Eğitim

Waldemar Hansen’in Ani Ölümü – Carlos Maria Dominguez Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Waldemar Hansen’in Ani Ölümü – Carlos Maria Dominguez Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Waldemar Hansen’in Ani Ölümü kimin eseri? Waldemar Hansen’in Ani Ölümü kitabının yazarı kimdir? Waldemar Hansen’in Ani Ölümü konusu ve anafikri nedir? Waldemar Hansen’in Ani Ölümü kitabı ne konu alıyor? Waldemar Hansen’in Ani Ölümü PDF indirme linki var mı? Waldemar Hansen’in Ani Ölümü kitabının yazarı Carlos Maria Dominguez kimdir? İşte Waldemar Hansen’in Ani Ölümü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Carlos María Domínguez

Çevirmen: İlker Özünlü

Yayın Evi: Olvido Kitap

İSBN: 9786257027045

Sayfa Sayısı: 136


Waldemar Hansen’in Ani Ölümü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Dünyanın yüzeyde ışıldadığı, aşağılardaysa basitleşip kabalaştığına dair ortak inanca dayalı bir arkadaşlığa, muhtemelen daha önce hiç tanık olmamıştım. Kendi hayatlarımızdan hiç bahsetmiyor, bu hususu pratikte tamamıyla göz ardı ediyorduk; ama yine de çoğu kez bir bakış birbirimizi anlamaya yetiyordu.”

Waldemar Hansen’in Ani Ölümü’nün anlatıcısı, arkadaşı Hansen’in intiharından sonrasında onun yaşamı hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğini farkına varır ve tıpkı kendisi şeklinde babasının ölümünü aydınlatmak isteyen kızı Eva’yla bu intiharın izini sürmeye adım atar. Bu seyahat esnasında, sürpriz karakterlerin tanıklıkları vesilesiyle Hansen’in karanlıkta kalmış yönleri karşılarına çıkar. Domínguez tüm bu bileşenleri kusursuz bir araştırmacı-gazeteci titizliği ve röportaj tekniğiyle bir araya getirir ve okurlarını “ani ölüm”ün ardındaki bilinmezliğe doğru son aşama dolambaçlı ve fazlaca katmanlı bir yolculuğa çıkarır.


Waldemar Hansen’in Ani Ölümü Alıntıları – Sözleri

  • Yaşamıyla ilgili fazlaca azca konuşan biriydi, beni de aslına bakarsan iyi bir söyleşi ilgilendiriyordu şundan dolayı bunu yapabilecek birini bulmak {hiç de} kolay değildi.
  • Bir şeyde bir mutluluk buldular mı geri kalandan hastalık duyarlar, onlara ufak, aptalca gelir. Ama yaşam aptalcadır aslına bakarsan, gürültüyle ve o şekilde tek bir hat üstünde falan çözülmeyecek alelade meselelerle doludur.
  • Bir dostu, kolay jestlerin karmaşıklığında tanırız.
  • … sadece insanoğlu kendi eylemliliklerinin birçoğunun sonunu görür, geçmiş ondan çekip alınamaz ve hiçbir şey onun ektiğini biçmesinin önüne geçemez.
  • Bir dostu, kolay jestlerin karmaşıklığında tanırız.
  • “Herkesin aileyle ilgili bir cehennemi var, ben de bir kural dışı sayılmam.”
  • Sadece solucanlar parçalara bölünebilir ve o şekilde yaşamaya devam edebilir;sadece insanoğlu kendi eylemliliklerinin birçoğunun sonunu görür,geçmiş ondan çekip alınamaz ve hiçbir şey onun ektiğini biçmesinin önüne geçemez.
  • “Dünya bir deliler dağı. Neden zirvesine çıkmak istiyorsun ki?”
  • İçerideki ışık birazcık azdı, bir lamba yakmasını söyleyecektim ki, onun o frenleyici bir tampon görevi gören ses tonu ve bej ceketiyle baş başa kalmayı tercih ettim.
    “Bilmiyorum bu mevzuda konuşmak ister misin fakat… diye başladım, “sen” diye hitap etme sonucu almıştım, “Waldemar’ı kafamın içinden bir türlü çıkarıp atamıyorum. Mesleki belgesinin elinden alınmış olması, balkondan atlamaya götürmüş olabilir mi onu acaba diye merak ediyorum.”
    “Ne belgesinden haberim var ne de iptalinden,” diye karşılık verdi aceleyle.
    “Yazık, şundan dolayı tam da bunun için gelmiştim.”
    “Wanda ya da Eva biliyordur bir ihtimal. Bir daha çalışamayacaktı mı diyorsunuz doğrusu?”
    “Noterlik belgesini almışlar elinden. Bunun onun için ne kadar mühim bulunduğunu bilmiyorum doğal.
    Nina dirseklerini masaya dayayıp parmaklarını kavuşturdu onları gözlerinin önünde öylece tuttuktan sonrasında ağır ağır indirdi.
    “Walli işi için saatlerce süre ayırırdı; gün boyu, kimi zaman geceleri ve pazarları da. Oldukça yalnızdı; çalışmak yalnız insanları meşgul eder. Sanırım Eva’dan sonrasında onu mutlu eden tek şeydi.”
    “Ama seninleydi…”
    “Bunun önemi yok, şundan dolayı ben hem vardım hem yoktum,” dedi ve ellerini ayırdı. “Bir yıl kadar beraber yaşadık, ayrıldık, sonrasında barıştık. Ayrıldık. Tekrar barıştık. Onunla yaşamak kolay degil.
    “İnanması zor. ”
    “Oldukça kolay olsa gerek doğrusunu söylemek gerekirse. Walli fena yanlarını değişik biçimlerde kamufle etmesini bilirdi. Elinde kitabıyla, plaklarını dinleyerek, bilgisayarının başlangıcında saatler geçirir, sonrasında da niçin bana söylemeden gittin diye kınardı beni. En aptalca şeylerden rahatsız olur, fakat bu tarz şeyleri nadiren ifade ederdi. Gazete dağıtıcısı çocuğa cana yakın davrandığım için iki ay sonrasında azarlayabiliyordu beni sözgelişi.”
    “Kıskançtı.”
    “Güvensizdi. Sanırım niye onunla olduğumu hiçbir süre bilemedi ve düşündüğümde, sanırım ben de bilmiyorum. Onu sevmediğim için değil. Bana karşı oldukça cömertti. Ancak risk almaya cüret edebilecek biri değildi. Risklerden asla hoşlanmazdı, dolayısıyla zevkleri çevresinde inşa etmiş olduğu bu dünyada kendini korumaya çalışıyordu. Onu oradan çıkaracak kimsesi yoktu. Sanırım, basitçe ifade etmek gerekirse, yaşlıydı ve yalnız kendisi için ehemmiyet taşıyan şeylerle baş başa kalmak istiyordu. Ben onun kendi kendisine verdiği bir çeşit hediyeydim; hâlâ bir bayanı eğlendirebildiğine bir kanıt kim bilir, doğal istediğinde ve bana katlanabildiğinde, elbiselerimi oraya buraya atmama, bulaşıkları kirli bırakmama ve karşısına geçip gülmeme. Onun ikramiyesi şeklinde bir şeydim ben, fakat kimi zaman beni kovduğu da olurdu.”
    Nina gözlerini indirdi ve tekrardan koltuğuna yaslandı. Saçı daha da elektriklenmişti sanki ve kendini denetim altında tutacak güç onu terk ediyor gibiydi.
    “Mutlu zamanlarımız vardı, başka türlü olan zamanlarımız vardı,” diye ekledi. “Ama zannetmiyorum ki bunun için geldiniz buraya.”
    “Şu iptal vakasını bildiğini düşünmüştüm.”
    “Bakın, her tarafa sıçrayan bir intihar bu. Sizin üzerinize ne geldi bilmiyorum fakat ben hâlâ temizlenmeye devam ediyorum. ”
    Şimdi siz başka bir hikâyeyle geliyorsunuz, yarın bir bakarsınız ki bir sahtekârlığa bulaşmış meğerse. Walli içine kapanık biriydi ve sempatik görünmek için kafi zekâya sahipti. Ancak sempatik insanların gizlediği o denli fazlaca şey vardır ki şaşkınlıklar içinde kalırsınız.”
    “Mesela ben?”
    “Hayır, siz değil,” diye gülümseyerek karşılık verdi.
    “Telefonda son olarak bir haçı konuşmuştuk. ”
    “Rivera’dan getirmişti. Nereden bulup çıkardı onu bilmiyorum fakat beni hasta etti. Ölümüm duvara asılı şekilde olacak diye övünüp dururdu. Bahsetmiş miydi size bundan? Sanırım artık gitme isteği vardı içinde fakat bana söyleyecek kadar havaya girememişti bir türlü. Ben kalması için bir niçin miydim? Olmadığım anlaşılıyor aslına bakarsan. Onun için hiçbir süre yeterince iyi olmadım. Yeterince aydın, yeterince sabırlı, katlanmasını bilen biri değildim, müziğin kökenleri ya da Avusturyalıların çürümüş kafası üstüne saatlerce spekülasyonlar yapabilecek yeteneğim yoktu benim. Ama biliyor musunuz, sanata bayılıyordu ve onun çevresinde dönen yoğun mu yoğun bir dünyada yaşıyordu. Sonra da aynı yoğunluğu sanatın dışındaki saatlerden de talep ediyordu ve doğal naturel olarak bulamayınca da içinde hakir görme duyguları biriktirmekten başka bir şey gelmiyordu elinden. Reklamları, siyasetçileri, televizyonu, süpermarket kasiyerlerini, patronlarını, kendi ev sahiplerini. Onun şeklinde olan başka tipler de gördüm ben: Bir şeyde bir mutluluk buldular mı geri kalandan hastalık duyarlar, onlara ufak, aptalca gelir. Ama yaşam aptalcadır aslına bakarsan, gürültüyle ve o şekilde tek bir hat üstünde falan çözülmeyecek alelade meselelerle doludur.”
  • Geçmişte olan hala var olmaya devam ediyor. Yaşam, anılardan ibarettir.
    Var olmayan, yalnız vuku bulmamış olandır.


Waldemar Hansen’in Ani Ölümü İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Sanırım İspanyol, Portekiz edebiyatını sevemiyorum ben. Daha öncede bu edebiyata dair birkaç kitap okurken sıkılmıştım. Ha evet, bu türe ilişkin sevdiğim kitaplar da oldu fakat bu kitabı sevemedim. Her her neyse. Babası varlıklı olan bir insanın noterlik macerası ve akabinde intiharıyla süregelen bir kitap. Ve gizemli bir haç. Bu adam niçin intihar etti, o haç neydi, niçin onu aldı vs vs şeklinde ilerleyen birazcık polisiye bir roman. Dediğim şeklinde ben bu edebiyat türünü sevmediğim için sıkıldım. Ama gene de altı çizilecek cümleler vardı. Tavsiye eder miyim? Bilemedim. Yine de siz alıp okuyup kendiniz karar verin (Selen Sevim)

Waldemar Hansen’in Ani Ölümü & Carlos Maria Dominguez
+
Kağıt Ev’den sonrasında ikinci Dominguez kitabı ile tanıştım. Karşılaştırılmayacak seviyede değişik okuma deneyimiydi. Kitabın ben de bıraktığı en büyük tesiri, bir insanı yaşarken yeteri kadar tanıyamamış olduğumuzu onun ölümü ile netleştiriyor oluşumuzdur. Adını bilmediğimiz anlatıcı, ölen Hansen ile, üstelik onun devamlı konuşma isteğine rağmen, hayattayken yeteri kadar iletişime geçmeyişini, öldükten sonrasında sormak istediği sorularla pişmanlığını konu alıyor.
+
İntihar eden Hansen ardında sırlar bırakır. Kızı Eva, ilişkisi olduğu hanım Nina, aldatılması, mesleğinin elinden alınması ve bir haç. Kitabın sürükleyici olması için bu gizemi kurgusunda devamlı canlı tutmak amacıyla sanırım değişik bir üslupla yazılmış. Fakat fazlaca başarıya ulaşmış bulmadığımı söylemeliyim. Bazı bölgeler fazlaca karmaşık ve yersiz şeklinde duruyor. Buna karşın sanattan, sanat içerikli terimlerden ve bazı alıntılarla düşünsel yapıtlardan söz edilmesini beğendim.
+
#waldemarhanseninaniölümü #carlosmariadominguez #olvidoyayınları #kitap #kitapönerisi #kitapönerileri #kitaptansözler #kitaptavsiyeleri #kitaptavsiyesi #okudumbitti #book #bookstagramturkey #booklover #bookstagram #keşfet #keşfetteyiz #fypシ (Nuri Bülent Aytemiz)

Daha geçtiğimiz gün “Şahsi iradeyle, şahsi idareyi yok etmek,” demiştim intihar hakkında … Bu metin ile de, Hansen’in yaşamından aniden vazgeçmesi ile süregelen garip ve fazlaca katmanlı yolculuğuna yelken açıyoruz.
Anlatıcı, arkadaşı Hansen’in intiharından sonrasında onun ve yaşamının hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğini farkına varır. Tıpkı kendisi şeklinde babasının ölümünün üstündeki sır perdesini kaldırmak isteyen kızı Eva ile beraber bu intiharın izini sürmeye adım atar.
Araştırmalar esnasında asla hesapta olmayan sürpriz karakterlerin tanıklıklarıyla Hansen’in aydınlık değmemiş yönleriyle tanışırlar.
Yazar, araştırmacı-gazeteciliğinin getirisi olan dikkat ve itina ile vakaları bir araya getirmiş.
İspanyolca aslından #ilkerözünlü ‘nün çevirisini yapmış olduğu kitap, birkutukitapcom mükemmel seçkilerinden biriydi
kitap/kitap–231991 (Meltem Bige)


Waldemar Hansen’in Ani Ölümü PDF indirme linki var mı?


Carlos Maria Dominguez – Waldemar Hansen’in Ani Ölümü kitabı için internette en fazlaca meydana getirilen aramalardan birisi de Waldemar Hansen’in Ani Ölümü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Carlos Maria Dominguez Kimdir?

Carlos Maria Dominguez (d. 23 Nisan 1955’de Buenos Aires’te hayata merhaba dedi.) 1989’dan beri Montevideo’da yaşayan Arjantinli yazar ve gazeteci.

Kariyeri Arjantin’in Kriz Dergisinde başladı. Daha sonrasında Uruguaylı haftalık Brecha, Búsqueda’ya ve EL PAIS’in kültürel desteğine katılarak yazınsal eleştiri üstüne uzmanlaştı.

Dominguez romanlar, kısa öyküler, gezi kronikleri, biyografiler ve oyunlar olmak suretiyle ortalama 20 kitap yazdı. Türkçe piyasaya sürülen tek kitabı Jaguar Kitap’tan çıkan Kağıt Ev adlı kitaptır. Kağıt Ev adlı kitap Türkiye’de büyük ilgi görmüş oldu.


Carlos Maria Dominguez Kitapları – Eserleri

  • Kâğıt Ev
  • Waldemar Hansen’in Ani Ölümü


Carlos Maria Dominguez Alıntıları – Sözleri

  • Bir şeyde bir mutluluk buldular mı geri kalandan hastalık duyarlar, onlara ufak, aptalca gelir. Ama yaşam aptalcadır aslına bakarsan, gürültüyle ve o şekilde tek bir hat üstünde falan çözülmeyecek alelade meselelerle doludur. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Geçmişte olan hala var olmaya devam ediyor. Yaşam, anılardan ibarettir.
    Var olmayan, yalnız vuku bulmamış olandır. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Çoğunlukla bir kitabından kurtulmak ona haiz olmaktan daha zor olsa gerek. Kitaplar, sanki asla geri
    dönemeyeceğimiz bir anın tanıkları şeklinde, bir gerekseme ve unutkanlık anlaşmasıyla tutunurlar insana. (Kâğıt Ev)
  • “İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir; yığılmış kitaplar toplamı değildir asla.” (Kâğıt Ev)
  • Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir. Kimileri Malezya Kaplanı’nı okuyup uzak
    diyarlardaki üniversitelerde edebiyat profesörü oldu. Siddhartha binlerce gencin Hinduizm’e merak
    salmasını sağlamış oldu, Hemingway onları sporcu yapmış oldu, Dumas binlerce kadının yaşamını alt üst ettiyse de,
    yiyecek kitapları yardımıyla intihardan kurtulanların sayısı {hiç de} azca değildi. (Kâğıt Ev)
  • Kitaplar insanların kaderlerini değiştirir. (Kâğıt Ev)
  • “Herkesin aileyle ilgili bir cehennemi var, ben de bir kural dışı sayılmam.” (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • “Dünya bir deliler dağı. Neden zirvesine çıkmak istiyorsun ki?” (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Bir dostu, kolay jestlerin karmaşıklığında tanırız. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Bir dostu, kolay jestlerin karmaşıklığında tanırız. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • İçerideki ışık birazcık azdı, bir lamba yakmasını söyleyecektim ki, onun o frenleyici bir tampon görevi gören ses tonu ve bej ceketiyle baş başa kalmayı tercih ettim.
    “Bilmiyorum bu mevzuda konuşmak ister misin fakat… diye başladım, “sen” diye hitap etme sonucu almıştım, “Waldemar’ı kafamın içinden bir türlü çıkarıp atamıyorum. Mesleki belgesinin elinden alınmış olması, balkondan atlamaya götürmüş olabilir mi onu acaba diye merak ediyorum.”
    “Ne belgesinden haberim var ne de iptalinden,” diye karşılık verdi aceleyle.
    “Yazık, şundan dolayı tam da bunun için gelmiştim.”
    “Wanda ya da Eva biliyordur bir ihtimal. Bir daha çalışamayacaktı mı diyorsunuz doğrusu?”
    “Noterlik belgesini almışlar elinden. Bunun onun için ne kadar mühim bulunduğunu bilmiyorum doğal.
    Nina dirseklerini masaya dayayıp parmaklarını kavuşturdu onları gözlerinin önünde öylece tuttuktan sonrasında ağır ağır indirdi.
    “Walli işi için saatlerce süre ayırırdı; gün boyu, kimi zaman geceleri ve pazarları da. Oldukça yalnızdı; çalışmak yalnız insanları meşgul eder. Sanırım Eva’dan sonrasında onu mutlu eden tek şeydi.”
    “Ama seninleydi…”
    “Bunun önemi yok, şundan dolayı ben hem vardım hem yoktum,” dedi ve ellerini ayırdı. “Bir yıl kadar beraber yaşadık, ayrıldık, sonrasında barıştık. Ayrıldık. Tekrar barıştık. Onunla yaşamak kolay degil.
    “İnanması zor. ”
    “Oldukça kolay olsa gerek doğrusunu söylemek gerekirse. Walli fena yanlarını değişik biçimlerde kamufle etmesini bilirdi. Elinde kitabıyla, plaklarını dinleyerek, bilgisayarının başlangıcında saatler geçirir, sonrasında da niçin bana söylemeden gittin diye kınardı beni. En aptalca şeylerden rahatsız olur, fakat bu tarz şeyleri nadiren ifade ederdi. Gazete dağıtıcısı çocuğa cana yakın davrandığım için iki ay sonrasında azarlayabiliyordu beni sözgelişi.”
    “Kıskançtı.”
    “Güvensizdi. Sanırım niye onunla olduğumu hiçbir süre bilemedi ve düşündüğümde, sanırım ben de bilmiyorum. Onu sevmediğim için değil. Bana karşı oldukça cömertti. Ancak risk almaya cüret edebilecek biri değildi. Risklerden asla hoşlanmazdı, dolayısıyla zevkleri çevresinde inşa etmiş olduğu bu dünyada kendini korumaya çalışıyordu. Onu oradan çıkaracak kimsesi yoktu. Sanırım, basitçe ifade etmek gerekirse, yaşlıydı ve yalnız kendisi için ehemmiyet taşıyan şeylerle baş başa kalmak istiyordu. Ben onun kendi kendisine verdiği bir çeşit hediyeydim; hâlâ bir bayanı eğlendirebildiğine bir kanıt kim bilir, doğal istediğinde ve bana katlanabildiğinde, elbiselerimi oraya buraya atmama, bulaşıkları kirli bırakmama ve karşısına geçip gülmeme. Onun ikramiyesi şeklinde bir şeydim ben, fakat kimi zaman beni kovduğu da olurdu.”
    Nina gözlerini indirdi ve tekrardan koltuğuna yaslandı. Saçı daha da elektriklenmişti sanki ve kendini denetim altında tutacak güç onu terk ediyor gibiydi.
    “Mutlu zamanlarımız vardı, başka türlü olan zamanlarımız vardı,” diye ekledi. “Ama zannetmiyorum ki bunun için geldiniz buraya.”
    “Şu iptal vakasını bildiğini düşünmüştüm.”
    “Bakın, her tarafa sıçrayan bir intihar bu. Sizin üzerinize ne geldi bilmiyorum fakat ben hâlâ temizlenmeye devam ediyorum. ”
    Şimdi siz başka bir hikâyeyle geliyorsunuz, yarın bir bakarsınız ki bir sahtekârlığa bulaşmış meğerse. Walli içine kapanık biriydi ve sempatik görünmek için kafi zekâya sahipti. Ancak sempatik insanların gizlediği o denli fazlaca şey vardır ki şaşkınlıklar içinde kalırsınız.”
    “Mesela ben?”
    “Hayır, siz değil,” diye gülümseyerek karşılık verdi.
    “Telefonda son olarak bir haçı konuşmuştuk. ”
    “Rivera’dan getirmişti. Nereden bulup çıkardı onu bilmiyorum fakat beni hasta etti. Ölümüm duvara asılı şekilde olacak diye övünüp dururdu. Bahsetmiş miydi size bundan? Sanırım artık gitme isteği vardı içinde fakat bana söyleyecek kadar havaya girememişti bir türlü. Ben kalması için bir niçin miydim? Olmadığım anlaşılıyor aslına bakarsan. Onun için hiçbir süre yeterince iyi olmadım. Yeterince aydın, yeterince sabırlı, katlanmasını bilen biri değildim, müziğin kökenleri ya da Avusturyalıların çürümüş kafası üstüne saatlerce spekülasyonlar yapabilecek yeteneğim yoktu benim. Ama biliyor musunuz, sanata bayılıyordu ve onun çevresinde dönen yoğun mu yoğun bir dünyada yaşıyordu. Sonra da aynı yoğunluğu sanatın dışındaki saatlerden de talep ediyordu ve doğal naturel olarak bulamayınca da içinde hakir görme duyguları biriktirmekten başka bir şey gelmiyordu elinden. Reklamları, siyasetçileri, televizyonu, süpermarket kasiyerlerini, patronlarını, kendi ev sahiplerini. Onun şeklinde olan başka tipler de gördüm ben: Bir şeyde bir mutluluk buldular mı geri kalandan hastalık duyarlar, onlara ufak, aptalca gelir. Ama yaşam aptalcadır aslına bakarsan, gürültüyle ve o şekilde tek bir hat üstünde falan çözülmeyecek alelade meselelerle doludur.” (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Sadece solucanlar parçalara bölünebilir ve o şekilde yaşamaya devam edebilir;sadece insanoğlu kendi eylemliliklerinin birçoğunun sonunu görür,geçmiş ondan çekip alınamaz ve hiçbir şey onun ektiğini biçmesinin önüne geçemez. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • “Hala benim dostum onlar. Kışın üzerimi örtüyor, yazın gölge yaratıyorlar. Beni rüzgarlardan koruyorlar. Kitaplar benim evim.” (Kâğıt Ev)
  • Bir gün, beklenmedik bir halde, anılarınızın düzenini yitiriyorsunuz. Hâlâ oradalar evet fakat
    bulunamaz bir hal aldılar. (Kâğıt Ev)
  • Inşa edilmiş kűtűphane yaratılan bir yaşam demekdir.Yığılmış kitaplar toplumu değildir asla. (Kâğıt Ev)
  • Kitap, tıpkı bir limana sükunet içinde yanaşan bir vapur şeklinde,[…] (Kâğıt Ev)
  • “Kitaplar benim evim.” (Kâğıt Ev)
  • … sadece insanoğlu kendi eylemliliklerinin birçoğunun sonunu görür, geçmiş ondan çekip alınamaz ve hiçbir şey onun ektiğini biçmesinin önüne geçemez. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)
  • Yaşamıyla ilgili fazlaca azca konuşan biriydi, beni de aslına bakarsan iyi bir söyleşi ilgilendiriyordu şundan dolayı bunu yapabilecek birini bulmak {hiç de} kolay değildi. (Waldemar Hansen’in Ani Ölümü)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş