Eğitim

Sarayın Bozkurtları – Sabahattin Önkibar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sarayın Bozkurtları – Sabahattin Önkibar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sarayın Bozkurtları kimin eseri? Sarayın Bozkurtları kitabının yazarı kimdir? Sarayın Bozkurtları konusu ve anafikri nedir? Sarayın Bozkurtları kitabı ne konu alıyor? Sarayın Bozkurtları PDF indirme linki var mı? Sarayın Bozkurtları kitabının yazarı Sabahattin Önkibar kimdir? İşte Sarayın Bozkurtları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Sabahattin Önkibar

Yayın Evi: Kaynak Yayınları

İSBN: 9786051820989

Sayfa Sayısı: 200


Sarayın Bozkurtları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Gazeteci-yazar Sabahattin Önkibar son emek harcaması “Sarayın Bozkurtları”nda, seçim sürecine giren Türkiye’de ülkücü harekete ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye dair anı, izlenim ve gözlemlerini aktarıyor.

Önceki kitabı “Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Şey”in toplatılma serüvenine de değinen Önkibar, kitabında ülkücü toplumun önde gelen isimlerinin tanıklıklarına da geniş yer veriyor, ülkücü harekete içeriden ve objektif bir bakış gerçekleştiriyor. 12 Eylül öncesi ve sonrası ülkücüleri ile İstanbul ve Anadolu ülkücüleri arasındaki kıyaslamalar, kitabın en garip bölümleri içinde.

Devlet Bahçeli’nin başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı tekliflerini niçin geri çevirdiğini, itimat eksikliği olup olmadığını, eleştiriler karşısındaki tepkilerini ve iyi mi milletvekili seçildiğini de özetleyen Önkibar, Bahçeli’nin bir zamanlar sert eleştiriler yönelttiği AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’la ortaklaşa iş sürecini de sorguluyor.

İYİ Parti ve Meral Akşener’in politika sahnesine çıkışıyla beraber ülkücülerin tam ortadan ikiye bölünüşünü de birinci ağızdan aktarımlarla sergileyen “Sarayın Bozkurtları”, güncel siyasal gelişmelere ışık tutan, siyasal tarihimizde derin izler bırakacak, oldukca tartışılacak ve kendinden oldukca söz ettirecek bir kitap.

KİTAPTAN:

Diyeceksiniz ki “ama Devlet Bahçeli’nin Meral Akşener için ileri sürdüğü FETÖ’cü olduğu ve onun için partiden dışlandığı iddiası var!”

O ifadenin zerre bir ehemmiyet ve kıymeti yok; niye mi?

Yaşananlar kayıtlı kısaca arşivler ortada. Devlet Bahçeli, kendisine kim rakip olduysa hep benzer isnatlarda bulunmuş oldu. Mesela 2011 Kurultayı’nda MHP genel başkan talibi olan Koray Aydın için Devlet Bahçeli, “FETÖ’nün adayı” demişti.

Sonrası malum aynı Bahçeli, Koray Aydın’ı kontenjandan Trabzon listesinin başına yazıp milletvekili seçtirdi.

Dahası, onun için yakın geçmişte “Çok iyi ülkücüdür” ifadesini bile kullandı.

O vakit soralım:

Koray Aydın FETÖ’cü değil miydi?

Değildiyse 2011’de aday olduğunda ona, o şekilde istila etmek bir genel başkana yakışıyor mu?

Yok, hakikaten FETÖ’cü ise onu 2015 seçimlerinde iki kere Trabzon’dan birinci bayağı aday yapmak neyin nesi?

Örnek yalnız Koray Aydın değil.

2006 tarihinde Bahçeli’nin gene kendisine rakip olan Prof. Umut Özdağ için “MOSSAD ajanı” söylediği kayıtlardadır.

(Tanıtım Bülteninden)


Sarayın Bozkurtları Alıntıları – Sözleri

  • “İşte bu şekilde bir karakter sahibi olarak Şevket Bülent Yahnici gibilere oldukca kızgınım ki bugünkü MHP ve ülkücülerin temel problemlerinden biri budur.
    “Dava” denilen şey artık yalnız ambalajdır.
    Esas olan kişisel hesaptır.
    Ülkücülük artık yalnız bir görüntü kostümüdür.
    Başka bir ifadeyle ülkücülük, günümüzde idealizmin değil düşünce esnaflığının kutlu malzemesidir!”
  • “Türkeş, İslamın ve inancın, Türklüğü ya da millet aidiyetini yeneceğini düşünerek tedbir aldı; zira Allah’la hiçbir fikrin yanşamayacağını biliyordu.
    Ayrıca Türkeş inançlıydı ve bu harmanlamayı zararı olan bulmadı.
    1944’te üsteğmen rütbesindeyken Nihal Atsız’la beraber Irkçılık-Turancılık Davası’ndan yargılandı ve 9 ay 10 gün Tophane Askeri Hapishanesi’nde kaldı. 1945 senesinde Askeri Yargıtay kararıyla tahliye edildi ve 1947’de beraat etti. 1955’te Harp Akademisi’ni tamamladı. Daha sonrasında ABD’ye gönderildi. Amerikan Harp Akademisi’ni ve piyade okulunu tamamladı. 1955-1957 yılları aralığında Washin- gton’da NATO Daimi Komitesi’nde vazife yapmış oldu.”
  • “Pek oldukca Türk milliyetçisinin bile bilgisizlik sonucu iyi tahlil edemediği İttihat ve Terakki hareketi, iddia edilmiş olduğu şeklinde ne masonların kurdurduğu bir teşkilat ne de tüm gayesi yalnız Abdül- hamit’i tahttan indirmek olan bir çeteydi.
    Doğrudur İttihat ve Terakki, teşkilatlanma bağlamında İtalyan mason locası Carbonari’yı gizlilik bağlamında öykünmek etmiştir, lâkin benzerlik yalnız budur, kısaca şeklidir…”
  • Atatürk’ün Türklük tanımı şudur; “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına ‘Türk milleti’ denir.
    “Ne mutlu Türküm diyene” ifadesi ise ırkçılığı reddeden, tasada ve kıvançta beraberliği öneren bir kültür ortaklığıdır.
  • “Doğu Almanya’dan gösterim icra eden komünist Bizim Radyo’ysa finansman deposu olarak NATO’yu işaret ederken, bu kamplarda
    Hitler’in SS’leri misali militanlar yetiştirildiğini iddia ediyordu.
    MHP’nin iki numarası Dündar Taşer, komando kampları sual
    larına şu karşılığı veriyordu:
    “Türkiye’deki sol azıtmanın karşısına bu gençlerle çıkacağız.””
  • “Türkeş pragmatizmine bir başka örnek:
    Tarih: 17 Temmuz 1960
    Cumhuriyet gazetesinin o dönem meşhur yazarı Cevat Fehmi Başkut, Alparslan Türkeş’le röportaj yapar.
    Türkeş bu röportajda aynen şu şekilde der:
    “Türk camilerinde Türkçe ezan okunması mümkün, Arapça değil.”
    Bu ifadelerin sahibi olan Türkeş, 1995 senesinde “Ezan Türkçe
    okunmalı” söylediği için partisinin milletvekili talibi olan devrin
    meşhur DGM Savcısı Nusret Demiral’ı adaylıktan derhal ihraç etmişti…
    Tüm bunların okuması, Türkeş’in koşullara bakılırsa hareket ettiğidir.
    Peşin bir hükümle Türkeş’e “CIA elemanı” demek peşin hükümden öte bir anlam taşımaz.”
  • “Aydın Doğan eğer medyasını satmasıydı, 28 Şubat davasından içeri alınabilirdi.
    Doğan Medya’nın ele geçirilmesiyle yandaş medya blokunda yüzde 90’a varan bir hâkimiyet kuruldu ki bunun seçim sürecinde idrak yaratma ve dezenformasyona etkilerini göreceğiz.”
  • O dönem sağ bölünmemişti, kısaca milliyetçisi, muhafazakâri
    bir aradaydı.
    Ne vakit Necmettin Erbakan sahneye çıktı, din kısaca İslam
    ideoloji oldu.
    Yükseliş’te hoca olan Prof. Necmettin Erbakan, Odalar Birliği
    genel sekreteri olmak istedi ve bunun için Alparslan Türkeş’ten
    destek talep etti.
    Türkeş, milliyetçi bir ekip kurarak Erbakan’ın yanına verdi.
    Erbakan, bu ekiple tüm Türkiye’yi dolaşıp TOBB genel sekreterliği için kampanya yapmış oldu.
    Erbakan’ın korumaları da ülkücülerdi.
  • Atatürk ise Türk tarihindeki emsalsiz en büyük Bozkurt, kısaca Türk milliyetçisidir ki Cumhuriyet’in ilk yıllarında Bozkurt, Türkiye’nin temel sembollerinden biriydi.
    Atatürk’ün milliyetçiliği, akılcı, modern, demokratik, birleştirici, yüceltici, insani ve barışçıdır. En önemlisi mutlak bağımsızlıkçı kısaca antiemperyalisttir ve şovenizme karşıdır.
    Atatürk’ün Türklük tanımı şudur: “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına ‘Türk milleti’ denir.”
    “Ne mutlu Türküm diyene” ifadesi ise ırkçılığı reddeden, tasada ve kıvançta BERABERLİĞİ öneren bir kültür ortaklığıdır.
  • Yavuz, Osmanlı’nın rotasını Batı’dan Doğu’ya çeviren ilk Türk
    padişahıdır ki Türklerde Atilla’dan beri hedef hep Batı olmuştur.
    Yavuz Sultan Selim ek olarak İslam ambalajıyla Arapçılığı ve Fars-
    çılığı öne çıkarmıştır.
    Düşünün Safevî hükümdarı Şah İsmail, beyitlerini Türkçe yazarken, Yavuz Sultan Selim Farsçayı tercih etmiştir.


Sarayın Bozkurtları İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Yazar ülkücü toplumun Türkeş ile Başlayan serüvenini detaylı bir halde ele almış. Bilgilenmek ve başından itibaren ülkücü(türkçülük) hareketinin siyasal arenadaki rollerini liderlerini ve Türk siyasal hayatına etkilerini okuyabilirsiniz. Ayrıca Genel başkanlık koltuğu için meydana getirilen mücadeleler ve perde arkası Hakkında detaylı bilgiye vakıf olabilirsiniz. Ve bu hareketin Türk siyasal tarihinde en mühim mevzularda ki İlginç kararlarına şahitlik edeceksiniz. Siz okurlara şahsım adına mevzu ile ilgili bilginiz yok ise Okuyup da kendi içinizde yorumlama şansını elde edebilirsiniz. (Nurullah Yrmz)

Sarayın Bozkurtları-Sabahattin Önkibar: Milliyetçi Hareket Partisi’nin içinden gelen yazar, hareketin dünü kadar yarınına da ışık dokunabilecek özellikte saptamaları okuyucuya hareketin tarihsel kırılmalarını detay ve gereksiz ayrıntılara girmeden aktarmış. Siyasal Bilgiler mezunu yazarın gazetecilik mesleği ile bütünleşen yaşam tecrübesi bahse mevzu edilen döneme dair mühim bilgilerin ortaya çıkmasına salık veriyor. Duygusallıktan uzak objektif perspektif ile aktarılan vakalar hareketin gelişim süreci ve oyuncuları hakkında nesnel yorum yapılabilinmesini sağlıyor. Eserde verilen bilgiler ışığında siyasetin her renginde açıkça görebildiğimiz ve politika kültürümüzün kronik hastalığı olan ‘politikanın yaşamın idame ettirilmesi için gereksinim duyulanları elde etme mecrası, bir meslek olarak görülmesi”‘nin bir an ilkin aşmamız ihtiyaç duyulan bir tabu haline geldiğini görmek mümkündür. Oysa siyaset üretenler enerjilerini kazanç sağlamak yerine tükenmeyen fedakarlıklardan almak durumundadır. (persona non grata)

Sabahattın Önkibar’ın yasaklanan kitabı da dahil son çıkanlarının hepsini okumuş biri olarak son zamanlar da siyasal tarihimizde milliyetçi kesimdeki dalgalanmaları, ayrılmaları, mücadeleyi yasamış biri olarak kendince örnekler vererek konu alıyor. Devlet Bahçeli’nin davranışlarının siyasal tarihimizde oynadığı negatif yanları da belirtmekten geri kalmıyor.5 kısımdan oluşan kitap akıcı bir üslupla yazılmış (mrtdgdvrn)


Sarayın Bozkurtları PDF indirme linki var mı?


Sabahattin Önkibar – Sarayın Bozkurtları kitabı için internette en oldukca meydana getirilen aramalardan birisi de Sarayın Bozkurtları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Sabahattin Önkibar Kimdir?

Sabahattin Önkibar (d. 1957, Rize(ilçe)ardeşen), Türk gazeteci, sunucu ve köşe yazarı. Ulusal Kanal’da gösterilen Alternatif ve Kanal 34’te gösterilen Ankara Kulisi adlı programların sunuculuğunu yapmakta ve Aydınlık gazetesinde makaleler yazmaktadır.

Eğitim Enstitüsü Türkçe kısmı ile Siyasal Bilgeler Fakültesi’ni tamamladı. Gazeteciliğe, 1980 senesinde Türkiye Gazetesi’nde Ankara Temsilcisi olarak başladı. 1993 senesinde TGRT’nin kuruluşunda bulunmuş oldu ve Alternatif adlı bir programı sunmaya başladı. 2001 senesinde TGRT ve Türkiye gazetesinden ayrılarak Star TV ve Star gazetesine geçerek bu gazeteninAnkara Temsilcisi oldu. 2002 senesinde Star TV’ye RTÜK tarafınca 15 günlük kapatma cezası verildikten sonrasında, bulunmuş olduğu medya grubundan ayrılarak, Kanal D’ye geçti ve Postagazetesinde Ankara Temsilcisi oldu. 2004 senesinde ise bu kez Flash TV’ye geçerek kanalın Ankara Temsilcisi oldu. 2005 senesinde, Avrasya TV ve Yeniçağ gazetesinin AnkaraTemsilcisi oldu. Son olarak, 2011 senesinde Ulusal Kanal, Kanal 99 ve Yeni Mesaj’a geçerek Ankara temsilcisi oldu. 2012 senesinde Yeni Mesaj gazetesinden ayrılarak Aydınlık gazetesine geçti. Halen Ulusal Kanal’daki Alternatif ve Kanal 34’teki Ankara Kulisi programlarını sunmakta ve Aydınlık gazetesinde makaleler yazmaktadır.


Sabahattin Önkibar Kitapları – Eserleri

  • Takkeli Firavunlar
  • Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Şey
  • Yazılamayanlar
  • Derin ve Gizli Devlet Gazetecisi Olarak İtiraflarım
  • Asena
  • İmamlar ve Haramiler Medyası
  • Mehdi’nin Darbesi Eşikteki Kıyamet
  • Sarayın Bozkurtları
  • Rehin
  • İşte İslamın ve Türklüğün Katilleri


Sabahattin Önkibar Alıntıları – Sözleri

  • Hayret edeceksiniz fakat bu bakış pek oldukca İslamcı cemaatte
    egemendir.
    Necmettin Erbakan şeklinde bir isim bile Bosna için toplanan
    yardım paralarını iç etmekle suçlanmamış mıydı?
    Yargı bu suçlama ile yapmış olduğu muhakeme sonrasında Erbakan
    dahil pek oldukca kişiyi mahkum etmemiş miydi?Hiç unutmam Prof. Erbakan bu durumu kendi camiasına
    şu şekilde açıklıyordu:
    – Evet Bosna’ da cihat var fakat ikimiz de cihat yapıyoruz. Para
    oraya gitmiş, bizlere gelmiş asla fark etmez. (Takkeli Firavunlar)
  • “Pek oldukca Türk milliyetçisinin bile bilgisizlik sonucu iyi tahlil edemediği İttihat ve Terakki hareketi, iddia edilmiş olduğu şeklinde ne masonların kurdurduğu bir teşkilat ne de tüm gayesi yalnız Abdül- hamit’i tahttan indirmek olan bir çeteydi.
    Doğrudur İttihat ve Terakki, teşkilatlanma bağlamında İtalyan mason locası Carbonari’yı gizlilik bağlamında öykünmek etmiştir, lâkin benzerlik yalnız budur, kısaca şeklidir…” (Sarayın Bozkurtları)
  • Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ana karşıcılık önderi ve alternatif önder olması imkansız, zira kendisi bizzat proje görevlisi. Keza Bahçeli’nin MHP’yi büyütmek ve iktidara ortak et­mek diye bir gayesi yok. CHP ile MHP bunlardan kurtulmadan bu partilerdeki blo­kaj kalkmaz ve Türkiye alternatif liderine kavuşamaz. Kavuşamayınca da Tayyip Erdoğan ve AKP hep iktidar ol­maya devam eder. (Asena)
  • “Aydın Doğan eğer medyasını satmasıydı, 28 Şubat davasından içeri alınabilirdi.
    Doğan Medya’nın ele geçirilmesiyle yandaş medya blokunda yüzde 90’a varan bir hâkimiyet kuruldu ki bunun seçim sürecinde idrak yaratma ve dezenformasyona etkilerini göreceğiz.” (Sarayın Bozkurtları)
  • Türkiye uzun bir süredir, kan kaybediyor. Dış borç alınarak meydana getirilen bina ve yol ile gidilebilecek yol bitti. Türkiye gerilemekte. Gelecek nesillerin olası kazançları rehin verilmektedir. Bu ekonominin sürdürülebilir olmadığını her­kes, bilhassa iş dünyası biliyor, biliyor fakat iktidarın baskısı sebebiyle konuşamıyor. (Asena)
  • Uçağı kullanabilmek için pilot olmak gerekiyor. (Rehin)
  • İnsanlar günden güne yalnızlaşıyor. (Rehin)
  • İşte bunlara tanıklık ettiğim için MHP’nin Truva atına dönüştüğünü haykırıyorum.
    Beni kahreden, toprağa düşen, aralarında can arkadaşlarımın da olduğu o gencecik çocuklar.
    Açıklayın o çocuklar Türk’üm diyemeyenlere stepne olan bu Bahçeli için mi öldüler? (Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Şey)
  • Nihal Atsız, Turancı-Türkçülüğün ideologlarından biri ve savaşım adamıydı ki hapse girip karşılık ödemiştir. Sadece komünizmle mücadelesi değil, İslamcılığa muhalefeti biliniyor.
    Nihal Atsız bir ihtimal bir Ziya Gökalp şeklinde cemiyet kısaca toplumsal bilimci değildir fakat duygu ve fiil adamı özelliğiyle Türkçülük davasına mühim katkıları olmuştur. (Devlet Bahçeli ve Ülkücüler Hakkında Her Şey)
  • Türk medyası şirket çıkarları ve hesaplarına rehindir. Türkiye ahalisi bundan ötürüdür ki hakikatleri öğrenemiyor, tersine plastik medyanın manipülasyonlarıyla uyutuluyor… (İmamlar ve Haramiler Medyası)
  • ” …Ona bakılırsa hars kısaca kültür ulusal, uygarlık kısaca uygarlık ise evrenseldir.” (İşte İslamın ve Türklüğün Katilleri)
  • “Mankurt” ifadesi özetlemek gerekirse beyni, zihni, aklı ve iradesi teslim alınan insan anlama gelir. (Mehdi’nin Darbesi Eşikteki Kıyamet)
  • Ben din anlatıyorum,fıkıh anlatıyorum diyene vatandaşların kanmaması gerekir. (Rehin)
  • Yavuz, Osmanlı’nın rotasını Batı’dan Doğu’ya çeviren ilk Türk
    padişahıdır ki Türklerde Atilla’dan beri hedef hep Batı olmuştur.
    Yavuz Sultan Selim ek olarak İslam ambalajıyla Arapçılığı ve Fars-
    çılığı öne çıkarmıştır.
    Düşünün Safevî hükümdarı Şah İsmail, beyitlerini Türkçe yazarken, Yavuz Sultan Selim Farsçayı tercih etmiştir. (Sarayın Bozkurtları)
  • “Türkeş, İslamın ve inancın, Türklüğü ya da millet aidiyetini yeneceğini düşünerek tedbir aldı; zira Allah’la hiçbir fikrin yanşamayacağını biliyordu.
    Ayrıca Türkeş inançlıydı ve bu harmanlamayı zararı olan bulmadı.
    1944’te üsteğmen rütbesindeyken Nihal Atsız’la beraber Irkçılık-Turancılık Davası’ndan yargılandı ve 9 ay 10 gün Tophane Askeri Hapishanesi’nde kaldı. 1945 senesinde Askeri Yargıtay kararıyla tahliye edildi ve 1947’de beraat etti. 1955’te Harp Akademisi’ni tamamladı. Daha sonrasında ABD’ye gönderildi. Amerikan Harp Akademisi’ni ve piyade okulunu tamamladı. 1955-1957 yılları aralığında Washin- gton’da NATO Daimi Komitesi’nde vazife yapmış oldu.” (Sarayın Bozkurtları)
  • “…Gandi’nin sözüdür: ‘ Kin, utanç ve korkunun olduğu yerde Allah ortaya çıkmaz.’ ” (İşte İslamın ve Türklüğün Katilleri)
  • Ali Babacan ekonomiden görevli bakandır. Birgün bakanlar kurulu toplantısında şunu söyler.
    “İnşaat sektörü günü kurtarır ama geleceği kurtarmaz. Ölü yatırımdır. İnşaat yerine üretime katkı yapacak alanlara yönelmeliyiz.”
    Tayyip, Babacanın teklifini şu sözle keser.
    “Ali Bey inşaat sektörü kaç kaleme katkı yapıyor biliyor musun? Ekonomimizi bu sektör ayakta tutuyor nasıl görmezsin”
    Babacan yanıt verir.
    “Efendim oldukca haklısınız. Günü kurtarmak için inşaat sektörü dinamo sadece uzun hatta orta vadede çözüm değil… İnşaat biter, yapı paydos olur. En önemlisi inşaatın üretime katkısı yok.
    Tayyip sert bir halde yanıt verir.
    “Hala ne diyor bu? Senin amacın hükümetimizi sabote etmek mi?
    Ali Babacan’ın yüzü bembeyaz olur.
    “Esrağfurullah efendim. Ben Türkiye’nin geleceği için söyledim bu tarz şeyleri.
    Aldığı cevap şu olur.
    “Biz Türkiye’nin geleceğini düşünmüyor muyuz? (Yazılamayanlar)
  • Liyakat devletlerin, sadakat ise tarikat ile cemaatlerin felsefesidir.
    Devleti tarikat ve cemaat şeklinde yönetirseniz yok olmuş olursunuz. (Yazılamayanlar)
  • TSK’nın haklı Kıbrıs müdahalesi sonrasında ABD ile Avrupa’nın ambargosu Türk ordusunun yurtsever subaylarını sorgulamaya itti. (Mehdi’nin Darbesi Eşikteki Kıyamet)
  • Kendi itirafları; o alçaklara istedikleri her şeyi veren onlar! Öyleyken ona buna FETÖ’cü diyorlar. Eğer bu ülkede hukukun zerresi var ise… Eğer bu ülkede kanunun milimi var ise… Eğer bu ülkede terbiye ve vicdanın gramı var ise… Ilkin Fethulah’a açıktan yardım ve yataklık suçunu işle­yenler hesap vermeli… (Asena)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş