Eğitim

Şeytan Gölü – George Sand Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şeytan Gölü – George Sand Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Şeytan Gölü kimin eseri? Şeytan Gölü kitabının yazarı kimdir? Şeytan Gölü konusu ve anafikri nedir? Şeytan Gölü kitabı ne konu alıyor? Şeytan Gölü PDF indirme linki var mı? Şeytan Gölü kitabının yazarı George Sand kimdir? İşte Şeytan Gölü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: George Sand

Editör: Esra Damla İpekçi

Yayın Evi: Kapra Yayıncılık

İSBN: 9786257419468

Sayfa Sayısı: 126


Şeytan Gölü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

On dokuzuncu yüzyıl Fransa’sının en meşhur hanım yazarı George Sand’ın kendi fırtınalı hayatıyla karşıtlık oluşturan dingin pastoral romanlarından en ünlüsü Şeytan Gölü, ufak bir köyde geçen naif aşk hikâyesini konu alıyor. Kayınpederinin isteğiyle kendisine yeni bir eş aramak için başka bir köye gitmeye kabul eden dul Gremaine, aynı bölgede çobanlık halletmeye başlamış olacak genç Marie’yi de yanına alır. Lakin ormanda kayboldukları ve lanetli olduğu iddia edilen Şeytan Gölü’nün kıyısında geçirdikleri birkaç saat, ikisinin de tüm planlarının mahvolmasına neden olur.


Şeytan Gölü Alıntıları – Sözleri

  • Bu sevgiye dayanabilmek için üç dört yüreğim bulunsun arzu ederdim..
  • Yeryüzündeki tüm servetler, ürünler, meyveler, otlayan hayvanlar azınlığın malı; çoğunluğunsa bitkinlik ve kölelik araçlarıdır.
  • Ayrıca onun ruhundaki yalınlığı, sizin ruhlarınızdaki düzmece ışıklara yeğlerim.
  • Onu aradığımızda bulamayız da, beklemediğimiz vakit kendisi ayağımıza gelir.
  • Mutlu insan, işini bilen, çalışan, özgürlüğünü; zekasını kullanarak kabul eden, duygu ve mantığıyla yaşayan, kendi yapıtını anlayan, Tanrı’nın yapıtını sevme olanağı kabul eden insandır.
  • Alnının teriyle,
    Zavallı yaşamını kazanacaktın,
    Uzun bir emek harcama ve didinmeden sonrasında,
    İşte ölüm seni bekliyor.
  • …Ne var ki sizin acımanız üzüntülerimi gideremez…
  • Anneciğim, bembeyaz ve buz gibiydi. Cennette ısınsın diye, teyzem, her akşam, bana yakarış ettirdi. Acaba cennette midir şimdi?
  • İnsan kalbi hiçbir vakit derinliğine girilememiş ve girilemeyecek olan bir ıstıraplar uçurumudur.
  • #şeytanlıgöl #georgesand
    ️Hayır, bizi ölüm değil, yaşam ilgilendiriyor. Biz mezarın ötesindeki yokluğa da, zorlama bir özveriyle elde edilmiş esenliğe de inanmıyoruz. Verimli olmasını dilediğimiz içindir ki, yaşamın mutlu olmasını istiyoruz. Zenginin ölümüne yoksulun sevinmemesi için, Lazar gübrelikten kurtulmalı. Kimilerinin mutluluğunun kabahat sayılmaması ve Tanrının ilencine uğramaması için, hepimiz mutlu olmalıdır. Çifçi buğdayını ekerken, yaşam denen yapıt için çalıştığını bilmeli; çevresinde ölümün dolaşmasına sevinmemeli. Sonunda ölüm, ne gönencin cezası, ne de acının avuntusu olmalı. Tanrı ölümü, yaşamı cezalandırmak için de, ödüllendirmek için de, vermiş değildir. Şu sebeple ona nazaran yaşam kutsaldır, işte bunun için mezarın, mutlu olması istenmeyen insanların gönderileceği bir sığınak olması gerektir.
    Zamanımızın kimi sanatçıları, çevrelerine ciddi bir gözle bakarak üzüntüyü, yoksulluğun kötülüğünü, Lazar’ın gübreliğini betimlemeye çalışıyorlar. Bunlar, sanat ve felsefenin mevzuları olabilir, fakat, yoksulluğu öylesine çirkin, aşagılık, kimi vakit da fena ve canicesine betimlemekle amaçlarına ulaşmış oluyorlar mı? Ve bunun tesiri, umdukları benzer biçimde yararlı mıdır? Bu mevzuda bir yargıya varamayız. “Ölülerin Dansı” yapıtının yaratıldığı dönemde, fena yürekli zengine, acık duran mezarında onu iğrenç kollarıyla kavramaya hazır ölümün gösterilmesi benzer biçimde.
    .


Şeytan Gölü İncelemesi – Kişisel Yorumlar

İyi yürekli ve sadık ziraatçi Germain: İsmiyle alakası olmayan bir kitap. Fransada ufak bir köyde geçen tane ve geleneklerine bağlı köylülerden eşini kaybeden Germain ve ufak Marie nin anaçlığı ile çocuk sevgisinin mevzu edilmiş olduğu sanki bir düğün töreni benzer biçimde bir öykü. Güzeldi. Ben beğendim (Kenan ÖZ)

Kitabın adı ile içinde ne olduğu tamamen uyumsuz: Asıl adı Aurore Dupin olan Fransız yazar George Sand’den okuduğum ilk kitaptı. Bu şekilde yanıltıcı ise tekrar okuyacağım sanmam 🙂
İlk kez kitap başlığıyla içinde ne olduğunun bu denli uyuşmadığı bir yaratı okudum. Lanetli Göl’ü korku-gerilim kitabı olarak aldım fakat bu türde tam bir hüsran çıktı. Yazar iyi mi bu şekilde bir başlık bulma benzer biçimde bir gaflete tutulmuş fazlaca garip hakkaten.
Lanetli Göl, isminden tamamen bağımsız bir hikayeyi odağına almış. Dul ve üç çocuklu Germain, varlıklı bir başka dul ile evlenme niyetiyle tanışmaya Fourche’a gitmeye karar veriyor. O sırada çiftliklerinde yaşayan yoksul bir kız olan Marie’yi de emek harcaması için gideceği yerin yakınına götürmesi istenir. Ve birlikte yola koyulurlar. Oğlu da onlara katılır. Bu yolculukta Marie’ye sevgi duymaya başlar ve aralarındaki yaş farkına karşın evlenirler.
Evet kitabın konusu tam olarak bu şekilde! Lanetli Göl’den ise bir tek bir sayfa falan yarım ağızla bahsediliyor. Yolculuk esnasında Germain, evleneceği hanımla tanışmaya gider ve döndüğünde Marie ile oğlunun kaybolduğunu görür. Onları aramaya gider ve bir gece durakladıkları Lanetli Göl’ün çevresinde yaşlı bir hanıma rastlar. Kadın bu gölün şeytanın gölü bulunduğunu söyler, bir çocuğun da boğulduğunu ekler. Ayrıca gölün çevresinde dolaşanlar, yön duygularını kaybediyorlarmış. Bu kadar. Göl ile ilgili öğrenebildiğimiz tek şey bu. Ne karakterlere bir tesiri oldu, ne de gerilim vardı. Oldukça yalın idi. Alakasız ve saçmaydı. Lanetli göl adı tam bir fiyasko bence. Keşke yazar adı de değişik seçseymiş, o kısacık acayip diyaloğu da bizlere sunmasaymış. Yazar bu öykü ile fazlaca daha başarı göstermiş bir yaratı ortaya çıkarabilirmiş kanısındayım.
Tek beğendim vaka örgüsü iyi işlenmişti. Diyaloglar eh yönetim ederdi. Ancak söylediğim benzer biçimde türü ve başlığıyla tamamen alakasızdı. Okumak bana pek fazla bir şey katmadı, ne yazık ki. (Şeyma)

Arka kapak yazısı ve isim ile bir gerilim romanı havası verilmeye çalışılmış fakat alakası yok. komşu köye çalışmaya giden bir kız ile beraber evden kaçan ufak çocuğunun peşinden onları aramaya giden bir insanın öyküsü. arka kapak yazısı da yolda denk geldiği yaşlı bir delinin saçmalamaları.
gerek kurgu, gerek sonsuz anlamda gereksiz bir kitap. (Umut Çalışan)


Şeytan Gölü PDF indirme linki var mı?


George Sand – Şeytan Gölü kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Şeytan Gölü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı George Sand Kimdir?

19. yüzyıl, şüphesiz, edebiyat tarihinde eleştiri ve nitelikli yapıtların üretimi alanında en mühim yüzyılıdır. Devrin burjuva sınıfının zeka inceliği, iyi ile fena yapıtı birbirinden ayırabilme benzer biçimde özelliklerini göz önünde bulundurduğumuzda, kendini öteki çağlardan ayıran değişik bir cemiyetin oluşumuna tanıklık ederiz. Elbette bu kadar değil; yayıncılık alanında devrim niteliği taşıyan değişimlerin getirmiş olduğu birçok yeni gazete ve dergilerin bu alana dahil olması ve üniversite çevresinin de bu edebî hareketlenmede kendine yer bulması, yeni polemiklerin oluşmasına ve bu periyodu öteki dönemlerden daha yürekli ve üstün kılmasına sebeptir. İşte bu çağ, Tanrı’yı duyma ve güzelliğin sırrını anlama arzusuyla, insanoğlu için en büyük meselenin aşk ve açlık bulunduğunu yazdıklarıyla ısrarla korumak için çaba sarfeden Aurore Dupin’in (Duderant Baroniçesi) doğduğu çağdır. Oğlak Yayınları tarafınca piyasaya sürülen “George Sand-Hayatımın Hikâyesi” adlı kitap, bizi devrin bu mühim hanım yazarının bir ihtimal marazî ruhuna değil fakat dünyadaki seyahatine çağrı ediyor. Asıl adı Aurore Dupin olan Sand, 1804’te Paris’te doğar. İtalya ordusunda subay olan babasının 1808’de görevi dolayısıyla Madrid’e gitmesiyle 1812’ye kadar bu şehirde kalır. Babasının ani vefatıyla beraber Mayıs 1812’den itibaren büyükannesi ile yaşamaya süregelen Sand burada dilbilgisi, Latince ve bilim öğrenimi görürken bununla beraber müzik eğitimi de alır. Ocak 1818’de Paris’teki İngiliz Dame Agustine Manastırı’na girmesiyle Sand’ın hayatında mistik bir süreç adım atar. Bu süreçte, büyükannesinin ölmesiyle beraber yazar kendini büyük bir boşlukta bulur ve annenin hegemonyasından da kurtulmak amacıyla bir imparatorluk baronunun oğlu olan subay Casimir Dudevant’la evlenir. Artık can sıkıntısının sık sık yer değiştirdiği, mutluluğun sorgulandığı, mutsuzluğunsa kâğıtlara teslim edilmiş olduğu yeni bir süreç adım atmıştır: Le voyage chez M. Blaise-1829… 1831 yılı Sand’ın edebiyat yaşamına artık iyiden iyiye atılmış olduğu senelerdir. Paris’tedir ve daha şimdiden Balzac, Latouche, Felix Pia benzer biçimde birçok yazarla ilişki kurmuştur. Kocasından da ayrılan George Sand’ın kendini devrin edebiyat ortamında var etme mücadelesinde ilk ürünü Jules Sandeau ile 1831 Aralık sonunda piyasaya sürülen Pembe ve Beyaz adındaki romandır. Bu romanda imza J.Sand’a aittir (bu mahlas, sevdiği olan Jules Sandeau’dan gelir.) Ve ertesi yıl, G.Sand imzasıyla büyük ilgi uyandıran “Indiana” ve “Valentine” adlı iki romanı yayımlanır. 1833’ten 1835’e kadar dönemin en büyük şairlerinden Alfred De Musset ile bir ilişki yaşar. 1838’e kadar olan süreçte Sand birçok roman yazar. Bunlardan en önemlisi 1837 tarihindeki “Mauprat”tır. Görüldüğü suretiyle Sand’ın yaşamı devamlı yazmak ve dönemin mühim kişilikleriyle yaşanmış olan aşklarla geçer. Kısa devam eden ilişkiler ve bunların getirmiş olduğu açmazlar, onu kısa süreli de olsa insancıl (!), birazcık da yavan bir mistisizme yönlendirir. Bu dönemde en uzun ilişkisini yaşayacağı Chopin ile tanışır. Nohant-Paris içinde yazmaya devam eder. Daha fazlaca toplumcu eğilimli olan bu yeni romanlar pek hoş karşılanmaz. Biraz da bu durumun getirmiş olduğu değişik bir duyarlılıkla kır romanları yazmaya adım atar. Bu devrin en mühim romanı: “Şeytanlı Göl”dür. Hep Tanrı’yı aradı fakat… 1848’de süregelen ihtilalle beraber Sand, politik hayata karışma arzusuyla kendini yeniden Paris’te bulur. Kısa süreli bazı siyasal çalışmalardan sonrasında 1849’da tekrar dönmeme sonucu üstüne Nohant’a gider ve politik yaşamdan kendini soyutlayarak daha fazlaca tiyatro eserlerine yönelir. Bu alandaki mühim eserleri, “Claudie”, “Mauprat”, “Flaminio” ve “Maitre Fauilla”dır. Nihayetinde mütevazı ve sakin bir yaşamın içindedir artık. 1856’dan itibaren Nohant’ta yazarak, botaniğe merak sararak ve tiyatro düzenleyerek vaktini geçirir. Bu sakin yaşam içinde hayatına rastlantı eden en mühim vaka, 1857’de Flaubert’le tanışmasıdır. Sand, ölümüne kadar kâh aşk romanı kâh kır romanları yazmış, geriye onlarca ilişki, yüzlerce yapıt ve sonuçsuz kalan Tanrı arayışını bırakmıştır. George Sand, coşkun ve ihtiraslı tabiatıyla yaşamış olduğu devrin neredeyse tüm yazınsal ve toplumsal cereyanlarına sürüklenmiş, Musset ve Chopin benzer biçimde büyük dehalarla girmiş olduğu ilişkilerle (suni da olsa) yazdıklarına bir güzel duyu duygusu kazandırmayı becerebilmiş bir karı yazar olarak XIX. yüzyıl edebiyatında iz bırakabilmiştir. Sonuç olarak bence, onun yazarlığını ne Baudelaire’in: “George Sand; tüylerim diken diken olmadan düşünemiyorum bu aptal yaratığı, o ki hiçbir vakit sanatçı olamadı.” sözü derecesinde aşağılayabilir ne de M. Caro’nun: “George Sand; şüphenin ince azabına karışan o şekilde insan üstü emelleri temsil ediyor ki…” sözü mertebesine kadar yüceltebiliriz. Ama Sand’ın yaşam hikayesi asla kuşku yok ki yazar olsun olmasın, birçok insanoğlunun hayretle ve imrenerek bakabileceği bir tutku ve özgürlükle örülüdür. Hayatımın Hikayesi – George Sand


George Sand Kitapları – Eserleri

  • Lavinia
  • Lanetli Göl
  • Thérèse ve Laurent
  • İndiana
  • Hayatımın Hikayesi
  • Lelia
  • Köyün ikizleri
  • Leone Leoni
  • Consuelo 1
  • Şeytan Gölü
  • Consuelo III
  • Gizli Günlük
  • Paris’in Kızları


George Sand Alıntıları – Sözleri

  • Tüm hisler, duyula duyula körleşir. (Lelia)
  • Bir kadının haiz olabileceği en bahtsız karaktere büründüm, hayalperest oldum. (Leone Leoni)
  • ” Indiana , mutluluğa daima ulaşılabilir. Bazen yakalamak için elini uzatman yeter .” (İndiana)
  • Onu aradığımızda bulamayız da, beklemediğimiz vakit kendisi ayağımıza gelir. (Şeytan Gölü)
  • … aşk üstüne basılıp geçildiğinde tekrardan ayağa kalkamayacak kadar kırılgan bir çiçektir. (Thérèse ve Laurent)
  • Mutlu olma hakkını yitirmiş olsa da, kendisine olan saygısını koruyordu. (Thérèse ve Laurent)
  • …Ne var ki sizin acımanız üzüntülerimi gideremez… (Lanetli Göl)
  • Hayallerinin hazinesini zekice kullan, dikkatle sakla, idareli harca. Şu sebeple düşüncenin ateşliliğine, duygularının kaygı veren ıstırabına boyun eğeceğin gün altın ve elmastan yapılmış putunun kaba bir balçığa döndüğünü göreceksin. (Lelia)
  • Aşk kadının erdemidir. Kadın, aşk uğruna işlediği günahlarla gurur duyar. (İndiana)
  • Anneciğim, bembeyaz ve buz gibiydi. Cennette ısınsın diye, teyzem, her akşam, bana yakarış ettirdi. Acaba cennette midir şimdi? (Lanetli Göl)
  • Sevmekten ve yaşamaktan korkuyorum. (Lelia)
  • İnsan kalbi hiçbir vakit derinliğine girilememiş ve girilemeyecek olan bir ıstıraplar uçurumudur. (Şeytan Gölü)
  • “Aslında suçlu olan siz değilsiniz. Ben fazlaca akılsızlık ettim. Sizin yüreğiniz kurak değildi, yalnızca benimkine kapalıydı. Siz bana yalan söylemediniz, ben kendimi aldattım. Siz ne yalancı ne de duyarsızdınız. Yalnızca, beni sevmiyordunuz.” (İndiana)
  • Hayat kırıklıkları… (Lelia)
  • #şeytanlıgöl #georgesand
    ️Hayır, bizi ölüm değil, yaşam ilgilendiriyor. Biz mezarın ötesindeki yokluğa da, zorlama bir özveriyle elde edilmiş esenliğe de inanmıyoruz. Verimli olmasını dilediğimiz içindir ki, yaşamın mutlu olmasını istiyoruz. Zenginin ölümüne yoksulun sevinmemesi için, Lazar gübrelikten kurtulmalı. Kimilerinin mutluluğunun kabahat sayılmaması ve Tanrının ilencine uğramaması için, hepimiz mutlu olmalıdır. Çifçi buğdayını ekerken, yaşam denen yapıt için çalıştığını bilmeli; çevresinde ölümün dolaşmasına sevinmemeli. Sonunda ölüm, ne gönencin cezası, ne de acının avuntusu olmalı. Tanrı ölümü, yaşamı cezalandırmak için de, ödüllendirmek için de, vermiş değildir. Şu sebeple ona nazaran yaşam kutsaldır, işte bunun için mezarın, mutlu olması istenmeyen insanların gönderileceği bir sığınak olması gerektir.
    Zamanımızın kimi sanatçıları, çevrelerine ciddi bir gözle bakarak üzüntüyü, yoksulluğun kötülüğünü, Lazar’ın gübreliğini betimlemeye çalışıyorlar. Bunlar, sanat ve felsefenin mevzuları olabilir, fakat, yoksulluğu öylesine çirkin, aşagılık, kimi vakit da fena ve canicesine betimlemekle amaçlarına ulaşmış oluyorlar mı? Ve bunun tesiri, umdukları benzer biçimde yararlı mıdır? Bu mevzuda bir yargıya varamayız. “Ölülerin Dansı” yapıtının yaratıldığı dönemde, fena yürekli zengine, acık duran mezarında onu iğrenç kollarıyla kavramaya hazır ölümün gösterilmesi benzer biçimde.
    . (Şeytan Gölü)
  • “Hayatta aşktan başka bir gerçeklik olduğuna inanıyor musun? Bana sorarsan, ben inanmıyorum. Peki aşkı esinlemek ve hissetmenin kolay bir şey olduğuna inanıyor musun? Binlerce insan aptallara özgü aşktan başkasını tanımadan eksik ölüyor. Aşkı hissetme kapasitesine sahip bir kalp, yerini alacak başka bir şeyi boşuna arıyor ve belki de dünyadaki bütün kucaklaşmalarından aşkı göklerde aramak üzere bakir çıkıyor. Ah! Tanrı bu derin, şiddetli, tarifsiz duyguyu bize yeryüzünde verdiğinde artık cenneti istemek ya da beklemek gerekmiyor Juliette. Çünkü cennet, iki ruhun bir aşk öpücüğünde birbirine katışmasıdır. Bunu kutsal bir adamın ya da bir iblisin kollarında bulmuşsun ne fark eder?” (Leone Leoni)
  • Mutlu insan, işini bilen, çalışan, özgürlüğünü; zekasını kullanarak kabul eden, duygu ve mantığıyla yaşayan, kendi yapıtını anlayan, Tanrı’nın yapıtını sevme olanağı kabul eden insandır. (Şeytan Gölü)
  • Bu insanoğlunun doğasıdır;daima sahib olmadığı şeyler için çabalar. (İndiana)
  • Ayrıca onun ruhundaki yalınlığı, sizin ruhlarınızdaki düzmece ışıklara yeğlerim. (Lanetli Göl)
  • “Neden bu kadar fazlaca dostumuz var? Birbirimize yetemez miyiz?” (Leone Leoni)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş