Eğitim

Mutsuzluğun Başkenti Türkiye – Süleyman A. Örnek Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mutsuzluğun Başkenti Türkiye – Süleyman A. Örnek Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mutsuzluğun Başkenti Türkiye kimin eseri? Mutsuzluğun Başkenti Türkiye kitabının yazarı kimdir? Mutsuzluğun Başkenti Türkiye konusu ve anafikri nedir? Mutsuzluğun Başkenti Türkiye kitabı ne konu alıyor? Mutsuzluğun Başkenti Türkiye PDF indirme linki var mı? Mutsuzluğun Başkenti Türkiye kitabının yazarı Süleyman A. Örnek kimdir? İşte Mutsuzluğun Başkenti Türkiye kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Süleyman A. Örnek

Yayın Evi: Nemesis Kitap

İSBN: 9786059809276

Sayfa Sayısı: 224


Mutsuzluğun Başkenti Türkiye Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

ABD merkezli kamuoyu araştırma şirketi Gallup’un 2015 senesinde 143 ülkede yapmış olduğu mutluluk araştırmasında Türkiye, Bangladeş ve Sırbistan ile aynı puanı alarak sondan üçüncülüğü paylaştı. Türkiye, 2013 senesinde aynı firmanın yapmış olduğu mutluluk araştırmasında ise 135 ülke içinde 97’nci olmuştu.

Yani gittikçe artıyor mutsuzluğumuz. İyice dibi gördük.

Basbayağı mutsuzuz işte. Hem de öyleki Gallup söylüyor diye değil. Çıkın evinizin dışına durumu kendi gözlerinizle görün. Gülümseyen, gözleri ışıl ışıl bakan, birbirine merhaba veren, nazik, sakin ve rahat yüzler görüyor musunuz caddelerde? Ben pek görmüyorum nicedir. Ya da evinizin dışına çıkmayın. Sadece içeri bakın. Nasıl ortam? Musmutlu mu? Yoksa özensizlik, sertlik, hiddet ve iletişimsizlik kol mu geziyor? Cevabınızı duyar gibiyim.

Aslında yaşadığımız zamanların başat üretim biçimi kapitalizmin hiçbir süre ‘mutluluk’ diye bir derdi olmadı. Ama şimdi iş sonunda gelip ‘mutluluk’a dayandı. Peki kapitalizm birden insancıllaştığı için mi mutluluğu tekrardan keşfetti? Ya da geçmiş zalimliklerinin doğurduğu vicdan azabından mı şimdi bir ‘mutluluk misyoneri’ kesildi? Cevap, tahmin edebileceğiniz benzer biçimde hayır. Kapitalizm mutluluğu keşfetti, şundan dolayı mutluluğun işine yarayabileceğini

fark etti. Mutlu bir satış elemanı daha oldukça satıyor, mutlu bir çalışan daha verimli çalışıyor, mutlu bir alan kişi daha çok kâr getiriyor vb. Yani artık mutluluk ‘iş’in mühim bir parçası. Yani, artık stratejik olarak mutlu olmamız gerekiyor. Bu kitapta aşağıdakiler benzer biçimde pek oldukça soruya cevap bulacaksınız:

Toplum olarak niçin mutsuzuz?

Peki bireysel mutluluk tavrımız iyi mi olmalı?

Eğri bir toplumda doğru bir yaşam mümkün mü?

Bu şartlarda bile bir mutluluk kurulabilir mi?

Sürünün mutsuz olduğu yerde mutluluk bir karşıcılık seçimi olabilir mi?

(Tanıtım Bülteninden)


Mutsuzluğun Başkenti Türkiye Alıntıları – Sözleri

  • “Mevkilerini para ile satın alanlar, bigün harcamalarını geri almak derdine düşerler…”
  • Her otomobilde bir sopa var şundan dolayı uzlaşma, sakinlik, anlayış, empati benzer biçimde meziyetlerimiz güdük kalmış olduğu için sopa olmadan meseleleri çözemez durumdayız. Şu sebeple anadilimiz Türkçe değil; bizim anadilimiz sertlik. Evet, anadilimiz sertlik ve bu anadili besleyen kültürel kökler var.
  • “Güvenmek karşınızda k insana verebileceğiniz en güzel hediyedir”
  • Ona bakarsanız ülkede Adalet Bakanı da var fakat hakkaniyet bir türlü tecelli etmiyor ve biz hakkaniyet işini hep Allah’a havale ediyoruz.
  • Ona bakarsanız ülkede Adalet Bakanı da var fakat hakkaniyet bir türlü tecelli etmiyor ve biz hakkaniyet işini hep Allah’a havale ediyoruz.
  • Eğer mutluluk kurnazlıkla ulaşılabilen bir şey olsaydı biz herhalde dünyanın en mutlu toplumu olurduk.
  • Makama-mevkiye bakmadan insana bakmayı öğrendiğimiz gün daha mutlu bir cemiyet olacağız.
  • Bana sorarsanız, güvenmiyoruz şundan dolayı aldatılmaktan korkuyoruz. Güvenirsek aldatılacağımızdan güvenli gibiyiz. Biz de eşeği sağlam kazığa bağlıyoruz. Güvenip aldatılmaktansa, güvenmeyip mutsuz olmayı tercih ediyoruz. Yani bir nevi ‘kırk katır mı, kırk satır mı’ durumu.
  • “Herkesin aynı şeyi düşündüğü bir yerde aslen asla kimse, hiçbir şey düşünmüyordur”
  • Bu insanoğlu o denli kurnazmış ki başkalarını kandırmak en büyük zevkleriymiş. Bu kurnazlar ülkesinde pazarcı, müşterisini kandırırmış; taksici de yabancıyı. Müteahhit, ev imgesel olanları kandırırmış; kabzımal, üreticiyi. Bankacı ve politikacı ise hepsini birden kandırırmış. Oldukça tutucu olan, Allah korkusunu dillerinden düşürmeyen bu insanoğlu rahatlık içinde birbirlerini kandırır dururlarmış. Sonra da güzel ve mutlu günler için hep beraber kucak dolusu yakarış ederlermiş


Mutsuzluğun Başkenti Türkiye İncelemesi – Kişisel Yorumlar

ABD merkezli kamuoyu araştırma şirketi Gallup’un 2015 senesinde 143 ülkede yapmış olduğu mutluluk araştırmasında Türkiye, Bangladeş ve Sırbistan ile aynı puanı alarak sondan üçüncülüğü paylaştı. Türkiye, 2013 yıhnda aynı firmanın yapmış olduğu mutluluk araştırmasında ise 135 ülke içinde 97nci olmuştu. Yani gittikçe artıyor mutsuzluğumuz. İyice dibi gördük.
Basbayağı mutsuzuz işte. Hem de öyleki Gallup söylüyor diye değil. Çıkın evinizin dışına durumu kendi gözlerinizle görün. Gülümseyen, gözleri ışıl ışıl bakan, birbirine merhaba veren, nazik, sakin ve rahat yüzler görüyor musunuz caddelerde? Ben pek görmüyorum nicedir. Ya da evinizin dışına çıkmayın. Sadece içeri bakın. Nasıl ortam? Musmutlu mu? Yoksa özensizlik, sertlik, hiddet ve iletişimsizlik kol mu geziyor? Cevabınızı duyar gibiyim.
Aslında yaşadığımız zamanların başat üretim biçimi kapitalizmin hiçbir süre mutluluk diye bir derdi olmadı. Ama şimdi iş sonunda gelip
mutluluk’a dayandı. Peki kapitalizm birden insancıllaştığı için mi mutluluğu tekrardan keşfetti? Ya da geçmiş zalimliklerinin doğurduğu vicdan azabından mı şimdi bir ‘mutluluk misyoneri’ kesildi? Cevap, tahmin edebileceğiniz benzer biçimde hayır. Kapitalizm mutluluğu keşfetti, şundan dolayı mutluluğun işine yarayabileceğini fark etti. Mutlu bir satış elemanı daha oldukça satıyor, mutlu bir çalışan daha verimli çalışıyor, mutlu bir alan kişi daha çok kâr getiriyor vb. Yani artk mutluluk işin mühim bir parçası. Yani, artık stratejik olarak mutlu olmamız gerekiyor. (Mert Abdullah Marz)

Kitaba başlarken bu kadar üstüne düşüneceğim aklıma gelmemişti. Evet etrafımızdaki mutsuz kesimi görüyoruz ve üzülüyoruz. Kısır döngü bu. Bu kitap da yazılmış en büyük öz eleştirilerden bir tanesi bence. Her bir vatandaşımızın okuyup üstüne saatlerce hitabı ihtiyaç duyulan bir yapıt. Keşke köyden kente göçmesek ve hep 70lerde kalsaydık (Eray İçöz)

Mutsuzluğun Başkenti Türkiye’de Aslında yaşadığımız zamanların başat üretim biçimi kapitalizmin hiçbir süre ‘mutluluk’ diye bir derdi olmadı. Ama şimdi iş sonunda gelip ‘mutluluk’a dayandı. Peki kapitalizm birden insancıllaştığı için mi mutluluğu tekrardan keşfetti? Ya da geçmiş zalimliklerinin doğurduğu vicdan azabından mı şimdi bir ‘mutluluk misyoneri’ kesildi? Cevap, tahmin edebileceğiniz benzer biçimde hayır. Kapitalizm mutluluğu keşfetti, şundan dolayı mutluluğun işine yarayabileceğini fark etti. Mutlu bir satış elemanı daha oldukça satıyor, mutlu bir çalışan daha verimli çalışıyor, mutlu bir alan kişi daha çok kâr getiriyor vb. Yani artık mutluluk ‘iş’in mühim bir parçası. Yani, artık stratejik olarak mutlu olmamız gerekiyor. Bu kitapta aşağıdakiler benzer biçimde pek oldukça soruya cevap bulacaksınız. (HABİBE CİNGÖZ)


Mutsuzluğun Başkenti Türkiye PDF indirme linki var mı?


Süleyman A. Örnek – Mutsuzluğun Başkenti Türkiye kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Mutsuzluğun Başkenti Türkiye PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Süleyman A. Örnek Kimdir?

27 Mayıs 1967 tarihinde Denizli’de doğdum. Üniversite öğrenimimi On Dokuz Mayıs Üniversitesi, Yabancı Diller İngilizce Kısmı’nde tamamladım. Daha Sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Kısmı’nde yüksek lisans çalışmamı “Nietzsche’de Yaşama Sorunu” adlı tezimle bitirdim.

İlk romanım olan “Kaybetmeye Övgü” 2003 senesinde Galata Yayınları tarafınca yayımlandı. Bu romanda yitirme duygusu çevresinde tercihlerin, mahkumiyet benzer biçimde yaşanmış olan evliliklerin ve yaşamın samimi bir sorgulanması yer verilmiştir.

“İntihar Etüdleri Dairesi” adlı romanım ise ilkin 2008 senesinde Plato Yayınları tarafınca, 2010 senesinde ise Nemesis Kitap tarafınca yayımlandı. Bu romanda intihar benzer biçimde ağlatısal bir olguyu oldukça katmanlı bir ironiyle ele almaya çalıştım. Çıkış noktası Aristo’nun “İntihar devlete karşı işlenmiş bir suçtur” cümlesi olan bu roman esasen yoğun bir devlet-otorite eleştirisi olarak da okunabilir.

Yine Nemesis Kitap tarafınca 2010 senesinde “Cehennem Öyküleri” adlı öykü kitabım yayımlandı. Bilerek ya da bilmeden yaşamı birbirimiz için iyi mi bir cehenneme çevirdiğimizi ve masumiyetimizi yavaş yavaş iyi mi yitirdiğimizi özetleyen bu öykü kitabı doğa ötesi cehennemden oldukça aslen yeryüzü cehennemleriyle ilgili.

         Son dönem çalışmalarımdan olan “Nietzsche’siz Hayat Bir Hatadır” adlı popüler felsefe kitabım da gene Nemesis Kitap tarafınca 2012 senesinde yayımlandı. Nietzsche’nin detaylı bir yaşam öyküsünü, onun hanımefendilere, aşka, sosyalizme ve hayata bakışını irdeleyen bu emek verme bununla birlikte onun aforizmalarının toplu bir değerlendirmesini de içermektedir. Bu kitap, insanı görkemli bir noktaya ulaştırmak isteyen Nietzsche’ye giriş kitabı olarak da okunabilir.

Yine son dönem çalışmalarımdan olan “Niezsche’de Yaşama Sorunu” adlı yüksek lisans tezim ise Belge Yayınları tarafınca 2012 senesinde yayımlandı. Bu kitapta ise Nietzsche’nin Sokrates’le süregelen geleneksel Batı metafiziğine ve bu çizginin doğurduğu nihilizme getirmiş olduğu eleştiriler yer verilmiştir. Nietzsche’nin insanı yücelten ve yaşamın iyi mi olumlanlanması icap ettiğini gösteren çözümlemeleri de bu kitapta bulunmaktadır.

Son dönemde bilhassa ilgimi çeken felsefe temelli kişisel gelişim üstünde eserler vermek suretiyle emekler yapmaktayım.


Süleyman A. Örnek Kitapları – Eserleri

  • Nietzsche’siz Hayat Bir Hatadır
  • Mutsuzluğun Başkenti Türkiye
  • İntihar Etüdleri Dairesi
  • Kişisel Gelişim Kitabı : Mutluluk
  • Cehennem Öyküleri
  • Nietzsche’de Yaşama Sorunu
  • Kaybetmeye Övgü


Süleyman A. Örnek Alıntıları – Sözleri

  • “Olumsuzluk kapısı bir kez açılınca artık oradan iyi bir şeyin girmesi mümkün olmuyor pek.” (Cehennem Öyküleri)
  • Bu insanoğlu o denli kurnazmış ki başkalarını kandırmak en büyük zevkleriymiş. Bu kurnazlar ülkesinde pazarcı, müşterisini kandırırmış; taksici de yabancıyı. Müteahhit, ev imgesel olanları kandırırmış; kabzımal, üreticiyi. Bankacı ve politikacı ise hepsini birden kandırırmış. Oldukça tutucu olan, Allah korkusunu dillerinden düşürmeyen bu insanoğlu rahatlık içinde birbirlerini kandırır dururlarmış. Sonra da güzel ve mutlu günler için hep beraber kucak dolusu yakarış ederlermiş (Mutsuzluğun Başkenti Türkiye)
  • “Yaşam, Nietzsche tarafından, ahlakın ‘suç’, dinin ie ‘günah’ koşullandırılmalarından kurtarıp masum ilan edilmiş ve bu sayede insanın onu iyi ve kötünün ötesinde onaylayabilmesinin yolu açılmıştır.” (Nietzsche’de Yaşama Sorunu)
  • Yaşama sebebi, bununla birlikte iyi biri ölme sebebidir. (İntihar Etüdleri Dairesi)
  • Hayat düşünenler için bir güldürü, hissedenler için bir trajedidir. (İntihar Etüdleri Dairesi)
  • Yükseltmeyen her ilişki aşağı çeker. (Nietzsche’siz Hayat Bir Hatadır)
  • Makama-mevkiye bakmadan insana bakmayı öğrendiğimiz gün daha mutlu bir cemiyet olacağız. (Mutsuzluğun Başkenti Türkiye)
  • “Kötü insanların şarkıları yoktur.” (Nietzsche’siz Hayat Bir Hatadır)
  • Ona bakarsanız ülkede Adalet Bakanı da var fakat hakkaniyet bir türlü tecelli etmiyor ve biz hakkaniyet işini hep Allah’a havale ediyoruz. (Mutsuzluğun Başkenti Türkiye)
  • Testide ne var ise dışına o sızar. (İntihar Etüdleri Dairesi)
  • “Mevkilerini para ile satın alanlar, bigün harcamalarını geri almak derdine düşerler…” (Mutsuzluğun Başkenti Türkiye)
  • Nietzsche’nin onayladığı gruptaki insanların oldukça mühim bir özelliği var. Onlar devamlı bu dünyadan yakınmak yerine, onu hoşlarına gidecek bir yer haline getiriyorlar. (Nietzsche’siz Hayat Bir Hatadır)
  • Her otomobilde bir sopa var şundan dolayı uzlaşma, sakinlik, anlayış, empati benzer biçimde meziyetlerimiz güdük kalmış olduğu için sopa olmadan meseleleri çözemez durumdayız. Şu sebeple anadilimiz Türkçe değil; bizim anadilimiz sertlik. Evet, anadilimiz sertlik ve bu anadili besleyen kültürel kökler var. (Mutsuzluğun Başkenti Türkiye)
  • “Gerçek çirkindir; sanata, gerçeği yok etmeyelim diye sahibiz.” (Nietzsche’de Yaşama Sorunu)
  • “Nietzsche’ye göre, ahlak, sürünün ve ortalama olanın içgüdüsüdür.” (Nietzsche’de Yaşama Sorunu)
  • Eğer mutluluk kurnazlıkla ulaşılabilen bir şey olsaydı biz herhalde dünyanın en mutlu toplumu olurduk. (Mutsuzluğun Başkenti Türkiye)
  • Yaşadığımız şartlar yüzünden tanrıyı suçlayıp ,onu da suça ortak görme saldırganlığıymış intihar bir yönüyle .memnun olmayı ,yetinmeyi, gülümsemeyi bir becerebilsek asla bunlari yaşamazmışız .
    Diğer adam ;intihar ,memnuniyetsizlerin mastürbasyonudur diye sözlerini bitirdiğinde hepimiz önüne bakıyordu … (İntihar Etüdleri Dairesi)
  • “Sahte ümit cehennemdir.” (Cehennem Öyküleri)
  • Evlilik hem aşırı bir tepki olan ‘aşk’ ın üstüne kurulur, hem de bu aşırı tepkinin devamlı olması ümit edilir. Eşler yaşam boyu birbirlerine aşık kalabilecekleri yalanına gönüllü olarak inanmak isterler. (Nietzsche’siz Hayat Bir Hatadır)
  • Gerçekten körleşmeden başka çaremiz yok mu bu saçma dünyaya katlanmak için? (İntihar Etüdleri Dairesi)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş