Eğitim

Yarının İnsanı – Carl Rogers Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yarının İnsanı – Carl Rogers Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Yarının İnsanı kimin eseri? Yarının İnsanı kitabının yazarı kimdir? Yarının İnsanı konusu ve anafikri nedir? Yarının İnsanı kitabı ne konu alıyor? Yarının İnsanı PDF indirme linki var mı? Yarının İnsanı kitabının yazarı Carl Rogers kimdir? İşte Yarının İnsanı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…

Kitap

Kitap Künyesi

Yazar: Carl Rogers

Çevirmen: F. Cihan Dansuk

Orijinal Adı: A Way Of Being

Yayın Evi: Okuyan Us Yayınları

İSBN: 9786054054923

Sayfa Sayısı: 345


Yarının İnsanı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İnsan odaklı psikoloji hareketinin kurucusu Carl Rogers’tan temel bir kaynak kitap daha.

Carl Rogers’ın daha ilkin yayımladığımız “Kişi Olmaya Dair” adlı kitabında, ondan söz ederken, “Rogers inanılmış olduğu kuramları bir tek terapistlere değil, sokaktaki her insana anlatabilmeyi amaçlar” demiştik. Yazar bu kez de aynı mütevazi dille, “yarının insanını” iyi mi yaratacağımızı konu alıyor. Nasıldır yarının insanı? Kendini var ederek nesneler dünyasından sıyrılmayı başaran ve karşısındaki insanı sahiden duyarak onu nesneler arasından çıkaran.

“Seneler ilkin intihar etmiş, oldukça incelenmiş bir hasta olan Ellen West ile ilgili bilimsel niteliği olan sempozyumda, Rogers tepkisinin derinliği ve yoğunluğu ile seyircileri irkiltmişti. Ellen West hakkında sanki onu iyi tanıyormuş, sanki West kendini dün zehirlemiş şeklinde konuşuyordu. Rogers, yalnızca onun ağlatısal halde ziyan olmuş hayatına dair üzüntüsünü ifade etmiyor, bununla beraber onu bir nesneye dönüştüren, kişisel olmaktan uzak ve zihinleri kati bir tanıyla meşgul olan hekimlerine ve psikiyatrlarına olan öfkesini de dile getiriyordu. Bunu iyi mi yapabildiler diye soruyordu Rogers. Keşke bir insanı, nesne olarak görmenin başarıya ulaşmış bir terapiye daima engel olacağını bilselerdi. Keşke onunla bir insan olarak ilişki kursalardı, kendilerini riske atsalar, onun gerçekliğini ve dünyasını deneyim etselerdi, o vakit onun ölümcül yalnızlığını çözebilirlerdi.”

-Irwin D.Yalom’un Önsözüyle-

Bu kitabı Rogers 80’lerin başlangıcında yazdı. Ancak bugün görüyoruz ki, onun sözleri, bir tek bugünün gerçekleri değil, bununla beraber yarını aydınlatan birer kehanet.

(Arka Kapak)


Yarının İnsanı Alıntıları – Sözleri

  • Kendimi bulana kadar başkaları için pek bir şey yapabileceğimi hissetmiyorum.
  • Aslında kim bilir günbatımından hakkaten zevk alabilmemizin sebebi, ona hükmedemememizdir.
  • Devamlı içimde uyanan duygulara, düşüncelere ve hedeflere güvenmeyi öğrendim yavaşça. Bu öğrenmesi kolay bir ders değildi, sadece devamlı ve en kıymetli olanıydı.
  • Hepimiz kendimizin en fena düşmanlarıydık.
  • Çoğumuz, zihin ile gövde, duygular ile akıl arasındaki farkların silineceği, bütünlüklü bir bedende çaresizce bir araya gelmeye çalışan iki ayrı parçadan oluşuruz.
  • Kısacası, organizmalar hep bir şey arar, başlatır, hep “bir şey izini sürer”. İnsan organizmasında bir merkezi enerji deposu vardır. Bu kaynak, tüm sistemin -bir parçası olmaktan çok- güvenilir bir işlevidir. Yalnızca organizmanın devamını değil, güçlenmesini de içeren, kendini gerçekleştirmeye, tatmine yönelik bir eğilim olarak basitçe kavramsallaştırılır.
  • Değer gördüğüm vakit, çiçek açıyorum, büyüyorum, garip bir kişi oluveriyorum.
  • Empati, kişinin kimliği olan ayrı ve kıymet verilen bir kimse olarak var olduğuna dair lüzumlu onayı sağlar.
  • Şu şekilde hissediyordu: yaşam ona o denli gaddar davranmıştı ki, yalnızca iş hayatında değil, bununla beraber toplumsal hayatta ve en acısı da ailesinin içinde yaşamını duygu olmadan yaşamaya zorlanmıştı.
  • Bir başkasında gerçeklikle karşılaşmak ışıltılı bir şeydir.
  • Yüksek sesle şunu sormuş oldum, güvenimizi insan olarak haiz olduğumuz niteliklere ve yetkinliğe mi dayandıracağız yoksa duvarımıza astığımız sertifikalara mı?
  • Neden bu kadar oldukça genç insan, yaşamı anlam ifade etmeyen ve kafa karıştırıcı buluyor? Kısmen; tutkuyla düşüncenin, duyguyla zihnin ve merakın bir arada var olduğu bir insan olarak hayata devam etmenin mümkün bulunduğunu bilmedikleri için.
  • Ruhsal açıdan sorun içinde olduğunuz vakit, birinin sizi yargılamadan, sizin için mesuliyet üstlenmeye, size biçim vermeye emek vermeden hakkaten duymasının müthiş bir his olduğuna şahitlik ederim!
  • Pekçokları şeklinde, duygularımı göstermekten korkma tuzağına kapılmıştım. “Ona kıymet verirsem, bana hükmedebilir.” “Onu seversem, ona hükmetmeye çalışırım.” Bu açıdan daha azca korku dolu olma yolunda oldukça mesafe kaydettiğime inanıyorum.
  • Kısacası, organizmalar hep bir şey arar, başlatır, hep “bir şey izini sürer”. İnsan organizmasında bir merkezi enerji deposu vardır. Bu kaynak, tüm sistemin -bir parçası olmaktan çok- güvenilir bir işlevidir. Yalnızca organizmanın devamını değil, güçlenmesini de içeren, kendini gerçekleştirmeye, tatmine yönelik bir eğilim olarak basitçe kavramsallaştırılır.


Yarının İnsanı İncelemesi – Kişisel Yorumlar

Hümanistik psikolojinin babası Carl Rogers, bu kitabında ekolünü kendi yaşamından bizlere aktarıyor. İnsanın gelişimine, potansiyeline, ruhuna olan yaklaşımıyla insanı bir makineden ayırmayı ve onu iyi mi tam olarak bir insan olarak görebileceğimizi bizlere gösteriyor.
Psikanalizin tanı koymaya dayalı nevrotik bakış açısının insanoğlunun gelişimine en büyük engel oluşturduğunu bizlere gösteriyor. Birini o şizofren, o paranoyak, o depresif diye etiketlemek onu insan kategorisinden çıkarmak, onun içindeki potansiyeli yok saymak, tamamiyle hastalığı bakış açısından görmektir. Hümanistik terapiyi bunlardan faktörlere ve örneklere yer veriyor.
Benim Rogers’tan en mühim öğrendiğim ve hayatımda yavaş yavaş uygulamakta olduğum bir mevzu var : Dinleme ve Empati. Bir insan ile sohbette onun hakkaten iç sesine kulak verdiğim, duygularını ve fikirlerini ortaya döktüğünde onlara yargılayıcı olmadığım, hatta içinde olup adlandıramadığı duyguları da ona yansıttığım vakit hakkaten oldukça varlıklı bir ana tanık olunuyor. İnsanın hakkaten dinleyen ve anlayan biriyle hitabı kendini daha oldukça insan hissettiriyor ve sonsuz yalnızlıktan çıkarıyor.
Bir dostunuz derdiyle vardığında ona destek olurken bol miktarda tavsiye dayayabiliyor, onun göremediği mevzuları onun yüzüne vurabiliyoruz. Ama Carl Rogers’ın bu tekniğiyle ona müdahale etmeden kendini daha geniş ifade etmesine olanak tanıdıkça, derindeki duygularına ulaşacak sorularla onu karşılaştırdıkça (olabildiğince ima etmeden), insan bir noktada kendini daha iyi kavrıyor ve yoluna iyi mi devam edeceğini içinden gelen sesle buluyor. Neler yapması icap ettiğini ona direkt söylediğimizde, hatalarını yüzüne vurduğumzda bir gelişim ve aydınlanma söz konusu olmuyor. Bunu gerçek hayatta denemenizi kesinlikle tavsiye ederim.
Kitabın son bölümünde Rogers eğitim sistemi mevzusunda altın durumunda fikirler sunuyor. Türkiye’de hala devam etmekte olan duygulara ve gelişime yer verilmemiş, not ve sıralamaya dayalı geleneksel eğitimin ne kadar sıkıntılı bir sistem bulunduğunu gözler önüne seriyor. Bunun kendi hümanistik sistemini örneklere ve kanıtlara dayanarak konu alıyor.
Bu mevzuda düşündüğümde kendisine sonuna kadar hak verdiğimi hissettim. Korku ve sevgi ; bir insana bir şeyler yaptırabilecek iki duygudur. Sonuçta aynı fiil yapılır fakat temelde hangisinin olduğu oldukça şey değiştirir.
İki sevgiliyi ele alalım. Kız oğlanın istediğini onu yitirme korkusu ile yapmasıyla, onu sevilmiş olduğu için yapması içinde ciddi bir fark var. Eğitim sisteminde de aynısı söz konusu. Neden devamlı not, ceza ve katı kaide üzerine kurulu bir sistemde eğitim görüyoruz. Bizi çalışmaya iten şey niçin sevgi değil de korku oluyor.
Carl Rogers bir tek kuram kurmakla kalmıyor bu mevzuda olanak verilmesi dahilinde bu hümanistik temelli eğitim sistemini iyi mi uygulayacağını detaylaryla konu alıyor. Başta ütopya şeklinde gelse de sonradan gelenekçi sistemin içinde yetişmekten dolayı zihninizde sınır koyduğumuzu farkettim.
Neyse ki son yıllarda Rogers’ın bu kuramının yavaş yavaş uygulanmaya başladığını görmek beni mutlu ediyor. Tıp fakültesi eğitiminde yazışma becerileri, eleştirel fikir şeklinde derslerin olması ve bunun yaygınlaşması geleceğe umutla bakmamı sağlıyor. Umarım bigün tamamiyle bunun üzerine kurulu bir eğitim sistemini görebiliriz. (Mehmet Altuntaş)

“Yalnızca insan olarak ilişki kurduğumuzda, ilişkide insan olarak kendimizi riske attığımızda, diğeri insanı kendisi olarak yaşadığımızda, derinden yararlı oluruz. Ancak bu şekilde hem danışan hem de terapist olarak yalnızlığın acısını söküp atacak kadar derinden bir buluşma gerçekleşir.”
Yarının insanı, aslına bakarsak hepimizin danışmalarımızda kullandığımız insancıl kuramı konu alıyor. Kuramın ortaya çıkış hikayesi, kuramda yer edinen temel kavramlar ve dönemine gore karşılaşmış olduğu karşıtlıklar kitabı oluşturan ana tema. Bunların yanında Rogers’ın düzenlemiş olduğu çalıştaylar ve etkileşim gruplarından kesitlere de yer vermiş. Bilhassa son kısımlarında insancıl kuramın kuramın eğitime entegresinde geleneksel eğitime karşı verdiği harp birçok yönden günümüz eğitim sistemindeki çatışmaları çağrıştırıyor.
İnsancıl kuramı ve Rogers’ın bakış açısını daha yakından tanımak isteyenler için okunabilir ve anlaşılabilir bir kaynak (Esma Akyol)

Otobiyografik kısımları ağır basan bir kitap. Rogers, çoğunlukla vermiş olduğu seminerlerden ve yapmış olduğu terapilerden örnekler vererek hümanistik kuramın gelişimini anlatmış. Psikolojiye ilgisi olanlara tavsiye edebilirim. (Furkan Camcı)


Yarının İnsanı PDF indirme linki var mı?


Carl Rogers – Yarının İnsanı kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Yarının İnsanı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Carl Rogers Kimdir?

Carl Ransom Rogers (Ocak 8, 1902 – Şubat 4, 1987) psikolojide humanistik yaklaşımın kurucularından ve psikoterapi araştırmaları icra eden psikologlar içinde en önemlilerinden birisi olarak görülen ABD’li psikolog. Rogers, 20.yüzyılın en oldukça etkilenilen altı psikoloğundan biri ve Sigmund Freud’dan sonrasında en mühim klinikçi olarak gösterilmektedir.


Carl Rogers Kitapları – Eserleri

  • Kişi Olmaya Dair
  • Yarının İnsanı


Carl Rogers Alıntıları – Sözleri

  • Hepimiz kendimizin en fena düşmanlarıydık. (Yarının İnsanı)
  • Pekçokları şeklinde, duygularımı göstermekten korkma tuzağına kapılmıştım. “Ona kıymet verirsem, bana hükmedebilir.” “Onu seversem, ona hükmetmeye çalışırım.” Bu açıdan daha azca korku dolu olma yolunda oldukça mesafe kaydettiğime inanıyorum. (Yarının İnsanı)
  • Bir başkasında gerçeklikle karşılaşmak ışıltılı bir şeydir. (Yarının İnsanı)
  • Kişilerle ilişkilerimde, olmadığım bir şeymiş şeklinde davranmanın, uzun solukta, faydasız bulunduğunu gördüm. (Kişi Olmaya Dair)
  • Kısacası, organizmalar hep bir şey arar, başlatır, hep “bir şey izini sürer”. İnsan organizmasında bir merkezi enerji deposu vardır. Bu kaynak, tüm sistemin -bir parçası olmaktan çok- güvenilir bir işlevidir. Yalnızca organizmanın devamını değil, güçlenmesini de içeren, kendini gerçekleştirmeye, tatmine yönelik bir eğilim olarak basitçe kavramsallaştırılır. (Yarının İnsanı)
  • “ben ne vakit içimdeki gerçekliği ortaya çıkarırsam, karşımdaki şahıs de o vakit kendi içindeki gerçekliği arayıp bulmayı başarabilir.” (Kişi Olmaya Dair)
  • Bizim kültürümüzde şu şekilde bir görüş var. “Diğer insanoğlu da tıpkı benim şeklinde hissetmeli, düşünmeli ve inanmalı. (Kişi Olmaya Dair)
  • Yüksek sesle şunu sormuş oldum, güvenimizi insan olarak haiz olduğumuz niteliklere ve yetkinliğe mi dayandıracağız yoksa duvarımıza astığımız sertifikalara mı? (Yarının İnsanı)
  • “Gerçek ilişkiler yaşam ve anlam dolu olmanın coşku veren bir şeklidir.” (Kişi Olmaya Dair)
  • Başkalarının benim için yapmış olduğu değerlendirmeler bana yol gösteremez. (Kişi Olmaya Dair)
  • Şu şekilde hissediyordu: yaşam ona o denli gaddar davranmıştı ki, yalnızca iş hayatında değil, bununla beraber toplumsal hayatta ve en acısı da ailesinin içinde yaşamını duygu olmadan yaşamaya zorlanmıştı. (Yarının İnsanı)
  • Gerçekten de olduğun şahıs olmak, bir ilişkiyi ve bir yaşamı kurtarabilir. (Kişi Olmaya Dair)
  • Aslında kim bilir günbatımından hakkaten zevk alabilmemizin sebebi, ona hükmedemememizdir. (Yarının İnsanı)
  • İyi yaşam bir süreçtir, bir oluş durumu değil.
    Bir yöndür, bir doğrultu değil. (Kişi Olmaya Dair)
  • Çoğumuz dinlemeyi başaramaz; kendimizi kıymet biçmeye zorunlu hissederiz şu sebeple dinlemek bizlere oldukça tehlikeli gelir. İşte bu yüzden cesaret gereklidir ve bu hepimizin haiz olduğu bir özellik değildir. (Kişi Olmaya Dair)
  • Devamlı içimde uyanan duygulara, düşüncelere ve hedeflere güvenmeyi öğrendim yavaşça. Bu öğrenmesi kolay bir ders değildi, sadece devamlı ve en kıymetli olanıydı. (Yarının İnsanı)
  • Değer gördüğüm vakit, çiçek açıyorum, büyüyorum, garip bir kişi oluveriyorum. (Yarının İnsanı)
  • Var olan kişi devamlı bir oluş sürecindedir. (Kişi Olmaya Dair)
  • Kendi benliğine sadık ol! (Kişi Olmaya Dair)
  • Çoğumuz, zihin ile gövde, duygular ile akıl arasındaki farkların silineceği, bütünlüklü bir bedende çaresizce bir araya gelmeye çalışan iki ayrı parçadan oluşuruz. (Yarının İnsanı)

YORUMLAR

YORUM YAZ!

Yorum Ekle



[

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Oto Aksesuar toptan çakmak
Pusulabet Betoffice Giriş ataşehir escort pendik escort sitene canlı tv ekle bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking kingroyal madridbet yeni giriş kingroyal giriş