Eğitim

Anka’nın Kanatları – Çağrı Dörter Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Anka’nın Kanatları – Çağrı Dörter Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Anka’nın Kanatları kimin eseri? Anka’nın Kanatları kitabının yazarı kimdir? Anka’nın Kanatları konusu ve anafikri nedir? Anka’nın Kanatları kitabı ne konu alıyor? Anka’nın Kanatları PDF indirme linki var mı? Anka’nın Kanatları kitabının yazarı Çağrı Dörter kimdir? İşte Anka’nın Kanatları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Çağrı Dörter

Yayın Evi: Sokak Kitapları Yayınları

İSBN: 9786051482750

Sayfa Sayısı: 222


Anka’nın Kanatları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Fırsat vermediler sana sen olman için…

Ve sen, sen olamadın yaşamın süresince…

Doğduğun yer değişik olsaydı eğer; ailen, inancın, kültürün,

değerlerin ve yaşamın da değişik olacaktı… Şimdiki sen ile ne

benzerliğin olacaktı o süre? Belki de asla…

O süre her gün bu ‘ben’ söylediğin ne? Sonsuz bir uzayda, minik bir küre üstünde, kısa bir süre diliminde yaşayan rastlantısal bir karakter… Kendisi bu kadar rastantısal olan bir karakterin; doğrular, hatalar, insanoğlu ve yaşam hakkında yapmış olduğu yorumlar ve vardığı yargılar ne kadar gerçek olabilir ki?”

Bir süre sessiz kaldıktan sonrasında, ağır ağır devam etti: “Beşer, evrende uykuya en düşkün varlıktır… Gece gözünü kapar ve uyur… Gündüz gözünü açar ve uyur… Rüya gördüğünü fark etmeyenin ise, o rüyanın içinde savrulmaktan başka şansı yoktur…”

“Anka’nın Kanatları”, -tanıdığı hepimiz gibi- sorgulanmamış yaşamını tüketip, zamanı dolduğunda kendi varlığına ve içinde yaşamış olduğu varoluşa ilişik hiçbir gerçek cevaba ulaşamadan dünyayı terk edecek bir ferdin; dünyayı ve kendini sorgulamaya başladıktan sonrasında ona görünür kılınan bir ‘kapı’dan içeri girmesiyle başlamış olan ve tüm varlığını dönüştüren gizemli yolculuğunun anlatımı…

İsimlerin ve cinsiyetlerin açığa vurulmadığı; varoluş, yaşam, ölüm, anlam, dinler, felsefeler, aydınlanma, insan ve hepsinin ardında yatan Hakikat üstüne devam eden tarifi zor diyalog, okuyucuyu -Mevlana ve Yunus Emre’lerin de içinde yoğrulduğu- varlıksal öğretinin kendine özgü atmosferi içine alarak derinleşirken; zamanı ve mekanı aşkın bu sohbetin yanıt makamında oturan ve “O” olarak geçenin ‘kim’ yada ‘ne’ bulunduğunun keşfi ise, okura bırakılan bir sır olarak kalıyor…

(Tanıtım Bülteninden)


Anka’nın Kanatları Alıntıları – Sözleri

  • “Bilmediğini bilmenin farkındalığı” ile yola çıkan insan, “bilen (olan)” ile ilişkisinde -potansiyeline bağlı olarak dönüşmeye başlayacaktır. Ne kadar bilirse bilsin, “bildikleri” değil “yapabildikleri” onu “dönüştürecektir”. Yolda yürümek için insan iyi mi ileriye doğru adım atıyor sadece zamanı ulaştığında ayağını oradan çekmeyi de biliyorsa; bilginin toplanacağı, hazmedileceği ve toplamanın bırakılacağı zamanlar olacaktır…
    Devamlı sulanan çiçeğin kökleri çürür… Sulanmayanınki ise kurur…
  • “Söyle; hangisi, tek başına hükümdar olduğu ‘gövde toprakları’nda kendi savaşını bitirebilmiştir?”
  • “Bilgilenmiş ego, adam olamamış bir kral olma potansiyelini içinde taşır. Elinde her türlü zenginlik vardır fakat tek yatırım yapmadığı şey o bilgiyi ve zenginliği kaldırabilecek, sindirebilecek ve hayata geçirebilecek anlayışla irfaniyettir.”
  • Uçurumdan atlayanı korumak için azalmaz yerçekimi. Kafasını inatla vurana zarar gelmesin diye yumuşamaz beton duvarlar. Ve içini bilgisiz bırakana, tepeden inme rahatlık ve mutluluk dağıtmaz doğası.
  • Fikir kalabalığı, oyalanacak aktiviteler ve gürültü onun güvenlik sübabları olduğundan, yaşamış olduğu dünyayı şekillendirirken her an bu üçünün var olabileceği ortamlar yaratma zorunluluğu hisseder… Gürültülü şehirlerden gürültü dolu dinlence bölgelerine gitmesi, koşuşturma dolu bir emek harcama sürecinden sonrasında aktivite dolu tatillere çıkması, onun boş zamanlarında “sessiz kalma korkusu”na karşı almış olduğu önlemlerdir… Zira tanımadığı ve bilmediği bir yabancıyla yalnız kalmaktan korkar insanoğlu… Bilhassa de; “Kendi’siyle…
    Bu nedenle gürültü onun en derin bağımlılığı, en yoğun zikri, en büyük afyonudur… Bulamadığı anlamı ve doldu ramadığı boşluğu unutma yoludur… Ve her şeyi; fakat her şeyi bu kaçış için kullanabilir… En kıymetli Hakikat sözlerini dahi…
  • Kendi bilgisini bilmeyen bir insanoğlunun, dünyanın bilgisine haiz olmasının, bu durumda bir anlam ifade etmeyeceği açıktır… Tıpkı insanı beslemek suretiyle önüne konan leziz bir yiyecek şeklinde; bilgiden amacın yenmek ve hazmedilmek olduğu, bu de rinliklere inebilenlerce ifade edilmiştir. Varlığı dönüştürmeyen bilgiler, biriktikçe ve bekledikçe kokmaya başlamış olacak, bir süre sonrasında da yiyeni zehirleyecektir…
  • Üstelik hemen hemen kendi derdine derman bulamamışken, kime, hangi mevzuda yardım edebileceğini düşünüyorsun? Bu çoğu zaman, öğrenmeye ve dönüşmeye karşı direnç gösteren zihnin bir oyunudur… Bir an evvel öğretmeye adım atmak ki; öğrenme çabasından kaçabilsin…
  • Sorular tüketilmek içindir… Ki, hakiki cevabın doğacağı sükünete ve boşluğa yer açılsın… Ancak ne gariptir ki sual sormadan da bu istasyona varılamaz…
    İşte bu, naturel ve gerçek durallık halidir…
    En yüksek meditasyon, budur…
    Gerçek anlamıyla “yakarma”;
    insanı bu safiyete getirecek emeklerinin toplamıdır…
    Gerçek anlamıyla”yakarış”;
    her an senden açığa çıkan samimi eylemlerin kendisidir…
    Safiyet adına, kendini sana sunulanlardan yoksun bırakmandır; “oruç”…
    Sağlayabildiğin saflıkta ve temizlikte durabilmektir; “abdest”…
    Ve, an gelir de kabul edilirsen İçeri;
    Sahibi’ne vereceğin emanettir; “kurban”…
    Bu nihai ziyarettir;
    “Hac”…
    Tüm bunlardan sonrasında, O’nda yok olmakdır;
    “Miraç”…
  • Onlar; bir muradın (arzu) ardında bin muratsızlık (dert) yattığını anlamış ve o bir murattan vazgeçerek, bin muratsızlıktan da kurtulmuşlardır…
  • Ölüm düzmece olan her şeyin senden alınmasıdır.


Anka’nın Kanatları İncelemesi – Kişisel Yorumlar

“Yolcu yolda Şems’ini kaybedecek, çölde yalnız yürüyecek, Hira Dağı’ndaki mağaraya yalnız varacak, O’ nun kapısında yalnız yatacaktır… Kapı açılırsa eğer, bundan sonrası “O”nunla “o”nun içinde cereyan edecek bir “sır”a, bir “yaşantı” ya dönüşecektir. Buralardan sonrasına ne dil döner, ne de akıl erer…”
” Vakti değil midir artık, kabuğunu kırmanın?
Zamanı gelmedi mi, küllerinden doğmanın? ”
Çağrı Dörter’in yazdığı seri kitapların ilki olan “Anka’nın Kanatları” kitabı kendini bilmek (aydınlanma) isteyenler için oldukça yalın olarak yazılmış, yüreğimizin derinliklerine işleye işleye anlatılmış bir rehber..
Kitap ile ilgili size tek tavsiyem yavaş yavaş sindire sindire okumanız.. (hayallereyolculukvar)

Mutlaka okumak, üstünde çokça düşünmek, satır aralarının altında yatan gizli saklı manaları kavramak, iyice sindirerek yaşam felsefesi haline getirmek… Alıntı hayata geçirmeye doyamadım . Okumaya doyamadım. Ruhuma dokundu, beni sarıp sarmaladı. (Ebru Altiok)

“Fırsat vermediler sana, ‘sen’ olman için..
Ve sen, ‘sen’ olamadın,yaşamın süresince..
Gelenekler, görenekler, inançlar, arzular, huylar ve alışkanlıklar yaşadı da üstünden; bir ‘sen’ yaşayamadın…
Vakti değil midir artık, kabuğunu kırmanın?
Zamanı gelmedi mi, küllerinden doğmanın?”
Çağrı Dörter’in okuduğum 3.kitabı. Sondan başlamışım okumaya o yüzden öteki kitapları beni daha oldukca etkilemişti.
Normalime gore uzun bir sürede okudum.Araya başka şeyler girdi.O şekilde olunca dağıldım,toparlayamadım. Zamanlamam yanlıştı diyeceğim fakat yanlış diye birşeyin olmadığını biliyorum, onun yerine almam gerekenler bu kadarmış demek isterim.Daha zamanı var kim bilir kabuğumun kırılmasının.. Küllerimden tekrardan doğduğumu zannederken,tüm zanlarımdan arınmanın..Ol’dum demenin tehlikesinin farkına varmamın..
Çağrı Dörter, kendi yaşam tecrübeleriyle bir boyuta yükselmiş, farkındalık noktasına erişmiş ve bu tarz şeyleri beşere fark ettirmeye gönül vermiş bir isim. Hakikat yolcusu. Kitaplarında O’nu işliyor. En oldukca bahsetmiş olduğu şey “sorgulamak”. Kitabı okurken bilhassa dikkat gerektiriyor. Bağlantıları iyi oluşturmak, düşünmek, sırları çözmek sadece okuyanın kabı kadar mümkün. Kitabın devamı olan “Aşk ve Ejder”i almışım ilkin, bilmeden. O kitabı okumak istediğimde “Anka’nın Kanatları”nı fark ettim. Yani bu kitabın varlığını sindirmeden, okuduğum halde sindiremeden, aklım hâlâ diğerinde. Temeli yapmadan kat çıkmaya çalışmak şeklinde..
Belki bu yüzden seçmişimdir Felsefe kısmı okumayı.Temelimi sağlamlaştırıp ilerleyebilmek için.En başa,en derine inip,sonrasında yüzeye çıkabilmek için.Kitap bende derin izler bıraktı.Bazı cümleler tokat şeklinde yüzüme çarptı sözgelişi:
“Hazmedemedikten sonra, okuyup bir kenara bıraktığın kitaplar seni ancak bilgi obezi yapar, bilge değil.” (s.21)
Bazıları düşündürdü:
“Emeksiz varılan hangi menzilden hayır gelmiş yolcuya?”
Bazıları şükrettirdi:
“Felsefe;anlam yolunda olanlar için aklı işletmenin ve parlatmanın en hayati gereklerinden biridir..”
Bazıları fark ettirdi:
“Bir hastanın iyileşmesinin ilk kuralı, hasta olduğunun idrakine varmasıdır.” (s.29)
Yollarımızın yeniden kesişeceğine inanıyorum. Merak edenlere tavsiye ediyorum. (Şeyda)


Anka’nın Kanatları PDF indirme linki var mı?


Çağrı Dörter – Anka’nın Kanatları kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Anka’nın Kanatları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Çağrı Dörter Kimdir?


Çağrı Dörter Kitapları – Eserleri

  • Asi Peygamberler
  • Bugünün Tasavvufu
  • Anka’nın Kanatları
  • Aşk ve Ejder
  • Sezginin Sonsuzluğu


Çağrı Dörter Alıntıları – Sözleri

  • “İnsanın kendini fethetmesi zaferlerin en büyüğüdür… ” (Platon) (Asi Peygamberler)
  • Sorular tüketilmek içindir… Ki, hakiki cevabın doğacağı sükünete ve boşluğa yer açılsın… Ancak ne gariptir ki sual sormadan da bu istasyona varılamaz…
    İşte bu, naturel ve gerçek durallık halidir…
    En yüksek meditasyon, budur…
    Gerçek anlamıyla “yakarma”;
    insanı bu safiyete getirecek emeklerinin toplamıdır…
    Gerçek anlamıyla”yakarış”;
    her an senden açığa çıkan samimi eylemlerin kendisidir…
    Safiyet adına, kendini sana sunulanlardan yoksun bırakmandır; “oruç”…
    Sağlayabildiğin saflıkta ve temizlikte durabilmektir; “abdest”…
    Ve, an gelir de kabul edilirsen İçeri;
    Sahibi’ne vereceğin emanettir; “kurban”…
    Bu nihai ziyarettir;
    “Hac”…
    Tüm bunlardan sonrasında, O’nda yok olmakdır;
    “Miraç”… (Anka’nın Kanatları)
  • İş başkalarını yada başka görüşleri eleştirmeye ulaşınca bülbül kesilirler. Ama mevzu kendi zanları, inançları, anlayışları olduğunda; tek bir adım dahi atacak cesareti bulamazlar. (Asi Peygamberler)
  • … her kültürde geçerli olan tek ahlaksızlık vardır ki, o da kendi aklakını ötekine dayatma ahlaksızlığıdır… (Asi Peygamberler)
  • Bir informasyon, okuyanda bir arayışa yol açıyorsa, onun varoluşunu dönüştürebilecek bir tesir yaratmış ve köprü olma vazifesini gerçekleştirmiş anlama gelir. (Bugünün Tasavvufu)
  • Artık yere inme zaman…
    Artık topraklanma vakti…
    Artık giysisine bürünme ve döndüğün aleme katılma vakti… (Sezginin Sonsuzluğu)
  • Üstelik hemen hemen kendi derdine derman bulamamışken, kime, hangi mevzuda yardım edebileceğini düşünüyorsun? Bu çoğu zaman, öğrenmeye ve dönüşmeye karşı direnç gösteren zihnin bir oyunudur… Bir an evvel öğretmeye adım atmak ki; öğrenme çabasından kaçabilsin… (Anka’nın Kanatları)
  • Ejder, yeni bir savaşım için bıçaklarını bilerken,
    ‘Hepsini yoldan çıkaracağım..’ diyordu Aşk’a..
    ‘Yüreklerinden tutup yıldızlara fırlatacaklarımı değil..’ diye cevaplıyordu Aşk.. (Aşk ve Ejder)
  • Gri ki, kül rengi;
    yananlara mahsustur…
    Gri ki, bahşeder
    zamanı ulaştığında,
    varolan tüm renkleri,
    içinden yeniden doğabilene…. (Aşk ve Ejder)
  • Ejder
    kızmak ne demek sana; tersine duacınım
    tüccar kafan durdukça; sende ölmem yaşarım
    daha büyük arzula; hedef aden-i ala
    bereketim açılır; ben en büyük tüccarım
    göstersin kitapların, kurtuluşun yönünü
    sis çekerim gözüne, göremezsin önünü
    bir yanını yaparken, bir yanını bozarım
    ölü diri istemem, ara yerde tutarım
    keserim şu kafamı; bir huyun değişirse
    hükümdarlığım feda; böylesi erişirse
    arzuları, hırsları; umut yapar satarım
    anlaşmayı imzalar; sen ölürken bozarım (Aşk ve Ejder)
  • Fikir kalabalığı, oyalanacak aktiviteler ve gürültü onun güvenlik sübabları olduğundan, yaşamış olduğu dünyayı şekillendirirken her an bu üçünün var olabileceği ortamlar yaratma zorunluluğu hisseder… Gürültülü şehirlerden gürültü dolu dinlence bölgelerine gitmesi, koşuşturma dolu bir emek harcama sürecinden sonrasında aktivite dolu tatillere çıkması, onun boş zamanlarında “sessiz kalma korkusu”na karşı almış olduğu önlemlerdir… Zira tanımadığı ve bilmediği bir yabancıyla yalnız kalmaktan korkar insanoğlu… Bilhassa de; “Kendi’siyle…
    Bu nedenle gürültü onun en derin bağımlılığı, en yoğun zikri, en büyük afyonudur… Bulamadığı anlamı ve doldu ramadığı boşluğu unutma yoludur… Ve her şeyi; fakat her şeyi bu kaçış için kullanabilir… En kıymetli Hakikat sözlerini dahi… (Anka’nın Kanatları)
  • Hak dini bulmanın ilk şartı, insana din adı altında öğretilen sadece dinin aslı ile bağlantısı olmayan ve bundan dolayı de insanı sorun için de yaşamaya mahkûm eden kalıplardan, ezberlerden, tabulardan, yalan korkulardan ve zanlardan kurtulmaktır. Gerçek anlamda “putların kırılması” budur. (Bugünün Tasavvufu)
  • varamazsın O’na, aldığın sınırlarla
    almaz seni yanına, üstündeki kılıfla
    adı, cismi, resmi, yok; sahibidir hepsinin
    rengi olmadığı için; anası, tüm renklerin…
    kavuşmak mı istersin? dökülsün boyaların
    gün ki renksiz kalırsın; içeri alınırdı… (Aşk ve Ejder)
  • “Söyle; hangisi, tek başına hükümdar olduğu ‘gövde toprakları’nda kendi savaşını bitirebilmiştir?” (Anka’nın Kanatları)
  • Hayır gelmez insana
    ‘içinden’ gelecek olanı
    haricinde aramaktan… (Aşk ve Ejder)
  • Günlük anlayışta dilediğini yapabilmek özgürlük şeklinde algılanırken hakiki özgürlüğün içindeki sıkıntıyı unutmak için koşturmaktan azade özgür olduğu ıskılanır . (Bugünün Tasavvufu)
  • “Bilgilenmiş ego, adam olamamış bir kral olma potansiyelini içinde taşır. Elinde her türlü zenginlik vardır fakat tek yatırım yapmadığı şey o bilgiyi ve zenginliği kaldırabilecek, sindirebilecek ve hayata geçirebilecek anlayışla irfaniyettir.” (Anka’nın Kanatları)
  • Sorgulamayanlar, yalanları din edinmeye mahkumken; sorgulayanların ilk kurtulacağı şey ‘yalanlar’ olur. (Asi Peygamberler)
  • Aradan günler geçti…
    O günler süresince ellerine,bedenine, ağaçlara baktı, yeni doğan bir bebeğin hayretiyle…
    Nefes alıp vermek iyi mi bir mucizeydi! (Sezginin Sonsuzluğu)
  • “İçinde hakkaniyet,vicdan,sevgi ve şefkat uyanmamışsa,neye yarıyor ibadetin?” (Sezginin Sonsuzluğu)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş