Eğitim

Manevi Taciz – Marie France Hirigoyen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Manevi Taciz – Marie France Hirigoyen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Manevi Taciz kimin eseri? Manevi Taciz kitabının yazarı kimdir? Manevi Taciz konusu ve anafikri nedir? Manevi Taciz kitabı ne konu alıyor? Manevi Taciz PDF indirme linki var mı? Manevi Taciz kitabının yazarı Marie France Hirigoyen kimdir? İşte Manevi Taciz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Marie France Hirigoyen

Çevirmen: Heval Bucak

Yayın Evi: İletişim Yayıncılık

İSBN: 9789750517129

Sayfa Sayısı: 240


Manevi Taciz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bir insana zarar vermenin tek yolu fizyolojik şiddetten geçmez. Bazen sözler, davranışlar, hatta bir bakış bile muhatabı için yıkıcı olabilir. Manevi rahatsızlık, bedensel bir hücum içermeksizin, bugün karşılaştığımız en yaygın sertlik türlerinden biri.

Sevgililer içinde, aile içinde, işyerinde, toplumsal hayatta… Bedensel sertlik benzer biçimde somut neticeleri olmadığı için kurbanların bir çok uğramış olduğu şiddetin bilincinde olmadan, yaşadıkları stresin ve depresyonun temelinde bu tür bir gizli saklı şiddetin yattığını bilmeden, kendilerini intihara dahi sürükleyebilen bu kurnaz saldırıyla karşı karşıya kalıyorlar.Sayıları milyonlarla ölçülen kurbanları yakalandıkları bu sarmaldan kurtarmak mümkün mü? Psikolojik bir katliam olarak görülebilecek bu sertliği engellemenin ve etkilerini sağaltmanın yolu var mı?

Psikiyatr Marie-France Hirigoyen, klinik bir bakışla içsel tacizin gündelik tezahürlerini ele alıyor, bunların maskesini düşürüyor ve mağdurlarına çözüm yolları öneriyor. Akıcı ve canlı üslubuyla, bu toplumsal meseleye ilgisiz kalmak istemeyen her insana yol gösteriyor.


Manevi Taciz Alıntıları – Sözleri

  • Çocuklukta sindirilemeyen her şey, erişkin yaşlarda devamlı depreşir.
  • Bu mektuplar her defasında Éliane’ın kendini sorgulamasına niçin olmaktadır: “Ne yaptım?” Kendinde hata bulacak hiçbir şey yapmadığını düşünse bile, kendisinin dikkat etmediği, fakat Pierre’in yanlış anlamış olabileceği bir şey olup olmadığını araştırır. İlk zamanlar kendini haklı çıkartır, fakat sonrasında, o kendini haklı çıkardıkça o denli suçlu yerine konduğunun farkına varır.
  • Travmanın çoğu zaman unutulan başka bir sonucu, kişilik parçalanması olarak da adlandırabileceğimiz dissosiyatif bozukluktur. Bu kavram DSM-4’te, şuur, bellek, kimlik yada çevre algısı benzer biçimde normalde bütünsel işlevlerin bozulması olarak tanımlanmaktadır.
  • Çocuklar maruz kaldıkları fena muamelelerden yakınmazlar; aksine, devamlı olarak, kendilerini dışlayan ebeveyn tarafınca olanaksız bir kabulün ardında koşarlar. Çocuklar, kendi haklarındaki fena izlenimleri içselleştirerek (ben bir hiçim!) başlarına gelenleri hak ettiklerini düşünürler.
  • Hayattaki kimi karşılaşmalar yüreklendiricidir , en iyi yönlerimizi ortaya koymaya teşvik eder bizi. Kimileri ise bizi içten içe kemirir ve sonunda canımıza okur. Bir insan, içsel rahatsızlık süreci sonunda karşısındakini yıkmayı başarabilir. Hatta bu gözü dönmüşlüğün gerçek bir ruhsal cinayetle neticelenmesi bile mümkündür. Hepimiz şu ya da bu düzeyde sapkın saldırılara , eşler arası ilişkide, ailelerde , işyerlerinde, veyahut politik ve toplumsal yaşamda şahit olmuşuzdur. Buna rağmen toplumumuz bu dolaylı sertlik biçimini görmezden gelir. Hoşgörü bahanesiyle tamamımız işbirlikçi oluruz.
  • Ebeveynlerden birinin devamlı çekiştirilmesi karşısında, çocuklar çareyi kendi köşelerine çekilmekte bulurlar. Böylece çocuklar, bireyselleşme ya da kendine özgü düşünceye haiz olma olanaklarını tüm tüm yitirirler.
    Bu çocuklar, sonrasında, çözümü kendi içlerinde bulamazlarsa, çektikleri acıların bir kısmını başka yerde tekrardan üreteceklerdir. Nefretin ve yıkıcılığın yer değiştirmesidir bu. Saldırgan, kendi marazi durumunu engelleyemez. Kin, nefret edilen eski eşten ufaklıklara yönelir ve bu kez onlar yok edilmesi ihtiyaç duyulan hedefler olur.
  • Fakat bunlar gene de sapkın saldırganlıklardır. Bu saldırılar , bir yada birkaç kişinin belirli birine , kelimenin tam anlamıyla “günah keçisi” belledikleri birine yönelik aşikar ya da gizli saklı düşmanca tavırlardan oluşan bilinçdışı ruhsal yıkım sürecinden doğar. Görünüşte zararsız sözlerle, imalarla, telkinlerle yada söylenmeyen şeylerle , çevrenin hiçbir müdahalesi olmadan bir insanoğlunun ruhsal dengesini bozmak , hatta onu yıkmak mümkündür.
  • Travmatik bir durum karşısında, insan kendini korkuya, acıya yada güçsüzlüğe karşı korur. Fakat buradaki travma normalde algılanabilenden fazlaca daha garip olduğundan, kişinin ruhsal yapısı çareyi bunu deformasyona uğramış etmekte yada bilincinden kovalamakta bulur. Dissasiyasyon, vakaları dayanılır ve dayanılmaz olarak ikiye böler, dayanılmaz olanlar bütünüyle unutulmaktadır. Böylece yaşanmış deneyimler hafızada ayıklanarak, bir rahatlama ve kısmi bir müdafa oluşturulur. Dissasiyasyon olgusu kurbanın üstündeki baskıyı arttırır ve ek bir güçlük haline gelir.
  • Nefret edilen insanı görmek saldırganda soğuk bir hiddet yaratırken , işkencecisini görmek de kurbanda korku yaratır . Bu, koşullandırılmış bir hücum yada müdafa refleksidir. Korku kurbanda patolojik davranışlara neden olur ve karşılığında , saldırganlığa mazeret oluşturur. Kurban , genel anlamda alev ateş ve muğlak hareket etmektedir.
  • Sapkınlığın adını koymamak daha ciddi bir şeydir, şundan dolayı böylece kurban, aciz , saldırıya uğramış ve tekrardan saldırıya uğraması insafa kalmış bir halde bırakılmış olur.


Manevi Taciz İncelemesi – Kişisel Yorumlar

“Taşı delen suyun gücü değil, devamlılığıdır.” sözünü, kitabı okurken kendimce değişiklik yapmak istedim;
“İnsanı yıkan sapkının gücü değil, devamlılığıdır.”
Peki niçin bu şekilde bir şeye gereksinim duydum?
Benzer mevzularda bir fazlaca kitap okumuştum. Bu kitaplarda çoğu zaman ağır travmatik vakalardan bahsediliyordu. Ancak bu kitapta, günlük hayatta maruz kaldığımız rahat latife, el hareketi ya da bakışların özünde nelerin yattığını keşfeder benzer biçimde oldum. İş yerinde, okulda, ailede, dost çevresinde ya da duygusal ilişkimizde… Günlük hayatta her daim karşımıza çıkan olayların bizi ne hale getirebileceğini, kitabı okurken yaşıyor benzer biçimde oldum. Bilhassa dış görünüşünü hali hazırda beğenmeyen kimselerin, çevrelerinden almış olduğu dönütlerin de bu eksende bulunduğunu düşündüğümüzde insanoğlunun içi acıyor.
Incestuel diye bir kavram var, bu kavram evlatların direkt enseste maruz kalmadığı fakat o havayı hissettiği durumlar için kullanılıyor. Manevi tacizin kitapta anlatılan kısmı de buna fazlaca yakın diyebilirim. Belki direkt bir tacize maruz kalmıyoruz sadece öyleki anlamış olur oluyor ki tacize maruz kalmanın fazlaca daha ötesinde bir hisse kapılıyoruz. Işte kitap, tüm bu anları iyi mi yorumlamamız icap ettiğini, bu anların müsebbibi olan sapkınlarla iyi mi bir yazışma içinde olmamız icap ettiğini ve tüm bunlara maruz kalmaya başladığımız andan itibaren neler yapmamız icap ettiğini yer yer örnek vakalar üstünden yer yer alıntılardan yer yer ise kendi yorum ve sezilerinden yola çıkarak gösteren yazarın alın terine ve tecrübesine sıhhat diyor ve ilgilisine tavsiye ediyorum. (yy)

Psikolojik Taciz (Mobbing) hakkında yazdığım yazı sonucu Sayın Hocam’ın önerilmiş olduğu kitap. Bilhassa günümüzde işyerinde karşılaştığımız mobbing’e maruz kalanları ve maruz bırakanları bilinçlendirmek için okunması ihtiyaç duyulan bir kitap (Burçak Yazıcı)

Neden bizlere zarar verdiğini bile bile bazı ilişkileri sürdürürüz?
Bazı insanların hayatımızı zindana çevirmesine niçin göz yumarız?
Benzer soruların yanıtını net bir halde açıklayan bir kitap. Her birimiz hayatımızın belli dönemlerinde kitapta sapkın diye vasıflandırılan insanlarla karşılaşmışızdır. Kitap bu sapkın kişinin kurbanını somut bir kanıt bırakmadan iyi mi hırpaladığını, karşısındaki kişiyi bir fert değil de sömüreceği bir eşya olarak görmesini, aslolan kurban karşısındaki iken kendini iyi mi kurban benzer biçimde gösterdiğini sebepleriyle beraber açıklıyor.
Geçmişte yada şu andaki ilişkilerimizde bir türlü anlamlandıramadığımız kimi davranışlara açıklık getiren bir kitap. Yazar, uç noktalarda ender karşılaşılan durumları değil de gündelik ilişkilerde karşılaştığımız sapkın davranışları yalın ve açıklayıcı bir üslupla bizlere sunuyor. Başından sonuna zevkle kimi süre hayretle okudum. Tavsiye edeceğim kitaplar içinde ilk sıralarda yerini aldı bile. (Karga)


Manevi Taciz PDF indirme linki var mı?


Marie France Hirigoyen – Manevi Taciz kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Manevi Taciz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Marie France Hirigoyen Kimdir?

1949 Fransa doğumlu. Aile psikiyatrı ve psikanalisti. Hem Fransa’da hem ABD’de kriminolojinin bir dalı olan kurbanbilimi üstüne almış olduğu eğitim yardımıyla içsel rahatsızlık mevzusuyla ilgilenmeye başladı. İşyerinde stres ve mobbing mevzularında uzmanlaştı. Bu mevzularda yazdığı kitaplar birçok dile çevrildi ve bilhassa ülkesi Fransa’da devasa yükseklikte satış rakamlarına ulaştı. Eserleri: Malaise au travail. Harcèlement moral: démêler le vrai du faux (Éditions La Découverte & Syros et édition de poche Pocket, 2001), Femmes sous emprise – Les ressorts de la violence dans le couple (Éditions Oh, 2005), Les nouvelles solitudes (Éditions La Découverte, 2007), Abus de Faiblesse et autres manipulations (Éditions Jean-Claude Lattès, 2012), Le Harcèlement moral au travail (PUF, 2014).


Marie France Hirigoyen Kitapları – Eserleri

  • Manevi Taciz
  • Narsisistler İktidarda


Marie France Hirigoyen Alıntıları – Sözleri

  • ….narsisizmin kökenini dört ayaklı bir tabureye benzetirler. Ayaklardan biri narsisizmin gelişimsel kökenidir, bu herkesim başkalarına aldırmadankendi yerini kapmayı öğrendiği, her şeye müsaade eden bir eğitime bağlıdır. İkinci ayak anında kavuşulan şöhret kültürüdür, üçüncü ayak web ve toplumsal ağlar, sonuncusu ise tüm rüyaların gerçek olabileceğine inandıran tüketim ve kolay paradır. (Narsisistler İktidarda)
  • Tüketime ve ekrana odaklanmış bir görüntü ve informasyon toplumunda, fert sadece ötekinin bakışıyla ve ötekinin bakışı altında var oluyor. (Narsisistler İktidarda)
  • Bir tüketim toplumunda “sahip olmak”, “olmak”ın üstünde yer alır; böylece reklamlar evlatları öykünmek mekanizmalarına sürükleyerek başkasına benzemek için onunla aynı nesnelere haiz olma isteği aşılar. (Narsisistler İktidarda)
  • Narsisizm sadece fert ötekini, kendi büyüttüğü görüntüsünü yansıtacak bir aynaya indirgeyecek derecede benliğini merkeze oturttuğu süre patolojik hale gelir. (Narsisistler İktidarda)
  • Hayattaki kimi karşılaşmalar yüreklendiricidir , en iyi yönlerimizi ortaya koymaya teşvik eder bizi. Kimileri ise bizi içten içe kemirir ve sonunda canımıza okur. Bir insan, içsel rahatsızlık süreci sonunda karşısındakini yıkmayı başarabilir. Hatta bu gözü dönmüşlüğün gerçek bir ruhsal cinayetle neticelenmesi bile mümkündür. Hepimiz şu ya da bu düzeyde sapkın saldırılara , eşler arası ilişkide, ailelerde , işyerlerinde, veyahut politik ve toplumsal yaşamda şahit olmuşuzdur. Buna rağmen toplumumuz bu dolaylı sertlik biçimini görmezden gelir. Hoşgörü bahanesiyle tamamımız işbirlikçi oluruz. (Manevi Taciz)
  • Çocuklar maruz kaldıkları fena muamelelerden yakınmazlar; aksine, devamlı olarak, kendilerini dışlayan ebeveyn tarafınca olanaksız bir kabulün ardında koşarlar. Çocuklar, kendi haklarındaki fena izlenimleri içselleştirerek (ben bir hiçim!) başlarına gelenleri hak ettiklerini düşünürler. (Manevi Taciz)
  • Çocuklukta sindirilemeyen her şey, erişkin yaşlarda devamlı depreşir. (Manevi Taciz)
  • Gerçekten de kendimiz ile ilgili imajımız ötekinin bizimle ilgili düşündüklerinden etkilenir ve bir çok süre ötekinin oynamamızı istediği görevi benimseriz. (Narsisistler İktidarda)
  • Özne için utancın kökeni,kendi güçsüzlüğüyle yüzleşmesidir. (Narsisistler İktidarda)
  • Nefret edilen insanı görmek saldırganda soğuk bir hiddet yaratırken , işkencecisini görmek de kurbanda korku yaratır . Bu, koşullandırılmış bir hücum yada müdafa refleksidir. Korku kurbanda patolojik davranışlara neden olur ve karşılığında , saldırganlığa mazeret oluşturur. Kurban , genel anlamda alev ateş ve muğlak hareket etmektedir. (Manevi Taciz)
  • Günümüzde hiçbir şey fazla devam etmiyor,dayanmıyordu. (Narsisistler İktidarda)
  • Patolojik bir narsist, hoşa gitme kaygısıyla devamlı tol oynamaya çalışır. Kendisi için bir “sahte benlik”, kısaca kendini kabul ettirmeye ve sevdirmeye yönelik duygu ve davranışlardan oluşan bir görüntü inşa eder. (Narsisistler İktidarda)
  • Bu mektuplar her defasında Éliane’ın kendini sorgulamasına niçin olmaktadır: “Ne yaptım?” Kendinde hata bulacak hiçbir şey yapmadığını düşünse bile, kendisinin dikkat etmediği, fakat Pierre’in yanlış anlamış olabileceği bir şey olup olmadığını araştırır. İlk zamanlar kendini haklı çıkartır, fakat sonrasında, o kendini haklı çıkardıkça o denli suçlu yerine konduğunun farkına varır. (Manevi Taciz)
  • Günümüz çağı görünür olmayı dayatır fakat insanoğlu kendilerini o denli merkeze almıştır ki, bir tek kendileriyle ve benzerleriyle karşılaşırlar. Sosyal ağlar ve kişiselleştirilmiş arama motorları ötekinin, değişik düşünenin elendiği bir dünya yaratmıştır. (Narsisistler İktidarda)
  • Fakat bunlar gene de sapkın saldırganlıklardır. Bu saldırılar , bir yada birkaç kişinin belirli birine , kelimenin tam anlamıyla “günah keçisi” belledikleri birine yönelik aşikar ya da gizli saklı düşmanca tavırlardan oluşan bilinçdışı ruhsal yıkım sürecinden doğar. Görünüşte zararsız sözlerle, imalarla, telkinlerle yada söylenmeyen şeylerle , çevrenin hiçbir müdahalesi olmadan bir insanoğlunun ruhsal dengesini bozmak , hatta onu yıkmak mümkündür. (Manevi Taciz)
  • Ebeveynlerden birinin devamlı çekiştirilmesi karşısında, çocuklar çareyi kendi köşelerine çekilmekte bulurlar. Böylece çocuklar, bireyselleşme ya da kendine özgü düşünceye haiz olma olanaklarını tüm tüm yitirirler.
    Bu çocuklar, sonrasında, çözümü kendi içlerinde bulamazlarsa, çektikleri acıların bir kısmını başka yerde tekrardan üreteceklerdir. Nefretin ve yıkıcılığın yer değiştirmesidir bu. Saldırgan, kendi marazi durumunu engelleyemez. Kin, nefret edilen eski eşten ufaklıklara yönelir ve bu kez onlar yok edilmesi ihtiyaç duyulan hedefler olur. (Manevi Taciz)
  • Travmanın çoğu zaman unutulan başka bir sonucu, kişilik parçalanması olarak da adlandırabileceğimiz dissosiyatif bozukluktur. Bu kavram DSM-4’te, şuur, bellek, kimlik yada çevre algısı benzer biçimde normalde bütünsel işlevlerin bozulması olarak tanımlanmaktadır. (Manevi Taciz)
  • Sapkınlığın adını koymamak daha ciddi bir şeydir, şundan dolayı böylece kurban, aciz , saldırıya uğramış ve tekrardan saldırıya uğraması insafa kalmış bir halde bırakılmış olur. (Manevi Taciz)
  • Travmatik bir durum karşısında, insan kendini korkuya, acıya yada güçsüzlüğe karşı korur. Fakat buradaki travma normalde algılanabilenden fazlaca daha garip olduğundan, kişinin ruhsal yapısı çareyi bunu deformasyona uğramış etmekte yada bilincinden kovalamakta bulur. Dissasiyasyon, vakaları dayanılır ve dayanılmaz olarak ikiye böler, dayanılmaz olanlar bütünüyle unutulmaktadır. Böylece yaşanmış deneyimler hafızada ayıklanarak, bir rahatlama ve kısmi bir müdafa oluşturulur. Dissasiyasyon olgusu kurbanın üstündeki baskıyı arttırır ve ek bir güçlük haline gelir. (Manevi Taciz)
  • “Büyük adamlar kazanmak için aldatmaya değil, kaybetmeye utanç derler.”
    Machiavelli (Narsisistler İktidarda)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş