Güzel Atlar Ülkesi – Akgün Akova Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Güzel Atlar Ülkesi – Akgün Akova Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Güzel Atlar Ülkesi kimin eseri? Güzel Atlar Ülkesi kitabının yazarı kimdir? Güzel Atlar Ülkesi konusu ve anafikri nedir? Güzel Atlar Ülkesi kitabı ne konu alıyor? Güzel Atlar Ülkesi PDF indirme linki var mı? Güzel Atlar Ülkesi kitabının yazarı Akgün Akova kimdir? İşte Güzel Atlar Ülkesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi…
Kitap Künyesi
Yazar: Akgün Akova
Yayın Evi: Çınar Yayınları
İSBN: 9789753480888
Sayfa Sayısı: 208
Güzel Atlar Ülkesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İlk şiirimin yayımlandığı 1984 yılından başlayarak, tam 11 yıl düzyazıya asla bulaşmadım. Büyük bir inatla şiirin gözbebeğine yüzümü resmetmeye çalıştım. Şiirle büyüdüm, şiirle küçüldüm. Güneşten ısınmış taşların üstüne, yaban hayvanlarının kardaki ayak izlerine, sevgilimin dünyanın en güzel S harfi olan sırtına, su içerken öldürülenlerin mezartaşlarına şiirler yazdım. Evrenin görmüş olduğu uzun bir düş olan zamanı, yeryüzünün yaşanılır kılan emeği, yüreğimin ilkyaza duyduğu umudu ve en çok da fazla doğduğum gün ebemin yüzüme çizdiği o bıyık altından gülüşü koydum olanların içine. Şiirden esirgediğim zamanlarda, onu aldattığımı düşündüm. Ama zaman içinde yaşadıklarım, okuduklarım ve düşlediklerim beni öyleki bölgelere götürdü ki, sözcükler şiirin belleğine sığmaz oldu. Sonunda, beni bir uçurumun kenarına götürüp eğer onları da yazmazsam aşağıya atacaklarını söylediler. Bir şiire baktım, bir de onlara… Bunları yazarsam, sizlere kuma getirmiş sayılmam, değil mi? diye sormuş oldum şiire. Sen bizlere değil, uçuruma bak, uçuruma! Şaşkın herif! diye yanıtladı. Uçuruma baktım ve bu kitaptakileri yazdım….
Güzel Atlar Ülkesi Alıntıları – Sözleri
- Tüm erkekler sahtekardır der annem
Sevgi dolu yalanlar söylerler sana
Ertesi gece başkasına asılırlar
İç çekerken bırakırlar seni özlemle - Geceleri, kitabın yüreğinin atışını duyuyordum. Karanlığın, sesleri çiğneyip öğüten ağzında, kitabın göğüs kafesinin inip kalkışı uykularımı kaçırıyordu. …
- … Sarhoşlar hariç her insanın, geceyi yalnız bırakmak için atardamarlarından sükunet içinde çekilmiş olduğu sokaklardan geçtik. Yüreğim ışıksızlığın ormanında dağılıyordu. …
- “İnsanın cümle yaratılmışla
dengede
sevgi ilişkisinde olması
günümüzde her zamankinden daha
önemliyken,
bunca sevgisizliğe,
bunca yalnızlığa,
bunca yabancılaşmaya
itilişimiz niçin?” - “süre hiçbir şeyi çözmüyordu, yara içten içe işlemeye devam ediyordu”
- … Ağzımı açacak oldum, sesim boğazımın bir köşesine gizlendiği için çıkmadı. …
- … Sessizlik bir süre dönemin iplerinde asılı kaldı. …
- ../ilerlerken iyi giyimli bir insanla karşılaştık. Yaşlı bir şiiri çağrıştırıyordu. Üzerine başına Akdeniz bulaşmıştı..
- Adam, kısa bir suskunluktan sonrasında başını kaldırdı ve kuşların küçülttüğü gökyüzüne bakarak mırıldandı: “Niçin senelerce tüm kuşlara
Mavi denize ve mavi göğe
Hep şiir yazmak için baktım?” - Ele avuca sığmaz, bağlasan durmaz, kaide mural dinlemez, hiçbir zora, Tanrı zoruna bile boyun eğmezler. Yalnız sevgi dizginleyebilir onları, fakat sevgi de dizgin nedir bilmez.
- Yaşam böyledir: Kimini güzel havalar, kimini de güzel hanımefendiler mahveder! Bu sebeple, Sabahattin Eyüboğlu’nun söylediği benzer biçimde, kimi şairleri “Yalnız sevgi dizginleyebilir, fakat sevgi de dizgin nedir bilmez.”
- “İnsanın cümle yaratılmışla
dengede
sevgi ilişkisinde olması
günümüzde her zamankinden daha
önemliyken,
bunca sevgisizliğe,
bunca yalnızlığa,
bunca yabancılaşmaya
itilişimiz niçin?” - “Yaralı bir kuşun seke seke uçtuğunu gördüm. Sen de gördün mü?” diye sordu.
“Kuş muydu o? Ben ağacını arayan bir yaprak sanmıştım.”
“Hayır, yaralı bir kuştu. Onu gördüğümüze gore sabahleyin bir kafes değil artık! Güzü kuşlarla oyalayabiliriz.” - “Yaralı bir kuşun seke seke uçtuğunu gördüm. Sen de gördün mü?” diye sordu.
“Kuş muydu o? Ben ağacını arayan bir yaprak sanmıştım.”
“Hayır, yaralı bir kuştu. Onu gördüğümüze gore sabahleyin bir kafes değil artık! Güzü kuşlarla oyalayabiliriz.” - … bitkin göz kapaklarımı uzun yolculuklara çıkan uyku gemilerine bindirmek üzereyken …
Güzel Atlar Ülkesi İncelemesi – Kişisel Yorumlar
‘Bu kitabın adına bakıp yanılmayın sakın!’ diyor kitabın arka kapak yazısında. Akova’nın kitaplarının kapak tasarımını gördüğümden beri bense içimden şunu söylerim: ‘Kapak tasarımına bakıp yanılmamak gerekir.’ Bu aşama değişik bir okyanusun suları bu aşama değişik kapak tasarımlarıyla yankılanabilirdi sanırım.
Akova’nın iki şiir kitabını temenni ediyorum on gündür. Baktım elime geçmekte direnme ediyorlar ben de tecrübe etme okyanusuna atladım. ‘Güzel Atlar Ülkesi’ denemelerden oluşuyor. Ama bu denemeler bildiğimiz klasik denemelerden oldukça başka. Onlardan ayrılan yanı bir şairin kaleminden doğmuşluğu olsa gerek.
Kuşların kurduğu çete, kaplumbağaların evi, saçlar ve dahası! Dünyayı paylaşmayı bilmediğimiz öteki her şeye karşı ince bir duyarlılıkla farkındalık yaratıyor bu denemeler ve şiirin düşselliği bilginin sokaklarında büyük bir edayla süzülüyor.
Düz yazıda da aynı şeyi gördüm: Akova hakikaten tam bir ifade büyücüsü! Bir ifadeyi okuyup kaldığım, sonraki ifadeye geçemediğim oldukça an oldu. Onlardan birisiyle bitsin buradaki sözler:
“Geceleri, kitabın yüreğinin atışını duyuyordum. Karanlığın, sesleri çiğneyip öğüten ağzında, kitabın göğüs kafesinin inip kalkışı uykularımı kaçırıyordu.” (Altuğ Öztürk)
bu kitap gerçeğin düş görmüş olduğu, düşün de gerçeği görmüş olduğu yerlerde yazılmıştır
Bu şekilde tanımlıyor akgün akova kitabını…
Kitap: tecrübe etme araştırma tarzında yazılmış…
Yarattığı örneksiz yaratıcı ve kışkırtıcı dille…
Hem şiirde hem de düzyazıda aynı kıvrak ve sürükleyici dili kullanıyor.
Bu dil her iki tarzda da yakışıyor.
Kitaptaki anlatıdan da anlaşılıyor ki akgün akova inceyi gören bir kalem…
 (Mahmut Keçeci)
Kısa bir dönem tecrübe etme yapıtları ile okuyucu karşısına çıkan ve çoğu zaman şiir kitapları olan Akgün Akova, düz yazıda niçin ısrar eden olmamış bilemiyorum. Şiire olan tutkusu onu bu daldan uzak tutmuş olabilir. Yazarın bugün itibari ile piyasada olan 3 tecrübe etme kitabından tek okumadığım bu eseriydi. Bu kadar niçin geç kaldığıma kızdım kitabı bitirdiğimde. Akova’nın cümle yapısı, kelimelerle olan münasebeti enfes. O tecrübe etme tarzında yazanın üslubunu sonuna kadar hissettirmesi benim bu türü değerlendirirken eğer olmazsa olmaz koşulum. Kitaptaki ilk bölüm olan Kaplumbağalı Yazılar beni hayal krıklığına uğratır benzer biçimde oldu. Ancak Saçlı Yazılar, Kanatlı Yazılar, Bıçaklı Yazılar, Oyuncaklı Yazılar, Eskihisar Üçlemesi bölümleri beni fazlasıyla memnun etti. Akgün Akova yardımıyla; kuşlara yüksek binalarda yaşam evleri oluşturmanın mücadelsini veren çetelerden, hamama giden Pelikandan haberdar olacaksınız. Yolun Sonu kısmına geldiğinizde yukarıda belirttiğim “Düz Yazıda Israr Etmeme” mevzusunda bana hak vereceksiniz. Eğer Sunay Akın’ı sevmiş olarak okuyorsanız, Akgün Akova’nın bu eserini daha çok sevmiş olarak okuyacağınıza adım benzer biçimde inanırım. (Gökhan Uzunoğlu)
Güzel Atlar Ülkesi PDF indirme linki var mı?
Akgün Akova – Güzel Atlar Ülkesi kitabı için internette en oldukça meydana getirilen aramalardan birisi de Güzel Atlar Ülkesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan bir çok kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF’leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Akgün Akova Kimdir?
Akgün Akova (d. 1962, Akyazı), Türk ozan. Şiir haricinde fotoğrafçılıkla da ilgilenen Akova’nın tecrübe etme, fotoğraf, seyahat alanlarında da kitapları vardır. Seyahat editörlüğü, tabiat fotoğrafçılığı ve seyahat yazarlığı da meydana getiren ozan, hem üniversitelerde hem de hususi eğitim kurumlarında “yaratıcılık” dersleri de vermektedir.
Hayatı
1962 senesinde Sakarya’ya bağlı Akyazı ilçesinde dünyaya geldi. Gebze Lisesi’nin arkasından Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünü ve İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü’nü tamamlamış oldu. 1984 senesinde ilk şiiri Milliyet Sanat dergisinde gösterildi. İlk şiir kitabı olan Sansürttürme Ozan Abüüü 1991 senesinde yayımlandı. Şaire 1993 senesinde Truva Şiir Ödülü, 2003 senesinde ise Dionysos Şiir Ödülü verildi. Akova, denemelerinin yer almış olduğu Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzü isminde kitabıyla ise 1998 senesinde Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Ödülü’ne layık görüldü. Kadir Has Üniversitesi ve Akademi İstanbul benzer biçimde eğitim kurumlarında “yaratıcılık” dersleri de veren ozan ek olarak TRT ve Açık Radyo’da sunuculuk, metin ve program yazarlığı da yapmış oldu. Voyager, Skylife, National Geographic benzer biçimde dergilerde seyahat yazıları da gösterilen Akova 1998-2006 yılları aralığında Voyager dergisinde gezi editörü olarak da çalıştı.
Akgün Akova Kitapları – Eserleri
- Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzü
- Elimi Tut Yeter
- Baba Bana Bağırma
- Aşk ve Kuyrukluyıldız
- Sevdiğim Kadın Adları Gibi
- Güzel Atlar Ülkesi
- İki Ozan Arasında İstanbul
- İçimden Geçen Yolda
- Yüzünden Yollar Çıkardım
- Pepetye
- Seçme Şiirler
- Sansürttürme Ozan Abüü
- Iyi sabahlar Deme Sanatı
- Sevdiğim Kadın Adları Gibi
Akgün Akova Alıntıları – Sözleri
- “İnsanın cümle yaratılmışla
dengede
sevgi ilişkisinde olması
günümüzde her zamankinden daha
önemliyken,
bunca sevgisizliğe,
bunca yalnızlığa,
bunca yabancılaşmaya
itilişimiz niçin?” (Güzel Atlar Ülkesi) - senin yüzün
eski kuşların yeni seyir defteri.. (Seçme Şiirler) - “Iyi sabahlar’ı yalnızca bir sözcük sanmayın! Sabahın ışığıyla yıkanmış bir dil pırıltısıdır o. Sekiz harfli bir anahtardır, yalnızlığın çıkış kapısını aralar. Iyi sabahlar diyen, yalnız bırakmayı ve bırakılmayı reddetmiş anlamına gelir. Gönül çelendir iyi sabahlar, buzkıran gemisidir. Ağzımızın içindeki deniz feneridir. Öylesine güzeldir, ‘Bu sabahleyin ışığın elinden beraber tutalım mı?’ cümlesinin kısaltılmışıdır.
Iyi sabahlar, kardeşidir merhaba’nın. Kolay gelsin’in, teşekkür ederim’in yakınıdır. İyi geceler’i soracaktır olursanız, o da iyi sabahlar’ın pijama giymiş halidir!” (Iyi sabahlar Deme Sanatı) - “İnsanın cümle yaratılmışla
dengede
sevgi ilişkisinde olması
günümüzde her zamankinden daha
önemliyken,
bunca sevgisizliğe,
bunca yalnızlığa,
bunca yabancılaşmaya
itilişimiz niçin?” (Güzel Atlar Ülkesi) - Şiir, lapa lapa kar yağarken simsiyah bir suyun üstünde süzülen bembeyaz bir kuğunun bir köprünün altından, sırtında kavga eden sevgililerin fırlattığı kırmızı güllerin birkaç yaprağı ile geçmesidir ve sonrasında kuğunun kanat çırparak gül yapraklarını karanlık sulara savurmasıdır.Budur şiir , tastamam budur! (İçimden Geçen Yolda)
- elin elime bağlanmıyorsa aşkla
istedikleri kadar köprü yapsınlar
İstanbul Boğazı’na, boşuna! (Yüzünden Yollar Çıkardım) - Kafası bozuk şöförlerin sürdüğü
İETT otobüslerine binin
İşiniz eceleyse (Pepetye) - yürekten yüreğe savrulan çiçektozudur aşk (Sevdiğim Kadın Adları Gibi)
- Bazı sözcükler vardır, onların kullanılma çokluğu, toplumun içinde bulunmuş olduğu durumu belirlemek için önemlidir. “Merhaba” sözcüğü bunlardan biridir, “Iyi sabahlar” bir diğeri. “Seni seviyorum”, “Tebrik ederim”, “Yardım edebilir miyim?”i de sözcük trenimize vagon olarak ekleyebiliriz. Ama içlerinde iki tanesi vardır ki, insanların arasındaki buzdağlarını eritip dostluk köprüleri kurarlar: “Teşekkür ederim” ve “Özür dilerim”. (Elimi Tut Yeter)
- Iyi sabahlar’ı yalnızca bir sözcük sanmayın! Sabahın ışığıyla yıkanmış bir dil pırıltısıdır o. Sekiz harfli bir anahtardır, yalnızlığın çıkış kapısını aralar. Iyi sabahlar diyen, yalnız bırakmayı ve bırakılmayı reddetmiş anlamına gelir. Gönül çelendir iyi sabahlar, buzkıran gemisidir. Ağzımızın içindeki deniz feneridir. Öylesine güzeldir, “Bu sabahleyin ışığın elinden beraber tutalım mı?” cümlesinin kısaltılmışıdır. Iyi sabahlar, kardeşidir merhaba’nın Kolay gelsin’in, teşekkür ederim’in yakınıdır. İyi geceler’i soracaktır olursanız, o da iyi sabahlar’ın pijama giymiş halidir! (Iyi sabahlar Deme Sanatı)
- hepimiz kuşları unutmuşsa eğer
mıçayım UFOlarına (Baba Bana Bağırma) - “bigün ayrılırsak
dövünen oldukça olur, sevinen daha oldukça
takla atanlar olur haber üzerine
göbek atanlar
ülseri azanlar olur
bigün ayrılırsak bak kötü olur” (Aşk ve Kuyrukluyıldız) - ki giysileri sevmem
gizlerler güzelliğini (Sevdiğim Kadın Adları Gibi) - Ben de dışı büyümüş, içi çocuk kalmış biriyim. (Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzü)
- patlayýp seyircileri öldüren bir futbol topudur son dakikada
bunlarýn hiçbiri
hiçbiri deðilse barýþ
söyle sevgilim
savaþýn düþ kurduðu yerlerde
hangi yüzsüzün uydurduðu bi’ sözcüktür
þu dillerden düþmeyen barýþ (Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzü) - ben sende unutup her şeyi sevgilim
her şeyi unutup
buldum kaybolmanın güzelliğini
içindeki yollarda (Yüzünden Yollar Çıkardım) - ../her an bir dilim şiir bulunurdu kıyı köşesinde,
içim sıkılırsa kalkar o şiire yanaşırdım, okurdu beni.. (Aşk ve Kuyrukluyıldız) - “ne güzel bir roman olur” diye mırıldanmıştım
seni ilk gördüğümde
… (Yüzünden Yollar Çıkardım) - Sevgiyi hak edene değil de muhtaçmış benzer biçimde görünene verdiğimiz müddetçe üzülen hep biz olacağız. (İki Ozan Arasında İstanbul)
- “n’apalım senin huyun da bu şekilde
ona bok çuvalının yanında ipekböceği olmak” (Aşk ve Kuyrukluyıldız)
Yorum Ekle
[
YORUMLAR
YORUM YAZ!