Baksana Talihe kimin eseri? Baksana Talihe kitabının yazarı kimdir? Baksana Talihe konusu ve anafikri nedir? Baksana Talihe kitabı ne konu alıyor? Baksana Talihe PDF indirme linki var mı? Baksana Talihe kitabının yazarı Müjde Aklanoğlu kimdir? İşte Baksana Talihe kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap Künyesi

Yazar: Müjde Aklanoğlu

Editör: Gonca Erkmen Gidenoğlu

Tasarımcı: Merve Kayalı Kürşat

Orijinal Adı: Baksana Talihe

Yayın Evi: Parola Yayınları

İSBN: 9786059121118

Sayfa Sayısı: 640

Baksana Talihe Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Bugün sevip yarına unutacak kadar değil… Beyaza bulayıp seni, yok edecek kadar sevdim…” 

Bunu diyen karizmatik, yakışıklı, kendinden güvenli, yakıcı, tutkulu, âşık adam… Şimdi küstah, kibirli olmasa da müsamahasız, despot ve bir o denli da tehlikeli bir buzdolabı hâline dönüşmeseydi; Masal kalmış olduğu yerden devam edecek… ti! Ta ki, korkaklığı uğruna asla düşünmeksizin tüm gemilerini yakıp, limanlarını da peşinden ateşe veren, gönlü kör hanım ortaya çıkana kadar…

Hazal Atmaca! Geçmişi sırlarla dolu, yüreği yaralarla kaplı, kendine güvenen fakat erkeklere asla güvenmeyen, gözyaşları içinde aşkından ölse bile, burnunu sevilmiş olduğu adamın mendiline silmeyen… Gururlu, masum, inatçı, tutkulu ve bir o denli korkak bir âşıktı…Ya da o şekilde sanıyordu!

Yanlış anlaşılmalar uğruna, en savunmasız oldukları anda, geçmişlerinde yaşadıkları giz dolu pençelerin etlerine batmasıyla, geleceğin sırlı yarasından kaçmayı kafalarına koyan âşıklar… Kadere çelme takıp, kendi hayatlarına yön vermeye karar verince, yapacakları en büyük yanlışa, bile isteye imza atma gafletinde bulundular…Hayır, doğal ki bu nikâh defteri değil, olsa olsa yürekteki şeytanın başlatmış olduğu intikam senaristliğinin, nefret oyunu olurdu! 

Onlar, susmaktan yüreklerinde pas tutmuş, kimselerin merak etmediği sır geçmişleriyle yüzleşirken, birbirlerinin yüreğinde açmış olduğu hazin yarayı sarabilecek mi?

Baksana Talihe Alıntıları – Sözleri

• Yine nereden gelmişti bu zalim fikirler hatırına?
  Ne güzel unutmuştu oysa! Ya da unuttuğunu düşünerek vefasız bir hayale kapılıp kendini kandırmaya çalışmıştı.
  Bundan dolayı haftalardır her an aslına bakarsanız aklındaydı tüm gerçekleri soyut bir film şeklinde hayatında, kimi kandırıyordu!
  Avunulmaz bir derdi vardı….
• “… İlla bir hanıma dokunmak değildir aldatmak, beyinle, düşünceyle, fikirle de aldatılır.”
• Aşk; bir uçurumun kenarında gözleri bağlı yürümekti
• “Sen bilmez misin, yürekli bir kadının başı, yüreksiz bir adamın omzuna ağır gelir.”
• “Verdiğin değerin karşılığını görmüyorsan… Gördüğün kıymeti ver ki, hepimiz yerini bilsin…”
• Sessizlik en fazlaca sen yanımdayken acıtıyor beni.
  Sözlerin, başka sırların kapılarını aralayan sır dolu anahtar şeklinde.
  Konuş… Durma! Vur! Bir kuru sözle… Mermisiz öldür beni!
• Örümcek ağları şeklinde dolaşık ve yapışkanımsıydı kaderi…
  Ve yazgı sevdalıya sonradan değil, bilirdi ki doğmadan yazılırdı…
• Usta bir terzinin altın makasından geçip,
  Gümüş iğnesiyle buluşan kumaş şeklinde değerliydi günleri…
• ”Geçmiş olsun, kaza mı geçirdiniz? Şakağınızdaki morluk kötü duruyor.”
  ”Öyleki sayılır efendim.Ufak bir kaza.”
  ”Üzülmeyin! Oldukca güzel gözleriniz var.O morluklardan ilkin gözleriniz dikkat çekiyor… O şahane mavişler varken, kimsenin oraya bakmak aklına gelmez.”
  Kızın söylediği şeyle elindeki tabak kısacık bir an kasıldı Hazal’ın ”Göz doktoru musunuz?” diye şaşkınca sordu.
  ”Hayır! Neden sordunuz?”
  ”Bir bayanın,başka bir bayana niçin böylesine güzel iltifat ettiğini anlamaya çalışıyorum da ondan…”
• “… İlla bir hanıma dokunmak değildir aldatmak, beyinle, düşünceyle, fikirle de aldatılır.”
• Hayata dair ne var ise ellerinden yitik gitmiş ve o dur bile diyememişti…
• Bazen değmez dediklerimiz, en değen yerden vuruyor.
• “Çıkılmaz” yazdığı halde, ille de girdiğim sokağın adısın sen; Aşk!
• “… Sen bende o şekilde fazlasın ki, ben kimi zaman ben olmayı unutuyorum.”

Baksana Talihe İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Talih serisinin ikinci kitabı olan “Baksana Talihe”de Hazal ile Arda’nın hikayesi kalmış olduğu yerden devam ediyor, fakat bu sefer sorun, acı ve üzüntülerle dolu süregelen kitap drama havasında geçerken aniden o duygusal-güldürü havasına girecek şekilde vakalar gelişiyor. Romantik-dramadan duygusal-komediye, sonrasında yine drama havasına girip peşinden gene o keyifli denebilecek güldürü havasında aşama kaydediyor. Yazar bu mevzuda güzel bir denge kurmuş, okuru fazla sıkmadan dramadan eğlenceye, eğlenceden de dramaya taşıyor. Açıkçası serinin bu ikinci kitabını ilk kitabından daha başarı göstermiş buldum, doğal olarak bu demek değilki eleştireceğim hiçbir şey yoktu.
– İlk eleştireceğim şey yazılım/tuşlama hatalarının fazlaca olması ve özelliklede ilk sayfalarında Hazalın kuzeni olan Sevil’in adı Seval olarak arka arkaya onlarca kere kez değişmiş, -ki bu tuşlama hatasının yapılması okurda bir kafa karışıklığı oluşturabiliyor ilk etapta, bundan dolayı “yeni bir karakter mi girmiş, kim bu Seval” vs vs şeklinde düşündürtürken vakalar örgüsü aslen bir tek bir yazılım hatası sonucu “i” harfinin “a” ile değiştirildiğini anlamamıza niçin oluyor. Ve bu hata fazlaca fazla yapılmış olmasına ramen iyi mi olmuşta yayınevinin ve yazarın dikkatini çekmemiş, garip :-/
– Bir öteki hata ise kitabın son bölümlerinde ikiz çocuklar Narin ile Nazlı’nın devamlı karıştırılması, öyleki kitabın 604. sayfasının başlangıcında Nazlı; beyaz tende, siyah saçlı ve mavi gözlü olarak tanım edilirken, aynı sayfanın ortalarında ikiz kardeşi Narin; sarı saçlı ve kara gözlü olarak tanım edilir. Fakat ilerleyen sayfalarda Nazlı’nın gözleri kara ve saçları sarı, Narin’in gözleri mavi saçları siyah olarak ifade esnasında karıştırılıyor (bu hata 607. sayfada yapılmaya başlıyor), bu şekilde bir hatanın yapılmasıda özentisiz geldi bana. Kitaplarda ilk baskıda düzgüsel mi karşılamak gerek bu şekilde hataları bilmiyorum, fakat eğer ikinci baskı olursa bu hataların düzeltilmesi iyi olur, okuma esnasında okur için informasyon karışıklığı olmaması ve kitabından keyif alması için lüzumlu diye düşünüyorum.
Bu arada sanırım şans serisinin üçüncü kitabıda çıkacakmış, fakat bu sefer ilk iki kitaptaki ana-karakterler Arda ve Hazal yerine Arda’nın yakın arkadaşı Timur’un aşk hayatına yoğunlaşılacakmış.. Üçüncü kitabı da çıktığında okumayı düşünüyorum, en azından serinin ikinci kitabı çıkacak üçüncü kitabın da okunmaya kıymet bulunduğunu düşünmeme niçin oldu..
Herkese keyifli okumalar.. (Nur-AL)

Yani bi yazar niçin sırf sayfa sayısını arttırmak için mevzuyu bu kadar sündürme gereği duyup kitabı karakterleri katleder anlamıyorum. İlk kitaptaki karakterler nerden nereye geldi. Sert duruşlu ödün vermez bi karakteri sen al aşk delisi kılıbık bi sünepeye çevir, inatçı, sivri dilli bi karakteri al neredeyse kekeme bi ucubeye çevir olacak is mi yahu.. İnsan okurken sıkılıyor aynı şeyleri. Kızın kendini kaç kez ‘sert ve kalınca kollar’ da bulduğunun sayısını unuttum. Atlaya atlaya bi hal oldum. Aynı şeyleri çevir çevir oku sevenlere tavsiye edilir.. (Divane)

Hazal ve Arda nin hikayesinin sonuydu. Sevgi herşeye kadir mıdır? Bilinmez fakat hiçbir şeyi saklamadan olduğu şeklinde anlatinca ve karşındaki insanı koruma adına bile gerçekleri saklar açıklamaz isen sevgini, sevdiğini yıkmak haricinde bir şey olmayacağı kati.
Bırakın başkaları adına karar vermeyi hepimiz kendi bilir ne yaşadığını ne düşündüğünü. İşte Arda ve Hazal da buna güzel bir örnek şeklinde.
Arda, Hazal a nişanlandığı gün eski nişanlısından bir evladı bulunduğunu öğrenir ve herşey tepe taklak olur. Oğlu down sendrowlu bir çocuktur ve ona ihtiyacı vardır. Arda Hazali da fazlaca sevmektedir fakat onun yaşamını iğrenç etmemek onu Pınar dan korumak için ona bir izahat yapmadan ayrılır. Hiçbir şey Arda ya söylendiği şeklinde değildir bir oyunun içindedir olan Hazal a olur kaza geçirir ailesi tarafınca dışlanır haketmedigi muameleye maruz kalır. Abisi Arif yardımıyla neyseki Arda da akillanir ve doğru yolu bularak sevdiğine gider. Hazal siz bir nikâhla onu Hazal Mertoğlu yapar ve Hazalin inadını bilmiş olduğu onu kaçmasını engellemek adına mavi yolculuğa balayına çıkarlar oğlu da yanındadır ve Hazal la fazlaca iyi anlaşırlar. Arda teknede Hazalin hamile olduğu öğrenir ikiz kızları olacaktır. Hazal Arda yi derhal affetmez uzun bir süre ona eziyet eder yanına yaklaştırmaz. Arda da sabır göstererek Hazalin duvarlarını yıkar ve vuslata ererler. (Fobc)

Baksana Talihe PDF indirme linki var mı?

Müjde Aklanoğlu – Baksana Talihe kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Baksana Talihe PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Müjde Aklanoğlu Kimdir?

1986 İstanbul doğumlu olan yazar İTÜ Tekstil Teknolojileri ve Tasarım Fakültesi, Moda Tasarımı kısmı me­zunudur. Bir fazlaca emek harcaması dereceye girip ödüller almıştır. Yazarın daha ilkin “Bana Sevmeyi Anlat” adlı kitabı yayımlanmıştır. Evli ve iki ço­cuk anası olup, İstanbul’da yaşamını sürdürmektedir.

Müjde Aklanoğlu Kitapları – Eserleri

• Bana Sevmeyi Anlat
• İki Yemin Bir Aşk
• Yemin Bozdum Yolunda
• Kör Talih
• Bir Talih Daha
• Bana Bir Masal Anlatsana
• Rüyalar Gerçek Olsa
• Adı Bende Saklı
• Rüyalar Gerçek Oldu
• Baksana Talihe
• Yemin Bozdum Yolunda
• Edep Çiçeği
• Kaderimde Saklı
• Bana Esmeyi Anlat
• Ecem
• Ördü Kader Ağlarını
• Yağmur Bulut’u Unutursa
• Araftayım
• Gamzelim
• Kör Talih 2
• Kimsesiz
• Gamzelim Ya’saklımsın
• Yurtsuz
• Kalpsiz
• Ayten
• Baksana Talihe
• Zümrüt Kafes
• Geleceğim Sensin
• Baksana Talihe 2

Müjde Aklanoğlu Alıntıları – Sözleri

• Hırçın olduk birbirimize.. isyan ettik kaderimize.. unuttuk vefalı olmayı, şefkatli olmayı, saygılı olmayı denemedik birbirimize. Esirgedik sevgimizden merhameti. Yürekten sevmeyi, içten gülümsemeyi fazlaca gördük, uzaklaştırdık hayatımızdan birbirimizi. (Kaderimde Saklı)
• “Sen, iki gözün hikâyesini bilir misin Kaderim?”
  …
  “Beraber ağlar, birlikte uyur, birlikte görür, birlikte gülerler fakat asla birlikte olup, birbirlerini göremezler.” (Bana Bir Masal Anlatsana)
• Mutluluğun adı bu muydu? Ya da mutluluk böyle bir durum miydi? Gözlerinde ömrünü esir etmek miydi? Tarifi yoktu, ya da lisanı… Mutluluk anlatılmıyor, yaşanıyordu. (Adı Bende Saklı)
• İnsanoğlu anlaşılması zor varlıklardı, nefret ediyorum dediklerini sever, seviyorum dediklerini yerden yere vururdu. (Bana Sevmeyi Anlat)
• …hastalıklar zaaf değil, kula verilmiş imtahanlardı. (Ecem)
• Sessizlik en fazlaca sen yanımdayken acıtıyor beni.
  Sözlerin, başka sırların kapılarını aralayan sır dolu anahtar şeklinde.
  Konuş… Durma! Vur! Bir kuru sözle… Mermisiz öldür beni! (Baksana Talihe)
• “Senin yanında iyi oluyorum.. Eksik yanım tamamlanıyor..” (Rüyalar Gerçek Oldu)
• Nereye gidersen git…
  Kaçtıklarını götürürsün bununla beraber… (Rüyalar Gerçek Olsa)
• Kimseye zorla sevdiremezdi ki kendini.
  Aşk dilencisi değildi sadaka istemiyordu… (Kör Talih 2)
• Vicdan azabı taşımayan yürek,
  Ya deliye aittir, ya ölüye… (Baksana Talihe)
• Ne kadar zordu “Allah’a emanet,” söylediğin kişiyi Allah’a emanet verip, alacağın günü beklemek.. (Yağmur Bulut’u Unutursa)
• O kitabın ilk sayfasının son cümlesinin ilk dizesinde şöyleki yazıyordu..’
  Özlemek 7 harf 3 hece fakat her gece.. ‘ (Gamzelim Ya’saklımsın)
• “Bana bak da konuş, o süre seni daha iyi anlarım.” (İki Yemin Bir Aşk)
• “Eğer gözyaşlarının sesi olsaydı, ne söylerlerdi şu an için?” (Kimsesiz)
• “Tükendiği süre bile sevmeye devam eden yüreğe diyorlar sevdalık…” (Ördü Kader Ağlarını)
• Yarın, asla beklemediğim yerden, asla beklemediğim bir mutluluk beni bulsun. Hayat, bu da senin bana hediyen olsun!!! (Yemin Bozdum Yolunda)
• “Vazgeçtiğim için değil, bizlere dair geride ümit bırakmadığın için gidiyorum…” (Araftayım)
• Yüreği acır mıydı insanoğlunun? (Yemin Bozdum Yolunda)
• Ne kadar müsrif kaderim var…
  Mutluluğumu, şarjımdan daha acele bitiriyor. (Yemin Bozdum Yolunda)
• Unutmuşum, yüreği çöl olanın gözlerinde çiçek açmayacağını. (Kalpsiz)