Eğitim

Hayal Kırıklığı – Ian Craib Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hayal Kırıklığı – Ian Craib Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hayal Kırıklığı kimin eseri? Hayal Kırıklığı kitabının yazarı kimdir? Hayal Kırıklığı konusu ve anafikri nedir? Hayal Kırıklığı kitabı ne konu alıyor? Hayal Kırıklığı PDF indirme linki var mı? Hayal Kırıklığı kitabının yazarı Ian Craib kimdir? İşte Hayal Kırıklığı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Ian Craib

Çevirmen: Aylin Onacak

Orijinal Adı: The Importance Of Disappointmet

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755395050

Sayfa Sayısı: 250


Hayal Kırıklığı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yaşanan hayal kırıklıklarının artmasında büyük görevi olan toplumsal gelişmelerin görüldüğü geç çağıl dünyada bireyler hayal kırıklığıyla iyi mi başa çıkıyorlar? Hem bir sosyolog hem de psikanalitik psikoterapist olan Ian Craib bu iki disiplinin kavrayışlarını Hayal Kırıklığı’nda bir araya getirerek bu soruya pek oldukca değişik açıdan yaklaşıyor. Bu sual vasıtasıyla, geç çağıl çağda öne çıkan bazı toplumsal dinamikleri ve bu dinamiklerden etkilenen psikoterapinin edinir görünmüş olduğu yeni rol ve işlevleri kapsamlı bir eleştiriye doğal olarak tutuyor.

Geç çağıl toplumun sunmuş olduğu yeni yaşam seçimi olanaklarının aslına bakarsak birer yanılsama bulunduğunu korumak için çaba sarfeden ve mutlu bir yaşam, doyurucu bir ilişki, bizi koşulsuz seven anne babalar şeklinde şeylerin “hakkımız” olduğuna; hayal ettiğimiz şeklinde insan olabileceğimize inandırıldığımızı söyleyen Craib, geç çağıl dünyadaki kimi toplumsal ve kültürel eğilimlerin, fertleri, gündelik yaşamın sürekli parçası olan hayal kırıklıklarının üstünü örtmeye, hatta onları yadsımaya teşvik ettiğini iddia ediyor. Oysa söz konusu olan insan ilişkileri, evlilik, arkadaşlık, cinsel kimlik, hastalık, ölüm ya da başka tür bir yitik olduğunda hayal kırıklığından kaçınmak hem bireysel ruh sağlığı hem de toplumun sağlığı açısından son aşama tehlikeli görünüyor. Craib, dikkatleri psikanalizdeki “negatif” fikirlere çekerek geç çağıl çağda psikanalitik psikoterapinin bir “iyi yaşam” kılavuzu, netice vereceği kati bir tedavi, acı ve kaygıdan kurtulma ya da bir kişisel değişiklik elde etme yöntemi olarak sunulmasının nedenlerini ve neticelerini irdeliyor ve psikoterapinin hayal kırıklığı genel başlığı altındaki tecrübe ve duyguların kaçınılmazlığını yadsıyarak negatif anlamda bir toplumsal denetim biçimine dönüşmekte bulunduğunu iddia ediyor. Oysa ki iç çatışma ve hayal kırıklığı kaçınılmazdır. Büyümek, etik olgunluğa erişmek, iyiliğin ve kötülüğün, sevginin ve nefretin eşit derecede parçamız bulunduğunu kabullenmek anlamına gelir. Psikanalizin değerlerinden birisi de bizlere bunu kabullenmeyi, hayal kırıklığına uğramayı, acı çekmeyi öğretebilecek olmasında yatar. Yazar, Hayal Kırıklığı’nda bunu şu şekilde özetler: “Eğer elimi ateşe uzatmışsam ve yanmışsam, bunu derhal tekrarlamam; psikoterapi ise, bir anlamda, elini ateşe uzat ve orada tut, der. Psikolojik gelişim, acıyı, acının dayanılabilir bulunduğunu ve hatta bir halde kullanılabileceğini anlamaya başlayana kadar ateşin içinde ‘durmaya’ bağlıdır. Bu kim bilir başka çağlarda adına bir tek ‘yaşam’ denmiş olan bir süreçtir ve kesinlikle, yapmakla değil, olmakla ilgilidir.”

(Arka Kapak)


Hayal Kırıklığı Alıntıları – Sözleri

  • ”Hiçbir şey bir tek ‘iyi’ ya da bir tek ‘fena’ değildir ve bir çok şey aynı anda ‘iyi’ ve ‘fena’dür.”
  • “Keder uzun bir vadi şeklinde ; herhangi bir kıvrımı yepyeni bir manzarayı açığa vurabilecek dolambaçlı bir vadi.”
  • ”Narsist kişilik bir başkasını sevmekten aciz değildir fakat bir başkasını bir başkası olarak sevmekten acizdir.”
  • ”Başarısız olan tanrıların bir çok iblise dönüşür.”
  • “Psikoterapinin popülerliği ve yeni terapi biçimlerinin artması öylece oluvermiş şeyler değildir ve muhakkak “iyi bir şey” de de­ğildir. En azından bir tek “iyi bir şey” olmadığı kesindir. İlle de ilerlemenin seyrinin bir parçası, insanoğlunun durumunda şaşmaz bir iyi­leşme, insani ilişkilerde bir gelişme değildir. Ben bu popülerliğin bazı yönlerinin tehlikeli, hatta yıkıcı olabileceğini; özgürlük kay­bıyla ve son aşama örgütlü, güdümlü bir toplumun ortaya çıkma­sıyla yakından bağlantılı olabileceğini iddia edeceğim.”
    Ian Craib, Hayal Kırıklığı, Ayrıntı Yayınları, Syf: 13
    #felsefe #psikoloji #sosyoloji
  • “Artık insanoğlu kendini ifade etme ve ihtiyaçlarının karşılanması hakkım, siyasal anlamda bir konuşma özgürlüğü ve makul yaşam standartları açısından değil, ki­şisel ilişkiler açısından talep etmektedirler. Oysa buradaki anlam oldukca değişik olabilmektedir: Seni ne kadar incitse ve aşağılasa da istediğimi söylerim; sana neye mal olursa olsun istediğimi vereceksin, yoksa … “Yoksa” bir çok kez birlikteliğin bitmesine sebep olur; ihtiyaçların giderilmesi, insanlarla aramızdaki bağlara galip gelir. Elbette bir denge olmalıdır: İnsanlar başkalarının kölesi olmalı ya da kızgınlıklarım dile getirmekten sakınmalı, demek istemiyorum. Ama bana öyleki geliyor ki bu mevzuyla ilgili incelikler ve güçlükler bir çok süre göz ardı edilmekte.
    -Ian Craib, Hayal Kırıklığı, detay yayınları, syf: 19
  • Genellikle kederin düzgüsel olduğu, bu yüzden de bir hastalık olarak görülemeyeceği iddia edilir; Parkes ise kızamığın da düzgüsel bulunduğunu, fakat onu bir hastalık olarak sınıflandırmakta tereddüt et­ mediğimizi söyler. İnsanlar, kederden kurtulmak için, tıpkı fizyolojik hastalıklarda olduğu şeklinde, bir doktordan yardım isteyebilir de iste­ meyebilir de; fizyolojik hastalıklar şeklinde üzüntü de rahatsızlığa ve işlev karışıklığına niçin olur.
  • Dürüst bir halde yaşanmış; pişmanlıklar, eksikleri olan işler, çözülmemiş çatışmalar, yarım kalmış şeyler, nefret ve acı tatlar içermeyen bir yaşam hayal edemiyorum.
  • Narsist kişilik bir başkasını sevmekten aciz değildir, fakat bir başkasını bir başkası olarak sevmekten acizdir.
  • Kendimizi belirli bir gruba, o grubun simgelerine, inançlarına ve kuramlarına ne kadar adarsak, öteki gruplardan o denli ayrılır, dünyanın bir tek bir parçası olduğumuzun, kendi gayemizin öteki her insanın amacı olamayacağının o denli oldukca farkına varırız.


Hayal Kırıklığı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Ayrıntı yayınlarından çıkan baskıyı okudum. Güzel bir modernite ve psikoloji eleştirisi. Psikoloji bilgisi olanlar için okunması ihtiyaç duyulan bir kitap. Bazı bölümleri bir kaç kere okudum. Daha anlaşılır oldu (Adem polat)

Oldukça garip bir kitap. Aslında bir öz-eleştiri sayılabilir psikoloji-psikoterapi açısından. Bu sebeple günümüz terapi şekillerinin çoğunun duyguları yönetme ve hep pozitif yönde duygular yönünde bir yaklaşım sergilediğini öne sürüyor. Olumsuz duygularımızı örten bir yapı içinde hareket edildiğini söylüyor. Bunun da acaba günümüz toplumsal sistemin tektipleştirmeye çalmış olduğu bireylere dolaylı olarak destekleyen bir yapı tehlikesi ortaya çıkıyor mu diye sorduruyor. İnsanların psikoterapiden beklentisi negatif duyguları bir kenera atıp bir tek pozitif yönde duygulara mı odaklanmak olmalı? Bu şekilde bir durumda sıhhatli psikoljik gelişim gösterilebilir mi? (Yahya)


Hayal Kırıklığı PDF indirme linki var mı?


Ian Craib – Hayal Kırıklığı kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Hayal Kırıklığı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ian Craib Kimdir?


Ian Craib Kitapları – Eserleri

  • Hayal Kırıklığı
  • Psikanaliz Nedir?
  • Sosyal Bilim Felsefesi


Ian Craib Alıntıları – Sözleri

  • “Toplumun karakteri o denli anlaşılması güç bir şeydir ki,onu bilimsel olarak münakaşa girişimleri çoğu zaman anlamsızdır.” (Sosyal Bilim Felsefesi)
  • “Keder uzun bir vadi şeklinde ; herhangi bir kıvrımı yepyeni bir manzarayı açığa vurabilecek dolambaçlı bir vadi.” (Hayal Kırıklığı)
  • Diğer yaşam tarzları hakkında, öteki kültürlerde olup bitenler hakkında etik bir konum takınamayız. (Sosyal Bilim Felsefesi)
  • ”Hiçbir şey bir tek ‘iyi’ ya da bir tek ‘fena’ değildir ve bir çok şey aynı anda ‘iyi’ ve ‘fena’dür.” (Hayal Kırıklığı)
  • “Artık insanoğlu kendini ifade etme ve ihtiyaçlarının karşılanması hakkım, siyasal anlamda bir konuşma özgürlüğü ve makul yaşam standartları açısından değil, ki­şisel ilişkiler açısından talep etmektedirler. Oysa buradaki anlam oldukca değişik olabilmektedir: Seni ne kadar incitse ve aşağılasa da istediğimi söylerim; sana neye mal olursa olsun istediğimi vereceksin, yoksa … “Yoksa” bir çok kez birlikteliğin bitmesine sebep olur; ihtiyaçların giderilmesi, insanlarla aramızdaki bağlara galip gelir. Elbette bir denge olmalıdır: İnsanlar başkalarının kölesi olmalı ya da kızgınlıklarım dile getirmekten sakınmalı, demek istemiyorum. Ama bana öyleki geliyor ki bu mevzuyla ilgili incelikler ve güçlükler bir çok süre göz ardı edilmekte.
    -Ian Craib, Hayal Kırıklığı, detay yayınları, syf: 19 (Hayal Kırıklığı)
  • Kendimizi belirli bir gruba, o grubun simgelerine, inançlarına ve kuramlarına ne kadar adarsak, öteki gruplardan o denli ayrılır, dünyanın bir tek bir parçası olduğumuzun, kendi gayemizin öteki her insanın amacı olamayacağının o denli oldukca farkına varırız. (Hayal Kırıklığı)
  • …savunmalar ‘tedavi’ olması imkansız; onlar, şahıs başkaları üstünde egemen olduğu süre sorunludurlar ya da aşırı katıdırlar. Bu, çoğumuz için bir çok süre, uygun olduğu zamanda ve şekilde bir takım müdafa kullanılması mevzusudur. (Psikanaliz Nedir?)
  • İrade yada tutkunun belirleyici konumda olduğu yerde hakikatin durumu umutsuzdur. (Sosyal Bilim Felsefesi)
  • Pozitivizm toplumsal bilimlerin kendine özgü bir doğaya haiz araştırma nesnesini oldukca azca açıklıyordu, sadece bununla beraber, tabiat bilimlerinin temel açıklaması bilimler zamanı ve felsefesindeki daha yeni çalışmalarda şiddetle sorgulanmaktaydı (Sosyal Bilim Felsefesi)
  • Bilinçli düşüncede ihtimaller içinde bir nedensel ilişki bir şeyin öbürünü izlediği terimini ihtiva eder -örneğin, ebeveynlerim boşanırsa üzüleceğim-; bilgili düşüncede bu ilişki tersine döndürülebilir -ebeveynlerim boşanırlar şundan dolayı ben üzgünümdür. Böylelikle, ben güçlüğün nedeniyimdir. Matte-Blanco bu sürece ‘simetrizasyon’ der… (Psikanaliz Nedir?)
  • Bilim tamamen erkeksi bir girişim değildir. (Sosyal Bilim Felsefesi)
  • Narsist kişilik bir başkasını sevmekten aciz değildir, fakat bir başkasını bir başkası olarak sevmekten acizdir. (Hayal Kırıklığı)
  • “Görme gözün karşılaştığından daha çok bir şeydir” (Sosyal Bilim Felsefesi)
  • ”Başarısız olan tanrıların bir çok iblise dönüşür.” (Hayal Kırıklığı)
  • Gerçeklik komplekstir ve biz değişik zamanlarda onun değişik parçalarıyla ilişki içindeyizdir. (Sosyal Bilim Felsefesi)
  • …Tüm emek biçimleri açısından, yabancılaşmamış emek deneyiminin yabancılaşmış emek içinde konumlandığını bilhassa vurgulamak önemlidir, aksi takdirde bir cemiyet içindeki yabancılaşmanın aşılmış olduğu toplumsal ilişkiler ve emek süreçlerini kavramsallaştıracak asla-bir araca haiz olamayız. (Sosyal Bilim Felsefesi)
  • Genellikle kederin düzgüsel olduğu, bu yüzden de bir hastalık olarak görülemeyeceği iddia edilir; Parkes ise kızamığın da düzgüsel bulunduğunu, fakat onu bir hastalık olarak sınıflandırmakta tereddüt et­ mediğimizi söyler. İnsanlar, kederden kurtulmak için, tıpkı fizyolojik hastalıklarda olduğu şeklinde, bir doktordan yardım isteyebilir de iste­ meyebilir de; fizyolojik hastalıklar şeklinde üzüntü de rahatsızlığa ve işlev karışıklığına niçin olur. (Hayal Kırıklığı)
  • Gündelik hayatta tamamımız birer filozofuz.. (Sosyal Bilim Felsefesi)
  • “Psikoterapinin popülerliği ve yeni terapi biçimlerinin artması öylece oluvermiş şeyler değildir ve muhakkak “iyi bir şey” de de­ğildir. En azından bir tek “iyi bir şey” olmadığı kesindir. İlle de ilerlemenin seyrinin bir parçası, insanoğlunun durumunda şaşmaz bir iyi­leşme, insani ilişkilerde bir gelişme değildir. Ben bu popülerliğin bazı yönlerinin tehlikeli, hatta yıkıcı olabileceğini; özgürlük kay­bıyla ve son aşama örgütlü, güdümlü bir toplumun ortaya çıkma­sıyla yakından bağlantılı olabileceğini iddia edeceğim.”
    Ian Craib, Hayal Kırıklığı, Ayrıntı Yayınları, Syf: 13
    #felsefe #psikoloji #sosyoloji (Hayal Kırıklığı)
  • İd, ifade bulmak için devamlı ‘kıpırdayan’ kişiliksiz, ilkel dürtülerin karmakarışık bir cehennemi ve dinamik olarak bastırılmış bir malzemedir. İd egoyu acı vererek ‘itekler’ ve onu zevkle ‘baştan çıkarır’. (Psikanaliz Nedir?)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş