Eğitim

Kerbela – Adnan Demircan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kerbela – Adnan Demircan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kerbela kimin eseri? Kerbela kitabının yazarı kimdir? Kerbela konusu ve anafikri nedir? Kerbela kitabı ne konu alıyor? Kerbela PDF indirme linki var mı? Kerbela kitabının yazarı Adnan Demircan kimdir? İşte Kerbela kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Adnan Demircan

Yayın Evi: Beyan Yayınları

İSBN: 9789754735710

Sayfa Sayısı: 160


Kerbela Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hz. Peygamber’in (s) sevgili torunu Hz. Hüseyin, İslâm kültüründe mühim bir yere haizdir. Aile efradından ve taraftarlarından minik bir grup insanla beraber 10 Muharrem 61’de (10 Ekim 680) Kûfe civarlarındaki Kerbelâ’da öldürülmesinin tesirleri günümüze kadar devam etmiştir. Bu vaka, tüm Müslümanlarca şiddetli bir halde kınanmış, Şiî ve Alevi kültüründe canlı bir halde yaşatılmış ve vukuundan günümüze kadar bir siyasî savaşım aracı olarak kullanılmıştır.

Kerbelâ vakasının, bugüne dek değişik düzeylerde ve bir çok süre duygusal bir yaklaşımla ele alınmış olması, tüm dünyadaki Müslümanlar içinde çatışmalara ve ayrılıklara vesile olmaktadır. Günümüzde bu olayın daha soğukkanlı bir halde değerlendirilmesine gerekseme olduğu muhakkaktır.


Kerbela Alıntıları – Sözleri

  • Ne Hz. Hüseyin’e duyulan aşk, ne de Yezid’e duyulan kin, kâmil insanoğlunun yetiştirilmesine olanak vermemektedir. Hz. Hüseyin’in kişiliği, yakarma yaşamı ve ahlakî değerleri hayatında yaşatmasına ilişkin bir örneklikten oldukca, onun Kerbelâ’daki mazlumiyeti ve mağduriyeti üstünden oluşturulan bir kimlikten söz etmek mümkündür.
  • Tarihin din olarak algılanmaya başladığı yerde bilimin mihmandarlığından, sıhhatli bir anlama ve algılamadan söz etmek mümkün değildir.
  • Sinân b. Enes, Hz. Hüseyin’i öldürdükten sonrasında Ömer b. Sa’d’ın çadırına giderek bir şiir okudu:
    “Altın ve gümüş yükle bineklerime!
    Öldürdüm örtülü meliki…
    Öldürdüm anne ve babası en hayırlı olanı…
    Neseplerini söylerse nesep bakımından en hayırlısını!”
    Allah’ım affet, hesap ağır…
  • Kerbelâ’ya indiklerinde Hz. Hüseyin, “Burasının adı nedir?” diye sordu. “Kerbelâ” dediler. “Keder ve belâdır.” dedi.
  • Ağlamak değil, düşünmek gerekir. Ama birilerini göklere, birilerini yerin altına batırarak düşünmek mümkün değildir. Bu şekilde sadece duygular bilenebilir.
  • Hz. Hüseyin’in onlar tarafınca çağrı edildiğini hatırlatması üstüne Kûfelilerin susarak kendisine yanıt vermedikleri anlatılır.
  • Ali Şeriati,Kerbela’nın anlam erozyonuna uğraması hususunda safevileri suçlamaktadır.”Safevilerin hedefi,yalnızca halkın taasuplarını ve bilinçsiz duygularını harekete geçirmek,minik bir ameli için,hatta bir yakarma için,yapıcı,öğretici bir iz ve mantıklı bir çıkarım ve netice arayan İslam’ın değil Hırıstiyanlığın üslubunca dini karnavallar ve zamanı trajediler düzenlemekti.
  • Kerbelâ’ya indiklerinde Hz. Hüseyin, “Burasının adı nedir?” diye sordu. “Kerbelâ” dediler. “Keder ve belâdır” dedi.


Kerbela İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Kerbala’ya indiklerinde Hz. Hüseyin,
“Burasının adı nedir?” Diye sordu.
“Kerbela” dediler. “Keder ve belâdır. ” Dedi.
Beni derinden etkileyen bir kitap. Cennet gençlerinin efendisi, hz Hüseyin ve hz. Hasan efendimizin derinden etkileyen bizlere oldukca şey öğreten hayatlarından imtihanlar. (Mona Roza)

Kerbela Hakkında: Kerbela Hakkında
Yazar, eserin yazılma gerekçesini şu şekilde açıklamaktadır: “Hz. Peygamberimizin (s.a.v.) sevgili torunu Hz. Hüseyin (r.a.), İslâm kültüründe önemli bir yere sahiptir. Özellikle Kerbelâ’da bir avuç kadar adamı ve akrabasıyla karşı karşıya kaldığı son, onu günümüze kadar yaşayan bir kahraman haline getirmiştir. Şüphesiz geçmişe baktığımızda farklı Hüseyinlerle karşılaşıyoruz. Bu Hüseyin kimliklerinin inşasında birçok etken birbirine karışmıştır. Tarihin din olarak algılanmaya başladığı yerde bilimin mihmandarlığından, sağlıklı bir anlama ve algılamadan söz etmek mümkün değildir. Günümüzde Hz. Hüseyin (r.a.) hakkında üretilen algılar, kendilerini dayatmaktadır. Buna rağmen bilim insanlarının bildikleri “doğruları” anlatmanın haricinde bir tutuma girmeleri, hiçbir süre hakikate hizmet etmez.
Hz. Hüseyin’i bir insan olarak idrak etmek, onun da arzu ve isteklerinin bulunduğunu dikkate alarak; arzuları, beklentileri, hedefleri ve zaaflarıyla tarihî Hüseyin’i anlatmak, maruz kalmış olduğu sonu isabetli bir halde idrak etmek için gereklidir. Mucizelerle, hurafe ve sloganlarla anlatılan muhayyel bir Hüseyin’in varlığı bizlere ne anlatabilir ki?
Biz bu çalışmamızla, Kerbelâ’yı anlamaya çalışan okuyucuyu, soğukkanlı ve bilimsel bir değerlendirme hayata geçirmeye çağrı ediyoruz, kitabın yazılma amacı da budur.”
Kitaptan Bazı Başlıklar
*İdeoloji, Efsane ve Hakikat Arasına Sıkışmış Kerbelâ
*Tarihin Mecrasını Değiştiren Bir Katliam: Kerbelâ
*Ehl-i Sünnet’e Bakılırsa Kerbelâ
*İbn Teymiyye’ye Bakılırsa Yezîd ve Kerbelâ
*Şiîlere ve Alevîlere Bakılırsa Kerbelâ
*Ümmetin Çetin İmtihanı: Kerbelâ’yı Nasıl Okumalı?
Kerbelâ’ya ilişik daha birçok bilgiyi ideolojik saplantılardan uzak, yansız/nesnel bir gözle bu kitabından öğreneceksiniz.
Kerbela (Keder ve Bela)
Adnan Demircan
Türkçe · Beyan Yayınları · 2014 · 160 sayfa
Ağrı Okuma Grubu (Ağrı Kültürel Okuma)

Kerbela… Ne desem tamamlanmamış kalır. Kimi suçlasam bilemedim…Nerden baksam bir yerlerden tamamlanmamış birşeyler fırladı.Açıkçası karışık olan kafamı birazcık daha karıştırdı.En iyisi siz de okuyun öyleki karar verin. (Hicret Uruğ)


Kerbela PDF indirme linki var mı?


Adnan Demircan – Kerbela kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Kerbela PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Adnan Demircan Kimdir?

1964 senesinde Mardin’in Ömerli ilçesinde hayata merhaba dedi. İlk ve Ortaokulu Ömerli’de, Liseyi Mardin Tarım Meslek Lisesi’nde okudu. 1987’de Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı yıl Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İslâm Tarihi ve Uygarlığı Bilim Dalında Yüksek Lisansa başladı. 1989 senesinde Yüksek Lisansı, 1994 senesinde aynı Enstitüde Doktorayı tamamladı.

Ocak 1992’de Harran Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’ne İslâm Tarihi Araştırma Görevlisi, 1994 senesinde Yardımcı Doçent olarak atandı; Ekim 1996’da Doçent, Şubat 2003’te Profesör oldu.

Bir süre Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. 1994 yılından 2011 yılının ortalarına kadar İslam Tarihi ve Sanatları Bölüm Başkanlığı görevini yürüttü.

Çalışmalarını İslâm Tarihinin ilk dönem siyasî zamanı, bilhassa de muhalif gruplar üstüne yoğunlaştıran Demircan’ın yayımlanmış birçok kitabı ve makalesi bulunmaktadır.


Adnan Demircan Kitapları – Eserleri

  • İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e
  • Raşid Halifeler
  • Ali-Muaviye Kavgası
  • Emeviler
  • Hz. Peygamber’in (Sas) Ahlakı
  • Siyer
  • Gadir-i Hum Olayı
  • Kerbela
  • Cahiliye Arapları
  • Fitne
  • Cahiliyeden İslam’a Kadın ve Aile
  • Siyer Konusunda Bilinmesi Gereken 88 Soru
  • Nebevi Direniş Hicret
  • Hz.Ali Periyodu ve Ehl-i Beyt
  • Tarih ve Tarihçi
  • Hz. Peygamber’in Ahlakı
  • Allah Elçisi’nin (s) Ailesi
  • Tarihin Akışını Değiştiren Son Peygamber
  • Siyeri Nebiden 40 Hikmet
  • Dört Halife Üç Cinayet
  • Tematik İslam Tarihi
  • Bedevi
  • Kızların Gömülerek Öldürülmesi ve Oldukça Kadınla Evlilik
  • Modern İslami Hareketler ve Sertlik Sorunu
  • Bir Bilim Olarak Siyer ve Kaynakları
  • Türkiye’nin İlahiyat Sorunu
  • İslam Tarihi-1
  • İslam Tarihi’nin İlk Döneminde Önderler ve İhtilafları
  • İslam Tarihi’nin İlk Döneminde Arap – Mevali İlişkisi
  • Kabile Topluluklarından Akide Toplumuna
  • Tarihin ve Dinin İstismarı
  • Allah’ın Elçisi ve Mesajı
  • Modern Emek harcamalar ve Oryantalistlerin Siyer’e Yaklaşımı
  • Haricilerin Siyasi Faaliyetleri
  • Hz.Peygamber (sas)’in Beşeri Münasebetleri Temel Hak ve Hürriyetler
  • O’nun Ahlakı Kur’an’dı
  • Birlikte Yaşama Tecrübesi
  • Eğitimci ve Tebliğci Hz Peygamber (sas)
  • İktidar Mücadelesi
  • Hz. Peygamber’in (s.a.s) Doğduğu Çevre ve Toplum
  • Münafık
  • Yeni Bir Toplum İnşası
  • Kürtler
  • Hz. Peygamber’in (s.a.s) Ailesi ve Aile Hayatı
  • Çeşitli Yönleriyle Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Hayatı
  • Haricilerin Siyasi Faaliyetleri
  • Münafıklar
  • Müslümanların Uzun Yürüyüşü
  • Bir Eğitim Sevdalısı – Nuri Gökalp Kitabı
  • Hz. Ömer
  • Hz. Peygamber Döneminde Münafıklar
  • Hz.Peygamber Döneminde Müşriklerle İlişkiler
  • Hz. Peygamber’in (Sas) Kişiliği ve Bazı Özellikleri
  • Kur’an’ın Geliş Ortamında İnanç ve İbadetler
  • Önder Peygamber ve Yeni Bir Devletin Kuruluşu
  • Urfa-Mardin Hattı
  • İslam Tarihi Literatürü
  • Din Siyaset İlişkisi Haricilik Mezhebinin Doğuşu Bağlamında
  • Çeşitli Yönleriyle Son Elçi (s.a.s)’in Hayatı
  • İtaat ile İsyan Arasında Dört Alim
  • İslam Medeniyeti
  • Peygamberimin Arkadaşları


Adnan Demircan Alıntıları – Sözleri

  • “Yiyecek maddelerinin pahalı olduğu yerlerde yaşam ucuzdur.”
    Durant, Will (1981), Medeniyetin Temelleri, Çev.: Nejat Muallimoğlu, İstanbul 1978, s. 105. (Kızların Gömülerek Öldürülmesi ve Oldukça Kadınla Evlilik)
  • Geçmişi karalamak, bir meşruiyet aracı olarak kullanıldığı için yeni iktidarların eliyle ya da onlara yaranmak amacıyla geçmiş hakkında negatif kanaatler ileri sürmek, sık rastlanan bir durumdur. (Tarih ve Tarihçi)
  • Bazen sıhhat nedeni öne sürülerek de çocuklar öldürülürdü. Sparta’da bir bebek doğunca, baba onu muayene için ailenin yaşlılarına götürürdü. Bebek, sıhhatli ise yetiştirilmek suretiyle babasına bırakılır; sıhhatli değilse derin bir su çukuruna atılarak öldürülürdü. Fenikeliler ise her şeyin ilkini isteyen tanrılara ilk çocuklarını kurban ederlerdi. (Kızların Gömülerek Öldürülmesi ve Oldukça Kadınla Evlilik)
  • Mekkeliler ve müttefikleri kendilerini Ehl-i Hums, Harem dışından gelenleri ise Ehl-i Hil olarak isimlendiriyordu. Ehl-i Hums olan kişiler giysileriyle tavaf yapabilirken, Ehl-i Hil olanlar ya daha ilkin giymedikleri bir kıyafetle tavaf yapmış olup o elbiseyi bir taşın altına bırakıyorlar, ya da Ehl-i Hums’tan birisinden ödünç bir elbise alıyorlardı. Bu imkânları bulamayanlar ise çıplak tavaf yapıyorlardı. İslâm, insan onuruna aykırı ve ayrımcı olan bu uygulamayı da kaldırmıştır. (Siyer Konusunda Bilinmesi Gereken 88 Soru)
  • Insan ister tanık olsun, ister olmasın bir vaka hakkında konuşmaya başladığında o olayın anlatımını öznelleştirmiş olur. Bundan kaçınmak mümkün değildir. (Siyer)
  • Hz. Hasan’ın vefatından sonrasında süregelen Yezid’e biat süreci beş-altı yıl sürdü. (Emeviler)
  • Tarihin din olarak algılanmaya başladığı yerde bilimin mihmandarlığından, sıhhatli bir anlama ve algılamadan söz etmek mümkün değildir. (Kerbela)
  • Cahiliye Araplarının tuttukları bir oruç da sükût orucudur. Adadıkları süresince asla konuşmazlar ve bunu yakarma sayarlardı. İslam döneminde bu şekilde bir ibadete yer verilmemiştir. (Cahiliye Arapları)
  • Filozof Bradley: “Dindar bir kimse eğer davranışlarında ahlaklı değilse ya sahtekardır, ya da bâtıl bir dine inanmaktadır. Ahlaksız dindar olmaz, dindarlık mahiyeti itibariyle dindarca yani ahlaklı olarak yaşamayı gerektirir.” (Hz. Peygamber’in Ahlakı)
  • Haddı zatında sabır denilince yalnız eziyet ve hakaretlere sabır anlaşılmamalıdır.
    “Taata devamda sabır, nasihatten sakınmada sabır, zıt düşüncedekilerin her türlü hile ve tuzaklarına sabır, zorluklara karşı sabır, batılın yayılmasına sabır, hakka yardım edenlerin azlığına sabır, eziyetli yolların uzunluğuna sabır, nefsin istekleri, tama ve heveslerine, za’fına, noksanlığına, aceleciliğine çabucak usanmasına sabır, sabır, sabır. Tüm bunlardan sonrasında neticeye ulaşınca nefsi tevazu ve şükür dairesinde tutabilmede sabır… (Hz. Peygamber’in Ahlakı)
  • Hz. Peygamber’in (sav) yaşamını doğru öğrenmek, tanrısal mesajın daha iyi anlaşılmasına katkı elde edecektir. İlahi ileti ise insanlığı, içine düşmüş olduğu sorunlardan kurtaracak yegâne yoldur. (Tarihin Akışını Değiştiren Son Peygamber)
  • İslâm dünyası Batı’ya teslim olmuştur; sadece Batı’nın, Müslümanlardan duyduğu korku devam etmektedir. Zira Batı, Müslümanlarda görmediği potansiyelin İslâm uygarlığında bulunduğunu hâlâ görebilmektedir. (Modern İslami Hareketler ve Sertlik Sorunu)
  • Cihat Allah kelamının insanlara ulaştırılmasında önündeki engellerin kaldırılması faaliyetidir.
    Hz. Peygamber kişisel çıkar için insanlara saldırmayı, onları öldürüp mallarına el koymayı caiz görmemiştir. O, sadece Allah’ın rizasının gözetildiği savaşların meşru bulunduğunu ifade etmiştir. Onun bu bakış açısıyla cihat Allah rızası için gerçekleştirilmesi ihtiyaç duyulan bir ibadettir ve tek yöntemi harp değildir. (Siyer Konusunda Bilinmesi Gereken 88 Soru)
  • Rahmet Peygamberi, çevresindeki her insanın hidayete ulaşması ve kurtuluşa ermesi için çağrı görevinde o denli ısrarlı ve tutkulu bir emek harcama yürütmüştür ki neticede bu yüzden “Neredeyse inanmıyorlar diye kendini parçalayacaksın!” diye birkaç kere Allah’ın itabına/azarına uğramıştır. (Hz. Peygamber’in (Sas) Ahlakı)
  • Ali Şeriati,Kerbela’nın anlam erozyonuna uğraması hususunda safevileri suçlamaktadır.”Safevilerin hedefi,yalnızca halkın taasuplarını ve bilinçsiz duygularını harekete geçirmek,minik bir ameli için,hatta bir yakarma için,yapıcı,öğretici bir iz ve mantıklı bir çıkarım ve netice arayan İslam’ın değil Hırıstiyanlığın üslubunca dini karnavallar ve zamanı trajediler düzenlemekti. (Kerbela)
  • Müslümanlar, pozisyonlarını imanın beslediği akılla değil, körü körüne bağlanılmış bir duygusallıkla almaktadırlar. Daha doğrusu Müslümanların mühim bir çoğunluğu, olup bitenlerden haberdar değillerdir. Tam bir akıl tutulması yaşanmaktadır. (Modern İslami Hareketler ve Sertlik Sorunu)
  • “Fâtıma, Cennet ehli kadınlarının hanımefendisidir. ” Buhârî (Allah Elçisi’nin (s) Ailesi)
  • İnsan kurbanı ve çeşitli sebeplerle çocuk öldürme adeti, Araplara mahsus olmayıp, öteki bazı cemiyet ve topluluklarda da bulunuyordu. (Kızların Gömülerek Öldürülmesi ve Oldukça Kadınla Evlilik)
  • …Şu sebeple Abbasiler döneminde artık kadının tamamen ev hayatına mahkûm olduğu bir anlayışın dinin gereği olarak topluma egemen bulunduğunu görüyoruz. (Bedevi)
  • Şiilere gore Gadir Hum denilen yerde Hz. Muhammed şu şekilde seslendi: “Ben kimin mevlasıysam Ali’de onun mevlasıdır. Allah’ım ona dost olana dost, düşman olana düşman ol. Ona yardım edene yardım et, onu yardımsız bırakanı yardımsız bırak!” (Gadir-i Hum Olayı)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş