadığı bir halde birbiri üzerine gelip çakışmakta, böylece, yazgı durumunda bir tarih oluşturmaktadır.
  • Derslik toplumunda tüm dolarlar birbirinin eşitidir; zira her dolar ötekiler kadar dolardır.
  • İktidardaki seçkinler ( münvezi ) yöneticilere benzemezler.Danışmanlar, akıl hocaları, sözcüler ve halkla ilişkiler uzmanı benzer biçimde bir oldukça kimse bu tür insanların düşüncelerine ve kararlarına aracılık etmekte ve destek olmaktadırlar.
  • Günümüzde bilinmektedir ki, olayların seyri, şu yada bu özellikte bir Kaderden oldukça belirli bir ekip kararlara gore biçimlenmekte; bu kararlar ise insanoğlu tarafınca alınmaktadır.
  • Seçkinler kışı ve soğuğu İsviçre’den bilirler. O da dinlence yapmak için isteyerek gittiklerinde ne gördülerse o denli! Şubat ayında eğlenip dinlenmek için gittikleri cenup adaları da olmasa güneş altında ter dökmenin ne demek bulunduğunu unutacak durumdadırlar. Öyleki insanlardır ki bunlar, dünyaya efendiliğe gelmiş benzer biçimde, her diledikleri vakit her diledikleri yere gidebildikleri için, mevsimlere hükmedebilmekte; çeşitli yerlerde, çeşitli evleri olduğundan, çeşitli yerlerde uyuyup uyanabilmekte; pencerelerinden baktıklarında her sabahleyin değişik manzaralar görebilmektedirler.


İktidar Seçkinleri İncelemesi – Kişisel Yorumlar

başka herhangi bir kitap için kendimi bu kadar zorladığımı hatırlamıyorum!
iktidar seçkinleri yazın başından beri elimin altındaydı fakat imtihan emek harcamaları, kafa dağınıklığı derken çantamda taşınıp durdu.
sadece vazgeçmediğim ve bitirdiğim için mutluyum. bana oldukça şey kattığını düşünüyorum.
kitap 15 bölümden oluşuyor. bazı bölümleri okumak hakikaten oldukça zor. yeniden yeniden aynı sayfası okuduğunuz olabilir fakat bırakmamanızı tavsiye ederim. iktidar seçkinlerine (askeri, siyasal, ekonomik seçkinler) ilk bölümden itibaren adım adım gelinmiş açıklayıcı olarak aşama kaydediyor.
alıntıladığım oldukça fazla bölüm oldu onlara bakarak da dilini anlayıp düşünce edinebilirsiniz. hem amerikan toplumunu daha yakından öğrendim hem de kendi toplumumuzla bağdaştırdığım noktalar oldu (malesef). bu yüzden kendinizi yabancı hissetmiyorsunuz. farkındalığı arttıracağına inanıyorum. (Yagmur)

İktidar Seçkinleri: İktidar Seçkinleri, para, iyelik ve iktidar sahiplerinin izlerini sürüyor, dünyayı yöneten güç odaklarının ilişkilerini ortaya koyuyor. 
Mills, “Yoksulluk aslında bir kısırdöngü müdür?”, “Liberal demokrasiler rekabette sahiden eşit fırsatlar sunuyor mu?”, “Büyük zenginler anıldıkları gibi ‘girişimci’ midir?”, “Ekonomi ve politikaya dair konular hangi filtrelerden geçirilerek kamuoyuna sunuluyor?”, “Bir ülkenin yönetiminde toplumun her kesimi sahiden söz hakkına sahip midir?” sorularına cevap veriyor. 
Dünya üstünde söz sahibi olan iktidar-asker-para ilişkilerini derinlemesine inceliyor ve muhteşem bir çözümleme sunuyor
 
“Günümüzün sanayileşmiş toplumlarından biri olan Amerika’daki siyasal iktidar sorununu kendine odak alan bu eserde, günümüz toplumlarında siyasal, askeri ve ekonomik iktidar çevrelerinin birbirinden ayrı ve birbirine rakip güçlerin elinde değil, ‘şirketleşme çatısı altında yeniden düzenlenmiş bir üst sınıfın’ elinde olduğu ortaya konulmaktadır.” (Sapere Aude)

İktidar Seçkinleri; aslen dünyayı yöneten büyük aileler efsanesini sistemleştirip Amerikan toplumundaki seçkinler tabakasını konu alıyor. Üst çevrelerdeki iktidar seçkinlerinin ünlüler, zenginler, askerler, siyasetçiler üstünden tüm toplumu iyi mi yönettiklerini konu alıyor. Bunu yaparken kitle yazışma araçları ile idrak yönetimini iyi mi gerçekleştirdiklerini ve toplumunda bunu kabullendiğini konu alıyor. Orta ve Alt tabakanın asla o üst düzey yaşam standartlarına ulaşamayacağını, düzenin bu şekilde kurgulandığını konu alıyor. Tüm bu tarz şeyleri haiz oldukları para ve kâr hırsının doğurduğu acımasız “Üst Ahlaksızlık” diye adlandırdığı kurulmuş paracı sisteme bağlıyor. Kitap temel olarak bunlardan bahsetmekte, sadece 661 sayfalık kitap İçerisinde elbet bir oldukça mühim detay barındırmakta. Okumanızı tavsiye ederim. (Aykut Karabay)


İktidar Seçkinleri PDF indirme linki var mı?


C. Wright Mills – İktidar Seçkinleri kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de İktidar Seçkinleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı C. Wright Mills Kimdir?

ABD’de Texas’da hayata merhaba dedi. Babası siğorta komisyonculuğu yapıyordu. Annesi ise ev hanımıydı.Mills Texas ve Wisconsin Üniversitesinde eğitim ğördü. Daha sonrasında Maryland ve Columbia Üniversitesinde ders verdi. reformist ve karşılaştırmalı (mukayeseli) – tarihsel (1950’lerden sonrasında dışlanan) bir bakış açısına haiz, ABD’li muhalif sosyologtur. Çatışmacı bakışla, toplumsal seviye bağlantısını başarıyla kurabilmiştir. Oy kullanmamıştır. Pozitivizme karşı çıkarak, sosyolojiye daha hümanist bakmıştır.

Marx ve Weber’den oldukça etkilenmiş olup; “Yabancılaşma” terimini Marx’tan almıştır; düşünceleri ve görüş açısı, Coser ve Dahrendorf’un çatışmacı bakış açılarına da oldukça uygun düşmektedir.

“Güç” ve “İktidar” en mühim kavramlarındandır; sadece final formu olarak zora dayalı güçten oldukça, “Karar verme ve güç yapısı (power structure)” ile ilgilidir.

En mühim eserleri: The Power Elite (İktidar Seçkinleri), Listen, Yankee: The Revolution In Cuba (Dinle Yankee: Ve Castro’nun Tarihi Savunması), The Sociological Imagination (Toplumbilimsel Düşün), The Marxists (Marksistler)dir.


C. Wright Mills Kitapları – Eserleri

  • Sosyolojik Tahayyül
  • Toplumbilimsel Düşün
  • İktidar Seçkinleri
  • Dinle Yankee
  • The Power Elite
  • Marksistler
  • Irksal Sözleşme
  • Marksistler
  • Bilgi, Sosyoloji ve Bilgi Sosyolojisi Üstüne


C. Wright Mills Alıntıları – Sözleri

  • “Derinlik ile söz-ı güzaf arasındaki sınır çoğu zaman ince, hatta tehlikelidir.” (Sosyolojik Tahayyül)
  • Hem üniversite içinde hem de haricinde, öğretim merkezlerindeki insanoğlu yönetimsel makinelere hapsolmuş uzmanlar haline gelmektedir. (Sosyolojik Tahayyül)
  • Bizim çağımız huzursuzluk ve aldırışsızlık çağıdır ve bu durum hemen hemen üstünde akıl yürütmeye ve duyarlılık yapmaya müsaade edecek tarzda formüle edilmemiştir. Değerler ve tehditler temelinde tanımlanmış sıkıntılar yerine yalnızca bir şeylerin yolunda gitmediğine ilişkin bir tükenmişlik hissi yargı sürmektedir çoğunlukla. Tehdit edilen değerler de bu tarz şeyleri neyin tehlike arzettiği de saptanmamıştır; şu demek oluyor ki sosyalbilimsel problemler olarak formüle edilmiş olmaları şöyleki dursun karar aşamasına bile taşınmamışlardır. (Sosyolojik Tahayyül)
  • Taine, insanı daima toplumsal bir canlı ve toplumu da gruplar koleksiyonu olarak görmüştür. En ufak şeyleri sabırla inceleyip gözleyen, usanmak nedir bilmeyen bir saha araştırmacısı (field worker) olarak, bilhassa toplumsal olgular arasındaki ilişkileri algılamak ve anlamakta oldukça ya­rarlı bir niteliğe; bilgililiğe sahipti. Yaşadığı dönemle, aynı devrin daha sonraları en iyi tarihçilerinden biri sayılacak kadar ilgilenir; romancı olarak yazarken bir kuram kurucusu kadar düşünceler geliştirir; edebiyatın bir son zamanların, bir döne­min, bir toplumun en iyi belgesi olması gerektiğine ve ola­bileceğine inanırdı… İngiliz edebiyatı üstüne yazdıkları İngiliz edebiyatından oldukça, İngiliz toplumunun moral anlayı­şını, moral niteliklerini, İngiliz halkının pozitivizmini anlatır­dı. Her şeyden ilkin, toplumla ilgili mevzularda bir teorisyendi. (Toplumbilimsel Düşün)
  • Fakat öteki taraftan, günümüzde cenk, sulh, yoksulluk ve esenlik benzer biçimde problemler “yazgı” meselesi değil, denetlenmesi mümkün problemler olduğuna gore, temel iş bu denetlenemenin kimin eliyle yapılacağını saptamaktadır. (İktidar Seçkinleri)
  • Sana gore, «Küba, bir avuç komünistin dilediği benzer biçimde çekip çevirdikleri bir ülkedir. Oldukça yakında Rus roketlerine üs olacaktır. Küba devrimcüeri göz açıp kapayıncaya kadar binlerce masumun kanma girmişlerdir ve bu cankınmı hâlâ sürüp gitmektedir. Küba’­da demokrasi ve özgürlükten yaratı kalmamıştır, devrimciler hususi mülkiyeti ayaklar altına almışlardır…»
    İşte senin gözündeki Küba!
    Hakkımızda istediğin benzer biçimde düşünebilirsin doğal… Bu senin bileceğin iş. Doğru yada yanlış, düşündüğün şeylerin senin için oldukça mühim olduğu şüphesiz…
    Ne var ki, bizim de kendimize gore düşüncelerimiz, inançlarımız, endişelerimiz var. İşin doğrusu, kafana
    taktığın bu düşüncelerle günün birinde, «Kendilerine dünyanın yardımını yaptım, teşekkür edeceklerine kalktılar, bana cephe aldılar. Üzerine üstlük bir de
    komünizmi ta burnumun altına kadar getirdiler. Atık şu belanın hakkından gelsem mi?» diyerek ölçüyü kaçırmandan bayağı bayağı kaygı duyuyoruz. Kafandan bunların geçtiğini bildiğimiz için de sana bu mektupları yazıyoruz. (Dinle Yankee)
  • Toplumda alınan kararlar sayısız denecek kadar çoksa ve bu kararların hepsi de mühim bir netice yaratmayacak kadar ufak çapta kararlarsa, tüm bu kararlar asla kimsenin öncesinden hedef almadığı bir halde birbiri üzerine gelip çakışmakta, böylece, yazgı durumunda bir tarih oluşturmaktadır. (İktidar Seçkinleri)
  • “Heybetli teoriciler, üst düzey genellemelerden tarihsel ve yapısal bağlamları ilgilendiren somut problemlere asla inmez. Sahici problemlere dönük ciddi bir anlayıştan yoksun olmaları, yazılarında belirgin bir gerçekdışılığa neden olur. Bunun sonucunda ortaya çıkan temel kalite, kavramsal ayrımların hazzı görünen bir halde ve bitimsizce çoğaltılmasıdır ki bu da ne anlayışımızı zenginleştirmekte ne de tecrübelerimizi daha anlaşılır kılmaktadır.” (Sosyolojik Tahayyül)
  • Çoklarına gore gününüz için ehemmiyet taşıyan problemler, ufak yaşlarındaki çocuklarin çalıştırılmaları değil, özgür dönemin fena kullanılmasıdır. Biroldukça hususi ya da kamusal görünümlü problemler “psikiyatrik” problemler olarak nitelendirilmekte; çağdaş toplumun en mühim sorunları bile, böyle- ce, gözlerden saklanmak istenmektedir. (Toplumbilimsel Düşün)
  • Evlilikte adam olsun, hanım olsun birçok insan kişisel sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Ama her 1000 evlilikten 250’si, evliliğin ilk dört yılı içinde boşanmayla sonuçlanıyorsa, ortada, aile ve evlilik kurumlarıyla, hatta bu tarz şeyleri oluşturan temeldeki öteki toplumsal kurumlarla ilgili yapısal bir mesele var anlama gelir. (Toplumbilimsel Düşün)
  • Bazı erdemleri o denli geneldir ki ne anlama geldiğini bile anlayamayız. (Sosyolojik Tahayyül)
  • “yüreğimin derinliklerinde koyu ve kör olasıca bir anarşistim.” (Sosyolojik Tahayyül)
  • Öğret­men olarak hiçbir şeyi desteklememesi gerekir, kendi tercihini ortaya koymadan ilkin, sorunla ilgili tüm moral seçenekleri tüm açıklığı ile ortaya koyması; kendi tercihini belirttiği her seferinde bunu da yapmaktan ka­çınmaması gerekir. Bu anlayışla, bu üslupla yazmak ise, oldukça can sıkan ve kuru olmaktadır. Ders vermekte ger­ çekten başarıya ulaşmış olan kimselerin yayınlarının pek başarıya ulaşmış olmayışının bir sebebi de budur. (Toplumbilimsel Düşün)
  • Asıl önemlisi, “bilim” bugün pek çokları için yaratıcı bir ethos ya da belirli bir yetiştirme biçiminin ürünü olmaktan çıkmıştır. Bilimi, bir elhos ya da yetişme biçimi ürünü olarak anlamış olmayan teknisyenlerin işlettiği ve ekonomik ve askeri çevrelerce denetlenen bir makinalaşmış bilim görünümüne indirgenmiştir.
    Beri taraftan, bilimi savunuyorum diye konuşan birçok felsefeci de, bir çok kez, “bilimcilikten” başka bir şey yapmış olmamakta; savundukları türden bilimle insan yaşamının özdeş şeyler olduğunu söylemekte ve çeşitli yaşam sorunlarının ancak kendi anladıkları “bilimcilik” şekilleri ile çözülebileceğini ileri sürmektedir. Tüm bunlar ise, bir oldukça düşünürün “bilim”i bir çeşit Mehdi, ya da en azından çağdaş uygarlığın en güç anlaşılır öğelerinden biri sanmasına yol açmaktadır. (Toplumbilimsel Düşün)
  • Ne var ki, gazetelerinizin hepsi, bizim için kaos ve yıkım kehanetinde bulunmağa devam ediyorlar. Ama kim ne derse desin, işte bu noktaya geldik Yankee! Karayipler Denizi’nde bir kaya benzer biçimde sağlamız.
    Devrimimiz aşama kaydediyor, gelişiyor. Hiç değilse Ingiliz gazetelerini oku… Onlar Küba mevzusunda sizinkilerden oldukça daha dürüst davrandılar. (Dinle Yankee)
  • Fizik bilimlere karşı duyulan saygının, eski günler den beri sürdüğü doğrudur; fakat günümüzde hızla gelişen teknolojinin yarattığı ethos ve fizik bilimlere birlikte rol alan mühendislik düşüncesi ümit verici ve gelişmeci olmaktan oldukça, güvensizlik ve ürküntü yaratıcı bir kalite kazanmış bulunmaktadır. Elbette ki, fizik bilimlerde meydana gelen bu gelişme lerin pozitif yönde yanları da vardır, fakat negatif yanlarının istenemeyecek denli ehemmiyet kazanmakta olmasından korkulmaktadır. (Toplumbilimsel Düşün)
  • ” ‘Devletler’ {hiç de} Emerson’un inanılmış olduğu benzer biçimde mecburi olarak ‘insanoğlunun etik kimliğinde temellenmez.’ Bu şekilde bir şeye inanmak, devletlerin ortaya çıkış nedenlerini onların meşrulaştırmalarıyla karıştırmak olurdu. Bir toplumdaki insanların haiz olduğu etik kimlikler, ekseriyetle kurumları yönetenlerin kendi sembollerini başarıyla tekelleştirmesi ya da zorla benimsetmesi olgusuna dayanmaktadır.” (Sosyolojik Tahayyül)
  • Bir toplumdaki insanların haiz olduğu etik kimlikler, ekseriyetle kurumları yönetenlerin kendi sembollerini başarıyla tekelleştirmesi yada zorla benimsetmesi olgusuna dayanmaktadır. (Sosyolojik Tahayyül)
  • “Tarihten öğrenebileceğimiz tek şey, tarihten fazla bir şey öğrenmemizin olanaksızlığıdır. (İktidar Seçkinleri)
  • İktidardaki seçkinler ( münvezi ) yöneticilere benzemezler.Danışmanlar, akıl hocaları, sözcüler ve halkla ilişkiler uzmanı benzer biçimde bir oldukça kimse bu tür insanların düşüncelerine ve kararlarına aracılık etmekte ve destek olmaktadırlar. (İktidar Seçkinleri)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş