Eğitim

Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri – Joseph Campbell Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri – Joseph Campbell Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri kimin eseri? Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri kitabının yazarı kimdir? Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri konusu ve anafikri nedir? Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri kitabı ne konu alıyor? Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri PDF indirme linki var mı? Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri kitabının yazarı Joseph Campbell kimdir? İşte Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Joseph Campbell

Çevirmen: Nur Minik

Editör: Selçuk Aylar

Orijinal Adı: Goddesses: Mysteries of the Feminine Divine

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9786257913232

Sayfa Sayısı: 379


Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Karşılaştırmalı mitoloji sahasının önde gelen isimlerinden Joseph Campbell’ın Tanrıçalar adlı emek harcaması, tarihöncesinden Rönesans’a kadar tanrıça kültünün doğuşu, gelişimi ve dönüşümü üstüne detaylı bir kitap. Hazırlanış sürecinde Campbell’ın geniş bir dinleyici kitlesine verdiği konferansların notlarından yararlanılan kitabın aslolan amacı, günümüz hanımına rehberlik edebilecek öncesiz ve sonsuz bir karı figürü sunmak. Bu doğrultuda sık sık modern dünyaya dair yorumlar da icra eden Campbell’ın metnine fazlaca sayıda görsel materyal birlikte rol alıyor.

“Günümüzde kadınların karşı karşıya bulunduğu zorlukların birçoğu, dünyada önceden erkeklere ayrılmış olan ve mitolojik bir kadın modelinin yer almadığı bir eylem alanına girmelerinden kaynaklanıyor… Yaşanmakta olan hiçbir şeyin modeli yok. Her şey değişiyor, erkeklere ait vahşi ormanın kanunu bile. Geleceğe serbest düşüş dönemindeyiz ve kadın erkek her birimizin kendi yolunu çizmesi gerek.”


Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri Alıntıları – Sözleri

  • Amor, aşk kalbin uyanışıdır.
    Amor, aşk gözlerin buluşmasından gelir.
  • Kadınlar hayata getirmekle bizzat yaşamın sonsuz taşıyıcısı niteliğine sahiptirler. Doğadaki öteki güçleri temsil eden ve tabiat ananın kendisinden ziyade gücünün taşıyıcısı olan hayvanlar haricinde ilk tapınma nesnesi hanımdır.
  • Avlanma vurgusu var ise adam odaklı bir mitoloji, toprağı ekme vurgusu var ise hanım odaklı bir mitoloji ile karşı karşıyayızdır.
  • Marduk’un kadim denizin yaşlı tanrısı Taimat’ı yenmesi, dünyanın o bölgesinde bundan bu şekilde evrensel tabiat tanrıçası yerine siyaseten kabul edilmiş kabile tanrılarına sadakat gösterileceğini belirleyen vakaydı.
  • İÖ 327 senesinde Büyük İskender Pencap’a girince Doğu ile Batı içinde bir kapı açılmış oldu. Tüm Yakındoğu’yu esasen fethetmişti; böylece Mısır, Yunanistan, Anadolu ve İran’a ilişik kült ve gizemler geniş çaplı bağdaştırmacı bir anlayışla biraraya gelmeye başladı. İÖ 100 civarında Eski İpek Yolu (bu şekilde adlandırılmıştır) Suriye, Hindistan ve Çin içinde kullanılmaktaydı ve İÖ 49 senesinde Iulius Caesar Galya’yı fethetmişti. Yani İsa’nın doğduğu sıralarda, çağdaş dünyada bir tek malların değil düşünce ve inançların da değiş tokuşu söz mevzusuydu.
    O tarihte Yakındoğu’nun tamamı için Tanrıça’nın baş mabedi şimdiki Türkiye’de bulunan Efes’teydi, orada Artemis adını ve formunu taşıyordu. Ve orada, o şehirde, Miladın 431. yılındaydı ki, Meryem’in Theotokos (Tanrı’nın Annesi) olduğu deklare edildi. Zamanın ilk tiktakından beri Tanrıça’nın taşımış olduğu kimliktir bu.
  • “Akdeniz’in, Mısır’ın, Yunanistan’ın her yerinde tuzla buz edilmiş heykeller, tasvirler vardır.”
  • “İnsanlar bir çok kez Tanrıça’yı bir tek bir doğurganlık ilahesi olarak düşünürler. Hiç de o şekilde değildir. O müz’dür. Şiirin esin deposudur. Tinin esin deposudur. Dolayısıyla, üç işlevi vardır: Bize yaşam vermek, öldüğümüzde bizi almak ve tinsel, şiirsel idrakimize esin deposu olmak.”
  • “İster ilkel isterse yüksek uygarlıklara ilişik olsun, mitolojilerin çoğunda tanrı yada tanrıçalar tabiat ananın enerjilerinin kişileştirilmiş simgeleridir. Enerjiler birincilken, mabutlar ikincildir.
    Doğanın enerjileri dış dünyada olduğu şeklinde içimizde de mevcuttur, bundan dolayı biz tabiat ananın birer parçasıyız. Dolayısıyla, bir mabut üstüne düşünmekte olduğunuz vakit, kendi tin ve psişenizin güçleri üstüne ve bununla birlikte dışarıdaki güçler üstüne düşünmektesinizdir. Dünyadaki (bir iki kural dışı hariç) nerede ise tüm dinî geleneklerde ferdin hedefi tabiat ve kendi doğası ile uyum içine girmek, böylelikle hem fizyolojik hem de ruhsal sağlığını kazanmaktır. Geleneğimizde bunlara tabiat dinleri deriz; bunların tanrıları veya tanrıçaları nihai terimler değil, tinsel enerjilere meydana getirilen göndermelerdir. Yani mitolojiyi doğru anlarsak, saygı ve saygı gösterilen nesne nihai terim değil, ferdin içinde ikamet eden bir enerjinin kişileştirilmiş halidir.”
  • “Şimdiyi geçmiş üstünden yaşadığınız için, atılacağınız serüven şu olacaktır: Önceki size dair düşüncenizi tuzla buz etmek ve gelecekteki olası sizi meydana getirmek için şu anın sunmuş olduğu fırsatlara kendinizi açmak, kalkanlarınızı indirmek. Ölüm ısırığını kabul edemediğiniz için evrenin şarkısını işitemiyorsunuz… “
  • Kadın heykelcikleri, adam ritlerinin yapıldığı resimli büyük mağaralarda değil, ailelerin yaşamış olduğu barınaklarda bulunmuştur.


Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Yazar işinin uzmanı bulunduğunu bircok mevzu hakkında çıkarım yapmasından rahatça anlayabilirsiniz. Kitabın odak noktalarından biriside ana erkil toplumdan ata erkil topluma geçişte meydana gelen hikayeleri karşımıza çıkarması ,batı ksynskli bir fazlaca efsaneleşmiş ve masalda hanım figürü var iken doğuda çocuk doğuran ve evin içinde iş icra eden bir figüre dönüşmüş. Kbyle yada Meryem Ana , Hera , Athena ve afrodit şeklinde simgelesmis kişikler bu mevzuda ip ucu veriyor. (Sezar Agustus Romulus)

Puanım 3/5 (%60/100)
Bazı kısımları fazlaca güzel bazı kısımlarının fazlaca karışık ve klişe olduğu bir kitap. Bildiğim kadarıyla Campbell’in yazı, konuşma, mektup vs. şeklinde yazılarından toplanıp meydana getirilen bir kitap. Yüksek lisans tezimde Campbell çalıştığım araştırmacılardan birisi olduğundan bu kitabın bazı kısımlarını okumuştum İngilizce olarak. Türkçe çevirisi Mayıs’ta çıkınca aldım fakat daha yeni okuyabildim.
Campbell’in meşhur teorisi monomit (yada kahramanın yolculuğu) birçok yönden eleştirildi ve hala da eleştirilmeye devam ediliyor. Bu eleştirilerin bir kısmı Campbell’in teorisinin tamamen adam odaklı olmasından kaynaklanıyor hatta beyaz adam bile diyebiliriz. Bu yüzden etnik kökeni, cinsiyeti ve cinsel eğilimi değişik olan kim var ise monomitin dışarısında kalıyor. Monomit günümüzde binlerce kitap, dizi yada filme uyarlanabilir. Fakat uyarlama yapmak için monomit üstünde bazı değişimler yapmak da gerekiyor. Bu yüzden bu kitap bana sanki eleştirileri birazcık azaltmak için yapılmış şeklinde geldi.
Yine de genel olarak hoşuma giden bir kitap oldu fakat Kahramanın Yolculuğu yada Campbell’in öteki mitoloji kitapları kadar detaylı yada tertipli bulamadım. Tanrıça arketipi ve kültürü üstünde mitoloji ile bağlantılar kurup bu şekilde bir kitap ortaya çıkarmışlar. Güzel olan şey kitabın birçok değişik mitolojiden ve tanrıçadan bahsetmesi. Yine de bir mitoloji kitabından fazlaca kuramsal hatta felsefi bir kitap olarak bile kabul edilebilir. Kahramanın Yolculuğu kitabından sonrasında okunmasını tavsiye ediyorum. Bu şekilde eleştirdiğim noktalar size de mantıklı gelecektir. (Mert Öncel)

Kadına ve içimizdeki dişil enerjiye dair…: Taş devrinden bugüne dek hanım , ana tanrıça iyi mi görülmüş ?
Güneş ve ay ilkel kültürlerde ne ifade ediyor ?
Çatalhöyük’te bulunan kalıntılar , boğa başı , akbaba kafası ve tanrıça figürlerinin simgesel anlamı ne ?
Tanrıça ve Hz.Meryem arasındaki bağlantı nedir?
Antik dönemden kalan Venüs heykelleri bizlere ne konu alıyor ?
Labirent desenli tanrıçanın gizemi
Tapınakların başındaki bekçi heykelleri neyi konu alıyor?
Yılanın tanrıça ile bağlantısı
Antik uygarlıklarda ritüeller
Sfenks’in gizemi
Üç güzellerin gizemi ve hristiyan teolojisinde iyi mi dönüştüğü
Apollon- güneş ve şuur arasındaki bağlantı
Odysseus destanı ve dişi ilke ile bağlantısı
Sirenler ve Helenistik kültür içinde bir bağlantı var mı ?
Bakireden doğum teması bizlere ne konu alıyor ?
Bilgi ağacı ve ölümsüzlük ağacı nedir ?
Epifani ritüelinin sembolizmi
Nietzsche Apollon ve Dionysos kültü
Mitolojide erginlenme hangi sembollerle ifade edilmiştir?
Erginlenme yolunda Esin perileri (müzler)ve gezegenler arasındaki bağlantılar…
Bu ve buna benzer birçok soruya yanıt bulabileceğiniz ve değişik bakış açıları geliştirebileceğiniz bir kaynak , kesinlikle tavsiye ediyorum. (Aslıhan tevrüz)


Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri PDF indirme linki var mı?


Joseph Campbell – Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Joseph Campbell Kimdir?

Asıl olarak mitler üstüne devrim niteliğindeki çalışmalarıyla tanınan Amerikalı yazar, editör ve öğretmen. New York City’de dünyaya gelmiştir.

Pablo Picasso ve Henri Matisse’in sanatının, Sigmund Freud ve Carl Jung’un psikoloji çalışmalarının ve James Joyce ve Thomas Mann’ın yapıtlarının etkisiyle, Campbell tüm mit ve destanların, toplumsal, kozmolojik ve ruhsal dünyayı açıklamaya yönelik evrensel insan çabasının kültürel dışavurumları olarak birbirine bağlandığını ortaya koyan bir kuram geliştirdi. Campbell’in ilk örneksiz emek harcaması olan Kahramanın Sonsuz Yolculuğu (1949), hemen sonra sıkça başvurulan bir klasik oldu; ilk olarak burada, tüm kültürlerin kahraman mitlerinde ortak tek bir kalp bulunduğunu ortaya koymuştur. Daha sonraki, dört ciltlik Tanrının Maskeleri (1959-1967). [İmge Yayınevi, 1992] ve Mitsel İmge adlı yapıtları, bu kuranın daha detaylı bir serimini sunmaktadır.


Joseph Campbell Kitapları – Eserleri

  • Mitolojinin Gücü
  • Yaratıcı Mitoloji
  • İlkel Mitoloji
  • Batı Mitolojisi
  • Doğu Mitolojisi
  • Kahramanın Sonsuz Yolculuğu
  • Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri
  • The Hero’s Journey: Joseph Campbell on His Life and Work


Joseph Campbell Alıntıları – Sözleri

  • “İnsanlar bir çok kez Tanrıça’yı bir tek bir doğurganlık ilahesi olarak düşünürler. Hiç de o şekilde değildir. O müz’dür. Şiirin esin deposudur. Tinin esin deposudur. Dolayısıyla, üç işlevi vardır: Bize yaşam vermek, öldüğümüzde bizi almak ve tinsel, şiirsel idrakimize esin deposu olmak.” (Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri)
  • Yılanın semavi işareti de büyüyen ve solan, görüntüsünü yok eden ve gene büyüyen Aydır. (Batı Mitolojisi)
  • Tanrı tek yasak şeyi gösterir. O vakit Tanrı insanoğlunun o yasak meyveyi yiyeceğini fazlaca iyi biliyor olmalıdır. Ama insan bunu yaparak kendi hayatına adım atmıştır. Hayat gerçek manada bu itaatsizlik eylemiyle adım atmıştır. (Mitolojinin Gücü)
  • Kitabı Mukaddes’in övünçlerinden biri, kendininkinden başka tüm tapınma yollarını lanetlemedeki üstünlüğüdür. (Batı Mitolojisi)
  • “Hayatın deposu nedir? Kimse bilmiyor. Daha atomun ne işe yaradığını bile bilmiyoruz. Bir dalga mı yoksa bir partikül mü? Her ikisi birden. Bu şeylerin ne olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok. Tanrısal olandan söz etmemizin sebebi bu. Aşkın bir enerji deposu var. Fizikçi atomun altındaki partikülleri incelemiş olduğu vakit, bir ekran üstünde bir iz görüyor. Bu izler gelip gidiyor, gelip gidiyor. Bizler de gelip gidiyoruz. Tüm canlılar gelip gidiyor. Bu enerji her şeye özünü veren enerji. Mitolojideki tapınma da bunu hedef alır.” (Mitolojinin Gücü)
  • “Gerçek birdir, fakat bilgeler ona birçok isim takmışlardır.” (Kahramanın Sonsuz Yolculuğu)
  • Kaza bir kaderin boy vermesini sağlayabilir (Kahramanın Sonsuz Yolculuğu)
  • “O sabahleyin gazetelerde ne işe yaradığını bilmeyeceğiniz, arkadaşlarınızın kim bulunduğunu bilmeyeceğiniz, hiç kimseye ne borçlu olduğunuzu ve kimsenin de size ne borçlu bulunduğunu bilmeyeceğiniz bir odanız ya da gün içinde birkaç saatiniz olmalı. Burası, yalnızca olduğunuz ve olabileceğiniz şahıs olma deneyimini yaşayabileceğiniz ve bu kişiyi ortaya çıkarabileceğiniz bir yer olmalı. Burası yaratıcı kuluçka yeridir.” (Mitolojinin Gücü)
  • Tanrı tek yasak şeyi gösterir. O vakit Tanrı insanoğlunun o yasak meyveyi yiyeceğini fazlaca iyi biliyor olmalıdır. Ama insan bunu yaparak kendi hayatına adım atmıştır. Hayat gerçek manada bu itaatsizlik eylemiyle adım atmıştır. (Mitolojinin Gücü)
  • “İster ilkel isterse yüksek uygarlıklara ilişik olsun, mitolojilerin çoğunda tanrı yada tanrıçalar tabiat ananın enerjilerinin kişileştirilmiş simgeleridir. Enerjiler birincilken, mabutlar ikincildir.
    Doğanın enerjileri dış dünyada olduğu şeklinde içimizde de mevcuttur, bundan dolayı biz tabiat ananın birer parçasıyız. Dolayısıyla, bir mabut üstüne düşünmekte olduğunuz vakit, kendi tin ve psişenizin güçleri üstüne ve bununla birlikte dışarıdaki güçler üstüne düşünmektesinizdir. Dünyadaki (bir iki kural dışı hariç) nerede ise tüm dinî geleneklerde ferdin hedefi tabiat ve kendi doğası ile uyum içine girmek, böylelikle hem fizyolojik hem de ruhsal sağlığını kazanmaktır. Geleneğimizde bunlara tabiat dinleri deriz; bunların tanrıları veya tanrıçaları nihai terimler değil, tinsel enerjilere meydana getirilen göndermelerdir. Yani mitolojiyi doğru anlarsak, saygı ve saygı gösterilen nesne nihai terim değil, ferdin içinde ikamet eden bir enerjinin kişileştirilmiş halidir.” (Tanrıçalar ve Tanrıça’nın Dönüşümleri)
  • Sümer-Babil göksel mitolojisi, kozmik dişinin özelliklerini Venüs gezegeninin evreleri ile tanımlamıştı. Sabah yıldızı şeklinde bakireydi o, akşam yıldızı şeklinde sürtük, gece göğünün hanımı olarak ayın karısı; ve güneşin yalımı ile yok olduğunda cehennem cadısıydı. (Kahramanın Sonsuz Yolculuğu)
  • “Ruh aslına bakarsak yaşamın hoş kokusudur.
    Hayatın içine üflenen bir şey değildir, yaşamın içinden gelir..” (Mitolojinin Gücü)
  • “Geçmişin kuyusu fazlaca derin; kim bilir dipsiz demek daha doğru. Ne kadar derinden seslenirsek, geçmişin derinlerine o denli iniyor ve o denli aşağılara batıyoruz. İnsanlığın ilk temellerini buldukça, tarih ve kültürünün kavranılmazlığı daha fazlaca anlaşılıyor.”
    Thomas Mann, Yusuf ve Kardeşleri, s.3 (İlkel Mitoloji)
  • “Ah insanlar! Ve ‘insanlar’ şu veya bu kişi değildir, ‘insanlar’ daima başkalarıdır, şu veya bu kişi değil, saf ‘başkası’ dır, hiç kimse olmayan kişidir, ‘insanlar’ sorumsuzdur. ‘Ben, toplum içindeki ‘ben’ , toplumsal ‘ben’ . ‘Diyorlar ki’ye dayanarak yaşadığımda ve yaşamımı bununla doldurduğumda, tek başıma olan beni yığınsal ‘ben’ içinde eritiyorum demektir, kendimi ‘insanlar’ yapıyorum. Kendi yaşamımı yaşamak yerine, onu başkalarına dönüştürerek yaşamaz oluyorum.” (Yaratıcı Mitoloji)
  • “Dünyadaki yaşam, olanaklı olduğu kadarıyla mükemmel biçimde nerdeyse kaybolmuş -ve keşfedilmesi gereken- gök törenlerinin insan gövdesine yansıtılmasıdır.” (İlkel Mitoloji)
  • “Tanrının işi büyüktür fakat en büyüğü gökteki yazısı değil, dünyadaki yaşamdır.” (İlkel Mitoloji)
  • “Ruh aslına bakarsak yaşamın hoş kokusudur.
    Hayatın içine üflenen bir şey değildir, yaşamın içinden gelir..” (Mitolojinin Gücü)
  • Dante nin korkulu karanlık ormanıyla Sessiz Thalia’ nın dairesinin ve vadinin sonunda ulaşmış olduğu “doğru yolu gösteren gezegenin ışınlarıyla örtülmüş” tepesiyle Apollo’nun Helikon Dağının benzeştiğine ilişkin kuşkuları maceranın derhal sonrasındaki vaka artırmaktadır. Dantenin anlattığına gore derhal üç tehlikeli hayvan görülür; birincisi dişi leopardır, “hafifçe ve çevik, benekli postu var”. İkincisi aslandır, “başı yukarda öfkeli bir açlıkla bana doğru geliyor.” Sonuncusu dişi kurt, “zayıflığına rağmen her türlü özlemle dolu ve o zamana kadar fazlaca insanoğlunun yaşam umudunu kırmış şeklinde görünüyor, Leopar, hoş ve değişik görünümüyle, Dante için etin, Gafurius’un deseninde köpek başının temsil etmiş olduğu yanlış boş hırslarını dile getiriyor. Aslan gururu, kendi sınırlarıyla kapalı kalan insanoğlunun Tanrıyı görmesine engel olan en büyük günahı konu alıyor. Ve dişi kurt hırsı,
    dönemin alıp götürdükleri için verilen savaşımı temsil etmekte. Bunlar doğru yolu kaybeden İnsanı tuzağa düşüren hayallerin güçleri, dönemin boş çekiciliğinin işlevleri. (Yaratıcı Mitoloji)
  • “… insanlığın yeni düzeninin ürettiği zihin ve bilimin insanlık tarihinde daha önce görülmemiş bir biçimdeki bilin ürünüdür (bu kadarı güvenle söylenebilir) yani profesyonel, tam zamanlı çalışan, eğitim gören ve katı biçimde örgütlenmiş olan tapınak rahibinin ürünüdür.” (İlkel Mitoloji)
  • Zihin garip yollara sapabilir ve bedenin istemediği şeyleri isteyebilir. Mitler ve ayinler, zihnin bedenle harmonisini sağlama ve yaşam şeklini tabiat ananın dikte etmiş olduğu şekle sokma araçlarıydı. (Mitolojinin Gücü)

loading…

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş