Eğitim

Kesekli Tarla – Figen Şakacı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kesekli Tarla – Figen Şakacı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kesekli Tarla kimin eseri? Kesekli Tarla kitabının yazarı kimdir? Kesekli Tarla konusu ve anafikri nedir? Kesekli Tarla kitabı ne konu alıyor? Kesekli Tarla PDF indirme linki var mı? Kesekli Tarla kitabının yazarı Figen Şakacı kimdir? İşte Kesekli Tarla kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Figen Şakacı

Editör: Duygu Çayırcıoğlu

Tasarımcı: Suat Aysu

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9789750529252

Sayfa Sayısı: 163


Kesekli Tarla Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Derinlerde bir yerde koca bir kaya vardı da, abilerim ablalarım şuna bir el atıverelim demek için çıkıyordum dışarı. Tesellisi, telafisi imkânsız bir arayıştı bu. Ne yapsam ne etsem bir milim bile yerinden oynatamadan o kayayı, aklımı oynatma noktasına gelmiştim sonunda. Ana-kız kendimizi kapattığımız bu evde bir canlı cenaze, bir ağır yaralı olarak yaşamayı maharet saymanın saçmalığına bir son vermek gerekiyordu artık.

Nohut oda bakla sofa evlerde birbirlerine tahammül etmek zorunda kalan ana-babalar ve evlatlar. Kuşak farkları. Hayalleriyle yaşamlarının arasından derin yarıklar geçen talihsizler. Sevdikleri adamları iki sabun bi lif yıkayıveren huysuz ve tatlı hanımefendiler. Bir yazgı şeklinde yaşadıkları yalnızlıklarından çıkış yolları arayan garipler. Başkalarının yaşamını yaşayan kalbi kırıklar…

Figen Şakacı, Kesekli Tarla ’da, köksüzlüğü, aidiyetsizliği, iletişimsizliği, hızla akıp giden zamanı, nefreti ve aşkı aynı potada eriten marazi ilişkileri, kendi ücralarında bir parça mutluluk arayan insanların öykülerini mizahla örülü hünerli kaleminden konu alıyor. “Tarla mı kesekli yoksa biz mi yürümeyi bilemedik?”


Kesekli Tarla Alıntıları – Sözleri

  • Keyifli biri değildim, asla olmadım.
  • Bıraktım her şeyi kendi bilmiş olduğu iç alemine.
  • Gülten Akın şiirlerinde uzaklara dalar, Didem Madak’la Ah’lanırdı.
  • Teşekkür ederim beni bu ödüle layık gördüğünüz için… Yine de sizi hiçbir vakit affetmeyeceğim beni bunca vakit görmediğiniz için.
  • “Teşekkür ederim beni bu ödüle layık gördüğünüz için… Yine de sizi hiçbir vakit affetmeyeceğim beni bunca vakit görmediğiniz için.”
  • Mutfaktaki minik masanın muşambasını kirden morarmış bir bezle silip, sofrayı hazırlarken, yaşlılığa özgü yavaşlıkla geldi Cabbar Bey. Her zamanki yerine somurtarak oturdu. Adem, babasının yüzüne bakmadan çayını koydu, ekmeğin üstünde peynirleri ezdi, önüne sürdü. Tüm sabahların birbirine benzemesine sebep olan bu suskunluğu kesecek bir bıçak arandı, bulamadı. (Aralık adlı öyküden)
  • Sevgide bir kol boyu mesafe isterdi; yapış yapış, öpüş-kokuş cilveleri vıcık bulurdu.
  • İncelediği yerden kopan tek şey inceliğin kendisi.
  • Gönül düşmüş olduğu yere şöyleki bir uzaktan bakar, süzer de öyleki bırakır kendini.
  • Vedanın da çocukluk şeklinde asla bitmediğini anladım.
  • Bir babanın susması, o sessizliğin evin her yerine yüksek gerilim hattı olarak çekilmesi demekti.
  • Hiç mi güzel bir günüm olmamıştı, yüreğimin hop etmiş olduğu bir gençlik aşkı, kabıma sığmaz hallenmelerimden bir kare, hafızamda kendine bir raflık bile yer bulamamış mıydı?
  • Yaşamak zevkli bişey değildi benim için, vakit kaybıydı daha oldukça.
  • Olmadı, yapamadım.
  • İllaki bir vaat var mıydı aşkın içinde?


Kesekli Tarla İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Öykü okumayı bir çok kişinin aksine oldukça severim. Okuyacağım kitapların içinde öykü kitabı kalmamışsa ilk fırsatta edinirim.
“Kesekli Tarla” yazarla tanışma kitabım oldu. Genel olarak öyküleri sevdim fakat bir çok öykünün ritminin fazla yavaş olması, bir çok öykünün iç ses tarafınca anlatılması okuma hızımı düşürse de gene de iyi bir okuma oldu kitap.
** Kapak tasarımına bayıldım. (Şule Uğurlu)

https://kelebekokur.blogspot.com/2021/02/1.html?m=1
“Tarla mı kesekli yoksa biz mi yürümeyi bilemedik?”
Hikaye kitaplarına karşı bazıları şeklinde benim de uzaklığım vardı. Bir vesileyle okumuş olduğum bu kitap ile öykü kitaplarına olan uzaklığım adeta iç içe geçiş, kendinden bir parça buluş haline geldi.
(…) Bu hikayeler; benim, sensin, biziz. Yol ister yokuş ister çukur ister çökük olsun, içimizdeki bu güç devamlılık sağlamış olduğu sürece yürüyeceğiz. Tarla ne kadar kesekli olursa olsun, yürüyeceğiz.
Teşekkürler Figen Şakacı! (Nesrin Bayraktar)

Günümüz öykü yazarlarını okumayı seviyorum. Topluma bir de yaşayan başka bir ferdin bakış açısıyla bakabilmedin önemini daha iyi anlamış oluyorum.
“Kesekli Tarla” adım atması zahmetli yolların, yaşanması zahmetli hayatların öyküleri. Kendin olamama, başkasının yaşamını yaşama, bağlandığın yegâne amaç ortadan kalkınca içine yuvarlandığını çukur, nesil çatışması vs. derken öyküler akıp gidiyor. (Zeynep Karabali)


Kesekli Tarla PDF indirme linki var mı?


Figen Şakacı – Kesekli Tarla kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Kesekli Tarla PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Figen Şakacı Kimdir?

1971 İstanbul doğumlu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. 1989 senesinde gazeteciliğe başladı, çeşitli gazete ve dergilerde muhabirlik, köşe yazarlığı yapmış oldu. İş Bankası Kültür Yayınları’ndan Her Doğum Bir Mucizedir ve Mizah Zekânın Zekatıdır adlı iki dere söyleşi kitabı yayımlandı. Trio olarak tasarladığı roman serisinin ilk kitabı Bitirgen 2011’de Everest Yayınları’ndan çıktı.


Figen Şakacı Kitapları – Eserleri

  • Pala Hayriye
  • Bitirgen
  • Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı?
  • Her Doğum Bir Mucizedir
  • Kesekli Tarla
  • Topuklu Terlik Süt Yapar


Figen Şakacı Alıntıları – Sözleri

  • Ne vakit ki her şeyden korkmaya başladım, büyüdüğümü anladım. (Pala Hayriye)
  • Ne savaşıydı bu, bunca ölüm, bunca ölü ne içindi? (Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı?)
  • Devrana atıp tutacağına, derdini sev. (Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı?)
  • Türker elindeki faraşı ve süpürgeyi kenara koydu ve parmakları ile tek tek sayarak anlatmaya başladı.: “Dedim ya ben Bi muhbirim, ya ben Bi ajanım, ya da ben bu vakada yoktum.Tabi.” Bu cevabın peşinden kendisine aşık olacak olan Füsun Türkere üniversite de kaçıncı yılı bulunduğunu sordu. Türker oturmuş olduğu yerde kafasını hızla birkaç kez sağa sola çevirdi ve “Yedi” diye bağırdıktan sonrasında kahkaha atmaya başladı. “Yedi…. Hahaahhaahhahahah” (Bitirgen)
  • Yan yana asla mi dondurmamışız zamanı, bu kadar mı teğetmişiz birbirimize, bu kadar mı eminmişiz asla ayrılmayacağımızdan… (Bitirgen)
  • Kitabın her sayfası kırmızı kalemle işaretlenmişti, bana birazcık ters geldi. Kitabı bu şekilde çizmek fena bir şey değil mi diye sormuş oldum. Hayır, mühim olan her sözün altını çizmek lazım dedi; unutmamak içinmiş. (Bitirgen)
  • Aşka benzer bir arkadaşlıktı onlarınki. Aldanmadan ayıklanmış, kendini unutmayı güzellemekten vazgeçmiş bir aşk… Birinin yokluğu ötekini elden ayaktan keser, hayatla bağını çıt diye koparmaya yeterdi. (Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı?)
  • Ben seni anne, ben seni hep bilmeden, hep şaşırarak, hep ta şuramda taşıyarak, hep fakat hep kendimden gizleyerek sevmiştim… (Bitirgen)
  • “Çekiç sesleriyle kitap tozları içinde kaldın mı kızım Hayriye. Oradan çıkış yokmuş, doğduğun yer kaderinmiş, kabul et!” (Pala Hayriye)
  • Teşekkür ederim beni bu ödüle layık gördüğünüz için… Yine de sizi hiçbir vakit affetmeyeceğim beni bunca vakit görmediğiniz için. (Kesekli Tarla)
  • Hasret çekmek, bir hayalin yerini durmadan değişiklik yapmak demek. Özlemek daha başka, onda tüm dünyayı aynı anda kucaklamak isteği şeklinde imkânsız bir şey var… Birinde asla kavuşamayacağını bilmenin sancısı, diğerinde yutkundukça fark ettiğin bir yumru… (Pala Hayriye)
  • Hayriye Hanım’ın her sorusu çilingir misali kapıları zorlar eninde sonunda açmayı başarır, başka başka odalara çıkarırdı insanı. (Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı?)
  • Babama Bitirgen ne demek diye sormuş oldum; meğer minik ve şeker şeklinde tatlı kayısıymış. Ben de minik ve şeker olduğum için onun Bitirgeniymişim. Ne güzel değil mi? (Bitirgen)
  • Zaten ne vakit yemekte kavga çıkmadı ki, ben asla kavgasız bir akşam yemeği hatırlamıyorum, kahvaltı da. Öğlen esasen hepimiz bir yerde, kısaca anlayacağın yiyecek yerine birbirimizi yiyoruz fakat bir türlü doymuyoruz. (Bitirgen)
  • Olmadı, yapamadım. (Kesekli Tarla)
  • Vedanın da çocukluk şeklinde asla bitmediğini anladım. (Kesekli Tarla)
  • “Asla affetmeyeceklerimin listesini yaptım. Bu listeyi her an yanımda taşıyacağım şundan dolayı kimi zaman ben kızdığım insanları unutuyorum, oysa insan hiçbir vakit hiçbir şeyi unutmamalı…” (Bitirgen)
  • Sevgide bir kol boyu mesafe isterdi; yapış yapış, öpüş-kokuş cilveleri vıcık bulurdu. (Kesekli Tarla)
  • Düşünürken sallanmayı niye seviyorum ben Rüya diye sormuştu bir keresinde. Bu sallanan koltukların, çocukluktan kalma bir hatıraya hizmet ettiğini ben mi uyduruyorum yoksa birileri benim yerime çoktan akıl etmiş olabilir mi ? (Hayriye Hanım’ı Kim Çaldı?)
  • Bu kez son demek, bir gençlik atasözü, bir ne oldum deliliğiymiş. Üşümenin de bir yordamı, yorgunluğu bulunduğunu şimdi anladım. (Bitirgen)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş