Kitap Künyesi

Yazar: Ramazan Korkmaz

Yazar: Mutlu Deveci

Yayın Evi: Grafiker Yayınları

İSBN: 9789756355855

Sayfa Sayısı: 170

Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Her dönemin ruhu, özüne uygun anlatı araçlarıyla kendini açığa çıkarmak ister. Devirler arasındaki tip ve tür, ekoller arasındaki -izm farklılıklarının arkasında, o çağa ilişik baskın fikir etkinliklerinin birikimi yatar. Küçürek öyküler, büyüsü bozulan dünyada kendini yalnız, mutsuz ve sürgün hisseden özgür görünümlü çoğul mahkumların metinleşen çığlığıdır…

Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü Alıntıları – Sözleri

• Bir ikindi vakti, başımı omzuna dayayıp
  uyumak arzu ederdim, dedi hanım
  – Ya tekrar uyanmazsan, dedi adam
  – İşte mutluluk bu olsa gerek, dedi hanım..
• Tüm savaşları kazanmak mümkündür, umutsuzluğun hakim olduğu yüreklerin savaşı hariç…
• Savaşlar evlatları büyütür, dedi yaşlı hanım. ” Babalarının mezarları başlangıcında ağlayan adamlar görürsen şaşırma yaşları büyüktür babalarından.
• “Onun yalnızlığı kişiler arası kopukluktan meydana gelen bir şey değildi. Bir ruh içi yalnızlığıydı onunki. Kendi ruhunun içinde yalnızdı. Atılmış, yabancı. Kabuğuyla çekirdeği içinde ışık yılları.
  O, dışına çıkmayacağını anlamış, kabullenmişti. Asıl ona ulaşmaya, kabuğunu kırmaya, çekirdeğine dokunmaya çalışanların durumu hazindi. Işık yıllarını hesaplayamayanların.”
  |Murathan Mungan
• Bir acayip, telaş içinde ev arıyordu. Bir arkadaşı onu viran hanesine götürdü. Eğer bu evin çatısı olsaydı, dedi, benim yanıma yerleşirdin. Evde bir oda olsaydı, ailen de burada barınırdı. Dedi, evet, dostların yanı güzeldir, fakat azizim “eğer” de oturulmaz. ”
  |Mevlana
• Burce Holland Rogers, roman, kısa öykü ve küçürek öykü farkını şu şekilde anlatır “Okur, edebiyat evini keşfetmek suretiyle odalarda bir gezinti hayata geçirmeye ve mahrem alanları araştırmaya çağrı edilebilir; bu romandır.
  Okur evin odalarından birinin penceresinden içeriye bakmaya çağrı edilebilir; bu kısa öyküdür. Veya okurdan evindeki kapının anahtar deliğinden, odanın bir tek bir bölümünü görecek şekilde diz çökerek içeriye bakması istenebilir; bu da küçürek öyküdür.”
• Yola çıktım.
  Ama fazlaca geçmeden gördüm ki, yol yoktu. Yol silinmişti.
  Ne yapabilirdim?
  Geri dönemeyeceğime gore bir yol açıp orada ilerlemem gerekiyordu.
  Ben de öyleki yaptım.
  Aradan ne kadar vakit geçti bilmiyorum.
  Hala yoldayım.
  Ama bu yol hangi yol ve beni nereye götürecek bilmiyorum.
  |Edgü
• Tüm savaşları kazanmak mümkündür, umutsuzluğun hakim olduğu yüreklerin savaşı hariç…

Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Merhabaa..: Şimdi kitaba dair size ufacık bir özet geçeceğim.
Her ne kadar kısacık öyküler benzer biçimde görünse de anlamı aslına bakarsak o denli da kısacık değil.
Küçürek öyküler, öykülemekten fazlaca gösterir, anlatmaktan fazlaca haykırır. Derinliği büyüktür. Dil olabildiğince sadedir. Küçürek öykü yazarları dilin cevherine ulaşmak ister.
Bu öyküler bayağı okuyucuyu aşarak üst düzey okuyucuya hitap eder. Daha fazlaca simge düzeyinde bir idrak ve çözümleme gerektirir ve çağrışıma dayalı yoğunlaştırılmış metinlerdir. Bu yüzden sanatçının da imge dünyasını azca fazlaca bilmek lazım.
Küçürek öyküleri biz aslına bakarsak yorumlarken anlama da katkıda bulunmuş oluyoruz. Hayal gücümüzü harekete geçiriyoruz. Aslında bu fazlaca güzel bir şey. Tamamlanmamışlık hissini, o kurgusal boşluğu bizim doldurmamız isteniyor bu öykülerde. Açık uçluluğu biz dolduruyoruz. Böylece yaratıcı düzleme katılma olanağı buluyoruz.
Küçürek öykü direkt söylemez saklar ve ima eder.
“Küçürek öyküler nasihatte bulunmaz, karakter geliştirmez okuyucuyu bir yere taşımaz vb. Ancak bazı değişmez hakikatleri sezdirir, insanları onlarla ansızın yüzleştirerek şok uyarlamalar yapar. Vurucu tesir ve şok uyarı niteliği, romanın iki yüz sayfalık hacmini, birkaç tümcede anlatma iddiasındaki anlatıları, direkt oluş anları üstünde yoğunlaşmaya zorlar.”
Kitabı öğretici olduğundan fazlaca sevdim. Küçürek öykü, romanın  iki yüz sayfada yaptığını bir sayfada yapıyor.Ama küçürek öyküleri bir roman kadar fazlaca sevemeyeceğimi de belirtmek isterim.
Güzel günler dileğiyle… (Reyhan)

Günümüzde artık bitkin düşen türler yerini yeni türlere bırakmıştır. Hikaye de bunlardan biridir. Giderek bir daralma yaşayan öykü, insanoğlunun kendisini yalnız hisseden ve dünyanın sıkışmışlığı içinde tükenen bir anlatma seçimi olmaya adım atmıştır. Küçürek öykü de bunun bir göstergesidir. Değerli hocam Mutlu Deveci’nin yazmış olduğu bu eseri siz değerli ziyaretçilerimizin de giderek daralıp sıkışan dünyanıza dahil etmenizi tavsiye ederim. Az ve öz yaşamın keyfine varabilmeniz dileğiyle… (Derin)

Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü PDF indirme linki var mı?

Mutlu Deveci – Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mutlu Deveci Kimdir?

1990 senesinde girmiş olduğu Fırat Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Kısmı lisans programından 1994 senesinde mezun oldu.

1998 senesinde başladığı Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı Doktora programını, 2005 senesinde “Varoluş ve Bireyleşme Açısından Ferit Edgü’nün Öykü ve Romanlarında Yapı ve İzlek” adlı emek verme ile tamamladı. 2009 senesinde aynı bölüme Yrd. Doç. Dr. olarak atandı.

Halen Fırat Üniversitesi İnsani ve Sosyal Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Kısmı’nde Yrd. Doç. Dr. olarak çalışan Mutlu Deveci’nin Prof. Dr. Ramazan Korkmaz ile beraber hazırladıkları “Türk Edebiyatında Yeni bir Tür: Küçürek Öykü” adlı kitabı ve ulusal-internasyonal dergilerde alanıyla ilgili yayınlanmış bilimsel yazıları mevcuttur.

Mutlu Deveci Kitapları – Eserleri

• Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü
• Ferit Edgü – Varoluş ve Bireyleşme

Mutlu Deveci Alıntıları – Sözleri

• Yola çıktım.
  Ama fazlaca geçmeden gördüm ki, yol yoktu. Yol silinmişti.
  Ne yapabilirdim?
  Geri dönemeyeceğime gore bir yol açıp orada ilerlemem gerekiyordu.
  Ben de öyleki yaptım.
  Aradan ne kadar vakit geçti bilmiyorum.
  Hala yoldayım.
  Ama bu yol hangi yol ve beni nereye götürecek bilmiyorum.
  |Edgü (Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü)
• Kendime dedim ki yenilme kendine (Ferit Edgü – Varoluş ve Bireyleşme)
• Tüm savaşları kazanmak mümkündür, umutsuzluğun hakim olduğu yüreklerin savaşı hariç… (Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü)
• Tüm savaşları kazanmak mümkündür, umutsuzluğun hakim olduğu yüreklerin savaşı hariç… (Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü)
• Bir gece daha söylenmek istenen, söylenemeyen,
  gırtlakta takılıp kalan,
  boğuk bir hece daha…!
  Ferit EDGÜ (Ferit Edgü – Varoluş ve Bireyleşme)
• Burce Holland Rogers, roman, kısa öykü ve küçürek öykü farkını şu şekilde anlatır “Okur, edebiyat evini keşfetmek suretiyle odalarda bir gezinti hayata geçirmeye ve mahrem alanları araştırmaya çağrı edilebilir; bu romandır.
  Okur evin odalarından birinin penceresinden içeriye bakmaya çağrı edilebilir; bu kısa öyküdür. Veya okurdan evindeki kapının anahtar deliğinden, odanın bir tek bir bölümünü görecek şekilde diz çökerek içeriye bakması istenebilir; bu da küçürek öyküdür.” (Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü)
• Bir acayip, telaş içinde ev arıyordu. Bir arkadaşı onu viran hanesine götürdü. Eğer bu evin çatısı olsaydı, dedi, benim yanıma yerleşirdin. Evde bir oda olsaydı, ailen de burada barınırdı. Dedi, evet, dostların yanı güzeldir, fakat azizim “eğer” de oturulmaz. ”
  |Mevlana (Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü)
• Bir ikindi vakti, başımı omzuna dayayıp
  uyumak arzu ederdim, dedi hanım
  – Ya tekrar uyanmazsan, dedi adam
  – İşte mutluluk bu olsa gerek, dedi hanım.. (Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü)
• “Onun yalnızlığı kişiler arası kopukluktan meydana gelen bir şey değildi. Bir ruh içi yalnızlığıydı onunki. Kendi ruhunun içinde yalnızdı. Atılmış, yabancı. Kabuğuyla çekirdeği içinde ışık yılları.
  O, dışına çıkmayacağını anlamış, kabullenmişti. Asıl ona ulaşmaya, kabuğunu kırmaya, çekirdeğine dokunmaya çalışanların durumu hazindi. Işık yıllarını hesaplayamayanların.”
  |Murathan Mungan (Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü)
• Savaşlar evlatları büyütür, dedi yaşlı hanım. ” Babalarının mezarları başlangıcında ağlayan adamlar görürsen şaşırma yaşları büyüktür babalarından. (Türk Edebiyatında Yeni Bir Tür: Küçürek Öykü)