Eğitim

Severek Ayrılalım – Rukiye Kayaarslan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Severek Ayrılalım – Rukiye Kayaarslan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Severek Ayrılalım kimin eseri? Severek Ayrılalım kitabının yazarı kimdir? Severek Ayrılalım konusu ve anafikri nedir? Severek Ayrılalım kitabı ne konu alıyor? Severek Ayrılalım PDF indirme linki var mı? Severek Ayrılalım kitabının yazarı Rukiye Kayaarslan kimdir? İşte Severek Ayrılalım kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Rukiye Kayaarslan

Orijinal Adı: Severek Ayrılalım

Yayın Evi: Parola Yayınları

İSBN: 9786059121149

Sayfa Sayısı: 704


Severek Ayrılalım Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

BİR FUTBOLCU EN ÇOK NE KADAR SEVEBİLİR?

PEKİ, AŞIK BR KADININ FEDAKARLIKTA SINIRI NEDİR?

Yeşil sahaların fırtına futbolcusu Akay Demir için yaşam eski eğlencesini kaybetmişti. Tam her şey aynı devam edecek diye düşünürken minik bir çarpışmayla tüm dengesi yerle bir oldu ve yaşamı ummadığı kadar değişti.

Seviye abidesi öğrencimiz Asel Ateş, başarı göstermiş olmak için gömüldüğü derslerden dikkatsizliği sebebiyle değişik bir boyuta geçti. Futbolun ‘f’sinden haberi yokken, Türkiye’nin en meşhur futbolcusuyla çarpıştı.

KADERİN BİRLEŞTİRDİĞİ İKİ AŞIK… NASIL OLUR DA BU KADAR SEVERKEN AYRILIR? 

“Asel… Etrafımdaki kimselerle paylaşamadığım yaram… Kalbimde sonsuza kadar yargı sürecek haiz… En güzel günlerimi yaşadığım hanım… Tam olduğumu hissettiğim öteki yarım…”

Akay Demir

“Akayım… Sana fena geldim bir tanem. Yüzündeki gülüşü sildim. Hayatına asla mi girmeseydim? Bunu o denli oldukca düşündüm ki, fakat seni asla tanımamak… Haklısın bencilim bir tanem. Bu kadar acı çekmene niçin olsam da seni tanımamış olmaya dayanamazdım. Beni affet aşkım. Şundan dolayı seni oldukca seviyorum.”

Asel Ateş


Severek Ayrılalım Alıntıları – Sözleri

  • Affedersin…” derken ilk kez kızın yüzüne bakmıştı. Aynı anda karşılaşan
    gözler ise değişik bir çekime girmişti. Genç kızın gözlerinin güzelliği
    gözlüklerinin altından bile belliydi. Fazlaca mütevazı bir görüntüsü vardı.
    Çevresindeki hanımefendilere asla benzemiyordu.
  • Senelerce hayal kurup, beklersin…
    Beyaz atlı prense inancını asla kaybetmezsin.
    Karşına çıkmış olduğu an, bilirsin.
    Odur senelerce beklediğin, tanır onu kalbin.
    Tutmak istersin… Benim demek istersin…
    Elini uzattığında dokunur, onun da seni hissetmesini sağlarsın.
    İşte o an adım atar senelerdir hayalini kurduğun düşler.
  • “Affedersin…” derken ilk kez kızın yüzüne bakmıştı. Aynı anda karşılaşan
    gözler ise değişik bir çekime girmişti. Genç kızın gözlerinin güzelliği
    gözlüklerinin altından bile belliydi. Fazlaca mütevazı bir görüntüsü vardı.
    Çevresindeki hanımefendilere asla benzemiyordu.
  • ….camın kenarından yoldan geleni geçeni izlemeye başlamıştı. Herkes bir koşuşturma içindeydi. Kim bilir içlerinde neler yaşıyorlar fakat dönen dünyaya ayak uydurmak için yaşamaya çalışıyorlardı. Belki de oldukca mutluydular. Hayat onlara güzellikleri sunmuş, fena taraflarıyla tanıştırmamıştı. Acaba var mıydı bu şekilde talihli insanoğlu…
  • Her şey ne kadar güzel başlasa da, minik bir şey öyleki büyük bir problem olur çıkar ki insanoğlunun karşısına… Sonrasında o küçücük dağın altında kalır kalpte olan… Seneler geçse de unutulmayan, her gözünü kapadığında özlemle içini burkan… Ne oldukca şey vardır insanı insan icra eden…
  • Hayatta bir masaldır. Nasıl beyaz atlı prensler var ise, fena kalpli cadılarında olduğu..En mutlu anımızda kırmızı elmayla kapımıza dayanan…Bizi kulelere kilitleyen… Senelerce sürecek uykularla cezalandıran… Saat on ikiyi geçirdiğimizde balkabağına dönüşen…
  • Artık kaçacak hiçbir yer yoktu.
    Arkasını döndüğü an, onunla karşı karşıya kalacaktı.
    Yavaşça oluşturulan gözleriyle beraber ağır çekimde arkasını dönmeye başlamıştı
    ve aynı anda gözleri buluşmuştu.
    Ne kadar engellemeye çalışsa da,
    sevdiğinin gözlerine bakarken büyük bir hasret oturmuştu oralara.
  • Yine başladıkları yere gelmişlerdi.
    Kendini yitirmiş ve olayın geldiği yeri
    anlayamamıştı. Ama şimdi her şey apaçık önündeydi.


Severek Ayrılalım İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Ben bu yazari sevdim. Yeni olmasina ragmen İçten bir yazısı var. Hissettiriyor ve kitap kahramanlariyla birlikte üzülüp sevinebiliyorum… Fazlaca guzel ve heyecanlı bir hikâyeydi. Tavsiye ederim. (Tuğba)

Bu yazarın kitabını ilk kere okuyorum. Hikaye bilindik bir öykü olabilir fakat ifade sürükleyici. Göz yaslarinizi tutamayacaginiz fedakarlıklar üstüne kurulu mükemmel bir aşk hikayesi. W.kitabi da okumayı ihmal etmeyin. (Fobc)

Rukiye Kayaarslan hakkaten iyi yazarlarımızdan birisi….
Bu kitap serinin ilk kitabı….
Bir rastlantı ile başladı aşkları… İkisi de aceleyle yetişmeye çalıştıklarından küçük bir kaza Onların tanışmasına vesile oldu. Ama kız oğlanı tanımıyordu. Nereden ilsin Ona otomobille çarpan insanın meşhur bir futbolcu bulunduğunu…..
Akay, meşhur bir futbolcu , yetenekli, hovarda ve yakışıklı….
Asel ise, çalışkan, parlak zeka ve bir o denli da güzel bir kız Moda tasarımı okuyor son derslik talebesi ve okul birincisi…. O günde sınava yetişmek için koşuyordu.
Kazadan sonrasında bir kez de bir kulüpte çarpıştılar….. Sonra bir günde Asel bisiklet kullanırken bisikletinin frenleri tutmadığı için bu sefer Asel Akay’a çarptı. Sonra görüşmeye başladılar. Asel hala Akay’ın meşhur bir futbolcu bulunduğunu bilmiyordu. Bir gün kardeşi ile babası futbol seyrederken tesadüfen ekranda Akay’ı görene kadar….
Aşkları oldukca güzel gidiyordu. Ve Paris’te ansızın evlendiler…. Ama her şey bu kadar iyi olamazdı değil mi? Bir hafta sonrasında Asel Akay’a ondan boşanmak istediğini söyler. Bu kadar seven hanım niçin boşanmak ister ki? BUnu sadece okuyup ta öğrene bilirsiniz…. Fazla tüyo veremem… Ve ayrılırlar. İkisi de bedbaht olur.
5 yıl sonrasında Asel’in çalmış olduğu şirket Akay’ın oynadığı futbol kulübünün işini alır ve 5 yıl sonrasında karşılaşırlar…
İyi okumalar… (Persephone)


Severek Ayrılalım PDF indirme linki var mı?


Rukiye Kayaarslan – Severek Ayrılalım kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Severek Ayrılalım PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Rukiye Kayaarslan Kimdir?

Rukiye Kayaarslan 1981 senesinde Ankara’da hayata merhaba dedi. Üç kardeşin en büyüğü olan Kayaarslan ailesi ile beraber yaşamaktadır.

Ticaret Lisesi mezunu olan Kayaarslan 2012-2013 Marka İletişim Mezunu olup, şu anda Eskikent Anadolu Lisesi Uluslararası İlişkiler okumakta ve hususi bir şirkette yazım işlerinde vazife almaktadır.

Yazmaya lise yıllarında kurguladığı hikayeleri çevresindekilere anlatmakla başlayıp, daha sonrasında kaleme – klavyeye dökmesi ile devam etti. 3 senedir hikayelerini toplumsal medyada yayınlamaktadır.

Sonbahar Delisi, Kayaarslan’ın basılacak ilk eseri olup, birbirinin devamı olan değişik dört hikayenin de ilkidir.


Rukiye Kayaarslan Kitapları – Eserleri

  • Sonbahar Delisi
  • Sen Geldin Bahar Geldi 1
  • Severek Ayrılalım
  • Sen Geldin Bahar Geldi 2
  • Sevince


Rukiye Kayaarslan Alıntıları – Sözleri

  • Sen sağlam ol ki sevdiklerin de sağlam olsun. (Sonbahar Delisi)
  • Hayatta bir masaldır. Nasıl beyaz atlı prensler var ise, fena kalpli cadılarında olduğu..En mutlu anımızda kırmızı elmayla kapımıza dayanan…Bizi kulelere kilitleyen… Senelerce sürecek uykularla cezalandıran… Saat on ikiyi geçirdiğimizde balkabağına dönüşen… (Severek Ayrılalım)
  • “Affedersin…” derken ilk kez kızın yüzüne bakmıştı. Aynı anda karşılaşan
    gözler ise değişik bir çekime girmişti. Genç kızın gözlerinin güzelliği
    gözlüklerinin altından bile belliydi. Fazlaca mütevazı bir görüntüsü vardı.
    Çevresindeki hanımefendilere asla benzemiyordu. (Severek Ayrılalım)
  • İçten meydana getirilen her yakarış doğal olarak ki de ulaşırdı muhatabına. (Sonbahar Delisi)
  • Haklı bulunduğunu bilseler de yenilgiyi kabul etmiyor ve bu hayatlar süresince en büyük kusurlar olarak kalıyor (Sen Geldin Bahar Geldi 2)
  • Yine başladıkları yere gelmişlerdi.
    Kendini yitirmiş ve olayın geldiği yeri
    anlayamamıştı. Ama şimdi her şey apaçık önündeydi. (Severek Ayrılalım)
  • Her şey ne kadar güzel başlasa da, minik bir şey öyleki büyük bir problem olur çıkar ki insanoğlunun karşısına… Sonrasında o küçücük dağın altında kalır kalpte olan… Seneler geçse de unutulmayan, her gözünü kapadığında özlemle içini burkan… Ne oldukca şey vardır insanı insan icra eden… (Severek Ayrılalım)
  • Erkekler ağlamaz diyenler yanılıyormuş bir tanem. Erkekler de ağlar… Kaybettiklerine, sevdiklerine, umutlarına, umutsuzluklarına… Hem de tüm kalpleriyle ağlar. Tek farkla, akan yaşlar gözlerinden değil, kalplerindendir (Sevince)
  • ….camın kenarından yoldan geleni geçeni izlemeye başlamıştı. Herkes bir koşuşturma içindeydi. Kim bilir içlerinde neler yaşıyorlar fakat dönen dünyaya ayak uydurmak için yaşamaya çalışıyorlardı. Belki de oldukca mutluydular. Hayat onlara güzellikleri sunmuş, fena taraflarıyla tanıştırmamıştı. Acaba var mıydı bu şekilde talihli insanoğlu… (Severek Ayrılalım)
  • Kendisiyle kavgalı biri, çevresiyle barışık olabilir mi? Senelerce savaştım. Kendimden kaçtım. İnsan asla kendinden kaçabilir mi? Kaçamadım da esasen. Bunun içinde tüm benliğimi, o mezara gömdüm. Leyla’yı uğurladığım o sonbahar mevsiminde takılı kaldım. Ne kışın beyazlığı içime işleyebildi, ne ilkbaharın yeni umutları ne de yazın sıcaklığı ben yalnız sonbaharın sararan günleriyle beraber sarardım. (Sonbahar Delisi)
  • Bu hain kalbim ona ne süre kızabildi ki… utanmasa her yerde beni suçlayacak. Tamamen ona ilişik olup çıktı. (Sonbahar Delisi)
  • Bazen güzel, kimi zaman hüzünlü, kimi zaman sinirli, kimi zaman neşeli, kimi zaman de pişmanlıktı. Bu hayattı. Acısı da, tatlısı da gerçek… Bazı zamanlar ağızda hoş bir tat bırakan, bazı zamanlarda ise kekremsiliği gidermek için oldukca uğraşılması ihtiyaç duyulan zamanlara ev sahipliği yapardı. Ama her şey birbirini sevenlerin sevdasına bulanıp, yeni hayatların şekillenmesiyle son bulurdu. Her süre güneşli değildi, bulutlu olduğu da, karlı olduğu da, yağmurlu olduğu da, sert ayazlarla insanı dondurduğu da olurdu. Hayattı bu. (Sevince)
  • Her gün haiz olduklarım için şükrediyorum. (Sonbahar Delisi)
  • “Sen yaşayamadıklarının hüznünü yaşıyordun, bense yaşadığım muhteşem anların kaybının.” (Sen Geldin Bahar Geldi 1)
  • “Uyku… Gece bana uğramayı unutmuş.” (Sonbahar Delisi)
  • En gereksiz ayrıntılara bile yer verip sonu acil acil bitirme huylarınızdan vazgeçin! (Sen Geldin Bahar Geldi 2)
  • “Sevgilim; kadere aldanmayıp, kağıt olup, kalem olup, mutlulukla bir son bulup, en sonuma yazsam seni.” (Sonbahar Delisi)
  • Affedersin…” derken ilk kez kızın yüzüne bakmıştı. Aynı anda karşılaşan
    gözler ise değişik bir çekime girmişti. Genç kızın gözlerinin güzelliği
    gözlüklerinin altından bile belliydi. Fazlaca mütevazı bir görüntüsü vardı.
    Çevresindeki hanımefendilere asla benzemiyordu. (Severek Ayrılalım)
  • Sağır duymaz uydurur, bilmeyen de gördüğüne yazarmış. (Sonbahar Delisi)
  • Her insan yaşamının bir döneminde hata yapabilir. (Sonbahar Delisi)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş